Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2002 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Türkiye ve Uluslararası Müteahhitler Birliği Başkanı Nihat Özdemir'le iş dünyasını ve sporu konuştuk
S 6 Y L E S I : LEYLA TAVŞANOĞLU
leylatavsanoglu (a cumhuriyet.com.tr
Uzm zamandır akhrnda Türkiye de müteahhiîliğin sonınlarına
£İmea \ardı. İşi genellemek doğru olmuyor, ancak zaman
sarnar. müteahhitler arasında ihale mafyaları oluşturulduğu
J^lığıma çalınıyorlu. Böylece Türkiye Müteahhitler Birliği ve
Ulvskrarası Müteafthıtler Birliği Başkanı, Fenerbahçe îkinci
Başkanı Makine Mühendisi Nihat Özdemir le konuşmafırsatı
aramaya başladım. Ama ne mümkün... Özdemir çat burada, çat
Sııriyede, çat Avusturyada... Cıva gibi avuç içinden kaçıyor.
Sonundayakalandı. Birkaçgün önce Ankara da bulunduğum
sırada buluşmak için sözleştik. Çankaya daki LÎMAK adlı şirket
merkezinde bir araya gelip konuştuk. Sonra da şirketin altı
kişilik "Citation Excel" tipi uçağıyla îstanbul'a uçtuk. Nihat
Özdemir, Türkiye de müteahhit imajının gerçekten bozuk olduğu
konusunda bana hak verirken "Bunu düzeltme mücadelesi
veriyoruz " dedi. Özdemir 'le ayrıca Fenerbahçe de olup bitenleri
de ele aldık. Özdemir konuşmamızda, ikinci başkanı olduğu
hdübünü ve Fenerbahçefutbol takımını uluslararası alanda
marka yapmaya baş koyduğunu belirtiyor, "Türkiye 'nin de öbür
ülkeler gibi üç tahmımn, yani Fenerbahçe, Galatasaray ve
Beşiktaş 'ın dünya takzmları olması gerekiyor" diye
konuşuyordu.
AB iiyeliğinin•• •• ••
onunu
açmalıyız
-Peki,yurtdışındanjîrmalarla ortaklık-
Ua- knruyor musunuz?
- Bunu mutlaka yapmalıyız. Türkiye Mü-
teahhitler Birliği ve Uluslararası Müteah-
hitler Birliği olarak uluslararası kuruluşla-
ra üye olmanın çok büyük avantajlan var.
Avrupa Uluslararası Müteahhitler Birliği
diye bir kuruluş var. Sadece AB üyesi ül-
kelerin müteahhitlik kuruluşlan buna üye
olabiliyor. On beş üyesi varmış, bir zaman-
lar. On altıncı üye olarak tsviçre'yi almış-
lar. Derken on yedinci olarak bizi aldılar.
Bu bize şunu sağlıyor:
Sivü toplum kuruluşlan olarak AB kuru-
luşlanna açılarak Tüıkiye'nin AB iiyeliği-
nin önünü daha fazla açmış oluruz. Bunu
da sağlayabilmemLz lazım.
Bir başka yanı da bu tür kuruluşlarda
görev alarak yurtdışında Türk müteahhit-
lerin imajının düzelmesi sağlanır.
Türk müteahhitlerir kendi aralannda kon-
sorsiyumlar kurmak yerine Avrupalı, hat-
ta Arnerikah kuruluşlarla ortaklık kurarak
üçüncü ülkelerde iş imkâru bulabilmelen la-
zun.
Geçen hafta Bayındırlık Bakanı'yla Su-
riye'ye üç günlük br gezi yaptık. Orada
yaphğımız temaslardan sonra şu tablo or-
tayaçıktı: Büyük olasılıkla bizim Lübnan,
Irak, Ürdün piyasasuıa Suriyeli müteahhit-
lerle ortaklık kurup gırmemiz gerekecek.
Çünkü Suriyelilerin o ülkelerde çok büyük
etkileri ve etkinlikleri var.
Dolayısıyla biz oraiara giderken hem ris-
ki paylaşma açısından avantajh oluruz hem
de daha büyük bir pastadan pay alınz. di-
ye düşünüyorum.
- Yunanlı müteahkitlerle işyapıyor mu-
sunuz?
- Yunanlılar arasınia çok iyi dostlanmız
var. Avrupa Uluslara-ası Müteahhitler Bir-
liği'ne girerken en bâyük desteği Yunanlı-
lardan gördük. Onlaria işbirliği kuruyoruz.
Ama Türk müteahhiılerin Yunanistan'da iş
yapmalan çok zor. Çinkü Yunanlı müteah-
hitlerde hâlâ kısmen Yunan milliyetçiliği ege-
men. Yine de YuaarJı müteahhitlerle bir-
leşip üçüncü ülkelerie iş yapabiliriz.
Taraftar centllnen olmalı
- Siz Fenerbahçe Spor Kulübü İkinci
Başkanı olarak bizieki futbol maçı izle-
me terbiyesini nastlgörüyorsunuz?
- İnsanlann maçLan aileleriyle, çoluk ço-
cuk gidebilmeleri la:ım. Efcn bunu yurtdı-
şında gördüm. Batılılar sporu aileleriyle
birlikte yapacaklan revkli bir iş olarak gö-
rüyorlar.
Dolayısıyla birincimadde, kesinlikle küf-
redilmeyecek. Tafei ki tezahürat yapılu".
Ama küfrehnek, ash...
îkincisi de şu:
Insanlar maç ba^krken okımlannt cen-
tilmence desteklemdidirleı Maç bitince de
insanlar el ele, kartleşçe biıbirlerine takıla-
rak stattan çıkmalıdrlar.
Stadyuma gidiyonunuz,ince esprili, hoş
pankartlarla karşılaşyorsuıuz. Buna mem-
nun oluyorum. Ctenspn, söyle bir olayla
karşılaşrtm:
Fenerbahçe-Barcelona tnaçmda bizim
stadın elektrikleri ksümişi. Rezillik. Bü-
tün dünyada, "tşte^jampnonlar Kgi maçL
Türkiye ve Fenerbaöçe'' dye gösterilmiş-
ti.
Derken Ali Sarr*i Ven Stadı'na maça git-
tik. Statta şöyle bir sankar gözleri alıyor-
du:
"Burası AH Sarn \ien. Burada elektrik
var."
Bunlar hoş esprier. Ajıa taciz, küfiir,
maçtan sonra kav jahşmât, bizim harcı-
mız değil.
- Peki, siz Feneriakçe jönetimi olarak
bu tür davranışlarh müc-tdeleetmek için
neyapıyorsunuz?*
-Bizgörevegelc±iiuniz gindenberibun-
lara karşı mücadeleveriyoruz. Bir babanın
üç oğlundan birisi JeDerbançeli, biri Gala-
tasaraylı, birisi de lejiktadı olabilir. Ama
bunlann arasında cüsmaıiık ojabilir mi?
Asla olmamalıdır_ îoouçti bir futbol maçı
izliyorsunuz. Tabii lctctruğınuztakımınga-
lip gelmesini istersnE. Ajıa takımınızye-
nildiği ya da şarmpvcnluğj kaybettiği za-
man da bu, dünyar»n »nu Jeğildir. Işte, bu
zihniyetin değişn*ei iazm.
Aynca bizler a^klamaar yaparken de
kullandığımız sözscıkere cok dikkat etme-
liyiz. Ben böyle b£*r
fierbthçeliyim. Böy-
le bir Fenerbahçe1 ijimayı da devam ede-
ceğim. Böyle bir-
:
enerfc>ıhçeli olduğum
için dönem dönerrıcaniaıan da tepki alı-
yorum. Ama ne »lıra olsın, ben bildiği-
me inanınm.
Müteahhitlerin kötü
imajını değiştireceğiz- Müteahhitlik işine nasıl girdiniz?
- Ben Ankara Gazi Üniversitesi'nden makine mü-
hendisi olarak mezun olduktan sonra üniversitede se-
kiz-dokuz yıl asistanlık yaptım. Bu arada doktora-
ma da hazırlanıyordum. Ama 1970'li yıllann so-
nuydu ve Türkiye'de korkunç bir terör ortamı var-
dı. Özelhkle de üniversiteler bu terör ortamının et-
kısı altındaydı.
Öyle olaylar oldu ki biz öğretim görevlileri ve öğ-
retim üyeleri de bu olaylardan nasibimızi aldık. Ar-
tık ünıversitede görev yapmamın hemen hemen ola-
naksız hale geldiğini görmeye başlamıştım. Ama
hayattaki en büyük idealim de üniversitede kalıp
akademik kanyer yapmaktı. Olmadı.
Bunun üzerine üniversiteden aynhp iki arkadaş Ll-
MAK şirketini kurduk. Öbür
arkadaşım da benimle aynı üni-
versitedendi. Başlangıçta mü-
hendislik şirketıydi. Sonra ya-
pıma döndük. Birçok projeyi
bitırdik. Şu ana kadar Türki-
ye'ye 1.5 milyar dolar civann-
da para girdisı sağladık. Şimdi-
ki halde Hindistan'da bir proje
yürütüyoruz.
Türkiye'de barajlar, yollar,
antma tesisleri, sulama, konut
projeleri. anahtar teslimi en-
düstriyel projeler yaptık. Do-
ğalgaz boru hatlan inşa ettik.
Bunlan yapmaya devam ediyo-
ruz. Dolayısıyla bugün fırma-
mız Türkiye'de ilk elli müteah-
hitlik firması arasına girebile-
cek kapasitededir.
Turlzm gellrl dü;ük
- LİM.4K'mparasal durumu
nasıl?
-Gayet iyidir. Biz krediye pek
itibar etmeyiz. Müteahhitliğin
yanında başka şeyler de yap-
mamız gerektiğini düşündük.
Turizm işine girdik. Şu anda
Antalya'da üç tane otelimiz \ar.
Otellerimizin toplam yatak ka-
pasitesi üç bin üç yüz. Bu işe yüz
milyon dolann üzerinde yatınm yaptık.
Bundan memnunuz. Çünkü bunlar Türkiye'nin ima-
jı için önemli projelerdir. Ben dünyanın pek çok yö-
resini gezdim; gördüm. Bizim yaptıklanmız dünya-
nın en yeni, en genç turizm tesisleridir.
Çok sıkıntı çekiyoruz. Ekonomik, sosyal sıkıntı-
lanmız var. Üstelik ülkemizde turizme karşı olan bir
toplum kesımı olduğunu da biliyorum. Buna karşuı
biz turizmi gözümüzün bebeği gibi tutuyoruz.
- Türkiye'nin bugünkü turizm geliri 10 milyar
dolar dolaymda değil mi?
- Evet. Ama bu çok düşük bir rakam. Türkiye'nin
turizm geliri yıllık 40 milyar dolann üzerinde olma-
hdır.
Demek ki Türkiye'nin iyi imaja, iyi tanıtılmaya,
kalitelı turiste ihtiyacı var.
- Türkiye 'de turizmci nedense kendisini hepgü-
neş ve deniz turizmine odaklıyor. Oysa biz ülke-
mizde dört mevsimiyaşıyoruz. Üstelik bütün dün-
yada çevre, tarih, kongre turizmi ağırlık kazandu -
Bizim turizmciler bu alanları sizce neden ihmal
ediyorlar?
-Çok haklısınız. Kongre turizmini nispeten güneş
ve denız turizminin içinde yapmaya çalışıyoruz.
Ama tarih ve çevre turizmi çok önemli.
Ülkemiz başlı başına bir tarihi eserler hazinesi. Tu-
rizmi Anadolu'ya da yaymarruz lazım. Doğu Ana-
dolu'da, Van'da, Kars'ta. Diyarbakır"da ne kadar
önemli tarihi yerlerimiz var.
Aynca, Türkiye'nin kullanabileceğı din turizmi ala-
m var. Ülkemizde çok çeşitli dinler yaşamış. Ama
biz bu alanı hıç kullanmıyoruz.
Bir Hasankeyf var. Biz Zeugma'vı perişan ettik.
Ben tabiı ki Birecık Barajı'na karşı değilim. Ülke-
mızın suya, enerjiye ihtiyacı var. Ama Hasankeyf,
Zeugma başka yerlere taşınabilirdi.
Hep batıdan para kazandık
- Peki, LİMAK olarak başka hangi alanlara ya-
tınm yapttntz?
- Güneydoğu'da bir çimento fabrikası aldık. Yeri
Siirt, Kurtalan'da. Ben Doğu Anadoluluyum. Ama
biz hep Batı'da para kazandık. Hiç Doğu'da iş yap-
madık. Ama ben Doğulu, hatta Güneydoğulu bir
ışadamı olarak kesinlikle o bölgede bir yatmm yap-
mam gerektiğini düşündüm. Böylece Siirt Kurtalan
çimento fabrikasını aldık. Çok da iyi ettik. Şu anda
o bölgede o fabrikadan beş yüz kişi ekmek yiyor. Üs-
telik Irak'a da ihracat yapıyoruz.
Türkiye"deki bütün işadamlarının Doğu ve Güney-
doğu Anadolu'ya birer fabrika yapmalan gerektiği-
ne inanıyorum. Başka türlü biz Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu'yu kazanamayız da, kalkındıramayız
da. Aynca, yap-işlet-devret modeline uygun olarak
iki tane enerji santralımız var. Biri Denizli-Çal'da,
öbürü Toroslar'ın üzerinde. Tamamıyla çevreye
uyumlu iki santral. Tünelli.
Yani biz inşaat, turizm, çimento, enerji üretimin-
de çalışan bir firmayız. Aklı başuıda, borca dayan-
mayan, ayağını yorganına göre uzatan bir grubuz.
Çalışmayı sevlyorum
- Kaç personeliniz var?
- LİMAK'ta şu anda toplam çalışan sayısı beş bi-
ni buldu. Sadece otellerimizde bin yedi yüz kişi ça-
lışıyor. Çimentoda beş yüz, geri kalan üç bin kişi de
inşaat ve enerji alanında görev yapıyor.
zilik ya da bakkallık yaparken bir bina inşa ettiği için
kendisine müteahhit diyeni üyeliğe almıyoruz. Yüz
on üyemiz var. Ama Türkiye'deki projelerin yüzde
75'ini benim üyelerim üstlenir.
Öte yandan Uluslararası Müteahhitler Birliği üye-
leri de yurtdışındaki işlerin yüzde doksanını yapı-
yor. Bunlar Türkiye'nin en seçkin kuruluşlandır.
- Peki, Uluslararası Müteahhitler Birliği'nin
kaç üyesi var?
-Elli üç üyesi var. Biz, Türkiye'de yeniden müte-
ahhitlere iyi imaj, iyi vizyon kazandırmaya çalışı-
yoruz. Çünkü biliyorsunuz, ülkemizde müteahhit-
lerin kötü imajı vardır.
- Evet, hatta genelleştirmeden söylüyorum, ki-
mileri için zamanında "ihale mafyası" deyimi bi-
NİHAT ÖZDEMİR
1950, Diyarbakır doğıımlu.
Yükseköğrenimini Ankara Gazi
Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık
Fakültesi Makine Mühendisliği
Bölümü 'nde tamamladu Ege Üniversitesi
Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi
Endüstri Bölümü 'nde masteryapth Bir
süre Ankara Üniversitesi Mühendislik ve
Mimarlık Fakültesi
1
nde asistanlık yaptı.
Ancak 1970'liyıllann sonlarındaki terör
eylemleriyüzünden üniversiteden aynldu
LİMAK İnşaat Sanayi ve TıcaretAŞ'yi
kurdu. Şimdi bu şirketin yönetim kurulu
başkanı. Aynı zamanda Türkiye
Müteahhitler Birliği ve Uluslararası
Müteahhitler Birliği başkanhklannt ve
Fenerbahçe Spor Kulübü İkinci
Başkanlığı 'nı yürütüyor.
Ben çalışmayı çok seviyorum. Ama sosyal bir ya-
nım da var. Biliyorsunuz Fenerbahçe yönetiminde
görevhyım. Sekiz yıl Ankara Atlı SporKulübü Baş-
kanlığı yaptım. Ama Müteahhitler Birliği ve Ulus-
lararası Müteahhitler Birliği Başkanı olunca Atlı
Spor Kulübü Başkanhğı'ndan aynldım. Düz yöne-
tim kurulu üyesi olarak hizmet veriyorum.
Başka pek çok kulübün yönetim kurulu üyesiyim.
Türkiye Müteahhitler Birliği \ e Uluslararası Müte-
ahhitler Birliği Başkanı olarak şunu söyleyebilirinv.
Bu iki kuruluşa çok zor üye olunabilir. Ancak bel-
li niteliklere sahip firmalar üye alınabilir. Yani ter-
le yakıştırılmıştu..
- Işte, biz de bu damgalardan, bu yakıştırmalar-
dan kurtulmak istiyoruz.
Öncelikle bizler kendı kendimizi eleştirmehyız
ki doğruyu bulalım. Yapılamamıştır, sıkıntılar var-
dır. Bundan sonra olmayacak mı? Yine olacak. Ama
mümkün mertebe azaltalım, bu sektörün imajı dü-
zelsin, istiyoruz.
Zaten bu konuda Türkiye Müteahhitler Birliği ve
Uluslararası Müteahhitler Birliği üyelerinin diğer
müteahhitlerden aynlmalannı istiyoruz.
Bugüne kadar buralarda hiç seçim ortamı olma-
mış. Yıllarca bu kuruluşlarda bu işin birkaç eskisi
oturmuşlar ve yönetmişler. On iki yıl başkanlık ya-
pan bir ağabeyimiz artık başkanlığı bırakınca bu se-
fer beni seçtiler.
Ama ben bu başkanlığı dört yıldan fazla yapma-
ma karanndayım. Şu anda benim yönetim kurulum-
da çok iyi, çok düzgün çalışan insanlar var. Bu in-
sanlann gelişmesi, yetişmesi benim amacım. Dola-
yısıyla buralarda yeni başkanlar yetişmeli.
Bugün Türkiye'de müteahhitlik şirketleri ikinci
kuşağın elme geçti. Bu ikinci kuşak kişiler yurtdı-
şında eğitim gördüler. tki üç dıl konuşuyorlar. Bu ki-
şileri yönetim kurullannda göreve ahnak gerekıyor-
du.
Güç blrllğl şart
Bu ikinci kuşak dediğimiz kişiler şu anda benim
yönetim kurulu üyeliklerimin yansmı oluştunıyor.
Bunlar şu anda dünyanın her köşesinde iş peşinde
koşuyorlar. Çok iyi çahşıyorlar. O nedenle ben on-
lar sayesınde çok iyi verim alacağımıza inanıyorum.
Şu anda benim yönetim kunılumda dört yıl son-
ra başkanlık yapacak nitelikte en az beş-altı arkada-
şım var.
Yine özeleştiriye dönersem... Ne yazık ki ülkemiz-
de müteahhitlerin imajı çok kötü. Ama bu yakıştır-
ma bir imaj değil. Çok haklı yanlan var. Biz bunu
yenme çabası içinde>iz. Biz kendimize misyon ve
vizyon kazandırmalıyız. Bu yolda da büyük bir mü-
cadeleye girdik. Eline çantasmı alanm gidip ulusla-
rarası piyasalarda iş almalannı önlemeye çalışıyo-
ruz. Birliklerimizı bir akreditasyon merkezi haline
getirme karanndayız. O yolda da yürüyoruz.
Her ülkeye değil, önemli, belirli ülkelere gidece-
ğiz. Firmalann kendi aralannda güç birliği oluştu-
rup riskleri paylaşmalan gerekiyor.
Bir örnek vereyim. Bir firmamız Pakistan'da bir
iş aldı. Bu bir yol ışiydi ve büyüktü. Ama şirkette
meydana gelen bazı sıkıntılardan dolayı Türkiye bu
işı kaybetti. Oysa iki ya da üç ortakla bu işe gınl-
seydi, bir ortakta sıkıntı olduğu zaman öbür iki or-
tak işe devam ederdi.
Fenerbahçe'yi
dünya
izleyecek
- Fenerbahçe Basm Sözcüsü Atilla
Ktyat, şirketleşmeden elde edilecek
40 milyon dolann transferiere
harcanmayacağını söyledl Siz bu
konuda ne diyeceksiniz?
- 30 ile 40 milyon dolar arası bir pa-
ra bu. Bunu yine şirketleşmeye har-
camayı düşünüyoruz. Biliyorsunuz,
stadımızın dörtte üçü bitti. Sadece bir
bölümü kaldı. Bir de stadın orada Ke-
nan Evxen Anadolu Lisesi var. Bu da
tam bizim genişleme sahamızın için-
de. Şu anda tstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi ve Milli Eğitim Bakanlığı'yla
görüşmeler yapıyoruz. Bize bir arsa
verecekler. O okulun daha mükemme-
lini o arsanın üzerinde yapacağız. Za-
ten Kenan E\Ten Anadolu Lisesi bi-
nası depremde hasar görmüş bir ya-
pı. Dolayısıyla onun arazısi kulübün
olacak. Biz başka arsaüzerine sağlam
bir lise binası yapacağız. Kulübün
mülkiyerine geçecek arazi üzerine de
bir alışveriş merkezi, otoparkı olan
bir Fenerbahçe tesisi yapmayı düşü-
nüyoruz. Dörtte biri yapılmayı bek-
leyen stadımıza da yine bir otopark
yapmak istiyoruz. Yani Fenerbahçe
maçlannı izlemeye gelecekler, ailele-
riyle arabalannı otoparka bırakıp sta-
da girecekler. Stadın yeri Kadıköy'ün
çok önemli, aynı zamanda sıkıntıh
bir yöresi. Otoparkı yaparak oradaki
insanlann rahat etmelerini sağlaya-
cağız. Yalnız şunu özellikle belirtmek
isterim:
Başkan da, biz yönetimkurulu üye-
leri de şirketleşmeden elde edilecek
gelirden dolayı kulüpte kalan alacak-
lanmızı almayacağız.
- Peki, ya transferler ne olacak?
- Biz zaten transferlerin çoğunu bi-
tirdik. Örneğin Ortega gibi dünya ça-
pında bir futbolcuyu rransfer ettik.
Abneyda gibi çok önemli bir futbol-
cuyu transfer etmeye çalışıyoruz. Fe-
nerbahçe'nin oynayacağı bütün maç-
lan artık bütün dünya izleyecek. Ya-
ni, Fenerbahçe'nin maçlan artık sa-
dece Türkiye'de izlenen maçlar ol-
mayacak.
Halka açılmalıyız
Ortega. Türkiye'ye gelen en ünlü fut-
bolcu olacak. Galatasarayh Hagivar.
Ama Ortega ondan da ünlü. Hatta
ona, Maradona'nın devamı, diyorlar.
Bizim spor kulüpleri artık Türkiye
imajını dünyaya tanıtmalılar. Galata-
saray'a bakın. Bunuçokönemli biçim-
de yapıyor. Endonezya'run Bali Ada-
sı'na gitmiştim. Orada gençlerle ta-
nışnk. Bize nereli olduğumuzu sordu-
lar. Türkiyeli olduğumuzu duyunca,
"BizdeGalatasara\1ı\Tz'' dediler. Tür-
kiye'yle Endonezya arasındaki saat far-
h 12 saat. Bu da tabii büyük bir ile-
tişim kopukluğu anlamına geliyor.
Ama buna karşm bu gençler Euros-
port'dan Galatasaray'ın maçlannı iz-
liyorlar. Çok önemli... Galatasaray,
dünyaya Türkiye imajı verdi. Fener-
bahçe'nin de bunu yapabilmesi la-
zım. Hatta Beşiktaş'ın da... Ama bir
ülkeden ancak üç takım çıkabiliyor.
Bütün dünya ülkelerine bakın. Aynı
durum olduğunu göreceksiniz. Biz
de bu üç takımı çıkarmayı başarabi-
lirsek Türkiye için bütün dünyada bü-
yük reklam yapmış oluruz.
- Ama burada Galatasaray farkı
yok mu? Tabiibunu bir Galatasaray-
lı olarak söylüyorum...
-Yok, ama Fenerbahçe'nin de Şam-
piyonlar Ligi 'ne taşınabilmesi lazım.
Bunu başarabiliriz. Bütün mücade-
lenüz bu. Demin dediğim gibi tesis-
leşme işini bitirdik. Şimdi artık hal-
ka açılmamız laztm. Dünya kulüple-
rine bakıyoruz; hepsi halka açılmış.
Galatasaray da halka açılmış.
Bunu biz de başarmalıyız. Fenerbah-
çe'yi, çok önemli bir kadro kurup
dünyakulübü haline getirmehyiz. Bu
takım Şampiyonlar Ligi'nde başanlı
olacakhr. Böylece de bütün dünya
Galatasaray'la birlikte Fenerbahçe'yi
de tanımış olacak. Bu Türkiye için
birgörevdir. Dolayısıyla da ben elim-
den gelen hizmeti yapmaya çahşıyo-
rum. Aynca bizim işadamlanmız Ga-
latasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ku-
lüplerinin yönetim kurullannda görev
alarak bu kulüplerin dünyaya taşuıma-
lanna yardımcı olmalıdırlar. Türkiye
bundan çok para kazanır.