27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 2002 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN SIRMEN Sir, Üç ve Üçiin Biri ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfo- »ritz'in, Ankara'ya artık düğmesine basılmış olan lak operasyonunu resmen haber vermek için gel- dğini cümle âlem biliyor. Gerçi Sayın Bakan Yardımcısı, herhangi birşe- ) kabul ettirmek için değil, Türkyönetidlerinin gö- rişJerini almak için geldiğini söylese bile, durumun cyle olmadığını bilmeyen yok. Nitekim Wolfowitz, "Siz destekleseniz de des- ttklemeseniz de, biz Irak'a operasyon yapaca- cz" demiştir. Bu sözler de, fikir alışverişinden çok, bir resmi fcldirimdir. Saddam bahane edilerek, yapılacak olan Irak saJdınsının Türkiye'nin hiç de yaranna olmadığı- nn herkes, pardon "hırslı (hırtı ile kanştınlmasın!) pıstallı kadın" dışında herkes. farkında. Bütent Bey başta olmak üzere, 57. hükümetin yetkilileri de bunu biliyorlar. Bu da azımsanmayacak bir şeydir. Unırtmayın kı 8 Ocak 1991 'de başlayan Körfez Savaşı sıra- snda, Türkiye'nin başında bulunan Turgut Özal, Tûrk Silahlı Kuvvetleri'ni Irak'a sokarak, "bir ko- ytp üç almayı" planlıyordu. Allahtan ki, Bijan'dan giyinen sivilin militarist hûlyalanna, Ordu Dikim Evi'nden giyinen asker- lerkarşıçıktılarda... • • • Bülent Bey veya öbürTürk politikacılannın, bu savaşın Türkiye aleyhine olduğunu bilmeleri ne- yi fak ettiriyor ki? Yine herkes biliyor ki, ne 57. hükümetin liderie- h ne de hemangi bir partinin başka bir lideri bu savaşa karşı çıkabilir veya istenen lojistik deste- ğe hayır diyebilir. Baksanıza, dini bütün Tayyip Erdoğan bile elin Yanki keferesinin, Türkiye'den havalanan uçak- lar, konuşlandınlan malzemelerte, Müslüman Irak- lı din kardeşlerimizin bombalanması konusunda, nedüşündüğünü soran Financial Times'a yalnız- ca, - Doğmamış çocuğa don biçilmez, yanıtını ve- rebiliyor. Türkiye'de parlamento içinde temsilcisi olan veya olması olasılığı bulunan partilerden hiçbiri- nin lideri, - Ben bu savaşta yokum, topraklanmı da üs ola- rak kullandırmam arkadaş! demiyor, diyemiyor. Nasıl desin ki, sermayeyi kediye yüklemiş olan ülkenin, daha büyük bir kaosa düşmeden bugün- den yanna çıkması, ABD'nin 'he' deyip verdire- ceği borca bağlı. • • • Peki o zaman neyi konuşuyor iki taraf? ABD, Irak'a kesinlikle saldıracağını açıklıyor, ne ölçüde destek isteyeceğini de daha sonra zama- nı gelince söyleyecek. Bizimkiler ne diyoriar? Bizimkiler ise - Eh peki.. neyapalım, ama şunlar şunlar olma- sın, şunlar şunlar da olsun bari, diyorlar. "Istemeyiz - lsteriz"\er şunlar - Kuzey Irak'ta Kürt devleti istemeyiz. - Musul ve Kerkük Kürtler'e bırakılamaz, ora- dakiTürkmenler'in haklan gözardı edilmesin, böl- genin Türkiye açısından önemi unutulmasın. - Ekonomik zararlanmız telafi edilsin. Bütün bunlaraABD hayır demeyecek, ama aca- ba bu istekler gerçeleşebilir mi? Bunu anlamanın en iyi yolu, 11 yıl önce neler olduğuna bakmaktır. Körfez Savaşı sırasında, Baba Bush tarafından dolduruşa getirilen Özal, Musul ve Kerkük petrol- lerine konup, bir koyup üç almak istiyordu. Ne Musul Kerkük petrolleri geldi ne de bir şey. Üstelik Körfez Savaşı dolayısıyla, uğradığımız mil- yarlarca dolar zarar da telafi edilmedi. Türkiye IMF'den borç olarak aldığı kadannı za- ten Körfez Savaşı yüzünden kaybetmişti. Bırakın her şeyi bir yana, Türkiye'nin ISAF'nin komutasını yüklenmesi karşılığında vaat edilen 228 milyon dolar hâlâ gelmedi. FMS borçlannın faizlerinin silinmesi isteğine karşı da en ufak umut dopurucu bir yanıt bile verilmedi. Üstelik de, Körfez Savaşı sayesinde bir Kürt devleti fiilen kuruldu. Körfez Savaşı sırasında bir koyup üç almak is- teyen özal, üçün birini aldı. Şimdi daha kapsamlı bir savaşa hık deyenler ne alacaklannı sanıyorlar ki?.. Nüfus sayım sonuçları bekleniyor Milletvekili dağılımı sıkıntılı ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Genel nü- fus sayımının sonuçlan iasa sürede kesinleşmez- se, illerin nüfusuna göre milletvekili sayısı belir- leneceğinden, kimi so- runlarla karşılaşılabile- cek. Kent bazında seçile- cekmilletvekili sayısı da bilinemeyeceğinden, par- tilerin aday listelerinde de sıkmtı yaşanacak. Devlet Bakanı Tunca Toskay ise tstanbul dı- şındaki büyük kentlerin nüfiıslannın kesinleşti- ğini. ülke genelindeki ke- sin sayıyı 22 Eylül'de YSK'ye verebilecekle- rini bildirdi. 22Ekim2000tarihin- de yapılan genel nüfus sayımı sonuçlannın kı- sa sürede kesinleştirile- memesi durumunda, baş- ta milletvekili sayısı ol- mak üzere, seçimin tüm aşamalannda sonınlara yol açacak. 18 Nisan 1999'da 80 ilden 550 mil- letvekili Meclis'e girer- ken Düzce'nin de il ol- masıyla bu kentten de milletvekili gelecek dö- nem TBMM'de yer ala- cak. YSK'nm hangi kentten kaç milletvekilinin seçi- leceğini belirleyebilme- si için öncelikle ülke ge- nelindeki nüfus sayımı- nın kesin sonuçlannı el- de etmesi gerekiyor. Ku- rul, bu verileri elde et- tikten sonra kentlere gö- re milletvekili dağıhmı- nı açıklayacak. Siyasi partiler de bu çerçevede milletvekili adayı liste- lerini düzenleyecek. İki yasaklının aday olamayacağını açıklayan YSK Başkanı, AKP ve SP yönetidlerinin tepkisiyle karşılaştı ErdoğanveErbakan'dapanikBÜLENT SARIOĞLU ANKARA (Cumburiyet Bürosu) -Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Baş- kanı Tufan AlgaıTın, Recep Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan ın yasal kısıtlamalar nedeniyle millet- vekili adayı olamayacaklannı açık- laması, AKP ve SP cephesinde pa- nik yarattı. YSK Başkanı'na tepki gösteren parti yetkilileri, "AB'ye uyum" gerekçesiyle siyasi kısıtlama- lann kaldınlması için diğer partile- re dönük baskıyı yoğunlaştırmaya çalışıyor. YSK Başkanı Algan, erken seçim sürecinde Erdoğan ve Erbakan'ın milletvekilliği umudunu boşa çıka- Tayyip Erdoğan ve Erbakan'ı milletvekili seçtirmek için yeni girişimlere hazırlanan parti yetkilileri, 'AB'ye uyum' gerekçesiyle kısıtlamalann kaldınlması için baskı uygulamaya çalışıyor. ran açıklamasıyla aylardır tartışılan konulara da açıklık getirmiş oldu. Al- gan'ın açıklaması, iki partide olağa- nüstü toplantılarda masaya yatınldı. Gelinen süreçte ıkı yasaklının hukuki konumu şöyle: TAYYİP ERDOĞAN: Türk Ceza Yasasfnuı 312. maddesinden aldı- ğı mahkûmiyet nedeniyle birkaç açı- dan siyaset yasağıyla karşı karşıya bulunuyor. 312. maddedeki değişik- liğe karşm, mahkûmiyet sonrası kı- sıtiamalannın sürmesi Anayasa Mah- kemesi karanna dayanıyor. Yüksek mahkeme. milletvekili seçilme ye- terliliğini taşımadığı için "kurucuüye ve kurucu genel başkan olamayaca- ğma" karar vermıştı. Mahkeme, cezasını çektikten son- ra çıkanlan af ve şartla salıverme yasalannın da kısıtlamalan ortadan kaldırmadığını hükmetti. Anayasa Mahkemesi karan doğrultusunda 19 Ekim 2002 tarihine kadar kurucu üyelik ve genel başkanlıktan aynl- mak zorunda. YSK Başkanı. Milletvekili Seçi- mi Yasası'na göre yeterliliği bulun- madığından. kısıtlı haklan mahke- me karanyla iade edilinceye kadar aday olamayacağını açıkladı. Eski mahkûmiyet karârının yanı sı- ra. önünde birkaç yargı sorunu da- ha bulunuyor. Türk Ceza Yasası açı- sından Ankara DGM'deki soruştur- ma, Ankara 7. Asliye Ceza Mahke- mesi'ndeki malvarlığı davası ve ÎG- DAŞ yolsuzluğuyla ilgili Istanbul'da- ki ceza davasıyla karşı karşıya. Bu FINANCIALTCMES Reformcular birleşmezse Erdoğan güçlenir LO-NDRA (ANKA)- Financial Times gazetesi, Türkiye'de aynı görüşteki reformculann birleşmemesi durumunda, oylann bölüneceği ve Tayyip Erdoğan'ın güçleneceği yorumunda bulundu. Gazetede yer alan yorumda, koalisyon partilerinin seçim karan almasının piyasalara moral verdiği, ancak piyasalann orta dönemdeki görünümünün seçimin olası sonuçlanna ilişkin beklentilere bağlı olduğu göriişü dile getirildi. "Piyasalann sevgüisi Ekonomider sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in desteğiyle Ismail Cem'in yeni bir ohışum kuracağı haberiyle geçen hafta da piyasalann moral bulduğuna, seçimin 3 Kasım'da gerçekleşmesinin ise yüzde 100 kesin olmariıgına" dikkat çekilen yorumda. "Ancak, seçim günü geidiğinde eğer aynı göruşteki reformcular birleşmezse reformcu oylan böler ve tslamcı olmadığı konusunda laik kesimi ikna etmeye çahşan eski tstanbul Beledne Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gibikri • Financial Times'ın yorumunda, seçimin 3 Kasım'da gerçekleşme olasılığının yüzde yüz kesin olmadığma dikkat çekildi. 'CHP 'ye gelmesi konusunda cevap vermek benim elimde değil' Baykal: Karan Derviş verir güçlendirebüir. Sayın Erdoğan, öne sürdüğfi gibi iktidara gefirse toplumun en yoksul kesimlerine destek sağlamak dışuıda IMF'nin desteğindeki programm çoğunu uygulayacağmı $o>1üyor" denildi. Gazeteye görüşlerini açıklayan Yapı Kredi Yatınm'dan Sevdil Yıkhnm da Erdoğan'ın iktidara gelmesi olasılığını değerlendirirken "Piyasada, Türk devietindeki bazı güçlerin, köktendmcfler veya mülryetçilerin ülkeyi yönetmelerine izin vermeyeceği yohında genel bir inanç var" dıye konuştu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'yi gfiçlfi bir iktidara kavuştunnak isteven ve kendisinde bu potansiyeti görenlerin "burnunun dikine gjtmeyerek" doğru değerlendinne yapması gerektiğini söyiedi. BaykaL bunu Deviet Bakanı Kemal Derviş'e de söyleyip söylemediğinin sorulması üzerine, U 65 miKona söylüyorum. Derviş de bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşjKnr. CerekU değeriendirmeyi vapacakür" dedi Derviş için önce dili sürçerek "CHP yurttaşı" diyen Baykal, daha sonra bu sözterini "Türldye Cumhuriyeti yurttaşı'' diye düzeltti ve "AOah mı söyletti bilnıiyorum" esprisini v^apü. Ba>'kal, dün Gebze Genç Sanavici ve İşadamlan Derneği Başkanı Omer Faruk Başaran ve beraoerindekileıie görüştü. Baykal, sryaseti dar kafaplara oturtmak isteyenlere karşı bir anlayış sürdürerek sryaseti toplumsallaşörmsyı amaçladıklannı vTirguladı. Başaran da "dürüst siyaset çizgisi'' nedeniyle Baykâl'a bir plaket sundu. Baykal, daha sonra gazetecilerin Derviş'le görüşmesine ilişkin sorulan üzerine, Derviş'le ekonomiyi ve siyaseti konuştuklannı söyiedL Ekonominin siyasete bağfa olduğuna işaret eden Baykal, "Ciddi şekilde siyaseti değeriendirdik" dedi Derviş'in CHP'ye katihp kabbnayacağı yönündeki soru üzerine de Baykal, "Buna cevap vermek benim elimde değil. Ne yapacağına, nerede duracağuıa kendisi karar verecektir. lekliflerin, çağnlann konuşulduğu bir toplanû değüdi. Durumu gözden geçirdik" yanıtnu verdL Genel kurulun açılabilmesi için en az 184 milletvekilinin toplantıya katılması gerekiyor Meclis pazartesi günü toplarayor davalardan herhangi birinden alaca- ğı ceza, hakkındakı siyasi kısıtla- malara yenisini ekleyecek. ÎGDAŞ davasıyla ilgili mahkeme- si bugün başlayan Erdoğan, olası 3 Kasım seçiminden bir hafta önce de malvarlığıyla ilgili olarak mahkeme karşısına çıkmak zorunda kalacak. Erdoğan'ın yerine ldm geçecek? AKP'liler, YSK tarafindan resmi karar verildikten sonra seçime genel başkan dışında "başbakan adayı" tarafından gitmeyi tasarlıyor. Bu gö- rev için, partide ağırhğı olan Abdul- lah Gül ve Bülent Annç gibi yöne- ticilerin yanı sıra, ekip olarak Erdo- ğan'a daha bağlı durabi- lecek Vecdi Gönülün adı da geçiyor. AKP yönetimi ise AB düzenlemeleri kapsamın- da Erdoğan ı kurtarmak için son kozlannı oynu- yor. YSK Başkanı'nın açıklamasına tepki gös- teren AKP Grup Başkan- vekılı SaGh Kapusuz. ıda- ma mahkûm olanJann bi- le idam edilmemesi için yasal düzenleme yapılır- ken bir siyasınin ceza- landınlmaması gerekti- ğini söyiedi. Kapusuz, AB düzen- lemeleri kapsamında Er- doğan ın yasağının kal- dınlması için diğer par- tilere çağnda bulundu. AKP Grup Başkanveki- lı Mehmet Ati Şahin de genel başkardannın yasa- ğı kaldınlmazsa AB ile il- gili adımlar atan Türki- ye'nin inandırıcılığını kaybedeceğini savuna- rak "YSK Başkanı ihsa- sffey anlamındagöriişbe- firtemez. YSK, kurul baş- kanının görüşleriyie ka- rar vermez, heyet hahn- de karar verir" dedi. NECVIETTtN ERBA- KAN: RP'nin kapatılma- sına neden olduğu için 2003 Şubat ayına kadar siyasi kısıtlı. SP'li hu- kukçular, Siyasi Partiler Yasası'run 95. maddesin- deki "miDetvvidfliğı için aday olamazlar" hükmü- nün çıkanlması nedeniy- le Erbakan'ın bağımsız aday olabileceğini savu- nuyorlardı. SP, Siyasi Partiler Yasası 'ndaki 5 yıllık ya- sak smınnın daraltılma- sı veya seçimin 2003 ilk- bahanna kahnası için ça- ba gösteriyor. Erbakan hakkındaki ikinci sorunu, Hazine yardımmı dolan- dn-dığı gerekçesiyle al- dığı mahkûmiyet oluştu- ruyor. Bu konuda yerel ANKARA(CumhuriyEtBürosu)-Mec- lis, DYP ve AKP milleKekillerinin baş- voırusu üzerine "3 Kasmı için seçim ka- ran veseçiınyasabrmda değişfldik'' gün- demleriyle pazartesi günü olağanüstü toplanacak. Muhalefetin girişimini des- teklemeyen ANAP yönetimi ise önce- likle "AB'ye uyum paketi" oluşturmak veparlamentoyu 1 Ağustos'tayenidentop- Iamak üzere hazırlık yapıyor. DYP'nin daha önce 85 imzayla Mec- hs Başkanlığı 'na iletöği başvurudaki im- za sayısı, dün AKP'lilerin eklenmesiyle anayasal suıır olan 1 lO'un üzerine çıİctı. Çağn metninde. "1 Kasmı için erken se- çim karan annmasınm" yanı sıra "AB'ye uyumla ügüı düzenlemeien Seçim Yasa- • DYP'nin daha önce 85 imzayla Meclis Başkanlığı'na ilettiği baş- vurudaki imza sayısı, dün AKP'lilerin eklenmesiyle anayasal sınır olan 110'un üzerine çıktı. TBMM Başkanı Ömer îzgi, çagn metnini parti gruplanna dün akşam gönderdi. a ve Siyasi Partiler Yasası değisikKk öne- rfleri" de gündem maddesi olarak sayıl- dı. TBMM Başkanı Ömer tzgi de genel kurulun pazartesi günü saat 14.00'tetop- lanması için hazırlanan çağn metnini parti gruplanna dün akşam gönderdi. Ancak Ömer Îzgi, çağn metninde "AB düzentemelerine'' yer vermedi. Meclis hukukçulanna danışan Izgi'nin "günde- min net obnasr görüşüyle bu maddeyi toplantı konusu olarak kabul etmediğı belirtildi. Genel kurulun açılabilmesi için en az 184 milletvekilinin toplantıya kahlması gerekiyor. AKP Grup Başkanv ekili Salih Kapu- suz, Meclis'teki genel eğilimi dikkate alarak 6 Ekim'de erken seçim ısranndan vazgeçtiklerini, ANAP tarafindan kendi- lerine bir metin getirilmediği için bu baş- \iiruyu yaptıklanru. ANAP'ın çalışma- sını da destekleyeceklerini bildirdi. Ka- pusuz, genel kurula 184 milletvekilinin kahlımı konusunda da MHP'den destek bulabileceklerini, bu konuda MHP yö- neticilerinin söz verdiğini söyiedi. AKP ve D\T'nin önergesini destekle- meyen ANAP yöneticileri ise Meclis'in 1 Ağustos'taaçılmasına dönük hazırlık- lan sürdürüyor. AB ile ilgili yasalann bir paket olarak gündeme getırihnesi amacıyla Avrupa Bırliği Genel Sekreterliği ve Adalet Ba- kanlığı bürokratlan, Devlet Bakanı Ne- jat Arseven başkanlığında çalışma yü- rütüyor. Bu çalışmarun gelecek hafta so- nuçlanarak partilerin görüşüne sunul- ması tasarlanıyor. mahkemenin karan Yar- gıtay tarafindan onanır- sa ömür boyu siyaset ya- sağıyla karşılaşacak. SP Genel Başkanı Re- cai Kutan. bağımsız adaylık konusunun Yük- sek Seçim Kurulu ile gö- rüşülebileceğini belirte- rek "Yanlışhğm düzele- ceğineinanıyDruz' 1 dedi. SP Genel Başkan Yar- dımcısı Mehmet Be- karoğhı da YSK'nin "Er- bakanın bağımsız aday- hğım kabuletmekzorun- da olduğunu" savundu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Süphan Dağı'nın eteklerine ak- şam karanlığı çökmüştü. Patnos'un dış mahallelerinden birine çamurla- rı aşarak ulaştık. Köpekler havlıyor- du. Yöre halkının ifadesiyle "taziye evi'ne gelmiştik. "U" şeklinde düzen- lenmiş plastik sandalyelere oturduk. Abdüssamet Uçak anlatmaya baş- ladı: "Köye daha önce gidip otlan biç- miştik. O zamanjandarma koruma- sı vardı. Son gün otlan satmaya git- tik. Yanımızda otu alacak olanlar da vardı. Tariaya girer girmez etrafımı- zı silahlı korucular sardılar. Bir kıs- mı tepelere mevzilenmişlerdi. Ikı çember yapmışiardı. Ateş etmeye başladılar. Ben bir traktörün arkası- na saklandım. Yusuf Ünal'/ aldılar. önce dipçiklemeye ve sopalarla ka- fasına vurmaya başladılar. Eli yüzü kan içinde kalmıştı." "Yusuf Ünal'ın kardeşi ve oğlu, onun halinigöriınce kurtarmak ama- cıyla apldılar. Onlara da kurşun sık- tılar. Üçünü vahşi bir şekilde dip- çiklerle ve Kalaşnikof kurşunlanyla Bir Baba, Bir Oğul ve Bir Kardeş öldürdüler. Herkesi çağınp onlara kurşun sıktırdılar. Biz cep telefonla- nylajandarmaya haber vermeye ça- lıştık. Yakındaki karakoldan cevap gelmeyince Muş Jandarma Komu- tanlığı'nı aradık. Epeyce bir zaman sonra jandarma geldi. Jandarma gelinceye kadar korucular ölülerin başında beklediler. Sonra kaçıp da- ğıldılar." • • • Yusuf Ünal, Muş'un Malazgirt ilçe- sinin Nordin (Nurettin) köyünün muh- tanydı. Varlıklı bir aileydiler. 1992 yı- lından başlayan birsüreç içinde jan- darma onları koruculuğazorladı. Ne yapacaklannı şaşırmışlardı. Korucu- luk yapmak istemıyoriardı. 27 Kasım 1993 gecesi çok şiddetli bir soguk- ta köy basıldı. Bine yakın asker kö- yü kuşattı. Gelenler arasında 30 ci- vannda maskeli kişi de vardı. Kö- yün gençlerinden 15'inî meydana çıkanp ağır bir şekilde dövdüler. Son- ra o gençleri yanlanna alarak belli şa- hıslara ait evleri göstermelerini iste- diler. Gösterilen 20 evi halkın gözle- ri önünde ateşe verdiler. Bu bir dönüm noktası oldu. 300 ha- nelik köyün koruculuğu kabul etme- yen 250 hanesı göçertildi. Nurettin köylüleri ülkenin dört bir yanına pe- rişan bir şekilde dağıldılar. 35 kişi koruculuğu kabul ettı. Gidenlerin ev- leri yıkıldı. Topraklarına el kondu. Tam on yıldır. bu köyun arazilerini korucular kullanıyorlardı. Eski köy muhtarı Yusuf Ünal, oğul- ları ve kardeşleri Patnos'ta perişan bir şekilde yaşamlarını sürdürdüler. Tek umutları topraklarına geri dön- mekti. Köylerine geri dönmekti. Ve- rimli toprakları vardı ve yeniden ya- şamlarını kurabilirlerdi. Malazgirt Kaymakamhğı'na otlannı biçebilrnek ve güvenliklerinin sağlanması ama- cıyla dilekçe verdiler. Kaymakamlık ve jandarma komutanlığı bu başvu- ruyu uygun gördü. Jandarma neza- retinde köylerine gidip otlarını biçti- ler. Jandarma komutanı, koruculan Yusuf Ünal ve çocuklanna dokunma- maları konusunda uyardı. • • • Yedi gün böyle geçti. Sekizinci gün, otlannın başına gittiklerinde on- ları Yususf Ünal, Abdürrahim Ünal ve Abdülsamet Ünal'ı ölüm bekli- yordu. 75 yaşındaki Yusuf Ünal'ın eşi Nafiye Ünal, bir heykel sessiz- liğiyle karşımızdakı plastik iskemle- ye oturdu. Kürtçe konuşmaya baş- ladı: "Mağduruz, perişanız. Kocamı, oğlumu ve kayınımı hunharca öl- dürdüler. 18 çocukyetim kaldı. Oğ- lumKıbnsgazisi. Suçumuzyok, gü- nahımız yok. Dilekçe verdik, dev- letten izin alıp gittik. Onlann silahı var- dı, bizimkilerinyok. Devlet onlann si- lahını neden almadı? Dün dilekçe verdik, köyümüze dönmek istiyo- ruz. Bize sahip çıkın. Çok perişanız." Yanımda Hürriyet gazetesinden Ferai Tınç oturuyordu. Acıyla birbi- rimizin yüzüne baktık. Radikal'den Celal Başlangıç, Profesör Büşra Ersanlı. HADEP Parti Meclisi üyesi Orhan Miroğlu, Patnos Belediye Başkanı'yla birlikte acıyı ızliyorduk. Küçük çocuklar etrafımızı sardılar. Artık onlann babaları yoktu. Evleri- ne ekmek getirecek kimseleri kalma- mıştı. Nurettin köyünde ise 30 bin dö- nümlük toprakları korucuların işga- li altındaydı. Ankara'da siyaset pazarlıkları sü- rüyordu. Yusuf Ünal'ın kızı Yadigar Ünal, "Her şeyimizi kaybettik. Bize yapılanlar, Israil'in Filistin'e yaptı- ğından daha beter." Muş'ta valiyi ziyaret ettik. Malaz- girt Kaymakamı'yla konuştuk. İHD yöneticilerini dinledik. Halkı dinledik. Onları anlatmayı sürdüreceğim. Avrupa Birliği ve Muş'un Nurettin köyü, ne kadar bir- birine uzak. Süphan Dağı'nın soğuğu içimize işledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle