Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
IZLENM
Bıyık,göbekveflamenko
Türkiye 'nin dört bir köşesinden insan mozaiği ile Ispanyol kültürünün
buluşmasından ortaya son derece sevimli, hoş ve hatta düşündürücü manzaralar çıktı
ÖZLEM \t ZAK
Yalnız Zonguldak, Hakkâri. Manisa, Tunceli
değıl... Türkiye'nin kuzeymden, güneyin-
den, doğusundan batısından hemen hemen tüm
illerden yola çıkıp Ankara"da toplandılar. Öğle sa-
atlennde özel uçakla Madnd'e doğru yola koyul-
dular. A\aklannın tozuyla geldıklen kentte akşam
saatlennde kendilerini bir arenada matadorlann
boğa güreşini izlerken buldular. İzlemekle de ye-
tinmediler. İçkrinden bırkaçı ısrarlara dayana-
madı, ceketi fora edip kravatlı görrüekli hurra dı-
ye kendiai alana boğanın önüne atarak kımıızı pe-
lerin bıle salladı. Bu arada boğanın yavru bir bo-
ğa, güreşin ise sembolik ve kontrollü (yani kan-
sız?) bir güreş olduğunu belirtmekte yarar var....
Meğer dünya ne kadar küçükmüş
Sabah tan ağanrken Diyarbakır'da eviniz-
den yola çıkıp güneş batışını flamenko
müziği eşliğinde Complejo La Capea çiftliğin-
de izlerken "ya meğerdünya ne kadar küçükmüş!"
diye düşünmüyorsunuz bile artık. Belli ki onlar
da düşünmüyorlar. Onlar kim mi? 355 oda ve bor-
sa başkanının oluşturduğu bin iki yüz üyeli Tür-
kiye Odalarve Borsalar Birliği'nin (TOBB) tem-
silcileri. TOBB'nin Avrupa Birliği için başlattı-
ğı tanıtım ataklan kapsamında bu kez Ispan-
ya'nın başkenti Madrid'de toplandılar. Amaç
hem Türkiye'nin AB üyeliği için Ispanya iş dün-
yasının desteğini almak hem de Avrupa kültü-
rünü daha yakından tanıyabilmek. Türkiye'nin
dört bir köşesinden insan mozaiği ile tspanyol
kültürünün buluşmasından ise ortaya son dere-
ce sevimli, hoş ve hatta düşündürücü manzara-
lar çıktı. Örneğin o çiftlikte, eskının o hâlâ öz-
lemle andığımız yazlık açık hava sinemalanna
benzeyen bir alanda, tahta eskı sandalyelerde iz-
lenen flamenko dans gösterisi sonrasında Ispan-
yollann daveti ile pistte önce mahcup şekilde çı-
kan başkanlann kîsa sürede havaya girip çekici
Türk-İspanyol iş Forumu
Türkiye
rekabette
sınıfta kaldı
Uluslararasırekabette,doğrudan yabancı ya-
tınmlan (DYY) çekmekte Türkiye'nin ne
denli zayıf kaldığı, rakamlarla bir kez daha
gözler önüne serildı.
Ispanya'nın başkenti Madrid'de önceki gün
düzenlenen Türk-tspanyol Iş Forumu'nda ko-
nuşan Hazine Müsteşarlığı Yabancı Serma-
ye Genel Müdür Yardımcısı Berrin Bingöl
DYY'yi çekme açısından Türkiye'nin 91 ge-
lişmekte olan ülke içinde 81. sırada olduğu-
nu söyledi. 1995-1999 yıllan arasında DYY'nin
gelişmekte olan ülkelerin gayrisafi milli ha-
sılalan içindeki payınm ortalama yüzde 2.5
olduğunu ancak Türkiye'de bu oranın bınde
4'lerde kaldığım vurgulayan Bingöl, "90'h
yıllann ikinci yansında uİuslararası rekabe-
tin güçlendjği ülkeieryeni stratejiler,etkin pro-
mosyonteknikleriyararnlar.Türidyeneyazık
ki bu konuda çok geride kaldı" diye konuşru.
Devletlerin özel sektör mantığı ile pazar-
lama taktikJeri geliştirdiklerine dikkat çeken
Bingöl, Türkiye'nin ancak 2000'li yıllann or-
talanndan itibaren bu konuya eğilmeye baş-
ladığım kaydetti.
Verilere göre, Dünya üzerinde dolaşan ya-
bancı sermaye miktan 1 trilyon dolan geçi-
yor. Türkiye'nin çekebildiği yabancı serma-
ye miktan ise 16 milyar dolarla sınırlı.
Forum'da Türkiye-îspanya ticari ilişkileri-
nin durumu da ele alındı. Ispanyol yatınmcı-
lann Türkiye'deki toplam doğrudan yabancı
yatınmlar içindeki payı yalnızca yüzde 1. Bu-
güne kadar Türkiye'de yatınm yapan tspan-
yol fırma sayısı 67. lspaya'ya verilen yaban-
cı sermaye giriş izni ise 143 milyon dolar.
Oysa Ispanyollann yatınmlan Hollanda'da
yüzde 29. Almanya'da yüzde 11, Fransa'da ise
yüzde 8 düzeyinde.
Türkiye'nin Madrid Büyükelçüiği yetkili-
leri İspanya'nın Avrupa'da ihracat fazlamız olan
tek ülke olduğunu vurgulayarak "İspanyolla-
nn Türkiye'de yaunma yatkın olduklannı",
Türkiye'nin bu konudaki çabalannı daha da
yoğunlaştırması gerektiğini anlattılar.
Yetkilüer. iki ülke arasmda 5 temmuz 2002'de
imzalanarak yürürlüğe gıren "çifte vergilen-
dirmenin önlenmesT anlaşmasının önemine
de değındıler. Türkiye'nin İspanya'ya ihraca-
tı ağırlıkJı olarak renkli TV alıcılan demir çe-
lik çubuklar ham zeytinyağı ve buzdolabın-
dan oluşuyor. Toplantıda Türkiye'nin kalifi-
ye ve yetişmiş işgücünün önemine dikkat çe-
ken TOBB Başkanı Rifat Hisarakboğhı ise ya-
tınm ortamının iyileştirilmesine yönelik cid-
di adımlar atıldığını kaydederek İspanyol
yatınmcılan Türkiye'ye çağırdı.
Endülüs'te raks
Zil, şal ve gül.
Bu bahçede raksın bütün hızı
Şevk akşamında Endülüs
üç defa kırmızı
Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri
îşveyle devriliş, saçıhş örtünüşleri,
Her rengi istemez, gözümüz şimdi aldadır
îspanya dalga dalga bu akşam şaldadu:...
YAHYA KEMAL BEYATLI
İspanyol güzellerin karşısında göbek atmalan...
Farklı kültürlere hoşgörü'
Ya da yemek için kapatılan bir restoranda
personelin kapıdan peş peşe 250 Türk er-
keğinin girmesini şaşkınlıkla izlemeleri... Oysa
tspanya'da da diğer Avrupa ülkelen gibi üst dü-
zey yönetici kadın ya da oda başkanı azınhkta.
Ancak sonu bir türlü bıtmeyen bir erkek grubu
sanınm bıraz yadırganıyor.
Farklı kültürleri "'hoşgörü" ile kabullenebil-
mek... Işte anahtar burada.
Ya diğer manzaralar?
Karadenizli bir oda başka-
nı, kendı yazdığı, içinde Ko-
penhag knterleri, uyum yasa-
lan gibi sözcükJerin de geçti-
ği şiiri bir öğle yemeğinde se-
vimli Laz şivesi ile okuyunca
aklımdan geçen şu oldu: Aca-
ba tspanya'da üyeliğe kabul
edilmeden önce henüz aday-
lık sürecinde iken örneğin Ka-
talan bölgesınde bir gıda pe-
rakendecısi Avrupa Birliği
üzerine bırkaç manzume ka-
ralamış mıdır?
Madrid sanatla tarihin gün-
lük yaşamla iç içe geçtiği bir
kent. Neredeyse hemen her
sokağın köşesinı döndüğü-
nüzde karşınıza bir heykel fir-
lıyor. İspanyollar tarihine geç-
miş, kültürüne damgasını vur-
muş büyüklenni hiç unutma-
mışlar. Genış parklann. bah-
çelerin içinde anıt ve heykel-
lerin arasında insanlar sere-
serpe güneşleniyorlar. Ülke-
de, başta tngilizce olmak üze-
re öteki dıllere karşı bir reak-
siyonun olduğunu gözlüyo-
rum. Türkiye'de lisan bilme-
yenler bunun ciddi ezikliğini
hıssederlerken İspanyollar
umursamıyorlarbile. Latin ül-
kelennden dolayı dünyada en
çok konuşulan üancı dil olma-
nın verdiği rahatlıkta tngiliz-
ceyi asla kâle almıyorlar. Ve
buna karşın her yıl neredeyse
nüfuslan kadar turist çekme-
yi başarabılıyorlar. 40 milyon
nüfusa karşılık yılda 35 mil-
yon turist. Türkiye'nin turizm
konusunda tspanyollardan ala-
cağı çok ders var. Biz, 5 yıl-
dızlı otellerde. eşşiz tatil köy-
lennde turisti haftalığı 100
dolara •'herşeydahiT konak-
latıp, bu yüzden esnafi kepenk
kapatma noktasına getırebili-
yoruz.
Ortaçağın Avrupa'sına
yolculuk
Onlar ise turisti "seve seve"
ellerini ceplenne atma-
ya sevk ediyorlar. TOBB'nin
Madnd'dekı 3 günlük Avrupa
Birliği çıkarmasında, ışadam-
lannın yakasını Türkiye'dekı
ekonomik ve siyasi gelişme-
lerbiran bile bırakmadı. Reh-
berlerimizin "Ortaçağ'm Av-
rupa'sına bir yolculuk" diye
tanımladıklan Toledo kentin-
de gezerken "Ne, bir DSP'B
bakan daha mı istifa etmiş~
sözlennin dev katedralin du-
varlarında sıklıkla yankılan-
dığı süreçler yaşandı.
MİLLİ PİYANGO ÇEKİLDİ
Büyük ikramiye çeyrek büete
Mıllı Piyango çekilişinde büyük ikramiye "107558" numaralı çeyrek bilete çık-
tı. 8 çekıliş sonunda devirli ıkramiyenın tümünü kazanan talıhli olmadığından, biri-
ken devirli ikramiye tutan 19 Temmuz çekilişinde büyük ikramıyeyi kazanan talih-
lılere bölüştürülecek. Devirli ikramıye tutan 1 tnlyon 150 milyar lıraya ulaşmıştı.
KÜLTÜR • SANAT (0212) 293 •• 7t
GALERİ ve SERGİ
İlanlarınız İçin
(0212) 293 89 78
[email protected]
[email protected]
www perareklam.com
ADILSALIH
Resim Sergisi
10-29 Temmuz 2002
Garanti
SAVAT G\LERISI
IstiklalCd NV187 Beyoğlu 80060 Istanbul Tel (0212) 293 63
Saat 11 00-19 00 (Pazar gunlen dışmdaı
600 milyar iû"558
60 milyar 436*35
10 milyar 15638 i
5 milyar
157048 495
7
65 582473
1 milyar
00:5"0 U26491 083439 085932
102902 143108 15*698 1*1062
174434 209440 231571 232054
246145 2*0790 293450 322368
35460"
7
410833 436^08 45594S
467845 480894 494921 520895
531534 559492 57
6119 611461
6J""10 650090
500 milyon
001889 0327
20 038006 046800
060242 060545 061396 0^35
080840 09
7
017 105954 124937
143258 1519
7
9 157015 158892
163394 163838 1687
54 178440
184186 188386 190270 20"482
207576 210590 210665 2l"903
218178 236218 243
7
70 261645
27
6683 281184 284689 289660
30"525 308289
329821 330004
346443 352426
356277 383856
422'09 426933
466^90 4
7
18
7
1
508459 514315
53705" 541012
565299 586924
623918 630110
642143 643838
200 milyon
000121 008230
032242 032996
061630 063833
O8"5O8 089440
109895 113188
122215 122664
137869 138945
147488 148759
185388 205023
238860 244355
281"21 284339
2902P 290860
29449
7
301014
316812
341841
352"32
412614
43
7
634
476983
514983
549967
599*82
631186
670668
028033
042916
074800
095054
113551
130229
142885
166174
206691
246355
286721
292066
311444
318460
344058
353265
416282
459607
505939
52516
563761
602532
64C55
694042
031495
057991
087284
101305
122200
134430
143551
170791
235024
27*2324
287425
293110
313121
317836 320629 322302 324462
353063 361739 363252 39
7
888
406056 406930 416233 419182
420023 422525 442855 443047
445019 44871
7
458945 462464
482649 484409 489422 4913*3
06296 512566 528638 534336
"'4382 581621 585259 588101
592866 601729 613894 616189
622581 622922 623400 636918
640
7
60 662163 662805 670097
6TJ539 584315 689338 692920
30 milyon
02403028590438613647 15252
168
7
12306868061 68467 82217
82890 82898 93029 98186
20 milyon
0319 087
l 1259 2*70 2890
308
7
4142 4178 7307 7664
76*4 8180
15 milyon
405 6 l
7
637
7
9l 813
10 milyon 34 83 86
5 milyon 4 «6
Onurakın
PM
TÜM MÜZİK
MUZ,K-;:P,M MARKETLERDE
İİSVİÇRE HASTANESİ "GerçâSmatmYmuuk"
31.
q i t a r 1 n
Aîîi çocukları
com karaca
kazım koyuncu
yaşar icurt
vedat sakman
yırbk uçurtma
nejat yavaşoğullan
jehat
cahit berkay
tanar Öngür
serdar öztop
tarkan mumkalo
armağan sönmez
h.clhat örter
TÜM MÜZİK MflRKCTLCRDC
'•ms Tel: O212 527 18 36
tİSVİÇRE HASTANESİ "GerçâSmoîınYtmda"
GÖRÜŞ
NEBİ CEYLAN
Bir 20 Temmuz Oyküsü
Şimdi avukat olan yeğenım, öğrenciyken bir yaz
gelip kaldıydı köyde. Yıllardırgelmemişti. Hiç unutmam;
kahvenin önündeki çayırlıktaoturmaktaydık: Kalaba-
lıkçaydık. O, arkalarda çocukluk arkadaşlarıyla oturu-
yordu. Bir yıl mı olmuştu, altı ay mı; istanbul'daAme-
rikan denizcileriyle kapışmışlar. Amerikan gemisinden
çıkan askerleri kaldınp kaldınp atmışlar denize, diye
bir laf duymuştuk. Terbiyeli çocukturya gözü de pek-
tir, yapmıştır. Bu yüzden bir zaman da kaçak kalmış,
dedilerdi. Yine öyle bir hal mi vardı, gayrı bilmem; sus-
kundu. Yıl bin dokuzyüz attmış dokuz. Temmuz'un tam
20'sı. Ayın aydığı bir gece. Günlerdir, "Amerıkalılar
Ay'a inecekmiş" derler; sinema seyreder gibi Ay'a
bakmaktayız. Sanki olup bitenı göreceğiz. Biri daya-
namadı, hepimizin aklındaki soruyu cevaplayıverdı:
''Amerikalılar Ay'a inecekmiş bu gece". Herkes me-
ğer bunu beklermiş; derhal ve hep bir ağızdan bağ-
rıştık: "O bir nurdur; inemezler; Allah 'a isyandır!" Kar-
şı duran olmadığından, bir iki daha söylenıp sustuk.
Siperde bekler gibi kötü bir sessizlik oldu. Askerde sağ-
lık çavuşu olduğundan doktor derler biri var: "Bakın
hele"dedi; gözlerAy'da, hepimizkulak kesildik: "Ine-
ceklermiş, kuvvetli yerden duydum." Sorduk: "Kim-
den?" Pek ünlü bir hocanın adını söyledi. "Eee?" de-
dik. "Son birayeti kerime nazil olurken pat diye Ay'a
düşmüş. Cümle hakikat onda yazılıymış. Amerikalılar
Ay'da onu ararmış. Gizlice kavilleşmişler, bulunca
hep birden Müslüman olacaklarmış." Pek sevindik.
"Aşk olsun ülen Amerika! Sıfatlan da pek temiz; hiç
imansıza benzemezdi zaten bunlar" gibisinden laflar
oldu. Doğrusu. çok gururlandım. Gözüm yaşardı de-
sem yalan olmaz. Dalrnışım.
Bir sandalye gıcırdadı. Ya bir oturan oldu ya bir kal-
kan. Yeğenimmiş, geçip önümüze dikildi. Kara bıyık-
lıydı, yakışıklıydı. Şöyle yüzümüze tek tek bir baktı;
tükürse daha iyi. Yürüdü gitti. Görünmez oluncaya ka-
dar herkes sus pus. Sonra, dayısıyım ya, bana yuk-
lendiler. "Imansız, itikatsız!" dediler. "Bizi beğenmez
olmuş; anarşit bu" dediler. Ses çıkaramadım. Çok
okur; pek konuşmazdı. Imana itikata laf etmezdı; ama
Amerika'yı sevmediğini bılirdım. "Bunlar ıliğimizi ıp-
liğımizı sömürüyor" derdi. Itikatsızlığı olsa olsa budur.
Bir şey diyemedim. "Amerikalılar Ay'a inecek" 6e-
mek istese, onları sevmez; niye arka çıksın? "Inemez-
ler" demek istese, o bakış neyın nesi? Işin ıçinden çı-
kamadım. Sağ olsun, bir arkadaşım: "Hem okuyacak
hem benim gibi odun kalacaksa nıye okudu! Ay'a in-
mek de Allah'ın verdiği kudretledir. Ayet, insanın
gönlüne doğar; öyle kâğıtta yazılı gelmez. Hele sa-
ğa sola hiç düşmez. Bilen bilirde bizbilmeyiz, n'ey-
leyim!" dedı. Yeğenim deböylesöylemekistemiştir;
ama imana, inanca karışmazdı; öyle susup bakma-
sı, bu yüzdendır sandım.
Biz o günden sonra epey bir vakit, Amerikalılar hak
dinine girecek mi diye bekledik; nafile! Yine herkes
kendi dinınde. "8e/// gidemediler" diye bir tevatür
çıktı. Tam ona inanacak olduk, bırakmadılar: "Gıtti-
ler, yaman da Müslüman oldular: amma malum ya
ibadetin de para gibi, gizlisi iyidir" diyen oldu. Kafa-
mız iyice kanştı. Gei zaman git zaman, hakikaten
Amerikalıların Müslümanlığı bayağı âşikar oldu. Biz
anladık: Nerede imansız Rusya'nın dostu varsa ona
yaman düşman oldular. Hiçbir yerde Müslümanlara
yardımı esirgemediler. Afganistan'da hak dini için mü-
cahitlik ettiler! Şah kaçtığında "Kurtar beni ey Ame-
rika!" demiş de tınmamışlar. Adamlara için için kanım
kaynar; ama yeğenime bir şey diyemem. "Etme oğ-
lum..." diyecek olsam "Bunlann adamlanndan çok
çektik. öğrencıliğimizde zamanlı zamansız saf tu-
tup, Amerika gitsin de Rusya mı gelsin! diye saldı-
nrlardı bize. Çoğumuzu yaraladılar. Cana da kıydılar.
Kanlı Pazar'ı nereden bileceksin?" der. Doğrudur,
bilmem. Dürüst çocuktur, yalan söylemez. Bızleri de
pek sever. Biz de onu hem sever hem özlerdik... Otuz
yılımız serın geçti; ona yanarım.
Şimdılerde Afrika'da, Arap'ta, Acem'defilan, Müs-
lümanım diyen bazılarıyla Amerikalıların arası pek ya-
man açıkmış, fena kapışmışlar! Kanlı bıçaklıymışlar!
Birbırlerinin kanını dökmekteymişler. Insanlığa sığdı-
ramadım. Üzüldüm. Herkeseyazık! Yeğenime sordum:
"Oğul bu haller nedir?", "Al birini..." Sustu. "Ame-
rika bıze, bunlann hakkından gelse gelse senin as-
kerin gelir. Gönderiver de haklasın şunlan, diyesiy-
miş. Ya bu neyin nesi?" Aynen o aylı gecedeki gibi
uzun uzun, sert sert baktı; sonra gülümsedi.
Bıyığı kırlaşmıştı ya; yine yakışıklıydı.
nceylana bahcesehir.edu. tr
BÜYÜK ACI
Hüseyin Cahit-H. Zuhal Toktay kızı, Semra
Toktay Ohkay'ın kardeşi, Kerem ve Burak
Tanören'in annesi,
Mustafa B. Tanören'in eşi
SEMA TOKTAY
TANÖREN
sonsuzluğa geçti.
Anılan ile bizim ve sevenlerinin gönlünde
yaşamaya devam edecek.
Onu çok sevdik, çok seveceğiz.
Uğurlama:
20 Temmuz 2002 Cumartesi günü öğle
namazından sonra Moda Camii ve
22 Temmuz 2002 Pazartesi günü Datça
Mezarlığı.
ACI KAYBIMIZ
Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği
kuruculanndan değerli dostumuz.
gûzel insan, Atatûrkçü
Avukat
MEHMET
UĞURLU'yu
kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
AcıîafTrîı paylaştığımız ailesine başsağlığı dileriz.
Kendısıni hiç unutmayacağız.
AHLE> - BtELEFELD - HANINOVTR - CELLE -
DORTSR^VD - BERLtV - HAMBIRG - GLTERSLOH -
SOÜNGEN - A\Tl\SYA - >XRNBERG - OFFENBl RG
ATATIRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEKLERİ