22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2002 ÇARŞAMBA 8 HABERLERlN DEVAMI G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı I. Sayfada yapılmasına imkân görûlmezse" 3 Kasım seçim- lerini "biryıl gerys bırakmak". kinci senaryo: Seçimin yasayla mı yoksa TB- MM kararıyla mı saptanacağı üzerine inşa ediliyor. Örneğın ANAP'ın Batılı bir parlamenter kimliğin- dekı Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı, seçim tarihıni sapta/acak "yasayı" Anayasa Mah- kemesi'nin ıptal edebileceğini anımsatıyor. Bu bir uyan. Oysa uyarıyı can simidine çevinme hazırlığında olanlararastlanıyor. 1999'da böylesi bir kargaşanın yaşandığını anımsayanlar, listeye gire- meyen ''kuskünlenn" ogünlerdeolduğugibi bu kez de 3 Kasım bir yasayla saptanırsa iptali için Anaya- sa Mahkemesi'ne gidebileceklerini öne sürüyor. Oysa, 29 Temmuz günü Meclis'i yöneten Murat Sökmenoğlu, bu yöndeki irdelemelere noktayı koydu. MHP'nin 3 Kasım'da erken seçim yapılma- sını isteyen (yasa değil) "önergesini" Anayasa Ko- misyonu'na gönderdiğini açıkladı. Yasa mı önerge mi tartışmalarını başlamadan kesti. Buna karşın kulislerde -hangi amaca yönelik ol- duğu henuz anlaşılmayan- hem Meclis karan alma- yı, 3 Kasım'ı hem de yasayla sağlama bağlamayı yeğleyenler var. • • • Kuşku yok; DSP grubunda Uluç Gürkan'la bir zamanların başanlı Milli Eğitim Bakanı Hikmet U- luğbay'ın; AKP ve HADEP'i "rejime, hatta devletin yapısı ve temellen açısından çok tehlikeli" gören Başbakan Ecevrt i olası tehlikeyi önlemek için "sol- da birhği sağlamaya" çağırmaları ılginç bir gelişme. Sağduyunun gereğini seslendirdiği için öneri medyada başköşelerde. Ne ki, geçmiş yıllardaki onca girişime ve dene- ye karşın;'Ecevit'in Baykal'la, gösterişli özveri sah- nelerine karşın Baykal'ı Ecevit'le; bir partide, aynı platformda bir araya getırmek olanaksız. Geçmiş yıllarda sol oyların dağılmasını önlemek için CHP ile DSP'nın seçimlerde güç birliği yapma çağrılarına bu iki liderın kulaklarını kapadığını na- sıl unutabiliriz? Uluğbay'la Gürkan: "Biz bu partilerin (AKP ile HADEP' in) yaratacağı sonınu ancak bilinçli sol ola- rak birlık sağlayarak engelleyebıliriz" diyorlar. Diyorlar, söylüyoriar ama; Ecevıt, bu içten öne- riye yanıt verme gereğini duymadan grup toplan- tısından ayrılıyor. Böylece solda birlik istemini dikkate almadığını göstermiş oluyor. ••• Üstelik solda birlik arayışını Deniz Baykal önem- siyor mu acaba? Sanmam. Zira Baykal 4 Kasım gününe ait kimi senaryoları daha bugünden kafasında işlediği iz- lenimini veriyor. Bu kez AKP'nin ve CHP'nin, diğer- lerini geride bırakarak ipi göğüsleyeceğine inanı- yor ve... Sıkı durun, tehlikeyi mehlikeyi masal gibi dinlediği için "müstakbel hükümetin" CHP-AKP koalisyonu olacağını düşlüyor. Gazete haberlerine göre, Konya'nın yeni hükü- met formülü AKYOU AKP ile DYP. Ünlü Newswe- ekdergisi ise "en iyi senaryo" adı altında olası hü- kümeti önerdi: AKP ile Cem-Derviş. Bu türden hükümet formülleri gerçekleşme aşa- masına gelirse CHP'nin de DYP'nin de mazeret gerekçelerini şimdiden söylemek olanaklı: Ülkeyi hükümetsiz bırakmamak! Ne var ki: AKP'nin değiştim havalarına karşın ik- tidara gelir gelmez birinci işi türban ve sakal yasa- ğını kaldırmak. Ikinci sırada birbirine800 metreden yakın cami inşaatını yasaklayan Diyanet Işleri ka- rarının iptali. Iktıdara gelmiş bir kez, eli değmişken Taksim meydanına dört minareli görkemli bir cami oturtmaya neden girişmesin? Seçim gerçekleşirse, gerçekleşinceye kadar ne düşsel senaryolar izleyeceğiz, kimbilir? BDDK yakın takipte Erol Aksoy'un tablolanna haciz ANKARA/İSTAN- BUL (AA) - Tasfiye edilen îktisat Banka- sı'nın eski sahibi Erol Aksoy'un îstanbul'da Boğaz kıyısında bulu- nan yalısına, polis de- netiminde icra memur- lan aracılığıyla gıdildi- ği ve yahdaki tablola- nn haczedildiği öğre- nildi. Edinilen bilgiye gö- re, tablolann haczedil- mesi işlemlerinde, Yıl- dız Teknik Üniversite- si'nden uzmanlar da yeraldı. Boğaz'daki ya- îının Doğuş Çelik ve CivataAŞ'ye ait olduğu ve 10 yılhğına Erol Ak- soy'un eşi tnci Aksoy üzerine kiralanmış gö- rüldüğü, kiralama süre- si 2004 yılında biter- ken, kira bedelinin 140 bin dolarlık kısmının da ödenmediği öğrenil- di. Bu konudaki çalış- malar devam ederken, Erol Aksoy'a ait yatlar- dan biri olan "Laper- la" Büyükada açıkla- nnda yakalanarak hac- zedildi ve Fenerbahçe koyundaki marinaya çekildi. Aksoy'a ait diğer ya- ta ise uzun takipten sonra Rodos açıklann- da Yunan makamlann- ca, BDDK'nin talebi üzerine el konuldu. Konsolosluk nezdinde girişimlere devam edil- diği öğrenildi. Kanadoğlu'ndan yeni partilere uyan ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Yar- gıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Sabih Kana- doğlu, Yeni Türkiye Partisi (YTP), Cumhu- riyetçi Demokrasi Par- tisi (CDP) ve Bağımsız Cumhuriyet Partisi'ne (BCP) uyan yazısı gönderdi. Kanadoğlu, YTP'ye gönderdiği yazıda. tü- zükteki kurucu üyeliğe ilişkin düzenlemelerin Siyasi PartilerYasası'na aykın olduğunu belirtti. Kanadoğlu, parti kuru- culannın seçilmiş dele- gelerin yüzde 15'inden fazla olması durumun- da doğal delegelerin ku- rucular arasuıdan nasıl seçileceğinin tüzükte gösterilmesinin zorun- lu olduğunu vurguladı. Kanadoğlu, BCP'ye gönderdiği yazıda da, partinin tüzüğündeki üyelerin ödentilerini za- manında ödememeleri halinde üyelikten çıka- nlacağına ilişkin hük- mün SPY'ye aykın ol- duğunu bildirdi. Kanadoğlu, CDP'ye de iki konuda uyan ya- zısı gönderdi. Kana- doğlu, yazılarda kuru- cu üyelerden ikisinin SPY'nin kurucu üyelik için öngördüğü 30 yaşı- nı doldurma koşulunu taşımadığı için kurucu üyelikten çıkanlması isteminde bulundu. Irak'ta stratejik pazarlık• Baştarafı 1. Sayfada kan'a "ABD ile stratejik işbir- liğinin tûm boyutları üzerin- de" ve ABD'den gelen mesaj hakkında bilgi verildiğini kay- dettiler. Toplantılar sonrasında resmi açıklama yapılmaması dikkat çekerken Ecevit, basın müşaviri aracılığıyla gazetecile- re, "Yüksek Askeri Şûra ve bölge sorunlannı" ele aldıkla- nm açıkladı. Başbakan daha sonra atv'de sorulan yanıtlarken önemli ye- ni bir gelişmenin olmadığını kaydederek "ABD, Irak'a ope- rasyon yapacağız diyor. O za- man durumun lehimize olma- yacağını da, ima etmenin öte- sinde açıklıyor. Biz de ona gö- re hem askeri hem siyasi ha- zırlığımızı yapıyoruz" dedi. Ankara'da dün yaşanan olağa- nüstü hareketliliİc ABD Büyü- kelçisi Pearson'un saat 11.00 sı- ralannda Dışişleri Bakanlığı'nı ziyaretiyle başladı. Pearson, ABD yönetiminin ilk aşamada Afganistan Uluslararası Güven- ük Destek Gücü (ISAF) için 228 milyon dolarlık yardım, AWACS erken uyan uçaklarının satışına onay ve nitelikli sanayi bölgelerinin kuruhnasuıı sağla- yacağı bilgisini getirdi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Uğur Ziyal. Pearson'la görüş- mesinin ardından Dışişleri Ba- kanlığı Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Türkekul Kurttekin ile birlikte Başbakanlık Konu- tu'na gitti. Ecevit, Kıvnkoğlu ile saat 11.35'te Başbakanlık Ko- nutu'nda bir araya geldi. Yakla- şık 1 saat süren görüşmede Baş- bakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Gürel de bulunurken Müsteşar Ziyal ve Büyükelçi Kurttekin görüşmenin ikinci bö- lümüne katıldılar. Başbakanlık Konutu'ndan aynlan Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu, YAŞ önce- sinde değerlendirmelerde bu- lunmak üzere yapılan toplanhda kuvvet komutanlan ile görüştü. Ecevit, öğleden sonra Başba- kanlık Konutu'nda ikinci kez Orgeneral Kıvnkoğlu ve Gürel ile bir araya geldi. Ecevit, Kıv- nkoğlu ve Gürel bu görüşmenin ardından Çankaya Köşkü'ne çı- karak yaklaşık yanm saat kaldı- lar. BaşbakanJık Konutu'na dö- nen Ecevit, Milli Savunma Ba- kanı Sabahattin Çakmakoğlu ile de bir süre görüştü. Pearson aynı saatlerde yeniden Dışişleri Bakanlığı'na döndü. Pear- son'un, sabah Türk tarafının ilettiği sorulara Washington yö- netimiyle temasa geçtikten son- ra yanıt getirdiği kaydedildi. KKTC'li ne yapacağını bilemiyor LEYLA TAVŞANOĞLU GİRNE - Akşam yavaştan Girne Limanı'nın üzerine çökü- yor... Karşımda tarihi kafe... Önümde bir tabak dolusu "çi- çek dolması" (sakız kabağımn çiçeğinden yapılan zeytinyağlı dolma- Akdeniz'e özgü bir ye- mek). Çevreme bakıyorum. Saatin ilerlemesine karşın limandaki lokantalar boş. Kıbns'uı kuze- yine gelen turist sayısı az. Kıb- ns Türk'ü de geçim sıkıntısın- dan yakınarak öyle sık sık lokan- taya, gece eğlencesine gitmi- yor... Eh, Kuzey Kıbns'ta kişi başı- na düşen yıllık gelir 3500-4000 dolar. Türkiye'deki 2500 dolara göre yine de iyi. Ama Güney Kıbns'a kıyasla? Güney Kıbns- lı Rumun kişi başma yıllık ka- zancı 16 bin dolann üzerine çık- mış. KKTC'li ne yapacağını bi- lemiyor. Kuzeyde iş buhnak as- lanın ağzında lokma kapmakla eş değer. Bütün umut AB üyeli- ğine bağlanmış. Kıbns Türk'ü sanıyor ki Güney Kıbns Rum kesimi AB'ye tam üye olunca kendisi deAvrupa trenine atlaya- cak; bütün kapılar önünde ardı- na kadar açılacak. Artık dünyada kimlik ekono- miye dayanmaya başlıyor; ya da tersten söylersek ekonomik kim- lik ön plana çıkıyor. Can güven- liği ise sanki \nz geliyor. Iş gü- vencesi her şeyden ağır basıyor. Kıbns'ın kuzeyindeki havayı ağırlaştıran. bu bogucu yaz sıca- ğında daha bogucu hale getıren de bu. Her gün birkaç bin kişi kuzeyden güneye geçiyor; sırf daha iyi bir yaşam standardı tut- turabihnek için... Lefkoşalı Ah- met de bunlardan biri. Bankalar krizi patlak \erene kadar kazan- cı iyiymiş. Kendi ufak işyennı çekip çevıriyor, bankadaki para- sının faizini de aluıca iki kızını okutup insanca bir yaşam sürü- yormuş. Ama bankalar krizi patlak ve- rince Ahmet'in de soluğu kesil- miş. Kızlannı üniversiteden al- mak istemiş. Ama kızlar diklen- mışler: "Sen para bulup bizi okutmak zonındasın. Yok öy- le şey..." Ahmet ne yapsın? Sonunda karannı verip güneyde iş bulu- yor. Ama utancından da bir da- ha ortaya çıkamıyor. Sadece ay- dan aya aileye para gönderiyor. Öte yandan KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş'la, Kıb- ns Rum Yönetimi lideri Glafkos Klerides. yılbaşından bu yana Kıbns'a bir çözüm bulmak için ara bölgedeki yüz yüze görüş- melerini sürdürüyorlar. Bu sefer adada konuştuğum kişiler (hem kuzey, hem güneyde) bir sonuç ya da uzlaşma umudunda olma- dıklannı söylüyorlar. Öte yan- dan Ingiltere de Kıbns'ta "sil baştan" iki toplumlu, iki bölge- lı yeni bir federe cumhuriyet ku- rulmasını öneriyor. Ortada bir de Türkiye faktörü var. ABD, Ankara'ya Irak ope- rasyonuna katılması için baskı ya da telkınde bulunmadığını söylüyor. Ama Türkiye'nin sıcak paraya "ivedikükle" ihtiyacı ol- duğunun da bilincinde. 1991 Körfez Savaşı'ndan kalma he- saplan halletme zamanının gel- diğim de telaffuz ediyor. iyi de arkasından bir de 28 yıllık Kıb- ns hesabı çıkarsa ne olacak? Her ne kadar Kuzey Kıbns'ta kimi idealistler ya da romantizm akı- mının son temsilcileri, "Kıbns sorununa çözüm 20 Temmuz 1974'te bulunmuştur" deseler de galiba iş öyle değil. Gerçek- çi olmak gerekiyor. Eğer birileri Kuzey Kıbns'ta artık askeri varhklardan hoşnut- suzluk belirtiyorlarsa. "Ver di- yetimi, al kolunu" diyebiliyor- larsa oturup ciddi ciddi düşünme zamam gelmiştir, hiç kuşkusuz. Düşünmeyi bir yana bırakın. hatta Türkiye'deki bazı özel üniversitelerin şubelerini, tah- sisli araziler üzerinde Kıbns'm kuzeyinde açmak isteyenler, KKTC üniversite sektörüne darbe indireceklenni umursa- maz görünüyorlar. Ama artık adada bıçak kemiğe dayandı gi- bi görünüyor. Tahsisli ev, tahsis- li araziyi bir yana bırakıp bura halkına "tahisisli gelecek" ya- ratmazamanı... BU YIL BAŞLATILIYOR Ermeni iddiası derslere giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Asılsız Soykınm tddialan ile Mücadele Koordinasyon Kurulu, 2002-2003 öğretim yıhndan itibaren okullarda sözde Ermeni soykınmı iddialannın öğrencilere öğretilmesini kararlaştırdı. Asılsız Soykınm Iddialan ile Mücadele Koordinasyon Kurulu dün Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçelinın başkanlığında toplandı. Kurul, 1914- 1918 yıllan arasmda yaşananlann Birleşmiş Milletler'in soykınm tammlamasına uymadığına dikkat çekerek Doğu ve Güneydoğu'daki olayların "karşıhklı kıyım" olabileceğinin içte ve dışta anlatıbnasını benimsedi. Müzlsyene ambulans uçak 5 gün önce Kars'a gelen ve burada trafık kazasında yaralanan Fransız müzisyen Alain Bourlan'ın isteği üzerine. sigorta şirketi Eorupa Asistans tarafından 60 bin dolar harcanarak dün Erzunım'a uçak ambulans gönderildi. Sedye ile uçak ambulansa bindirilen Bourlan, İstanbul Information Hospital Night'a götürüldü. Hastane yetkilileri, hastanın isteği doğrultusunda hareket ettiklerini bildirdiler. SÖZLEŞME KABUL EDÎLDİ Kadın erkek aynmına son ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda, AB'ye uyum düzenlemeleri içinde yer alan Birleşmiş Milletler'in kadınlara karşı her türlü aynmcılığm önlenmesine ilişkin sözleşme kabul edildi. Sözleşmeye göre. Türkiye, kadınlann tüm insan haklanndan ve temel özgürlüklerden tam ve eşit olarak yararlanmalan ve bu haklann çiğnenmesini önlemek için etkili önlemler aunakla yükümlü olacak. Sözleşmede yer alan haklardan birinin ihlali sonucunda mağdur olan kadınlar, "Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi"ne başvuruda bulunabılecek. Paşabahçe'de direniş sürüyor İstanbul Haber Ser- visi - Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası'nda işçi- lerin, işyerlerini terk et- meme eylemi sürüyor. Kartondan barakalarda kalan işçiler ve aileleri, günlük yaşamlannı fab- rikanın bulunduğu alana taşırken polisin fabnka çevresindeki ablukası de- vam ediyor. Emek Plat- formu Başkanlar Kuru- lu'nun, Şişecam Paşa- bahçe Fabrikası işçileri- ne destek amacıyla yapa- cağı ziyaret yanna erte- lendi. İstanbul Barosu avukatlan da inceleme- lerde bulunmak üzere bugün fabrikaya gidiyor. Türk-lş'e bağlı Kris- tal-Iş Sendikası Basm Danışmanı Aziz Çelik, fabrika önündeki bekle- yişin ve polis ablukasının devam ettiğini söyledi. Çelik, basının fabrika önüne yaklaştınlmadığı- nı, bu durumla ilgili ola- rak bugün İstanbul Baro- su'ndan bir grup avuka- tın fabrikada inceleme- lerde bulunacağını kay- detti. "tşçilerin ve aile- lerinin günlük yaşam- lannı fabrikanın önün- deki yola taşıdığım" an- latan Çelik şöyle devam etti: "İşçiler ve aileleri fabrika önündeki volda gece gündüz bekliyor. Kartondan yapılan ba- rakalarda çaylannı içi- yor, yemeklerini \iyor- îar. Burada yatıp kalkı- yoriar." Emek Platformu Baş- kanlar Kurulu'nun, Şişe- cam Paşabahçe Fabrika- sı işçilerine destek ama- cıyla yapacağı ziyaret yanna ertelencü. Başkan- lar Kurulu, perşembe gü- nü saat 12.00'de, Kristal- Iş Paşabahçe Şubesi mer- kezi önünde bir araya ge- lecek ve buradan fabıi- kaya gidecek. DİSK Ge- nel Başkanı ve Emek Platformu Dönem Söz- cüsü Süleyman Çelebi, burada bir basın açıkla- ması yapacak. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) istanbul Şubesi tarafından yapı- lan açıklamada, Paşabah- çe Şişe ve Cam Fabrika- sı'nda süren işyerini terk etmeme eyleminı gazete- cilerin izlemesinin en- gellendiğine dikkat çeki- lerek halkın haber alma özgürlüğünün kısıtlandı- ğı ifade edildi. ÇGD yöneticileri mes- lektaşlannın Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrika- sı'ndaki işçi eylemini iz- lemelerinin güvenlik güçleri tarafından önlen- diği, haberin öznesi olan işçilerle konuşamadıkla- n şikâyetleri üzerine böl- gede gazetecilenn çalış- ma koşullanm inceledi. ÇGD Başkanı Barış Yarkadaş ve yönetim ı— Paşabahçe Sise ve Cam Fabrikası Sorun Meclis'e taşındı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Beykoz Şişe ve Cam Fabrika- sı'nın kapatılmasına ilişkin karar- dan sonra işyerini terk etmeme ey- lemi yapan "Paşabahçe işçileri- nin" durumuTBMM Genel Kuru- lu'na taşmdı. MHP'li Ahmet Ça- kar, "Burada büyük bir insan hakkı ihlali vardır" dedi. Paşabahçe'de önce kendilerine 15 günlük izin verilen, daha sonra fabrikalanna yönelik kapatma ka- ran alman işçilerin eylemi 8. gü- nündeTBMM Genel Kurulu'na ta- şındı. MHP İstanbul Milletvekili Çakar, genel kurul toplantısının açıhşında söz alarak, fabrikanın ka- patılmasına ilişkin karan eleştirdi. Çakar. "gizli maksatlarla" fabri- kanın kapatılmak istendiğini ileri sürerken "CHP'nin temsilcisinin de bulunduğu İş Bankası yöneti- minin bu keyfi tutum konusunda uyanlmasını talep ediyorum" dı- ye konuştu. SP Grup Başkanvekili Yasin Ha- tipoğlu. fabrika işçilerinin sorunu- nun önemli olduğunu, ancak buna hükümetin çözüm bulması gerekti- ğini aktardı. Çakar'm konuyu gün- deme getirmesini eleştiren Hati- poğlu. "Hükümet üyesi bir par- tiye mensup. Neden bu işe el koy- muyorlar" diye sordu. kurulu üyelerinın oluştur- duğu "Paşabahçe Göz- lem Kurulu"nun Bey- koz'da yaptığı görüşme- lerden sonra hazırladığı raporda, Paşabahçe'de iş- çi eylemine tecnt politi- kası uygulandığı ifade edildi. Gazetecilerin fab- rikadan 500 metre uzak- ta tutulduğu ve basın açıklamalanna polis ne- zaretinde götürülüp geri getirildiği anlatılan ra- porda şu ifadeler yer aldı: "Paşabahçe'de hem di- reniş hem tecrit sürü- yor. Polis, gazetecileri iş- çilerden uzaklaştıra- rak, haber alınmasını, toplumun bilgilenmesi- ni engelliyor. Binlerce insanın kaderi değişti- riliyor. Halk açlığın, yoksulluğun pençesine terk ediliyor. Biz bu ül- kenin gazetecileri ola- rak, bu direnişin tecrit edilmesini, buna sessiz kalınmasını, gazetecile- rin görevlerini yapma- sının engellenmesine ses çıkarmamayı onnr dışı bir tutum olarak değer- lendiriyoruz" denildi. TAYAD'lı aileler adına yapılan açıklamada da, işçilerin haklı talepleri- nin devlet tarafından bo- ğulmak istendiği sa- vunuldu. AB paketine MHP muhalefeti ANKARA (Cum- buriyet Bürosu) - AB uyum paketi dün TBMM'de tali komis- yonlarda görüşülürken MHP sert bir muhale- fet yürüttü. AB paketi bugün asıl komisyon olan TBMM Adalet Komisyonu'nda ele alı- nacak. Anayasa Komisyo- nu, dün tali komisyon olmasına karşın AB uyum paketini madde madde görüştü. Komis- yondaki görüşmeler sı- rasında DYP'li Ayvaz Gökdemir, "Girmek istediğimiz yer dost değil, düşman kampı- dır. Avrupa'da hâlâ bizi sevmeyen danga- laklar var. Benim ba- şımı belaya sokan ba- zı kadınlann bir pa- bucu da Diyarba- kır'da kaldı. Bu mü- zakereleri yürütecek olanlann işi kolay de- ğil. AB'ye karşı çıkan- lar da, savunanlar da ülkenin iyiliğini isti- yor" dedi. MHP'li Mustafa Verkaya da, "Seçenek- sizh'kle ilgili konuşma- lar yanlış. Seçeneksiz- lik kölelere ve delilere mahsustur. AB'den başka seçeneğimiz yok demek bizi köle veva deli savmak de- mektir" deyince ortam gerginleşti. Söz alan ANAP'h Isın Çelebi, "Türkiye, IsraU'in ya- nında bir Ortadoğu ülkesi olur, seçeneği- miz budur" sözleriyle MHP'li üyeye tepki gösterdi. Verkaya'nın, "İdamın kaldınlması Apo'nun affedilmesi anlamına gelir" sözle- ri de tepkilere yol açh. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, "O kişi Türkiye'ye yıllarca acı çektirdi, şimdi yine o kişi Türkiye'nin önüne engel olmama- lı. Af söz konusu değil- dir" açıklamasını yap- tı. Türk, seçeneksizlik tartışmasına da "Şüp- hesiz her şeye bir seçe- nek vardır, ikinci veya üçüncü sınıf seçenek- ler bulunabilir. Ama AB'ye eşdeğerde bir seçenek mevcut değil- dir" sözleriyle katıldı. Ölüm cezasının terör suçlannda da kaldınl- masına ilişkin madde, 8'e karşı 12 oyla kabul edildi. MHP, AKP ve SP bu maddeye karşı oy kullanırken DYP de bölündü. 2 DYP'li ko- misyon üyesi ölüm ce- zasının kaldınlması yönünde oy kuilanır- ken 2 DYP'li üye oyla- maya katılmadı. Dostlar alışverişte görsün paketi • Baştarafı 1. Sayfada dıyla yapılan yazılı, sözlü veya görüntülü düşünce açıklamalan cezayı gerektirmez' di- ye. Burda bir yorum söz konusu. Nedir acaba bu eleştirmek maksadı. Yani bunlar yeni olaylara gebe" dedi. Erdoğan. yasalar hazırlanırken barolann ve barolar birliğinin gö- rüşlerine yeterince yer verilmemesinden ya- kındı. Teklifi hazırla- yanlann yasa tekniğine uymak zonında olduk- larını vurgulayan Erdo- ğan şunlan söyledi: "Bu tekniğe uyar- ken belirli prosedür- ler göz önüne alına- cak. Önce düzgün bir yasa tekliflnin hazır- lanmasına çalışıla- cak. Komisyonlardan geçecek. Yazım tekni- ği, nasıl sunulacağı gözden geçirildikten sonra hazır hale geti- rilip sunulacak. Bun- lar yapılmadığı za- man böyle ucube ya- salar ortaya çılayor. Yasalar, yasa tekniği- ne uygun, kamu vic- danını tatmin eder şe- kilde hazırlanmalı. AB istiyor diye değil. Gerekli olduğu için çı- karılmalı." TBB Genel Sekreteri Şahin Mengü de yürür- lükte olan yasa madde- lerinin yeniden pakete alınmasımn anlamsız olduğunu belirterek 4756 sayılı yasannı pa- ra cezalanyla ilgili maddesınin Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Ana- yasa Mahkemesi'ne götürüldüğünü anım- sattı. Mengü, Basm Ya- sası'na ilişkin para ce- zalannın zaten yürür- lükte olduğuna işaret ederek "Tekrar bir daha niçin getiriliyor. Yasama tekniği açı- sından bunu anlamak mümkün değil. Ner- den bakarsan bak, hu- kuki yanlış. 'Maksat dostlar alışverişte gör- sün'" dedi. Olüm orucunda 92. kayıp ALPERTURGUT F tipi cezaevleri ve tecride karşı tam 650 gündür sürdürülen ölüm orucu eylemin- de, "Hayata Dönüş" ve Küçükarmutlu ope- rasyonlan ile birlikte yaşamını yitirenlerin sayısı 92 ye yükseldi. DHKP-Cdavasıtutuk- lusu Semra Başyiğit (24), eyleminin birinci yılında Sağmalcılar Devlet Hastanesi'nde hayatmı kaybetti. Hayata Dönüş ope- rasyonu sonrasında Bursa'da yapılan bir operasyonla gözaltına alınan Semra Başyiğit daha sonra tutuklana- rakKartalÖzelTipCe- zaevi'ne konuldu. 28 Temmuz 2001 günü 6. ekipte ölüm orucuna başlayan Başyiğit, du- rumunun ağırlaşması üzerine Kartal Eğitim ve Araşhrma Hastane- si'ne kaldınldı. Daha sonra Sağmalcılar Devlet Hastanesi'ne sevk edilen Başyiğit, önceki gün yaşamını yitirdi. Başyiğit'in ce- nazesi, otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldınldı. Halkın Hu- kuk Bürosu a%Tikatlan, Başyiğit"in büyük bir ihtimalle bugün mem- leketi Bursa'da toprağa verileceğini belirttiler. Ölüm orucu eylemi halen Kocaeli Kandıra, Edirne, Tekirdağ, Izmir Kınklar F Tipi cezaev- leri, Kütahya ve Bakır- köy cezaevleri ile Sağ- malcılar Devlet, Izmit Devlet, Sişli Etfal ve Ankara Numune hasta^ nelerinde sürüyor. Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer Os- manAli Çöpel ve Mus- tafa Genç isimli iki ölüm orucu eylemcisi- ni sürekli rahatsızlıkla- n nedeniyle affetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle