25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1~7 HAZİRAN 2O02 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JV LJ JL J. LJ M\ kulturfö cumhuriyet.com.tr 15 Ataidin Oino 'Dumansız Buluşmalar'da • İ/MİR (AA) - îzmirli bir grup yazar ve şainn geleneksel hale getirdiği 'Dumansız Buluşmalar'ın onuncusunun konusu, Abidin Dino oldu. Yazar Bekir Yurdakul öncülüğünde, El Mikrocerrahi Ortopedi Travmatoloji Hastanesi'nde yapılan toplantıya. çok sayıda yazar ve şair katıldı. Yurdakul, buluşma fiknnin. düzenlı arahklarla göriişülüp yapıtlann değerlendirilmesi, sorunlann tartışılması ve sanatın bölüşülmesi noktasından çıktığmı söyledi. Buluşmada. El Mikrocerrahi Ortopedi Travmatoloji Hastanesı'nin kullandığı logoyu da yapan, "el resimleriyle' ünlü ressam Abidin Dino'nun sanatsal kişiliğı ve eserleri anlatıldı. Toplantıda aynca müzisyen Yusuf Kınlmış'ın sazı eşliğinde türküler söylendi. 'Afımed Arîf Şiir Ödülü' sonuçlandı • Kültür Servisi- Diyarbakır Büyükşehir Belediyesı tarafından bu yıl ilki düzenlenen 'Ahmed Arif Şiir Ödülü' sonuçlandı. Ödül A.Hicri İzgören, Mehmet H. Doğan, Orhan Alkaya, Refik Durbaş ve Ülkü Tamer'den oluşan seçicı kurul üyelerinin oybirliğiyle Şükrü Erbaş'ın 'Üç Nokta Beş Harf' adlı kitabıyla Salih Bolat'ın 'Açılmış Kanat' kitap dosyası arasında paylaştırıldı. Çizgi film kahramaıtları beyazperdede • Kültür Servisi - 'Mumya' sensinin aktörü Brendan Frazer. Warner'ın animasyon bölümünün 1996 yılındaki 'Space Jam'den sonra gerçekleştireceğı ilk uzun metrajlı animasyon olan 'Looney Tunes: Back in Action'da oynayacak. Animasyon karakterlerle gerçek oyunculan aynı sahnede buluşturan filmde çizgi film rutkunlan, Buggs Bunny, Daffy Duck, Tweety ve Tazmania canavannı beyazperdede izleme fırsatını bulacaklar. 'Gremlinler'in yönetmeni Joe Dante'nin yöneteceği filmin senaryosunu 'Simpsons' dizisinin eski yazan Larry Doyle kaleme aldı. İDSO Bulgaristan turnesinde • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası. TC Kültür Bakanlığı'nın "Uygarlıklar Beşığı Türkiye 2002 Kültür ve Sanat Şölenf kapsamında konserler vermek üzere Bulgaristan "da. 30 Haziran'a dek sürecek turnede ÎDSO, beş ayn kentte festıvale katılacak. Plovdıv, Sofya. Stara Zagora, Varna ve Burgaz'da toplam sekiz konser verecek olan orkestrayı Bulgar şef Emil Tabakov yönetiyor. Konserlere ünlü Bulgar kemancı Mincho Minchev. Rus viyolonsel virrüözü Natalia Gutman ve genç pıyanist Emre Şen solist olarak katılıyorlar. tki ayn programın yer alacağı konserlerde Brahms 1. Senfoni, Rahmoninof 2. Senfoni, Beethoven Keman Konçertosu, Şostakoviç 1. Viyolonsel Konçertosu ve Çaykovskr'nin 1. Piyano Konçertosu seslendirilecek. Prof. Dr. Ufuk Esin rarihçinin Mutfağı'nda • Kültür Servisi - Tarih Vakfı arafından her ay düzenlenen Tarihçinin Mutfağı' söyleşi iizisının 20 Haziran saat 18.30'da farih Vakfı'nda gerçekleşecek olan bu lyki söyleşinın konuğu Prof. Dr. Jfuk Esin. 1956yılında tstanbul jniversitesı Prehistorya, KJasik ^•keoloji ve Eskiçağ Dilleri Jölümünden mezun olan Esin, 976 yılında Prehistorya alanında rofes'öroldu. 1984-2000 yıllan rasında Istanbul Üniversitesi rehistorya Bölüm Başkanhğı'nı = üriiten Esin'in, prehistorya ve rkeometri alanlanndaki üç eserine ek larak Türkiye, Avrupa ve jnerika'da Türkçe, Ingilizce, Almanca larak yayımlanmış 110'dan fazla ılımsel makalesı bulunuyor. »212 233 21 61/22) Unlü keman sanatçısı Ayla Erduran ilk kez çok derinden konuşuyor: yla'yı dinler misiniz?ZEYNEP ORAL "Bu benim dinlediğim ilk kon- ser. Üç buçuk yaşımdayım. Saray Sineması'nın locasında oturuyo- ruz. Sahnede Jacques Thibaud çalı- yor. Kemanından çıkan sesler ha- vada uçuşup kulağıma ulaşınca be- ni büyülüyor. Birden vuruldum ona. Deli gibiyim. tlk kez âşık olu- yorum. Sahne arkasına kutlamaya gittiğimizde, Thibaud beni kuca- ğına aldı, öptü. Meğerse bütün ka- dınlar bayılırmış ona. Dört yaşıma geldiğimde onunla evlenmeyi aklı- ma koymuştum. Yazı yazmayı bil- mediğim için yuvarlak şekiller j a- pıp mektup niyetine zarfa koyuyor, babamdan postalamasını istiyor- dum..." Çook gerilerden bir çocukluk anı- sı... Ama tüm çocukluk anılan böyle muzip değil. Insanın içini acıtan ço- cukluk. gençlik, yetişkinlik anılan da var... tnsanın içini acıtan, isyan etti- ren. bu kadar da olmaz ki dedirten, kahkahalarla güldüren. düşündüren, şaşuian ve müthiş hüzünlendiren... Evin İlyasoğlu'nun yazdığı, Ayla Erduran'ın yaşamöyküsünü dile ge- tiren "Ayla'yı Dinler misiniz?" ad- lı kitabı (Remzi Kitabevı), bırduygu- dan ötekine geçerek. adeta duygu patlaması yaşayarak okudum. Evin tlyasoğlu kitabını birinci tekil şahıs- la, Ayla Erduran'in ağzından yazmış. Çok da iyi etmiş. Kendi müzik bılgı- sini ve birikımıni de yine Ayla'nın ağzından metne kaynaştırmış. Belki de bunca yoğun duyarhlık bundan doğuyor. Okurken. ona müthiş inanı- yorsunuz, onunla bırlıkte soluk alıp vermeye başlıyorsunuz. Yalın, dolay- sız, akıcı dilin peşıne takılıyorsunuz. Üstün yetenekli bir kız çocuğun, çocukluğunu yaşayamadığı, yalnız keman çaldığı, çalıştınldığı bir baş- yla Erduran'ın yaşamöyküsünü dile getiren "Ayla'yı Dinler misiniz?" adlı kitabı Evin tlyasoğlu. usta sanatçının ağzından yazmış. Kendi müzik bilgisini ve birikimini de yine onun ağzından metne kaynaştırmış. Okurken. ona müthiş inanıyorsunuz, onunla birlikte soluk alıp vermeye başlıyorsunuz. Yalın, dolaysız, akıcı dilin peşine takılıyorsunuz. langıç. Her pazar, konuklara verilen konserler gitgide azap olmaya baş- lar... Tüm çocukluğu \e ilk gençliğı belırlı kurallarlaçevnlıdır. Sankj dört yanı duvarlarla örülü... "Bazen dü- şünürdüm, sirkteki hayvanlar bile bir marifet yapınca onlara şeker falan vcriliyordu. Annem de beni çalıştırmak için karşımda oturup bebeğime elbise dikiyor. Benim dünyama kapı aralayıp. bebekleri- me sevecen davranıvor. Bu da be- nim ödülümdü herhalde. Aslında onu yapmasa da çalışırım, zaten kemanın sesini çok seviyorunı..." Annesi hep müziğınin ıçındedır Ayla'nın. annesi hep içindedıronun... Sonra hocalan... Hep en iyi hocalar- la çalışması... Yanşmalar... Güçlük- ler... Haksızlıklar... Yüreğinin en de- rininden bağlanmalar... Aşklar, aynl- malar, kopmalar, birleşmeler... Dün- yanın bellı başlı sahnelerinde dev konserler... Öğrenilecek bir eser da- ha. bir eser daha... Turneler... Öğret- menlik vıllan... Tutkusu. azmi. ina- dı. inancı ve sonsuz bir çalışma gü- cü... Sonra dış dünyanın ona dayattığı ölümler, hastalıklar, karabasanlar. bağımlılıklar, yoksulluklar... Ama neyse ki en ağır ortamda bile onu ya- şama bağlayan kemanı vardır. Yaşa- mın kıyısında, hep kemanma rutuna- rak ayağa kalkacaktır... Acılannın en derininde ona en büyük avuntuyu Bach verecektir. Kitap boj-unca yalnız Ayla Erdu- ran'ı değıl. çevresini de yakından ta- nımaya başlıyorsunuz. Yakın çevresi de David Oistrakh. Menuhin, Hen- ryk Szeryng gıbi daha nice ünlü us- talar. müzısyenler... Hem bizden hem dünyadan... Onlarla ilışkilen. onlar- la yaşanan olaylar, anektodlar, soluk soluğa okunan serüvenler... Bakmayın yukanda hüzünden acı- lardan bolca söz ettığıme, Ayla Erdu- ran'ın kişiliğinden kaynaklanan, eleştirel. kendini ve çevresini sorgu- layan tavır. aynca yaramaz çocuk tav- n (belki de bir bakıma hiç büyüme- diği için ya da daha çocuklugunda büyümüş olduğu için) muziplık \e çok zengın bir iç dünyası... Bunlar da damgasını vurmuş İcitaba. "Solist sözcüğünün anlamı yal- nız demektir. Solo çalmak, yalnız çalmaktır. Aslında sahnenin vıldı- zıdır solist. Ama çok doğru; 'AI- lah'ın koyduğu yerde yıldızlar daima yalnızdır.' Solistlik, bütün müzik eğitimin, bütün meslek yaşamın boyunca ulaşmaya çalıştığın yerdir. Orkest- ranın solisti olmak, konserin solis- ti olmak, mevsimin. konser dizini- nin, festivalin solisti... Yalnız olma- ya doğru bir evrilmedir bu. Bütün savaşımız solistliğe uzanan yolu kat etnıek içindir. İşte belki de o yalnız- lıktır ki, sahnede insana ürpertici gelir. Bütün dikkatlerin senin üs- tünde olmasıdır. Kusursuz olma zorunluluğudur." Sahnede. tüm spotlar onun üzerin- de, tüm dikkatler onda yoğunlaşmış- tır. Onda yani solistte. "Kaçıp sığı- nacağın hiçbir yer yoktur. Yapa- yalnız. çırılçıplak ortadasındır."" O yalnızlığın dennlerinden, Ayla Erduran bize aydınlığı sunuyor, sana- tın ölümsüzlüğünü sunuyor, bir de insanın harikuiadeliğini... Teşekkürler Ayla Erduran, teşek- kürler Evin tlyasoğlu... Ünlü sanatçıların ders verdiğl Cam Ocağr İlk dönem eğitim programını tamamladı Cama hayat verenlerKültür Servisi - Karadeniz kıyısında, Istanbul'un 25 km. kuzeydoğusunda, Beykoz tepelerinin arkasında uzanan bir vadide kurulu tanhi Öğümce köyünün ya- kınında bulunan uluslararası cam ve gü- zel sanatlar merkezi 'Cam Ocağı', 26 Mayıs-8 Haziran tarihleri arasında ilk dö- nem eğitim programını tamamladı. Cam Ocağı Vakfı'na bağlı olarak faali- yet gösteren merkezin kuruluş amacı, Türkiye'de cam sanatının gelişimine katkıda bulunmak, camın dünyası- na volculuk ermek isteyenlere dünya standartlannda eğitim vermek, çağdaş ve geleneksel yöntemleri bir arada kul- lanarak özgün tasanmlar üretmek. 'Cam Ocağı'nın ilk dönem öğrencile- ri, yaşlan 24-45 ara- sında değişen ve mi- mar. arkeolog, mate- matik mühendisi, se- ramık sanatçısı, mo- dacı gibi farklı mes- lekJerden camsever- lerden oluştu. 2002 Yaz Eğitim Progra- mı 'nda yer alan ders- ler 'Sıcak Cam Üf- leme', 'Mixed-Media', 'Lampnorking ve Boncuk Yapımı", 'Füzyon ve Kalıp Cam' şekıllendırme başlıklan altında toplanıyor. Aynca camın yanı sıra 're- sim', 'heykel', 'vitray' ve 'seramik' eği- timinin verileceği atöiyeler de bulunuyor. Merkezin 2, 3,4, 5 ve 6. dönem eğitim tarıhlen sırasıyla 16-29 Haziran; 7-20 Temmuz; 28 Temmuz-10 Ağustos; 18-31 Ağus- tos; 8-21 Eylül olarak behrlendi. ilk dönem kurslannı, ders \ermek üze- re Türkiye'ye gelen dünyaca ünlü üç sa- natçı verdı. New York'takı RochesterIns- titute of Technology'e bağlı 'Cam' bölü- münün başında olan ve uluslararası pek çok merkezde eğitim veren MichaeJ Es- tes Taylor ('Sıcak Cam Üfleme'); yakla- şık 20 yıldır cam sanatıyîa ilgilenen \e dünyanın tanınmış cam sanatçılanyla or- tak projeler üreten Paul Desomma ('Ma- sif Cam ve Heykel') ile camı ve renkler- le oynamayı tutku haline getiren Micha- ela Köppl ('Lampwork ve Bon- cuk Yapımı') gerçekleş- tirdı. ."\ Projeyi hayata geçi- ren Yılmaz Yalçın- kaya da ilk eğitim dö- neminin bu kadar ve- nmlı geçmesınden mutluluk duyduğunu vurguladı. Yalçınka- ya, tüm programlara camı seven herkesı beklediklerini de söz- lerine ekledı. (Cam Ocağı Vakfı: 0 212 351 20 75 - 0 216 433 36 90/93 - :camocagi. org) Festival iki konserle sürüyor Kültür Servisi - 30. Uluslararası İstanbul Mü- zik Festivali kapsamında bugün iki konser müzikse- verlerin beğenisıne sunula- cak. Iş Sanat Konser Salo- nunda Bang On A Can All-Stars \ e Aya İrini Mü- zesi nde Şefİka Kutluer & Peter Breiner konserleri saat 19.30"da dinlenebilecek. Festival kap- samında konser verecek olan Bang On A Can All-Stars gru- bu, Michael Gordon, Da- vid Lang, Julia Wolfe, E- van Ziporvn, Brian Eno ve Tan Dun'dan oluşuyor. Konserlerinde yaşayan us- ta bestecilerin yapıtlannın yanı sıra yeni nesil besteci- lerin de yapıtlarına yer ve- ren topluluk, repertuvarla- nna yenı veya bilinen bes- tecilerden kendi sipariş et- tikleri besteleri de dahil ediyor. Şefika Kutluer (flüt) ve Peter Breiner'in (piyano) vereceği konserin programı ise oldukça zengin. Fran- cisco Canaro'nun 'Noble- za De ArrabaF, Astor Pi- azzolla'nın 'Adios Noni- no', 'Oblivion', 'Lo Que Vendra', Alfredo Gob- bi'nin 'Orlando Goni", Cole Porterın 'So in Lo- ve',JulianPla- zanın 'Melan- colico', 'Nos- talgico". Pas- cual De Gril- lo'nun 'Lagri- mas e Sonri- sas', Tito Ribero/L. Diaz Velez'in 'La Milonga y Yo', Peter Breiner ile Jan Strasser'ın 'Miss Menda- citv•', Gerordo Rodriguez, Pascual Contursi ile En- rique Maroni'nin 'La Cumparsita' ve Angel Villoldo, Enrique Disce- polo ile Juan Carlos Ca- tan'ın 'El Choclo' adlı ya- pıtlannın seslendirileceği konserde tüm düzenleme- ler Peter Breiner'a ait. Trakya Üniversitesi'nin genç yetenekleri Prof. Dr. OSMA.N İNCt* Genç üniversitelerin modern ve çağdaş düşü- nenlen: yaratıcılıklannı ve kabilıyetlerinı keş- feden ve bu yönde kendilenne bir yol çizen gençlere başannın kapılannı açıyor. Arfık üni- versitelerin. klasık sıstemı ve klasik eğitim an- layışını terk ederek yenıliğe ve çağdaşlığa yö- nelmeleri vazgeçilmezdir. Bu yıl 20. kuruluş yıldönümünü coşkuyla ve çeşitli etkınlıklerle kutlayan BalkanJar'ın tek eğitim-öğretim mer- kezi olarak "bölge üniversitesi" konumunda bulunan Trakya Üniversitesi, çağdaş kimliği destekleyen ve çahşmalannı bu anlayışa dayan- dıran genç bir üniversitedir. Devlet Konserva- tuvan'nda ilk ve ortaöğretımi de veren, bir baş- ka söylemle öğrencılennı 6 yaşında sanatla ta- nıştınp 22 yaşında mezun eden tek kamu ünı- versıtesidir. Güçlü eğitim kadrosunu Devlet Konservatuvan bünyesinde banndıran Trakya Üniversitesi. yetenekli gençlerın başanlannı eğitim kurumu çatısı altında taçlandırmak ama- cı ile kapılannı zorladıklan son dönemlenn ara- nan üniversitelennden biridır. Peki Trakya Üni- versitesi'ni bu kadar başanlı kılan nedir? Güç- lü ve dinamik eğıtımcı kadrosu. etik değerlere Bu yıl 20. kuruluş yıldönümünü kutlayan Trakya Üniversitesi'nin genç yetenekleri yurtiçi ve yurtdışında pek çok önemli başarıya imza attı. saygılı, yeniliklere açık-dürüst bir yönetim, pay- laşımcılık, îitiz ve öz\'erili çalışma, başanyı teş- vik eden ve ödüllendiren bilinçli tutum ve ekip çalışması... Dünya çapında ün yapmış öğretım üyelerinin önderlığinde gençlerini yetıştıren Trakya Üni- versitesi'nin genç yetenekleri 2000 ve 2001 "de Moskova'da 6. ve 7. Uluslararası Genç Müzis- yenler Festivali'nde orkestra eşliğinde çaldılar. Nisan ayında Bulgaristan'ın başkentı Sofya'da düzenlenen "Uluslararası Genç Müzisyenler Yarışması"ndan kucak dolusu ödüllerle ülke- lerine döndüler. Piyano, viyolonsel, trompet ve flüt ana sanat dallannda aldıkları bırincilik, üçüncülük ve mansiyon ödülleri ile ayakta alkış- Iandılar. Mart ayında Eskişehir Anadolu Üniver- sitesi'nin ev sahiplığinde düzenlenen "II. Ulus- lararası Genç Yetenekler Piyano Yarışma- sı"nda da îdil Biret, Ayşegül Sarıca gıbi isim- lerin yer aldığı jüri tarafından ıkincilık ödülüne layık görülen genç yeteneklerimiz uluslararası arenada elde ettıklen bu çifte başan ile adeta müzisyen büyüklenne taş çıkarttılar. Kültür Üniversitesi'nce düzenlenen "Uluslararası Pi- yano Yarışması"nda da Ersin Onay, Judit U- İuğ gibı isimlerinjüride görev aldığı yanşmada hiçbir yanşmacıya birincilık verilmedı. Ancak ıkıncilik ve üçüncülüğü genç sanatçılanmız ka- zandılar. Trakya Üniversitesi genç yeteneklen- nın kıskandıran bu başansı ile beyınlerimızde- kı "Üniversiteler bilim ve eğitim kurumu ol- maktan öteye gidemezler" anlayışı değişerek farklı bir anlam kazandı. Genç yeteneklerin ba- şanlan elbette ki bu iki yanşma ile sınırlı değil. Ancak sızlere burada hepsinı saymaya kalksam, sayfalar dolusu merm ortaya çıkar. Okuyuculan sıkmak değıl nıyetim. Yalnızca "Şimdiki gençler tembel, geleceğimizi bu gençliğe emanet edemeyiz" dıyen büyüklen- mıze nazıre olsun diye yazdım. Gençlenmizi küçümsemek yerine tecrübelerinizle onlara ışık tutun. lütfen. * Trakva Üniversitesi Rektörü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle