19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20TEMMUZ 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA JLjJvf_Fİll_rlVJJ. [email protected] 13 ^4kçakoca, bankacılık sektöründe özkaynaklann yetersiz olduğunu, birleşmenin öneminin arttığını söyledi Şimdi evliliğintam zamanıEkononü Senisi - Bankacılık DKnenJeme ve Denetleme Kuru- rnu (BDD<C) Başkanı Engin Ak- çaJoca. baakacılık sektöriinün ba- şaLniinın, gerçek kârlılıkJa doğru orzntıh olscağmı belırterek ban- kalann öz.<avnaklanııın güçlen- dinlmesı gerektiğini ve bunun içinbırleşınelerin öneminin arttı- ğını söyledi. EODK tarafindan düzenlenen 'Bankacılık Sektöriinün Yeniden Vapılandınlnıası Programı'nın tartışıldığı toplantının açılışında konuşan Akçakoca. bankacılıkta gerçek özkaynak gerektiğini ifa- de ederek "Ozkaynak için devam- lı eümizin cebimizde olnıası gere- kryor" dedı. Akçakoca, yüzde 8 olan sermaye veterlilik rasyosu- nun Türkıye içın yeterlı olmadığı- • BDDK Başkanı Akçakoca, bankacılıkta gerçek özkaynak gerektiğini ifade ederek "Özkaynak için devamlı elimizin cebimizde olması gerekiyor. Güçlenmek istiyorsak, omuz omuza vermek gerekecek. Birleşmek zorundayız" dedi. nı vurgulayarak bunun tüm dün- yada 2 yıl sonra yüzde 12'ye çı- kanlacağını belirtti. Akçakoca, "Bu rasyn, bu sene sonunda da gelecek sene sonunda da önümüzde olacak. Güçlenmek istiyorsak, omuz omuza vermek gerekecek. Birieşme bu nedenle önemh'" dıye konuştu. BDDK Başkanı, sektördeki bir- Ieşmelere ilişkin olarak "Hertür- Hi birieşme ohımlu. sann alma gi- bi. Grup dışından da bir araya ge- lip birieşme söz konusu olabüir" dedi. BDDK'nin Pamukbank'ın Fon'a devir kararının doğru oldu- ğunu savunan Akçakoca, "Çukurova Grubu'nun geri ödemesiyle Ugili çabşmalar devam ediyor. Istanbul Yaklaşımı altında yapılacak çaJışmaJarda. bankasj- na göre peşin tahsilann söz konu- su obnası ve 6 ay beklemesi şarn geçerfi olacak" dedi. Akçakoca, "Pamukbank'ın devrine iKşkin olarak Bülent Ecevit'in Kemal Dervış hakkında soruşturma aç- üğı iddiası var. Bu size vhşti mı?" sorusu üzenne, kendisinin konuyu dün bir ajansın web sayfasından öğren- diğini ifade ederek "Ha- ber doğruysa bu Saym Başbakanımızın takdi- ridir" dedi. Fon'a devredilen ban- kalann ekonomiye 20 milyar dolarhk yük getir- diği ve bunun tahsili konu- sunda nasıl bir yol izlendi- ğinin sorulması üzerine de Akçakoca, son devrahnan banka hariç Fon'un el koydu- ğu bankalardan devTahnan zarann o zamanki kurlarla 7.5 milyar dolar olduğunu kaydetti. Ersin Özince, bankalann uzun süredir çözüm beklediği sorunlannı anlattı Haksız rekabetin önüne geçin Ekonomi Servisi - Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve tş Bankası Genel Mü- dürii Ersin Özince, BDDK tarafindan düzenlenen toplantıda bankacılıkta haksız rekabetin ortadan kaldınlmasını ilgilendiren birçok düzenleme bulundu- ğunu belirtti. Özince, TBB'nin uzun sü- redir çözüm üretilmesini beklediği mad- deleri şöyle açıkladı: • Bankalar, sorunlu alacakların tü- mü için bir yıl içinde karşılık ayırmak durumundayken alacaklannuı tahsili için yıllarca beklemek zorundadırlar. t/ Zorunlu karşılıklar, banka ve sigor- ta muamele vergisi düşürühnelidir. Kambiyo gider vergisi sıfirlanmalıdır. */ TL yatınmlan özendirilmelidir. ^ Genel bütçeden kaynak aktanlan kuruluşlann dışındaki kamu kuruluşlan- nın paralannın sadece kamu bankalanna yatınlması zorunluluğu kaldırılmah. • Vakıfparalannın sadece kamu ban- kalanna yatınlması zorunluluğu banka- lar arasında haksız rekabet yaratan bir düzenlemedir. • Şube başında güvenlik elemanı adedinin arttınlması konusuna ekono- mik olarak yaklaşılmalıdır. Bankalarda eski hükümlü çalıştınlması konusunda TBB'nin önerileri dikkate alınmalıdır. S Çek Kanunu yeniden düzenlenme- li. • Mali sistemde yer alan banka dışı kurumlann rekabet içinde benzer dü- zenleme ve denetime tabi olmalan sağ- lanmalıdır. Siyasi belirsizlik güveni sarsıyor Genç Toyoda'dan kuruyansı Ekonomi Servisi - Toyota Motor Europe Genel Müdürü ve CEO'su Dr. Shuhei Toyoda, döviz kurlanndaki dalgalanma ve siyasi belirsizliklerin yatınmcılarda güven eksikliğine yol açtığını belirtti. Dr. Toyoda, Türkiye'nin sahip olduğu avantajlann farkında olduklannı ifade etti. Türkiye'nin maliyet rekabetçiliği. otomotiv pazarlanna yakınlık ve rekabetçi insan gücüyle önemli bir üretim üssü olduğunu söyleyen Toyoda, yabancı sermayeye yönelik bürokratik işlemlerin azaltılması ve KDV geri ödemelerinin düzenlenmesinin de çok oiumlu adımlar olacağını kaydetti. Toyoda, Türkiye'de yaptıklan 500 milyon Euro yahnmını. 2004'te 750 milyon Euro'ya çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi. vakıflar Bankası ndan vazgeçti Dışbank Pamukbank'a talip Ekonomi Servisi - Vakıflar Bankası"nı almaktan vazgeçen Dışbank, Fon bünyesindeki Pamukbank'a talip oldu. Türk Dış Ticaret Bankası (Dışbank) Yönetim Kurulu, hisselerinin tamamı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na ait Pamukbank'ın hisse satış sürecine katılma karan aldı. Drşbank'tan borsaya gönderilen açıklamaya göre, yönetim kurulu bu amaçla, gerekli işlemlerin tamamlanarak başvurulann yapılması konusunda banka genel müdürlüğünü görevlendirdi. Eti Holdinge ortaklıkteklifi OYAK, bor sektörüne giriyor ANKARA(ANKA)- Bankacılıktan enerjiye, telekomünikasyondan inşaat sektörüne kadar her alanda krize inat yannm yapan OYAK, bor madeninin işlenmesiyle elde edilen yüksek katma değerli uç ürünlerde teknoloji yatınmı yapmak üzere Eti Holding'e teklifte bulundu. Ekonomik krize karşuı "agresif" büyüme stratejisini sürdüren OYAK'ın Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, şirket stratejisi açısından bu tür girişimleri açık ehnenin doğru olmadığını ancak madencilik sektörüyle yakından ilgilendiklerini, bu çerçeyede madencilik sektöriinün kapsamına giren her konuya da ügi duyduklannı bildirdi. Safa ocak: Belirsizlik krediyi kesti Ekonomi Senisi - Kamu Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Safa Ocak, Türk ekonomisinin siyasi belirsizlik ortanuna girdiğini belirterek "Tam kredilerde büvümenin başladığı bir dönemde talep daraidT dedi. Kredibilitesi yüksek müşterilere kredi vermeyi sürdürdüklerini belirten Ocak, siyasi belirsizliğin kredi talebinde bulunanlaruı sayısınj azalttıgını bildırdi. Seçim döneminde kamu bankalannın siyasetin "arpahğı" olarak kullanılmayacağını söyleyen Ocak, "Yapılan düzeıîlemelerie kamu bankalannda değjşim sürüyor. Arnk ince ayar zamanı, özefleştirmeye hazırbk çalışmalannı hızJandınhk. Yasayla desteklenen bir yönetim kurulu işbaşında. O yasayla verilmiş görev de bunlann yapıbnaması doğrultıısunda. Si>-asilerin etkisi, kredi vermekse Sıfir" dedı. IMF heyeti ile kapatılacak şube konusunda yanlış bir anlamanın olduğunu bildiren Ocak, "514 adet Ziraat BankasTndan, 183 adet Halkbank'tan şube kapatılması bedefleniyordu. Şu an itibanyia 790 şube kapanldı. EVIF'nin İsteği 800 şubenin kapaaJması. Bizim ve heyetin baz aldığı tarih farkh, anlaşmazlık buradan çıktı" dedi. Maraş dondurmasınınyapılış öyküsü Toroslar 'ın zirvesinden başlıyor Ahırdağı y ndan inen lezzet • Kahramanmaraş'ınünü dünyaya yayılmış dövme dondurmasınuı geçmişi eskiye dayanıyor. Bir zamanlar kışın dağın yamaçlanndaki karlar, kovuk ve mağaralara doldurulup üzeri samanla kapatılıp erimesi önlenirmiş. SER\[ET ÇUHADAR KAHR4MANMARAŞ - Kahramanmaraş'ta 4 kuşaktır dondurmacılık yapan Kambur ailesı, yurtiçi ve Avrupa'run çe- şitli kentlerinde 200'e varan şu- beleriyle dünyaya Maraş don- durmasını tanıtma uğraşında... Maraş dondurmasıyla bir dün- ya markası yaratmayı hedefle- diklenni belirten Mehmet Kambur, "Nasıl kj iyi bir şarap Fransa'nm Bordeaux yöresinde yetişen üzümden elde edilhorsa, iyi bir dondurma için de Toros- lar'ın Enğizek ve Ahırdağı etek- lerinden otlanan keçinin sütü ve burada yetişen salebe gereksi- nim var" diye konuşuyor. Kahramanmaraş'ın ünü dün- yaya yayılmış dövme dondur- masının yapılışınm öyküsü, Ahırdağı "nda başlıyor. Eski za- manlarda kış aylannda dağın yamaçlanndaki karlar, kovuk ve mağaralara doldurulup üze- ri samanla kapatılıp erimesi ön- leniraüş. Yaz aylannda katırla- ra yüklenerek kente indirilen karlar, çeşitli meyve sulan ile kanştınlarak satışa sunuluyor- muş. Yöre insanı bunu a kar- sambaç" diye adlandınyor. Bu kanşım yerine süt ve sa- lep kullanılınca Maraş dondur- ması ortaya çıkmış. Mado ismini dünyaya duyu- ran Mehmet Kambur, dondur- manın lezzetinin bozulmaması için önlemler almış. Sütierin alındığı keçilerin Ahırda- ğı 'ndan aşağılarda otlahlmasını yasaklamış. Kam- bur, buradaki kekik ve kevenle beslenen keçilerin sütlerinde ayn bir aroma oldu- ğunu söylüyor. Mado'nun öykü- sü, Ahırdağı'ndaki köylülerin sütlerini fabrikaya getirme- leriyle başlıyor. Sütler önce labora- tuvar testlerinden geçiriliyor, sonra buhar yardımı ile 95 derecede pastö- rize edilerek insan sağhğına zararh mikro organizma- lardan anndınhyor. Bunu bir dizi işlem takip ediyor. Eski- den tamamen elde yapılan bu işlemler şimdi otomatik ma- kinelerle gerçekleş- tiriliyor. Ancak ma- kineler Mado'da fabrikadan çık- tığı gibi kullanılmjyor. Kaliteli bır dondurmanın saatte kaç kez elle dövüldüğünü hesaplayan Mehmet Kambur, makinelerin ayarlanyla oynayarak aynı kı- \amı tutturmuş. Kambur, kali- teyi satışa da yansıtarak hızla çoğalan Mado zincirini şimdi Asya'dan Avrupa'ya taşıyor. 230 yıldır dondurmacılık ya- pan Kambur ailesinin 4. kuşak- tan üyesi olan Erdal, 3 bin yıl önce ilk kez Çin"de yapılan, Hı- titlerin "Her derde deva" dıye tanımladığı dondurmanın kita- bını da yazıyor. 13. yüzyılda gezginler aracılığı ile Avru- pa'ya gelen dondurmanın bilin- meyen yönlerini 7 yıldır bir ki- tapta toplamaya çalışan Kam- bur. çeşitli üniversitelerin gıda mühendislen ve araştırmacıla- nn yanı sıra dondurmacılık ya- pan ailelerle de konuşarak 1730 belge toplamış. YAZIN GELMESİYLE SEKTÖR CANLANDI Dondurma pazan şeulendi ECE msiM Onümüzdeki hafta maaşlar yatıyor. Bir kısmını dövize çevirmek iyi olurdu, ama şehir dışında olacağım. Teletel'den, —= ileri tarihli döviz alım satım taJimatı verebilirsiniz. teletelü: 444 O 444 Dondurmanın en çok tüketildiği mevsim olan yazm gelmesiyle birlikte dondurma pazan hareketlendi. Pazarda faaliyet gösteren Algida, Panda ve Schöller, ürün yelpazelerini genişlettikleri bu yıl içerisinde satışlann katlanarak artmasmı bekJiyor. Dondurma tüketimini bütün mevsimlere yaymayı hedefleyen firmalar, bu çerçevede reklam harcamalanm krizde bile azaltmama yoluna gitti. Türkiye'de çok düşük olan dondurma tüketiminin arttınlması için öncelikle dondurmanın üst solunum yollan hastalıklanna neden olduğu inancının giderilmesi gerektiğini düşünen üreticiler, çalışmalannı bu yönde yoğunlaştırdılar. Algida Türkiye & Pazarlama Müdürü Deniz Aktürk Erdem bu dogrultuda dokuz yıldır eğitsel bir kampanya yürüttüklerini belirtti. Erdem, 2001 sonbahar-kış sezonunda sınırlannı dondurma kategorisinin ötesine taşıyarak tatlı kategorisine de başanlı bir geçiş yaptıklannuı altını çizdi. Kriz döneminde reklam harcamalannda hiçbir kısıtlamaya gidilmediğini belirten Panda yetkilileri, Dadı dizisi oyunculanyla anJaşarak hem reklam çalışmalan gerçekleştirdiklerini hem de çeşitli tüketici promosyonlan başlattıklannı belirttiler. Erdem ise, Algida'nın bu dönemde gelir dağıhmında artan dengesizliği dikkate alarak farklı gelir gruplarına ve damak tatlanna yönelik ürün yelpazeleri oluşturmasıyla pazar payını yüzde 6 oranında arttırdığmı söyledi. Öte yandan Danone ve Nestle Petit Yoco da dondurmaya dönüşen meyveli yoğurtlanyla çocuklara eğlence ile besleyiciliği bir arada sunuyorlar. Endüstriyel ambalajlı üriinlerin yanı sıra on yıldan fazla bir zamandır Maraş Dondurması ile özdeşleşmiş durumda olan MADO da tüketicisine kafeler aracıhğıyla ulaşarak yeni bir dondurma kültürü oluşturdu. İŞÇMN EVRENÎNDEN ŞÜKRAN SONER Tarihi Pazarlık Bugünkü yazıma ilk baskıya yetiştirilebilecek en son dakikaya kadar oyalanarak başlıyorum. Neyi, hangi haben ya da gelışmeyi en çok beklediğimin bi- lincınde bile olmadan. Galiba en çok Sedat Ergin ar- kadaşımızın köşe yazısına dayalı Hürriyet'in dünkü "ABD ile stratejikortaklığın gereğinin yapılacağı" yo- lundaki manşet üstü haberinin yalanlanmasını isti- yordum. Neyse ki Cumhurbaşkanlığfndan bir açıklama ya- pıldı. Tarihi pazarlık olmadığına, Türkiye'nin Irak poli- tikasının değışmediğine, sonuç olarak ABD'nin Irak müdahalesinın istenmediğine ilişkin.. Sedat uzun yıllar gazetemizde çalışmış. sevdiğim ve meslekte cıddiyetine inandığım bır arkadaşım. Ya- zısının yalanlanmasını ıstemek gibi hastalıklı birduy- gum yok elbette. Ama savaş üzerinden yapılmış bir "tarihipazarlık" haberinin gerçek olmamasını, yalan- lanmasını tabii ki isterdim. Düşler dünyasında yaşamıyorum. ABD'nin, Türki- ye'nin onayını alsın almasın, kendi çıkarianna uygun düştüğü noktada Irak'ı vuracağını bilmez de değilim. Yine de Türk hükümetlerinin konumu, hiç degilse dı- şişleri protokol dili ile "kırmızı kart" savaşa hayırçiz- gisinde durabılmeli değıl mi? "ABD nasılsa Irak'a gi- riyor, oturuppazarlıkyapalım. kazançlı çıkalım"yak- laşımını bu ülkenin vatandaşı olarak içime sindiremi- yorum. Birinci Körfez savaşmın, Özal'ın kazançlı çıkma he- saplannın bize nelere mal olduğu ortada. Afganistan operasyonunda kullanılan Pakistan için de kurtancı maddi, manevi desteklerden, sıkışan Pakistan eko- nomisine yapılan katkılardan söz edilmişti. Şimdi Pa- kistan, Afganistan operasyonu öncesinden çok da- ha sorunlu bir ulke tablosu çiziyor. Afganıstan'daki şe- riatçı terör Pakistan'a daha bır yerteşmiş, daha etkin tehdit altında. Pakistan yönetimi açısından hıç değil- se daha önce Afganıstan'daki terör iktidanna deste- ği kesmek gibi ınsancıl, haklı bir konum var. Türkiye'nin nerede ise durup dururken Irak'a, kom- şusuna yapılacak askeri bir müdahaleyi onaylamayı haklı kılacak bahanesi de olamayacak. Her şey çok fazla açık. Dünyanın birçok ülkesinde ABD'nin sıya- sal müttefiki sayısız gaddar diktatör, iktidarlannı ABD desteğine borçlu olarak yerlerinde durmaktalar. Sad- dam diktatör olduğu için değil, ABD'nin adamı olma, çıkarianna hizmet etme kimliğini yitirdiği için hedef. ABD'nin, dünya petrol üretiminin denetimi, Ortado- ğu'ya tam egemen olma, zorlanan ABD ekonomisi- ni, dünyadan ABD'ye kaynak aktanmı çarklarını dön- dürme hesaplarının ABD'nin Irak'a müdahalesini ye- niden dünya gündemine getirdiğı çıplak bir gerçek. Dün sabah kimi televizyonlarda yayımlanan "Sad- dam'ın terörû desteklemesine ilişkin belgelerin ele geçırildiği" haberleri ise kamuoyu oluşturmak üzere iyi bir pazarlama. Kimse Saddam'ın diktatör olmadı- ğını ya da terörle ilişkısi bulunmadığını savlamıyor ki. Dünyanın, ınsanlığındiktatörlerden, terörden kurtarıl- masının yolunun, ABD'nin kendi çıkarfan için istediği yere yerleşmek ve istediği yerde savaş açmak hak- kının olup olmadığının tartışılmaya çalışılmasıdır söz konusu olan. Ne yazıktır ki çağdaş uygariık, bilimsel teknolojik devrim, ınsanlık olarak insana aykın gelışmelere "dur" diyebilme gücünü kendiliğınden oluşturmuyor. So- ğuk savaş, iki kutuplu dünya dönemini özlemle ara- yacak halimiz yok. Insanlık adına istenecek bir geliş- me, durum değildi. Bu, bugün "küreselleşme" olgu- sunun adının kötüye kullanılarak, tek kutuplu, tek ide- olojili, sadece dünya tekelleri ve süper güçlerinin çı- karlarını kollayan düzene onay vermemiz, alkışlama- mız anlamma hiç gelmemeli. Dünyayı göreceli en iyi temsil edebilecek Bırleşmiş Milletler, süper güçlenn güdümunde, el/ kolu bağlı, in- sanlığa hizmet veremiyor. Geriye kalan tüm uluslara- rası örgütler. sermaye örgütleri. Insanların, insanlığın çıkartarım gözetecek, evrensel, anlamh, güçlü örgüt- lenmeler henüz ortalıkta yok. Tekel çıkarları adına ABD jandarmalığında, her şey sermaye çıkarianna hizmet ediyor. Dünya tarihinde en vahşi, en hızlı ay- nmcılık süreci yaşanıyor. Dünya çoğunluğu akıl almaz boyutlarda yoksullaşırken, kaynak aktarımının sürek- li zengin kuzeye akışını sağlamada engel görülen her şey yakılıp yıkılıyor. Tabii kuralsızlığın geçerii olduğu düzende, kuralsız ekonomi, somürü, kuralsız karşı duruşlan, haksız te- rörü de besliyor. Sonra kuralsız düzenler, iktidarlar, te- rör odakları arasında, "ışimize yarayanlar, ayak bağı olanlar" diye bir ayırımla, bırileri beslenip diğerleri he- def seçiliyorlar. Iş dünyamızın, medyamızın yıldızlarının, örgütleri- nin "Biz çıkarımıza ba/ca//m"yaklaşımlan. bırakınız in- sanlığı, çıkarlarımız açısından bile doğru değil. AB tam yanında değılmiş gibi, ABD'nin aslında yanında dururken, zengin kuzeyin birparçası olarak bu düzen- den payını alıyor. Çıkarian uğruna insanlığa, olup bi- tenlere sırtını dönüyor. Türkiye zengın kuzeyin bir par- çası da değil. Savaş komşusunun kapısını çalarken, ödenecek bedelde. kendisine belki de komşusun- dan daha ağır, olumsuz pay düşecek.. soner(S cumhuriyet.com.tr TOBB'den IMF heyetine tepki: Büyümeyi biz göremedik ANK\RA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türki- ye'nin büyüme trendi- ne girdiğini belirten Ju- ha Kahkonen başkanlı- ğındaki IMF heyetine, özel sektör temsilcileri tepki gösterdi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkboğlu. -Bizbü- \iime yok derken IMF heveti yüzde 5'lik büjıi- me trendine girdiğinüzi söylüyor. Ancak büyü- meyi biz göremrjonız" dedi. Ankara'da 3. göz- den geçirme çalışmala- nnı sürdüren Türkiye Masası Şefi Kahkonen başkanlığındaki IMF heyeti, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nu birlik merkezinde ziyaret et- ti. Yaldaşık 1 saat süren görüşmeden sonra açıklamalarda bulunan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, uygu- lanmakta olan ekono- mik programa ilişkin tereddütleri, IMF heye- tine aktardıklanm be- lirtti. Mektup hazır IMF heyeti, akşam saatlerinde de ANAP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Me- sut Yümaz'la görüştü. Heyetin Hazine'de sür- dürdüğü çalışmalan kapsamında niyet mek- tubunun yazımını ta- mamladığı belirtildi. Niyet mekrubunun ağustosta planlanan IMF Icra Direktörleri Kurulu'nun toplantısın- da ele aluımasmı bek- leniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle