Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AÖUSTOS 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DM
Siena'nın yüreği, yeryüzünün en güzel meydanı Piazza del Campo'da atıyor
Kentinr
Toscana'da
müziğin
peşinde
Zeynep ORAL
Kente, ortaçağdan kalma surla-
nnda açılmış kemerlı kapılardan gi-
riliyor. Bu kapılann birınin üzerin-
de Latince bir yazı... Ne demek di-
ye soruyorum. çevinyorlar:
"Siena, size y üregini. bu kapıdan
çok daha geniş açıyor~"
Siena'nın yüregıne dalmadan çok
önce hissetmiştim Toscana yöresi-
nin yüreğinde olduğumu... Buraya
varabilmek ıçin Chianti'den Molta-
cino'ya uzanan bağlar arasından.
üzüm ve şarap kokulan arasmdan
geçtim...
Val d'Elsa"dan Pienza'ya merme-
ri, taşı, ahşabı yontan, toprağı kili sır-
layıp pişiren, demiri bakın yoğu-
ran, camı üfleyen EtrüskJerden kal-
ma biçimJeri yenıden yaratan eller
ve köyler arasından geçtim... San
Gimingnano'nun yükselen kulele-
rinden Farma ve Merse nehirlerine,
oradan Montepulcıano'nun çiçek
açmış dapdar sokakJarına dayanan
tepeleri aşıp geçtim...
Geçtiğım her yerde, yüzyıllann
damak tadını günümüze taşıyan
Montalcıno'nun "Bruneflo" şarabı,
MontepuJciano'nun "Nobüe" şara-
bından içtim...
Geçtigim her yerde, doğa nimet-
leriyle tarih; tarihle ınsanoğlunun
yaratıcılığı, akıl ve el becerisi, sanat
ve zanaat, tatlar ve renkler bana eş-
lık etti. Ve ışte sonunda Siena'yı
çevreleyen kapılann birinden içeri
girdim.
Kentin yüreği, yeryüzünün belki
de en güzel meydanı ola Piazza del
Campo'da atıyor. ("Campo", tarla
demek. Kentin üzerine kurulduğu üç
tepe bu tarlada birleştiğinden bu adı
almış.) Deniz kabuğuna benzeyen,
kırmızı tuğla zemınli, bu meyillı
meydan 1300'lerden beri bugünkü
görünümünde...
Yalnız estetik güzelliğiyle değıl,
çevresini saran yapılann görkemıy-
le günün her saati yaşamı keyfe dö-
nüştüren kahveleri, lokantalan, bar-
lanyla, konumunun eşsizliğiyle,
enerji ve dinamizm ışınlayan mer-
kez kaç düzeniyle, günün her saati
değişen ışık, gölge ve renkleriyle,
baştan çıkancı bir meydan...
Sıena denince... Meydanının, kla-
sik müzik akademisinin, "Pafio" ya-
ienaJazz'
Piazza De) Campo'daki görkemB yapılann ön cepheleri, konserlere dekor oiuşturuyor. (Fotoğraf: ALDO VENGA)
nşlannın, çevredeki eşsız şaraplan-
nın ününü bilirdim de "Siena Jazz"
dıye bir olayın varlığından hiç habe-
nm yoktu.. Eğer Türkıye ve kültürü
hakkında ttalya'da yazılar yazıp ya-
yımlayan, bana Türk cazını tanıtan,
Uluslararası Istanbul Tıyatro, Müzık
ve Caz festivallerini yakından izleyen
Franco Martineffiyı — - ^ — —
tanımasaydım, bel-
ki hiç habenm olma-
yacaktı.
içe yoğuruyor.
Kentteki eski bir kaleyi, yerel yö-
netim Siena Jazz'a vermiş. Burada dev
bir bahçe içinde sınıflar, müzik labo-
ratuvarlan. çalışma odalan, kitaplık-
lar ve devasa bir ses arşivi yer alıyor.
Bu arşivin başında Franco Martinel-
K var. Yaz aylannda dünyanın her ye-
Kentle
bütünle$en caz
"Cazsanatmm na-
sdönemsendiğini,na- ~~"~^™"^~"
sıl ciddi ele ahndhğını. nasıl dcğiştiği-
ni vegünüoıözün bir parçası okhığu-
nu görmen için Siena'ya gebneüsm"
dediğı için, Puccini operalan arasına
Siena Caz Feztivali 'nin açılışını sıkış-
tınp soluğu orada aldım.
"Siena Jazz" 1977'de kâr amacı
gütmeyen bir dernek olarak doğmuş.
Bugün yerel yönetımlerin katkılany-
la, dünyanın sayılı caz okullanndan
birinı ve eşsız bir arşivi banndıran bir
vakıf. Yıl boyu, caz eğitiminı, araş-
tırmayı, profesyonelliği ve şenhğı ıç
t/ 'Siena Jazz' 1977'de kâr amacı gütmeyen bir
dernek olarak doğmuş. Bugün yerel yönetimlerin
katkılanyla, dünyanın sayılı caz okullanndan birini
banndıran ve eşsiz bir arşivi banndıran bir vakıf.
Yıl boyu, caz eğitimini, araştırmayı, profesyonelliği
ve şenliği iç içe yoguruyor...
rinden caz tutkunlan, caz öğrencile-
n Siena'ya akın ediyor. Ve ıçlerinden
en yetenekli ve en şanslı olanlar bu-
radaki iki haftalık caz seminerlerine
kahlma olanağı buluyor.
Yaratıcı eğitlm
Fortezza Medıcea'da, yani okula
dönüştürülmüş kalenın bahçesüıde-
yim. Her köşede gençler ve çalgıla-
n... Kimi çalıyor, kimi dinliyor... Bu-
gün seçmeler, derecelendirmeler var...
260 bşı alınacak... Yüzde 4O'ı yaban-
cı, yüzde 6O'ı Italyan... Sınıflar, ko-
ndorlar tıklım tıklım... Sınıflara gi-
rip çıkıyorum.. Her yerde sınav he-
yecanı...
Gırebılenlerıçin bir bakıma "Mas-
ter-Class", ama ondan da öte... Cün-
kü özenle seçilmış, profesyonel caz-
cılann en iyilen, buraya
kendi felsefeleri, kendi
ders programlanyla, en
önenihsı kendi profesyo-
nel deneyimleriyle gelip
hocalıkyapıyor...
Ögrenciler hem pra-
tık, hem teonk öğrenım
göriiyor. araşhrma ya-
~ ~ " ~ ~ ~ ^ pabılıyor \e aynca her
akşam hocalarla bırlıkte konserlerde
çalma olanağı buluyor... Öğrenciyi
yalnız profesyonelliğe değil, aras.hr-
maya ve yarahcılığa yönelten bir sis-
tem kurmuşlar.
Ses arşivinın önemi çok büyük.
Cünkü caz müziği, oldum olası do-
ğaçlamaylagelıştı, serpildı, büyüdü.
Caz tanhinin birçok belgesi yazılı, ba-
sılı notalarda değil, doğaçlamalarda
gizlı... Canlı yayınlardan alınmış ka-
yıtlann basılması, arşiv lenmesı, ya-
yılması, yıtınlmeye yüz tutmuş bir
serveti gün ışığına çıkardı. 20 bini aş-
kın ses kaydıyla, 45'lıkler, 78'likler
ve canlı yayın kayıtlanyla, bu ses ar-
şivı dünyadakilenn en donanımla-
nndan biri.
Fortezza Medicea'dan aynlma-
dan önce, bugüne dek Türkiye'den
kimsenin caz seminerine başvur-
mamış olduğunu öğreniyorum. Bir
kez Roma'dakı Türkiye Büyükel-
çilıği'nden bılgi istenmiş, ilgilenil-
mış ama arkası gelmemiş. Franco
Martınellı. "Türkhe'den katılnıak
isteyen bir öğrenci varsa, burs ver-
meye hazınz'' dıyor. Seminerler pa-
ralı elbet!
"Yol veyatakparaanıödeyecek bir
sponsor bulabilirse, eğitimini biz
sağlanz. Yeter ki sda bir caz öğren-
cisi obun!" diye ekliyor.
Benden duyurması. Daha çok bil-
gı isteyenler www.sienajazzjtadre-
sine başvurabilir.
Cece. rrteydanda...
Caz seminerinin ilk günü iki haf-
ta sürecek Siena Caz Festivali'nin
açılışına rastlıyordu. O gün ünlü
meydanda her zamankinden farklı
birtelaş göze çarptı. Sabahın en er-
ken saatlennde, meydan bırkaç kez
yıkandı paklandı.
Görkemlı bir ön cephesi ve daha
da görkemli bir saat kulesi olan Pa-
lazzo Sansedoni'ni önüne sahne ku-
ruldu, ses düzeni yerleştirildi. Da-
ha akşamüstünden meydanın çev-
resindeki lokaller rıka basa doldu,
tek boş masa, tek boş sandalye kal-
madı.
Konserin ilk bölümü başladığın-
da, millet çoktan sere serpe yerle-
re uzanmaya başlamıştı bile...
Programın ilk bölümünde Paolo
Fresu'nun Angel Cnıartet'i sahne-
deydi. Ikinci bölümde, starlardan
oluşan, Joe Lovano (tenor saksa-
fon) Dave HoDand (kontrbas) John
ScofiekJ (gitar) Al Foster (bateri)
grubu sahneye çıktığında artık mey-
danın zemini silme doluydu.
Gerçeği söylemem gerekirse, be-
nim başımı döndüren, büyüleyen,
damarlanmdaki kanı coşturan, şa-
şırtan, coşturan, sevince boğan, sah-
nedekinden çok o meydandaki olay-
dı. Meydanda yaşanandı.
Kimi sevgilisini, eşini, arkadaşı-
nı, kimi çocuklannı, torunlannı, ki-
mi şarabını birasını, kimi de yal-
nızlığını koluna takıp gelmiştı. Her-
kes yerde oturuyor ya da yere uza-
nıyordu.
Herkes bırbirine sevgiyle bakı-
yordu. Herkes birbirine gülümsüyor-
du. Aynı dili konuşmayanlar birbi-
nni anlıyordu... Yükselen tek ses,
uzağa kaçan küçük çocuklan çağı-
ran Italyan Mamma'lann sesiydi...
Gözler, yıldızlarla müzik arasın-
da gidip geliyordu. Meydandaki
herkes, müzik aracılığıyla, yaşama
sımsıkı sanhnıştı. Sanki...
Sanki yeryüzünde açlık yoktu,
yoksulluk yoktu, baskı yoktu, şid-
det yoktu, sömürü yoktu, savaş yok-
tu, yokluk yoktu...
PolİO, Otllar İÇİfl tÜm bİryOSanU.. 1 Başını alıp gitmeye kalkan kule
u
PaBo" yılda iki kez (2 Temmuz ve
11 Ağustos'ta) Siena'nın güzelim mey-
daıında yapılan, eğersiz atla koşulan
atyanşınuı adı. Yanş topu topu 10 da-
kiia sürüyor!
Siz de öyle sanın! Sienahlar için Pa-
lic, tüm bir yaşam boyu sürüyor. Üs-
teik, 13.yüzyıldanberibuböyle... Si-
eralılar için Palio bir tutku, bir tarih,
btyaşambiçimi... Palio,
ac ve sevinçle, dostluk ve
ihınetle, umut, korku,
kaıramanlık. hile, öfke
vi cesaretle bireyin ve
tonluluğun birbirini sı-
naiığı, günümüze dek
yaşayan bir gelenek...
ıteetlemeye çahşa\im:
Hs iki yanş da azizlere
aanmış. Siena'yı oluştu-
ra: bölgeler arasında bir
yanş. "Contreda" adı ve-
ritn 17 bölge var günü-
m»zde. Her birinin ken-
düiaması, simgeleri, ken-
didlisesi, okulu, çeşme-
sivb. var. "Contrada"
toılumsal bir kurum.
leri taşıyan yapılan göz nuru gibi ko-
ruyorlar. (Yüzyıllardır bu nedenle ken-
tin fızikı yapısı ve görünümü değiş-
miyor, değışemiyor.)
"Contrada"lar her yılı,tt
Pafio" ya-
nşının takvimine göre yaşıyor.
Her bölgenın yetıştirdiği atlar var.
Bir gün kurayla bu atlar içinden 10'u
seçiliyor. Bir başka gün 17 bölge içın-
Yonetimlen her beş yılda bir seçi-
\i-pT. Kendi bütçeleri var. Dün^/anın
ereski bankası "Monte dei Paschi di
Süna" bu bütçeyi sağlıyor. Öyle güç-
lûer ki kendi simgelerini paralara bi-
le -jastınyorlar. Aslan, Panter, Yılan,
JCstal, Ejderha, Baykuş vb. gibi adia-
n e ona göre işaretlen var. Bu sımge-
Sienalılar için 'Palio' bir tutku, bir tarih ve bir yaşam biçimi...
den 10'u seçiliyor. Seçilemeyenlerya- dırmak, kırbacını yandaki ata şaklatmak,
kurban gidebiür, baştan çıkabilir. Jokey-
leryoldan çıkmasın diye bölgenin güç-
lü kuvvetli delikanlılanndan "koruyu-
cu meleklerr
' bırlikleri kuruluyor.
Yanş günü yaklaştıkça, ayınler, du-
alar artıyor, rekabet bileniyor, sinirler
geriliyor... Deneme yanşlan yapılıyor,
güç ve güçsüzlük sınavlanndan geçi-
liyor.
Asıl yanş için ünlü mey-
dan hazırlanmaya başlanı-
yor. Meydan ortaçağdaki
gibi süsleniyor. Zemine kum
döşeniyor. Izleyici bölüm-
leri, yanş bölümlerinden ay-
nlıyor.
Birkaç gün süren geçit tö-
reninden sonra Contrata'lar,
atlar vejokeyler halka tanı-
tüıyor. Elbet bahisler de oy-
nanıyor..
Sonunda yanş günü gelip
çatıyor. Yabancı (yani Si-
ena dışından) birgöz için ya-
nş 10 dakika ya sürüyor ya
sürmüyor. Yanş sırasmda
her şey mubah, birbinne sal-
sa, seçilenler sevince boğuluyor. Bir
hafta boyunca bir yanda ağıtlar, öte
yanda kutlama şölenleri düzenleniyor...
Şanslı 10 Contrada sonsuz bir reka-
bete giriyor ve sonunda kendi jokeyi-
ni seçıyor. Jokeyler için millet söyle-
medığını bırakmıyor. Bunlar parayla
satın alınabilir, rüşvet yiyebilir, şikeye
yandaki jokeyı düşürmeye çahşmak
vb... Sonunda biri kazanıyor, dokuzu
yeniliyor. Ve gelsin zafer geçit tören-
İeri, günlerce, gecelerce süren zafer
şenlikleri... Gelsin, on dakikada koşu-
lan yanş üzerine bir yıl süren tartışma-
Iar... Ve derhal bir sonraki "PaKo" için
hazırlıklara başlanıyor...
Puccini'nin rüyasını yaşama geçi-
reyim diyebaşlayan ve SienaCazFes-
tivali'yle sona eren bu yolculuk sı-
rasında Pisa'yı merkez edindim. Da-
ha doğrusu Cbaries Dickens, Ale-
xandreDumas'dan Pirandeiove Ka-
rea Biixen'a uzanan müşteri liste-
siyle dikkatimi çe-
kenbukentteki 160
yıUıkRoyal Victo-
riaOteli'ni...Vebu
arada yalnız eğri-
liğiyletanıdığıınız
Pisa Kulesi dışın-
da, bu kentin ni-
ce nimetlerüıi
keşfettim. (Insa-
ni boyutlan, sa-
nat tarihi, doğa-
sı,mimarisi, de-
niz mahsulleri-
ne dayalı mut-
fağı vb.)
Hadüştü ha
düşecek der-
ken bir türlü
düşmeyen ku-
leyegeünce... Ilkgördüğüm-
de şok geçirdım! Ufacık bir çan ku-
lesi. Heybetli falan degil. Bu kadar
küçükolduğunu sanmıyordum. Ola-
ğanüstülüğü yalnız eğriliğinde değil,
aynntıiarda, eşsız taş ışçıliğinde...
Yani başındaki muhteşem katedra-
lin ön cephesındekı kemerli galeri gö-
rünümü burada da tekrarlanıyor. Te-
pesındekı yedı çan, bir akordun ye-
di notasına uyumlu.
Yana yatması, toprağın yumuşak-
hğından. Daha inşaat sırasında 12.
yüzyılda durum anlaşıldıysa da bir
şey yapılamamış. Ama yüzyıllariçin-
de bakmışlar ki müdahale edihnez-
se, kule alıpbaşını gidecek. yani yan
yata yatayıkılacak... Kuleyi dikleş-
tirmek için çabalar
20. yüzyıhn
ikinci yansın-
da... Pisalılar,
bir çırpıda bu
çabalansizean-
latıyor:
Eğilinün ters
yönünde temele
600 ton külçe
kurşun ağırlık
konması... "Elekt-
ro-Osmosis''yön-
temiyle temele
müdahale... On
adet çapayla kule-
den toprağa "de-
miratmak". (San-
ki kule denize açıl-
mış, pupa yelkengi-
diyor)... Çevresin-
deki toprağuı sıvı nitrojenle doldu-
rulması... Kulenm dışandaki bir_
yapıya "bağtanmaa"...
Bunlann kimi denenmiş, işe
yaramamış, kimi denenmemiş...
Sonunda 1999'da kulenin temeline
yatay kazıklar çakılıp, daha çok yan
yatıp yıkılması önlenmiş!
BİTTİ
Psikoloji ODTÜ'de tartışılacak
• ANKARA (ANKA) - ODTÜ psikoloji
bölümü ve Türk Psıkologlar Derneği işbirliği
ıle 11-13 Eylül tarihleri arasmda 12'ncı Ulusal
Psikoloji Kongresi gerçekleşecek. Ulusal
Psikoloji Kongresi'nin ana temasını "güncel
sorunlar \e psikoloji" oluşturacak. Kongreye,
yurtdışmdan ve Türkiye'den çok sayıda
bilimadamı, psikolog ve uzman katılacak.
Kongrede, psikoloji ve diğer davranış
bilimlennden 18 konferans, 9 panel, 96
serbest bildın ve 58 poster yer alacak.
Kongre'nm açılışı 11 Eylül'de ODTÜ Kültür
ve Kongre Merkezi'nde yapılacak.
Depremzedelerin atık tepkisi
• İZJVIİT (AA) - Kocaeh'nin Yenıköy
beldesindekı prefabrik konutlarda bannan
vatandaşlar, bölgede 1 yıldır faaliyet gösteren
Hayat Kimya AŞ'nın çevreye zararlı kimyasal
atık bıraktığmı öne sürdü. Prefabrik konutlann
sakinlerinden işçi emeklisi Yılmaz Dörteller,
fabrikanın 1 yıldır faalıyette olduğunu, ancak
açıldıf ı günden itibaren çe\Teye zararh madde
bıraktığını öne sürdü. Dörteller, atıldann,
eşinin çeşitli hastalıklara yakalanmasına neden
olduğunu da söyledi.
Lübnanlı Avedis'in köy ödemi
• KAYSERt (AA) - Doğduğu köye 45 yıl
sonra gelerek arkadaşlanyla kucaklaşan
Ermeni asıllı Avedis Mikaoglu, "Ermeni, Rum
ve Türklerin bu köyde sergiledikleri dostluk
ve hoşgörü, tüm dünyaya örnek olmalıdır"
dedi. Kayseri'nın Meliİcgazi ilçesine bağlı
Tavlusıın köyünden, ekonomik zorluklar
nedeniyle 1957 yılında aynlarak Beyrut'ta
yaşayan dayısının yanına gittiğini belirten
Avedis Mıkaoğlu, doğup büyüdüğü köyüne
gelerek çocukluk arkadaşlannı kucaklayıp
özlem giderdi. Beyrut'ta önce terzılik
yaptığını. şimdi ise toptan konfeksıyon işıyle
uğraştığını anlatan Avedis Mıkaoğlu.
"Doğduğum köye 45 yıl sonra geldiğım için
çok heyecanlı ve mutluyum. Çocukken birlikte
oyun oynadığımız arkadaşlanmla yeniden bir
araya gelip eski günlerimizi anıyoruz. Ermeni,
Rum ve Türklerin bu köyde sergiledikleri
dostluk ve hoşgörü, tüm dünyaya örnek
olmalıdır. Ermeni kılisesinin duvannın 4
metre yanında cami var. Biraz ilerde ise
Rumlann kilisesi. Işte hoşgörü bu..." dedi.
Gökyüzü fiödem Şenliği
• ANKARA (ANKA) - TÜBlTAK Bılim ve
Teknik Dergisi, 5. Ulusal Gökyüzü Gözlem
Şenliği'ni 30 Ağustos- 1 Eylül tarihleri
arasında Antalya-Saklıkent'te yapacak.
TÜBtTAK Bilim ve Tekmk dergisi,
gökyüzüne ilgi duyan okuyuculanyla bir araya
gelmek, onlara gözlem yaptırmak ve
gökbihmle ilgili birçok konuda bilgi vermek
amacıyla 1998'den beri düzenlediği Ulusal
Gökyüzü Gözlem Şenliği'nin bu yıl Antalya-
Saklıkent'te yapacak. Şenlik kapsamında bu
yıl; gökbilimle ilgili seminerler, saydam ve
video gösterileri, yanşma, doğa yürüyüşü gibi
çeşitli etkinlikler yer alacak.
'Şişe mantam' deyip geçmeyin
• KAYSERİ (AA) - Şarap şişelennı
kapatmakta kullanılan mantarlann üretımi için
30 yaşını aşmış meşe ağaçlannuı kullanılması
gerektiği ve Türkiye'nın yılda 30 milyon
mantar ithal ettigi bildirildi. Şişe mantan
ithalatçılanndan Donatım Ticaret Metal ve
Makine Sanayi AŞ Satış Müdürü Sahh
Güler, şarap şişelerinin kapatılmasmda
kullanılan mantarlann bazı Avrupa
ülkelerinden ithal edildiğinı söyledi.
Şişe mantan üretiminin oldukça zahmetli
olduğunu kaydeden Güler, Ispanya ve
Portekiz'in bu sektörde ilk sırayı aldıklanm
belirterek "İthal edilen mantarlar, şarap
ürericilerine cins ve kalitesine göre 1000 adedi
50 ila 200 Euro'ya satılıyor. En kaliteli
mantar, blok olarak kesilen mantarlardan
üretiliyor. Yanm yatık hale getirilen şarap
şişesinin mantan, şarapla temas edince, ıslanıp
genleşiyor ve şışeyi hava geçmnez hale
getıriyor. Böylece şarabın tadı bozulmuyor,
kalitesi artabiliyor" dedi.
Edipne'rie göçmen operasyonu
• EDİRNE (AA) - Edırne'de, yasadışı
yollardan suun geçmek isteyen 96 yabancı
uyruklu yakalandı. Edinilen bilgiye göre,
jandarma ve sınır devriye ekiplen, Meriç,
Enez ve Ipsala ilçelerinde, yasadışı yollardan
Yunanistan'a gitmek isteyen Irak, Cezayir,
Pakistan ve Hindistan vatandaşı 69 kişiyi
yakaladı. Bu arada, yasadışı yollardan
gittikleri Yunanistan'da yakalandıktan sonra,
Meriç ilçesinde Meriç Nehri'nden aynı —
yollardan Türkiye'ye gönderilen Irak, Iran,
Nijerya vatandaşı 27 kişi ele geçirildi.
Kaçaklann, jandarmadaki ifadelerinde, daha
iyi bir yaşam sürmek için Avrupa ülkelerine
gitmek istediklerini söyledilderi bildirildi.
Yabancılar, sınır dışı edilmek üzere Edirne
Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar
Şubesi 'ne gönderildiler.