Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2002 CUM,
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CfNEYT ABCAVÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
başlamadan dakikalar önce TRT Genel Müdürü
Yücel Yener'den aldık.
Kupayı canlı yayınla ftalka aktarabilmek için
kururn olarak tam bir yıl crganizatör yayımcılar-
asıkı pazariıkyaptıkJannısöyledi. Genel müdü-
rün buraya kadarki anlatımlarında olağandışılık
yoktu.
Fakaaat, Genel Müdür Yener; "Hiçbir yerden
yardımgörmedik" dedikten sonra garıpsemenin
otesinde dinleyeni hayret içinde bırakan bir ek-
leme yaptı:
"Okadarki, başvurmam>za rağmen Başbakan-
lık'îan cevap biryana, Başbakanlık'a bağlı Tanıt-
ma Fonu'ndan destek a/asnadık".
Gysa Başbakan Ecevit. hasta yatağında ulu-
saltakımı izliyor, Federasyon Başkanı Haluk Ulu-
soy a, ŞenolGüneş'ekutlamamesajlarıgönde-
rıyor.
Haluk Ulusoy'un adı geçince başarıları sindi-
remeyen bir federasyon başkanından söz etme-
mek olanaksız.
Brezilya maçından önce TRT muhabirinin so-
rulannı yanıtlarken; haklı ya da haksız eleştiriler-
de bulunanlara taşıdığı sıfata yakışmayan ifade-
lerlesaldırdı.
• • •
Başbakan Ecevıt'ın kapsamlı sağlık kontrolü
için bir ay sonra Başkent Oniversitesi Hastane-
si'ne girişini izledikten sonra; TRT'nin "maddi
destek için Başbakan/ık Tanıtma Fonu'na yaptığı
müracaattanacabahaberi varmıydt"sorusu ak-
la takılıyor.
Üzgün ama gururlu o\duğumuzgün, -TV'lerde-
ki yorumlara göre- ekonornik açıdan da sıyasal
açıdan da karanlık bir gündü.
Borsa endeksinın bu yıl görülmedik biçimde 8
binlere düştüğü, doların 1 rnilyon 650 binlere tır-
mandığı, faizlerin yüzde 78'lere fırladığı geçen
çarşamba günu -Başbakan 'a göre 'bizi kıska-
nan'- Standard and Poors gibi etkili bir kurum,
ekonominin "pozitiften durağana" dönüşmesin-
deki nedenleri açıkladı.
Daha doğrusu aylardır içeride de tartışılan si-
yasetteki belirsizliğin etkilerini analiz eden bir ra-
por yayımladı.
• * •
Standard and Poors'a göre belirsizliğin nede-
ni, Başbakan'ın hastalığı! Ecevit'in DSP içinden
yerine geçecek bir başbakan ve parti genel baş-
kanı saptamaması...
işadamları -Sabancı, Koç gibi kurumlar- hükü-
met sorununa artık çare bulunmasını istedikleri
birsırada; Başbakan hastane çıkışında ekonomi-
de çöküş işaretlerınin "hastalığına bağlanama-
yacağını" söyledi.
Kısacası efendim; iş çevrelerinden (Ecevit'e
bağlı kalemler dışında) medya dünyasına, halkı-
mıza kadar hemen her çevrede konuşulan, irde-
lenen güncel tartışma konusu; başta Başba-
kan'ın (nasıl çözümleneceği bilinmeyen) hastalı-
ğı, olumsuz her gidişte baş etken.
Türkiye'nin nabzını ölçen anketler ise (Strateji
Mori) halkın yüzde 76'sını "memleketin gidişatı-
nı" kötü yolda gördüğünü ifan ediyor.
Içerdeki ve dışardaki kaynaklann önlerine koy-
duğu bu hazin tablo; Ecevitler'in bir kulağından
giriyor, öteki kulağından çıkıyor.
TV'lerden hastaneye geldiğinde otomobılden
zoriukla inen, giriş kapısına kadar zorlukla yürü-
yen, dün DSP grubuna gitmek üzere özel birara-
ca koltuklanndan kaldırılarak binebilen Başba-
kan'ın bir aylık nekahetten sonraki hali insana ıs-
tırap veriyor.
Zira, iki saate yakın sağlık denetiminden son-
ra; sağlıklı başbakanın "2-3 hafta daha", tem-
muz ayı sonlarına kadar evden çıkmamasına ka-
rar verildiği açıklanıyor.
Şu ya da bu neden öne sürerek iktidarda kal-
makta ısrar eden Ecevit; (Ecevitler) ne yazık ki,
ülke ekonomisinin de, siyasal yaşam/a ilgili geri-
de kalan az buçuk umudun kendisiyle (kendile-
riyle) birlikte çökmesine neden oluyor (oluyorlar).
Ne yazık ki, ülkenin tek sorunu:
Hâlâ iş görür açıklamaları yapılan.. ardından
da:
Görevini sürdürmesine engel olmadığı söyle-
nerek başbakanlıkta kalmakta direnen Başba-
kan Ecevit!
Ermenistan Dışişleri Bakanı Oskanyan, hiçbir önkoşullannın olmadığını söyledi:
îlişkilernormale dönmeli
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
Iran PKK'ye
göz yumuyor
LEVLA TAVŞANOĞLU
"Bölgesel dayanışma ruhu
içinde öncelikJe Türkiye'yi fut-
bolda kazandığı zaferler için
kurlamak isterim. Hepimizin
sevinçle alkışladığı bazı zafer-
ler vardır."
Bu sözleri Ermenistan Dışişle-
ri Bakanj Vartan Oskanyan söy-
lüyor. Türkiye Ekonomik ve Sos-
yal Etütler VakfVnın (TESEV)
düzenlediği konferansm konuş-
macısı. Yanında, konferansm açış
konuşmasını yapan Prof. Dr. II-
ter Turan. Ermenistan Dışişleri
BakanJığı Sözcüsü Djnnik Aga-
canyan, Karadenız Ekonomik Iş-
birliği (KEl) nezdındeki Erme-
nistan Temsilcısi Arsen Avakyan
ve Ermenistan Dışişleri BakanJı-
ğı Kafkasya Dairesi Müdürü Ka-
ren Mirzoyan oturuyor.
ABD'de yetıştiği, konuşruğu
akıcı Ingilizceden anlaşılan Os-
kanyan, konuşmasını şöyle sür-
dürüyor:
"Ermenistan'ın Türkiye'de-
kj siyasi tartışmalarla yakın-
dan ilgilendiğini söylediğimde
ne deoıek istediğimi anlayaca-
ğınızdan hiç kuşkum yok. Ge-
çen binvılın yansında ülkeleri-
miz ve balkJarımızın yaşamla-
n iç içe geçmişti. Bu yaşam her
zaman kolay, her zaman mü-
kemmel de olmadı. Ama coğ-
rafya ve tarih bizi birbirimize
itmişti ve komşu olmuştuk."
Pazartesi sabahı Erivan'dan ay-
nlırlarken Ağn Dağı'nı hem ka-
radan, hem havadan çok net gö-
rebildiklerine dikkat çeken Os-
kanyan, şunlan söylüyor:
"Türkiye'ye veAğrı DağVna
neredeyse dokunacağım. Ikisi
de benim bakanlığıma 72 km.
uzakJıkta. Ama onlara gidemi-
yoruz. Bu nedenle de Ağrı Da-
ğı bizim hem gumrumuz. hem
de çaresizliğimizin simgesi. Bi-
ze hep Türk-Ermeni bağlannı,
ilişkilerini. tarihi anımsatıyor."
Fransa-Almanya sınınndaki
taraf uğruna başkalarını itefe-
mekya da bir dizi karşüıklı ha-
reketi tutsak tutmak da anlam-
sız. Biz Türkiye'nin, Azerbay-
can'a manevi. siyasi, ekonomik,
hatta askeri desteğini onun
aleyhinde kullanmayı diişün-
meyiz. Bu yakırılıktan her za-
man hoşnut olmayabiliriz. Yî-
ne de diyaloğa. diplomatik iliş-
kilere hazınz."
Ermenistan'ın, hiçbir önkoşul
olmadan Türkiye'yle diplomatik
ilişki kurmaya hazır olduğunu
Geçen bin yılın yansında ülkelerimiz ve halklanmızın
yaşamlan iç içe geçmişti. Türkiye'ye ve Ağn Dağı'na
neredeyse dokunacağım. Ikisi de benim bakanJığıma
72 km. uzaklıkta. Ama onlara gidemiyoruz. Bu nedenle
de Ağn Dağı bizim hem gururumuz hem de
çaresizliğimizin simgesi. Bize hep Türk-Enneni
bağlannı, ilişkilerini, tarihini anımsatıyor.
"kötû hayaletlerin" AB'yle ko-
vulduğuna işareteden Oskanyan,
ninesinın Maraşlı olduğunu an-
latıyor: "Ninem komşunun in-
sana ailesinden daha önemli ol-
duğunu, iyi komşuluk ilişkileri-
nin geliştirilmesi gerektiğini
söyierdi. Bu durum devletler
için de farklı değil.Türkiye'nin
Azerbaycan'da dostluğu Erme-
nistan'ın üzerine vazife değil.
Paylaşılan etnik, kültürel, eko-
nomik, hatta stratejik çıkarlar
anlaşılabilir.Ancak, üçüncü bir
söyleyen Vartan Oskanyan şunla-
n ekJiyor: "Türkiye'de soykı-
nmla ilgili eski tek tip, katı yak-
laşım yerine daha çoğulcu ve
farklı görüşlerin tartışıldığı bir
ortam oluşmasını memnunluk-
la izlivoruz. Bu tartışma orta-
mı belki Türkiye'nin resmi si-
yasetini etkilemedi, ama artık
konunun tabu oimaktan çıkışı
Ermenistan'ı sevindiriyor.
"Hem, anılann yaralan yad-
sımakla kapanmıyor. Ülkeleri-
miz arasındaki açık ilişkiler
Atiyev'denKmrkoğhı'na madalya Haydar
Orgene-
ral Hüseyin Kıvrıkoğlu'na "Cumhuriyet Şeref Madalyası" takdim etti. Aliyev dün Kıvrıkoğ-
lu'nu Genelkurmay Başkanlığı karargâhında ziyaret etti ve madalya töreni düzenlendi. Ali-
yev,Azerbaycan ordusununTSK'nin katkılarıyla bugünkü durumuna geldiğini kayderfi. Kıv-
rıkoğla da iki ülke silahlı kuvvetleri arasındaki ilişkilerin giderek artacağını belirtirken Tür-
kiye-Azerbaycan stratejik işbirliği için çalışmalarıni sürdürecekJerini bildirdi. Kıvnkoğlu, Ali-
yev tarafından ödüllendirilmekten büyük memnuniyet duyduğunu bildirdi. (Fotoğraf: AA)
karşılıklı güvenin, yavaş ama
düzenli bir biçimde düzelmesi-
ni sağlayacak."
Ermenistan-Azerbaycan ilişki-
lerinin, Azerbaycan hükümetınin
ıpoteğınde kalmaması gerektiği-
nin altını çizen Oskanyan diyor
ki: "Bir kere gerçekJer var.
Dağlık Karabağ, ne Sovjet ön-
cesi dönemde ne de sonraAzer-
baycan topraklarının bir par-
çası olmadı. Sovyet dönemi dı-
şında Karabağ Azerbaycan ta-
rafından kontrol edilmedi. Ar-
tık Sovyet çağı bitti."
Oskanyan, Azerbaycan 'ın Tür-
kiye'yi, Ermenistan'ı zayıflat-
mak için abluka uygulamaya ba-
şanyla ikna ettiğıni vxırguluyor:
"Türkiye ve Ermenistan bu
bölgede banş, istikrar. ekono-
mik ve sosyal denge ve karşılık-
lı anlayışa dayalı bir gelecek
kurma şansına sahipler. Fırsat-
ları yakala>ıp çıkar üriinlerini
toplamak bizim işimiz."
Sunuşunun ardından sordu-
ğum "Dışişleri Bakanı Cem'le
görüşmelerinizde Türkiye'nin
pozisyonuyla ilgili neler algıla-
dınız" soruma Oskanyan şu ya-
nıtı venyor: "Bu Cem'le üçün-
cü görüşmemizdi. Birincisini
Dünya Ekonomik Forumu top-
lantıları sırasında, ikincisini
Reykjavik zirvesinde gerçek-
leştirmiştik. Divaloğumuz çok
açık, yapıcı ve verimli oldu. Bu
ruhla gidersek ikili, bölgesel
ilişkilere katkıda bulunabilir,
Karabağ sorununa çözüm geti-
rebiliriz. Karabağ veAzeri top-
rakları sorunlan paket halinde
çözülebilir. Ermenistan'm, ken-
disinin olmavan, hiç kimsenin
toprağında gözü yoktur."
"Ermenistan'ın, zayıfekono-
misini soykırım tazminatların-
dan alacağı 50 milvar dolarla
kalkındırmayı planladığı söy-
lentileri gerçek mi" sorusunu
Oskanyan şöyle cevaplıyor;
"Ekonomik zorluklanmız var.
Ama Ermenistan kamuoyunda
soykırım karşılığı tazminat al-
mak hiç konuşulmadı. Bunu ilk
kez duyuyorum. Türkiye'den
alacağımız parayla ekonomik
kalkınmamızı sağlamayı kesin-
likle hiçbir zaman aklımızdan
geçirmedik."
Eskı Cumhurbaşkanı Levon
Ter Petrosyan döneminde Er-
menistan-Türkiye ilişkilerinin
daha yumuşak olduğuna dikkat
çekilmesi üzerine Oskanyan'ın
karşılığı şu oluyor: "Petrosyan
döneminde bugfln olmayan ne
oldu? Ama burada Türki-
ye'nin perspektiflerini duy-
mak ilginç. Türkiye ne zaman
Ermenistan'a karşı yumuşadı.
Türkiye'nin tutumu her dö-
nemde sert olmuştur. Biz ise
ilişkileri düzeltmeye hazırız.
Bağımsızlığımızı ilan edeli 10
yıl oldu; Türkiye hâlâ bizinıle
diplomatik ilişki kurmadı.
ÖncelikJe ilişkilerimizi nor-
malleştirmeliyiz."
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Istihba-
rat birimleri, Iran'ın P-
KK-KADEK'in toprak-
lanndaki faaliyetlerine
göz yumduğunu, terö-
ristlerin Iran istihbarat
teşkilatı Savama'nın de-
netiminde olduğıınu be-
lirlediler. Savama'nın 6
Haziran 2002 tarihli ra-
porunu ele geçiren istih-
barat birimleri, raporda
şu unsurlann yer aldığı
belirlediler:
• Terör örgütünün şu
andaki mevcudu yakla-
şık 6 bin 500. Bunlann
1400'ü Suriye, 1500-
1800 kadan tran, 400
kadan Irak, 300 kadan
Ermeni ve diğerleri de
Türkiye vatandaşı. Terö-
ristlerin 350'si kadın.
• Son bir yıl içinde
KDP ve KYB'ye sığı-
nan terörist sayısı
1400'e yaklaşıyor. Ör-
güt içinde yaşanan so-
runlann başında örgüt-
ten kopmalar geliyor.
Merkezi otoritenin gü-
cünü kaybetmeye başla-
dığı gözleniyor.
• PKK'nin Türkiye
kökenli üyeleri arasında
en çok se\
r
ilen adamı
Cemil Ba>ık. Osman
Öcalan ise en etkili kişi.
3aşkanJık Konseyi'nin
Türkiye'ye karşı izledi-
ği strateji, Avrupa'daki
üç istihbarat teşkilatı ta-
rafindan yönlendiril-
mektedir. Osman Öca-
lan, Hollanda ve Yuna-
nistan; Duran Kalkan,
AJmanya; Murat Kara-
yıJan, Belçika, Ni/a-
mettin Taş da Isveç ile
bağlantılıdîr.
*/ Orgütün, Iran'daki
faaliyetleri hükümetimi-
zin kontrolü altında sür-
mektedir. Orgütün Iran
toprakJanna giriş ve çı-
kışlan kontrol altına
almmalıdır.
Öte yandan AA'nın
haberine göre PKK/
KADEK. uyuşturucu-
dan sağladığı gelir ile
"yardım" paralannın
geçen yılın ilk 5 ayına
göre yüzde 55 oranında
azahnası, bazı ülkelerin
fınans kaynakJan üze-
rindeki incelemeleri de-
ruıleştirmesi nedeniyle
maddi sıkıntı yaşıyor.
GüneyKıbns RumKesi-
mi'nde de faaliyetlerini
arttırdığı ve Lefkoşa ve
Limasol'dapara topladı-
ğı ileri sürülen orgütün,
gelirlerini Rum bankala-
nna yatırdığı ve gemiler-
le getirdiği 200 teröristi.
bu bölgedeki 4 kampta
eğittiği bildirildi.
SSK primlerinin yüzde 17.9 oranında arttınlması hazırlığına işçi ve işverenden tepki:
Hükümet hoyratça davramyor
HACER BOVACIOĞLU
ANKARA - Asgari ücretteki artışı yüzde
13'le sımrlı tutan hükümet, prime esas taban
ücreti ise 1 Temmuz'dan itibaren yüzde 17.9
oranında arttıracak. Artışla birlikte 184 mil-
yon liralık asgari ücretten alınan prim ve
vergi toplamı 148 milyon lira olacak. Prim
artışlannın üreten kesimler için ciddi bir ar-
tış olduğunu vurgulayan DİSK Genel Baş-
kanı Süleyman Çelebi, "Hükümet hoy-
ratça davramyor, kayıtdışma destek veri-
yor" dıye konuştu.
Siyasi ve ekonomik belirsizlikler nede-
niyle zorgünler geçıren reel sektöre, bir dar-
be de SSK primlerinden geliyor. Bakanlar
Kurulu'nun aldığı karar doğrultusunda. 1
Nısan 2002'de yüzde 32.3 arttınlan SSK pri-
mine esas kazanç taban ve tavanı yüzde 17.9
oranında daha arttınlacak. 1 Temmuz 2002
tarihinde yürürlüğe girecek uygulamayla,
halen 277 milyon 872 bin lira olarak uygu-
lanan prime esas kazanç tabanı 327 milyon
611 bin liraya, 1 milyar 389 milyon 360 bin
lira olarak uygulanan prime esas kazanç ta-
vanı ise 1 milyar 638 milyon 55 bin 440 li-
raya yükselecek.
SSK primine esas kazanç ve tavanlannda-
ki yıllık artış oranını da yüzde 56'ya ulaştı-
racak kararla, asgari ücretteki prim ve ver-
gi kesintisinin toplamı 101 milyon liradan
148 milyon liraya yükselecek. Net 184 mil-
yon lira olarak uygulanacak olan asgari üc-
retin işverene maliyetı de 332 milyon 811
bin lira olacak.
SSK primine esas kazanç taban ve tavan-
lannda yapılacak artış, işverenlerin yanı sı-
ra işçi temsilcilerini de kaygılandınyor.
DlSK Başkanı Çelebi. "Milyonlarca insa-
nın geçim kaynağı olan asgari ücreti brüt
250 milyon lira yapan hükümet, prim ke-
sintisi yapacağı taban ücreti ise 327 mil-
yon lira olarak belirliyor. Bu bir çelişki-
dir" dedi. Çelebi "Kendi gelir kaynakla-
rı konusunda oldukça hoyrat davranan
siyasi iktidar. sıra emekçilerin gelirine ge-
lince tam tersi bir tutum izliyor. Bu uygu-
lama sadece kayıtdışını destekler" dedi.
U Baştarafı 1. Sayfada
rın ayrılması geliyor...
Eldivenden merdivene Ecevit'e gerekli olacak
her şeyi yanında taşıyan Özkan, DSP'nin grup
toplantılannın da başlıca düzenleyicisiydi. Ecevit
gruba, Özkan'la gelir, yanında oturur, kürsüden in-
dıkten sonra da yıne yan yana fotoğraf verırlerdi.
Ecevit'in dünkü yoğun gündeminde bu kare
yoktu. DSP grubunda dikkati çeken bir başka
nokta da Özkan'ın yanı sıra Şükrü Sina Gürel,
Nami Çağan ve Recep Önal dışındaki DSP'li ba-
kanlann olmayışıydı.
Toplantıya katılmayan bakanlardan bir bölümü
Ankara dışında olabilir. Ancak, en az 4-5'inin An-
kara'da olduğu biliniyor. Özkan'ı Başbakanlık bi-
nasından arayan gazeteciler de sürekli "toplantı-
da" yanıtı aldılar. Bir rivayete göre de Özkan saat
10.30'da makam aracına bindı ve bastı gaza git-
ti.
Bu durum, öteden beri konuşulan, ' Rahşan
Hantm Bülent Bey'i özkan'dan kopardı" kulisınin
doğruluğunu ortaya koyuyordu. Gelınen noktada
DSP'nin dört ana parçadan oluştuğunu görüyo-
ruz:
- Rahşan Ecevıtçiler.
- Hüsamettin Özkancılar.
- Dokuzlar.
- Dur bakalım ne olacakçılar.
Ecevıt'ı dün Meclis kapısında Rahşan Hanım
beşfisi, Emrehan Halıcı, Mecit Şekercioğlu, Sü-
leyman Yağız, Zeki Sezer ve Tayfun Içli karş/la-
dı.
4 Mayıs'tan bu yana yeri geldikçe vurguladığı-
mız gibi parti ve hükümet içinde giderek inisiyatif
yitiren Ecevit'in yakın gelecekte DSP'deki gücü-
nün tartışmalı hale gelecegi görulüyor.
Gere gere
Ecevit'in grup konuşmasıyla ortaya çıkan bir
başka gerçek de seçim tartışması oldu. Başba-
kan "Ben seçim istemiyorum ama" dedi, devam
etti:
"Ufukta seçim göründü."
Bu değerlendirmesinın ardından da milletvekil-
lerinin Meclis tatile girdikten sonra boş durmama-
larını. köylere kadar gitmelerini istedi. Vekillerkö-
ye gider de döner mi bilemem!
Ecevit'in sözlerinin ardından zaten akıllardan
çıkmayan seçim bir kez daha öne çıktı. Her parti
kendıne göre yoruma giriştı. Bunun üzerine Ece-
vit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le alı-
şılmışın dışında uzayan ve yarım saati bulan gö-
rüşmesinden sonra yeni bir açıklama yaptı:
"Sözlerim yanlış anlaşıldı. Ben seçim istemedi-
ğimi söyledim. Ufukta göründü derken de
2004'ten söz etmek istedim..."
Başbakan'ın grup konuşmasının ardından bir
kez daha altı çizilmesi gereken durum da şu:
ANAP ve MHP lideri, gidişten memnun. Başba-
kan aylarca onları aramasa bir şey demeyecek-
ler.
Neden memnunlar?
Çünkü, işverenlerden çalışanlara kadar herkes,
içinde bulunduğumuz krizin Ecevit'in durumun-
dan kaynaklandığını düşünüyor. Böyleceonlarga-
yet rahat, kendi aralarındaki kavgalarını, keyfini
süre süre yapıyorlar!
Görünüm, hükümetin mayıs sonunda vurgula-
dığımız senaryoyu oynadığını gösteriyor. Kör to-
pal, kaza bela çıkmadan Meclis'i tatil edelim...
Sonbaharda ne olur bakarız... Her şey sarpa sa-
rarsa, 2003 başında seçim kararı alırız...
Bu senaryonun birinci aşaması tamamlandı.
Meclis, partilerin karşılıklı turlamalarından yorulup
tatile giriyor.
Yazın, hükümetin öngördüğü gibi siyaset tatile
girer mi?
Sanmıyoruz...
Öncelikle ekonomideki gidiş ister istemez An-
kara'yı rahatsız edecek. Partıler de seçime daya-
lı siyaset yapacağı için ortam gerginleşecek. Öy-
le anlaşılıyor ki, AKP'den MHP'ye liderlerde, gö-
ğüslerıni gere gere değil, ortamı gere gere oy is-
teyecek!
ankcum@ttnet.net.tr
Çağlar'ı rahatlatan
ödeme planı
ANKARA (ANKA)-
Işadamı ve eski politika-
cı Cavit Çağlar'ın şir-
ketlerinden Nergis Hol-
ding'in tasfıye halinde-
ki Emlakbank'a olan
14.5 milyon dolarlık
borcunun geri ödemesi,
vanlan anlaşma uyann-
ca aylık taksitlere bağla-
narak 6 yıla yayıldı. Ner-
gis Holding'den IMK-
B'ye gönderilen yazıda,
Emlakbank Tasfıye Ku-
rulu ile üzerinde anlaş-
maya vanlan ödeme pla-
nı hakkında bilgi \erildi.
Buna göre Nergis Hol-
ding, tasfiye halindeki
EmJakbank'a olan top-
lam 14 milyon 530 bin
516 dolar tutanndaki
anapara borcunu aylık
ödemeler şekJinde 30
Haziran 2002 'den başla-
yarak30Arahk2007'ye
kadar ödeyecek. Tahak-
kuk eden faizler ise 30
Ocak2008ile30Aralık
2008 arasında 12 eşit
taksithalinde ödenecek.
Nergis Holding hakkın-
da süren yasal takipler
durdurulacak.
Güneş'in
6
Hakan ısrarı
9
anlaşılamadı
M Baştarafı 1. Sayfada
Tosatti üe aynı fikirdeydi: "SenegaJ
maçındaki beceriksizliklerinin ar-
kasından yan fînalde Hakan hâlâ
ne arıyor? Güneş niye Mansız'a da-
ha fazla fırsat tanımayı yeğleme-
miş?" yorumlannı yaptılar sürekli.
Şükür'ün ağır çekim hareketleri ve
bakışlanndaki boşluk karşısında sık
sık sabırlan taştı.
Genelde fakat "Türkiye'ye şa-
po!", "Bu Türkiye'ye şapka çıkan-
lır!" dedi insanlar. Brezilya'nın
"muhteşem ataklan"naTürkiye'nin
"mükemmel top kontrolü" ile yamt
vermesi herkesi şaşırttı. Rüştü'ye
hayran kaldılar: "Dünya Kupası'nın
en iyi kalecisi ya da en iyi kalecile-
rinden biri!" dediler onun için. Her-
kesin fikir birlığı ettiği bir başka ko-
nu da Türkiye'nın "forvet" açığı idi.
Bunun için şimdi "Türklerin (Pi-
acenza'lı futbolcu) Hubner gibi bir
oyuncuları olsa, Brezilya üçüncü
kez oynadığı Dünya Kupası fînali-
ne zor ulaşırdı" diye yazıyor. "Cor-
riereDellaSera"daTosatti: "Türki-
ye iyi oynuvor ama agresifolanuyor.
Öte yandan teknik direktör Ha-
kan'a dokunamıyorsa, ne yapüabi-
lir ki? Dünya Kupası'ndaTürk ta-
kımının atrığı 7golün hiçbirine değ-
medi. Hubner gibi bir oyuncuları
olsa, bu takımı siz seyredin!"
"Takımın anadirekleri" şeklinde
nitelediği Baştürk, Ümit Davala ve
Hasan Şaş'ı "yorgun" bulan Tosat-
ti: "Cesur kaleci" sözleriyle tanım-
ladığı Rüştü için "Ronaldo'nun ka-
rarlı golü tereddüt geçirdiği tek an
oldu" dıyor.
"Repubblica" gazetesinden Gian-
ni Mura; benzerşeyler söylüyor Tür-
kıye-Brezilya karşılaşması için.
"Türkiye fena oynamadı. Ancak
Brezilya daha iyiydi" diyor ve şöy-
le devam ediyor. "Şimdi sürpriz ol-
mayan bir final var karşımızda. Ko-
re ve Türkiye de teselli finali oyna-
yacak. Her iki ülke için haval edile-
meyecek bir çıkış oldu. Koreliler-
den farklı olarak Türkler bu nok-
taya kendi gayretleriyle geldiler..."
"L'Unita"da her şeye rağmen Tür-
kiye'yi "birinci sınıf" olarak adlan-
dınyor ve "Ronaldo. Dünya Kupa-
sı'na ikinci kez katılan birinci sınıf
Türkiye'yi eledi" diye ekliyor. "Ma-
nifesto" ise "Ronaldo'nun eski
tarz, klasik golü maçın tek mücev-
heriydi" diyor. Italyan spor basının
nerdeyse "kutsal kitabı" sayıîan
"Corriere della Sporf'un yorumu
da şöyle: "Gerek ilk, gerekse de
ikinci yarıda Brezilya
T
yı son ana
dek kızgın ateş üzerinde tutmuş ol-
makla övünebilir Türkiye." Tirajı 1
milyonu aşan "La Gazzetta dello S-
porfda "Türkiye muhtemelen maç
öncesinde biraz fazla uçtu ve hava-
ya girdi" diyor ve devam ediyor: "Al-
manva ile final ovnamak fikri ovun-
cuiann başlanm döndürdü. Gene
de hiç sönük değiJdi I ürkiye. Ama
Senegal'e karşı sergilediği yoğun
oyunu kovamadı ortaya..."
Yitirilen AJmanya-Türkiye fînali-
ne ilişkin bir yorum da îtalyan solu-
nun entelektüellerinden Adriano
Sofri'den. Futboldan çok siyaset yo-
rumcusu olan Sofri: "Böyle olması
daha iyi oldu" diyor: "Çünkü Dün-
ya Kupası finalinin.Almanların Al-
manyası ile Türklerin Almanyası
arasında etnik bir mevdan okuma-
ya dönüşmesi işten bile değiidi. Eğ-
ri oturup doğru konuşahm, Hakan
Şükür maçta kazara dahi tek gol
atamazdı. Allah bizi (Şükür gibi)
pistonlu kariyerlerden korusun!"