14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SOTA + CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2002 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLERolay.gorus@cumhuriyet.com.tr AÇI MVJMTAZ StTYSAL SevilBerberleri'nln Dedücleri HER turü olçunun kaçtığı ve koskoca ulkenın Dunya Kupası'nda şampıyonluk hayalıne kılrtlen- dığı gunlern ardından ç o k daha cıddı bır konuya donup sormak gerekıyor Avrupa Bııiığı'nın son zır- vesmde neter oldu? Tuhaftır Gazete koşelennde ve televızyon ek- ranlannda Sevılla sonuçlannın Turkıye ye ıltşkın yan- lan metın olarak ırdefenmedı, genef ve haylı yanıl- tıc sozler dışında, doyumcu bır resmı açıklama da yapılmadı Oysa, bu çeşrt metınler dunjmlara egemen olan u kelenn en yeteneklı ve hınzır dıplomatlannca kaleme alınr, her sozcuğun gensınde bınbır he- sap yatar Tekertekerdeşıltp hesaplann açığa çı- kanlması gerekır Eklenyle bıriıkte 41 sayfayı bulan metne gore Avrupa Guvenlık ve Savunma Poirtıkası ko- nusunda Ispanya'nın baş4<anlık donemınde van- lan We^eme*zırvede"n7ernnun/uWa"karşılanmış Bu AB uyesıolmayan Turkjye'nın NATO uyesı ola- rak ıkı kuruluş arasındakı ışbırlığı bakımından An- kara Anlaşması'yla elde ettığı ustunluğu yıtırme- sı ve Yunanlılann topu yen ıden buraya atması de- mek AB'dekı bu değışıklıCjın hesabını, Ankara'da başka Sevılla'da başka konuşan "muttefık" In- gıltere den sormak gerekmez mı? Kıbns katlım goruşmelen 2002 sonu tamam- lanıp toplu Katılım Anlaşması 2003 bahannda ım- zalanınca tam uyelığe geçecek ulkelenn yıne ba- şında yer alıyor Zırve adadakı goruşmelerle va- nlacak çozumun "konuya ı/ışkın Guvenlık Konse- yı kararianyla tutartı" olmasını ısteyerek masaya oturuş koşullan arasında olmayan bır unsuru ye- nıden ortayagetırmekte Bır yandan çozum ıster- ken ote yandan çozume varmayı guçleştırıcı soz- len metne sokanlara karşı Ankara'nın tepkısı yıne her rastlayıştayanak yanağja opuşmek mı olacak- tır? Zırve metnındeTurkıye'ce gerçekleştınlen "re- formlar"öan memnunluk duyuldugu yazılmış ama bu çabalann "Katılım Ortaklığı belgesınde- kı öncelıkler'e yonelık olması gerektığını belırtmek de ıhmal edılmemış Demek kı, yapılması ıstenenler, Ankara ve ozel- lıkle Istanbul'dakı lyımseriefce soylenenlerın ak- sıne, sadece Kopenhag olçutlennın yenne getınl- mesınden ıbaret degıfdır Oncelıkler arasında or- dunun sıstem ıçındekı etkısını azaltmaktan tutun da IMF ıle Dunya Bankası'nın ıstıkrar programını tamamlamaya kadar her şey var Aynca "adaylı- ğın sonrakı aşaması 'na ılışkın olarak yıl sonu Ko- penhag da alınabılecek yonı kararfar"ın Helsın- kı ve Laeken koşullanna gore olacağı da hatırla- tılmış O aşamanın ne olduğu belırtılmeden Gerçek artık halka açıkça soylenmelı AB'nın Turkıye polıtıkası şu goruntusuyle çıkmaz ayın son çarşambasına kadarsurecek bır "oyaJama"dır NelerOluyor... ErOİ EKITJĞRUL//w/h%K, Ataturkçu Duşunce Der Bşk T urkıye ekonomık açıdan, hıç bu kadar dışa bağımlı duru- ma getınlmemıştı Ekonomık bağım- lılığın doğal bır sonucu olarak Cumhunyetten armağan eko- nomık kaynaklanmız, "ozeDeş- tirme" adı altında, boylesıne kurutulmamıştı, yok edılme- mıştı, yerlı ve yabancı anapara- ya peşkeş çekılmemıştı Gencılık (ırtıca) hıç bu kadar yol alıp partıleşmemıştı ŞanJı ordumuza dıl uzatacak duruma gelmemışh îktıdar seçeneğı gı- bı gostenlmemıştı Ulkemızı yonetenler, ellı yıl- dır uyguladüdan aymaz polıtı- kalarla, ulusumuzu, dış para kaynakJanna tutsak ettder Ve ul- kemızı, kredı adı altında aluıan borçlarkarşılığında, yabancıla- nn ıstedığı bıçımde yonetır ol- dular Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı, bu ıstemler doğrultu- sunda çalıştı, yasalar çıkanldı Ulusumuzun çıkarlarını gozet- meyen yasalar çıkanldı Bılımın ve aklın yol gosten- cılığını değıl, kor ınançlan ılke edınmış kuşaklar yetıştınldı Şımdı, ağırlıklı olarak Avru- pa Bırlığı'ne gırmek uğruna, yalnızca bu konudakı goruşme- İenn başlayabılmesı ıçın, ıste- nen odunlen vermeye, tum sı- yasal partıler, oyle goruluyor kı hazırlar Sıvıl toplum orgutlen adı altında, çoğunluğu, anapa- ranın (sermayenın) temsılcılen durumunda olan bır grup orgut, oturup toplantılar yapıyor Ve AB 'ye gırmek ya da gırmek uğ- runa goruşmelenn başlayabılme- sı ıçın ıstenen odunlenn hemen venlmesı yolunda baskı karar- lan alıyorlar Göruşmelenn baş- layabılmesı ıçın, IMF kararla- nna eksıksız uymak, Kıbns'tan çıkmak, Ege'dekı haklanmız- dan vazgeçmek, Guneydoğu'da anadılde eğıtıme ızın \ermek gıbı konularda, bunlann yenne getınlmesı ıçın bırbırlenne bas- kı yapıyorlar Sankı bunlar ye- nne getınlırse bızı AB'ye ala- caklarmış gıbı Zaten onlar da. bu ıstenılenler yenne getınlır- se bızı AB'ye alacaklannı soy- lemıyorlar Gonışmelere başla- yabılınz dıyorlar Bu odunlenn venlmesını ısteyen, savunan, buna karşı çıkıp ulusun ve ul- kemn onurunu koruyanlan va- tan haını goren bu baylar, hem de her yen geldığınde Ataturk- çu gorunuyorlar Bır duşune- lım, Atatürk olsaydı ne yapar- dı ° IMF'ye ne derdı, boyle her ıstedıklennı kabul edermıydı9 AB'ye neler soylerdı9 Kuresel- leşme adı altında, ulus dev letı yok etmeye çalışan ve varsılı daha varsıl, yoksulu daha yok- sul yapacak olan bu ıstemlere ne derdı Bellı kı buyuk Ataturk, tam bağımsızlığımızı yok eden, tum gınşım ve ıstemlen elının tersıyle ıterdı "Ozguriükveba- ğmıâzhkbenim karakterundir" dıyen bır buyuk devnmcıden başka ne beklenebılırdı O za- man, buyuk Atafurk'un soyle- dıklennın tersını soyleyıp, yap- nklannın tersını yapan ve her ye- n geldığınde, "Atatürkçü" ol- duğunu soyleyenlere, olsa olsa sahte Atatürkçüler denır Ata- türkçü olmak demek, tam ba- ğımsıztakçı otmakdemektir. Ay- dnüanmaaobnakdemektir. Llu- sun egemenBğinden yana olmak demektir. Ulusun ve ulkenin ya- rannı duşunmek demektir. AB ve EMFistemJeri,yeni sömurge- ceierin ve yeniyayılmacüann is- temJeridir. Bu istemlerde, ulusu- muzun ve ülkemizin vararlan yokrur. Tersine yabancıiarm ya- rarian vardır. Kısacası, bugun Kurtuluş Sa- vaşı oncesındeyız Lozan'ınon- cesındeyız Savaş alanlannda, banş masalannda ıstedıklennı alamayanlar, bu kez aldaûcı yon- temlerle ulusumuzu tutsak et- mek ıstıyorlar Ve bunu gerçek- leştınyorlar Bugun tam bağımsızlık ılke- sını, ulusal egemenlığı savunan sıyasal partı hanı, nerede9 Bu kavTamlan ve aydınlanmayı sa- vunan, yalnızca Atatürkçü Dü- şünceDerneğivar Ekonomık ve doğal olarak sı- yasal bagımsızJık, Turkıye Cum- hunyetı'nın temehdır Bu ba- ğımsızlıklardan bınsınm yok olması demek, onursuz bır du- ruma duşmek ve yok olmak de- mektir Bır kez daha belırtelım Tam bağımsızfak Cumhunyetı- mızın en onemlı ve temel ılke- sıdır Cumhunyetın kuruluşundan yetmış dokuz yıl sonra, Cumhu- nyennnasıl kurulduğunu ve tam bağımsızlığın nasıl korunduğu- nu kımse unutamaz Bızı tutsak etmeyı ve onuru- muzu yok etmeyı amaçlayan dış çevTelenn oyunlannı hâlâ gor- memezlıkten gelmek tam bır avmazlıktır Buyuk Ataturk'un kendı de- yışı ıle, "Ne kadar varhkvegö- nenç içindeolursaobun, bağun- sızbğuıdan voksun bir ulus, uv - gar insanlık önunde, uşak ol- mak durunıundan daha yuksek bir işlemi hak etmış olamaz". Içensınde bulunduğumuz do- nemde herkesı ve ozellıkle de ul- kemızı yonetenlen bır kez da- ha duşunmeye çağınyoruz Gumruk bırhğıne nasıl gırdığı- mızı ve bunun karşılığında ıse hıçbır şey almadığımızı, yalnız- ca bu yolla ekonomık kayıpla- ra uğratıldığımızı kımse unut- masın Sosyal Hizmetler ^pılanmasında AJmanya DLZELTV1E: 27 Hazırangunlu "H«u?" başlıklıyazım- da anlamı değıştıren bır yanlışı do^eltmek ıstıvorum "tnsa- noğlu Ben denkurtulup. \anıkendidar kapalıçevresınden. ulusundan dışlanıp. Buşuk insanlıkdümasının bırevı ola- cağa benzemıvor* 1 cumlesınde "Bcnzemıvor" sozcuğu >an- lışlıkla "Benajor" dı>e çıkmış. boylece yazının anlamı bozulmuş Duzeltınm OKT4V \KB4L Oren'de Cumhunyet Okuyuculanna Kampanya ALTINCAMP & PARK MOTEL Edremıt Korfezı nın doğa cennetınde tatıl Temmuzda oda + yanm pansiyon 1 Kişi 25 milyon Tel 0266-4163732 Fax 0266-4163737 wwwaltıncamp com 1 7 Ağustos'tan bu ya- na gundemımızden duşmeyen -ve aslın- da duşmemesı de gere- ken-, yakın geçmışımızın en yıkıcı doğa olayı "dep- rem" olgusu, Turkıye'de sı\ıl toplum kuruluşlannın (STK) etkınlığının, yapı- lanmasının, ozcesı kabu- lunun onunu açan en onemlı dınamık olarak da belırleyıcı oldu 80'h yıl- lann başında artan bır uya- nışla gerek yerel, gerek ulusal bazda, çekırdek bır profesyonel kadro dışında gonullulerden oluşan, ge- nel bır nıtelemeyle "iğ- nevie kuvıı kazan n ınsan- lann çabalanyla yarattık- lan STK'ler bır coğraf- yarun otesınde bır ulke- nın 'akut' sorunlannda, yazgı behrleyıcı olabıle- ceklennı, belkı ılk kez bu olçekte gosterebıldıler Sanayıleşme sonrası toplumlarda, bu tur kuru- luşların ışlevı, kuşkusuz akut sorunlarla sınırlı de- ğıl Ozellıkle Batıtoplum- lannda, dev letın en etkın baskı grubu, "sokaktaki adanun" nabzı v e duyun- cu (vicdanı) sıv üleşmenın sine qua non gostergesı durumunda STK'ler STK'lenn çalışma konu- lan eksenuıde oluşan uz- manlık, bılgı bınkımı, ın- san kaynağı v e yaygın or- gutlenme, çabuk ve orga- nıze hareket etme reflek- sı, dev letın yetersız kal- dığı y a da etkın bır deste- ğı gereksındığı noktalar- da one çıkıyor Kronolo- jık gelışun sureçlen ıçın- de STK'ler, zaman ıçınde devletın, ozellıkle "sosyal devletin", sosyal yanını nıteleyen pek çok ışlevı- nı ya kısmen ya da tama- men devralıyorlar Bu noktada, Almanya modelını, ornekleme açı- sından son derece oğretı- cı bır model olarak ele al- mak mumkun Hızmet Maaşınız durduğu yerde kazandırsın. alanlannın çeşıtlılık gos- termesı v e her alana değı- nılmesının olanaksızlığı nedenıyle, burada gorece dar bır alanın, Turkıye'de "Sosyal Hizmetler ve Ço- cuk Esirgeme Kuru- mu"nun (SHÇEK) >etkı \ e sorumluluk alaruna gı- ren hizmetler butununun, Almanya pespektıfmde kısa bır değerlendırmesı- nı yapmak anlamlı ola- cak Almanya genehnde (16 eyalette) sosyal hizmet- ler, Çalışma ve Sosyal Yar- dım Bakanlığı'na bağlı (Bundesmınıstenum fur Arbeıt und Sozıalhılfe), eyalet bakanlıklan ve ye- rel yonetımler, yanı bele- dıyeler (Kommune) kana- lıyla koordıne edılıyor Devlet (Bund) kesınlıkle, dolaysız yardım/odeme yapmıyor Şehırlenn ve semtlenn yıliık sosyal yar- dım butçesınden alacaİda- n paylar, yapısal nıtehk- len, nufussal (demogra- fık) ozellıklen ve kaynak zengınlıklen gıbı olçutler goz onune alınarak behr- lenıyor Sosyal yardım kapsamına gıren İconular çokçeşıth Aynşmakate- gonk olarak, "devanuVsü- resiz jardımlar'', "geçi- ci/sureli yardunlar", "bir seferlik .vardım'' ve "geri ödemeü borç" bıçımınde bıçımlenıyor Şehırlenn butçelen be- urlendıkten sonra beledı- yeler, kendüenne yapılan başvurulan ıncelemeye ahyorlar Herbeledıyenın kadrosunda, değışık alan- larda uzmanlaşmış, fark- lı çalışma gruplan bulunu- yor Yardım alacak kışı- nın/aılenın başvurusu ve bıldınmının (beyanının) doğruluğu, nesnel (objek- tif) olçutlerle behrlenıyor Kışının/aılerun var olan aynı ya da nakdı tasarruf- lan, bınncı dereceden ak- rabalarının gelır durum- lan ve (varsa) kendı gelır kaynaklan netleştınldıkten sonra, "sosyal ağ (Sozial- netz)" demlen ortalama yaşam standardına gore "insanca" bır vaşam ıçın gereklı mınımun aylık odeme mıktan belırlenı- vor Kışı ve/ya da aıleler. do- lavsız para yardımı alabıl- dıklen gıbı, bır kurumun bakımı ve koruması altı- na gırme ıstemınde bulu- nabılıyorlar Bu seçım, akılsal yetden (melekele- n) yennde reşıt kışılenn, kendı ıstençsel ıstemlen- ne bırakılmış durumda Knmınal bır durumdan soz edılmıyorsa başka her- hangı bır zorlama ya da yaptınm >ok Çocuk ve gençlerde ıse ana-babala- nn hayatta ve sağlıklı ol- malan durumunda, adey- le bırlıkte yaşamalan des- teklenıyor Çocuğun-gen- cın aılesıyle bırlıkte yaşa- masının, psışık gelışım açısından daha sağlıklı ol- ması nedenıyle herhangı bır kurum şemsıyesı, bu- anlamda son seçenek ola- rak duşunulu>or Aılesıy- le beraber yaşayan ço- cuk genç, maddı yardım alabılmenın otesınde, "sos- yal pedagojik aile yaıtb- tnı" ya da "sosyalpedago- jik eğitim vardımı" gıbı hızmetlerden de yararlan- dınlabıhyor Sosyal hizmetler kap- samındakı çocuklar/genç- ler ıçın son seçenek, >anı bır kuruma yerleştırme soz konusu olduğunda. devletın aradan -gorece- tamamen çekıldığını goru- yoruz "Beledij'e Gençlik Daireleri'' ıçınde ver alan "Gençlik Yardım Komis- yonlan", kabul olçutlen- ne ve sağlanacak yardı- mın kapsamına gore "özd" yardım kurumla- nyla masaya otunıyor Ozel kurumlar arasından, talep edılen hızmetı en uy- gun fıyata verene, hızmet ıhale edılıyor Bu tur ozel kurumlann, sayısal ola- rak çok ve yaygın olma- lan nedenıyle hızmet ka- lıtelen yuksek ve rekabet- ten dolayı, venlecek hız- mete gore behrlenecek fı- yatlar, bellı kabuller olçu- sunde Kurumlarhem ço- cuk/gençlenn kendılen, hem aılelen, hem de dev - letın anlaşmalı olduğu ba- ğımsız denetım kuruluşla- n tarafindan değerlendınl- dıklen ıçın, hızmet kahte- sını standardıze edıp ge- reken raporlamalan yap- mak ve taahhutlennı bu- tunuyle yenne getırmek durumundalar Aksı tak- dırde, beledıye hstesınden adlannın çıkanlması dahıl, ağıryapnnmlarveyukum- lulukler altına gırebıhne- len olası Bir çocuğun/gencinsos- yal vepsişikgelişim sûreç- îerinin, -çoğunhıkla Idşj- yeözel-eğitimprogramla- rmın izienmesi ve vöntem- ler konusunda. Vlman- ya'nın gerçekbir sıçrama yapmış olduğundan ko- layhklasözedilebilir. Sanı- run, Almanya ortalama- sındaherhangibırkurum- da bakılan bır çocuğa/gen- ce, 1^uzmanpersond düş- tüğügerçeğinigosterenis- tatistiki bilgi bfle,genel bir fikir vernıekaçısından \e- teriı olacaktır. Dolayısıyla modeh, ken- dı yapı taşlanmız ve sıs- temırmzle bırlıkte duşu- nursek, oncelıkle gozden kaçırılmaması gereken nokta, ıkı ulkenın sosyal hızmetlere aktardığı but- çe, hızmet konulan ya da kapsamlan değıl Asdçar- pıcı konu, devletın duru- şu ve sorumluluk delegas- yonu konusundakı tavn Tam bu noktada, Turkı- ye'dekı ışleyış açısından, sıstemler arasındakı yol aynmı netlık kazanıyor Almanya'da dev let, do- laysız maddı yardım yap- madığı gıbı, "kurumsal" sosyal hizmetlerboyutun- da (kı bunlar sadece ço- cuklar'gençlerle sınırh de- ğıl) da hıçbır şekılde do- laysız hızmet vermıyor Devletın mulkıyetınde, yurt, kreş, bakımevı, hu- zurevı, yetımevı ya da re- habıhtasyon merkezı bu- lunmuyor Dev let yardım tıpıne gore percapita uc- retlen belırhyor ve tanım- h ışı, ozerk yapıdakı (de- netımlen dışında) ozel ku- ruluşlara (STK'lere) de- lege edıyor Almanya'da95ten son- ra işlerin tamamıyla STK'lere devredilmeye başladığınıgözlemliyoruz. Artık gunumuz Ahnan- ya sındakı devlet, gorevle- nn tanınıını çok detaylı ve kesuı çızgılerle yapıyor, aktanyor, pazaruk edıyor, hızmet taahhutlennı pro- tokollerle sağlamlaştuı- yor ve bağımsız denetım mekanızmalanyla dene- tım yaptuıyor Hal boyle olunca, ozellıkle bağım- sız/ozerk kurumlarla çahş- manın ve bağımsız dene- tun organlanna başvur- marun getuısı olarak aşı- n (şışkın) ve anlamsız kad- rolaşma, gorevını kofuye kuUananyoneücıler, adam kayırma, yolsuzluk ya%la sumen-altı yapma gıbı ıs- tısmarlar, en aza, hatta yo- ka ındırgenebüıyor Her aşamada şefFaf olabılen, hesap verebılen, doğru hızmetı, doğru ınsanlar- laykurumlarla, doğruplan- layıpdoğru hedeflere yon- lendjrebılen bır erk/aygıt çıkıyor ortaya Yapısal değışımler, yer- leşık dengelen altust etti- ğı ıçın çoğunlukla zaman ahcı v e geçışler sancıh ol- nıuştur STK'lenn, 99 dep- remınden sonra sıvıl ya- şamda guçlendırdıklen ko- nunüan ve kaynaklann- dan, ışlev sel olarak yarar- lanmanın, onlan sıyase- ten annmış, "devlete rağ- men" değıl "devletle bir- Hkte" çalışacak kurumlar olarak belırlemenın, "bfl- gi çağuu" yakalamış, yu- zunuAB "ye çevırmış, de- mokrat Turkıye adına, onemlı bır kazanım olaca- ğı açıktır Insanunızın or- talama yaşam kalıtesını yukseltecek bu çabayı hak ettığuıı duşunuyorum PENCERE Olağanüstü Bir Halln Fotoğrafı... özel sektorumuzun ılen gelenlerıne son gun- lerde bır şeyler oldu Konuşmalan zehır zemberek (stanbul Sanayı Odası Başkanı Tanıl Küçük, ıçınde yaşadıkları durumu edebıyat sanatının yontemlerıyle dıle getırmış "- Sanayıcımız var gucuyle yuvarlayarak kan ter ıçınde kayayı tepeye çıkarmakta, ancak tam tepeyeyaklaşmışken, ortaya çıkan olumsuzşart- lar nedenıyle, kaya her sefennde gerıye duş- mekte ve butun çabalar boşa gıtmektedır Sısyphos'un çılesı tannların gazabıydı Sanayıcımızın çektığı kımlenn gazabıdır? Yıllardır yaşadığımız bu kısırdonguyu artık el ele vererek kırmanın, kadenmızı değıştırmenın zamanı gelmıştır, geçmektedır " Guzel bır konuşma' Evet, Sısyphos tannların gazabına uğramıştı; sahı kım bızım sanayıcımızı cezalandırıyor'? Tannlar Turkıye'de mı'? Dışarda mı?, • Sakıp Sabancı guler yuzlu bır adamdı, son gun- lerde kaşlan çatıldı ATO (Ankara Ticaret Odası) Başkanı Sinan Ay- gun bır suredır oyle konuşmalar yapıyor kı bu ko- şede yayımlanması bıle sakıncalı gorulebılır ISO'nun (Istanbul Sanayı Odası) dunku toplan- tısında soylenenlerı bır araya getırsek, Turkıye'de en sert muhalefet ruzgârlarının sanayıcıler kesı- mınden esmeye başladığı anlaşılacaktır Koç Holdıng'ın tuketım grubu başkanı Cengiz Sola- koğlu, İSO Meclıs Başkanı Husamettin Kavi, İSO Meclıs Uyesı Mehmet Şuhubı. sorunlarının artık dayanılmaz hale geldığını dıle getırıyorlar, ılk bakışte bu eteştn ve yakınmalar Başbakan Ece- vit'ın hastalığında duğumlenıyor ızlenımını ven- yor, ama bır kartopu gıbı buyume egılımını yapı- sında taşıyor • Pekı, bu ışın ustesınden nasıl gelınecek? Bır hukumet değışıklığı ıle mı? Bır seçımle mı'? Aklı başında bır kışı boyle bır umuda veya ha- yale kendısını kaptıramaz Bır ıkı ay once unlu bır ışadamının sofrasında bu ışlerı 1yı bılen kışı - Dolar, dedı, ıkı mılyona dayanacak!.. Bugun kaç 9 1 700 OOOi Neden? Yabancı sermaye Turkıye'de batan gemının mallarını uç kuruş otuz paraya satın almak ıçın tezgâh mı hazırladı'' Dervış'ın IMF programı ger- çekte bu muydu? Bızler 'hab-ıgaflet' ıçınde mı- yız? • Bır koşe yazısında şuna ya da buna, şu veya bu partıye, koalısyon hukumetıne ya da muha- lefete, sermayecıye ya da bır başkasına bındır- mek artık anlamını yrtınyor ulke tumuyle topun ağzındadır, çıkış yolunu elbırlığıyle bulmak ge- rek Sokaklarında mılyonlarca ışsızın dolaştığı bır toplum, ıkıncı bır ışsızlık dalgasını kaJdıramaz, Gu- neydoğu'dakı olağanustu hal yereldır, oysa ul- ke tumuyle olağanustu hale ıtılıyor ELEMANARANIYOR *^ Çocuk Doktoru (Yenj Dogan ve Çocuk Yoğun Bakım sorumlulufuaiabılecekl ^ Çocuk - Dahiliye - Cerrahi iNobetçı Hekımlen) v0 Bayan Röntgen Teknisyenleri v* Bebek ve Koroner Yoğon Bakun Hemşireleri & Danışma - Vezne - Santral GörevliJeri veHostesler aranmaktadır Tel: 0 216 575 26 66 KARS1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Savı 2002 36 Davacı Kars Beledıye Başkanlığı tarafindan davalılar Tapu Sıcıî Mödurlüğu ve Hayrettın Aladag alejhıne aç- mı^ oldu|u Tapu Iptal \e Tescıl davasının \apılan duruş- ması sırasında venlen ara karan gereğınce Davalı HavTettın Aladağ'a dava dilekçesı ve duruşma gunü tum aramalara rağmen teblığ edılememış olup ıla- nen teblığıne karar \erıldığınden adı geçen davalının ale>hıne açılan davaya karşı dı\eceklennı duruşmanın atılı bulunduğu 10 7 2002 gunü saat 10 10 a kadar mah- kememızın 2002 36 Esas sa>ılı dava dosvasına bıldırme sı veya duruşmada hazır bulunması va da kendınm \e- kılle temsıl ettırmenız duruşmava gelmedığınız \eya \e- kılle temsıl ettırmedığımz takdırde yargılamaya \okluğu- nuzda devam olunacağı ve karar venlecefı ılanen teblığ olunur 11 6 2002 Basın 38254 KARS l.ASIİYE HUKUK MAHKEMEStNDEN Sayı 2002 37 Davacı Kars Beledne Başkanlığı tarafindan davalı- lar Tapu Sıcıl Mudurluğu ve Talat Özcan aleyhıne aç- mış olduğu Tapu Iptal ve Tescıl davasının yapılan du- ruşması sırasında venlen ara karan gereğınce Davalı Talat Özcan a dava dilekçesı ve duruşma gu- nu tûm aramalara rağmen teblığ edılememış olup ıla- nen teblığıne karar venldığınden adı geçen davalının aleyhıne açılan dava)a karşı dıyeceklennı duruşmanın atılı bulunduğu 10 7 2002 günu saat 10 35'e kadar mahkememtzın 2002 37 Esas savılı dava dosyasına bıl- dırmesı veya duruşmada hazır bulunması ya da kendı- nızı vekılle temsıl ettırmenız, duruşmaya gelmedığınız veya vekılle temsıl ettırmedığınız takdırde yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı ve karar venleceğı ıla- nen teblığ olunur 11 6 2002 Basın 38255
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle