Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
J20AĞUSTOS2002SALI CUMHURİYET SAYFA
17
s
g
3
£
oaarAonaavattrr
Mröenaar
âye!
0.21£512Jf,CŞ Faks: 0.2t2.512 44
Allahsızlar
Engin Aşkın'ın
bildirdiğine göre Kuzey
Amerika'da üye sayısı 4
milyonu bulan
Allahsızlar
Derneği,
Pennsylvania'nın
Gallitsin
J
-
kasabasında şube
açıyor. Şubenin açılması
kadar seçilen yer de ilgi
çekiyor. Allahsızlar,
kasabadaki Katolik
kilisesinin tam
karşısındaki binaya
taşınıyor. Allahsızlar,
kilisenin karşısındaki
dernek şubesinin
penceresine "Bu şube
özgür ve açık
düşüncelilerin
cennetidir" pankartı
asarken kilisenin papazı
"Özgür ve açık fikirii
olma tavnyla benim
sorunum var. Bazen
açık fikir, üstü açık çöp
tenekesine benzer. Içine
her türlü çöpü
doldurabilirsiniz" diyor.
Allahsızlar, geçen yıl
VVashington'da büyük
bir yüruyüş yapmış
ancak Amerikan
medyasının sansürüne
uğramıştı. Allahsızlar
Derneği, ABO Başkanı
George W. Bush'u ve
Cumhuriyetçileri dini
bağnazlığın baş
sorumlusu olmakla
suçluyor.
Bektronîk posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr
kşam yatıp sabah kalktığınızda siyasetin
dengeleri değişiyor; düne kadar seçim ba-
rajını aşmaya çalıştığı söylenen partinın se-
çimde büyük zafer kazanacağı gündeme
geliyor ya da seçimin mutlak galibi gösterilen parti
sandıktan çıkamıyor... Bir kişinin manevrası ya da bir
sözle birileri sıfın tüketiyor, birileri ufuktaki iktidara
ortak oluyor!
Kimsenin siyaset tarlasında kökü yok...
Polen gibi havada savruluyorlar; bir kuşun gaga-
sında oradan oraya dolaşıyorlar...
Akşamdan sabaha sağcılar solcu oluyor... Kırk yıl-
lık solcular sağa kur yapıyor... Şeriatçılar liberalliğe
soyunuyor... Milliyetçiler liberal kesiliyor... Liberaller
sosyal demokratlığa oynuyor... Irkçılar demokrasi
dersi vermeye kalkışıyor...
Tam arapsaçı...
Çözüldükçe dolaşan bir kördüğüm...
llkesizlik diz boyu...
- Meclis'te 4 bin 864 kişi
çalışıyormuş...
"550 kisi de calısmıvor!''
Siyaset
Herkes oyun oynuyor...
Partilerin sayısı çok ama ideolojisi yok...
Parti denince tepesindeki kişi ve vitrinine yerleşti-
rilmeye çalışılan kişiler akla geliyor....
Adamın kaşı gözü, kadının fistanı konuşuluyor...
Parti programı kimsenin umurunda değil...
Parti içi demokrasi kimseyi ilgilendirmiyor...
Seçim sistemindeki çarpıklık yüzünden milyonlar-
ca oyun parlamentoya yansımayıp çöpe gidecek ol-
masından kimse rahatsızlık duymuyor...
Türkiye'nin borç batağından nasıl çıkacağı, yoksul-
luktan nasıl kurtulacağı, üretimin nasıl gerçekleşece-
ği, işsizliğin nasıl çözüleceği anlatılmıyor...
Adaletteki, eğitimdeki, sağlıktaki, sosyal güvenlik-
teki tıkanıklığın nasıl aşılacağı bilinmiyor...
Devletin asli görevleri kimseyi ilgilendirmiyor...
Birbirlerini ziyaret edip, ittifak anyorlar...
Televizyona çıkıp kendilerini anlatıyorlar...
Eski yüzlere yeni diyerek, bit pazanna nur yağdır-
maya uğraşıyorlar...
Yakaya parti rozeti takmakla bir günde partili olu-
yorlar. Sonra manken gibi poz veriyorlar. Endamla-
nyla kendilerini beğendirmeye çalışıyorlar!
Kimsenin halk için halka söyleyecek bir şeyi yok...
Farkında mısınız?
Artık boş tencere edebiyatı bile yapılmıyoıi
Birbirlerinden farksızlar; yuvarlanan tencere gibiler,
kapağını buluyoriar... Üstelik hepsinin dibi kara!
AslındadizginlerUluslararası ParaFonu'nun, Dün-
ya Bankası'nın eline geçmiş; bunlar arabayı yönet-
meye değil arabaya kapağı atmaya çabalıyorlar...
Farklı bir şey söyleyene de marjinal diyorlar; çağ-
dışı kalmakla suçluyorlar..
Aksini söyleyen varsa beri gelsin...
SESSlZSEDASIZ(f)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku ' yahoo.com
Ya olduğun gibi görün ya medyanın gösterdiği gibi ol!
Jandarma, Kissebükü'nde şüpheli arıyor!
Yine ormanlar yanıyor... Dikkatsizlik-
tenyadasabotajdan... Ormanlarla be-
raber Türkiye'nin bağrı yanıyor...
10 gün kadar önce de Milas'ın Yuka-
rı Mazı köyünün deniz kıyısındaki Ço-
cuk Mezariığı mevkii kül olmuştu... Ga-
zetelere yansıyan habere göre Milas
Orman Işletme Müdürü Metin Kaya,
"Bölgede yaptığımız araştııma ve ince-
lemelerde yangının dört ayrı yerden
başladığını, kasıtlı olarak çıkarıldığını
beliriedik. Jandarma şüphelileri anyor"
demişti.
Çocuk Mezarlığı mevkiinin bir adı da
Kissebükü...
29 Mayıs 2002'de Vaziyet'te yazmış-
tık... Kissebükü"nde Isa'dan 6 yüzyıl ön-
cesine varan bir kentin kalıntıları var...
Kissebükü, koruma altında... Clup
Med, Kissebükü'nde 1150 yataklı Fran-
sız Tatil Köyü inşa etmek istiyor.
Kissebükü'nün SİT alanı olması, in-
şaata geçit vermiyor. Muğla Milletveki-
li Tunay Dikmen, bölgede tarihi eser
olmadığını iddia edip konuyu dönemin
Kültür Bakanı Istemihan Talay'la gö-
rüşeceğini söylüyor... Muğla Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu Baş-
kanı Prof. Dr. Adnan Diler görevinden
alınıyor...
Kurul, yeni başkanı ile Kissebükü'nü
3. derece SİT alanına düşürüp, karann
yanına da doğal dokunun korunması
şartını düşerek tatil köyü insaatının önü-
nü açıyor... Birkaç gün sonra da Kisse-
bükü yanıyor!
Jandarma şüphelileri arıyormuş...
Bulsun bakalım!
Ulıığ Oğretmenin
Ardından
MUHSfcNDURUCAN
Eğitimci-Şair- Yazar
"Denizleşmiş mavi göz-
ler/Enginlere dalar, neden?
Balkonlardan gelen su-
lar/Edirne'de ağlar, neden?"
Uluğ Turanlıoğlu.
En zor yazı, tanıdık ve sevi-
len birisinin ölümü sonrası ya-
zılandır. Bu kişi, şair, yazar ve
Türkçe öğretmeniyse yürekte-
ki yanma oylumu ya da acı bü-
yük! Yapılacak bir şey elden
gelmediğinden umarsız kalı-
nır. Şairin: "ölüm adın kalleş
olsun!" dediği gibi.
Onun sonsuzluğa göçünü
yerel basından öğrendim. He-
men yazma ataklığını göste-
remedim. Duygulandım! Ya-
şamımda altı yıl kadar izi olan
Edirne günlerim ve uğraşda-
şım Uluğ Turanlıoğlu belleğim-
den geçti. Olumlu iletişim kur-
duk. Yararlanmam için bana
ciltli Türk Edebiyatı Ansiklope-
disi'ni armağan ettiler. Imza-
layarak verme inceliğinde bu-
lundukları Edirne ve Kırkpınar
Şiirleh, Bir Edirne Armağanı,
Edirne'den Kars'a Kadar,
Beşpınar, Edirne Şairteri An-
tolojisi ve B. Necatigil'in Ede-
biyatımızda Isimler Sözlüğü
birer birer kitaplığımdan ma-
sama üşüştüler. Anılar tomur-
cuğu çiçeklendi gönülde. Şiir
dinletileri vesonrasında Meriç
Nehri kıyısındaki yerlerdeki
birlikteliğimiz, Edirne cadde-
lerinde ağır ağır yürüyüşü ve
telefon açarak evinden hal ha-
tır sorduğumda benimle ko-
nuşmayı yeğlemesini bugün
gibi anımsıyorum.
"Durmadan dalgalan şanlı
bayrağım/Yurdumun en bü-
yük bayramı bugün" dizeleriy-
le başlayan "Bugün"şiirini hiç
unutamıyorum. llkokul yılların-
da ilk kürsüye çıktığımda onu
okumuştum. Tüm Türk ulusu
o şiiri bilir. Çoğu kimsenin de
ezberindedir.
Her ne kadar Pehlivanköy-
1913 doğumluysa da bir Edir-
neli ve Edirne Şairi olarak ta-
nınmaktadır. Daha çok hece
ölçüsüyle yazdığı aşk ve kah-
ramanlık şiirleriyle okuyucu-
nun belleğinde iz bırakmıştır.
Kimi şairler, onun şiirleriyle
beslenmişlerdir. Eğitimci dost-
ları Süreyya Eryaşar ve Nec-
det Tezcan ile birlikte Trak-
ya'yı gezip gözlemlediklerine
tanık oldum.
"Tınazlar, harmanlar, ağaç
yabalar/Buğday renkli kızlar,
taşlı tarlalar/Başı karlı dağlar,
serin yaylalar/Bugün de bi-
zimdir, yann da bizim" dizele-
rindeki duysallığına koşut; o,
sevdanın, sevginin, ülkenin,
doğanın, güzelliğin ve özlemin
şairiydi.
"ölüm bir kara devedir, her
evin önüne çöker" şeklindeki
yöresi ya da Yörük atasözünü
aktaran Ünal Şöhret Dirlik
dostum; "Canalıcı her kapıyı
ergeç çalacaktır. Uluğ Turan-
lıoğlu'nun da kapısını çaldı. O,
birbirinden güzel şiirleriyle
Türk edebiyatındaki yerini
çoktan almış biryazın ustası i-
di. Damla dergisi ve eserleri
yarınlara kalacaktır. Ders ki-
taplanndaki eserleriyle yavru-
lanmızın da gönüllerine gire-
cek, kuşaktan kuşağa diller-
de dolaşacaktır" diyerek, sa-
natçıdan ya da şairden geriye
kalabilecek kafıtı yansıtmak-
tadır. Gerçek söze ne demeli!
Seksen dokuz yıllık sanat çı-
narı yıkıldı! Adın kalıcı ve yerin
aydınlık olsun Uluğ öğretme-
nim!..
The>
ENGLISH CENTRE
L a n g u a g e S c h o o l
Genel Ingilızce Programlan
Şırketler ve Kuruluşlar İçin Ûze! Programlar
Iş Ingilizces! Programlan
TOEFL-IELTS-FCE Sınavtenna Hazırhk Programlan
Çocuklara Ozel Hafta Içı Gundüz Yaz Programlan
Bıre-bir İngiltzce Eğıcımlen
Ev Hanımlarına Öze) Programlar
Oğrencilerfrnıze Ucretstz Aktıvıteler
Rum*Iİ Cad. No:92 SO22O Osmanbsy IsUmbul
Tel (0212)225 91 72 -247 09 «3 - 241 20 34
•ntra.com
HAYVANLAR ÎSMAIL GLLGEÇ gulgec2(o hotmail.com
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
L'..oLU$uMA BAK!.-)
c
semihporoyayahoo.com
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Mayıs
İLK DÜZENÜ HAVA YOLCULUĞU..
SüSÜN,r
SOD£MS£E'APU AIMAN
ZEPLİNİ İLK yoLCULUĞUNA BAŞlAbl.
DÛZSNLİ YOLCU TAŞIMACIUĞI YAPACAK
İLK UAVA GBMİSÎYOİ BU..DEV B/fi PU-
KO ŞEKLİNDEKİ 8ALOHLA8, *8SO'LE8-
DBN SONRA SÜREKÜ GELİŞMB SĞS-
TEREREK, İSTBNİLEN ŞEKİLDE YpfJLEtl-
DiRİUR HALB SELUİÇTİ. METAL İSKE-
LETLİ YAPlUmSrfLA M BÜYÛK gO-
YUTLA/& ÜLAşMtÇTt. ALMAN KONTU
F&2&NAND ZEPPBUN, 2O- YÜZY/L
BAŞLARINDA HAUA 6EMİL£(ÜMN 6Eİ
UÇMESİ İÇİN yAPTIĞı ÇALtÇMAlARİ
LA, BU TÛR BAUÛULA&tN İSİM İA-
8ASf
'oni Ferdinand.
\/on Zepptlin.
SALKIM SÖĞÜT4 Beyoim METROPOL Mtalk S^nt, „
Istıktel Cxt. No: HO Bcyo#<ıiIsanbul IMETROPOL
BUGÜNEKADAK GRUP YORUM, KIZIURMAK, GRUPÇIĞ, ZUĞAŞİBEREPE, ADAULAR, GRUPDİNMEYEN
GİBİ, NİTEÜKÜ MÜZİK YAPAN, GRUPLARIN SOLİSTLERİNİ BİRARAYA GETİREN SALKIM SÖĞÜT
ALBÜMLERSERİSİ, BU KEZ GRUP KIZIURMAK'IN SOÜSTİ İLKAY AKKAYA VE GRUP ÇIĞ'IN
SOÜSTİ OĞUZ AKSAÇ'i SALKIM SÖĞÛT4TE BULUŞTURDU.
YÖNETMENÜĞİNİ KEMAL SAHİR SÜREUİN YAPTIĞI, İLKAY AKKAYA'NIN BÖLÛMÜNDE, ROCK
MOTİFLERİNİN YANISIRA, KAZIM KOYUNCU İLE DÜET YAPTIĞI "OU NANA" ADLI LAZCA ŞARKI
ALBÛMÛN DİKKAT ÇEKİCİ BİR YÖNÛ.
YÖNETMENLİĞİNİ KAAN KURMUŞ'UN YAPTIĞI OĞUZ AKSAÇ İSE, KENDİ YORUMUYLA OKUDUĞU
TÜRKÜLERİN YANISIRA, "ANADOLU POP" DİYE TANIMLANAN ÇİZGİNİN SINIRLARINI, SOUNDU İLE
ZORLAYARAK, İLGİNÇ BİR ÇALIŞMA OLUŞTURDU.
HATALAR1M1Z, EKSİKLERİMİZ OLABİLİR, AMA BU ÇALIŞMANIN TÜMÜNDE DOĞRUYU VE GÛZEÜ
YAPMAK ÇABASI VAR. YORUMU SİZ MÜZIKSEVERLERE BIRAKIYORUZ.
•BİR YANJM Söz-Müzik: Efkan Şeşen -AH LELE Söz-Mûzik: Yaşar Aydtn • SİTMEZDİM BU ŞEHİRDEN Söz: Yaşar Ayöın, İlkay Akkaya Müzik: Yafar Aydm
•OU NANA Megrel Halk Şarkısı DOST CEMAÜN BENZER Söz-Müzik: Seyit Mefttmı Derleyen: Muharrem Temiz • YENİCE YOLLARJ Derteyen: Aziz Şenses
•NERİMAN -SAND1K SANDIĞA DAYAU • GEL HA BÖNÜL HAVALANMA • İNCEDEN İNCE -YAZI BİLMEM • SİYAH ZÜLFÛN TELLERİNE
•HALAY POTPORİ Kuyudan Su Çekerler / Diyarbakır Küçeltri / Zekko Ztkiyt Söz-uünk tman Erten / Ağrı Dağından Uçtum
İSVİÇRE HASTANESİ "Gerçek Sanatm Yanında
ÖZEL ^ *
GÖRÜŞ
HUSEYÎN DUYGU
AB'nin Deneme Tahtası
Tünkiye
Uzun yıllardan beri Danimarka'da yaşadığım için ol-
sa gerek, Türkiye'ye her geldiğimde "Avrupalılar Türki-
ye'ye nasıl bakıyor?" sorusuyla karşılaşıyorum. AB (Av-
rupa Birliği) uyum yasalannın TBMM'de kabul edilme-
siyle yukandaki sorunun yanıtını tekrar aramaya başla-
dım.
Türkiye Kopenhag Kriterleri'ni yasalaştırmasıyla
AB'ye "Top sizde, samimi yanıtınızı bekliyomz" demiş
oldu. Seçim havasına giren ve siyasi dengelerin sürek-
li olarak değiştiği Türkiye'de, AB Komisyonu'nun ekim
ayında Türkiye ile ilgili açıklayacağı "ilerieme raporu"
olumlu mesajlar içerirse, dinci ve milliyetçi çevrelerin ağ-
zını büyük ölçüde kapayacak, AB yanlılannın işini ko-
laylaştıracak.
TBMM'nin onayladığı yasalar AB - Türkiye bağlantı-
sındakı sorunlarlistesininilksıralanndayeralıyortiu. Bu
yasalann çıkması, Kopenhag Kriterleri sürecinin ta-
mamlandığı anlamını taşımıyor. Buna karşın atılan adım-
lar, AB ve standartlan konusunda Türkiye'nin kararlılı-
ğının önemli bir ışareti. Yaklaşık 40 yıldan bu yana AB'ye
girmek için bütün kapıları zorlayan Türkiye, TBMM'nin
kabul ettiği reform paketiyle, yalnızca Avrupalı politika-
cılan değil, sıradan Avrupalılan da olumlu bir biçimde
etkiledi. Bu bir gerçek.
Liberal Müslümanlar, özellikle de kimi Arap ülkeleri,
AB'nin Türkiye'ye vereceği yanrtı büyük bir ilgiyle bek-
liyorlar. überal Müslümanlar için AB - Türkiye ılişkisi yal-
nızca ekonomik ve politik içenk taşımıyor, onlar için asıl
içerik, 15 Hıristiyan ülkeden oluşan AB'nin Müslüman
bir ülkeyi üyeliğe kabul edip etmemesi. Çünkü, AB'nin
karan aynı zamanda Batı'nın liberal Müsiümanlara ba-
kış açısını da ortaya koyacak. 11 Eylül felaketinden son-
ra ABD'nin Batılı ülkeleri yanına alıp uyguladığı politi-
kanın, Batı ile Müslümanlan birbirinden uzaklaştırdığı-
nı, her iki tarafın fanatiklerinin ekmeğine yağ sürdüğü-
nü yaşayarak görüyoruz.
Türkiye şimdi Batı'nın deneme tahtası oluyor! AB ve
Kopenhag Standartlan'na Türkiye uyarsa, AB bir Hıris-
tiyan kulübü olmaktan kurtulmuş olacak, öte yandan li-
beral Müslümanlarla Batı birbirlerine yakınlaşmış ola-
cak. AB - Türkiye ilişkisi, yalnızca Türkiye'nin üyelik sü-
recini değil, Hıristiyan - Müslüman ülkelerin birbirlerine
yakınlaşmasını da etkileyecek. AB'nin ekim ayında ve-
receği yanıt samimi ve inandıncı olmazsa, çok sayıda-
ki liberal Müslümanın Batı ile ilgili şüphelen pekışmiş
olacak, olumlu yanrt AB ile Türkiye modeli Müslüman
ülkeleri birbırine yakınlaştıran, onlan banştıran bir mo-
del olarak benimsenecek. Yani uzlaştıran bir model.
450 yıl Osmanlı idaresi altında yaşayan Arap ülkele-
rinin, modem Türkiye'nin kurucusu Atatürk'u ve onun
çağdaş reformlannı sevmedikleri bilinen bir gerçek.
1920'lerde Atatürk'ün başlattığı reformlann bugün Tür-
kiye ile AB'yi üyelik masası tartışmalanna oturttuğu da
başka bir gerçek. Atatürk devrimleri, yani Türkiye mo-
deli yalnız Türkiye'de değil, Arap ülkelerinde de yaşa-
yan liberal Müslümanlan ikilemden kurtarabilecek, baş-
ka dinlerle kültürierin bir arada banş içinde yaşayabile-
ceği inancını güçlendirecek.
Avrupalı açısından da Türkiye modeli, Batı ile Müs-
lüman ülkelerin yakınlaşmasında denenmesi gereken
gerçekçi bir model. Türkiye modelinin, Mısır ve Suriye
gibi ülkelerde çok partili sistemi güçlendirdiği kadar, Is-
lam dinine saygıyı kaybetmeden toplumun orta kesimi-
ni din etkisinden kurtarabileceği görüşünü, AB Dönem
Başkanlığı'nı yapan Danimarka da benimsemiş durum-
da.
Şimdi Avrupalılar, Türkiye'nin AB ile Islam dinini bir-
birine bağlayan bir köprü görevini üstlenebileceğini dü-
şünüyorlar. özellikle de her iki cephede tutuculuğun
çok hızlı geliştiği bu dönemde, Türkiye modeli kültürel
çelişkileri azaltan uzlaştıncı bir model olarak AB'nin işi-
ni kolaylaştıracak.
AB, Türkiye modelini denemek istiyor, ama henüz
tam karar veremedi. Türkiye'deki Islami gelişme, çok
sayıda politikacının adının rüşvet olayına kanşması, iş-
sizliğin artması, ekonominin birtürlü rayına oturamama-
sı AB'nin kesin karar vermesini geciktiriyor.
Türkiye'deki insan haklan sorunu, askeri mahkeme-
lerin işlevi konusu, Kürt sorunu AB gündeminin ilk sıra-
lanndan çok aşağılara inmiş durumda. Şimdi Avrupa'da
Türkiye'nin güçlü ve zayıf yanlan görünür kılınmaya,
AB'ye sağlayabileceği katkılann hesabı yapılmaya ça-
lışılıyor.
Türkiye'nin AB üyeliği için katetmesi gereken yol da-
ha uzun. AB'nin, ekim ayında açıklayacağı ilerieme ra-
porunda "Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformlar cesa-
ret ve umut verici, ama yapılan reformlann hayata ne
kadar geçirildiğini görmek gerekiyor. Üstelik ekonomi-
deki gelişmeye, Kıbns konusunda alınan yola ve 3 Ka-
sım'da oluşturulacak yeni TBMM'ye baktıktan sonra
kesin karanmızı alacağız mesajı verilmeli" görüşü bu-
günlerde Kopenhag'da konuşuluyor.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA:
1/ Nepal'in
başkenti. 2/
Yaban armu-
du... îçel'in
Silifke ilçe-
sindeantikbir
kent.3/Yakla-
şık 12.000 yıl
önce Pasi-
fik'e gömül- „
düğüne inanı-
lan, insanlı- 9
ğın ve uygarlığın
anayurdu sayılan kı-
ta... Zarif, kibar, gü-
zel giyinmiş. 4/ Ba-
şörtüsü olarak kulla-
rulan bir tür ipekli
dokuma... Sodyu-
mun simgesi. 5/Hal-
kın aşağı tabakası...
Bir nota. 6/ Parlak
8
kırmızırenktebirsüs
taşı... "Sövme, küfur" anlamında argo sözcük. II
Isparta'nın bir ilçesi... Uzaklık işareti. 8/Dikilitaş.
9/Çanakkale'nin bir ilçesi... Derinliği az olan.
YUKARIDAN AŞAĞHA:
1/Uganda'run başkenti. 2/Ceylan... Sırtında bü-
yük dikenleri olan bir balık. 3/Paramızı simgele-
yen harfler... Küçük yapılı bir kanguru cinsi. 4/
Türk müziğinde bir dizinin işleniş biçimine veri-
len ad... 01ta ya da tuzağa konulan yem. 5/ Halka
biçiminde mercan adası... Sürülmemiş tarla. 6/
Kaygusuz Abdal'ın kimi şiirlerinde kullandığı
mahlas. 7/Birmeyve... "Bir — çıkarmayabaşlar
bohçamızdan / Lavanta çiçeği kokan kederleri"
(A.M. Dıranas)... Nazi partisinin askeri polis ör-
gütü. 8/ Endüstri... Ekin demetlerini yükseğe at-
maya yarar yaba. 9/ Bir süs ve gölge ağacı.