25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
+ CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2002 ÇARŞAMBA OLAYLARVE GORUŞLER olay.gorus@ cumhuriyet.com.tr Ivçı IÜMTAZ SOYSAL ki Yaklaşım FUTBOLDAKİ bsşarının bütün Türkleri na- birleştırdığı son gunlerde açıkça göruldü. ezhep, dıl başkaiı Qı hatta köklu ıdeolojıkay- ıtklar da olsa. Şimdı, eşlerın ve çocukların gelışınden son- sporcu deyımiyle "konsantrasyon azalışı" yu- jnden, bugunku Brezılya maçı kaybedılırse, •Gvınçbirieşme&"r-\\r\yerin\ "üzüntü bırteşme- -nın alması da şaşırtıcı olamaz. ^ eçenhafta, Kıt>ns'ın kuzeyindekı sevınç ve J l kutlama dalgasının en az Turkıye'dekı ka- ar coşkulu olması ılgınçti. O Kuzey Kıbns kı llardır, ıçten ve dış"tan, "Türklukten önce Kıb- zlılık" duşüncesınin bombardımanı altında- r. Görüşmelerdetci cephe tutuşta da Ankara şında, Avrupa Bırliğı başta olmak uzere ne- •deyse bütün duryanın hesabı hep bu duşun- aye dayanır. Oysa orada, Senegal maçı sonrası, yerel ga- stelerden bırınde "Btz ûnce Turküz" başlı- yla çıkan bır yazıdaşu satırlar vardı: "Hanı artık ulus devlet gibı mıllıyetçılıkle bay- >ğa sarmalanmış cfuygulann modası geçmış- ? Ozaman, nedendı 'En büyuk Türkiye!' di- ? kopartılan sevinç bağırmalan? Nedendi usal ellerdeki Tur* baynakJan? Neden göz- ryaşh, neden yureklersevınçten patlayacak adar doluydu?" "Şımdı ıkı gıdımlıM düşuncede soralım: Me- 9la herhangı bir Avrupa ülkesının başansı arşısında aynı se\sıncı duyar mıydık? Veya •üney Kıbns Rum Yönetımı bölgesı bırbaşa- nın sahibı olabılseydı, 'komşumuzdur' diye- nk, 'Kıbrıslılanz' dr'yerek aynı coşkuyu yaşar nıydık?" \ ma oranın bir başka yerel gazetesınde şu } \ satırlar da vardı: "Sağıyla soluyla toutün çevreleri aynı dılde önuşfuran bu 'gol', eleştirel bılıncın anarşıst nhuna bır kere daha kezzabını dökuyor..." "Bırmaç galibıy&tıne önem atfederken fev- ı ve hezeyanvan ç/kışlardan kaçınmak başa- rsmı gûsterebılmek gerekırdı. Bır maç sonu- cjyla bıriıkte bütûn safların aynı meydanda tayrak sallaması, içi boşaltılmış ya da solun dinden hileyle alınmış bütün kavramlan bir lere daha gundeme getmyor; bu kavramlann a-asında barış da var, çözüm de, kardeşlık ce." Acaba maç kazanışa önem vermenın ulu- sal sevincinoen kaçınmak, farklı bır tutu- nu gereksız yere önemsemek sayılmaz mı? 'Fevrî ve hezeyanvan" de olsa ulusal coşku- run dışında kalmak nıçın başlı başına bır "ba- şan" sayılsın? Banşadayalı çözumler gıbı gu- zBİsonuçlarıhalkyığınlarıyla bıriıkte eldeetme- rın sırrı, ulusal coşkuda da o yığınlarla gönül- cen el ele vermek olamaz mı? Sol başarısızlıkların temelinde tam o nokta- cakı kopukluk yatıyor olmasın? AB Tartışmalan ve Tarih Bilinci Prof.Dr.KemalÖNEN A vrupa Bırliğı'ne (AB) gınşımızle ılgılı olarak sıya- sal çahşmalann yoğun olduğu bu- günlerde çeşıth kışı, kuruluş \e sıyasetçıler düşünce belırtme ve yorum yanşmdalar. Bu doğaldır. gereklıdır. Esasen bir devlet po- thikası olan bu sürece. çok az ıs- tısnası ıle, hıçbır örgüt, toplum- sal kurum ve geniş bır yelpaze- dekı düşünce odaklan temelde karşı değıl. Ancak gınşe ılışkın olarak AB'nın ısteklen, ölçütle- ri (knterlen) ve de bu arada Tür- kiye' yı bırlığe alma hususunda- kı içtenliğineduyulan kuşkular- dan da kaynaklanan yaklaşım ve yorum farklılıklan var Sosyal-toplumsal, hatta bılım- sel bır konuda dahı çeşıth fıkır ve yorumlar üretıliyorsa bu gö- rüşlerden bırinin kesın doğru dı- ye takdımı ısabetlı olamaz. As- lında AB'ye gınşle ılgılı ölçüt- ler, beklentıler, getınler-götürü- ler yönünden toplumun yetertn- ce bilgUendirildigi de söylene- mez. Bu arada Kopenhagölçüt- lerinden bazılarının ulkelenn yapısal farkhlıklanna göre ele alınmasını düşünmek gerekmez mı? Değışik çevrelerin kendi de- ğerlendirme, eğihm ya da çı- karlaruıa dayalı yorumlar ön pla- naçıkmaktadır Nıtekımbıryan- da aşın ıyımser AB yanlılannın testimiyetçi tutumları ya da eğı- lımlen, öte yanda ıse kuşkulan abartanlar ve buna dayalı olum- suz yaklaşımlar goruluyor AB'ye gırememeyı bır facıa gibı gösteren demeçlerın, tu- tumlann özguvenı aşındıncı et- kılen ne ölçüde zararlı ıse öbur- lennın AB yönündekı olumlu gınşımlen ve olasıhklan engel- fcr hava yaratmalan da gereksız- dır Bır kısmı haklı olan kuşku ve ıhtıyatın oluşmasında AB kaynaklı davranış ve demeçler de etkılı olmuyor değıl "Aba altmdan sopa gösteren" üslup- lar, hatta açıkça Turkıye kaışıtı tavır ve açıklamalar içtenüğihak- lı olarak tartışma konusu yapı- yor ve "AB, üzüm yemekmi bağ- cıyı dövmek mi istiyor" ozdeyı- şını akla getınyor Tüm bunlara karşın AB'nin, çeşitöyönleri, özelKkleri, umubuı ve beklenen getirileri Ue esasen geniş anlamda çağdaşlaşmayı hedeflemiş bulunan laik cum- huriyet düzenimizin seçeneği ol- ması doğrudur. Başka deyışle sıyasal-toplumsal-ekonomık ge- lışme ve değışımımız bakımın- dan AB ıle kıyaslanabüecek baş- ka seçenek(ler) göstermek de olanaklı değüdır. Ancak, elbet- te bu, AB'ye teslim olmak, ko- şullannın, yontemlennın sındi- rilebılirlığını tartışmamak, in- celememek anlamına gelmez. Bazen ılen sürüldüğü gıbı, dı- ğer ülkelerden kopacak "yalmz ve çaresiz kalacağız 11 şekhnde- kı ya da benzen abartılı yorum, yaklaşım ve panık yaratma po- tansiyelıne sahıp savlar yersız- dır Etnısıte dayatmalannı ınsan haklan deyımı ıle kamufle ede- rek ya da küreselleşme slogan- lan ıle bırçok ulusal, toplumsal değen ve çıkan geçersiz ya da çağdışı ımış gıbı takdım etmek AB'ye gınştekı hassasıyetlerın önemını azaltamaz. "Zengbüe- şeceğiz!'' dıyerek toplumu dol- duruşa getırmeyı anlamak da zordur. Tarihbiüncinin her türlü siya- salve toplumsal karann temeiin- de yer alması bir zorunluluktur. Ulus gerçeğının olmazsa olma- zı ıse ortak dıl ve vatandır. Ta- rih bılıncınin ve belleğının yıtı- nlmesının sonuçlan ve bedel- len ağırdır. Bunlan söylemek, bazılannca sanılabıleceğı gıbı, şovence bır tutum da değıldır. Hedeflenen AB ıçınde yer al- mış bulunan hıçbır ülke kendı- ne ozgü "ulus idmHğini ve yurt (vatan) gerçeğini bır kenara ıtmış değıldır. AB'ye giriş, sıyasal-sosyal- ekonomık-kültürel çok boyutlu bır konu ve süreçtır Dolayısıy- la dıyalog, karşılıkh ve içtenük- li istek, bunlara ve objektıf ana- lızlere dayalı pazarhk-müzake- redır. Sadece bır ev ödevi de de- ğıldır Siyasal-etnık-dinsel ıde- olojık bakışlar çok gerıde ve marjınal olmak gerekır. Bu mü- zakerenın kolay olmayacağı ve hatta çetın olması da doğaldır. Hele Turkıye gıbı sosyal-kültü- rel dokusu oldukça farklı bır ül- ke bahis konusu oldukta Bu- na rağmen AB'nın hatta bıraz ıs- teksız de olsa Turkıye'yı ıçıne alma arzusunu da gozden kaçır- mamak ve olumlu algılamak ge- reklı olduğunu düşünürüm. Sonuç Lozan'da benzer bır sürecı, çok zayıf bır zamanımızda ya- şadık. Aşılamaz gıbı gözüken nıce engellere ve istemlere kar- şın bılgıye \ e gerçeklere dayan- dınlan düzeylı muzakere gûcü- müz ve yöntemimiz ve de özgü- venımız ıle başarıya ulaştık. AB'ye ılışkın taıtışmalan siya- sal-kişısel ve kurumsal çıkar ıçın kullanmaya yeltenmek de ka- bul edılemeyecek bır ılkellıktır Çoğunluğu ıle AB'ye ısteklı gozuken. fakat M tarOşarak,sor- gulayarak, inceleyerek" bu ıste- ğı gerçekleştırme özlemı ıçınde bulunan toplumun özgüvenını pekıştırmelıyız. Kuşkusuz mıl- letmız ve ülkemız sanıldığından, görüldüğünden daha da guçlü- dür ve hakh hassasi>etlerini sa- vunabılecek dayanaklara ve gü- vene sahıptir Yeter kı konu ne ıçte ne dışta; şamata, gösten ve kavga haline donüşturülmeden ve veya mevzıı sıyasal, ekono- mık çıkarlan öne almadan tar- tışılsın ve rasyonel çozumlere ulaşılabılsın. Katledilen Sapanca Ormanları... TEŞEKKÜR Profesör Dr. Sayın İRFAN PAPÎLA'ya ve Dr. Sayın GÜVEN'e (Cerrahpaşa Tıp Fak. KBB) müteşekkir ve minnettanm. AYLA COŞKUN Suphi KARAMAN C umhunyet gaze- tesınin 20 Mart 2002tarihlisayı- sında yazar Sayın Neca- ti Doğru'nun, Sapanca Onnanlan'nın katledılı- şıne ılışkın yazısını, her Cumhuriyet okuru gibi ben de üzülerek okumuş- tum. Yazıdakı Sapanca ve Yanıkköy adları bir çağnşımla beni tam alt- mış yıl genlere götür- müştü. Duygulandım... Topçu Okulu'nu yeni bitirmiş genç bır subay olarak Sapanca-Yanık- köy'dekı 106. Ağır Top- çu Alayı'na atanmış, 22 Temmuz 1942'dekıtama kaalmışum. Çevrede kar- şılaşöğım olaganüstü do- ğa güzelhğı yırmı bır ya- şuıdakı teğmenı büyule- mışti. O gün anı deften- me yazdıklarımı anım- sadım. Anı deftenmı oku- yunca da hüzünlendım. Genye doğru acı düşün- celere daldım. Altmış yıllık sürede ül- kemizde neler neler ol- muştu? Atatürköleh he- nüz üç buçuk yıldı. tkın- ci Dünya Savaşı'nın yok- luk günlen. Savaş sona ererken çok partili dö- nem... Demokrası ve öz- gürlükler umudu. 1950'lerden sonra Ke- malist devrimlerden ge- riye sapmalarla ve aşın halk dalkavukluklan ıle ekonomık kaynakların savTirganlığı; hukukun, özgürlüğün, çağdaşlığın geriletılmesı... 27Mayısl960Devn- mı. özgürlükçü 1961 Anayasası... Planlı kal- Maaşınız durduğu yerde kazandırsın. kınma, hukukun üstün- lüğü, sosyal devlet uy- gulaması. Atatürkçü ay- dınlanmanın, sosyal uya- nışın geniş boyutlara ya- yılması.. Arkasından Komü- nızmle Mücadele Der- nekleri ıle başlatılan kar- şı devnm dalgalan, tutu- cu iktidarlar... 12 Mart ve özellikle 12 Eylül'le 1961 Anayasası'nın dıbe vunıluşu.. 24 Ocak Ka- rarlan, Evrenızm, öza- lizm... Iç kanşıklıklar, yargı- sız ınfazlar, faılı meçhul cınayetler, ülkenın bö- lünmez bütünluğünün ve laık cumhunyetın tehli- keye düşürülmesi... Sı- yaset ve ekonomi olarak Sevr ve Duyun-u Umu- miye'nın sınınna dayan- ma... Bu arada çarpık polıti- kalar sonucu çevreyi ve doğayı da koruyamadık. Altmış yıldır Istanbul- Ankara demıryolundan gıdip gelenler, zaman ıçersuıde dıkkatlennı yo- ğunlaştırdıklannda, or- man smırlannın giderek ovalardan sırtlara doğru genlere çekıldığinı, bu- na karşılık güzergâhtakı mınare sayılannın çoğal- makta olduğunu görecek- lerdır. Ormanlann yıkımı ve orman arazılennın kü- çülmesi hep tutucu ikti- darlar dönemlerinde hız- lanmıştır. Ormancüan- mızm daha çok, hem de oldukça çok oranda, tu- tucu iktidariarsaflannda poütika\^pmalanve ya- sama meclislerine gjre- bilmelerinin bir nedeni olmabdır.Kereste tıcare- rınden Meclıs'e gıdip ba- kanolanlar.. Şehır arsalannda, yer- leşıme açılan mücavır alanlarda ve sahıllerde oluşan toprak rantı yır- mıncı yüzyılın ıkıncı ya- nsında, giderek ülke eko- nomısının bozuhnasın- da, enflasyonun. pahalı- lığın, banka yağmalan- masının, bozuk gelır da- ğılımının ve polıtıkada yozlaşmanın başlıca ne- denı olmuştur. Bır sure- den beri ormanlık bölge- lerde oluşturulan toprak rantı da çok az zamanda ormanlann yıkımına yol açacaktır. Sapanca, Ma- şukiye, Buyükderbent yöresınde bunun ışaretle- n görülmektedır. Sayın yazar Necatı Doğru bu- nu saptamış ve açıkla- mıştır. Altmış yıl önce, Sa- panca-Yanıkköy yöresı- nıı> doğal güzellikleri ıçın, anı defterime yaz- dıklanmı, dılı dışında hıç- bır şeyıne dokunmadan, aynısını aşağıya aktan- yorum. Dilini elbettekı değiş- tırdım. Çünkü o sözcük- len bugün arnk kullanmı- yoruz. Atatürk'ün dıl devrimi sayesınde, konuşma ve yazı dılımızde, bugün eri- şilen özgün düzey, övünç vericidir. Merak edilme- sın, yıllarca dıl de\Timı- ne karşı olanlar, bizı eleş- tırenler, hatta Atatürk'ün kurduğu Türk Dıl Kuru- mu'nu acımasızca yıkan- lar da bızım gıbı konuşu- yorlar, bızım gıbı yazı- yorlar. Anı defterinden Işte Sapanca-Yanıkköy yöresı ıçın altmış yıl ön- ce yazılan anılar "22 Temmuz 1942 Çar- şamba: Akşama doğru top- çu alayının bulunduğu Yamkköy'e geldim. Bir süre sonra köjiin güne\ r sırtlannda, 200 metre yükseklikteki ordugâha çıktun. Güneş batarken oturduğum yerden önümdeki güzel manza- raya, güzel Sapanca Go- lü'ne bakarakdinkndim. Yorgunluğumla erken- den uyudum: 23 Temmuz 1942 Per- şembe: Serin ve tatiı bir uyku- dan sonra 6J0'da uyan- dım. Saat 8.00'de ordu- gâhtan aşağrv^ indim. SH rası ile tabur ve alav ko- mutanlanna tanıştınl- dım Akşama doğru ordugâha çıkûnu—. Ala- yın bulunduğu yer doğal görününı olarak olaga- nüstüşirin, güzelbir böl- ge. Baştan başa sık ağaç- larla,yeşüTiklekapİLGü- neye doğru yükselen tepe- ler, yemjesil bir dağ. Bu dağın eteğinde Yanıkköy denilen şirin ve güzel bir kö> kurulmuş. Köyünge- risînde snHarm kuzey>»• macuıda kurulan ordu- gâh çaduiarmın önünde durulunca bu güzetim do- ğa insana diz çökmüş gi- bi görünüm sergüiyor. Akşam üzeri henüz ka- ranhkçökmekteiken bir yere oturup doğavi ve gi- zini seyretmek insana ne derin bir haz %e coşkuve- ri>w. Önümde büvük,uç- suz bucaksız bir v-eşillik denizL, bunun arasuıda basretkokan narasmıata- rak gjden tren, bu güzel- liğin ortasmda çekici ve nazlı bir gelin taravetiyle uzampyatan şirin Sapan- ca Gölü, ufukta bir sıra kaybolan yeşfl tepekr, köy evierinden sızan ışıklar bu güzel görünümün is- keletini oluşturuyor. Ara sıra doğaya kulak > erin- ce de bu iskeletin ruhu derhal keşfedüiyor. Tatn ezgüi (nağmeli) bir sürü kuş türünün dokunaklı ötüşleri, hafifçe esen rüz- gârm ağaçvapraklarmda fisıldayışları ve hepsinin etkisi ile daha derinden bir uğultu haünde du>ıı- lan doğanm ta bağnndan kopan tatta bir senfonL. Bütün bunlarm birbiriy- le ahengi, ürik ve coşku- lu bir fasıhn, bir orkest- ranın en nefis parçala- nndan daha hoş bir zevk \ T aratı\or. Doğa bu gizfc- ri ile insanlara kulak ve göz hislerininenmükem- mellerini tattırıyor. Bu bölge insanlanndan ne- den büvük müzisyenler, ressamlar yetişmedigine şaşıyorum." Sayın Necati Doğ- ru'nun çağrışımı ile anımsanan. bır genç su- bayın, altmış yıl önce Sa- panca-Yanıkköy'e ılış- kın, ılk gun anı deftenne yazdıklan ıdı bunlar O gün doğa güzellıkle- nmız ıçın duyulan sezgı- lenn bugün, genelde, top- rak rantırun çıkar hesabı eğıhmlenne yönelmış ol- ması hayıflanılmayacak gıbı değüdır. Nereden ne- reye? ALANYA1. ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dos\aNo 1999 7 28 Da\acı Osman Çavuşoğlu vekılı tarafından davalılar Muhıttın Yalçın mırasçılan Nunye. Onder ve Ozgur Yalçm akyhlenne mahkememizde açılan alacak davasımn vapılan yargılaması sırasında Davahlar Nunye Yalçın, Onder Yalçın \e Ozgur Yalçın'a teblıgat yapılamadıgın- dan ılanen yapılmasına karar verıldığınden da\acı tarafından \lan>a Sarav mahallesı 741 ada 3 parsel üzerındekı 19 nolu daırenın dava tarıhındekı değen olan 18 000 000 000 -T^ 'nın fazlaya ılışkın hakkı »aklı kalmak ka\dı ıle tahsılı taleplı da- va dılekçesı ıçenğı ve buna daır 19 7 2002 gunu saat 11 25'tekı duruşma gununun teblıgı bu davahlara ılanen teblığ olunur Basın 31696 _ PENCERE Hop Dedik!.. Akşam "refikımiz" suya sabuna pek dokunmaz- dı, son gunlerde canlandı... Sekız sutun uzerine dunku manşetr. "Meksıka bankalannı yabancılara teslim eden IMF, Turkıye'ye el attı." "Tekıla Oyunu". YamanTörüner, 7'ncı sayfadakı "Çözüm"baş- lıklı köşesınde zehır zemberek... Töruner, Merkez Bankası'nın eskı başkanların- dandır; yazısını "Atatun\'ün Gençlığe Hıtabesı'nöen yaptığı alıntılarla bıtırıyor.. Akşam, Karamehmet grubundan bır yayın orga- nıdır; devlet Pamukbank'a el koyup Yapı ve Kredı Bankası'nı da elının altına alınca, gazete ısyan et- tı... • Pekı, yabancı sermaye gelse, bankalarımızı sa- tın alsa, lyı olmaz mı?.. Kımısı el uğuşturuyor.. Ama kazın ayağı öyle değıl!.. Yabancı sermaye "serbest pazar ekonomisı "nın koşullan ıçınde Turkıye'ye gelmıyor kı... Devlet ıçerde bankalara el koyuyor; batan gemı- nın mallarını dışarıya pazarlıyor... Bu tezgâhın patronu kım? . Koalısyon hükümetı mı?.. IMFmı?.. Sorun yabancı sermayenın Turkıye'ye yönelme- sınde odaklaşmıyor; ıflas masasında batan gemı- nın mallannı ucuza kapatma yöntemınde körduğum- leşıyor. • Ankara Tıcaret Odası, Istanbul Ticaret Odası, Zi- raat Odalan, meslek odaları, nıce özel sektör ör- gutu çoktan bayrak açmışlardı... Ne dıyorlardı: - Bıçak kemığe dayandı!.. - Turkıye ketenpereye getinliyor... - Imdat!.. Bu kervana Karamehmet grubu da katıldı.. Ama bır grup daha var kı televızyonlardan tum ulkeye yansıyan ılgınç bır eylem ıçındedır... Kım o?.. UzanlarL • Uzan grubu, kuruluşunun 46'ncı yıldönumu uze- rine Anadolu'da şenlıkler düzenlıyor... Bıro ılde.. Bır bu ılde. Ibrahim Tatlıses.. Gülben Ergen.. Gulben fıkır fıkır, Tatlıses kıpır kıpır, halk fokur fo- kur... Yenı bıryöntem uygulanıyor; şenlık başlamadan önce Cem Uzan kürsuye çıkıyor; sıyasal bır nu- tuk atıyor... özetle ne dıyor: - IMF Turkıye'yı batmyor!.. - Hukumet göz yumuyor! Ikı buyuk grubun bugunku konumlan ıç denge- lerı etkıleyecektır; özel sektör kesıminde ve sıya- sal yaşamda yenı bır olgudur; her ıkı grubun da med- yadaağırlıklan var... • iMF ile sözleşelım, anlaşalım; AB'ye gırelım; ama, Dünya Futbol Kupası'na katıldığımız gıbi gırelım... Dunya Futbol Kupası'nda rakıplerımıze kalemı- zı açıp "buyrun gelın gol atın" dıyor muyuz?.. ENGUSH CENTREL ı n g u ı g t S c h o o l Genel Ingılızce Projrsmlan Şrtetıer ve Kuruluşlar Içın Öze\ Programlar Iş Ingılızcesı Progrsmlan TOEFL-IELTS-FCE Sınavlanna Hazırlık Prograırlan Çocuklara Ûzel Hafta Içı Gundûz Yaz Programlan Bıre-t»r Ingtara Eğıtımlen Ev Hanımlarma Ûzel Programlar Ojrencılenmize Ûcrstsız Aktıvrteler Rumılı Cad Mo-»2 M220 Omıntoy btanbul T.l (0212)Z2S9in-247NO-24120 34 COfTI AVANOS KADASTRO MAHKEMESt'NDEN Sa\ı 1993 51 Es Davacı Çalış kasabasından Ahmet Demır tarafından davalılar a\-nı yerden Ihsan Ketme \e 14 arkadaşı aley- hıne da\a konusu 102 ada 5 No'lu parsele ılışkın açılan tespıte ıtıraz \e tescıl davasmın vapılan açık yargıla- masında, Tespıt malıkı mırasçılanndan Dursun Öztürk'ün tüm aramalara rağmen adresı tespıt edılemedığınden adına teblıgat vapılamamış olup ılanen teblıgat \apılmasına karar venlmış olmakla. Yukanda belırtılen Dursun Öztürk'ün duruşmanın bırakıldtğı 26 6 2002 tarih ve saat 09 30'da Avanos ^dlıvesı Kadastro Mahkemesı'nde hazır bulunması ya da kendısını bır \ekıl ıle temsıl ettırmesı. duruşmaya katılmaz \a da kendısını bır vekıl ıle temsıl ettırmedığı takdırde duruşmanın yokluğunda yapılarak davanın netıcelendınleceğı hususu davetıve yenne kaım olmak uzere ılan olunur 3 4 2002 Basın 26288
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle