Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2002 PAZARTESt
HABERLERIN DEVAMI
Köken tartışması
M Baştarafı 1. Sayfada
dim. Ilk kez duyuyo-
rum. Çiller dönme mi?
SD: Dönme mi bile-
ınem. Ama babası Sela-
nik'ten gelme. Mübade-
le sırasında Milas ve ci-
vanna yerleştirilenler-
den.
CA: Genelkurmay
Başkanı İsmail Hakkı
Karadayı nin MGK
Koordinasyon Kurulu
toplantısında Çiller'e
'terörle mücadeledeki
çabanız ve Silahlı Kuv-
-vetler'e sağladığınız
destek tarihe geçecek'
dediği söyleniyor, anla-
tılıyor.
SD: Karadayı'nın
böyle bir şey söylediği-
ni sanmıyonım.
CA: Ama hâlâ bu ka-
dını destekliyorlar.
SD: Kimler
0
CA: Karargâh. Ge-
nelkurmay karargâhı.
SD: Ahmet Çörekçi.
Ikinci Başkan. Olabılir
ama karargâhta
l
6 okka
taşaklı kadııT dıyenler
var hâlâ.
'Ecevit Kürt
kökenli'
SD: Kürt meselesin-
de Ecevit bir zamanlar
70'lerde çok değişik ve
milliyetçi değildi.
TtP'in doğu illeri mi-
tinglerini destekliyor-
du. Şimdi milliyetçi ol-
du ve Kürt meselesine
başka gözle bakıyor, ül-
kenin bölünmezliğiyle
ilgıli.
Bana Bölükbaşı nın
söylediğine göre, Ece-
vit'in büyükbabası Tun-
celili Sabri Bey. Sonra
Kastamonu'ya yerleş-
mış.
Orada Ecevit diye bir
köy varmış, oradan ge-
liyor.
Bunu en iyi Osman
Bölükbaşı bilir. Bana
'Cumhuriyetin en son
sicil memuru benim'
derdi.
Yani? Demirele göre
(bır kez daha deginiyor)
Ecevit Kürt kökenli!
SD: Brezinski, kita-
bında 'Türkiye'de uy-
guladığımız yöntemle-
ri İranda da kullan-
malıydık' der. ABD
Iran'daki mollalarla an-
laşamadığına çok piş-
mandır. Brezinski'nin
dediği gibi. mollalardan
önce şaha ordu darbesi
yaptırsaydı, daha sonra
ordu ile anlaşır, yavaş
yavaş siyasetten ordu-
nun çekilmesini sağlar-
dı.
Eğer ABD ulusal ya-
rarlarında anlaşmaya
vanrsa RP'yi de destek-
ler. Işbirliği yapamaya-
cağını anlarsa Cezayir
modelini de kullanır. Ya-
ni darbeyi!
ABD, Türkıye'de kır-
mızı şalı sallar (iki elini
şal varmış gibi salladı)
ve... Bizimkiler de dar-
be için zaten hazırdır.
Boğa gibi saldırırlar.
Ancak, ABD'nin deste-
ği olmadan darbe yapa-
mazlar. Desteğe, hima-
yeye ihtıyaçlan vardır.
O da ABD'dir.
Şimdi benim korkum
şu: Bunlar. bir söyler, i-
ki, üç, beş söyler... Ba-
kar ki sonuç çıkmıyor
savcılıklardan vs. bom-
bayı koyar. Hani 12 Ey-
lül'deki gibi. Bir günde
yüzlerce bombalı pan-
kart asılmıştı. Benim
kaygım bu. Rejim me-
selesine döner.
CA:MlTledesıkko-
nuşuyorsunuz?
SD: Haftada bir. iyi
olur, daha çok konuş-
mak ama "malum yer-
den' (Başbakan'dan),
burnundan soluyor
(Müsteşar Köksal)
Aynlmak istiyor. Ka-
dın MİT Müsteşan'na
kötü muamele ediyor.
Fakat müsteşara 'Yok'
dedim, 'kal ve diren'.
SD: Bilir mısin neye
yananm: Kenan Paşa'ya
30 Ağustos 1980"de
(eliyle büyük olduğunu
anlatan bır işaret yaptı)
bir kutu puro gönder-
dim. Kenan Paşa, bizim
o tezek gibi yerli purola-
n içiyordu. En iyisinden
purolar. kocaman bir
kutu.
CA: Havana purolan
herhalde. Tanesi 50 do-
lar falan galiba.
SD: (Başıyla onayla-
dı) Işte... O purolaraya-
nanm
Demirerin
Fethullah çelişkisi
DemirePe bir kez da-
ha Fethullah Gülenı
sordum.
'Çok ikna edici bir
konuşma tarzı olduğu-
nu, vaaz verirken din-
leyenlerine söyledikle-
rini kabul etrirmesini
bildiğini, ama Gü-
leıTden hazzermediği-
ni' söylemişti.
SD: Dün Edırne'de
(Kırkpınar güreşleri sı-
rasında) belediye başka-
nı yamma geldi. 'Fet-
hullah Gülen burada.
Elini sıkar mısınız' de-
dı. Reddettim.
Sonra Kırkpınar gü-
reşlerini organize eden
adam ısrar etti.
Valiye sordum. 'Kim
getirdi bu adamı bura-
ya?' Bilmedığini söyle-
di.
Kazanan güreşçilere
mükafatlar verilirken
ödüm koptu. Bu adama
da verdirirler diye. Al-
lah'tan olmadı böyle bir
şey.
(Fethullah Gülen'e
Temmuz 1995"te işte
böyle bakıyordu Demi-
rel. 1998"de de elınden
ödül aldı.)
Kara para oyunuHACER BOVACIOĞLU
ANKARA - Türkiye gene-
linde faaliyet gösteren 12 bin
akaryakıt istasyonu, kâr marj-
lannın düşüklüğü ve kredi kar-
tıyla yapılan alışvenşlerde ban-
kaların aldığı komisyonlar ne-
deniyle zor günler geçiriyor.
Petrol Işyerenleri Sendika-
sı'nın (PUİS) verilerine göre,
son 3 yıl içerisinde bine yakın
akaryakıt istasyonu kapanırken
1500 bayi de satışa çıkanldı.
Ekonomik kriz nedeniyle sa-
tışa çıkanlan akaryakıt istas-
yonlannın ise sektördeki yük-
sek maliyetler nedeniyle, kara
para aklayıcılarının eline geç-
tiğine dikkat çekilıyor. Türkiye
Akaryakıt ve Bayileri Petrol ve
Gaz Şirketleri Işveren Sendi-
kası (TABGİS) Genel Başkanı
Atıf Ketenci de bir akaryakıt
istasyonunun satış fiyatının 3.5
milyon dolarla-14 milyon dolar
arasında değiştiğini vurguladı
Normaldeğeri 14 milyon dolar
olan bir istasyonun bu fiyat
üzerinden alıcı bulmakta da
zorluk çektiğini vurgulayan
Ketenci, "Fiyatlar, 3.5 milyon
dolara kadar düşürülüyor.
Buna karşın akaryakıt istas-
yonlarını sektör dışından ki-
şiler alıyor. Çünkü milyon
dolarlara ulaşan rakamları
ödeyebüecek ve daha sonra
da işletme giderlerini karşı-
layabilecek akaryakıtçı yok
denecek kadar az" dedi. Sek-
tör dışından gelen bazı kişile-
rin ıse yasal olmayan işlerden
elde ettiklen paralan akaryakıt
ıstasyonlanna yatırdığını vur-
gulayan Ketenci. gereklı ön-
lemlerin ahnmaması durumun-
da bu sürecin hızlanarak süre-
ceği uyansında bulundu.
PÜİS Genel Başkanı İsmail
Aytemiz de tüm yetkilileri,
sektörün yasadışı işlerle uğra-
şan kişilerin eline geçmemesi
için mücadele etmeye çağırdı.
Aytemiz. birinci sınıf bir akar-
yakıt istasyonunun 1.5-2 tril-
yon lira, 2. sınıf bir akaryakıt
istasyonunun ise 500-600 mil-
yar liraya mal olduğunu vurgu-
layarak yalnızca akaryakıt ti-
caretiyle uğraşan bir bayinin bu
yatınm yükünü karşılamasının
mümkün olmadığını belirtti.
Aytemiz şunlan söyledi:
"Artık namuslu insanların
sektörde kalma şansı kalma-
dı. tstasyonlar birer birer
sektörü yozlaştırmak, yolsuz-
luk yapmak isteyenlerin eline
geçiyor. Gerekli önlemler
alınmazsa, istasyonlarda ka-
ra para da aklanabilir, yol-
suzluk da yapılabilir."
Irkçılığı yasaklayan
sözleşmeye onay
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye,
1972 yılında imzalanan
"Her Türlü Irk Ayrım-
cıhğının Ortadan Kaldı-
nlmasınaİlişkin Ulusla-
rarası Sözleşmeyi" 30
yıl sonra, AB üyeliği sü-
recinde onayladı.
Resmi Gazete'nin bu-
günkü sayısına göre, Ba-
kanlar Kurulu, 13 Ekim
1972 tarihinde New
York'ta imzalanan, 3 Ni-
san 2002 tanhli ve 4750
sayılı kanunla onaylan-
ması uygun bulunan söz-
leşmeyi Dışişleri Bakan-
lığı'nın tavsiyesi üzerine
onayladı.Türkiye sözleş-
meyi onaylarken 22. mad-
desine çekınce koyarak
uyuşmazlık durumunda
Uluslararası Adalet Diva-
nı'na gitme yolunu kapat-
tı. Sözleşmenın 22. mad-
desi şöyle: "İki ya da da-
ha fazla taraf devlet ara-
sında bu sözleşmenın
yorumlanmasını ya da
uygulanmasını ilgilendi-
ren ve göriişmeler ya da
sözleşmede açıkça belir-
rilen yöntemler yoluyla
çözümlenemeyen her-
hangi bir uyuşmazlık.
taraflar bir diğer çözüm
yolunda u/laşama/.larsa
uyuşmazlığa taraf dev-
letlerden birinin tale-
biyle karar alınmasını
teminen Uluslararası
Adalet Divanı'na intikal
ettirilir."
nıt£iıınıı m
H\¥\ VE Pi
Büyük işçiyürüyüşünün yıldönümü
Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından "15-16 Haziran büyük iş-
çi yürüyüşü"nün 32. yıldönümü nedeniyle Mecidiyeköy Kültür Mer-
kezi'nde "İşçi Sınıfı ve Partili Mücadele" konulu bir panel düzenlen-
di. Panelde konuşan TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, günümüzde-
ki siyasi sorunun ancak sendikalarla işçi partilerinin birleşmesi yoluy-
la düzeleceğini söyledi. Türkiye'deki birçokşehirden gelen işçilerin de
söz aldığı paneli. İSKİ işçisi Yaşar Çelik ve Bankacılar Sendikası üye-
si Meltem Sayar yönetti.
Çifler'in îranla savaş planı• Baştarafı 1. Sayfada
ra siyasi mücadelenin etkisiyle ordunun
komuta kademesindeki bazı gruplaşma-
lan ve döneme damgasını vuranlann renk-
li kimliklerini de sergilıyor.
"Çankaya Muhalefeti"nden Iran gerili-
miyle ilgili bazı alıntılar şöyle:
(20Mayıs 1995)
SD: Bu Çiller bır çılgın. 4 Haziran'ı (ye-
rel ara seçim) almak için çılgınca şeyler dü-
şünüyor. Bana anlattı, bır kısmını durdurduk.
CÂ: Ne gibi şeyler efendim?
SD: Dış olay yaratmak! Komşulara çat-
mak. Arasında tran'ı vurmakgibilen de \ar.
(2 Haziran 1995)
"tran topraklarım jetlerle bombala-
mak. başımıza büyük iş açar. tran'la savaş
başlar. Çiller delirdi mi" dedim Demirele.
Demırel beni şaşırtmaya kararlıydı: "*Sa-
dece bombardıman olsa hadi neyse. Kara-
dan da İran topraklarına girecektik."
"Aman Allahım" dedim. "yıllarca süre-
cek bir savaş!"
Demırel anlattı:
"Genelkurmay Başkanı burada yoktu.
Ikinci Başkan Ahmet Çörekçi ile MGK Ge-
nel Sekreterimizle konuşmuş. Onları ikna
etmiş. (Artık kim kimi ikna etmişti, belli
değil) Karar tamam. Bana geldiler. Çiller.
Erdal Bey, Hikmet Çetın ve generaller. Ben
bu harekâtın anayasaya aykın olduğunu,
hükümetin hudut dışına eldeki mevzuat
ile asker gönderemeyeceğini söyledim. Ge-
nerallere de Siz de sorumlu olursunuz' de-
dim.
Bu konuşma olduğu sırada Genelkur-
may Başkanı dönnıüş." "İştebak" dıyeyi-
neledı Demirel: "Bak ne diyor? (OHAL
Yasası'ndan) Komşu bir ülkeye asker gön-
dermek. harekât yapmak için 'O komşu
ülke ile mutabakat gerekır' diyor..."
Bana doğru geldi, ayaktaydı: "O general-
lere bu maddeyi hatırlattıktan sonra, Ha-
di şimdi asken harekâtı yapın bakalım" de-
dim. Ben, devleti büyük bir beladan kur-
tardım." Ayakta söyleşirken, ben tran'la bir
savaşın ülkeyı sürükleyeceği serüvenlere de-
ğiniyordum.
Demirel "îran'la asırlardır savaşmıyo-
ruz. Pistir bunlar pis! Bir bulaşırlarsa...."
(Aynı gün)
SD: Ben Iran'a savaş karan alınırsa, sonu-
na kadar karşı çıkacağımı yüzlerine söyle-
dim.
CA: lran"a saldırmayı kim soktu kafasına?
Sonunu hıç düşünmüyor mu?
SD: (Yumuşak bir sesle) tkinci Başkan
Ahmet Çörekçi!
(8 Haziran 1995)
SD: Benim burada 2 yıldır yaptığım en
önemli iş, Iran'a harekâtı önlemekti. Genel-
kurmay Başkanı bana 'Yapabiliriz' diyor.
Yani "Gücümüz var' demek istiyor.
Ona 'Yapmak başka. yapınca ne olaca-
ğını bilmek başka' dedim. (Anlaşılan İran
konusunda Demirel'le Genelkurmay Başka-
nı anlaşamıyor.)
(12 Temmuz 1995)
SD: Kadına sordum: 'Dışanda laftan, gü-
rültüden geçilmiyor. (MGK Genel Sekre-
teri) Doğan Bayazıt, üniformah, ABD'ye
gidiyor gizlice, CIA ile görüşüyor. Habe-
rin var mı bundan?'
Hık mık etti, bozuldu. Üniformah olmasın-
da ne var gibi bir tavır sergiledi: 'Haberim
var. CIA'nın asker kanadı ile görüştü. Ne
yapılabilir, ne gibi işbirliği gibi.'
(6 gün sonra)
SD: Karadayı Paşa'ya "Doğan Baya-
zıt'ın ABD'ye gitmesinden haberiniz var
mı' diye sordum. Bana "Ben de sonradan
öğrendim. Başbakan Çiller'in imzalı yazı-
sını görünce... Ben bu türlü gezileri tasvip
etmiyorum" dedi.
(Ağustos 1995-TSK'dekı terfilerin ardın-
dan)
SD: Dün gece komutanlara yemek verdim.
Genelkurmay Başkanfna, yanımızda Milli
Savunma Bakanı Gölhan da vardı,
"MGK'nin yeni genel sekreterine lütfen
söyleyiniz, öyle Amerika'ya gizlice gitmek
yok. Çörekçi Paşa gibi bazı kişilerle gö-
rüşmek, altında bir grup yaratmak da
yok" dedim.
Genelkurmay Başkanı, 'Ben de sizin gibi
düşünüyorum' dedi. Dün geceTansu Çiller
bana, 'Mert (oğlu) bir ara tutturdu, gidip
Kuzey Irak'ta savaşacağım diye. Zorluk-
la verine orurtrum."
tLAMSIZ TAKİPLERDE İLANEN ÖDEME EMRİ TEBLİĞİ
BAYBURT İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'DEN
DosyaNo 1999 232
Alacaklı ve \ekıli T. Emlak Bankası A.Ş. Gen Müd. Vek Av Ferhan ATAMAN A\. Ece B\Ü
Adresi- Emlak Işhanı Kat: 2 No: 11 - ERZLRUM
Borçlu ve adresi: 1 Şaban GÖKTAŞ. Konursu kasabası - BAYBURT, Talatpaşa Bulvan No: 55.
Kat 4. Daıre. 14 ALSANCAK. - İZMİR Alacak tutarı: 9 326.801.555.- TL. tak. tar olan 8.2 1999
gününden itıbaren %180 faizi. icra harç ıe saır eıderlen ile birlikte tahsılı Borcun mustenıdı:
31.12.199"' günlü 2 000.000 OOO.-TL'lik Genel Kredi Sözleşmesı. 8 2 1999 tar 902 yev noter ıhtar-
namesı. \-ukarida >azılı olan alacağın 8.2.1999 gününden itibaren
o
ol80 faızı.
O
o5 BSMV. icra harc.
giderlen \e vekâlet ücretı ile birlikte tahsılı. Yukarıda yazılı borç sebebı\le adınıza göndenlen ode-
me emrı (49) bıla teblığ gelmış. zabıta tahkikatı sonuçsuz kalmış bu sebeple odeme emrının ılanen
tebliğine karar verılmıştir İş bu ödeme emrinin ılanı tarihinden ıtibaren borcu ve takip masraflannı
22 gün ıçinde ödemeniz. borcun tamamına ve\a bır kısmına veya alacaklının takıbat icrası hakkına
bir ıtırazınız varsa. belge altındakı ımza sıze aıt değılse yine bu (22) gün ıçinde açıkça bıldırmenız.
aksı halde e-.as belgenın sızden sadır sayılacağı. imza\ı reddettığınız takdırde merciı önünde >apıla-
cak duruşmada hazır bulunmanız. buna uvmazsanız \akı ıtırazınızuı muvakkaten kaldırılacağı. senet
ve\a borca ıtirazınızın yazılı \eya sözlü olarak tcra Daıresı'ne 22 gün ıçinde bıldirmediğınız takdır-
de aynı rnüddet içınde 74'uncü madde geregince mal bevanında bulunmanız. aksı halde hapısle taz-
yik olunacağınız. hiç mal bevanında bulunmaz veya hakikate a\kın beyanda bulunursanız hapisle
cezalandınlacagınız, borç ödenmez \eya ıtıraz edılmezse cebri ıcra>a devam edıleceğı, takibe itıraz
ettiğiniz takdirde ıtiraz ile birlikte tebliğ giderlerini ödemenız, aksi halde ıtıraz etmemiş sayılacaâı-
mz ılanen tebliğ olunur. 20.05.2002. Basın: 35132
İLAMSIZ TAKİPLERDE İLANEN ÖDEME EMRİ TEBLİĞİ
BAYBURT İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosvaNo: 1999219
Alacaklı ve vekıli: T. Emlak Bankası A.Ş. Gen. Müd. Vek Av. Ferhan ATAMAN. Av. Ece BALİ.
Adresi: Emlak Bank Gen. Müd. Emlak Işhanı No: 11 - ERZURUM.
Borçlu ve adresi: 1. Şaban GÖKTAŞ Konursu köyü. BAYBURT. 2. Birol GÜÇLÜOGULLARI.
Avukat. Gazı BuKarı. Çanka>a Iş Merkezi No: 90. Kat: 5 ÇANKAYA - tZMtR.
Alacak tutan. 8.894.94^.039.- TL.
Borcun müstenidi 7.10 1997 tarihlı. 1.400.000.000.-TL'Iık 1 ad Gen Kredı Sözleşmesı. Ba\bun
Noterlığı'mn 8.2.1999 gün ve 917 saşılı Kat muacceliyet ihtarı, alacağın 8.2.1999 gün. iti. işle>ecek
o
bl80 faızı. icra harç ve \ekâlet ücretı sair giderlen ile birlikte tahsılı.
Yukanda yazılı borç sebebıyle adınıza göndenlen ödeme emn (49) bıla tebliğ gelmiş. zabıta tah-
kikatı sonuçsuz kalmış bu sebeple ödeme emrının ılanen tebliğine karar verılmiştir.
İş bu ödeme emnnın ılanı tarihinden itıbaren borcu \e takip masraflannı 22 gün içınde ödemeniz.
borcun tamamına veya bır kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkına bır ıtırazınız varsa. belge
altındaki imza sıze ait değılse yine bu (22) gün içınde açıkça bıldirmenız. aksi halde esas belgenın
sızden sadır sayılacağı. ımzayı reddettığınız takdırde merciı önünde yapılacak duruşmada hazır bu-
lunmanız, buna uvmazsanız vakı ıtirazınızın mu\akkaten kaldırılacagı, senet ve>a borca ıtirazınızın
vazılı \eya sözlü olarak tcra Dairesı'ne 22 gun ıçinde bıldırmedığınız takdırde aynı muddet ıçınde
""4'üncü madde geregincemal bevanında bulunmanız. aksi halde hapısle tazyık olunacağınız, hıç mal
bevanında bulunmaz v e>a hakikate aykın beyanda bulunursanız hapısle cezalandırılacağınız. borç
ödenmez veva ıtıraz edilmezse cebri icraya de\am edileceğı. takibe itiraz ettiğiniz takdırde ıtıraz ile
bırlıkte teblıS eiderlenn: ödemeniz, aksı halde ıtıraz etmemiş sayılacafiınız ılanen tebliğ olunur.
20.05 2002 Basın 35135
İLAMSIZ TAKİPLERDE İLANEN
ÖDEME EMRİ TEBLİĞİ
BAYBURT İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo- 1999 233
Alacaklı ıe vekıli. T. Emlak Bankası A Ş. Gen.
Müd. Vek. Av. Ferhan ATAMAN' Av Ece BALt.
Adresr Emlak Işhanı Kat. 2 No II - ERZU-
RUM
Borçlu \e adresi: Şaban GÖKTAŞ Talatpaşa Bul-
van No: 55. Kat: 4. Daire: 14 ALSANCAK - İZMİR.
(Konursu kasabası - BAYBLRT 2. adresiı.
Alacak tutarı: 4.218.988.854.- TL. 8.2.1999 tari-
hinden itıbaren
o
ol80 faızı.
3
o5 BSMV. [cra vek üc-
retı harç \e giderlen ile tahsılı.
Borcun müstenidi: 31.12.W tarıhh
2 000.000.000.-TL'Iık genel kredi sözieşmesi. Ba>-
burt Noterliği'nin 8.2.1999 tanh ve 903 ye\mi\elı
kat muaccelışet ihtan Yazılı alacağın 8.2.1999 gü-
nünden itıbaren
o
ol80 tem. faızı ss. masrafları ile
tahsılı
Yukarıda >azılı borç sebebi\le adınıza göndenlen
ödeme emn (49) bıla tebliğ gelmı^. zabııa tahkikatı
sonuçsuz kalmi}. bu sebeple ödeme emrinin ılanen
tebliğine karar venlmıştır.
tş bu ödeme emnnin ılanı tarihinden itıbaren bor-
cu \e takip masraflannı 22 gün içınde ödemeniz.
borcun tamamına veya bır kısmına veya alacaklının
takıbat icrası hakkına bır itırazınız \arsa. belge altın-
dakı ımza sıze aıt değılse vıne bu |22| gün içınde
açıkça bıldırmenız. aksı halde esa^ belgenın sizden
sadır savılacağı. imzavı reddettiğıniz takdırde merciı
önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız. bu-
na mmazsanız vaki ıtirazınızın muvakkaten kaldın-
lacağı. senet veya borca itirazınızın >azılı %e\a söz-
lü olarak tcra Daıresı'ne 22 gün içınde bıldırmediği-
nız takdırde avnı müddet ıçınde ""4'üncü madde ge-
reğince mal be>anında bulunmanız. aksı halde ha-
pısle tazyık olunacağınız. hıç mal bevanında bulun-
maz ve>a hakikate avkırı bevanda bulunursanız ha-
pısle cezalandınlacağınız. borç ödenmez \eya itıraz
edılmezse cebn icraya devam edıleceğı, takibe itıraz
ettiğiniz takdırde itıraz ile bırlıkte tebliğ giderlerini
ödemeniz. aksı halde ıtıraz etmemiş sayılacağınız
ılanen tebliğ olunur. 20.05 2002. Basur 35133
Vahim bir olay
I Baştarafı 1. Sayfada
lu da basın camıasının ola-
yı üzüntüyle karşıladığını
söyledi. Yıldız'ın gazete-
mizde yayımlanan bir haber
nedeniyle 6 yıl önce açılan
davaya ilişkin olarak gece
yansı apar topar gözaltına
alınmasını gazetemiz okur-
lan da gün boyu telefon ede-
rek kınadıklannı belirttiler.
Okurlanmız "Yurttaşların
küçük adli olaylar karşı-
sında dahi böyle muame-
lelerle karşılaşması de-
mokrasilere yakışmayan
bir durum. Üstelik çalıştı-
ğı, yaşadığı yer belli olan
ve Cumhuriyet gibi saygın
bir gazetenin genel yayın
müdürünü gece yarısı gö-
zaltına alınışını kınıyo-
ruz" dediler.
BESAM Başkanı Alpay
Kabacalı, dün yaptığı ya-
zılı açıklamada. Yıldız'ın
gözaltına alınmasını vahim
bir olay olarak değerlendi-
rerek şöyle devam etti.
"Saygın bir günlük gaze-
tenin tanınmış bir kişi
olan genel yayın yönet-
menine yönelik bu uygu-
lanıa demokrasinin askı-
ya alındığı karanlık dö-
nemleri anımsatmakta-
dır. Aynı uygulamanın
adeta olağanlaştığı, bir-
çok yurttaşın haksız yere
gözaltında tutulup hürri-
yetinın tahdit' edildiği de
bilinmektedir. Yıldız'ın
bir tür siyasal nitelikli
gözdağı olarak da değer-
lendirilebilecek bu işlem-
den etkilenmeyeceğine
inanıyoruz. Ve gerçek de-
mokrasilerde sorumlu si-
yasal kişi olan İçişleri Ba-
kanının istifasına yol aça-
bilecek nitelikteki bu tür
uygulamalara ivedilikle
son verilmesini talep edi-
yoruz."
Rize Gazeteciler Cemi-
yeti Başkanı Faik Bakoğ-
lu, Adalet ve İçişleri bakan-
lanna geçtiği faksta, basın
camiasının olayı üzüntü ile
karşıladığını ifade ederek
"Tüm Türk vatandaşları
ve halkına olduğu gibi ba-
sın mensubu arkadaşları-
mıza da daha duyarlı ve
sağduyulu davranılması
en büyük dileğimizdir"
dedi. Birleşmiş Milletler
Türk Derneği Başkanı
A\ııkat Rahmi Kumaş da
gazetemize gönderdiği
faksta, olayı utanç verici
bulduğunu kaydettı.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
da siyasi katlarda demeç, devlet katlarında rapor
alışverişi var!
Demeçlerde önce parti çıkarları sonra ülke ger-
çekleri ağır basıyor. ANAP, "Ben olması gereken-
leri söylertm, ortaklanmı adım adım bir yere çe-
kerim" anlayışını sürdürüyor. AB'yi koz ve poz
olarak sürekli elinde tutmaya çalışan Mesut Yıl-
maz'ın doz sorunu var. Bunca yaşananlardan
sonra Yılmaz'ın şunu görmesi gerekiyor:
Hükümetin atacağı her adım iyi-kötü üçlü bir
uyumu gerektiriyor. Birinin zorlamasıyla adım atı-
lırsa, karşımızdakiler zaten bunu gerçekçi bulmu-
yor, "Uygulamaya bakarız" deyip, itici bir poz ta-
kınıyor.
MHP'nin duruşunu tek başına. "Meclis'teki
partilerden biri de böyle düşünüyor" diye irde-
leyemeyiz. Kimileri ileri bir yorum olarak karşıla-
yabilir ama. MHP'nin dışlandığı-itildıği bir adım,
beraberinde "Türk sorununu" getirebilir!
Ne demek istıyoruz?
Başlıkta vurguladığımız gibi Ankara'da taraflar
birbirinin üzerine benzin döküp ortalığı ateşe ve-
rirken kullandıkları tümceler, Anadolu'da farklı
yankı buluyor. Bu dalgalanma ve tarafların birbi-
rini "hainlık" derecesine kadar suçlaması de-
vam ederse. Iç Anadolu'da ya da benzer bir yer-
de birileri çıkıp, "Devlet elden gidiyor, devleti sa-
tıyorlar" propagandasını işleyebilir!
Özellikle Çiller'in MHP'yi tahrik etmek için iz-
lediğı politika bu tür endişelerin güncelleşmesi-
ne neden oluyor.
Idam sorunu mu, Öcalan
sorunu mu?
DSP'nin öteki partilerin tartışmasına açtığı öne-
risi şu:
Idamı yasayia kaldıralım. Yasada olmayan bir
ceza zaten uygulanmaz. Anayasada hangi hal-
lerde idamın verileceği hükmünün kalmasının hu-
kuksal bir yaptırımı olmaz.
1984'ten beri idamın uygulanmadığı bir ülke-
de bu maddenin sıradan bir yasa çalışması ola-
rak Meclis'ten geçmesi gerekir. Ancak işin içine
Abdullah Öcalan'ın durumu girince durum de-
ğişıyor.
Idama Öcalan'dan bağımsız bakabilir miyiz?
Siyaset ve devlet katlan bunu tartışıyor. Öca-
lan'ın Türkiye'ye getirildiği dönemdeki devlet de-
ğerlendirmesi satır başlarıyla şu olmuştu:
- Ocalan'ı dünyanın önde gelen gızli servisie-
riyle işbirliği yapıp Türkiye'ye getirdik. Onlara ver-
digimiz tek söz, adi! yargılayacağımız yönünde.
Bunu yerine getirihz.
- Bu süreçte terör örgütü siyasallaşmak iste-
yecektir. Buna karşı sıstemin her kurumunun gö-
revini yerine getirmesi gerekir.
- Öcalan'ın idam edilmemesi terör örgütünde
bekleyişi getirir. Bekleyiş, çözülmeyi getirir. Bir te-
rör örgütü için en tehlikeli durum, eylemsizliktir.
Budegerlendirmeninyeryergüncelliğini koru-
duğunu görüyoruz. Ancak kimi beklentilerin de
tam olarak gerçekleşmediği anlaşılıyor. Örneğin,
terör örgütünde yer yer çözülmeler yaşanırken,
kimi bölgelerde katılmaların da olduğu haberle-
ri var. Ayrılma ve katılmalar bir yana 3 yıldır terör
örgütünün Türkiye içindeki 500. Kuzey Irak'taki
4 bın, Iran'daki 400-800 silahlı varlığı devam edi-
yor.
Devlet katlan, "öcalan idam edilirse ne olur"
sorusunu yanıtlarken değişik sonuçlara varıyor a-
ma, terörün artabileceği görüşü ağırlıklı görünü-
yor.
PKK öncesi 38 isyan kanla bastırıldı, idamla so-
nuçlandırıldı. Ama 39.'su çıktı. Şimdi aklın yolu-
nu kullanıp, Anadolu'da bir arada yaşamanın ola-
naklarını zenginleştirmemiz gerekiyor.
Zengınleşme. ekonomiden toplumsal yaşama
her alanda planlanmalı.. 3-5 AB maddesiyle bu-
nu başaramayız.
[email protected]
• Theı
ENGLISH CENTRE
L a n g u a g e S c h o o l
Genel inglızce Programlan
Şrketler ve Kuruluşlar Içtn Ozel Programlar
İş Ingıli2cesı Programlan
TOEFL-IELTS-FCE Sınavıanna Hazırtık Programları
Cocuklara Öze\ Hafta içı Gûndûz Yaz Programlan
Bre-br Ingüizce Eğıtımlen
Ev Hanımlanna Özel Programlar
ÛğrencıterimıZB Ûcretsız Aktmteler
RUIM«İ Cad. Mo:92 »220 Osmanbey btanbul
Tel (0212,225 91 72 - 247 09 S3 - 241 20 3-4
mnMngMmntre.com
SIVAS 1. ASLtVT HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2001 201-2002 180
Sı\as ili, Yıldızeli ilçesı. incetaş kö\ü, cilt no 63. hane
no 9'da nüfusa ka\ntli Mehmet Ali ve Yeter'den olma.
O4.f Q9.\9~i9 D'lu SelmaYıldırım ile a\nı hanede nüfusa
kaytlı Mehmet Ali ve Şerıfe Dudu'dan'olma. 08.05.1974
D'İu Abdullah Yıldırımın boşanmalanna. 40.000.000.-
TL. tedbir nafakasının her ay davalıdan alınarak davacı-
ya verilmesıne karar venlmtştir. tlan olunur.
Basın: 3
7
230