Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
;2 NİSAN 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Karakoyunlu'dan
dcmir uyarısı
• VNKARA
(Cımhuriyet Bürosu) -
De.let Bakanı Yılmaz
Ka.-akoyunlu, Milletvekili
ZeLi Çelik'in önergesine
yanünda, Hekimhan'da
Hasan Çelebi, Sakarya-
Fenzli'de Çamdağ, Adana-
Feke'de Koruyeri, Yozgat-
Boğazlıyan'da Sankaya,
Îzmir-Torbalı'da Yazıbaşı
Beldesi demir maden
sahalannın üretime
açılabileceğıni bildirdi.
Karakoyunlu, "Yeni
sahalar işletmeye açılıp
üretime başlanmaz ise her
geçen yıl tedircen pelet
(demir cevherinin
kullanılabilecek bir şekle
getirilmış haJi) ve cevher
ithalatı son yı1larda olduğu
gibi artacaktır" uyanstnda
bulundu.
MHP kampa
giriyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
MHP, mılletvekilleri,
Merkez Yönetım Kurulu
üyeleri (MYK) ve il
başkanlanıun katılımıyla
Kızılcahamam'da kampa
giriyor. MHP lideri Devlet
Bahçeli'nin basın
toplantısiyla bugün
başlayacak olan kampta,
partinin 3 yılı
değerlendirilecek.
Bahçeli'nin, kampta
kamunun yeniden
yapılanması konusunu
masaya yatırması da
bekleniyor.
Müdafaa-i Hukuk
Hareketi
• Y\ırt Haberleri Servisi -
Istanbul'da 5 Şubat'ta
kurulan ve 17 Mart'ta ilk
genel kurulunu yapan
Müdafaa-i Hukuk
Hareketi Deraeği
Anadolu'ya yayılıyor.
Istanbul'un ardından
Antalya'da bir şube açan
derneğin genel başkanı
Ertuğrul Zekâi Ökte,
Şanlıurfa ve Tekirdağ
başta olmak üzere 12
kentte kuruluş altyapısının
hazır olduğunu belirtti.
Irfan Gökşen'in
başkanlığını yaptığı
Antalya Şubesi Yönetim
Kurulu, Adnan Vücudi
Özen. Ümit $ükrü Yazıcı.
tbrahım Bahadır Or.
Yurdal Ünsal'dan
oluşuyor.
Soysal toprağa
veriliyop
• îstanbul Haber Servisi -
Çankın'da önceki gün
geçirdiği trafik kazası
sonucu yaşamını yitiren
sürekli basın kartı sahibi
gazeteci Haluk Soysal
bugün toprağa verilecek.
Türkiye Gazeteciler
Cemıyetı'nden yapüan
açıkJamaya göre, Soysal'ın
cenazesi bugün Marmara
Cniversitesi Üahiyat
Fakültesi Camii'nde
lalınacak cenaze
naııazının ardından
toprağa verilecek.
Eren Keskin'den
AJtaylı'ya dava
• İstanbul Habcr Servisi -
İn>an Haklan Deraeği
Istınbul Şubesi Başkaru
Eren «Cesldn, gazeteci
Faah Altaylı'nın Radyo
D'Jeki yorumu sırasında,
"BenbuKeskin'iilk
gördi-ğüm yerde cinsel
tacızce bulunmazsam
nanerdim" gibi sözlerle
keadısine hakaretlerde
bu.ıiRİuğunu belirtti.
Kslcn, Altaylı hakkında
hesn suç duyurusunda
bıuuacağını hem de
taznrıat davası açacağını
ka-.dctti.
Olüm cezasının kaldırılmasının tartışıldıgı Kongo, Cibuti ve Madagaskar ile aynı grupta
Türkiye 100yıl geciktiEMtNE KAPLAN
ANKARA - Hükümetin
MHP kanaduıın itirazı nede-
niyle ölüm cezasının tümüyle
kaldırılmasına ilişkin tartışma-
lar sürerken; Adalet Bakanlı-
ğı'nın Meclis"e sunduğu veri-
ler, Türkiye'nin idamın kaldı-
nlması konusunda Uruguay,
Venezüella ve Costa Rica gibi
ülkelerin bile 100 yıl gerisin-
de olduğunu ortaya koydu.
Ölüm cezası. Uruguay'da 1907,
• Adalet Bakanlığı'nın Meclis'e sunduğu veriler, Türkiye'nin idamın
kaldınlması konusunda Uruguay, Venezüella ve Costa Rica gibi ülkelerin
bile 100 yıl gerisinde olduğunu ortaya koydu.
Kostarika'da 1877, Venezüel-
la'da ise 1863 yılında kaldın-
lırken; Türkiye, halen ölüm ce-
zasının kaldırılmasının tartı-
şıldığı Bermuda, Kongo, Cı-
buti ve Orta Afrika Cumhuri-
yeti gibi ülkeler arasında yer alı-
yor.
Adalet Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk, TBMM Adalet Ko-
misyonu'na, ülkelere göre ölüm
cezasının uygulanmasına iliş-
kin son verileri sundu. Bakan-
lığın verilerine göre, 1999 yı-
lı sonu itibanyla 70 ülke, mev-
zuahndan ölüm cezasını tama-
men çıkanrken 13 ülke ıstisna-
lar dışında idamı kaldırdı. Tür-
kiye'nin de aralannda bulun-
duğu 23 ülke ise mevzuahnda
olmasına karşın ölüm cezası-
nı uygulamıyor. Bazı ülkelere
göre dağılım ise şöyle:
Tüm suçlarda ölüm cezasını
kaldıran ülkeler: Andorra
(1990), Angola (1992), Avust-
ralya (1985), Avusturya (1968),
Karayalçın
DİSKve
KESK'ten
isim istedi
İstanbul Haber Servisi
- Sosyal Demokrat Halk
Partisı'nin (SHP) kuru-
luş çahşmalannı yürüten
Murat Karayalçın. sos-
yal demokrasinin evren-
sel ilkeleriyle, Atatürkıl
ke ve devrimlerine daya-
nan, hedef kitlesi üreten
ve çalışanlar olan. genış
katılımlı bir parti kura-
caklannı söyledi.
Fikri Sağbr ve Musta-
fa Kul'la birlikte, DtSK
Genel Merkezi'ni ziyaret
ederek DtSK Genel Baş-
kanı SükymanÇelebi'yle
görüşen Karayalçın, sivil
toplum örgütlerine çalış-
malan hakkında bilgı ver-
diklerini ve onlardan ken-
dilerine kurucu önerme-
lerini istediklerini söyle-
di. Karayalçın, daha ön-
ce SHP ve CHP'de bir-
likte çalıştıklan isimlerle,
bu partilerden aynlıp
DYP'ye,ANAP'a,HEP'e
katılan eski arkadaşlany-
la buluştuklannı, onlara
çağn yaptıklannı anlattı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
rn.kartrtsuperonline.com
Belçika (1996), Kamboçya
(1989), Cape Verde (1981), Ko-
lombiya (1910), Costa Rica
(1877), Hırvatıstan (1990), Çek
Cumhuriyeh (1990). Danimar-
ka (1978), Dominik Cumhuri-
yeti (1966), Ekvador (1906),
Finlandiya (1972). Fransa
(1981), Almanya( 1987), Yuna-
nistan (1983), Gıne Bıssau
(1993), Haıti (1987), Hondu-
ras( 1956), Macaristan(1990),
Izlanda (1928), trlanda (1990),
Italya (1994), Lihtenştayn
(1987), Lüksemburg
(1979), Mauritus( 1995),
Moldava(1995),Mozam-
bık (1990), Namibya
(1990), Hollanda( 1982),
Yeni Zelandaf 1989), Mo-
nako (1962), Nıkaragua
(1979), Norveç (1979),
Portekiz (1876), Romanya
(1989),SanMarino(1865),
Slovenya (1989), Ispanya
(1995), Isveç (1972), Is-
viçre (1992), Uruguay
(1907), Vatikan (1969),
Venezüella (1863).
Ölüm cezasını uygula-
yan ülkeler: Afganistan,
ABD, Cezayir, Ermenis-
tan, Azerbaycan, Bahama-
lar, Bangladeş, Barbados,
Belarus, Belize, Benin,
Burkina Faso, Burundi,
Kamerun, Çad, Şili, Çin,
Komoros, Kongo Demok-
ratik Cumhuriyeti, Küba,
Dominik, Mısır, Eritre, Es-
tonya. Etiyopya. Gabon,
Gürcistan, Gana, Guate-
mala, Gıne, Guyana, Hin-
distan, tran, Irak, Jamaika,
Lübnan, Lesoto, Liberya,
Libya, Litvanya, Malavi,
Malezya, Moritanya, Mo-
ğolistan, Fas, Mynanmar,
Nijerya, Oman, Pakistan,
Polonya, Katar, Rusya Fe-
darasyonu, S.Arabistan,
Sierra Leone, Singapur,
Somali, Sudan, Suriye,
Tayvan, Tanzanya. Yemen,
Yugoslavya, Zambiya,
Zimbabve, Endonezya.
r DGMSavcısı, Kutlular'ın beraatını temyiz etti 83 sanık çete oluşturmakla suçlanıyor
Karar hııkııka aykırı İGDAŞ'ta ük duruşma
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara DGM Savcısı Öroer
SuhaAMan, Türk Ceza Yasası'nın
312. maddesindeki değişikliğin ar-
dından yeniden yapılan yargılama-
da MehmetKuttular'ın 2 yıl 1 gün-
lük hapıs cezasının iptai edilerek
beraatı yönünde
verilen karan "hu-
kuka aykm oldu-
ğu" gerekçesiyle
temyiz etti. Aldan,
suçtaki tahrikin
"ülkenm kinde bu-
lunduğu durum
degerlendirikiigin-
de kamu düzeni
• DGM Savcısı Aldan,
suçtaki tahrikin "ülkenin
içinde bulunduğu durum
değerlendirildiğinde
kamu düzeni için tehlikeli
olacak vasıfta" olduğunu
vurguladı.
için tehlikeH olacak vasıfta" oldu-
ğunu vurguladı. Beraat karan, ay-
nı maddeden hüküm giyen, ancak
hukuksal konumlan tümüyle ör-
tüşmeyen Recep Tayyip Erdoğan
için de zayıf umut ışığı olmuştu.
EX3M Savcısı Ömer Suha Aldan'ın
temyiz dilekçesinde, yargılamanın
yenilenmesi isteminin yerinde gö-
rülüp. duruşma açılmasının "usul
ve yasa>'a ayku-T olduğu sa\oınu-
larak, 312. maddedeki değişiklik
çerçevesinde, Kutlular'ın başvu-
rusu için uygun hukuki yoJ bulun-
madığı öne sürül-
dü. Dilekçede,
mahkemenin
mahkûmiyet yö-
nündeki eski ka-
rarında, suçun
"tahrik" unsuru-
nun, "kamu düze-
ni için tehlikeli ola-
cak vasıfta görüJ-
tstanbul Haber Servisi - "Çete
oluşturarak İGDAŞ Oe Halk Ek-
mek'iha>ali ihaleleryolırvia doian-
dn-dıklan" öne sürüİen 83 sanığın
yargılanmasına başlandı. Tutuklu
11 sanığın tahliye edilmesiyde da-
vada tutuklu sanık kalmadı.
Eyüp Adliye-
si'nde başlayan
davanın dünkü
duruşmasında
Fuat Şengül, Al-
bayraklar davası
sanığı İstanbul
BüyükşehirBele-
diyesi Genel Sek-
reter Yardımcısı
• Çete oluşturarak
ÎGDAŞ ve Halk Ekmek'i
hayali ihaleler yoluyla
dolandırdıklan öne
sürülen 83 sanığın
yargılanmasına Eyüp 2.
Ağır Ceza'da başlandı.
Mahkeme heyeti, tutuklu olarak
yargılanan dönemin İGDAŞ Genel
Müdürü Fuat Şengül. Pazarlama
ve Satış Müdürü tbrahim Müjdat
Oğuz, Ihale Komisyonu üyesi Ta-
ran Işcan, Ironi Ajans'ın ortaklan
Tad Erdemir, Abdullah Topel Coş-
kun ve bu ajansın
muhasebecisi Me-
lin Şahin ile Lon-
ca AŞ'nin Genel
Müdürü Mehmet
BahattinÖzeL Ge-
nel Müdür Yar-
dımcısı HuhısiCi-
han Kökten. Eren
Reklam ve Mat-
mediğj" anımsatılarak, yasal de-
ğişiklikten sonra suçun unsurlan-
nın yeni bir değerlendirmeyi gerek-
tirdiği ve eski kararda göz önüne
alınmayan bir konunun sonraki hü-
kümde bir kazanılmış hak olarak
ele alınamayacağı ileri sürüldü.
Adem Baştürk'ün ifadesini tekrar-
layarak göreve başladıktan sonra Is-
tanbul'un su, çevTe ve hava kirli-
liğini ortadan kaldırdıklannı iddia
etti. Şengül, suçlamalan reddetti.
Diğer sanıklar da suçlamalan
reddederek tahliyelerini istedi.
baacılık Şirketi yetkilisi Mahmut
Taşdemir, Mehmet Ünal Erdeve
ile ViısufAydmoğlu'nun tahliyesi-
ne karar verdi.
Mahkeme, gıyabi tutuklu sanık-
lann gıyabi tutukluluk hallerini de
kaldırdı. . .
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Soru benim değil.
On yıl önce Rıze'de yaptığı ko-
nuşmanın bantları gün ışığına çı-
kınca ve hemen ardından yüksek
yargının Tayyip Erdoğan'ın AK
Parti'ye genel başkan ve kurucu
üye oiamayacağını behrleyen ka-
rann gerekçesı de açıklanınca ye-
niden alevlenen birtartışmada so-
ruluyor.
Okur e-mektuplarında da bu
soru var, meslektaş çevrelerınde
de.
Soru şu: Tayyip Erdoğan'ayö-
nelen yargı kararian, on yıllık bir
aradan sonra ortaya çıkanlıveren
kasetler demokrasinin ilkeleriyle
uyumsuz birsiyasal manevra mı-
dır? Tayyip Erdoğan -kimliğı, kim-
liğinin özellikleri ne olursa olsun,
yasal dûzlemde siyaset yapmak
üzereyola çıkan Tayyip Erdoğan-
savunulmalı mıdır? Bu, bir de-
mokratlık ödevi mıdir?
Soru bana da yöneltildi. Yanıt-
sız bırakmaya, geçıştırmeye filan
da niyetim yok.
Sonunda söylenecek olanı baş-
tan söyleyelim: Siyasal yarışta
"parti kapatma, siyasetçi yasak-
lama" gibi yöntemlere karşıyım
ve böylesi ybntemlerin demokra-
sinin ruhuyla bağdaşmadığına ina-
Tayyip Erdoğan Savunulmalı mı?
nanlardanım.
Bu gazetenin okurlan 28 Şubat
ruzgârının en hızlı estığı günlerde,
Refah Partisi'nın kapatılması üs-
tune art arda yazılan "Demokra-
tım Refahı Savunuyorum" yazı-
lannı. "aptaldemokrat" diyeanıl-
ma pahasına bunda ayak dıren-
dığını anımsarlar. (Anımsadıklan-
nı bilıyorum. Çünkü hâlâ bana
anımsatıyortar. Kımısı yermek, kı-
mısı başka demokratik ödevler
yüklemek ıçın. Hatta inatçı ve etekt-
ronık ortamda çok aktıf bir okur.
o gün bugündür, e-mektuplanna
"Sayın aptal demokrat" diye baş-
lıyor) Ayrıca ılkesel tutum bir ya-
na bırakılırsa -kı bırakılmamalı-
parti kapatmanın. siyasetçiyi ya-
sak çemberleriyle kuşatmanın, so-
nucu etkıleyen cıddi bir anlamı da
yok. Refah kapatıldı Fazilet kurul-
du; o da kapatıldı Saadef'te ka-
rar kılındı. Oda kapatılsa, sözluk-
lerde parti adı olmaya elvenşlı da-
ha çooook sozcük var.
Laıklığe ve demokrasiye yöne-
len tehlıkeyle (siyasal Islam bu
bağlamda bırtehlıkedır) cıddi mü-
cadele etmenın yolu parti kapat-
maktan, siyasetçi yasaklamaktan
değil, dinsel inançlan ıktıdara ulaş-
mak ıçın sıçrama tahtası yapan
sefil düşunceyı besleyen kaynak-
lan kurutmaktan geçiyor.
Nitekım partıleri kapatılınca "01-
suuuuun, yenisinı kuranz'' pışkin-
lıği ile pek de gözyaşı dokmeyen-
lerın, imam-hatıp lıselennın tasfi-
yesine gıden bir süreç başlatıldı-
ğında nasıl mılitanlaştıklannı, na-
sıl yaygarayı bastıklannı unırtma-
yın.
•••
Parti kapatmaya, siyasetçi ya-
saklamaya ilişkin bu kadar açık-
lama yeter.
NeAK Parti'nın kapatılmasından
yanayımnedeTayyip Erdoğan'ın
yasaklanmasından. Bunu demok-
ratik açıdan yanlış, pratik açıdan
ise yararsız buluyorum.
Bu yontem, siyasal Islamla et-
kili ve sonuç alıcı bir mücadeleyı
göze alamayanlann ucuz ve üs-
telik etkisız çabalan. Sonucu da o
kadar olabilıyor.
Oysa siyasal Islamın ıdeolojık
çızgisiyle, polrtik hedefleriyle, ya-
ratmaya yöneldığı yaşam biçımiy-
le. felsefi dayanaklanyla hesap-
laşmak hem demokrasinin ruhu-
na uygun, hem de kalıcı sonuçlar
venr.
Ama zordur.
•••
Ancak bu yazıda tartıştığımız
soru. parti kapatma ya da siyaset-
çi yasaklama değil. Soru Recep
Tayyip Erdoğan'ın Rize'deki konuş-
masının ıçeriğinden kaynaklanı-
yor.
Sahi, Rize'degörüşleri binlerce
kişinin önünde, yani inkâr kabul et-
mez bir açıklıkla "o görüşleri" dı-
le getıren bir kişi savunulmalı mı-
dır?
Bu bir demokratlık ödevı mi-
dir? Ya da demokratlann boyle bir
odevi var mıdır?
Benım yanrtım hıç duraksama-
dan: Hayır!
AK Parti liderliğıne soyunduğu
sırada "çağdaş Islam" gibi bir imaj
çızmeye çabalayan, demokrasi
ile islamı bağdaştırma hedefinı
benımsemişe benzeyen Tayyip
Erdoğan, on yıl önce Rıze'de ken-
dı iklıminde ıken, dinsel kımlık üs-
tunden polıtika yapan bezırgânla-
ra bağlanmış bir kitleye seslenır-
ken (konuşma bandında işitilen
alkışlan anımsayın) dili surçtüğü için
değil. öyle düşünduğü ıçın art ar-
da incilersıralamıştır Ustelık "Inek-
lergitti Islam geldı" filan gıbı du-
zeysiz benzetmeler, göndermeler
yaparak Talıban duzenıne alkış
tutmuştur; Cezayir"dekı körbıçak-
la kelle koparan katil sürulerinin de
aynı başarıya ulaşmasını "Allah-
tan nıyazetmış"\\r. Özledıği dün-
yayı, kaba ama belırgin fırça dar-
beleriyle çızivermiştir.
Eh, Cezayiıii kelle kopancılan-
na. Taliban denen ilkellığe övgü dü-
züp ardından demokrasiden soz
edene "Bunlardan hangisiyalan"
diye sorarlar.Hele, kendinin ya-
saklanmasından, partısının kapa-
tılma tehdidı altında olmasından
yakınıp demokrasiye sığınan "Ka-
sımpaşalı delıkanlı" lafı dolandır-
madan. "On yıl önce - on yıl son-
ra" türkusununardınagızlenme-
den "bunlardan hangisi yalan"
sorusunu bir yanıtlasın.
YadaTaliban'a, Cezayirli katil-
lere alkış tutmakla demokratlığın
nasıl bağdaştığını bıze bir anlat-
sın.
Onu savunup savunmamayı o
zaman düşünelim...
POLİTİKA GUNLITGU
HİKMET ÇETİNKAYA
PüKîmür'denHarraıfa...
Öyle haberler vardır ki insanı derinden etkiler,
yüreğinde fırtınalar koparır...
Yıllar önce Necla'nın öyküsünü dinlemiştim...
Bir Diyarbakır akşamında karanlığın içine yığı-
lıp kalan Necla'nın dramı beni başka evrene ta-
şımıştı...
1999 yılının Nisan ayıydı...
Diyarbakır ın Hançapek Mahallesi gecenin
sessizliği içindeydi!..
Iki el silah sesi duyulmuştu!..
O anda tek katlı evlerın ışıkları söndü...
Kimse dışarıya çıkmadı!..
On dört yaşındaki Necla yığılıp kaldı...
Yarı gecede pul pul olan huzün katran rengi
yalnızlığın içine gömülmüştü...
Dün sabah Pülümür'de yaşananlan okuyunca
Harran'dan Tunceli'ye, Diyarbakır'dan Hakkâ-
ri'yi dek uzandım!..
Yaşamın içindeki o küçük öyküleri anımsadım...
Tunceli'nin Pülümür ilçesindeydim gözlerimi
yumduğumda...
Dedekorkut llköğretmen Okulu Müdürü Nev-
rin Güneş, kızlar tuvaletinde 'kanlı orkid' bulun-
ca ortalığı ayağa kaldırmıştı...
"Bu orkid kimin.. hemen söylesin!"
Kız öğrenciler korkmuşlardı...
Nevrin öğretmen, elini rnasaya koydu ve yeni-
den kükredi:
"Söylemezseniz kontrol edeceğim!"
Hızını alamamıştı Nevrin Öğretmen:
"O zaman kanlı orkidi sağlık ocağına gönde-
rip tahlil yaptıracağım!"
• • •
Masanın üzerinde gazeteler ve iki kitap var...
Kendi kendime soruyorum:
"Nevrin öğretmen ne yapmak istedi?"
Haberi bir kez daha okuyorum...
Nevrin öğretmen şöyle diyor:
"Kız öğrenciler âdet günlehnde orkidlerı sağa
sola atıyoriar, bunu önlemek için bu yolu seçtim..."
Belki kendınce haklı!..
Neden bu tür olaylar hep Güneydoğu'da olu-
yor?..
Deniz Som'un 'Dere Tepe Anadolu' adlı yeni
kitabını (Günizı Yayıncılık) okuyorum...
Deniz, Tepe Tepe Istanbul'u yayımladı daha ön-
ce...
Anadolu'yu anlatıyor şimdi...
Sümeladan Çukurova'ya, Harran'dan Per-
ge'ye gidiyor, Hasankeyf te mola verip Nemrut
eteklerinde dolaşıyor...
Oralarda ınsan yaşamını, çocuklan anlatıyor...
Ben Pülümür'deki öğretmen Nevrin Hanım'ın
kız öğrencilere öfkeyle bağırışını duyar gibi olu-
yorum:
"Bu kanlı orkid kimin?"
Sonra Necla geliyor aklıma!..
On dört yaşında amcasının oğlu tarafından öl-
dürülen Necla!..
Neydi Necla'nın suçu?
Dedesi yaşındaki adamın imam nikâhlı eşi ol-
duğu halde yirmi yaşında bir genci sevmesi miy-
di?
Deniz'in kitabına bakıyorum nedense...
Deniz anlatıyor:
"Avluda bir dana, birkaç koyun ve iki keçi, bir
de köpek.
Evin, on kadarkubbeli odasını hayvanlaraayır-
mışlar ve birkısmına da ot yığmışlar..."
• • •
Pülümür'ün çocuklan polisten korkuyor...
O yüzden de, kanlı orkidleri okulda sağa sola
atan kız öğrencilere, müdür Güneş gözdağı veri-
yor:
"Kan tahlili yaptırır, polisleri çağınrım!"
Bir tuhaf benim yurdumun insanı!..
Öğretmeni, polisi, askeri, sivili.. birâlem!..
Mehmet Faraç, 'Töre Kıskacında Kadın'(Gü-
nizi Yayıncılık) adlı kitabında Harran'da öldürülen
genç kızların öyküsünü anlatırken, Deniz Som,
Nemrut eteklerinden Harran'a uzanırken binler-
ce yıllık kültürün nasıl yozlaştığını da gözler önü-
ne seriyor...
Sevecenliğin titrek kumaşını örtmüyoruz ço-
cuklanmızın üzerine...
Kimi zaman zindanlara atıyoruz çocuklarımı-
zı. kimi zaman öldürüyoruz. kimi zaman da kor-
kutuyoruz...
Bizim çocuklarımız alıç çiçeklerinden ve ta-
nelenmiş sürekli sevecenlikten yoksun!..
Onların dudakları gümüşe dönüşmüyor, onlar
hiçgülümsemiyor!..
hikmet.cetinkaya " cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
kadınlar yağmurvekuşlar
€ u n i z i V A Y ı n c ı
Tel: 0 2 1 2 - 5 1 2 42 19 Faks: 512