23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AÖUSTOS 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DM Siena'nın yüreği, yeryüzünün en güzel meydanı Piazza del Campo'da atıyor Kentinr Toscana'da müziğin peşinde Zeynep ORAL Kente, ortaçağdan kalma surla- nnda açılmış kemerlı kapılardan gi- riliyor. Bu kapılann birınin üzerin- de Latince bir yazı... Ne demek di- ye soruyorum. çevinyorlar: "Siena, size y üregini. bu kapıdan çok daha geniş açıyor~" Siena'nın yüregıne dalmadan çok önce hissetmiştim Toscana yöresi- nin yüreğinde olduğumu... Buraya varabilmek ıçin Chianti'den Molta- cino'ya uzanan bağlar arasından. üzüm ve şarap kokulan arasmdan geçtim... Val d'Elsa"dan Pienza'ya merme- ri, taşı, ahşabı yontan, toprağı kili sır- layıp pişiren, demiri bakın yoğu- ran, camı üfleyen EtrüskJerden kal- ma biçimJeri yenıden yaratan eller ve köyler arasından geçtim... San Gimingnano'nun yükselen kulele- rinden Farma ve Merse nehirlerine, oradan Montepulcıano'nun çiçek açmış dapdar sokakJarına dayanan tepeleri aşıp geçtim... Geçtiğım her yerde, yüzyıllann damak tadını günümüze taşıyan Montalcıno'nun "Bruneflo" şarabı, MontepuJciano'nun "Nobüe" şara- bından içtim... Geçtigim her yerde, doğa nimet- leriyle tarih; tarihle ınsanoğlunun yaratıcılığı, akıl ve el becerisi, sanat ve zanaat, tatlar ve renkler bana eş- lık etti. Ve ışte sonunda Siena'yı çevreleyen kapılann birinden içeri girdim. Kentin yüreği, yeryüzünün belki de en güzel meydanı ola Piazza del Campo'da atıyor. ("Campo", tarla demek. Kentin üzerine kurulduğu üç tepe bu tarlada birleştiğinden bu adı almış.) Deniz kabuğuna benzeyen, kırmızı tuğla zemınli, bu meyillı meydan 1300'lerden beri bugünkü görünümünde... Yalnız estetik güzelliğiyle değıl, çevresini saran yapılann görkemıy- le günün her saati yaşamı keyfe dö- nüştüren kahveleri, lokantalan, bar- lanyla, konumunun eşsizliğiyle, enerji ve dinamizm ışınlayan mer- kez kaç düzeniyle, günün her saati değişen ışık, gölge ve renkleriyle, baştan çıkancı bir meydan... Sıena denince... Meydanının, kla- sik müzik akademisinin, "Pafio" ya- ienaJazz' Piazza De) Campo'daki görkemB yapılann ön cepheleri, konserlere dekor oiuşturuyor. (Fotoğraf: ALDO VENGA) nşlannın, çevredeki eşsız şaraplan- nın ününü bilirdim de "Siena Jazz" dıye bir olayın varlığından hiç habe- nm yoktu.. Eğer Türkıye ve kültürü hakkında ttalya'da yazılar yazıp ya- yımlayan, bana Türk cazını tanıtan, Uluslararası Istanbul Tıyatro, Müzık ve Caz festivallerini yakından izleyen Franco Martineffiyı — - ^ — — tanımasaydım, bel- ki hiç habenm olma- yacaktı. içe yoğuruyor. Kentteki eski bir kaleyi, yerel yö- netim Siena Jazz'a vermiş. Burada dev bir bahçe içinde sınıflar, müzik labo- ratuvarlan. çalışma odalan, kitaplık- lar ve devasa bir ses arşivi yer alıyor. Bu arşivin başında Franco Martinel- K var. Yaz aylannda dünyanın her ye- Kentle bütünle$en caz "Cazsanatmm na- sdönemsendiğini,na- ~~"~^™"^~" sıl ciddi ele ahndhğını. nasıl dcğiştiği- ni vegünüoıözün bir parçası okhığu- nu görmen için Siena'ya gebneüsm" dediğı için, Puccini operalan arasına Siena Caz Feztivali 'nin açılışını sıkış- tınp soluğu orada aldım. "Siena Jazz" 1977'de kâr amacı gütmeyen bir dernek olarak doğmuş. Bugün yerel yönetımlerin katkılany- la, dünyanın sayılı caz okullanndan birinı ve eşsız bir arşivi banndıran bir vakıf. Yıl boyu, caz eğitiminı, araş- tırmayı, profesyonelliği ve şenhğı ıç t/ 'Siena Jazz' 1977'de kâr amacı gütmeyen bir dernek olarak doğmuş. Bugün yerel yönetimlerin katkılanyla, dünyanın sayılı caz okullanndan birini banndıran ve eşsiz bir arşivi banndıran bir vakıf. Yıl boyu, caz eğitimini, araştırmayı, profesyonelliği ve şenliği iç içe yoguruyor... rinden caz tutkunlan, caz öğrencile- n Siena'ya akın ediyor. Ve ıçlerinden en yetenekli ve en şanslı olanlar bu- radaki iki haftalık caz seminerlerine kahlma olanağı buluyor. Yaratıcı eğitlm Fortezza Medıcea'da, yani okula dönüştürülmüş kalenın bahçesüıde- yim. Her köşede gençler ve çalgıla- n... Kimi çalıyor, kimi dinliyor... Bu- gün seçmeler, derecelendirmeler var... 260 bşı alınacak... Yüzde 4O'ı yaban- cı, yüzde 6O'ı Italyan... Sınıflar, ko- ndorlar tıklım tıklım... Sınıflara gi- rip çıkıyorum.. Her yerde sınav he- yecanı... Gırebılenlerıçin bir bakıma "Mas- ter-Class", ama ondan da öte... Cün- kü özenle seçilmış, profesyonel caz- cılann en iyilen, buraya kendi felsefeleri, kendi ders programlanyla, en önenihsı kendi profesyo- nel deneyimleriyle gelip hocalıkyapıyor... Ögrenciler hem pra- tık, hem teonk öğrenım göriiyor. araşhrma ya- ~ ~ " ~ ~ ~ ^ pabılıyor \e aynca her akşam hocalarla bırlıkte konserlerde çalma olanağı buluyor... Öğrenciyi yalnız profesyonelliğe değil, aras.hr- maya ve yarahcılığa yönelten bir sis- tem kurmuşlar. Ses arşivinın önemi çok büyük. Cünkü caz müziği, oldum olası do- ğaçlamaylagelıştı, serpildı, büyüdü. Caz tanhinin birçok belgesi yazılı, ba- sılı notalarda değil, doğaçlamalarda gizlı... Canlı yayınlardan alınmış ka- yıtlann basılması, arşiv lenmesı, ya- yılması, yıtınlmeye yüz tutmuş bir serveti gün ışığına çıkardı. 20 bini aş- kın ses kaydıyla, 45'lıkler, 78'likler ve canlı yayın kayıtlanyla, bu ses ar- şivı dünyadakilenn en donanımla- nndan biri. Fortezza Medicea'dan aynlma- dan önce, bugüne dek Türkiye'den kimsenin caz seminerine başvur- mamış olduğunu öğreniyorum. Bir kez Roma'dakı Türkiye Büyükel- çilıği'nden bılgi istenmiş, ilgilenil- mış ama arkası gelmemiş. Franco Martınellı. "Türkhe'den katılnıak isteyen bir öğrenci varsa, burs ver- meye hazınz'' dıyor. Seminerler pa- ralı elbet! "Yol veyatakparaanıödeyecek bir sponsor bulabilirse, eğitimini biz sağlanz. Yeter ki sda bir caz öğren- cisi obun!" diye ekliyor. Benden duyurması. Daha çok bil- gı isteyenler www.sienajazzjtadre- sine başvurabilir. Cece. rrteydanda... Caz seminerinin ilk günü iki haf- ta sürecek Siena Caz Festivali'nin açılışına rastlıyordu. O gün ünlü meydanda her zamankinden farklı birtelaş göze çarptı. Sabahın en er- ken saatlennde, meydan bırkaç kez yıkandı paklandı. Görkemlı bir ön cephesi ve daha da görkemli bir saat kulesi olan Pa- lazzo Sansedoni'ni önüne sahne ku- ruldu, ses düzeni yerleştirildi. Da- ha akşamüstünden meydanın çev- resindeki lokaller rıka basa doldu, tek boş masa, tek boş sandalye kal- madı. Konserin ilk bölümü başladığın- da, millet çoktan sere serpe yerle- re uzanmaya başlamıştı bile... Programın ilk bölümünde Paolo Fresu'nun Angel Cnıartet'i sahne- deydi. Ikinci bölümde, starlardan oluşan, Joe Lovano (tenor saksa- fon) Dave HoDand (kontrbas) John ScofiekJ (gitar) Al Foster (bateri) grubu sahneye çıktığında artık mey- danın zemini silme doluydu. Gerçeği söylemem gerekirse, be- nim başımı döndüren, büyüleyen, damarlanmdaki kanı coşturan, şa- şırtan, coşturan, sevince boğan, sah- nedekinden çok o meydandaki olay- dı. Meydanda yaşanandı. Kimi sevgilisini, eşini, arkadaşı- nı, kimi çocuklannı, torunlannı, ki- mi şarabını birasını, kimi de yal- nızlığını koluna takıp gelmiştı. Her- kes yerde oturuyor ya da yere uza- nıyordu. Herkes bırbirine sevgiyle bakı- yordu. Herkes birbirine gülümsüyor- du. Aynı dili konuşmayanlar birbi- nni anlıyordu... Yükselen tek ses, uzağa kaçan küçük çocuklan çağı- ran Italyan Mamma'lann sesiydi... Gözler, yıldızlarla müzik arasın- da gidip geliyordu. Meydandaki herkes, müzik aracılığıyla, yaşama sımsıkı sanhnıştı. Sanki... Sanki yeryüzünde açlık yoktu, yoksulluk yoktu, baskı yoktu, şid- det yoktu, sömürü yoktu, savaş yok- tu, yokluk yoktu... PolİO, Otllar İÇİfl tÜm bİryOSanU.. 1 Başını alıp gitmeye kalkan kule u PaBo" yılda iki kez (2 Temmuz ve 11 Ağustos'ta) Siena'nın güzelim mey- daıında yapılan, eğersiz atla koşulan atyanşınuı adı. Yanş topu topu 10 da- kiia sürüyor! Siz de öyle sanın! Sienahlar için Pa- lic, tüm bir yaşam boyu sürüyor. Üs- teik, 13.yüzyıldanberibuböyle... Si- eralılar için Palio bir tutku, bir tarih, btyaşambiçimi... Palio, ac ve sevinçle, dostluk ve ihınetle, umut, korku, kaıramanlık. hile, öfke vi cesaretle bireyin ve tonluluğun birbirini sı- naiığı, günümüze dek yaşayan bir gelenek... ıteetlemeye çahşa\im: Hs iki yanş da azizlere aanmış. Siena'yı oluştu- ra: bölgeler arasında bir yanş. "Contreda" adı ve- ritn 17 bölge var günü- m»zde. Her birinin ken- düiaması, simgeleri, ken- didlisesi, okulu, çeşme- sivb. var. "Contrada" toılumsal bir kurum. leri taşıyan yapılan göz nuru gibi ko- ruyorlar. (Yüzyıllardır bu nedenle ken- tin fızikı yapısı ve görünümü değiş- miyor, değışemiyor.) "Contrada"lar her yılı,tt Pafio" ya- nşının takvimine göre yaşıyor. Her bölgenın yetıştirdiği atlar var. Bir gün kurayla bu atlar içinden 10'u seçiliyor. Bir başka gün 17 bölge içın- Yonetimlen her beş yılda bir seçi- \i-pT. Kendi bütçeleri var. Dün^/anın ereski bankası "Monte dei Paschi di Süna" bu bütçeyi sağlıyor. Öyle güç- lûer ki kendi simgelerini paralara bi- le -jastınyorlar. Aslan, Panter, Yılan, JCstal, Ejderha, Baykuş vb. gibi adia- n e ona göre işaretlen var. Bu sımge- Sienalılar için 'Palio' bir tutku, bir tarih ve bir yaşam biçimi... den 10'u seçiliyor. Seçilemeyenlerya- dırmak, kırbacını yandaki ata şaklatmak, kurban gidebiür, baştan çıkabilir. Jokey- leryoldan çıkmasın diye bölgenin güç- lü kuvvetli delikanlılanndan "koruyu- cu meleklerr ' bırlikleri kuruluyor. Yanş günü yaklaştıkça, ayınler, du- alar artıyor, rekabet bileniyor, sinirler geriliyor... Deneme yanşlan yapılıyor, güç ve güçsüzlük sınavlanndan geçi- liyor. Asıl yanş için ünlü mey- dan hazırlanmaya başlanı- yor. Meydan ortaçağdaki gibi süsleniyor. Zemine kum döşeniyor. Izleyici bölüm- leri, yanş bölümlerinden ay- nlıyor. Birkaç gün süren geçit tö- reninden sonra Contrata'lar, atlar vejokeyler halka tanı- tüıyor. Elbet bahisler de oy- nanıyor.. Sonunda yanş günü gelip çatıyor. Yabancı (yani Si- ena dışından) birgöz için ya- nş 10 dakika ya sürüyor ya sürmüyor. Yanş sırasmda her şey mubah, birbinne sal- sa, seçilenler sevince boğuluyor. Bir hafta boyunca bir yanda ağıtlar, öte yanda kutlama şölenleri düzenleniyor... Şanslı 10 Contrada sonsuz bir reka- bete giriyor ve sonunda kendi jokeyi- ni seçıyor. Jokeyler için millet söyle- medığını bırakmıyor. Bunlar parayla satın alınabilir, rüşvet yiyebilir, şikeye yandaki jokeyı düşürmeye çahşmak vb... Sonunda biri kazanıyor, dokuzu yeniliyor. Ve gelsin zafer geçit tören- İeri, günlerce, gecelerce süren zafer şenlikleri... Gelsin, on dakikada koşu- lan yanş üzerine bir yıl süren tartışma- Iar... Ve derhal bir sonraki "PaKo" için hazırlıklara başlanıyor... Puccini'nin rüyasını yaşama geçi- reyim diyebaşlayan ve SienaCazFes- tivali'yle sona eren bu yolculuk sı- rasında Pisa'yı merkez edindim. Da- ha doğrusu Cbaries Dickens, Ale- xandreDumas'dan Pirandeiove Ka- rea Biixen'a uzanan müşteri liste- siyle dikkatimi çe- kenbukentteki 160 yıUıkRoyal Victo- riaOteli'ni...Vebu arada yalnız eğri- liğiyletanıdığıınız Pisa Kulesi dışın- da, bu kentin ni- ce nimetlerüıi keşfettim. (Insa- ni boyutlan, sa- nat tarihi, doğa- sı,mimarisi, de- niz mahsulleri- ne dayalı mut- fağı vb.) Hadüştü ha düşecek der- ken bir türlü düşmeyen ku- leyegeünce... Ilkgördüğüm- de şok geçirdım! Ufacık bir çan ku- lesi. Heybetli falan degil. Bu kadar küçükolduğunu sanmıyordum. Ola- ğanüstülüğü yalnız eğriliğinde değil, aynntıiarda, eşsız taş ışçıliğinde... Yani başındaki muhteşem katedra- lin ön cephesındekı kemerli galeri gö- rünümü burada da tekrarlanıyor. Te- pesındekı yedı çan, bir akordun ye- di notasına uyumlu. Yana yatması, toprağın yumuşak- hğından. Daha inşaat sırasında 12. yüzyılda durum anlaşıldıysa da bir şey yapılamamış. Ama yüzyıllariçin- de bakmışlar ki müdahale edihnez- se, kule alıpbaşını gidecek. yani yan yata yatayıkılacak... Kuleyi dikleş- tirmek için çabalar 20. yüzyıhn ikinci yansın- da... Pisalılar, bir çırpıda bu çabalansizean- latıyor: Eğilinün ters yönünde temele 600 ton külçe kurşun ağırlık konması... "Elekt- ro-Osmosis''yön- temiyle temele müdahale... On adet çapayla kule- den toprağa "de- miratmak". (San- ki kule denize açıl- mış, pupa yelkengi- diyor)... Çevresin- deki toprağuı sıvı nitrojenle doldu- rulması... Kulenm dışandaki bir_ yapıya "bağtanmaa"... Bunlann kimi denenmiş, işe yaramamış, kimi denenmemiş... Sonunda 1999'da kulenin temeline yatay kazıklar çakılıp, daha çok yan yatıp yıkılması önlenmiş! BİTTİ Psikoloji ODTÜ'de tartışılacak • ANKARA (ANKA) - ODTÜ psikoloji bölümü ve Türk Psıkologlar Derneği işbirliği ıle 11-13 Eylül tarihleri arasmda 12'ncı Ulusal Psikoloji Kongresi gerçekleşecek. Ulusal Psikoloji Kongresi'nin ana temasını "güncel sorunlar \e psikoloji" oluşturacak. Kongreye, yurtdışmdan ve Türkiye'den çok sayıda bilimadamı, psikolog ve uzman katılacak. Kongrede, psikoloji ve diğer davranış bilimlennden 18 konferans, 9 panel, 96 serbest bildın ve 58 poster yer alacak. Kongre'nm açılışı 11 Eylül'de ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde yapılacak. Depremzedelerin atık tepkisi • İZJVIİT (AA) - Kocaeh'nin Yenıköy beldesindekı prefabrik konutlarda bannan vatandaşlar, bölgede 1 yıldır faaliyet gösteren Hayat Kimya AŞ'nın çevreye zararlı kimyasal atık bıraktığmı öne sürdü. Prefabrik konutlann sakinlerinden işçi emeklisi Yılmaz Dörteller, fabrikanın 1 yıldır faalıyette olduğunu, ancak açıldıf ı günden itibaren çe\Teye zararh madde bıraktığını öne sürdü. Dörteller, atıldann, eşinin çeşitli hastalıklara yakalanmasına neden olduğunu da söyledi. Lübnanlı Avedis'in köy ödemi • KAYSERt (AA) - Doğduğu köye 45 yıl sonra gelerek arkadaşlanyla kucaklaşan Ermeni asıllı Avedis Mikaoglu, "Ermeni, Rum ve Türklerin bu köyde sergiledikleri dostluk ve hoşgörü, tüm dünyaya örnek olmalıdır" dedi. Kayseri'nın Meliİcgazi ilçesine bağlı Tavlusıın köyünden, ekonomik zorluklar nedeniyle 1957 yılında aynlarak Beyrut'ta yaşayan dayısının yanına gittiğini belirten Avedis Mıkaoğlu, doğup büyüdüğü köyüne gelerek çocukluk arkadaşlannı kucaklayıp özlem giderdi. Beyrut'ta önce terzılik yaptığını. şimdi ise toptan konfeksıyon işıyle uğraştığını anlatan Avedis Mıkaoğlu. "Doğduğum köye 45 yıl sonra geldiğım için çok heyecanlı ve mutluyum. Çocukken birlikte oyun oynadığımız arkadaşlanmla yeniden bir araya gelip eski günlerimizi anıyoruz. Ermeni, Rum ve Türklerin bu köyde sergiledikleri dostluk ve hoşgörü, tüm dünyaya örnek olmalıdır. Ermeni kılisesinin duvannın 4 metre yanında cami var. Biraz ilerde ise Rumlann kilisesi. Işte hoşgörü bu..." dedi. Gökyüzü fiödem Şenliği • ANKARA (ANKA) - TÜBlTAK Bılim ve Teknik Dergisi, 5. Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği'ni 30 Ağustos- 1 Eylül tarihleri arasında Antalya-Saklıkent'te yapacak. TÜBtTAK Bilim ve Tekmk dergisi, gökyüzüne ilgi duyan okuyuculanyla bir araya gelmek, onlara gözlem yaptırmak ve gökbihmle ilgili birçok konuda bilgi vermek amacıyla 1998'den beri düzenlediği Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği'nin bu yıl Antalya- Saklıkent'te yapacak. Şenlik kapsamında bu yıl; gökbilimle ilgili seminerler, saydam ve video gösterileri, yanşma, doğa yürüyüşü gibi çeşitli etkinlikler yer alacak. 'Şişe mantam' deyip geçmeyin • KAYSERİ (AA) - Şarap şişelennı kapatmakta kullanılan mantarlann üretımi için 30 yaşını aşmış meşe ağaçlannuı kullanılması gerektiği ve Türkiye'nın yılda 30 milyon mantar ithal ettigi bildirildi. Şişe mantan ithalatçılanndan Donatım Ticaret Metal ve Makine Sanayi AŞ Satış Müdürü Sahh Güler, şarap şişelerinin kapatılmasmda kullanılan mantarlann bazı Avrupa ülkelerinden ithal edildiğinı söyledi. Şişe mantan üretiminin oldukça zahmetli olduğunu kaydeden Güler, Ispanya ve Portekiz'in bu sektörde ilk sırayı aldıklanm belirterek "İthal edilen mantarlar, şarap ürericilerine cins ve kalitesine göre 1000 adedi 50 ila 200 Euro'ya satılıyor. En kaliteli mantar, blok olarak kesilen mantarlardan üretiliyor. Yanm yatık hale getirilen şarap şişesinin mantan, şarapla temas edince, ıslanıp genleşiyor ve şışeyi hava geçmnez hale getıriyor. Böylece şarabın tadı bozulmuyor, kalitesi artabiliyor" dedi. Edipne'rie göçmen operasyonu • EDİRNE (AA) - Edırne'de, yasadışı yollardan suun geçmek isteyen 96 yabancı uyruklu yakalandı. Edinilen bilgiye göre, jandarma ve sınır devriye ekiplen, Meriç, Enez ve Ipsala ilçelerinde, yasadışı yollardan Yunanistan'a gitmek isteyen Irak, Cezayir, Pakistan ve Hindistan vatandaşı 69 kişiyi yakaladı. Bu arada, yasadışı yollardan gittikleri Yunanistan'da yakalandıktan sonra, Meriç ilçesinde Meriç Nehri'nden aynı — yollardan Türkiye'ye gönderilen Irak, Iran, Nijerya vatandaşı 27 kişi ele geçirildi. Kaçaklann, jandarmadaki ifadelerinde, daha iyi bir yaşam sürmek için Avrupa ülkelerine gitmek istediklerini söyledilderi bildirildi. Yabancılar, sınır dışı edilmek üzere Edirne Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar Şubesi 'ne gönderildiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle