Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4AYFA CUMHURİYET 2 HA2İRAN 2002 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ StRMEH
Türeğin
Sevgili,
Salı günü, herzamsnKi gibi evde çalışırken te-
lefon çaldı. GazetedeT anyortardı. Izmir'den bir
cKurum görüşmek is:t/ormuş, hemen bağlama-
lannı rica ettım.
Karşımda tok sesl i b ri vardı. Benim gibi, Cum-
huriyet okurluğu yarın -yüzyıla varan bu kişi be-
ntm yaşlanmda olmalydı. Aynı okulda, Istanbul
Üniversitesi Hukuk ^kültesi'nde'okumuştuk.
Şu farkla ki o, 1950 -54, ben ise 1960 - 64 yıl-
lan arasında geçmişE aynı sıralardan.
YıllanmışCumhurrvet okurlan bilirler, bizim ara-
mızda, merhabadan sanra sohbet, kırk yıllık dost
edasına ve sıcaklığıra bürünüverir hemen.
Cumhuriyet'te herkes-in rütbesi aynıdır: "Cum-
huriyet okuru" olmak
O gün de öyle oldu
Yüzünü tanımadığn, dostum ibrahim Ayuz
ile hemen kaynaştık. -Hoşsohbet şakacı biriydi.
Soyadını tam anlarradım. Heceledi, Ay - uz.
Sonra daekledi:
- Yanında staj yaptığ m bir hâkim vardı, çok şa-
kacıydı, takılmak içir Ayuz yerine uyuz derdi...
* - • •
Okur mektupları vetelefonları, insanı sevindi-
rir, şenlendirir, yürek
;
er»dirir. Hele dostum İbra-
him Bey gibi dikkatli güç zamanların Samim
Lütfü'sünü bile anımsayan titiz okurlarınki...
İbrahim Ayuz, bütiir bunları anlattıktan sonra,
- Televizyonda da sesinizi duydum, mutlu ol-
dum, dedi.
Sakın sanma ki, Se/gili, bütün okuraramala-
n övgü içindır. Eleştirirer de, hem de kımi zaman
hiç acımadan, kimisi de son derece zarif bir şe-
kilde yapar bunu.
İbrahim Ayuz, 26 Mayıs Cumartesi günkü ya-
zının bir yerine takılrnıştı.
Orada, " 'kanunsuz suç ve ceza olmaz' ilke-
sini açıkça çiğneyen OJ yasanın bu yönüne ve
basın özgürlüğünü z&deleyen diğer düzenle-
melerine AB 'nin karşı ç'kacağını görmemek için
körolmak gerekir" der iyordu. İbrahim Ayuz o bö-
lümün üstünde durmak istiyordu...
Birden biraz önce "Televizyonda sesinizi duy-
dum..." cümlesinin anamını kavradım ve gün-
lükyazının acelesiyle nasıl hoyrat ve kaba bir ha-
ta işlediğimı anladım.
Bu kez, beni teselliye başladı İbrahim Bey,
- Zarar yok canım, dedi, başkaları dayapıyor-
lar, hatta geçenlerde, c yaman araştırmacı acar
gazeteci dostumuz Necati Doğru da yaptı...
Hatta. çok duyarlı, titiz ve nazik olan llhan Sel-
çuk da...
Sonra da ekledi:
- Hoş, aradasırada ben deyapıyorum, geçen-
lerde kendimi kör kuyı. derken yakaladım.
* * •
Tok sesli, sevecen ve hoşsohbet okurum, be-
ni bir anda aldı, yeryüründe yazılmış kitaplann
en güzellerinden birinin kahramanı "Küçük Prens"
ile tilkinin konuşmasına götürdü.
Tilki, dostu Küçük Prens'ten ebediyen aynlma-
dan önce, ona gidip çüllere bir kez daha bak-
masını, sonra dönüpbİıluşma noktalarında ken-
disini görmesini ister veona bir sır vereceğini söy-
ler.
Küçük Prens randevj yerine gelir...
" - Elveda der,
- Elveda, diye yanrtlır tilki. Işte benim sırrım
çok basittir: Yalnızca şüreğin gözüyle iyi görü-
nür. Asıl olan göze göünmez.
- Asıl önemli olan gcze görünmez diye yine-
ler Küçük Prens söyleneni bir daha unutma-
makiçin..."
Antonine de Saint Exupery'nin bu eşsiz ese-
rini hemen hemen 50 yl önce okumuş olmama,
sık sık açıp baştan soru tekrar tekrar yüksek ses-
le yinelememe rağmer. bu aptalca yanlışı yaza-
bilmiştim.
Acaba, artık yüreğirrin gözleriyle bakamaya-
cak kadar katılaşmış rıydım?
Neyse ki, Sevgili, b u /esileyle Izmir'de bir dost
okur edindim. Telefomumarasını, deftere yaz-
dım. Izmir'e gittiğimdeou avukat dostumu ziya-
ret edeceğim. hem scnbet ederiz, hem de sa-
yesinde yüreğimin gözeri biraz açılır...
'OHAL, ekonomik
olarak dadeğişmeli'
DİY\RBAKIR(Cum-
huriyet Bürosu) - Milli
Güvenlik Kurulu'nda ah -
nan (MGK) Tunceli ve
Hakkâri'deOHAL'inkal-
dınlması, Diyarbakır'da
ve Şırnak'ta ise son kez
uzatılması karan bölge
halkını sevindirdi.
Eğitim-Sen Diyarbakrr
Şubesi Başkanı Abdul-
lah Demirbaş, OHALin
kaldınlması karannı son
derece olumlu bıüduğıı-
mı belirterek "Amasade-
ceşeklenveadıdegışecek-
sebudoğru obnayacakbr.
HukukLsiyasalveekono-
mik yönleri ile de
OHAL'in değişmesi gere-
kiyor" diye konuştu. Göç
Edenler Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği
(GÖÇ-DER)Diyarbakır
Şubesi Başkanı Avukat
SerdarTalay'OHALkaL
dmku, ancak koruculuk
da kalkmah. Bu insanla-
rmrehabflitasyonudaçok
önemB" dedi.
'Tekerleklismdafye' çetesi
ANKARA(AA)-An
kara DGM Cumhuri-
yet Başsavcıhğı, ASICI
yöneticileri ile bu kıa-
rumun açtığı ihalelere
katılan firmalann s a
hiplerine tekerlekli san-
dalye resmi bulunaı
broşür gönderen orga
nize suç örgütünün l i
deri Tuncay Sevindik' Lr
de aralannda bulundta-
ğu 6 kişi hakkında d a
vaaçtı.
Savcı Ömer Suha AJ
dan, "tekeriekü sandaj
ye" çetesine ilişkin yü-
rüttüğü soruşturmayı
tamamladı. Tuncay Se-
vindik'in, sahibi oldu-
ğu Selmak firmasıyla
ASKİGenelMüdürlü-
ğü tarafından gerçek-
leştirilen ihalelere ka-
tıldığı anlatılan iddi-
anamede, ASKİ görev-
lileri ve kurumla iş ya-
pan firmalar üzerinde
yarattığı korku halin-
den yararlanarak hak-
sız kazanç sağladığı
vurgulandı.
AKP lideri Erdoğan, ihaleye fesat kanştırmaktan mahkûm olursa siyasi partilere üye bile olamayacak
Siyasigeleceğizorda• Siyasi Partiler
ve Milletvekili
Seçimi Yasası'na
göre, ihaleye fesat
kanştırmak
suçundan mahkûm
olanlar "siyasi
partilere üye
kaydedilemeyecek
ve milletvekili
seçilemeyecekler"
arasında yer alıyor.
İLHAN TAŞCI
ANKARA - "Kurucu üye" olamayacağı-
na karar verilen AKP lideri Recep Tayyip Er-
doğan'ın, Yargıtay Başsavcısı Sabih Kana-
doğhı'nun ısrarh girişimiyle "ihaleye fesat"
kanştırma suçundan hakkında dava açılma-
sıyla sade üyeliği de tehlikeye girdi. Erdo-
ğan, ihaleye fesattan mahkûm olursa siyasi
yaşamı sona erecek. Siyasi Partiler ve Mil-
letvekili Seçimi Yasası'na göre, bu suçtan
mahkûm olanlar '"siyasi partilere üye kayde-
dflemeyecek ve milletvekili seçilemeyecekler"
arasında yer alıyor. Erdoğan'ın seçılme ye-
terlihği olmayacağından hiçbir şekilde seçim-
le (belediye başkanı, muhtar, dernek başka-
nı dahil) iş başına gelemeyecek.
Anayasa Mahkemesi'nin, Türk Ceza Ya-
sası'nın 312. maddesinden mahkûmiyetinın
kurucu üyeliğe engel olduğuna karar verdi-
ği Erdoğan'ın siyasetteki yolu, seçihne ye-
terliliğini elüıden alan bu cezadan kurtulsa
bile ihaleye fesat suçundan -yasalar değişti-
rilmedikçe- ömür boyu kapanacak.
Sade üye olabileceği savunulan Erdoğan" ın
gelecek günlerde başlanacak yargılama so-
nucunda mahkûm olması, herhangi bir par-
tiye kesin olarak üye olamayacağı anlamuu
taşıyor. Siyasi Partiler Yasası'na göre Erdo-
ğan'm, •'resmi ihale ve ahm saünılara fesat
kanşürma" suçundan olası mahkûmiyeti
Yargıtay tarafından onanırsa, AKP lideri,
İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
onmm
Almanya
Kaplancûar
gazete çıkardı
BERLÎN (AA) - Almanya'dakı
faaliyetleri 2001 yılının Aralık
ayında yasaklanan Islami Cemiyet
ve Cemaatleri Birliğı'nın (İCCB),
buna karşın faaliyetlerini sürdürdüğü
bildirildi. Der Spiegel dergisi.
Federal Başsavcılık'a dayanarak
verdiği haberde. "kara ses" olarak
bilinen Cemakttin Kaplan'ın
cezaev inde rutuklu bulunan oğlu
Metin Kaplan'ın yöneticıliğini
yaptığı tCCB'nin, yasak karanndan
kısa bir süre sonra "Beklenen ASH
Saadet" adlı yeni bir gazete
çıkarttığını yazdı. Kimlıkleri
açıklanmayan gazete yazarlannın 1
yıla kadar hapis cezasına
çarptınlabileceğinin ifade edildiği
haberde, gazetede Kaplan'ın bir
mektubunun ve "HaBfe devkti neden
yasakiandı" başlıklı bir yorumunun
yer aldığı kaydedıldi. Kaplan'ın
aMikatı Ingeborg Naumann,
Kaplan'ın bu gazeteyle hiçbir ilişkisi
olmadığını savundu.
Yunanistan Dışişleri Bakanı, sorunlann sert tavır takınarak çözülemeyeceğini söyledi
Papandreu'dan dıııdı mesajlar
MURAT tLEM
ATtNA - Yunanistan ile
Türkiye'nin banş ve dost-
luk yolundaki mimarlann-
dan Yorgo Papandreu. Ima-
rissia adlı gazeteye Türkiye
ile üişkiler konusunda önem-
li açıklamalarda bulundu.
Yunanistan'da basın ve
muhalefet partilerinin İsma-
0 Cem ile olan yakın ilişki-
lerinin boyutlannı haksız
eleştirdiklerine dikkat çeken
Papandreu, "Bizi sürekfi te-
bessüm ettiğjmiz için eleşti-
morlar. buna haklan yok.
Iki ülke iüşldlerinde bugüne
kadar olumlu adımlar kar-
şıhkb tebessümler sa)esinde
oldu.Türkhe ile olan sorun-
lanmm ABçerçevesine taşı-
dık, bu da tebessüm ik oldu.
Hebinki'de Türkhe'nin sha-
sL ekonomik ve toplumsal
devrim yapacağı yolu açük,
bu da tebessümle oldu. Ara-
niEdakisorunlar uhıslarara-
sı hukuk temeline oturtıü-
du, bu da tebessümle oldu.
Şimdi arük sonmlanmızın
Lahey Adalet Divanı aracı-
lığı ile çözülmesi yolunda
adımlar atıyorum. Bunlar
gibi birçok şey karşıhkh iyi
niyetçerçe\esindetebessüm
edilerek başanldı.Benim ts-
mailCem Oeolan UişkDerimi,
Türkiye konusundaki poüti-
kalanmı eleştirenlere şunu
VENtZELOS: KIBRIS'IN BİRLİĞE KATILIMI TÜRKİYE İÇİN FIRSAT
AB nezdinde avukatınız olacağız
tstanbulHaberServisi - Yunanistan
Kültür Bakanı Evan^los \'enizek>s.
ülkesinin, A\Tupa Birliği nezdinde
Türkiye'nin avukatı olmayı arzuladı-
ğını belirterek Kıbns Rum Kesimi'nin
AB'ye kaülımının, Türkiye ve KKTC
açısından olumlu bir gelişme olaca-
ğını öne sürdü. Venizelos, "KıbrB'm
AB'ye kantanı, Türkiye'ye karşı sal-
dır^n bir strateji değiL aksine, ada-
dald Türkcemaati ve Türkiye için bir
nrsator. Başbakan Yardunası Mesut
Yılmaz'a da sö>1ediğün bu görüş, si-
>^>^dakiiltüreldeğflbflimselbirme-
sajdır" dedi.
Yunanistan Kültür Bakanı Venize-
los, Tank Zafer Tunaya Kültür Mer-
kezi'nde düzenlenen "Anayasa Re-
fonnlanve Avrupa Anaj'asası'' konu-
lu uluslararası toplantıda konuştu. 15
AB ülkesi arasındaki en yeni anaya-
sanın, ülkesinin anayasası olduğunu
belirten Venizelos. "ABmüktesebaü
demokrasi. hukuk devleti, siyasi ve
küMrelhaklar açısındançok demok-
ratiktir" dedi. Türkiye Barolar Birli-
ği Başkanı Özdemir Özok da, Türki-
ye'nin AB'ye tam üye olmasını iste-
diklerini ifade ederekbu süreçte Kıb-
ns'taki Türk varlığının göz ardı edil-
memesi gerektiğine dikkat çekti.
Özok'un konuşması sırasında stajyer
avukatlar ağızlanna siyah bantlar ta-
karakve "Tektipavukatohnayacağız''
yazıh pankartlar açarak hakianndaki
çahşma yasağını ve sosyal güvence-
den yoksun olmalannı kmadılar.
Venizelos, daha sonra Fener Rum
Patriği Bartholomeos'u ziyaret etti.
söylemek isterim. Sert ta\ır
takmaraktümbaştasövledik-
lerimi kimse başaramazdL
Sonın bu ise, sorun sertve ta-
vizsiz bir politika izleyerek
yaramaz çocuğu oynamak
ise bugün arük bununmoda-
sa geçmiştir. Bugün ülkeler
arasıiBşldlerde masayayum-
ruk vurularak dipktmasiya-
pdnuyOT" dedi.
Kıbns konusunda yeni bir
dinamikyaratan çerçevenin
de çizildığini belirten Yu-
nanistan Dışişleri Bakanı,
"Her şeyin alü üstüne gel-
mezse Kıbns sorununun da
çözüm yoJuna gireceğme ina-
nıyorum" ifadesini kullan-
dı. Yunanistan'uı banş, iş-
birliği. adalet ve güvenlik
ülkesi olduğunun alnnı da çi-
zen Papandreu, "Işte sahip
olduğumuz tüm bu faktör-
leri karşı tarafa doğru an-
lamda ve bilinçli bir tavırla
mesaj olarakfletmeliyiz.Ül-
keler arasında takuulacak
tavır ile teder kanşünlma-
mahdır" dedi.
"Siyasi partilere üye olamayacak ve üye kay-
dedüemeyecek". Milletvekili Seçimi Yasa-
sı'nın 11. maddesi de. aynı suçtan mahkûm
olanlann, milletv ekili seçilemeyeceğini hük-
mediyor.
Kanadoğlu olmasa unutulacakh
Başsa\cı Kanadoğlu,Erdoğan ile tstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı AB Müfit Gür-
runa hakkında, "zimnıet ihaleye fesat kanş-
ünna, rüşvet, görevi kötüye küüanma" gibi
suçlardan soruşturma yürütülmesi için Da-
nıştay karanna karşuı tstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'na dosya göndermemiş olsay-
dı, AKP liden ışlediği belirtilen suçtan yar-
gılanamayacaktı.
Hizbullah
CIA disketieri
çözemedi
MAHMUTORAL
DİYARBAKIR- Istanbul Beykoz da Hüse-
yin Veüoghı'nun öldürüldüğü operas>'onda ör-
güt yöneticileri Cemal Tutar ve Edip Gümüş
tarafından tahrip edilen ve ıçeriğinin saptanma-
sı için ABD'ye gönderilen Hizbullah disket-
ieri çözülemedi.
17 Ocak 2OOO'de tstanbul Beykoz'da ger-
çekleştirilen operasyonda Hizbullah lideri Hü-
seyin Velioğlu'nun öldürülmeden önce tahrip
edılmesi talimatını verdiği \e içinde örgütün
yapılanmasıyla ilgili önemli bilgiler olduğu
belirtilen bilgiyasararşhininyok edilmesi için
büyük çaba harcandığı ortaya çıkmıştı. Ope-
rasyon sırasında Cemal Tutar ve Edip Gü-
müş'ün harddisk, CD ve disketieri imha etmek
için Kaleşnikoflarla ateş ettikleri bir bölumü-
nü de su dolu küvete atarak tahrip etmeye ça-
lıştığı belirlenmışti. ABD'de CIA merkezinde
aylar süren çahşma sonucunda disketlerin çö-
zümü konusunda olumsuz haber geldi. Diyar-
bakır Emniyet Müdürlüğü'nün bir yetkilisi,
"MateryaDer çözülebflseydi Hizbullah'm üze-
rindeki sh^h perde hice aralanacakb" dedi.
Çiller'den hükümete uyari:
KıbrısAB'ye
anlatümalı
tstanbul Haber Servisi - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller, "Türkiye AB'ye
giden yoldaki engelleri aşmak isriyorsa
öncelikü olarak ele ahnması gereken
mesele Kıbns'ör'' dedi.
Çiller, DYP tstanbul tl Gençlik Kol-
lan ve Hürriyetçi Türk-Alman Dostluk
Derneği'nce Ataköy Crown Plaza Ote-
li'nde düzenlenen "ABfleTophımsalEn-
tegrasyon ve Gençlik" konulu toplan-
tının açılışında yaptığı konuşmada Ma-
astricht ve Kopenhag kriterlerinin ya-
kalanması açısından en büyük avanta-
juı gençler olduğunu vurguladı.
Kıbns konusunun 2002 yılının sonun-
da bir çözüme bağlanmak zorunda ol-
duğunu, aksi takdirde sadece Güney
Kıbns'ın AB'ye alınmasının Türkiye
ve AB'yi çok büyükengellerle karşı kar-
şıya bırakacağını dile getiren Çiller,
"Hükümetin çözmesi gereken mesele
tutup, Denktaş'm karşısma çıkıp onun
yapûğı önerileri bir kenara atmak de-
ğiL o önerilerin BM tarafından da kabul
ediküğinifarkedipnihay«bunun\anın-
da olarak bunlan AB'ye en iyi şekilde
anlarmakür. Hükümetin aczi varsa biz
geüp antotacağız" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
MHP'li Meclis Idare Amiri Ah-
met Çakar bakınız bakirelik konu-
sunda neler söylemiş: "Türk kızı
Müslüman Türk kızıdır. Helaline
varana kadar el sürülürse namu-
sunu kaybetmiş olur. Her Türk de-
likanlısı da kendisine eş olacakki-
şide bunu arar." Ahmet Çakar, ba-
kirelik sorusunun sanatçı ve man-
kenlere sorulmasından da hoşlan-
mamış.
Türkücü Burhan Çaçan, Ahmet
Çakar'ın tezlerini daha da ileri gö-
türerek sorunu, öldürme düzeyin-
de halledecek görüşlere ulaşmış:
"Herşeyin başında namus geliyor.
Bir kadın kocasına ihanet ettiği
zaman, o kadının katli helaldir."
Bu tür görüşler, erkeklerimiz için
pek yabancı görüşler değil. Hatta
bırakalım erkekleri, toplumun
önemli bir kısmı da böyle düşünü-
yor. Böyle düşündükleri için de na-
mus cinayetleri gündemimizden
eksik olmuyor. Töre cinayetleri de,
namus anlayışının kadınlann öldü-
rülmesiyle sonuçlanan bir türü.
• • •
Bekâret ve namus. Bu iki sözcük,
'Kocasını Aldatanın Katli Helaldir'
Türkiye'de çoğu zaman ölüm an-
lamına geliyor. Bekâret ve namu-
sun bu kadar kutsal olması acaba
nasıl bir anlayışı yansıtıyor? Bu-
nun gelişmemiş birtoplumun, ge-
lişmemiş bir geleneği olduğunu
kabul etmeliyiz.
Almanya'ya giden işçilerimiz, na-
mus konusunda ilginç birömeği gü-
lerek anlatrlar. Türk erkek işçisi, kı-
zınca Alman arkadaşının anasına
küfreder. Alman işçisi bunun bir
küfür olduğunu, bir namus mese-
lesi olduğunu anlamaz ve Türk er-
kek işçisine gülerek karşılık verir:
"Annemle beraber olmak istemen
annemi çok memnun eder. Bu
teklifini anneme ileteceğim."
• • •
Bekâret, erkek egemenliğinin ve
tabii ki ilkelliğinin en önemli gös-
tergelerinden. Bekâret, kadınaait
bir olgu. Bir genç kız, bir erkekle
beraber olmaya karar verirse, be-
kâreti sona ermiş olur. Bakire olup
olmayan, kadındır. Erkeğin namu-
suyla bu durumun nasıl bir ilgisi ola-
bilir ki! Kadının el değmemiş ol-
masını isteyen erkek, o güne ka-
dar başka kadınlarla birlikte olma-
yı da kendinde hak görür. O zaman
adama sormazlar mı: "Senin be-
raber olduğun kadınlarda el değ-
miş hale geliyor, peki onlarne ola-
cak?"
Işin aslı, erkek kadını kendi ma-
lı olarak görüyor. Daha doğrusu
kadını bir mal olarak görüyor. Bu
malın da ikinci el olmasını arzula-
mıyor, sıfır kilometresini istiyor. Ay-
nı şeyi kadınlann da düşünebile-
ceği hiç aklının ucundan bile geç-
miyor. Orneğin kadın da erkeğe,
"Bakalım sana hiç el değmiş mi,
ben de sıfır kilometre erkek /ste-
nm"diyemezmi?
•••
Erkekler, egemen olduklan bu
dünyada, kadınlannı eve kapatıp
kendileri başka kadırriarla beraber
olma hakkını ellerinde tutmak is-
tiyorlar. Yani kadın hep o adamı, na-
mus içinde bekleyecek, hiçbir er-
keğe bakmayacak, ama bayımız,
keyfi istediği kadınlarla beraber ol-
mayı sürdürebilecek. Bu anlayış,
kadın erkek ilişkilerini zehirliyor.
Aşkı, sevgiyi öldürüyor.
Eğer bir erkek başka kadınları
arzuluyorsa, kadın da başka er-
kekleri arzulayabilir. Bu, insani ve
doğal bir durum. Fakat iş o nok-
taya gelince erkeğimiz celalleni-
yor ve "Katli vaciptir" diyebiliyor.
Ahmet Çakar, "Mankenlere, sa-
natçılara bekâret sorusunu sor-
mayın" derken neyi kastediyor?
Biliyor ki, rmanken dünyasında ka-
dınlar da tıpkı erkekler gibi sevgi-
li değiştirebiliyor. Sanatçı kadınlar,
kendi yaşamlannı kendileri kurabil-
dikleri için, erkeğe daha az bağım-
lı olabiliyorlar. Işte Ahmet Çakar
bunun pek de bilinmesini istemi-
yor.
Burhan Çaçan evli mi değil mi bil-
miyorum. Evliyken başka kadınlar-
la birlikte oldu mu olmadı mı onu
da bilmiyorum. 0 konuda ne dü-
şünür onu da bilmiyorum. Bir ka-
dının öldürülmesinin helal olması,
aslında namusla din arasında bir
bağı da ifade ediyor.
Burhan Çaçan, "kocasını al-
datan" kadının öldürülmesinin helal
olduğunu söyiüyor. 0 zaman acaba
kansını aldatan erkeğin ne yapıl-
ıması gerektiğini düşünüyor? -"Al-
datma" sözcüğünü çok da anlam-
lı bulmuyorum. Çünkü, bir erkeğin
ya da kadının bedeni ve duygulan
asıl olarak kendisine aittir. Bunu
bir başka cinsle paylaşması
tamamen onun tercihidir. Burada
aldatılan birisi olduğu inancında
değilim.- Kadınlar öldürülecekse,
erkekler ne olacak? Bunu bu tür
erkeklerin düşündüklerini hiç san-
mıyorum. Çünkü, erkeğin yaptığı
onlaragöre "aldatma" değil, erkek-
lik eylemidir.
Bir ülke ne kadar geriyse, erkek-
leri de o kadar "namus "lanna düş-
kün oluyorlar.