Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2002 SALI
14 KULTUR kultur(S cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN
Festivaller... ŞenlMer...13. Uluslararası Istanbul Tiyatro
Festivali yapımı olan " N â a m ' a Ar-
mağan" Kıbns'tan, "2002 Magosa
Kültür ve Sanat GönJeriT!
nden ye-
ni döndü. Turizm ve Çevre Bakan-
lığı, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve
Gazi Mağusa Belediyesi tarafından
her yıl düzenlenen bu festival, se-
yircinin sahiplendiği, özenle koru-
duğu bir sanat olayı olarak tanım-
lanıyor sanatçılar tarafından. Gen-
co ErkaTdan ZeHha Berksoy'a ka-
dar bütün ekip 21 Ağustos akşamı
ağzına kadar dolu olan 3500 kişi-
lik Salamis Antik Tiyatro'da Nâ-
zım'ın dizelerinin nasıl yankılandı-
ğını ve seyircinin sanatçılara yer
yer nasıl eşlik ettiğini heyecanla an-
latıyor. Antik tiyatroya gönderme-
leri olan bu güçlü koronun oluştur-
duğu Nâzım portresini bir kez da-
ha bu antik tiyatroda izlemek ister-
dim.
8. Altınoluk Antandros "Yaşama
SaygT Kültür ve Sanat Festivali de
hemen hemen aynı günlerde yapıl-
dı. Alünoluk'un genç Belediye Baş-
kanı İsmail Aymır, "Amacımız ya-
şama saygı duyan onurlu bir tophı-
mun onurlu birev leri olnıak isteyen
herkese ve geiecek kuşaklara tarihi,
kühürü. sanatı ve kıskaıulması ge-
reken doğasryla, bir geleneği başla-
tarak, onurlu bir Altmohık'u miras
bırakmakür*
1
diyor. Altınoluk hal-
kı da festivaline sahip çıkıyor, bel-
desine ve belediye başkanına sahip
çıktığı gibi. Belki Altınoluk Bele-
diyesi'nin maddi olanaklan kısıtlı,
ama gördüğüm kadanyla sağlam
bir gönüllü ordusu var. 16-17-18
Ağustos günlerinde Altınoluk kı-
pır kıpırdı.
'Yaşama saygı'
Panellerin, söyleşilerin yapıldığı
Çınaraltı Çay Bahçesi'nde yer bul-
mak pek kolay olmadı, yağmur al-
tında bile. Sergiler, imza günleri,
Karagöz gösterileri, halk müziği
konseri, modern dans gösterileri,
çocuk panellerinin yanı sıra Rüştü
Asyah'nm yorumladığı "Ben Bir
tnsan" adlı oyun da programda yer
alnuştı. Antandros Amfiyatro'da
ültürün kültürsüzlüğün birbirine girdiği, sanatın hırpalandığı,
ucuzluğun prim yaptığı inanılmaz yaşam çarkı içinde gerçekten de
ihtiyacımız yok mu Şenlik Katarları 'na; şu hava değiştirici, kuvvet
kaynağı Thespis arabalarına?
Türkiye'nin savılı cazcılanndan bi-
ri olan Tuna Otenel'in de çaldığı
konser festivalin kapanışını yaptı.
Pek çok yazar ve sanatçının Altıno-
luk Belediyesi'nin çalışmalannı
desteklemek amacıyla bu festival-
de yer alması önümüzdeki yıllarda
'yaşama saygı' gibi hep gündemde
tutulması gereken bir temanın amaç-
lanru daha da \airgulayacaginin işa-
retlerini veriyor.
Ege kıyılannda bir başka güzel
belde, Datça ise Vecdi Sayar'tn sa-
nat yönetmenliğini yaptığı ve bu yıl
üçüncüsü düzenlenen Can Şenli-
ği'nde yine pek çok değerli yorum-
cuylabuluştu... Geçen yıl Can Yü-
cel ve Orhan VeK odaklı şenliğin
bu yıl onur konuğu Nâzım Hikmet.
Sayar, Can Şenliği'ninülkemizi ve
şiirimizi dünya şiir platformlanna
taşıyan özgün bir şiir festivali olma
yolunda bir adım daha attığını söy-
İüyor.
Bu olaylan yaşarken ya da dinler-
ken. okurken Hüseyin Katırcıoğ-
lu'nun başlathğı Assos Festivali ge-
çiyor aklımdan. Daha doğrusu, hiç
çıkmıyor. Onun zamanı da Eylül...
Assos Festivali, güzel bir anı olarak
bir köşeye kaldınhp konamayacak
kadar özgün ve de tiyatromuz için
gerekli bir festivaldi. Ben yine de
umutla bekliyorum bir gün yeni-
den Assos'a kalkacak olan Şenlik
Katan'nı.
• • •
neruÇagm Şenlik KatartarT 1943
Haziran tarihli "PerdeveSahne" der-
gisinin baş yazısı. Muhsin Ertuğrul
imzalı bu yazıyı okurken dolaştım
ağustos ayının şu son haftalannda
bırbirini izleyen, belli bir sanatsal ve
eğitsel amacı olan ve de tiyatro ile bu-
luşan festivaller arasında.
Muhsin Ertuğrurun yazısı bugün
uzak mı düşecektir bize? Sanmıyo-
rum. Onun için de bazı bölümleri pay-
laşmak istiyorum sizinle.
"Günün birinde Yahşihan'da bir
tren duracak. Bu trenin bir vagonu
tiyatrocularla doludur, bir vagonun-
da kitaplar, sinema gösterme maki-
neleri ve kültür fltankri vardır. bun-
laruı arasında bir doktor ve küçük
bir eczahane, bir konferansçı bulu-
nur. Ama sakın bu konferansçı yaJ-
nız salçasız, koyu vatan edebiyatı ya-
pan tıkız sözlü olnıaman..."
"Tîyatrocular kasabada uygun bir
yer varsa. orada- yoksa hemen yük
vagonlarından çıkaracaklan hazır-
lanmış tahtalaria bir yer kuracak-
lar ve o kasabada iki üç gece kalarak
oyun verecekkr,bu arada konferans-
çı uyandıracak sözler söyleyecek,
doktor oradaki hastalıklan sorup
araşöracak, böyleükle bu yeni çağuı
şenlik ve aydınhk katan, o kasabada
işini gördükten sonra kalkıp başka
şehre veya kasabaya doğru yola dü-
züJecek."
" Hemen şunu söyteyeyim ki: Bu yai-
nız parayla olmaz. Bu yalnız teşküat-
la da olmaz. Bu yalnız propaganda
için olmaz. Bu yalnız tek yönlü dü-
şünceyle olmaz. Bu biraz paraya, bi-
raz teşkilata, biraz propagandaya,
fakat daha çok kavrayışa ve başan-
\a dayanan, bunlardan fazla da be-
nimsenerek yardım isteyen bir iştir."
"Oynanacak şeyler nasıl olmah?
Partinin koltuğunun altına sığınuıca
bu işi hemen koyu propaganda piyes-
leriyle ütazlaşürmak, yenmesi, yu-
tulması angarya gibi ağır eserlerie
dokiurmak düşüncesi öne sürülür.
Biz propagandayı bu anlamda almı-
yoruz. Biz tiyatronun öz kendisini
bir ince sanat ve kültür işi ve toplu
yaşayışın alfabesi olarak ahyoruz."
"EğerHelenlerin bundan2500 yıl
önce Thespis arabalarryla yapbkla-
n bu iş, bugün yeni çağa göre düze-
ne sokulursa, çok geçmez bu kültür
katarlan yurdun her köşesinde sabır-
sıznkla beklenen biricik hava degiş-
tirid, neşeveşenlikgetirici kuvvet kay-
nağı olur..."
Kültürün kültürsüzlüğün birbirine
girdiği, sanatın hırpalandığı, ucuz-
luğun prim yaptığı inanılmaz yaşam
çarkı içinde gerçekten de ihtiyacımız
yok mu Şenlik Katarlan'na, şu ha-
va değiştirici, kuvvet kaynağı Thes-
pis arabalanna?
Devlet Tiyatroları'ndan
25yeni oyun
Kültür Servisi- Devlet
Tiyatroları (DT), 2002-2003
sanat sezonunu 1 Ekim'de
açıyor DT, 12 ildeki 28 yerleşik
sahnesinde, bir önceki sezondan
devam eden oyunlannın yanı
sıra yerli yazarlann
yapıtlanndan oluşturduklan yeni
repertuvan da tiyatroseverlerin
beğenısine sunacak.
Benimsedikleri 'laik,
demokratik. cumhuriyet
kültürünün insanını oluşfurma'
ilkesini bu sezonda da diri
tutmaya çalışan Devlet
Tiyatroları. dünya tiyatro
yazınının son yerli ve çeviri
yapıtlannı da izleme imkânı
sunuyor izleyicisine.
Uluslararası boyutlara ulusal
tiyatro bilinciyle yaklaşmak
isteyen DT, 25 yeni yapıtın
prömiyerini yapacak.
Aynca. geçen sezonda
ilgi gören 34 yapıtı da
sahnelemeye devam edecek
olan Devlet Tiyatrolan, bu yolla
genç ve yeni yetişen oyun
yazarlannı da teşvik
etmeyi amaçhyor.
rTuraan Selçuk. 2- Özen Yiıla. 3- Orhan Asena, 4- Haldun Taner, 5- Melih Ce\det Anday, 6- Behiç Ak, 7- Aziz Nesin
2002-2003 SEZONUNDA ÎLK KEZ SAHNELENECEK OYUNLAR
Adana De\1et lîyatrosu:
'Abdülcanbaz' - Turhan
Selçuk, 'Içerdekiler' - Melih
Cevdet Anday, 'Akıllı
Scytan' - Fikret Terzi.
Aokara Devlet Tiyatrosu:
'Yaşasın Kavuniçi Sen Gara
Değilsin' - Aziz Nesin,
Tmut Cinayeti' - B. Mikhail
Ujar, 'Şeyh Bedrettin - = — 7
Destanı' - Orhan Asena,
'Sanpınar 1914' - Reşat Nuri
Gjntekin, 'Murtaza' - Orhan
femal, 'Miğfer' - Ayla
Çjıaroğlu.
Autaha Devlet Tiyatrosu:
Külhanbeyi Operası' -
Ülkü Ayvaz.
Bursa Devlet Tiyatrosu: 'ZiIIi
Zarife' - Haldun Taner.
Diyarbakır Devlet Tiyatrosu:
'Kör Döğüşü' - Tuncer
Cücenoğlu.
Erzurum Devlet Tiyatrosu:
'Genç Osman' - Turan
Oflazoğlu.
Istanbul Devlet TiyatrosH:
'Kırmızı Yorgunlan' - Özen
Yula, 'Kaygusuz Abdal' -
Sevgi Sanlı.
İzmir Devlet Tiyatrosu:
'Fehim Paşa Konağı' - Turgut
Özakman, 'Siyah Çoraplılar'
- Coşkun Irmak, 'Güneyli
Bayan' - Bilgesu Erenus,
'Aynhk' - Behiç Ak, 'Yaşlı
Dünyanın Çocuklan' - Ülker
Köksal.
Konja Devlet Tiyatrosu:
'Bürokratlar" - Erhan Bener,
'Siz Ne Dersiniz?' - Faik
Ertener.
Sivas Devlet Tiyatrosu: îki
Kalas Bir Heves' - Erhan
Gökgücü.
Trabzon Devlet Tiv'atrosu:
'Direklerarası' - Refik
Erduran.
Van Devlet Tiyatrosu: ' 1.
Bozuk Düzen' -
Güner Sümer.
• Son olarak,
"Yobaz"ı
Almanya 'da, bir
barış oyunu olan
"Aşk Grevi"ni de
savaş topraklarında,
Bosna Hersek 'te
sahneleyen ABT,
köy turnelerinden
sonra, 1-11 Eylül
tarihleri arasında
Kahire ye gitmeye
hazırlanıyor.
ABT'nin köy turneleri
düzenli olarak sürüyor
GLTRSU KUNT
ANTALYA - Antalya Büyükşehir
Belediye Tiyatrosu (ABT) 6 yıldır
hiç ara vermeden sürdürdüğü köy tur-
nelenne düzenli olarak devam edi-
yor. Tiyatro yöneticileri ve oyuncu-
lan. aralıksız turne programını sürdü-
ren ABT'yi bu konuda Türkiye"de
tek olarak gösteriyor.
Köylüler de ABT'nin oyunlanna
alışmış durumda. Köye. konser yeri-
ne tiyatro isteyen, okııl bahçesine ti-
yatro sahnesi kuran, kendi aralann-
da tiyatro ekibi oluşturup, oyun sah-
nelemeye çalışan, sırf tiyatro izleye-
bilmek için şalvannı çıkanp, eteğini
giyerek otobüslerle kente gelen, ABT
ekibiyle birlikte o>Tiamak isteyen köy-
lülerin sayısı da küçümsenmeyecek
kadar çok.
Yurtdışı turneleri sürüyor
Turne programının ilk yıllannda,
tiyatro izleme kültürüne henüz sahip
olmayan köylüler, şimdi sessiz olma-
lan gerektiğini biliyor, bebeğini oyu-
nu izlemeyecek bir büyüğüne bırakı-
yor, delikanlılar da yer gösteriyor.
ABT yöneticileri ve oyunculan ise
"Bir sanatçının, köy sahnesinin yeter-
sizögini, kuKslerin obnayışmı dert et-
meyecek kadar idealist olması gereki-
yor. Madem, bu ülkenin kültür ve sa-
natm ışığına ihtiyacı var, o zaman sa-
natçının tatüe ihtivacı vok demektir.
Bu idealizm değil, bir görevdir. Biz
tek bir deniz yıldızuu atıyoruz, herkes
birer tanesine yapışmalr" diyor.
Köyde, çok daha farklı bir elektnk
aldıklannı ve bunun bir idealizm de-
ğil, sorumluluk olduğunu söyleyen
ABT oyunculan, bu arada yurtdışı
turnelerine de devam ediyor. Son ola-
rak, "Yobaz"ı Almanya'da, bir banş
ojojnu olan "'AşkGrevf'ni de savaş top-
raklannda, Bosna Hersek'te sahnele-
yen ABT, şimdi de köy turnelerinde-
ki ayağının tozu sılinmeden, 1-11 Ey-
lül tarihleri arasında Kahire'ye gitme-
ye hazırlanıyor.
Kahire'de bu yıl 14.'sü düzenlene-
cek Uluslararası Deneysel Tiyatro
Festivali'ne, Nâznn Hikmet'in yazdı-
ğı. Orhan Güner'in oyunlaştırdığı,
MehmetÖzgür'ün yönettiği "Sevda-
lı Bulut" isımli çocuk oyunuyla katı-
lacak olan ABT, 14 yıl içinde Türki-
ye'yi Kahire"de temsil eden tek tiyat-
ro sıfatını da taşıyor. ABT, yanşma
formatında düzenlenen festivalde,
u
AkdveBi^efikTann9TohtÖdülü"nü
de almayı hedefliyor.
Çe\re köyler ve yurtdışı turneleri-
nin yanı sıra, Apollon Tapınağı, Per-
ge, Myra, Patara, Bergama, Kaş An-
tik Tiyatro. Selge ve Side gibi antik
mekânlarda. Ankara. Bursa. Burdur,
İzmir, Denizli gibi çevTe illerde de
oyunlannı sahneleyen ABT. Aşk Gre-
vi'nin 5. yılmda 150 oyunla, 100 bin
kişiye de ufaşmayı başardı. Savaş Ay^=
kıhç'ın yazıp yönettiği, Mehmet Öz-
gür'ün yönetmen yardımcılığı, İhsan
Küavuz'un müzik ve koreografisini,
Cenap Aydınlıoğlu'nun sahne tasan-
mını, Mesut Aydın'ın da ışıklannı
üstlendiği oyun, turne programlannın
en beğenilen oyunlanndan biri özel-
liğini de taşıyor.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Salçalı Kebap ve
Buzdolabı (1)
Insanların buzdolabına kaptınp gidişlerine, ade-
ta gönül verişlerine ıstihzayfa dudak büken Pem-
be Hanım, teldolabın gözden düşmesine üzül-
dükçe üzülüyor, bir yandan da buzdolabının sa-
yısız tehlikesinden söz açmayı görev ediniyordu.
Nerden mi bilıyordu buzdolabında saklı duran
tehlıkeleri? Bilmemesi olanaksızdı. Çünkü oğlu
senelerce evvel Amerika'ya goçmüş, "Newyork"ta
yerieşmiş, hatta Pembe Hanım da "bir defacık"
Nevvyork'a gitmişti.
Bizim evlere buzdolabı yeni yeni girerken, New-
york buzdolabı dolup taşıyordu. Sokak ortasında
bile, sıvı maddeleri, mesela Amerikalılann pek sev-
diği o meyankökünden yapılma içeceği soğuta-
cak bir çeşıt buzdolaplan boy gösterıyordu...
Yalnız buzdolabı mı?Amerika'da evlerde bir çe-
şit -Pembe Hanım "çeş/f'ten cayıyor, "bir nev'i"
diyordu...- "sahneliradyo" vardı ki, Nevvyorklu'lar
önünden ayrılamıyorlardı.
Sahneli radyoda şarkılar söyleniyor, haber bül-
tenleri okunuyor, süslü süslü kızlar dans ediyor ve
bunlann hepsi ayan beyan görülebıliyordu. Hatta
sinema filmı bile görülebiliyordu.
O zamanlar Pembe Hanımın anlata anlata biti-
remediği sahneli radyoyu çok merak eder, gözü-
mün önüne getirmeye çalışırdım. Getir getirebilir-
sen!
Pembe Hanım, "Işte, orta boy bir sandık," di-
yor, başka bir şey söylemıyordu. Zaten onun me-
selesi buzdolabıylaydı.
Kendisine, "Bilhassa sıcakyaz günleri faydası-
nı görmüyor musunuz?" diye sorulduğunda, an-
neannemin arkadaşı Pembe Hanım acı acı gü-
lümsüyor, Nevvyork'ta buzdolabının tehlikeleri için
üniversite kürsüleri kurulduğunu söylüyordu.
Onun, Mavi Kanatlannla Yalnız Benim Olsaydın'da
anlattığım gibi, Yahya Kemal Bey dururken, Or-
han Veli ve arkadaşlannın "garip" şiirierinetutkun-
luğuna şaşanlar, bu buzdolabı düşmanlığına da eni
konu şaşıyorlardı.
Bununla birlikte en abartılı şaşkınlık ifadeleri, rti-
razlar, dahası, arkasından konuşmalar, Pembe
Hanımın buzdolabı mücadelesinı engellemiyor-
du. O, bundan sonraki hayatını buzdolabıyla mü-
cadeleye adamaya kesenkes kararlıydı.
Teldolapta ne oluyor ne bitiyor, iki gözünüzle
görüyordunuz. Buzdolabı, sır kutusu! Kapağını
kapadın mı, içerde olup bitenden haberın yok.
Yemeklennizi mi koruyor? Meyvelerinizi, suyu-
nuzu, içkilerinizi mi soğutuyor? Ailenin her ferdi-
nin en yakın bir dostu mu?.. Pembe Hanım yine
acı acı gülümsüyordu.
Bu aziz dostun size atabileceği kazıklar bir de-
ğil, iki değildi. Acaba bizim memlekette buzdola-
bını kullanmayı kim layıkıyla biliyordu? Kimse bil-
mıyordu.
Newyork'ta buzdolabı alırken size koskocaman
bir kullanma ve talimat "defter"\ veriyorlardı. Bu
defterin hersayfasında hem resımler -buzdolabı-
nın ıcığını cıcığını çıkaran resimler-, hem de Ame-
rikanca yazılar vardı. Herkes okuyor, buzdolabını
ona göre kullanıyordu.
1950'lerin Istanbulu'nda kimsenin öyle bir buz-
dolabı defteri yoktu. Varsa bile, kimsenin öyle mü-
kemmel bir Amerikanca'sı yoktu ki, lisanımızater-
cüme edebilsin.
Halbukı oğlu, Pembe Hanım'a hepsini tercüme
etmiş, tek tek anlatmıştı. Memlekete döner dön-
mez, Pembe Hanım da herkese anlatmaya baş-
lamıştı.
Sözleri, ne yazık ki, bir kulaktan giiriyor, ötekin-
den çıkıyordu. Bu yüzden ailelenn sağlığıyla oy-
nanıyor, mide hastalıklarından yakınacak bir nes-
lin yetişmesine sebebiyet veriliyordu...
Takvimde Iz Bırakan:
"Dalgın yüzü ışık içinde... Ama bundan sonra-
sı, bölüm bölümdür onun için. Yabancı odalar ta-
nıyacak. Birine ısınamadan, ötekine geçecek..."
Bilge Karasu, Troya'da ölüm Vardı, Forum Yayın-
ları, 1963.
Enez kazısı sürüyor
• EDtRNE (AA)- Edirne'nin Enez ilçesinde
1970'ten bu yana sürdürülen kazı
çalışmalannda değişik dönemlere ait
buluntulara ulaşıldı. Buyılki kazılar,
Istanbul Üniversitesi (IÜ) Taşınabilir Kültür
Varlıklannı Koruma ve Onanm Bölümü
ögretim üyesi Prof. Dr. Sait Başaran
yönetiminde, Kaleiçi ve ilçe merkezindeki
iki ayrı yerde 40 kişiyle yapılıyor. Homeros
destanlannda adı geçen, eski adı 'Ainos'
olan kentin tarihi, MÖ 3000'lere uzamyor.
Kaleiçi'nde yürütülen kazı çalışmasında,
MÖ 4000 yılına ait buluntulara ve pişmiş
topraktan yapılma Grek, Roma, Bizans ve
Osmanlı dönemlenne ait kültür varhklanna
rastlandığı ifade edildi.
Bepnieres'ten gecikmiş tepki
• LONDRA (BBC) - Aynı adla sinemaya
uyarlanan 'Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini'
adlı romanuı yazan Louis de Bernieres,
filmin kendisini düş kınklığına uğrattığı
yolunda açıklama yaptı. Bernieres,
romanının Hollyvvood tarafından
düşündüğünden farklı yorumlandığını
vurguladı. "Fihnin haklannı satmaya karar
verdiğimde A\Tupalı bir yapımcı kuruluşun
olacağını sanıyordum. Italyan yapımcılar da
olabilirdi. Fakat Amerikalı film yapımcılan,
iddialı bir Hollyvvood filmi olmasmı istediler
ve başardılar da" diyen yazar,
fihnin müziğinin 'maço' bir tarz içerdiği,
Italyan erkekleri üzerine yoğunlaşıldığı ve
kitapta yer alan diyaloglara yeterince yer
verilmediği görüşünde. Yazar, romanda
tarihsel bilgileri çarpıttığı. Yunanlı partizanlara
ırkçı bir kimlik yakıştırdığı yolunda
eleştirilmişti. Dünyada satışı iki milyona
ulaşan kitabın sinemaya uyarlanması büyük
ilgi uyandırmıştı.
BUGÜN
• ENKA AÇIKHAVA TÎYATROSU nda
21.15 'te 'Star Wars Bölüm D' adlı fılmın
gösterimi. (0212 27622 15)