23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2002 ÇARŞAMBA 14 J V U I ^ i i U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr 121 yaşmdaki tahta kukla 2002 yılınm Noel'inde tüm dünya çocuklarıyla buluşacak Pinokyo yenidenyaratıldı.ASUSELÇUK İtah/an yazar CartoCoflodi, "Pinok- yo"yu 1881'de yazdı. însan olmak is- teyen tahta kukla Pinokyo, marangoz ustası Geppetto ve Mavi Peri, bu unu- tulmaz kitap 121 yıldır milyonlarca çocuğun hayal giicünü, düşlerini süs- lemekte. Çocuk edebiyaürun en önem- li klasiklerinden olan Pinokyo, dün- yanın tüm dillerine kim bilir kaç kez çevrildi, sayısız baskı yaptı. Sınema- da konulusu da çizgi filmi de beyaz- Derdeye çok kez uyarlandı Pinokyo'nun. tlk perdede görünüşü 1939 yapımı Aleksandr Ptusko'nun yönettiği bir Rus fılmi olan "Alün Anahtar"dır. Ünlü yazar AtekseyTobtoy'un senar- /olaşhrdığı Mosfilm yapımı Pinok- /o'da, Kral Tarabar'ın ülkesinde yaşa- /an laternacı Carl o, günlerden bir gün alağanüstü bir odunla karşılaşır. Bu jdun Buralino adlı uzun burunlubir ço- ;uğa dönüşür. Carlo ve Buralino bir kasabada ya- jamaya başlarlar. Günün birinde bura- /a Karabas-Barabas'ın kukla tıyatro- >u gelir. Zalim Karabas kuklalannı 7 cayışlı bir kırbaç ile döverek yö'net- nektedir. Karabas üstelik bir hazine- ıin gizlendiği bir kapının altın anah- anna da sahiptir. Köpek Artemon bu ınahtan çalıp göle atar. Gölün çağlık îilge kaplumbağası Tarrilla anahtan 3uralino'yaverir. Kuklalarla Carlo al- ın anahtarla hazinenin kapıstnı açar- ar, sihirli kitabı bulurlar. Kitabın içindeki mutlu ülkede tüm çocuklar okula gitmekte, yaşlılar da huzurlu bir yaşam sürmektedir. Çizgifilmdenmüzikale... Ruslann Pinokyo'sunun ardından 1940'ta Walt Disney-RKO ortak yapı- mı, çizgi fîlm Pinokyo gelır. Bu Pinok- yo, Ben Sharpsteen'le Hamilton Lus- ke'ın iki yönetmenli bir çalışması. Le- igh Hartine ın bestelediği, Ned Was- hington'un sözlerini yazdığı "When YouWTsh LponA Star" (Yıldız Olmak Istedığınde) o yılın en ıyı özgün şarkı • 'Yaşam Güzeldir'le 1998'de en iyi yabancı film Oscar'ını kazanan Roberto Benigni çocukluk düşlerini gerçekleştirip tahta kukla Pinokyo oldu. Benigni aynı zamanda filmin yönetmeni. Mavi Peri'yi eşi Nicoletta Braschi, Geppetto'yu ise Carlo GiufTre oynuyor. Oscar'ını kazanmış. Italyan usta Luigi Comencini'nin 1971 'de televizyona çektiği Pinokyo bü- yük bir başan sağlar, 20 milyon izle- yiciyi çeker. Comencini'nin senaryo- sunda Geppetto tutucu, Mavi Peri'yse her davranışı eleştiren sevimsiz biridir. Izleyenlerin tüm sempatisi sonuçta gö- züpek Lucignolo'ya yönelmiştir. "Pi- nokyo yorumunda kukla ve Mavi Peri arasındaki ilişkhi tersyüz ettim. CoDo- di'nin öyküsünde Mavi Peri ve Cırar- böceği ahlakın lemsikileridir. durmak- sızuı Pinokyo'ya şıınu yaparsan, uslu ohırsan,sözdinlersen,sonundaetten ke- mikten bir çocuk olacaksm. deyip du- nırlar. Ben yapryı tümüyie değiştir- dün" diyor Comencini. "Geppetto bir tahta kukla yaranr, dans etnıevi, kılıç kuflanmayL, yolculuğa çıkmayu para kazanmayı bilen bir kukladır bu. Ma- vi Peri'nin yardımıyla bu kukla sonun- da insana dönüşür. Bu çocuk şayet ter- biyeti, uslu, söz dinler obnazsa yeniden tahta kuklaya dönüşecektir. BÖyle sert bir şantajla karşı karşryadır benim Pi- nokyo'm. Lucignok) bir serseridir ama çoksempatiktir. Pinokyo'nun gözünde o özgürtüğün gerçek simgesidir; öğret- menlerin, perflerin, cırcırböceklerinin verdiği bıkuncı öğütieri vermez o. Ben çocukken bile ahlak vaazcısı Mavi Pe- ri'yi çok sıkıcı bulurdum. Geppetto ise iyi ve basit bir adanıdır, oğlu Pinok- yo') a karşı hep verici fakat zayırbr. Pi- nokyo da tüm çocuklar gibi bencildir. Serseridir ama yaşam doludur. Tüm davranışlannda içtendir. McdansızJık- lannu kötülüklerini de yoğun bir bi- çimde tarüşarak yaşar. Aln yaşma de- ğin çocuklar kafalannda iyi ve kötü kavramlannıhiç taşunazlar. Pinokyt) iyi midir. kötü müdür? Oysa o yaşamak isteğinde olan bir çocuktur. Fümimin Fransıztetevizyonundaki gösteriminde, Paris'teki birtaşra okulu, öğrencileriy- le bir anket yapnıış. Çocuklann tepkV si çok uyunilu olmuş, yanıüannda Pi- nokyo kötü birçocuk,Mavi Peri çok tat- h,verflen cezalar hakediliyor demişler. Gayet güzeL çocuklara basit, yahn me- sajlar vermekgerek, sorunlar isebüyük- leregöre. Eğer birfilmçocuklar içinya- hnsa. yetişkmler için de yoğunsa sonuç çok olumlu demektir" dıyor Comen- cini. Comencini'nin aynksı Pinokyo'su- nun ardından 1977'de müzikal bir Pi- nokyo geliyor. Geppetto'yu Amerika- lı ünlü komedyen Danny Kaye canlan- dırmış. Pinokyoyuda Sandy Duncan oynamış. 1996'daAmerikan yapımı, yö- netmen SteveBarron'un "Pmokyo'nun Serüvenleri''nde usta oyuncu Martin Landau Geppetto'da, J. T. Tbomas da Pinokyo rolündedır. Bu çalışmayı "Pi- nocchio in Outer Space* (Pinokyo Uzayda) ve "Pinokyo'nun Serüvenîe- ri" adlı çızgı filmler ızliyor. BenignTnin Pinokyo'su 2002'deyse Pinokyo bu kez anava- tanı Italya'da. "Yaşam Güzeldir"le (1998) en iyi yabancı film Oscar'ım, Cannes'da da Jüri Özel Ödülü'nü ka- zanan Roberto Benigni, Itarya'da çok sevilen, fılmleri yüksek gişe yapan bir oyuncu-yönetmen. "Şu anda hemen hemen Geppetto'nun yaşındayim. Pinokyo olmak istiyorsam efimi çâbuk tutmaİryınT diyen Benigni, 2001'de Pinokyo projesini ele alır, 25 Hazıran'da Toscana'da 4000 figüranla dış çekim- lere başlar. 40 milyon dolara mal olacak, yapımevi Melampo adına yapılacak *Pinokyo"da Benigni çocukluk düş- lerini böylece gerçekleştirip tahta kuk- la kahraman Pinokyo olur. Mavi Peri'yi de oyuncu kansı Nicoletta Braschi'ye verir. Geppetto'da Carlo Ghıflre vardır. Senaryoyu Benigni, Vtacenz» Cerami ile birlikte yazmış. Kostümler ve dekor- lar Oscar ödüllü, Federico Feflini'nin çok sayıdaki fılminde de çalışmış olan Danilo Donati nın. Müzik Nicola Piovani'ye.görüntülerdeDanteSpinot- ti'ye ait. 121 yaşındaki îtalyan "Pinokyo", 2002 Noel'inde sinemalarda, tüm dün- ya çocuklanyla, hatta büyükleriyle üçüncü binyılda da buluşmayı bek- liyor. Yapı Kredi Yayınlan'ndan yenüer Kültûr Senisi - Yapı Kredi Yaymlan, 70 yıldan sonra Lois Ferdinand Celine 'in çeşitli dillere çevrilerek yayın dünyasında büyük yankılar uyandıran kitabı Gecenin Sonuna Yokuluk'u Yigit Bener çevirisıyle yeniden okurla buluşturuyor. Gecenin en karanlık ve acımasız noktasma doğru yapılacak yolculuk işte böyle başlıyor. Savaşm dehşetine 30 yıl arayla iki kez tanıklık etmiş bir yazar olan Celine, bu vahşetin anlamsızhğını insanlığa anlatmak için onu teşhir etmeyi seçiyor. Yazann insanlığın en derin acısmı anlatırken bile mizahi unsurlar kullanması ise gerçekligin en saf haliyle karşımızda durmasını sağhyor. Celine'in seçtiği bu çıplaklık, beynimizin korkulardan ve zincirlerden en annmış yerlerine dokunurken bizi onlarla amansız bir hesaplaşmaya çağınyor. Sadece savaşı yapanlann değil. ona kayıtsız kalanlann da kaçamayacağı bir yüzleşmeninromanı... Emin Özdemir'in 1970'li yıllardan bu yana çeşitli dil ve yazın dergilerinde yayımlanmış yazılanndan seçmeler içeren 'DiBn Öte Yakası' adlı kitabıYapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Sorgulayıcı yönüyle eleştiri, düşünen yönüyle deneme denilebilecek eleştirel denemelerin yer aldığı bu kitapta; yazar okumanın gerçek anlarmnın ne olduğunu sorgularken bizi yazmsal yarahnın ölçütlerinden sözcüklerin karmaşık dünyasına; anlamdan düşünceye. imgeden işle\ine, dilden dilin öte yakasına doğru anlamlı bir yolculuğa çıkanyor. Okuyucuyu alışık olmadığı bir yöntem olan "artıyla okumayı öğrenmek" kavTamıyla buluşturan yazar. bir anlamda sanat zevkinin asıl yeri olan iki kürek kemiğinin arasındaki ürpermeye dikkat çekiyor. Gogol'ün aynı adlı eserinden sahneye uyarlanan, Metin Zakoğlu'nun sahneye uyarlayıp oynadığı 'Bir Delinin Hatıra Defteri' 17. yüzyıl ÇarlıkRusyası'nda yaşayan ve yüksek tabaîcadan insanlann yaşamlanna özlem duyan sıradan bir memurun trajik öyküsünü anlatıyor. Bir memur nasıl çıldırınKültür Servisi - Metin Zakoğlu'nun yönetip oynadığı 'Bir Delinin HaOra Defteri' adlı oyun, yann saat 21.15 'te Darüşşafaka Açıkhava Tiyatrosu'nda sahnelenecek. Gogol'ün aynı adlı eserinden sahneye uyarlanan oyun, 17. yüzyıl Carlık Rusyası'nda yaşayan ve yüksek tabakadan insanlann yaşamlanna özlem duyan sıradan memurun trajik öyküsünü anlatıyor. llerleyen aşamalarda bu özlemi kâbusa dönüşen memur, halüsinasyonlar görmeye başlıyor ve sonunda kendini tspanya Kralı ilan ediyor. Oyuna kendi yorumunu getiren Zakoğlu, klasik temaya sadık kalarak geleneksel Türk tiyatrosunun ve epik tiyatronun öğelerini kullanıyor. Yer yer alan tiyatrosu görünümü kazanan oyunun içinde oluşturulan seyırcı dramaturjısi sayesinde seyredenler de oyunun parçası halıne geliyor. Tıpkı denizle kumsalın iç içe girmiş ilişkisi gibi yorumlanan eser, seyircıleri sahne içine ya da oyuncuyu da sahne dışına çıkararak yabancılaşmayı önleyip bu anlamda da türünün ilk örneğini oluşturuyor. 1994 yılında Umudum Tiyatro'yu kuran Metin Zakoğlu o yıldan bu yana aralıksız olarak N. Gogol'ün 'Bir Delinin Hatıra Defteri'ni yaklaşık olarak 200 kez oynadı. 1995 yılından itibaren Şehir Tiyatrolan'nda oyunculuk yapan sanatçının oynadığı diğer oyunlar arasmda 'Gûröltülü Paürtılı Bir Hikâye', 'Kral Oidipus', 'Estepeta Püf, 'Ahududu', 'Arslan'a Benzer', 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' adh oyunlar bulunuyor. Önümüzdeki sezon ise Nurhan Damaoğlu'yla başrolünü paylaşacağı sürpriz bir müzikale imza atmaya hazırlamyor. (Biletix: 0 216 454 15 55) 'Rasgele Balıkçı ve Deniz Belgeselleri Festivali' 14 Ağustos'ta başlayacak AgLara takdan yaşamlar...Kültür Servisi-14-18 Ağustos ta- rihleri arasmda gerçekleşecek 'Ulus- lararasi Rasgele Bahkçı ve DenizBel- geselleri FestivaK', Foça'dan ikinci kez 'Haydi rasgele' diyor. Belgesel SinemacılarBirliği (BSB), Foça Ye- rel Gündem 21, Sualtı Araştırmala- n Derneği (SAD), Foça Belediyesi ve Foçalı balıkçılann birlikte düzen- lediği festival, Türkiye'nin dört bir yarundan gelen balıkçı örgütleri, ba- lıkçılar, bilim adamlan, belgeselci- ler ve sivil toplum kuruluşlanmn ka- tılırmyla gerçekleşecek. Balıkçılann sorunlannı gündeme getirdikleri ve kıyı balıkçıhğının can- landınhnası için çözüm aradıklan festivalde, ulusal ve uluslararast dü- zeyde bir platform oluşturulması he- defleniyor. Festival boyunca, çeşitli ülkelerden gelen belgesel filmler, balıkçılık ve balıkçılüc politikalan konulu konferanslar. paneller, yanş- malar\ekonserler yapılacak.Foça- h bahkçılar, festival boyunca İspan- ya, Almanya ve Gana'dan belgesel sinemacılan da ağırlayacak. Festival 14 AğustosCaTşamba gü- nü 18.00'de, Küçük Liman'da, tek- ne üzerinde Yeni Türkü konseriyle başlayacak. Türkiye'nin birçok ye- rinden gelen byı balıkçılan, festival boyunca olta bağlama, ağ tamiri, ba- lık tutma, motorlu ve kürekli tekne yanşlanna kahlacaklar. Etkinlik kapsamında, 'Gezinti ve BahkçıTekneteri İçin Güvenfik-Ulus- lararası Düzenfemeler'. 'Bahkçıla- rm Sosyal Güvenük Haklan'. "Av- rupa BirBği ve Bankçıtak PoKtikala- n' konulu konferans, panel ve söy- leşilerdüzenlenecek. Festivalin yur- tiçi ve yurtdışından gelen belgesel- ci konuklanyla da 18 Ağustos günü saat 18.00'de 'Belgesel Sinema Kü- resefleşmeve Balayor' konulu panel gerçekleştirilecek.Tarihi mekân Beş- kapılar'da 21.00-01.00 saatleri ara- smda balıkçılar Almanya, Belçika, İspanya, Italya, tsrail, İskoçya, Fran- sa, Kıbns, Portekiz ve Türkiye'den belgesellerle buluşacak. Göstenm programında 'Gemi Ya- pıcılan Şarkı Söylerken', 'ÇökJeki Ada: Kerkennah\ 'Bafağm Günlüğü\ 'Akdenizli', 'Ağlara Takılan Hayat- lar', 'Kuyruğu Bağh', 'KmmaTon Bahğı'. 'Su İnsanlan". 'EkmekTek- nesi' 'Dost' gibi belgesel fihnler bu- lunuyor. IULA-EMME (Uluslara- rası Yerel Yönetimler Bırliği). UNDP (Bırleşmiş Milletler KaUanma Prog- ramı), Foça Kaymakamlığı, Foça Su Ürünleri Kooperatifrnin destek ver- diği 'Rasgele FestivaU'nde belgesel filmlerin tümü simültane çeviriyle ve ücretsiz olarak gösterilecek. (0 212 327 41 45-46) DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ İnsanlarımız Seçim yaklaştıkça bir ürpermedir aldı ortalığı: Hal- kımız gerici bir partiyi iktidara getirecek. Ne yapmalı? Toplumların gelişiminde hiçbir şey bir günde ol- muyor. Ağır, zor bir devinim süreci yaşıyor toplum- lar. Kimi dönemlerde devrimler bu süreci hızlandır- sa da insanın değişmesi ağır işleyen bir çark. Ülkemizde, Cumhuriyet'le başlayan aydınlanma ha- reketi, 1950 seçimleriyle birlikte tersyüz oluş süre- cine girdi. Son elli yıldır gericilik alabildiğine örgüt- lendi, çeşrtlendt, palazlandı. Neredeysegericilerden gerici beğenme zorunluluğuyla karşı karşıya kalaca- Bu siyasal yapılanma insanlarımızın yeğlediği bir durum mu? Sıradan insan ne ister? Karnı doysun, başını so- kacak bir evi olsun, çocuklarını okutabiisın, hasta- landığında sağlık hizmetlerinden yararlanabilsin, top- lumsal çevrede gergınlik değil, huzur olsun. Seçimlerde oy vereceği zaman da bunları düşü- nür. Bu toplumsal bilinç düzeyiyle, düşünme yete- neğiyle karar verir. Çok partili demokrasi içinde yaşadığımız elli yılı aş- kın süredir, demokrasi kavramının özüne uygun ge- lişmeler toplumsal yaşamımızda kendine yer bula- madı. Çocuklanmıza demokrasi bilincini geliştire- cek çoksesli bir eğitim yerine, ezberci, dar görüşlü eğitim verdik. Düşünen değil, boyun eğen kuşaklar yetiştirdik. Bugün onlardan gericiliğe karşı çıkmalannı, demok- ratik tepki göstermelerini bekliyoruz. Oysa insanlarımız kendi günlük hayatlannda bile demokratik tepki vermeyi çoktan unuttular, unuttu- ruldular. Son iki yılda gelirlerinın inanılmaz ölçüler- de gerilemesine karşın, greve giden, daha geniş haklar isteyen kaç işçi eylemi gördünüz? Gericiliğin kol gezdiği kentlerde inanılmaz ölçüler- de örtülü bir günlük hayat terörü yaşanıyor. Kadın- lar kısa kollu elbiseyle, yakası açık bir gömlekle so- kakta dolaşamıyor. Bu illerden kimileri aynı zaman- da alkollü içki tüketiminde de ülkemizde başı çeki- yorlar. Buna karşın bu kentlerde tek bir içki evine rast- layamıyorsunuz. Nerede içiyor bu ınsanlar bu kadar içkiyi? Kimi evinde, yaygın olarak da otomobillerde. Bir- kaç arkadaş, şişesini, mezesini alıp bir otomobile bi- niyor, gbzlerden ırak bir köşeye girip içkilerini içiyor- lar. Bunca içiciye karşın biri de çıkıp, beyaz örtülü ya da tahta bir masada, sandalye üzerinde oturup in- san gibi yiyip içemeyecek miyız, diye sesıni yüksel- temryorsa, bu insanlardan seçim sandığında nasıl de- mokratik tepki bekleyebilirsiniz? Demokratik yaşam, insanların yaşadıklan düzene tepki gösterebildiklerinde başlar. Günlük hayatında baskı altında kuzu gibi yaşayan insanlardan tepki bek- lemek boşuna olur. Demokratik tepki için demokrat kafalı insanlardan oluşan bir toplum olmamız gere- kir. Toplumumuz yıllar boyu demokrasinin yalnızca seçim sandığı olduğuna inandırılmış. 12 Mart'ta ma- sum gençler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüse- yin Inan asılırken, 12 Eylül'de parlamento ortadan kaldınlırken çıt çıkarmamış, 1982'de dünyanın en ge- rici anayasasına yüzde 93 evet oyu vermiş bir top- lum şimdi gericiliğe tepki gösterecek, öyle mi? Gericiliğe karşı çıkabilmek için önce demokrat ol- mak gerekir. Toplumumuza demokratik bilinci yer- leştirecek bir eğitim düzenine geçelim, tartışan, dü- şünmeyi bilen, düşüncesini korkmadan savunabilen insanlardan oluşan demokratik bir toplum yapısına ulaşalım, o zaman demokratik tepki, hem de her konuda kendiliğinden oluşur. tfisekcio' hotmail.com Günde 10 kez semah gösterisi • NEVŞEHİR (AA) - Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki Hacıbektaş Veli Müzesi'ni ziyarete gelen turistlere, Kültür Bakanlığı'mn katkılanyla 1997 yılında müze çalışanlanndan oluşan 16 kişilik Hacıbektaş semah ekibi taranndan günde 10 kez semah gösterisi sunuluyor. 13. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Hacıbektaş Veli'nın felsefesinde yatan semahı tanmıayı ve gelecek kuşaklara taşımayı amaçladıklannı belirten ekip sorumlusu Soner Köse aynca "Müzeyi ziyarete gelen turistler semah gösterisini izleyerek Hacıbektaş felsefesinin manevi hazzmı tadıyorlar. Ekibimiz, her gösteriyi ayn bir heyecanla sunuyor. Turistleri memnun edebiliyorsak, bu bizim için en büyük mutluluktur" dedi. K Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle