14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS2002SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI Toscana'da Puccini rüyasını yaşamak...Torre Del Lago Puccini Festivali, bu yaz altmış bin sanatseveri bir araya getirdi Toscana'da müziğin peşinde Zeynep ORAL **Akşam, yine akşam, yine aksanr, Bir arma kemerdir suya baksam; Akşam. vine akşam, yine akşam GöDerde bu dem bir kamış olsam!" Biliyorum AhmetHaşmTle ttal- yan besteci Giacomo Puccini hiç ama hiç karşılaşmadılar... Birbir- lennin varhğından haberdar mıy- dılar? Sanmıyorum. (Haşim doğ- duğunda, Puccini ünlü opera bes- telerini yapıyordu bile.) Pucci- ni'nin, Haşim'in "BirGününSo- nunda Arzu" şiirinı duyacağı yok- tu. Zaten onun böyle bir arzusu da yoktu... Onun arzusu, düşü, rüya- sı başkaydı... Her akşam. her akşam, her ak- şam, bu göl kenanna gide gele Ahmet Haşim'le, Giacomo Puc- cini 'yi, yüreğimde ben bir araya ge- tirdim... Cöle tutkun besteci Bu göl, ttalya'nın Toscana bölge- sinde. Hem bir ortaçağ kenti hem de Puccini'nin doğum yeri olan Lucca ile katedrali ve eğri çan kulesiyle ün- lü Pisa'nrn arasında bir yerde... Gö- lünadı Massaciuccoli... Amabu ya- zılışı zor, söylenişi zor gölün adııu yörede geçirdiğim on gün boyunca bir kez bile duymadım. Kimse gölün adını kullanmıyor. Herkesin dilinde gölün yanı başındaki köyün adı: Tor- re del Lago... Yanı "Gölün Kulesi"... Hayır yanlış söyledım. O minicik köyün adı: Torre del Lago Puccini... Hani biz, Urfa'yı Şanlıurfa, Antep'i Gaziantep. Maraş'ı Kahramanmaraş, vb. yaptık ya, onlar da Torre del La- go'yu, Torre del Lago Puccini yapmış- lar. "Gazi", "Şanh", "Kahraırâur ye- rine yaşamının 30 yılını orada geçi- ren bestecinin adını ekleyivermişler. Puccini, avlanmak üzere ilk kez buraya geldiğinde. yöreye ve göle vurulmuş, sevgilisi (sonradan kan- sı) Ehira'yla buraya yerleşmiş, fir- tınalı aşklanru burada yaşamış, bel- li başlı operalannı burada bestele- miş, "Manon Lescaut" operasından kazandığı parayla göl kıyısındaki vil- layı satın almış ve ömrünün son dem- lerinde, hayalini, düşlerini, arzusunu. Doğayla sahnenin iç içe geçtiği, eşi ohnayan tiyatro, her yaz dünyaıun her yerinden opera tutkunlarmakucakaçıyor. Yaz aylarında İtalya festivalden geçilmiyor: Verona Festivali, her gece on beş bin izleyiciyi bir araya toplayan ünlü arenasıyla kuşkusuz opera festivalleri içinde 80 yıldır en görkemli olanı... • Adriyatik kıyısındaki Pesaro'da yer alan Rossini Opera Festivali, en ciddi, en bilimsel festival... • Opera, müzik ve tiyatroyu bir araya getiren Spoleto Festivali, en geniş yelpazeye yayılan ve en zengin olanı... • Her kent, her kasabaya yayılmış sayısız festival içinde en romantik olanı ise hem bestecisinin hem de yörenin özellikleri nedeniyle Torre Del Lago Puccini Festivali... yakın dostu, aynı zamanda iki ope- rasının sözlerini yazan Giovacchino Forzano'ya söylemiş. Bu göle hep avlanmak için, esin pe- rilerini yakalamak için. hayattan, do- ğadan tat abnak için geldiğini belirt- tikten sonra "ama asıl istediğbn, bu gölde açık havada kendi operalanmı dinlemek_" demiş... Puccini'nin ölümünden alu yıl son- ra, 1930'da Forzano ve bir başka ya- bn dostun, besteci Mascagninın gi- rişimıyle, bu gölün kıyısında, Pucci- ni'nin müzeye dönüşmüş evinin önün- deki meydanda. "La Boheme", 1931de ise "Madama Butterfly" temsil edilecekri. Ve böylece Torre Del Lago Puccini Festivali'nin to- humlan atılacaktı. (Yani, Toscana'da şaraptan başka şeyler de var!) O gün bugün Puccini'nin düşü, ha- yali, arzusu. yalnız gerçekleşmekle kalmadı, bu düşü her yaz binlerce insanın da yaşaması sağlandı. Geçen haftalarda, Puccini'nin dü- şünü paylaşan, her yıl 20 Temmuz - 20 Ağustos tarihleri arasında yinele- nen Puccini Festivali'ni izlemek üze- re Torre del Lago'ya gelen altmış bin kişiden biri de bendim. Büyülü atmosfer İtalya, güneş ve deniz turizminin suurlannı, kısır döngüsünü en önce kavrayıp kültür tunzmini öncelikle ge- liştirenülkelerdenbelkıdeilkı... Bir yanda zengin sanat tarihini, öte yan- da zengin müzik ve opera birikımi- ni sonuna dek değerlendirmede üze- rine yok. Turizm endüstrisinde en önde ipi gögüslemesi bundan... Yaz aylannda Itarya festivalden ge- çilmiyor: Verona Festivali, her gece on beş bin izleyiciyi bir araya topla- yan ünlü arenasıyla kuşkusuz opera festivalleri içinde 80 yıldır en görkem- li olanı... Adriyatik kıyısındaki Pe- saro'da yer alan Rossini Opera Fes- tivali, en ciddi, en bilimsel festival... Opera. müzik ve tiyatroyu bir araya getiren Spoleto Festivali, en geniş yelpazeye yayılan ve en zengin ola- nı... Her kent, her kasabaya yayılmış sayısız festival içinde en romantik olanı ise hem bestecisinin hem de yörenin özellikleri nedeniyle Torre Del Lago Puccini Festivali... Bu yılki festivalde Puccini'nin dört eseri vardı. "Manon Lescaut", "Tu- randoT, "Madama Butterfly" ve "Tos- ca". Ilk üçünü ızleme olanağım oldu. Festival, bu yılın yeni prodüksiyo- nu olan "Manon Lescaut" ile açılı- yor. Temsilin başlaması için havanın kararması gerek. Şimdilık gün batı- mınnı tadını çıkanyorum. Güneş gö- lün karşı kıyısındaki tepelerden ba- tıyor. Ufuktaki kızıllık bir de gölün suyundan yansıyor. Gölün sula- nndan yansıyan yalnıztazıllıkde- ğil: Karşı kıyıdaki tepeler, suya inen çam ve servi ormanlan, bu ya- na yanaştıkça güller, begonvilya- lar ve sardunyalar... Tek tük suya uzanmış tahta iskeleler, önünde küçük kayıklar... Artık Puccini gi- bi sülün ve keklik avına çıkan yok- sa da, geçmişin görüntüsünü sür- dürmeye yarayan her şey yerli ye- nnde duruyor. Gölün çevresinde, insanın gözü- nü ya da doğayı tedirgin edecek tek yapılanma bile yok. Bir küçük kahve, restoran, o kadar... Bir de yöreye adını veren birkaç yüzyıl öncesinden kalma taş kule, taş ke- merler... Taş kulenin eteklerinde ka- mışlar, sazlık, papirüsler... Suda nilüferler... Suda yüzen kuğular, ör- dekler, kazlar... Zaman durmuş gibi. Motorlu araçlann göl layısma yanaşmalan söz konusu değil. Oto- mobıller otobüsler ta gerilerde kal- dı. Mıllet, gölün kıyısındaki, Puc- cini'nin müze evinin önündeki meydana yürüyerek geliyor, son- ra temsil saatine kadar meydanda geziniyor... çarpıcı tiyatro Artık hava karardı. Meydanın bir ucundaki ince uzun tahta köprüye yöneliyoruz. Genç kızlarla delikan- İtların "Tryatromuza hoş geldiııiz" karşılamalan arasında tahta köprüyü geçiyoruz... Kazlar hâlâ vakvaklıyor. Ya bunlar temsil sırasında susmazsa diye endişelenmeye fırsat bulamıyo- rum, çünkü tahta köpriinün bitimin- de kendimi müthiş etkileyici dev bır tiyatronun ortasında buluyorum! Yanm daire biçiminde bir yanı yu- muşak bir meyille yükselen, öteki yanı göle uzanan dört bin kişilik bir açık hava tiyatrosundayım. Oturma yerleri göle bakıyor. Sahne gölün üzerinde. Sahnenin iki yanında iki ku- lis duvan ve tepelerinde tüm ışık dü- zeni... Gözlerime inanamıyorum. Sahnenin gerisinde göl, temsilin do- ğal dekoru...l930'da meydanda ve- rilirmiştemsiller. Ancak 1966'dabu çarpıcı tiyatro yapılmış ve artık tem- siller burada veriliyor. Tüm ışıklar söndü. Karanlıkta yıl- dızlar daha da parlıyor. Orkestra, or- kestra çukurundaki yerini aldı. Açı- lışta, "Citta Lirica" Orkestra ve Ko- rosu'nu, Puccini Fesrivali'ninGenel Sanat Yönetmeni Afcerto Vferonesiyö- netecek... Artık kendimi müziğe bı- rakabilirim... Melodinin, duygıılanıı ve dramm ustası...îtaryan operası, 19. yüzyılda, Rossini Donizetti, BeDini ve Verdi ile doruğa ulaştı (Ilkinin doğumu 1792. Sonuncusunun ölümü 1901). Rossini geleneksel kahplara, klasik operaya bağlı kalsa da, onu izleyen Donizetti ve Bellini, romantik öğeleri ve duyarlılığı zorlayarak romantik operayı taçlandırdı. Verdi ise dramı ve melodiyi yücelterek kendinden sonrakilere ışık tutacaktı. îtaîya'da 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçişi sağlayan, bu iki yüzyıl arasındaki opera köprüsünü kuran Giacomo Puccini oldu. (1858-1924). Yeryüzünde en çok çahnan, dinlenen, söylenen, en popüler opera eserlerinin bestecisi Puccini, operada "Verismo" yani gerçekçilik akımının temsilcisi oldu. Sıradan insanlara, melodramarik olaylara yer verdi. Ama belki de onu bunca farkh ve popüler kılan, tiyatro duygusuydu, dram dürtüsüydü, sahne _ içgüdüsüydü... Eserlerinde müthiş bir dramatik etki sağladı. Melodilerindeki sonsuz duyarhhğı, orkestralama yeteneği, "feit-ınotir'lerle yarattığı gerilim, vokal bölümlerdeki görkem, kurgu ustalığı, sanatını açlandırdı. Egzotizme ilgisi de işin cabası... Puccini, Toscana'da Lucca'da doğdu. Adı Giacomo Antonio Domenico Michele Secondo Maria Puccüıi'ydi. Babası ve dedesi opeta bestecisi, ailesi yedi kuşaktan Jeri müzisyendi. Yedi kardeşten biriydi. Yedi yaşında babasını yitirdi. On yedisinde yürüyerek Verdi'nin "Aida''sını görmeye Pisa'ya gitti. Orada karannı verdi: Lucca'daki müzik okulundan sonra Milano Konservatuvan'na gidecekti. Burs kazanıp gitti. Ök besteleri başan kazanmadı. Ricardo Yayınevi'nin ısmarladığı ilk operası Edgar (1889) beğenilmedi. Oysa bu operada sonrakilerinin ipuçlan vardı. Kendi cenazesinde çalınacak, Toscanini'nin yöneteceği Requiem de bu eserdedir. 1891 'de doğasına hayTan olduğu, ava çok elverişli Torre del Lago'ya yerleşti. (Bence gelmiş geçmiş bestecilerin en yakışıklısı olan Puccini, her tür ava çok merakhydı!) Burada bestelediği "Manon Lescaut" operasıyla hem büyük başan hem de para kazandı. Eşi Elvira, oğlu Antonio'yla göl kenanndaki villaya yerleşti. "La Boheme" (1896), "Tosca" (1900), Madama Butterfly (1904) birbirini izledi... "Madama Butterfly"ın La Scala'daki ilk temsili fıyasko olacaktı. Eleştirmenler hiç beğenmeyecekti ve ilk temsilden sonra eser programdan çıkanlacaktı. Puccini "Müano'daki bu yam> amlar hiçbir şey anlamryor! Beni linç ettikr" diye haykıracak ve şöyle ekleyecekti: "Bu, benim en derinden hissertiğim, en düşsel operam. Bakın görün, onlar ölüp gittikten sonra bile benim Butterfly'nn yaşayacak" Zaman Puccini'yi hakh çıkardı. (Her akşam Torre del Lago'da bir opera izlerseniz, daha bunun gibi bir sürü anekdot duyarsınız.) Sonra aşk skandallan... Evde hizmet gören genç kızm Doria Manfredi'nuı intihan... Puccini artık ünlüdür. Eserlerinin Avrupa ve Amerika'daki dünya galalanndadır. "Alün Batmın Kıa" operasım (1910) öteki eserleri izler... Son eseri "Turandof üzerine çahşırken hastalanır. Gırtlak kanseri. Ameliyat ohnaya Bruksel'e gider. Orada, 66 yaşında ölür (1924). Eserlerinin doruğu sayılan "1urandot"u bitirememiştir. Bugün Torre del Lago'daki Puccini villasının bahçesinde, bestecinin mozolesi de bulunuyor. Aşkoyunları: 'Manon Lescaut J ve 'Turandot' Ilk temsil "Manon Lescaut". Pucci- ni'nin Prevost'un romanından esınlendı- ği ve edebiyatla müziğı buluşturduğu ese- ri. Aşk, para, şehvet ve servet arasında gi- dip gelerek kaderin ağlarını ördüğü, Pa- ris'ten New Orleans'a uzanan bır öykü... Bahtsız sevgililer, Manon ile Des Gri- eux'nünöyküsü... Orkestra, koro ve sesler hankaydı. He- le Manon'u oynayan Norma FantinL fınal- deki yalnızlık ve ölüm aryasında Torre del Lago'daki tüm yıldızlan biz ölümlü din- leyicilerin üzerine yağdırdı... Ancak bu yeni prodüksiyonda sahneye egemen olan Polonyalı heykeltıraş Igor Mitoraj'ın dev heykelleriydi. RejısörLuisCastro'nun ve Mitoraj'ın bu yorumunda tüm sahne çok durağanken, sahneyi neredeyse kaplayan heykeller, açı ve yer değiştirerek minimal bir hareket sağlar gibiydi. Manon'un ki- şiliği, âşıklann çaresizliği ve kader arasın- daki ilişkıyi plashk öğelerle sağlama ça- bası bana çok yapay, zorlama geldı. Opera temsillerinde, beni orkestra, ses- ler yanı müzik kadar, belkı gereğınden daha fazla sahneleme de ilgilendiriyor. Hele Puccini'ninkiler gıbı theatral eserler söz konusu olduğunda... Izlediğim ikinci temsil "Turandot"tu. Puccini'nin ölümsüz melodilenni içeren, Gozzi ve Commedia Dell Arte'den esin- lenen, Çin'de geçen bir masal, bir kıssa- dan hisse öyküsü... Kendisine âşık erkek- leri öldürten acımasız Prenses Turandot'un aşkı keşfetmesi... Bu kez orkestrayı Oadio Scimone yö- netiyordu. Reji, dekor ve kostüm tasan- mı Roberto Lagana ManoK'ye aittı. Bu- rada bütüncül bir sahne olayıyla karşı kar- şıyaydık. Müziğin yetkinliğiyle, sahne uy- gulamasının yetkinliği bir bütündü. Sürp- rızi, şaşırtması, risk alması olmayan, an- cak müthiş görkemli bir yorumdu. Gele- neksel kahplara bağlı kalan, çok zengin, koronun yalnız gözü değil, yüreği de olum- suz değil, olumlu anlamda boyadığı, ola- ğanüstü ışıklandırması olan, usta solistle- rin sesleriyle ve söyleme biçimleriyle taç- lanan dev bir prodüksiyondu. Hele finale doğru dramatik gerilim iyi- ce artarken tenor Lando Bartolini'nin se- sinden ünlü "Nessun Dornıa" aryasını dınlerken. Pekin'de kimse uyumazken, orada yanan her fener, Torre del Lago'da- ki sahnede gecenin karanlığında uçuşan bir ateşböceğıne dönüşüyordu... SÜRECEK Şişli îçin yeni bir Nâzım heykeli • ANKARA (ANK\) - Kültür Bakanlığı'nın, Nâzım Hikmet'üı Şişli yerine îzmir Büyükşehir Belediyesi'ne diktirilmesine karar verdiği 3 metrelik Nâzım heykeli yine tartışma yaratacak. Kültür Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, Şişli'ye dikilmesi kararlaştınlan, ancak daha sonra Kültür Bakanı Suat Çağlayan'ın seçim bölgesi olan Izmir'e gönderileceği belirtilen Nâzım heykelinin bir örneğinin Şişli Belediyesi için de yaptınlması düşünülüyor. Kültür Bakanı Suat Çağlayan'ın, tamamlanan heykel için Istanbul'da gereken önemin gösterilmediğini öne sürmesi ve Izmir'e götürülmesine karar vermesi tartışma yaratmıştı. Bakanlığın, yeni bir Nâzım heykeliıün yapımı için heykeltıraşlarla görüşmeye başladığı ögrenildi. Ahmkapı'da deniz kazası • ISTAıSBUL (AA)-Ahırkapı açıklannda meydana gelen deniz kazasında 7 metrelik tekneye çarparak batmasına yol açtığı belirtilen acenta motorunun kaptanı gözalhna alındı. Deniz polisi, önceki gün meydana gelen kazanın ardından "Acenta 34" adlı motorun kaptanı Levent Türköz'ü yakalayarak gözalhna aldı. Çevredeki teknelerce kurtanlan batan teknenin kaptanı Necmettin Atılgan ile beraberindeki 2 kişi de sağlık kontrolünün ardından Eminönü Ilçe Emniyet Müdürlüğü Merkez Karakolu'na gönderildi. Bu kişiler, ifadelerine başvurulmak üzere Lıman Karakolu'na sevk edildi. Ifadeleri alınan kaptanlann, kazayla ilgili birbirlerini suçladığı ögrenildi. Turizmde işler yolunda • ANTALYA (A.\) - Bu yıl tahminlerin üzerinde ziyaretçi girişinin yaşandığı Antalya Uluslararası Havalimanı'na son üç gün içerisinde 81 bin 925 turist geldi. Antalya Uluslararası Havalimanı Terminal tşletmeciliği AŞ Istatistik Bürosu'ndan elde edilen bilgiye göre, Antalya'ya 23 Ağustos Cuma günü 27 bin 453 turist geldı. 24 Ağustos Cumartesi günü 23 bin 836 yolcunun giriş yaptığı Antalya Havalimanı'na, 25 Ağustos Pazar günü de 30 bin 636 yolcu geldi. Bu rakamlarla, yılbaşından bugüne kadar Antalya'ya havayoluyla gelen turist sayısı, geçen yıla göre yüzde 8 oranında artarak 3 milyon 197 bin 870'e yükseldi. Şehre geçen yıl 1 Ocak-25 Ağustos arasında 2 milyon 956 bin 707 turist gelmişti. Zültü livaneli Batı Trakya'da • GÜMÜLCtVE (AA) - Sanatçı Zülfü Livaneli, Yunanlı meslektaşı Maria Faranduri ile Batı Trakya'nın Şapçı kasabasında ortaklaşa konser verdi. Şapçı Belediyesi'nin yaz etkinlikleri çerçe\esinde düzenlenen konser, binlerce Baü Trakyalı Türk ve Yunanlı tarafindan izlendi. Türk ve Yunan bayraklanyla süslenmiş sahnede Türk ve Yunanlı müzisyenlerden oluşan karma orkestra eşliğinde, Livaneli'nin "Haydi Merhaba" şarkısıyla başlayan konserde, Livaneli eski ve yeni şarkılannı seslendirirken Maria Faranduri de kendisine eşlik etri. Konser öncesinde ortak basın toplanhsı düzenleyen iki dost sanatçı, 70'li yıllardan bu yana yapüklan ortak çalışmalann amacının, farklı kültürlerin bir arada yaşamasma katkı sağlamak olduğunu belirttiler. 430 piyango bileti kayboldu • ANTCAR.\(ANKA)- Mılli Pıyango'nun 30 Ağustos çekiliş için Sıirt ve Milas'a gönderilen toplam 430 piyango bileti postada kayboldu. Milli Piyango tdaresi Genel Müdürlüğü'nün, Ziraat Bankası Milas Şubesi'ne gönderilmek üzere PTT'ye verilen 320 adet bilet ile Ziraat Bankası Siirt Şubesi'ne gönderilmek üzere PTT'ye verilen 110 adet Milli Piyango bileti posta sevbyatı sırasında kayboldu. Milli Piyango Idaresi'nin konuya ilişkın Resmi Gazete'de yayımlanan ilanında, söz konusu biletlerin geçersiz olduğu ve ikramiyelerinin ödenmeyeceği beürtildi. Posta sevkıyatında kaybolan biletlerin piyasa fıyatı ise 750 milyon lira tutuyor. •iJl hanç turizmiide cami ön planda Fethrve'ye düzenlenen 15 günlük inanç turuna kaolan Protestanlar, tslam dinini incele> erek camileri ziyaret edhvrlar. Hıristi>anlığın yayıtana merkezj olarak bilinen ve çok savida kilise kahnüsuun bulunduğu Fethhe'ye Hollanda'dan turlar düzenleyen Skorpin Tour'un rehberterinden Hamdi Yoldaş, inanç turlannda gençlerin Fethiye ve çevresini tercih ettiklerini. >^şlılann ise Anadolu'nun değişik yerlerine gittiklerini sö>1edL Hamdi YbJdaş. "Israil'de, FlBstin'de savaş, Vİısır'da kanşıknklar olduğu için en uygun yer inanç turizmi açısmdan Türkrye. FerJüye'de Kayaköyü, Ötüdeniz, A>^ NichoJa Adası gibi Hıristrvânhk dininden kalınüların bulunduğu yerleri gezdirhoruz. Bunun ^nında mutlaka camileri de gezdiriyoruz. Bu bir dini ve kültürel ahşveriştir" dedL(Fotoğraf:AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle