Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i TEMMUZ 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA
SAGLIK
Nüfusu 10 milyondan fazla olan Istanbul'un en az yüzde 3'ü, madde bağımlısı
Uyuşturucu hızlayayıhyor
ŞULE KÖKTÜRK
Yakın çevresinden biri...
"Görevti" bır süre onu ziyaret
ederek, ona iyiMk yapıyor. So-
runlanyla boğuştuğu bu dö-
nemde "görevli"nin getirdi-
ği madde ile unutuyor herşe-
yi... Bir-iki kez veya bir-iki
hafta "görevli" ona "iyilik"
yapmaya. "madde"yi getir-
meye devam ediyor. Madde-
yi ısrarla istıyor bir gün "gö-
revli "den...
Ve "görevli" için artık gö-
rev sona eriyor. Ziyaretleri ke-
siyor ve onun ziyaretini bek-
liyor. O da görevlinin beklen-
risini boşa çıkarmıyor. Ayak-
Ian beynine hükmediyormuş-
Çasına "görevK"ye ulaşmak
için harekete geçiyor.
Vânnı yoğunu bu uğurda har-
camaya hazır, zarar gördügu
Uyuşturucu ile savaşımda, bağunlılık yapıcı maddelere ulaşmanın engellenmesi gerektiğinin önemine işaret ediliyor.
• Bilgi sahibi
olmalıyız
AMATEM Klinik
Şefi Doç. Dr.
Duran Çakmak,
uyuşturucu madde
kullanımı ile
savaşımda,
herkesin birlikte
hareket etmesi
gerektiğini
belirterek
'Bağımlılık yapan
maddelerle ilgili
bilgi sahibi
olmalıyız' diye
konuştu.
halde "madde" kullanmaya devam
ediyor. Kullandıği maddeyi bir tür-
lü bırakamıyor, sürekli "madde"
arayışı içinde ve "madde"nin do-
zunu gün geçtikçe arttırma ihtiya-
cı duyuyor.
AMATEM'e 5 bln 500 başvuru
Kısa bir süre sonra yaşamında
hiçbir şeyin anlamı kalmıyor ve bü-
tün dünyası uyuşturucu olmaya baş-
lıyor. Kullandığı "madde"nin do-
zu arttıkça daha fazla para harcamak
zorunda kalıyor. Ve para kazanmak,
"madde" bulabilmek için hırsız-
lık, fahişelik yapmak, "madde"
satmak zorunda kalıyor...
Eğer şanslı ise yaİonlannın yar-
dımı ile kurtuluyor bu yaşamını bi-
tiren "madde' 'den. Ama şans onun-
la değilse fazla doz nedeniyle son
kez gözlerini kapahyor bu yaşam-
da. Bir insanın sonunu hazırlayan
uyuşturucuyla yolculuk hemen he-
men böyle bir süreç.
10 milyondan fazla nüfusu olan Is-
tanbul'un en az yüzde 3'ü uyuştu-
rucu kullanıyor ve uyuşturcu kulla-
nımı hızlı bir biçimde artıyor. 2001
yılı istatistiklerine göre uyuşturucu
kullananlardan yaklaşık 5 bin 500
kişi tedavi için AMATEM'e baş-
vurdu. Bu tablo karşısında AMA-
TEM Klinik Şefi Doç. Dr. Duran
Çakmak'ın şu sözleri ise bize umut
veriyor:
"1 Idşinin bile hayata dönmesi bi-
zün için önemfi."
Bir klşlyl daha kazanmak
Kıyıya vurmuş binlerce deniz yıl-
dızını, tek tek alıp denize atarak,
onlann hayatını kurtarmaya çalışan
ve biri bile kurtulduğunda, "Bakbu
hayata döndü" diyen bahkçının hi-
kâyesinı anlatan Çakmak, "Belld
her uyuşturucu kullanıcısının haya-
ünı kurtaramayacağız ama, bir ki-
şinin bile tedavi olmasını sağladığı-
nıızda, onun hayatı kurtulmuş ola-
cak. Biz bir kişiyi daha kazanmış
oluyoruz" diye konuşuyor.
Çakmak, uyuşturucu madde kul-
lanımı ile savaşımda, herkesin bir-
likte hareket etmesi gerektiğini be-
lirterek, "Önce bağımlılık yapan
maddelerle ilgili bilgi sahibi olîna-
byız. Toplum olarak, bunlara kar-
şı rutum gefiştirmeKyiz ve dünya ça-
pında bu maddeierle sa\aşımın yay-
gınlaşması için çaba sarfetmeliyiz"
diyor.
Çakmak. özellikle önder kişile-
rin bağımlılık yapan maddeleri kul-
lanmasının, kullanımda özendirme-
ye neden olabileceğini söylüyor.
Uyuşturucu ile mücadelede bağım-
lılık yapıcı maddelere ulaşmanın
engellenmesi gerektiğini de belirten
Çakmak, kişinin girdiği ortamda
madde olsa bile bilinçli olması du-
rumunda uyuşturucu kullanmayabi-
leceğini \wguluyor.
Kişinin istemesi ve tedaviye ha-
zır olması durumunda uyuşturucu-
dan kurtulabileceğine dikkat çeken
Çakmak, "Tedavi gören kişinin tek-
rar uyuşturcuya başlama olasılıği
çok yüksektir. Tekrar başlamanın
önlenmesi için kişinin, tedavi sonra-
sı terapiye devam etmesi ve yakın-
laruun bilgi sahibi olması gerekir'"
şeklinde konuşuyor.
JAPILAN ARAŞTIRMAYA GÖRE
Eğitim düzeyi
yükseldikçe artıyor
• AMATEM tarafından
Türkıye'de madde
kullanımına ilişkin yapılan
araştirmaya göre, eğitim
düzeyi ilkokuldan liseye
doğru yükseldikçe madde
kullanımı artıyor
• ErkekJer kadınlardan,
bekârlar evtüerden daha çok
madde kullanıyor.
• Istanbul"un yüzde
üçünün madde kullandıgı
saptanmış, fakat uzmanlar
madde kullanımının
toplumda hoş
karşılanmayan bir durum
olması, çekıngenlik, utanç
veya korku nedeniyle
uyuşturucu kullandığını
beyan etmeyenlerin
olabileceğini belirtiyorlar.
• Araşürmalara göre,
görüşülen her beş kişiden
biri çevresinde madde
kuDanan bir kisryi tanıyor.
• 2001 yılmda AMATEM
tarafından yapılan bir diğer
araştirmaya göre ise
Türkiye'de en çok
kullanılan uyuşturucu, 6.2
gibi bir oranla uçucu
maddeler. Bunu 5.2 ile hap
takip ediyor. Ecstasy ve
eroin 2.5 ile az kullanılan
uyuşturcular arasında.
Araştırmada dikkati çeken
bir diğer nokta da, 1998
yılında yüzde 8.2 olan
uçucu madde kullanımının
azalması ve yüzde 1 olan
ecstasy kullanımının, yüzde
150 artarak 2.5'e yükselmiş
olması. Yüzde 1.2 olan
eroinin kullanımında. yüzde
100 artış olurken, yüzde 3
olan esrar kullanımı
vüzde 4'e çıkmış.
• Alkolbağunhnğı
nedeniyle, 2001 yıhnda
AMATEM'e 9 binden fazla
kişi başvururken burüardan
718'i yatarak tedavi görmüş.
Alkol dışı madde bağımhüğı
için başvuran yaklaşık 5 bin
500 kişiden ise'644'ü
AMATEMYJe tedavi
görmüş. 1996'dan bu yana
yapılan istatistiklerde
başvuru sayısı artarken
tedavi gören sayısmda
önemti bir arûş
görülmüyor.
ÇoCUKLARINIZI DİNLEYİN
Aile ve öğretmenler
bilinçli olmalı
Ergenlerin uyuşturucuya
başlama riskinin çok yüksek
olduğunu vurgulayan Doç.
Duran Çakmak, ailelerin ve
öğretmenlerin
uyuşturucularla ilgili bilgi
sahibi olması durumunda
mücadelede başanh
oiunabileceğini söyledi.
Çocukla ilerişim kurmanın
önemine dikkat çeken
Çakmak. aile ve
öğretmenlere
şu önerilerde bulundu:
"Çocuğu dikkatle dinleyin,
sözünü kesmeyin, o
konuşurken ne
söyleyeceğinizi ha/ıriamakla
meşgul olmayın, çocuğun
beden diüne dikkat edin ve
siz de bedeninizle onu
dinlediğinizi gösterin."
Çocuğa değerlerin
öğretilmesinin önemine
dikkati çeken Çakmak,
"Ergenkr, merak,
arkadaşlan tarafindan kabul
görme, arkadaş baskısı,
sorunlan ile başa çıkma
düşüncesi, kendini kamüama
fikri kendini iyi hissetnıek
için uyuşturucuya
başlayabüir" dedi. Ergen
ailesinin çocuğunu çok iyi
gözlemlemesi gerektiğini de
belirten Çakmak,
"Uyuşturucu kuOanan
ergenlerin, ani tepki verme,
saldırgan olma, davranış
bozuklukian gösterme,
itaatkârnk, içe dönüklük gibi
ortak özellikleri gözlenmiş.
Bunlann görüldüğü her
ergen de uyuşturucu
kuDanıyor anlamına
gelmiyor, ama ailenin
durumu çok iyi gözlemlemesi
gekrekir'' dedi.
AMATEM
Kişi, tedavi
olmayı istemeli
AJkol Madde Araştırma ve Tedavi
Merkezi (AMATEM), Bakırköy Ruh
ve Sinir Hastalıklan Eğitim ve
Araştırma Hastanesi içinde yer
alıyor. Türkiye'de bu alandaki iJk
resmi kurum olma özelliğini taşıyan
AMATEM'e yılda 3 bine yakın
uyuşturucu kullanıcısı tedavi için
başvuruyor. Cumartesi - pazar
dışındaki günlerde muayene için
hasta kabul eden AMATEM,
danışmanlık hizmeti de veriyor.
Kişinin gerçekten tedavi olmak
istemesi ve tedaviye hazır olması
durumunda uyuşturucudan kurtulma
şansı olduğunu belirten Doç. Duran
Çakmak, zorla tedavinin
başansızlıkla sonuçlandığım
söyledi. AMATEM'e başvuranlann
yatarak ve ayaktan tedavi görme
şanslan olduğunu anlatan Çakmak,
tedavi süreci ile ilgili şu bilgileri
verdi: "Yatmlan hasta öncefikle
anndırma aşamasına geçiriHyor. 7-10
gün süren bu aşamada kişi maddenin
etkisinden kurtuluyor. Bu süre içinde
uzun sürefi izteme tedavisine devam
edebilecek ve nıhsal tedaviden yarar
görebifecek hastalar, Bağunfahk
Tedavi Ünitesi'ne ahnıyor. Bu ünitede
14 ve 28 günlük sosyal ve nıhsal
tedavi programlan uygulanıyor."
Emniyete göre en tehlikeli 7 madde
Önce keyif almak için kullanılan uyuş-
turucular, etldleri geçtikten sonra, zehir-
lenme, ruhsal çöküntü, bitkinlik yapı-
yor, şiddetli ağnlara, kalp ve damarprob-
lemlerine neden oluyor.
Satılması yasal olan uçucular ise en ko-
lay bulunan uyuşturucular. Uzmanlar,
yazı yazarken hatalan silmek için kulla-
nılan maddelerin bile (tipp-ex gibi) uzun
süreli koklanması halinde bağımlılık ya-
pabileceğini belirriyorlar.
Baflımlılık vapıcı maddeler
Istanbul Emniyet Müdürlüğü internet
sitesindeki bilgilere göre, uyuşturucu
madde imal edenlerin amacı, bilinen
uyuşturucu maddelerde kimyasal deği-
şiklikler yaparak, kanunla belirlenmiş
denetim ve kontrol önlemlerini aşmak.
Bu amaçla ürettikleri haplann etkisini
güçlendirmeye çalışıyorlar. Bilinen ba-
ğımlılık yapıcı maddeler şöyle:
• Esrar: Yasadışı uyuşturuculardan en sık
kullanılanı. Kahverengi ya da yeşil preslenmiş
tabakalar halinde sahlıyor ve sigara tütününe
kanştınlarak içiliyor. Uzun süre esrar kullanan-
larda, bronşit ve akciğer kanseri gibi solunum
yollan hastalıklan görülüyor. Uzmanlar, esrann
daha çok ruhsal bağımlılık yaptığını söylüyor.
• Eroin: Eroin, afyondan elde ediliyor. En çok
burundan çekilerek ahnan eroin, kaşık içinde kay-
natılıp damara enjekte de edilebiliyor. Eroin,
bir-iki denemeden sonra bağımlılık yapabiliyor.
Eroini damardan alarak kullananlarda karşıla-
şılabilecek en önemli sorun, ortak kuilanılan
enjektörler yoluyla AIDS, hepatit B gibi virüs-
• Uçucular bile tehlikeli
Uzmanlar, yazı yazarken
hatalan silmek için kullanılan
maddelerin bile bağımlılık
yapabileceğine dikkat
çekiyor.
lenn bulaşması. Etkisi 6-8 saatte sonlanan ero-
inin tekrar alınmadığı durumlarda, şiddetli kas
ağnlan ve kramplar, uykusuzluk, gözde yaşar-
ma, burun akıntısı ortaya çıkabiliyor.
• Kokain: Beyaz renkli, toz şeklinde bir mad-
de olan kokain, çoğunlukla burna çekilerek kul-
lanılır. Tek bir kullanımdan sonra bile ba-
ğımlılık yapabilecek bir madde olan ko-
kainin etkisi 1 saat içinde sonlanıyor. Ko-
kainin etkisi bittikten 15-16 saat sonra
ruhsal çöküntü, halsizlik, çok uyuma, mut-
suzluk hali görülür.
• Ecstasy: Son zamanlarda admdan sık
söz edilen Ecstasy, Ingilizcedeki " X T C
harflerinin yan yana okunmasına dayanır.
Amfetamin türevlerinden olan suni uyuş-
turuculan kapsayan Ecstasy'nin bileşimi-
nin kolay anlaşılamaması nedeniyle büyük
sorun yaşanıyor. Genellikle tablet formun-
da sahlan Ecstasy'nin asıl etkisi vücudun
koruma mekanizmalannı etkisiz hale ge-
tirmesi. Ectasy alan kişinin yorgunluk, aç-
lık, ağn gibi hisleri basnnldığı için, kişi
\iicuduna aşın yüklenme yapıyor.
• Afyon: Afyon bağımlısı olanlann ba-
layı olarak adlandırdıklan ve çok kısa sü-
ren bir keyif halinin ardından, mide bu-
lantısı, baş dönmesi, renk solması, kalp ve
solunum yavaşlaması ile birlikte zehirlenme be-
lirrileri görülür.
• LSD: Ilk alındığında beynin süratle çahş-
masını sağlayan LSD, kişinin kendisini rüya âle-
minde sanmasına neden oluyor. Etkisi geçtikten
sonra ise 10-15 saat süren umursamazlık ve do-
nukluk hali başlıyor. Daha sonra ise, LSD alan
kişide, ağızdan salya akmaya başlar, dil peltek-
leşir. Beynın çalışması durur.
• Uçucular: Uçucu maddelerin satışı yasal
olduğu için kolayca bulunabileceğini belirten
uzmanlar, yazı yazarken yapılan hatalan sil-
mekte kullanılan maddelerin (tipp-ex gibi) dahi
sürekli koklandığında bağımlılık yapabileceini
belirtiyorlar.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Şizofreni Kol Geziyor...
Başbakan'la aylardır birtelefon görüşmesi bile
yapmadığım halde, çarşambagünkü "Düzyazı"da,
kendisinden kurtulmak isteyenlere gensoru aracı-
nı kullanmalarını öneren düşüncelerım, aynı gün
kendisinden özel demeç alan iki gazetede, Ece-
vit'in anlattıkları ile çakıştı.
Nekahet dönemindeki Başbakan, görevden ay-
rılmasını ısrarlı bir biçimde önerenlere, parlamen-
tonun adresini veriyor ve kendisini düşürmeleri
için harekete geçmelerini söylüyordu.
Tabii bu anlattıklanm gazeteci dili ile haberin
başlığa taşınacak olan yanı. Fikret Bila ve Meh-
met Çetingüleç'e anlattıklarının altında, Başba-
kan ülkenin şu anda bir hükümet bunalımını taşı-
yamayacağı gerçeğini ısrarla tekrarlıyor.
Ecevit, elli yılı aşkın devlet ve sıyaset birikımi ile
bu gerçeği ıstediği kadartekrarlasın ve kendi po-
IrtiK yaşamı ile istifa sözcüklennin birbirlenne hiç
deyabancı olmadıkları örneklenni veredursun, ga-
zetelerimizin çoğu köşe yazannın çözüm olarak yap-
tıklan öneriler, yine aynı telden çalmaktadır.
Mesela Güngör Mengi, hükümetin değiştiril-
mesini ve erken seçıme gidilmesini isteyen bir ço-
ğunluk olmadığını söyleyerek, "Istenen onun baş-
bakanlığı bırakması ve koalisyonun yeni bir baş-
bakanla devam etmesidir" diyerek Bülent Ece-
vit'in başbakanlıktan çekildiği anda, 57. hüküme-
tin istifa etmiş olduğu gerçeğini görmezden gele-
bilmektedir.
Sadece o kadar mı? O hükümetı oluşturan DSP-
MHP-ANAP koalısyonu da dağılacak ve yenisini,
kimin hangi partiler ve nasıl bir protokol üzerınde-
ki mutabakat ile kurulabileceğinin pazarlıklan gün-
deme gelecektir.
Onunla da yetinilmeyeceğini söyleyelim.
Bugün TBMM'nin en büyük partisı olan DSP'de
Genel Başkan'ın ani olarak görevden ayrılması ile
doğacak boşluk, Mesut Yılmaz'ın öncekı akşam
partisinin Başkanlık Divanı toplantısında arkadaş-
lanna söylediği tehlikeyi de birdenbire gündeme
getirebilir. DSP'nin üç parçaya bölünebilmesi gibi
bir olasılığı, rejim açısından haklı olarak "tehlıke"
olarak nıtelendiren ANAP Genel Başkanı, arka-
daşlanna "DSP'nin ayakta kalabilmesiiçin elinız-
den gelen gayreti sarf etmelisiniz" diyor (Star, 4
Temmuz).
Çemberi kırılmış bir koalisyonda, Tansu Çil-
ter'in, MHP'nin yerineaday o/mak istediğini de Yıl-
maz, DYP lideri ile yaptığı konuşmaya dayanak ola-
rak söylüyor ve yalanlanmıyor.
Ya Yeltsin Modeli? ~
İstifa edecek bir başbakanı değil, ıstifadan son-
ra ülkeyi bekleyen kaçınılmaz görüntülerin, hıç de,
Sabah Başyazan'nın söylediği kadar pembe bir tab-
lo o/madığı ortada değıl mi?
O arada Ertuğrul Özkök'ün Yeltsin modelinm
degeçerli olması, öyle kolay biryöntem değil. Ön-
ce Rusya'nın o günkü yapısında, komunıst siste-
mi henüz terk etmiş bir ülkede, ne de olsa bir ve-
sayet olgusunun var olduğunu hatırdan çıkartma-
yalım. Yeltsin, hiçbir partiye dayanmayan bir dev-
let başkanı olarak bu görevi bırakırken Duma'ya
kendi yerine yıne partisiz Putin'i seçmelerıni öner-
di. Duma da bu öneriyi kolaylıkla benimsedi. TBMM,
Demirerin cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılma-
sı için Ecevit'in yaptığı telkınleri dinledi mı ki,
DSP'de, özellikle tabandan hiçbir hazırfık yapıl-
madan birhalef ilanı, parti içinde en küçükbırsar-
sıntı tehlikesi olmadan benimsenebilsin?
Maazallah, Ecevit öyle bir girişimde bulunmuş
olsa, kendi gönüllerinde ya da kafalarındaki bek-
lenti dışında kalmış bır aday ismı ile karşılaşacak
olan medyamızda en azından dıktatör ya da pa-
dişah suçlamalan manşetlerden inmez!
Akıl dışı ama düzeyli...
Bu sıraladıklarım, gerçekçi olmasalar da düzey-
li öneri ve tartışmalar. Ama, bır kitabında kendısı-
nin "önce Insan Sonra Gazeteci" olduğunu ya-
zan Emin Çölaşan ın düzenlediği gündemden
sonra, nekahette olan Ecevit'e ve eşine yönelik dü-
zeysiz suçlamalar, hasta olan çoğu kimsenin top-
lumun önemli bir kesiminde köşe başlarını tuttuk-
lannı ortaya koyuyor.
Bir ülkede ana muhalefet partisinin genel baş-
kan yardımcısı kimliğini taşıyan bir adam, iki aydır
hasta olan bır başbakana vasiyetini hazırlama gi-
bi düzeysiz bir önerinin sahipliğini üstlenebiliyor-
sa, yine aynı ülkede Ankara Ticaret Odası Başka-
nı olarak kendisini tanıtan kişi, ziyaretine gelen bır
işçi konfederasyon başkanının yanında, bugün ilk
iş olarak sulh hukuk mahkemesine başvurarak
Başbakan'ın hacir altına alınmasını isteyeceğini
söyleyebiliyorsa, aramızda şizofrenler kol geziyor
demektir.
Ya da, bu hafta yayımlanan Nokta dergisınde ka-
pak konusu olarak seçilen "Borsadan Yurtdışına
Kim Kaynak Aktanyor? Akıllı Yabancılar mı, Ya-
bancı(!) Bıyıklılar mı" sorusuna yanıt arayan Fikri
Ayyıldız'ın araştırmasında yer alan ekonomık ve-
riler hepimiz tarafından bılinmesi gereken gerçek-
lerdir.
O zaman da her sabah gündemi Ecevit'in has-
talığı başlığı altında düzenleyen manipülatörlerin,
bütün birtopluma "Cambaza bak" derken ceple-
rimizden neleri götürdüğünü düşünme sırası biz-
lerdedir. Hepimizdedır.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net
TGS 50. KURULUŞ
YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYOR
10 Temmuz 1952'de kurulan Türkıye Gazete-
ciler Sendikası'nın kurucuları, başkanlan ve yö-
neticileri 50 yıllık bilgi birıkimlerini, anılannı ak-
tarmak üzere aramızda.
10 Temmuz 2002 Çarşamba günü saat
14.00'te Istanbul, Cağaloğlu Basın Sarayı Kon-
ferans Salonu'nda eski-yeni tüm üyelerimizle
buluşacağız.
TGS'nin yanında olan basın örgütlerini, sendi-
kaları ve tüm dostları bekliyoruz.
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI
YÖNETİM KURULU
Cumhuriyet Mah. 1. Kısım'da
inşaata hazır 400 m;
ruhsatlı arsa
Tel: 0 212 506 09 09 / 0 532 271 65 50