19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA IZLENM Bıyık,göbekveflamenko Türkiye 'nin dört bir köşesinden insan mozaiği ile Ispanyol kültürünün buluşmasından ortaya son derece sevimli, hoş ve hatta düşündürücü manzaralar çıktı ÖZLEM \t ZAK Yalnız Zonguldak, Hakkâri. Manisa, Tunceli değıl... Türkiye'nin kuzeymden, güneyin- den, doğusundan batısından hemen hemen tüm illerden yola çıkıp Ankara"da toplandılar. Öğle sa- atlennde özel uçakla Madnd'e doğru yola koyul- dular. A\aklannın tozuyla geldıklen kentte akşam saatlennde kendilerini bir arenada matadorlann boğa güreşini izlerken buldular. İzlemekle de ye- tinmediler. İçkrinden bırkaçı ısrarlara dayana- madı, ceketi fora edip kravatlı görrüekli hurra dı- ye kendiai alana boğanın önüne atarak kımıızı pe- lerin bıle salladı. Bu arada boğanın yavru bir bo- ğa, güreşin ise sembolik ve kontrollü (yani kan- sız?) bir güreş olduğunu belirtmekte yarar var.... Meğer dünya ne kadar küçükmüş Sabah tan ağanrken Diyarbakır'da eviniz- den yola çıkıp güneş batışını flamenko müziği eşliğinde Complejo La Capea çiftliğin- de izlerken "ya meğerdünya ne kadar küçükmüş!" diye düşünmüyorsunuz bile artık. Belli ki onlar da düşünmüyorlar. Onlar kim mi? 355 oda ve bor- sa başkanının oluşturduğu bin iki yüz üyeli Tür- kiye Odalarve Borsalar Birliği'nin (TOBB) tem- silcileri. TOBB'nin Avrupa Birliği için başlattı- ğı tanıtım ataklan kapsamında bu kez Ispan- ya'nın başkenti Madrid'de toplandılar. Amaç hem Türkiye'nin AB üyeliği için Ispanya iş dün- yasının desteğini almak hem de Avrupa kültü- rünü daha yakından tanıyabilmek. Türkiye'nin dört bir köşesinden insan mozaiği ile tspanyol kültürünün buluşmasından ise ortaya son dere- ce sevimli, hoş ve hatta düşündürücü manzara- lar çıktı. Örneğin o çiftlikte, eskının o hâlâ öz- lemle andığımız yazlık açık hava sinemalanna benzeyen bir alanda, tahta eskı sandalyelerde iz- lenen flamenko dans gösterisi sonrasında Ispan- yollann daveti ile pistte önce mahcup şekilde çı- kan başkanlann kîsa sürede havaya girip çekici Türk-İspanyol iş Forumu Türkiye rekabette sınıfta kaldı Uluslararasırekabette,doğrudan yabancı ya- tınmlan (DYY) çekmekte Türkiye'nin ne denli zayıf kaldığı, rakamlarla bir kez daha gözler önüne serildı. Ispanya'nın başkenti Madrid'de önceki gün düzenlenen Türk-tspanyol Iş Forumu'nda ko- nuşan Hazine Müsteşarlığı Yabancı Serma- ye Genel Müdür Yardımcısı Berrin Bingöl DYY'yi çekme açısından Türkiye'nin 91 ge- lişmekte olan ülke içinde 81. sırada olduğu- nu söyledi. 1995-1999 yıllan arasında DYY'nin gelişmekte olan ülkelerin gayrisafi milli ha- sılalan içindeki payınm ortalama yüzde 2.5 olduğunu ancak Türkiye'de bu oranın bınde 4'lerde kaldığım vurgulayan Bingöl, "90'h yıllann ikinci yansında uİuslararası rekabe- tin güçlendjği ülkeieryeni stratejiler,etkin pro- mosyonteknikleriyararnlar.Türidyeneyazık ki bu konuda çok geride kaldı" diye konuşru. Devletlerin özel sektör mantığı ile pazar- lama taktikJeri geliştirdiklerine dikkat çeken Bingöl, Türkiye'nin ancak 2000'li yıllann or- talanndan itibaren bu konuya eğilmeye baş- ladığım kaydetti. Verilere göre, Dünya üzerinde dolaşan ya- bancı sermaye miktan 1 trilyon dolan geçi- yor. Türkiye'nin çekebildiği yabancı serma- ye miktan ise 16 milyar dolarla sınırlı. Forum'da Türkiye-îspanya ticari ilişkileri- nin durumu da ele alındı. Ispanyol yatınmcı- lann Türkiye'deki toplam doğrudan yabancı yatınmlar içindeki payı yalnızca yüzde 1. Bu- güne kadar Türkiye'de yatınm yapan tspan- yol fırma sayısı 67. lspaya'ya verilen yaban- cı sermaye giriş izni ise 143 milyon dolar. Oysa Ispanyollann yatınmlan Hollanda'da yüzde 29. Almanya'da yüzde 11, Fransa'da ise yüzde 8 düzeyinde. Türkiye'nin Madrid Büyükelçüiği yetkili- leri İspanya'nın Avrupa'da ihracat fazlamız olan tek ülke olduğunu vurgulayarak "İspanyolla- nn Türkiye'de yaunma yatkın olduklannı", Türkiye'nin bu konudaki çabalannı daha da yoğunlaştırması gerektiğini anlattılar. Yetkilüer. iki ülke arasmda 5 temmuz 2002'de imzalanarak yürürlüğe gıren "çifte vergilen- dirmenin önlenmesT anlaşmasının önemine de değındıler. Türkiye'nin İspanya'ya ihraca- tı ağırlıkJı olarak renkli TV alıcılan demir çe- lik çubuklar ham zeytinyağı ve buzdolabın- dan oluşuyor. Toplantıda Türkiye'nin kalifi- ye ve yetişmiş işgücünün önemine dikkat çe- ken TOBB Başkanı Rifat Hisarakboğhı ise ya- tınm ortamının iyileştirilmesine yönelik cid- di adımlar atıldığını kaydederek İspanyol yatınmcılan Türkiye'ye çağırdı. Endülüs'te raks Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri îşveyle devriliş, saçıhş örtünüşleri, Her rengi istemez, gözümüz şimdi aldadır îspanya dalga dalga bu akşam şaldadu:... YAHYA KEMAL BEYATLI İspanyol güzellerin karşısında göbek atmalan... Farklı kültürlere hoşgörü' Ya da yemek için kapatılan bir restoranda personelin kapıdan peş peşe 250 Türk er- keğinin girmesini şaşkınlıkla izlemeleri... Oysa tspanya'da da diğer Avrupa ülkelen gibi üst dü- zey yönetici kadın ya da oda başkanı azınhkta. Ancak sonu bir türlü bıtmeyen bir erkek grubu sanınm bıraz yadırganıyor. Farklı kültürleri "'hoşgörü" ile kabullenebil- mek... Işte anahtar burada. Ya diğer manzaralar? Karadenizli bir oda başka- nı, kendı yazdığı, içinde Ko- penhag knterleri, uyum yasa- lan gibi sözcükJerin de geçti- ği şiiri bir öğle yemeğinde se- vimli Laz şivesi ile okuyunca aklımdan geçen şu oldu: Aca- ba tspanya'da üyeliğe kabul edilmeden önce henüz aday- lık sürecinde iken örneğin Ka- talan bölgesınde bir gıda pe- rakendecısi Avrupa Birliği üzerine bırkaç manzume ka- ralamış mıdır? Madrid sanatla tarihin gün- lük yaşamla iç içe geçtiği bir kent. Neredeyse hemen her sokağın köşesinı döndüğü- nüzde karşınıza bir heykel fir- lıyor. İspanyollar tarihine geç- miş, kültürüne damgasını vur- muş büyüklenni hiç unutma- mışlar. Genış parklann. bah- çelerin içinde anıt ve heykel- lerin arasında insanlar sere- serpe güneşleniyorlar. Ülke- de, başta tngilizce olmak üze- re öteki dıllere karşı bir reak- siyonun olduğunu gözlüyo- rum. Türkiye'de lisan bilme- yenler bunun ciddi ezikliğini hıssederlerken İspanyollar umursamıyorlarbile. Latin ül- kelennden dolayı dünyada en çok konuşulan üancı dil olma- nın verdiği rahatlıkta tngiliz- ceyi asla kâle almıyorlar. Ve buna karşın her yıl neredeyse nüfuslan kadar turist çekme- yi başarabılıyorlar. 40 milyon nüfusa karşılık yılda 35 mil- yon turist. Türkiye'nin turizm konusunda tspanyollardan ala- cağı çok ders var. Biz, 5 yıl- dızlı otellerde. eşşiz tatil köy- lennde turisti haftalığı 100 dolara •'herşeydahiT konak- latıp, bu yüzden esnafi kepenk kapatma noktasına getırebili- yoruz. Ortaçağın Avrupa'sına yolculuk Onlar ise turisti "seve seve" ellerini ceplenne atma- ya sevk ediyorlar. TOBB'nin Madnd'dekı 3 günlük Avrupa Birliği çıkarmasında, ışadam- lannın yakasını Türkiye'dekı ekonomik ve siyasi gelişme- lerbiran bile bırakmadı. Reh- berlerimizin "Ortaçağ'm Av- rupa'sına bir yolculuk" diye tanımladıklan Toledo kentin- de gezerken "Ne, bir DSP'B bakan daha mı istifa etmiş~ sözlennin dev katedralin du- varlarında sıklıkla yankılan- dığı süreçler yaşandı. MİLLİ PİYANGO ÇEKİLDİ Büyük ikramiye çeyrek büete Mıllı Piyango çekilişinde büyük ikramiye "107558" numaralı çeyrek bilete çık- tı. 8 çekıliş sonunda devirli ıkramiyenın tümünü kazanan talıhli olmadığından, biri- ken devirli ikramiye tutan 19 Temmuz çekilişinde büyük ikramıyeyi kazanan talih- lılere bölüştürülecek. Devirli ikramıye tutan 1 tnlyon 150 milyar lıraya ulaşmıştı. KÜLTÜR • SANAT (0212) 293 •• 7t GALERİ ve SERGİ İlanlarınız İçin (0212) 293 89 78 [email protected] [email protected] www perareklam.com ADILSALIH Resim Sergisi 10-29 Temmuz 2002 Garanti SAVAT G\LERISI IstiklalCd NV187 Beyoğlu 80060 Istanbul Tel (0212) 293 63 Saat 11 00-19 00 (Pazar gunlen dışmdaı 600 milyar iû"558 60 milyar 436*35 10 milyar 15638 i 5 milyar 157048 495 7 65 582473 1 milyar 00:5"0 U26491 083439 085932 102902 143108 15*698 1*1062 174434 209440 231571 232054 246145 2*0790 293450 322368 35460" 7 410833 436^08 45594S 467845 480894 494921 520895 531534 559492 57 6119 611461 6J""10 650090 500 milyon 001889 0327 20 038006 046800 060242 060545 061396 0^35 080840 09 7 017 105954 124937 143258 1519 7 9 157015 158892 163394 163838 1687 54 178440 184186 188386 190270 20"482 207576 210590 210665 2l"903 218178 236218 243 7 70 261645 27 6683 281184 284689 289660 30"525 308289 329821 330004 346443 352426 356277 383856 422'09 426933 466^90 4 7 18 7 1 508459 514315 53705" 541012 565299 586924 623918 630110 642143 643838 200 milyon 000121 008230 032242 032996 061630 063833 O8"5O8 089440 109895 113188 122215 122664 137869 138945 147488 148759 185388 205023 238860 244355 281"21 284339 2902P 290860 29449 7 301014 316812 341841 352"32 412614 43 7 634 476983 514983 549967 599*82 631186 670668 028033 042916 074800 095054 113551 130229 142885 166174 206691 246355 286721 292066 311444 318460 344058 353265 416282 459607 505939 52516 563761 602532 64C55 694042 031495 057991 087284 101305 122200 134430 143551 170791 235024 27*2324 287425 293110 313121 317836 320629 322302 324462 353063 361739 363252 39 7 888 406056 406930 416233 419182 420023 422525 442855 443047 445019 44871 7 458945 462464 482649 484409 489422 4913*3 06296 512566 528638 534336 "'4382 581621 585259 588101 592866 601729 613894 616189 622581 622922 623400 636918 640 7 60 662163 662805 670097 6TJ539 584315 689338 692920 30 milyon 02403028590438613647 15252 168 7 12306868061 68467 82217 82890 82898 93029 98186 20 milyon 0319 087 l 1259 2*70 2890 308 7 4142 4178 7307 7664 76*4 8180 15 milyon 405 6 l 7 637 7 9l 813 10 milyon 34 83 86 5 milyon 4 «6 Onurakın PM TÜM MÜZİK MUZ,K-;:P,M MARKETLERDE İİSVİÇRE HASTANESİ "GerçâSmatmYmuuk" 31. q i t a r 1 n Aîîi çocukları com karaca kazım koyuncu yaşar icurt vedat sakman yırbk uçurtma nejat yavaşoğullan jehat cahit berkay tanar Öngür serdar öztop tarkan mumkalo armağan sönmez h.clhat örter TÜM MÜZİK MflRKCTLCRDC '•ms Tel: O212 527 18 36 tİSVİÇRE HASTANESİ "GerçâSmoîınYtmda" GÖRÜŞ NEBİ CEYLAN Bir 20 Temmuz Oyküsü Şimdi avukat olan yeğenım, öğrenciyken bir yaz gelip kaldıydı köyde. Yıllardırgelmemişti. Hiç unutmam; kahvenin önündeki çayırlıktaoturmaktaydık: Kalaba- lıkçaydık. O, arkalarda çocukluk arkadaşlarıyla oturu- yordu. Bir yıl mı olmuştu, altı ay mı; istanbul'daAme- rikan denizcileriyle kapışmışlar. Amerikan gemisinden çıkan askerleri kaldınp kaldınp atmışlar denize, diye bir laf duymuştuk. Terbiyeli çocukturya gözü de pek- tir, yapmıştır. Bu yüzden bir zaman da kaçak kalmış, dedilerdi. Yine öyle bir hal mi vardı, gayrı bilmem; sus- kundu. Yıl bin dokuzyüz attmış dokuz. Temmuz'un tam 20'sı. Ayın aydığı bir gece. Günlerdir, "Amerıkalılar Ay'a inecekmiş" derler; sinema seyreder gibi Ay'a bakmaktayız. Sanki olup bitenı göreceğiz. Biri daya- namadı, hepimizin aklındaki soruyu cevaplayıverdı: ''Amerikalılar Ay'a inecekmiş bu gece". Herkes me- ğer bunu beklermiş; derhal ve hep bir ağızdan bağ- rıştık: "O bir nurdur; inemezler; Allah 'a isyandır!" Kar- şı duran olmadığından, bir iki daha söylenıp sustuk. Siperde bekler gibi kötü bir sessizlik oldu. Askerde sağ- lık çavuşu olduğundan doktor derler biri var: "Bakın hele"dedi; gözlerAy'da, hepimizkulak kesildik: "Ine- ceklermiş, kuvvetli yerden duydum." Sorduk: "Kim- den?" Pek ünlü bir hocanın adını söyledi. "Eee?" de- dik. "Son birayeti kerime nazil olurken pat diye Ay'a düşmüş. Cümle hakikat onda yazılıymış. Amerikalılar Ay'da onu ararmış. Gizlice kavilleşmişler, bulunca hep birden Müslüman olacaklarmış." Pek sevindik. "Aşk olsun ülen Amerika! Sıfatlan da pek temiz; hiç imansıza benzemezdi zaten bunlar" gibisinden laflar oldu. Doğrusu. çok gururlandım. Gözüm yaşardı de- sem yalan olmaz. Dalrnışım. Bir sandalye gıcırdadı. Ya bir oturan oldu ya bir kal- kan. Yeğenimmiş, geçip önümüze dikildi. Kara bıyık- lıydı, yakışıklıydı. Şöyle yüzümüze tek tek bir baktı; tükürse daha iyi. Yürüdü gitti. Görünmez oluncaya ka- dar herkes sus pus. Sonra, dayısıyım ya, bana yuk- lendiler. "Imansız, itikatsız!" dediler. "Bizi beğenmez olmuş; anarşit bu" dediler. Ses çıkaramadım. Çok okur; pek konuşmazdı. Imana itikata laf etmezdı; ama Amerika'yı sevmediğini bılirdım. "Bunlar ıliğimizi ıp- liğımizı sömürüyor" derdi. Itikatsızlığı olsa olsa budur. Bir şey diyemedim. "Amerikalılar Ay'a inecek" 6e- mek istese, onları sevmez; niye arka çıksın? "Inemez- ler" demek istese, o bakış neyın nesi? Işin ıçinden çı- kamadım. Sağ olsun, bir arkadaşım: "Hem okuyacak hem benim gibi odun kalacaksa nıye okudu! Ay'a in- mek de Allah'ın verdiği kudretledir. Ayet, insanın gönlüne doğar; öyle kâğıtta yazılı gelmez. Hele sa- ğa sola hiç düşmez. Bilen bilirde bizbilmeyiz, n'ey- leyim!" dedı. Yeğenim deböylesöylemekistemiştir; ama imana, inanca karışmazdı; öyle susup bakma- sı, bu yüzdendır sandım. Biz o günden sonra epey bir vakit, Amerikalılar hak dinine girecek mi diye bekledik; nafile! Yine herkes kendi dinınde. "8e/// gidemediler" diye bir tevatür çıktı. Tam ona inanacak olduk, bırakmadılar: "Gıtti- ler, yaman da Müslüman oldular: amma malum ya ibadetin de para gibi, gizlisi iyidir" diyen oldu. Kafa- mız iyice kanştı. Gei zaman git zaman, hakikaten Amerikalıların Müslümanlığı bayağı âşikar oldu. Biz anladık: Nerede imansız Rusya'nın dostu varsa ona yaman düşman oldular. Hiçbir yerde Müslümanlara yardımı esirgemediler. Afganistan'da hak dini için mü- cahitlik ettiler! Şah kaçtığında "Kurtar beni ey Ame- rika!" demiş de tınmamışlar. Adamlara için için kanım kaynar; ama yeğenime bir şey diyemem. "Etme oğ- lum..." diyecek olsam "Bunlann adamlanndan çok çektik. öğrencıliğimizde zamanlı zamansız saf tu- tup, Amerika gitsin de Rusya mı gelsin! diye saldı- nrlardı bize. Çoğumuzu yaraladılar. Cana da kıydılar. Kanlı Pazar'ı nereden bileceksin?" der. Doğrudur, bilmem. Dürüst çocuktur, yalan söylemez. Bızleri de pek sever. Biz de onu hem sever hem özlerdik... Otuz yılımız serın geçti; ona yanarım. Şimdılerde Afrika'da, Arap'ta, Acem'defilan, Müs- lümanım diyen bazılarıyla Amerikalıların arası pek ya- man açıkmış, fena kapışmışlar! Kanlı bıçaklıymışlar! Birbırlerinin kanını dökmekteymişler. Insanlığa sığdı- ramadım. Üzüldüm. Herkeseyazık! Yeğenime sordum: "Oğul bu haller nedir?", "Al birini..." Sustu. "Ame- rika bıze, bunlann hakkından gelse gelse senin as- kerin gelir. Gönderiver de haklasın şunlan, diyesiy- miş. Ya bu neyin nesi?" Aynen o aylı gecedeki gibi uzun uzun, sert sert baktı; sonra gülümsedi. Bıyığı kırlaşmıştı ya; yine yakışıklıydı. nceylana bahcesehir.edu. tr BÜYÜK ACI Hüseyin Cahit-H. Zuhal Toktay kızı, Semra Toktay Ohkay'ın kardeşi, Kerem ve Burak Tanören'in annesi, Mustafa B. Tanören'in eşi SEMA TOKTAY TANÖREN sonsuzluğa geçti. Anılan ile bizim ve sevenlerinin gönlünde yaşamaya devam edecek. Onu çok sevdik, çok seveceğiz. Uğurlama: 20 Temmuz 2002 Cumartesi günü öğle namazından sonra Moda Camii ve 22 Temmuz 2002 Pazartesi günü Datça Mezarlığı. ACI KAYBIMIZ Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği kuruculanndan değerli dostumuz. gûzel insan, Atatûrkçü Avukat MEHMET UĞURLU'yu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. AcıîafTrîı paylaştığımız ailesine başsağlığı dileriz. Kendısıni hiç unutmayacağız. AHLE> - BtELEFELD - HANINOVTR - CELLE - DORTSR^VD - BERLtV - HAMBIRG - GLTERSLOH - SOÜNGEN - A\Tl\SYA - >XRNBERG - OFFENBl RG ATATIRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEKLERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle