22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Curnhuriyet mthazSahibi: CUMHURİYET YAKFI dına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ' # Yazıişleri Müdürleri: Salim Alpaslan - Necmi Çelik # Sorumlu Nlüdür: Mehmet Sucu • HaberMeıkezi Müdürü. HakanKara _ Istıhbarat Cengiz \ ıldırım • Ekonomı Öz- lem Yüzak t Kültür Eeemen BerközO Spor Abdülkadir \ ücelman • Makaleler: Sami Ka- raören 0 Düzeltme. Abdullah Vazıcı 0 Bıl- gı-Belge Edıbe Buğra • Yurt Haberlerı Meh- met Faraç 0 Avnıpa Temsilcısı Güray Öz YayınKurulu: tlhanSelçuk(Baş- \nkara Temsılcısı. Mustafa Balbay <\tatüıi.Bul\an Müessese Müdurü Erol REKLAM: P.M. Ltd. şti. • Gene: kan), EmreKongar(Danışman). Orhan Erinç. Hikmet Çetin- ka\a. Şükran Soner. İbrahim No- 125. K.at-4. BakanlıUar-Ankara Tel 4195020 ı" hat). Faki 419502^•IzmırTemsıkısı SerdarKıak. H ZıvaBl\.1352S 2 3Tel 4411220. Faks, 4419in Erkut 0 Koordınator Ahmct Korulsan 9 Mu- hasebe, Bülent Venerl MudurGülbin Erduran^kocndmatör Reha Işıtman • Gene! MüdurYrd. Se\da Çobaa 0 Fınanşmajı Müdürii. Yıİdız. Orhan Bursalı. Musta- 0 \danaTemsılcısı Çetin\iğenoğlu. lnönuCd 119 İdare Hüse>in Gürer Ç«in Erduran Tel 0212 514 0"" 53- fa Balba\, Hakan Kara. S No 1 Kat.l,Tel:363 12 11, Faks. 363 12 15 0 Satiş FaziletKuza 513 S4 öö-61. Faks 02125138463 Va>ımla>an: Yeoı Gün Haber -\jansi Basuı\e \auncılık -\ 5- Baskı: Sabah Ya>ıncılık \ Ş TurkocaSuCad "^ 41 Cağalojilu 3-T>34 îsunbui PK Z46 - Sırkecı'44'5 Istanbul Tel 10 212) 512 05 05 120 hatl Faks (0 212) 513 85 95 17 HAZÎRAN2002 lmsak:3.21 Günes: 5.24 Öğle: 13.12 tkındı: 17.10 Akşam: 20.-T Yatsr 22.39 loktor,lbay TohTndan esinlendi • CHICAGO(AA)- t nlü tele\izyon dizisı "Uzay Yolu"ndan e>inlenen Amerikah cbktor Wıllıam H. lobella. yapav göz g^liştirdi Beyındeki gjrsel korteksı uyararak, ıak sağlayan cıhaz. mini bı televızyon kamerası ile nakrobılgisayar ve uyancı rnonte edilmiş özel bir gineş gözlüğünden o.uşuyor. Kafatasının arka ksmına yerleştirilen mını b j cıhaz. ınce elektrotlarla beynın görsel bölgesıne bağlanarak, görme öziirlü insanın şekılleri beyaz lekeler halinde görmesinı sağlıyor. BalıkJara trtreşimlj beslenme • GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Kolej Yakfi'ndan iki öğrenci, akvaryumu olup da tatile gıdenler ıçin bahklan cep telefonuyla besleyecek proje hazırladı. Lise bölümü öğrencileri Kamıl Gürhan ve Tolga Kalehoğlu'nun hazırladıklan projeye göre akvaryumun kapağını açıp. üzerine süzgeç ve onun içıne de yeterli miktarda yem konuluyor. Yemın üzerine tıtreşim özelliği olan cep telefonu konuluyor ve 2 günde bir cep telefonu tatil yöresinden kısa süreli ararup, titreşimin eddsi ile balıklann yemlenmesi sağlaruyor. Böylece, tatile çıkanlann balıklann beslenmesı sorununa çözüm bulunmuş olunuyor. Kapkaç'a sesi öntem • ANKARA (AA) - Yûksek sesli alarmıyla kapkaççıyı çantayı bırakarak olay yerinden uzaklaştırmayı amaçlayan bir ürün piyasaya sunuldu. Türkiye'ye Başan Elektronık tarafindan getirilen yumurta büyüklüğündeki ürün, çantanın dışuıa klipsiyle birlikte monte ediliyor. Modüle bağlı ip ise bilek ya da kemere sabitleniyor. Çanta çekildiği an ipin ucundaki pim modülden aynlarak 110 desibel gücündeki sirenin devreye girmesıni sağlıyor. Orduyu kötü gösteren sahneler olmazsa bütün askeri imkânlar yapımcıların emrinde olacak Hollywood'aPentagonsansürüVVASHINGTON (AA) - ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un, 11 Eylül'den son- ra özellikle popüler hale gelen savaş fılm- lerinde, orduyu kötü gösteren sahneleri san- sürleme karşılığında, bütün askeri imkân- lan Hollywood yapımcılannın emrine sun- duğu ortaya çıktı. ABD'de buhafla piyasaya çıkan son Holly- wood yapımı savaş fılmi "\VmdtaIkers'ın" (Rüzgâr Konuşmalan) senaristleri de Pen- tagon'un savaş gemileri ve uçaklan ile her türlü teknık yardımını kullanmak uğruna bazı sahnelen çıkarmaya razı oldular. MGM şirketinin ürünü olan ve başrolle- rini Nicholas Cage, Christian Slater ve Adarn Beach'ın paylaştığı, yönetmenliğini John VVoo'nun yaptığı filmde, "Dişçi" la- kaplı bir deniz piyadesirun, savaş alanında Japon askerlerin cesetlerinden altın dişleri- ni sökmesi, deniz piyadelerini kötü göster- diği gerekçesiyle Pentagon'un itirazı üze- rine çıkanldı. Pentagon, filmdeki sahnede sergilenen karakterın, bir deniz piyadesin- de bulunamayacağını savundu. Hollywood yapuncılannın, çekeceklen fılm içın Pentagon'un yardımını istedikle- ri durumda senaryoyu da Pentagon'a onay- latmalan gerekiyor. Pentagon'un film ve televızyon irtibat bürosunun başı olan Phfl Strub, Washington'daki bürosuna getinlen senaryolan okuyarak bunlarüzerinde yapım- cılara "tavsiyelerde'' bulunuyor. Strub'un onayı çıkhğı takdirde, milyarlarca dolar de- ğerindeki asken imkânlar, savaş gemileri, uçaklarve tanklar, Holryvvood'un emrine su- nuluyor. Strub senaryoyu beğenmediğı tak- dirde yönetmenler, asken yardımı alabil- mek için Pentagon'un tavsiyelerine uygun değişikliklen yerine getirmek zorunda bı- rakılıyor. îkinci Dünya Savaşı sırasında geçen "\\lndtalkers" filminde Pentagon'un iti- raz ettiği bir başka sahne ise aktör Nicho- las Cage'in, teslim olmaya çahşan yaralı bir Japon askennı vurarak öldürmesi oldu. Bu sahne de itiraz üzerine çıkanldı. Filmde Pentagon ile film şirketi arasın- dakı en büyük tartışma ise bütün fılmin üze- rine kurulu olduğu fikir üzerine çıktı. Film- de. Navajo yerhlerinın dilinde kodlarla ko- nuşarak mesajlan taşıyan askerlerin, düşman eline geçmemesi içın gerekirse öldürülme- si anlatılıyor. .\ncak Pentagon, bu öldürme emrinin "'kurgu" olduğunu savunarak bu fık- ri veren bütün diyaloglann çıkanlmasında ısrar etti. Filmın senanstleri ise bütün fil- min bu fikir üzerine kurulu olduğunu ve za- ten Pentagon'a danışıp bu durumun doğru- luğunu tespıt ettikten sonra senaryonun ha- zırlandıgını belirtiyorlar. Ancak Pentagon'un ıtirazının ardından, bu sahne de filmden çı- kanldı. ABD'nin, îkinci Dünya Savaşı sırasın- da. yazılı olmadığı ıçin kolay çözülemeyen Navajo yerlilerinin dilini konuşan 29 kod ta- şıyıcısının bulunduğu belirtiliyor. Pentagon, geçen yılın filmı Pearl Harbor için uçak gemileri, helikopterve savaş uçak- lannı Hollywood"a kullandırttığı içın basın- da eleştirilmişti. em Antalya'da gölgede 36 derce>i aşan sıcakbk, güneş albnda nemle birlikte çok daha yüksek değerlerde hissettiriyor kendini. Aşın sıcaklarda kendilerini havuz ve denize bırakan ruristler ahşık olmadıklan sıcak karşında biraz olsun serinlemenin yollanm an>or. Antaha'daki su parklanndald Aqualand'ın dalga havıızu, serinlemek isteyenJerin tercihi oluvor. DERMATOLOJİ UZMANI ÖZKAN: Cilt türüne uygun koruyucu şart ANKARA (Cumhurivet Bürosu)-Güneşın ınsan sağ- lığı üzerindekı olumsuz et- kileri, bunaltıcı sıcaklann başlamasıyla birlikte yine gündemde. Gazete ve der- gilerde güneşin zararlann- dan koruyucu ürün reklam- lan artarken uzmanlar bu ürünlerin cilt türü ve kulla- nım amacıyla uyumlu ol- masının önemine dikkat çe- kiyor. Cilt ve den haştalıklan uzmanı Dr. NflıatOzkan cilt yaşlanmasırun doğum anın- dari itibaren başladığını ammsatarak ciltteki yaşlan- manın en önemh nedenleri arasında güneş ışınlannın (UV) geldiğini belirtiyor. Cildin gençliğini ve elasti- yetını uzun yıllar korumak içın güneş ışmlanndan ko- runmarun şart olduğuna dik- kat çeken Özkan, aksi tak- dirde cilt kanserine dek va- rabilen sonuçlarla karşılaşı- labileceği uyansında bulu- nuyor. Özkan'ın verdiği bil- gılere göre, cilt tipleri ve uygulanması gereken koru- ma faktörleri şöyle: • Be\az tenü, kml saçh, sanşın.çfllikişUervebebek- ler UV'ye çok duyarhdıriar. 28 faktörlü bir konıma kre- mi idealdir. • Açık renk tenli, açık sa- n saçh olan grup ile bebek ve çocuklar da UV'ye çok duyarlı olan 2'inci grubu oluştunırlar ve 20 koruma faktörü kullanmalan yeter- lidir. • Açık kumraOarda UV'ye duyarhlık diğer 2 grup kadar hassas değildir. Bunlar için 16, ideal uygun korunma faktörüdür. • Koyu kumrallar ve buğ- day tenliler UV'ye hafıf du- yarhdıriar. İdeal faktör 12. • UV'ye en az duyarlı olan esmer tenliler ise 8 fak- törlü bir koruma uygulaya- büirler. ^ Son grubu oluşturan siyah tenliler ise UV'ye du- yarsız olduklan için her- hangı bir korumaya gerek- sinim duymazlar. BÖLGENİN İLK VE TEK BEŞ YILDIZLI OTELt Artık Konya'nın dabirHüton'u var Haber Merkezi - Konya Hilton Oteli dün açıldı. Bölgenin ilk ve tek 5 yıldızlı oteli olma özelliğine sahıp Hilton Konya'nın açıhşı Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, Devlet Bakanı Mehmet Keçecüer, Turizm Bakanı Mustafa Taşar, Maser Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sert, Yönetim Kurulu Başkanvekili Ahmet Sert ve Hilton Intemational Başkan Yardnncısı Peter Van der VKet tarafindan yapıldı. Hilton Konya Oteli 277 odası, 5 restoran ve ban, 11 toplantı odası, uluslararası Hilton Meetings standartlan ve 3 bin 500 metrekareük alana yayıhnış üyelik sistemine dayalı çahşacak sağlık klübü ile bölgenin ilk ve tek uluslararası 5 yıldızlı oteli olma özelliği taşıyor. Hilton/Konya kompleksinin diğer bölümü olan Masera Ahşveriş ve Eğlence Merkezi ise 35 bin metrekare kapalı alanda kurulu bulunuyor. Merkezde 110 mağaza 16 fast food restoranı, hipermarket, bovvlıng salonu, 5 salondan oluşan sinema ve gösteri merkezi, çocuk oyun merkezi ve 2 bin 500 araçlık otopark yer alıyor. Bünyesinde birçok ünlü ulusal ve uluslararası markayı banndıracak olan HıltonTConya ve Masera Ahşveriş ve Eğlence Merkezi kompleksleri 1250 kişiye ilave istihdam sağlayacak. 14 YAŞINDAKİ İLKER CANKAT GÖDEKOĞLU Mucit öğrenci güneş enerjisi ile yeraltından su çekti İZ\ÜR (AA) - Foça Reha-Necla Midılli Ilköğretim Okulu öğrencisi 14 yaşındaki tlker Cankat Gödekoğlu. geliştirdiği projeyle güneş enerjisi ile yeraltından su çekmeyi başardı. tlker Cankat Gödekoğlu, geliştirdiği proje ile benzm ya da başka bir yakıt kullanmadan yeraltından su çekmeyi başardığını söyledi. Projeyı. okulun Çevre Geliştirme Kolu'nda. 3 haftada hazırladığını belırten Gödekoğlu şunlan söyledi: "Çevre Koruma Kolu'nda çahşmalar yaprvorduk. E\imizde bulunan çanak antenin güneşten çok ısındığını fark ettim ve daha fazla ısı elde etmek için çanak antenin üzerini jelatink kapladım. Aynca çanak anten ortasına da bir kazan yerkştirdim; kazanın içinde bulunan su tsınarak buhar oldu ve zemin üzerinde bulunan benim genstirdiğim tulumbanın pistonlannı hareket ettirdi ve bu güç yerartındaki suyıı yerüstüne çekti." Mucit öğrenci bu projeyle çiftçilerin benzin ve mazot kullanmadan, kolay bir şekılde ve masrafsız olarak yeraltındaki suyu çekebileceklenni belırtti. Projenin çe\Teye hıç zaran ohnadığını dıle getiren Gödekoğlu, öğretmenlerinden ve özellikle okul müdüründen çok büyük destek gördüğünü dile getirdi. Mucit öğrenci, bu proje ile okulunun 2 yıl önce aldığı uluslararası yeşıl bayrağın 2 yıl daha kalmasını da sağladı. Okul Müdürü Yılday Kandemir, 2 yıl önce "Kaü Anklann Ajn Toplanması" projesi ile bu ödülü aldıklannı, bu yıl da Türkiye'den yaklaşık 80 okul arasından binncilığı Gödekoğlu'nun projesı ile elde ettiklerini söyledi. Kandemir, böylece Foça Reha-Necla Midilli tlköğretim Okulu'nun, bu projeyle Dünya Çe\Te Vakfı'nın yeşil bayrak ödüllünü 2 yıl daha taşıma hakkı elde ettiğini belirttı. Müdür Kandemir, tlker Cankat Gödekoğlu'nun çok başanlı bir öğrenci olduğunu, ilginç projeleri bulunduğunu, kendisi ve öğretmenlerinin de onu dikkatle takip ettiklennı söyledi. Kandemir. mucit öğrencinin bu buluşuna patent alınıp devTeye sokulmasıyla özellikle Menderes Ovası gibi geniş ovalarda sulama maliyetinde büyük ölçüde düşüş yaşanacağını söyledi. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Gâzi'nin Tespit'iL Ali Fuat Paşa'ya göre, Nâzım Hikmet; Terak- kiperverCumhuriyet Fırkası'nın, Gâzi'ye mu- hâlefet teşebbüsüne, şiddetle karşı çıkmış! Böyle bir itirazın gerçek manasını anlayabilmek, ancak o teşebbüsün, hangi ciâliili ve hârici konjonktür ıçin- de yapılmış olduğunu saptamakla mümkündür, bu da Milli Mücadele'dekı iki lıder 'kadrosu'nun, si- yasi koordinatlarını doğru değerlendirmeyi gerek- tirir. O iki kadrodan ilki, 'Halâskâr (Kurtancı) Takım' diyebileceğimizdir ki Mustafa Kemal'in dışında, 'Hamidiye Kahramanı' 'Rauf Bey'den ve iki 'Mirii- va' (Ali Fuat ve Karabekir Kâzım Paşa'lar) ve bir Mıralay'dan (Refet Bey) ıbâretti: ıkınci ekıp biri 'Fe- rik' ('Kavaklı' Fevzi Paşa) bin 'Miralay' olmak üze- re (Ismet Bey) iki askeri; ayrıca. önce Müdafaa-i Hukuk, sonra Halk Fırkası etrafındatoplanmış ay- dınları içerıyor. Aradaki fark, tuhaftır ama. Türkiye'nın şu AB So- runu'nda, bugün bıle tartıştığı farktır: 'Halâskâr' (Kurtancı) Takım. Anadolu'nun, ecnebi işgâlinden kurtarılmasında 'mutâbık'; ama Ihtilâl ve Inkılâp- ta 'mütereddrt' -hatta 'muhâlif'-ti; 'Inkılâpçı Ta- kım', tam tersine' 'halk hâkimiyetine müstenid, yeni lâik ve demokratik bir Cumhuriyet kurmak amacında' idi; nedense resmı tarih. bu hassas nok- taya, asla dokunmaz, oysa 'Büyük Nutuk' nıhâi tahlılde bu hayatı farkı halka ve tarihe açıklamak ıçin yazılmış ve söylenmiştir. Dahası bu devâsâ dramın kahramanları, hatıralannı yazarken, -açıkça değilse bile, dolaylı olarak- olaya değınmişlerdir. Hanedan'a bağlı 'milliciler... Yazalı epeyce oldu: Ismet Paşa, o dağdağalı gün- lerde, Fevzi Paşa'nın bir önerisinden söz eder; daha doğrusu, öneri, ilk takımın paşalarından gel- miş, Mareşal'den bu konuda 'ismet Paşa'nın ağ- zının aranması istenmiştır. Neymış bu oneri? Paşa- lar, Cumhuriyet gibi radikal ve devrımci karartar alınırken, olayın tartışılıp karara bağlanacağı bir 'yüksek askeri konsey' -bir çeşit gizli 'cunta'- ku- rulmasını ıstıyorlar; yâni teklifler önce orada, paşa- lar arasında tartışılıp karara bağlanacak, sonra hü- kümet teklifi olarak TBMM'ye götürülecektir! Is- met Paşa öneriyi tereddütsüz reddediyor, gerek- çesi hâkimiyeti TBMM'nin temsıl ettiği. böyle bir kon- seyin Cumhuriyeti gölgeleyebıleceğı idı / ki doğ- rudur. ('Ismet Inönü / Hatıralar', 2. kitap, s: 170, Bilgi Yayınevi. 1987.) Eğer ilk lider kadrosunun bu teşebbüsü ve sonu- cu bilinmezse, Terakkiperver Hareketi'nı ve kad- rolaşmasını doğru değerlendirmek, sanırım müm- kün olmaz. Gerçekte 'Ihtilâl' ve 'Inkılâp 'ın önüne sed çekilmek isteniyordu; zira, 1/ Kurtancı Kadro'nun yüksek kesimi, Devlet-i Aliyye'ye ve Hanedan'a bağlıydı; 21 Bunların çoğu Tanzimât/Meşrûtiyet dönemi 'Komprador' öğretiminden geçtikleri için; Bolşevik Rusya ile bir olup, Batı'ya cephe alınmış olmasını, içlerine sindirememişlerdi. Yakın tarihımizi akıl ve yöntemle değil, 'resmı be- yanlar' çerçevesinde ırdeleyenler, bu söyledıkleri- me belki şaşacaklardır ama; ya Gâzi Mustafa Ke- mal, 'Nutuk ta, Terakkiperver Fırka'nın tesisi ön- cesinde, aynı zevâtın (ilk kadro) buna benzer ikinci teşebbüsünü, açık açık anlatıyorsa?.. Rauf Bey, Halifeye bağlıyım' demiş... Gâzi 'Nutuk'ta, olayı şöyle tespıt etmiş; bu tes- pit -bildiğim kadanyla- hiç kimse tarafindan tekzıp edilmemiştir: "...Rauf Bey'den Padişahlık ve Halifelik konu- sundakı düşünceslnın ve kanaatinin ne olduğunu sordum. Verdiği cevapta, şu açıklamalarda bulun- du:"... ben"dedi, "...Padişahlık ve Halifelikmaka- mına bağlıyım, çünkü babam Padişah'ın ekmeğıy- le yetışmiş, Osmanlı 'nın ileh gelen adamlan arası- na geçmiştir. Benim de kanımda o ekmekten var- dır, ben iyılik bilmez değilim ve olamam; Padişah 'a bağlı kalmak borcumdur; Halife'ye bağlı kalmak ise. görgümün gereğidir..." Bu toplantıyı Keçiören'dekı evınde yaptıkları, Refet Paşa ile; aynı toplantıya katılan, Ali Fuat Pa- şa'ya gelince; onların, konuyla ılgıli görüşleh, Gâzi tarafmdan 'Büyük Nutuk'ta şöyle belirtilmektedir: "...Rauf Bey'den sonra, karşımda oturan Refet Paşa 'dan düşüncesini sordum; Refet Paşa 'nın ver- diği karşılık şu idi: '- ...Rauf Bey'in bütün düşünce ve görüşlerine katılınm. Gerçekten bizde Padişah- lık ve Halifelikten başka bir yönetim biçimi söz ko- nusu olamaz'..." "...Ondan sonra Fuat Paşa'nın düşüncesini öğ- renmekistedim. Paşa, Moskova'danyenigeldiğın- den durumu. kamunun düşünce ve duygulannı ye- tehnce incelemeye daha zaman bulamadığından sözederek, görüşülen konu üzerinde kesin bir dü- şünce ve görüş ileri süremeyeceğini' bildirdi. Ben kendilerine kısaca şu karşılığı verdim:'- ...Söz ko- nusu ettiğiniz sorun, bugünün işi değildir. Mec- lis'te bazılarının korkup telâşa ve heyecana kapıl- masına da yer yoktur'..." O gece, sabaha kadar aynı konu çevresinde ce- reyan eden sohberte, Mustafa Kemal Paşa'nın sezdiğı nedir derseniz, onu da açıklamış: "...RaufBey'in bir şeyi sağlamak istediğinı sezin- ledim. Benim Halifelik, Padişahlık ve ilerde benim alabileceğim durum üzerine, kendilenne söyledi- ğim ve kendilerinın ınandıncı bulduklan sözleri, ba- na kürsüden kendi ağzımla Meclis'e söyletmek..." (Büyük Nutuk, s: 500-501,1974 basımı.) İlginç olan şudur ki, onlann üçü de ailecek 'Tan- zimat Aristokrasisi'ne dahildiler; içlerinde tek (yoksul) halk çocuğu Mustafa Kemal'di: onlara aydınlanmış olduğunu söyleyerek, günü gelince 'gerekenın' yapılacağını bildirdi; 'gereken' aslında onların istediğinin tam karşıtıydı; ve de -bildiğiniz gi- bi- yapıldı. Tabii, işin içinde başka işler de var. e-mail:tilahan " isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle