18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MAYIS 2002 PERŞEMBE 20 DVDTık film seti alan herkese. • • • • • H.'.YOUT • • • • DVD Playe DVD teknolojisinde gelınen son no im-Line sıs MP3 TOPLAM FİYAT PEŞİNAT I TAKSİT TOPLAM RYAT ırak * çıkışü DVD 2400 Shm-Une atmafc tsteyen UıkcMcı P«$w\at » 5 taksrtte 42 (XX) C DVD x 22.5 milyon = Vestel DVD Player İster 6 ister 11 taksit seçenekleriyle, Temmuz teslim. T3$ıdtr. • Fıyattara KDV dahUdtr Vestel. çjerekuğınde fılmlerde değiştkttk yapma bakktnı saklı tular 08002190112 zorluH O L D i N G MIM www.vestel.com.tr EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Samanlıktaki (ğne! "Dokuz yüz kırk ikidel Sulh dün- yası kurulsun/ Bütün Türk milletinef Yeni yıl kutlu olsun." Istanbul Maarif Kütüphanesi'nın "7942 Yıl Takvimi" bu dizelerîe baş- lar... 60 yıl geçmış! Zaman diye bir şey yoktur. Tek bir gündür zaman! Sabah güneş doğar, akşam batar. Bu, degişmez kesinlik. Yağmur, kar, fırtına, deprem, yangın, savaş, banş, üzüntü, sevınç, keder, mutluluk; hepsi bir günde yaşanır. Tekbirgün!.. "Sulh dünyası kurulsun" demiş defterdeki dızelenn şairi... Kuruldu mu? 1945'te dünya savaşı bitti, ba- nş geldi. Birleşmış Milletler örgütü kuruldu. Artık bir daha savaş yaşan- mayacak, yeni banş örgütü her tür- lü savaş tehlikesine karşı dünyanın bekçısı, koruyucusu olacak!.. Bir da- ha milyonlarca asker ölmeyecek. Mıl- yonlarca ana ağlamayacak. Milyon- larca çocuk oksüz kalmayacak... Savaşın bıttıgi gündü... Biz yirmı- lerdeki kuşak büyük umutlaıia doluy- duk. Savaştan çıkmıştık, acılar çek- mıştik ama sınır boylannda ölmemiş- tik! Bu, mucize gibi bir şeydi! Türk ulu- sunun tarihte ılk kez bir savaşın dı- şında kalabilmesi! Nerden daldım geçmişin özlemine, dertlerıne?.. "Samanlıktaki iğneyi bulmak ıçin samanlığı yakmak gibı, ABD Afganistan'ı mahvetti." Arundatrıi Roy adlı Hintyazann de- dtğı gibı, altmış yıldır "samanlıktaki ığ- neyı" bulmak içın milyonlarcaınsan acılar çekti, çekiyor... Umutsuz ara- yışlar, en koyu umutsuzluklar içinde çırpınıyor... Samanlıkta öyle bir ığne belki de yok! Ama birtakım çıkar çevreleri, bunu bilerek yaratıyoriar. Adı da var. Küreselleşme, yani kapitalist, em- peryalist güçlerin yeryüzünde sürgit egemen olmasıL. "Banş dünyası" kurulamıyorsa baş suçlu yine insanın kendisi... llkel çı- kariardan kurtaramayan, bu gıdişle kurtaramayacak olan... Umut nerde? Insanoğlunun ger- çek 'ınsan" olmasında... Anday ne demişti: "Biz insanın ceddiyizl Ge- lecek mutlu insanın"... Fatih'te küçük bir şarapçı vardı. Köfte.pide, salata. ucuz kırmızı şa- rap!.. Özdemir Asaf la bir boy tram- vay caddesinde dolaşmış, bir evin penceresınde bir başın görünmesi- ni izlemış, sonra masayaçökmuştük... Artık barış dünyasındaydık. Yannlar bizimdı; biz. genç şair, yazar kuşa- ğımızın... Bir daha savaş korkusu ya- şamayacaktık. Küçuk takvimin yaz- dığı bir gerçekti: "Banş dünyası ku- njlmuştu..." Altmış yıl sonra, şımdı nasıl aldan- dığımızı düşünüyorum. Tüm dünya aldandı! Büyuk savaşlar çıkmadı, ama banşın imzalandığt daha ılk gün başladı çekışme, bozuşma, yeni sa- vaş rüzgârtarı... Bızim banş adına bir şışe şarap içtiğimız mayıs gecesin- den birkaç gün sonra!.. Hiç de banş içinde geçmedi bu altmış ıkı yıl! Soğuksavaş kanlı bir aşa- maya varmadı, ama orda burda dün- yanın Asya'sında, Avrupa'sında, Af- rıka'sında, insanlaryınebirbiriylebo- ğuştu! Yine mılyonlarca insan oldü, milyonlarca kadın, çocuk; sayısız kent, köy, kasabaytkıldı!. Bugün bir bakın dunyaya. nerde banş, nerde hu- zur, nerde ınsanca yaşam!.. Banş, özlemekle, istemekle olmu- yorLOnceinsanoğiunudegıştırmek gerek! Kuşaklar gelip gitti, her şey ye- niden başladı... Geçmişten bir şey öğ- renilmedi. Yeni yetişenler "Bir daha biz öyle şeyter yaşamayız" dediler, ama aynı şeyterin daha betenni bir da- ha, bir daha yaptılar, yapıyorlar! Gelirler Bölge Müdürlükleri Kapanırken - 2 Faruk YALÇINER Msatçı --? *-j lke ekonomisine dişe dokunur I I katkısı olmayan onlarca ildekı V ^ defterdarhklardaydlarca,çapsız, verimsiz işlerle uğraştınlan vergi denet- menlerini buralardan kurtanp gelişmiş illerde toplayarak büyük vergi kaçak- lannı ortaya çıkarmalannı sağlayan ge- lirler bölge müdürlükleri, diğerbakan- lıklann bölge müdürlükleri ile kanştı- nknamalıdır. Bu kurumlar, kamu konutları, konu- kevleri, arabalar, dinlence yerleri sal- tanatı oldukları için kapatılacak bölge müdürlükleri ile uzak-yakın benzerli- ği olmayan; binadan, araç gereçten, in- san gücünden tasarnıfun sağlandığı, iş verimi yüksek "görev paylaşım bölge- leridir*. Türkiye'deki vergi denetimi- nin yüzde 95' ini gerçekleştiren vergi de- netmenlerinin. AB ve OECD ülkelerin- deki gibi "bölge düzeyinde denetim için örgütkndirflmeleridü-''. Kurulan 6 böl- ge müdürlüğünün 1998-2001 dönemi vergi inceleme sonuçlan bu kurumla- n kapatanlann bile yadsıyamayacağı ölçüde parlaktır. Maliye Bakanlığrrun "effiyüdırhiç- bir başangöstermemişmerkea vtrgide- nedmP uygulamasuıa Türkiye'nin top- lumsal, ekonomik, siyasal gerçekleri çerçevesinde akılcı bir seçenektir. Ver- gi daireleri çökmüş, vergi denetimi yüz- de biri bile bulmayan bir bakanlıkta tek taşın yerinden oynamasını istemeyen, başansızhğı karutlanmış bir düzenin sonsuza değin yaşatılmasında direnen bir avııç maliye bürokratı, bölge müdür- lüklerinin kapanmasıyla utku kazan- mış olmayacaktrr. Çünkü, bakanlığın vergilendirmede- ki başansızhğı "mErağın çm'ala stğ- man.'acagı" bir aşamaya erişmiştir. Işa- damlan vergilerin yüksekliğinden, balk dolayhvergilerden ötürü tepkilidir. Ger- çek görülmüştür artık; "MaKye kayırh yükümlüyü ezmekte,ülkedeki kayıtdı- şıekonomidenetimsizliktençığgibibü- yümektedir. Oranlann düşürülerekver- grnin, gefirini gizie\en diğertoplumke- simterine yaygmlaştmlması zorunlu- dur; ancak bu işi yapacakvergi vöneti- mi ortada yoktur.1 * AcınacakbirTürkçeyle yazılmış, işin uzmanlannın bile anlayamayacağı öl- çüde kanşık, çelişkili vergi yasalannı kotaranlar; bunlann nasıl uygulanaca- ğmı ve denetleneceğını düşünmedikle- ri için vergide bugünkü batağa saplan- mıştvr ülkemız. "Bakanlıgın olanakla- nnı müfettiş-uzman sanlarmı taşıyan dörtyüz merkez denetçisinin önüne se- rerek tniUetveküL, bakan, müsteşar, ge- nel müdür, daire başkanı, defterdar, YMM olmalanru sağlavıp kırk bin ge- Krterçahşanının yönetime kaührrunı en- gellemenin; kişinklerini, bilgiierinl, gö- re\1erini umursama\ arakbü\üklüğün yohuıun başkalannı küçültmekten geç- • tigini sanmanm; se^kinciliğiru baskıcı- uguı. tutuculuğun kaçuulrnaz sonucu- durbur IMF'den gelecek son kaynağın üç koşulundan bıri olarak ıleri sürülen Ma- liye Bakanhğı Gelirler Genel Müdür- lüğü'nün sıyasetten anndınlmış, özerk, etkin bir vergi yönetımı kurumuna dö- nüştürülmesi "dayatmasına!'* bir ke- sim maliye bürokratınca direnilmiş; daha önce IMF ile on yedi anlaşma ya- pıldığı unutulup on sekizincisinde ül- ke anımsanarak bakanlığın "bölün- mek" istendiğı belirtilmiştir. Buna gö- re en azyirmi rniryonyurttaşınvergi kap- samındaki akçalı işlemlerini izlemek- le yükümlü Gelirler Genel Müdürlü- ğü'nün "siyasete sonımlu. ancak sh'a- setçiden bağunsız (özerk) yapüanma- sı" AB ve OECD ülkelerindekı gibı yalnızca vergi yönetimi ve denetimin- de uzmanlaşarak işlevini özgürce sür- dürmesi sakıncah bulunmuştur. Daha da ilginci, anılan bürokratlarca "Gelir- ler Genel Müdürlüğü'nün vergi dene- timi etkinliğini bÜNÜk ölçüde arttirnuş olan gelirlerbölge müdürtüklerinin ka- patılmalannın istenmesidir". Bir ülkeye borç verenlerin alacakla- nru kurtarabilmek için o ülkede etkin bir vergi yönetimi kurulmasını isteme- leri anlaşılabilir. Ancak, o ülkede ka- zananlardan vergi alınmadığı için halk dolayh vergilerle soyuluyorsa, vergi- lendirmeden sonımlu kamu kurumunu yöneten bürokratların, başansızhkla- nnı kabul edip susmalan gerekır. Maliye bakaru ile ekonomiden so- rumlu devlet bakanı, "Sarvurganhkbir >^ana büyük bir tutumluluk ve verimli- lik örneği sergileyerek Türkiye'nin ge- leceğindeki ışıklardan birini yakan ge- lirler bölge müdüıiüklerinin kapatü- masıyla nasıl bir tasarruf sağianacağı- ru hesaplamışlardu'!-'* Susmamaları gerekir! İLAN KİRAZ ASLt\T: HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN Dosya Ko: 2000 168 Davacı Zernn Yenıceli \ekıh tarafindan da\alı Bekir Argun aleyhıne açılan manevi tazmınat da\asının yapılan açık yargılamasında %erilen ara karar gereğince: Davacı Zernn Yenıceli vekilı Av. Halıl Tükel. Kıraz Noterhğf nın 05.12.2001 tanh ve 3291 ye\Tnıye numaralı ıstifanamesı ile vekılhkten ıstifa ettiğını yine 05.12.2001 tanhlı dılekçesı ile mahkememi2e bıldırerek ıstifa dılekçesının bir orneğmın da\acı\a teblığı talebı üzenne da\acı adına çıkartılan teblıgatın ıade edılmış olması, yapılan tüm aramalara rağmen da\acınm adresi tespıt edılemedığınden ve adresı meçhul ol- duğundan istıfa dılekçesinin ve duruşma gününün ılanen tebhğine karar verılmış olup. adı geçenin duruşma günü olan 24.05.2002 giinü saat: 11.25'te mahkememizde bızzaı hazır bulunması veya kendisım bir vekıl ile temsil enirmesi. aksı halde HUMK 213 ve 377. maddelen gereğınce hakkındakı duruşmanın yokluâunda de\am edeceği \e karar venleceği. davetiye yenne geçmek ûzere davacı ZERRIN YENlCELl'ye ila- nen tebhg olunur 25.04.2002 Basın: 27967 _ PENCERE Tırit... Abdurrahman Nurertin Paşa 1882'de sadra- zam oldu, dili hafıf çalardı, yerıni pek meşhur Sa- id Paşa'ya bırakarak çekildi; sonra uzun süre, on yılı aşkın. Adliye Nazırlığı'nda bulundu... Meşhur Üsküdarlı Talat, Paşa'nın konuşmasın- dakı özellik için bir dörtlük yazmış: Vükelânın içinde doğrusu yok Kimi zahir, kimi nihani çalar En ziyade afif bildiğinin Kendi çalmaz ise lisanı çalar (Vükelâ=vekiller, zahir=açık, nihanî=gizli, afif= namuslu) Osmanlı'nın yıkılış yıllannda çalan çalanaydı; ama, bugünkü devlet yağmasını sanırım kimse düşünde bile göremezdi... • Girit bu süreçte elden gitmiştir... Oktay Ekşi dünkü yazısında Kıbns ile Girit ara- sındaki benzeriiğe değinerek diyor ki: "Girit Adası bilindiği gibı Osmanlı Imparatorlu- ğu'na ait idi. Ancak orada yaşayan Rumlar, ada- nın Yunanistan'a bağlanmasını istiyorlardı. Nite- kim 1866'da bunu resmen ilan ettiler. Daha son- ra da Osmanlı'nın Yunanlılara karşı kazandığı as- keri zafere rağmen Avrupa ülkelerinin baskısıyla Osmanlılan Girit'ten vazgeçmeye mecbur etti- ler." (Hürriyet, 15.5.2002) Girit uzun ve acıklı bir öyküdür, Osmanlı'nın kar- şısında o zaman da Yunanistan yoktu, Avrupa var- dı... Bugün Kıbns sorunundaTürkiye'nin karşısında Yunanistan yok.. Avrupa var!.. • Tırit biryemeğin adıdır... Kızartılmış ekmeği et suyuyla haşlayarak yapı- lır tirit, ekmekler yumuşadıktan sonra üzerine di- dilmiş et ya datavuk, kıyma, vesaire konup üstü- ne de sarmısaklı yoğurt dökülür... Ağzınıza layık bir yemektır... Zamane padişahı hem Girit'i hem detiriti çokse- vermiş... Girit elden gitmış.. Herkes korkuyor, haberi kim verecek padişaha?.. Düşunmüşlertaşınmışlar, biryöntem bulmuşlar, özel bir tabak ha2irtatmışlar.. Yemeğini bu tabakta sunmuşlar Sultan'a.. Padişah iştahla tiriti gövdeye indirdikten sonra, tabağın dibinde şu yazıyı okumuş: Bu yemeğin adı tirit 27 senede gitti Girit • Kıbns'a ilişkin yazı yazmaya hiçbır zaman içim elvermedi; hep gönülsüz dokunurum bu konuya; çünkü perşembenin gelışi çarşambadan bellidir; adanın kuzeyinde devlet kurmaya kalkışan Anka- ra'nın yaptığı girişimin dtş koşuliannı hiçe sayma- sı, akıl alır iş değildi. Türkiye'nin elinde bugün bile güç ve fırsat var; ama, kullanabilecek babayiğit nerde?.. Tırit yalnız bir yemeğin adı değildir.. Yetersiz.. Düşkün.. Ve âciz kişiler için de kullanılır; bu gibi durum- lardadenirki: -Tiridi çıkmış... Türkiye'nin tiridi çıkmış; Osmanlı'nın düşkünlü- ğünden beteriz... Yazık bize... ACIR\YAM ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas No: 2000 392 Karar No: 2002,86 Mahkememızin 07.03.2002 tarih \e yukanda esas ve karar numarası yazılı karan ile Denizli ili Acıpayam ilçesı Yeşilyu\a kasabası Yukan Mahal- le cilt 0065, kütük sora no: 0274 birey sırası no: 1 "de nüfusa kayıtlı bulunan Mehmet ve Fatma'dan olma Yeşilyuva 1327 doğumlu Ahmet Karadağ'ın 1949 yılından ıtibaren köyü terk ettığı, o tarihten beri kendisinden haber alınmadığını, ilan miiddet- lerinde de ortaya çıkmadığı ve yaşadığma dair kımsenin mahkemeve ba§\ urmaması nedeniyle TMK. 33'üncü maddesı uyannca GAÎPLlĞtNE karar verilmiştir. Işbu hüküm gazetede ilan edildiği tarihten itiba- ren mahkememize başvurması, bu kişi hakkında bilgisi olanlann mahkememize bilgı vermesi aksi takdırde ilan tarihınden itibaren on beş gün sonra kesinleşeceği ilan olunur. Basın: 18719 ELAZIĞ1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2001/131 lCarar No: 2002154 Davacı Suna Sanaç vekılı tarafindan mahkememi- ze açılan gaiplık davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda. Mahkememizin 07.03.2002 tarih ve 2001/131 esas. 2002' 154 karar sayılı ıtamı ile davanın kabulüne, Ela- zığ ih, Merkez, Yurtbaşu Cılt: 177, Hane: 69'da nüfu- sa kayıtlı Mehmet ve Müshme'den olma 01.12.1947 doğumlu Nazif Demırin gaıplığine karar verilmiştir. Adı geçenin ışbu ılarun gazetede yayınlandığı ta- nhten ıtibaren bir yıl içerisınde mahkememize baş- vurması, başvurmadığı takdirde karann kesinleşeceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen teblığ olunur. Basın: 27495 SEFERİHİSAR ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1996226 Karar No: 2001218 Davacı Hazine tarafindan davalılar Gülay Tuğrul vs. aleyhlerıne açılan Ürkmez beldesi Mersın alanı mevkiinde kain Seferihısar tapusunun 890 parsel no- sunda kayıtlı taşınmazın kıvı kenar çızgısmin tespiti ile tapu ıptalı ile tescil haricı bırakılması davası so- nunda, mahkememızden venlen 12.07.2001 tarihli ılamı ile kesm hüküm nedeni ile davacı hazinemn da- vasının reddine daır venlen mahkeme karan ile Hazı- ne vekilimn 21.03.2002 tarihli temyiz dılekçesi dava- lılardan Bahattin kızı Gülav Tuğrul (Bulgun) adresi- nın tespıt edilememesı nedeni ile Gülay Tuğrul'a (Bulgun) davetiye yerine kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur 27'03.2002 Basın: 27960
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle