12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT2002SALI HABERLER MedyakrizyamtiyorYÖRET Vakfi, intiharlardan herkesin sorumlu olduğunu belirterek haberlerin veriliş biçimiyle ilgili medya ile okullar arasmda centilmenlik anlaşması yapılmasını önerdi FÎGEN ATALAY Intilıar olaylannın medyada yer al- ma sıkhğı ve biçimı, gençleri intihara sevk edebiliyor ve toplumsal krizin bü- yümesine neden oluyor. Bu konuda uzun süredir çahşmalar yapan YÖ- RET Vakfi, intihar haberlerinın veriliş biçimi konusunda medya ile okullar arasında centilmenlik anlaşması yapıl- masını önerdi. YÖRET Vakfı 'ndan Nazan Ürkmez, yurtdışında medya ile okullar arasında centilmenlik anlaşmasının yapıldığına dikkat çekerek intiharlann artmaması için herkesin üzerine düşen sorumlu- luğu yerine getirmesı gerektiğini vur- guladı. Ürkmez, çalışmalan hakkında şu bilgileri verdi: "Okuflardakrizeldp- leri oluşturma çahşmalan yapmak isti- yoruz. Bu ekiptekilerden biri medya sözcüsü olacak. Medya sözcüsünün, kriz yaşandığı anda net, açıkve doğru bilgi- yi, dramatikleştirmeden ve a>TUiülan- dırmadan medyaya aktarması hedef- leniyor. Medyanın yapüğı haberierle toplumsal kıiz arOyor. Okullar, reh- berlikservisleri suçbnıyor. Medvanm hiç nıi sonımluluğu yok?Medyanın bu ko- nuda biHnçlendirümesi için eğitüne ib- tiyaç var ve biz bu eğitimi verebitirK." Medyanın sorumiuluflu YÖRETValdVneamedyayadüşenso- rumluluklar şöyle sıralanıyor: • Haber özellikle birinci sayfadan resimli ve fiaş bir şekilde verilmemelı. • întihann ne şekilde gerçekleştiğı ay- nntılanyla verilmemeli. • tntihar eden kişi yüceltilmemeli. • Basının haber alrna ve yayma hak- kı, mağdurların yaralannı sarma hak- kının önüne geçmemelidir. • intihar eden kişi (öğrenciyse) oku- lundaki öğretmen, veli ve öğrencilerle röportaj yapmamak. üzgün çocuk re- simleri yayımlamamak gerekir. Çün- kü bunlar da şiddet etkisi yapar. • Oloıldaki basın sözcüsü ile görüş- mek en doğrusudur. Bu kişi genellikle okul müdürüdür. • Kişi veya kurumlarla centilmenlik anlaşması yapılmalıdır. Asılsız ve kay- nağı belirsiz, sansasyonel haberlerden kaçınılmalıdır. • Çocuklann ruh sağhğı açısından mümkün olduğu kadar, üç gün içinde normale dönmek gerekir. Medya, ko- nuya üç günden fazla yer vermemeli. ÖGRENCİLERİN GÖRPŞ VE ÖNERİLERİ: Gençlik kötü etkileniyor Gençler, intihar eden kişilerle ilgi- li haberlerde her gün bir başka boyu- tun irdelenerek verilmesinin kendi- lerini kötü etkilediğini, bu haberlerye- rine, aileleri ve gençleri büinçlendi- rici yazüann yer almasını istedikle- rini belirttiler. Özel KültürLisesi'nin ild öğrencisinin bu konudaki görüş ve önerileri şöyle: NîlAtak(l6yaşında): "Buhaber- ler özellikle ruhsal bozukluğu olan gençleri çok kötü etküeyebiür. TehB- keü olan herşey âgi çekiyor. FRP. sa- tanizm gibi konular, daha önce hiç il- gjsi ounamış gençlerin bfle merakını uyandmyor. Ben FRP oyununu hiç rinymamışftm, gazetede okuduktan sonra merak etmeye başladım. Mina Yeğin (18 yaşında): "Bu tûr haberler ögrencileri çok kötü etkili- yor. Saglam karakterli, aflesiyieiyi ile- tişm içmdekigençlerbuhaberierlebaş edebüir, anıa böyle ohnayanlar için tehKkefi. Bir intihar olaymdan sonra her gün bir başka boyutu didfldenip ajTinnb yaalar çıkıyor. Bunlar yeri- ne aileier ve gençleri bflinçlendirecek yazılar çıkmah." AKAN YÜCELEN'DEN VALİLİKLERE GENELGE Kürtçe isme taldp ÎBRAHtVf KARAASLAN DİYARBAKuR - Içişleri Bakanı Rüştü Kâzun Yücekn imzasıyla 81 il valiliğine gönderilen genelgede, il ve ilçe nüfiıs müdürlüklerinin çocuklara konulan Kürtçe isimler konusunda uyanlması istendi. Kürtçe isimde ısrarlı olanlann bakanlığa bildirilmesi istenen genelge üzerine, nüfus müdürlükleri vatandaşlann bu konudaki taleplerini geri çevirmeye başladı. Içişleri Bakanlığı, son haftalarda üniversitelerde yaşanan Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması talepleri ve PKK'nin Kürtçe isim eylemine başlayacağı duyumu üzerine harekete geçti. Içişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen, 3 Ocak 2002'de tüm il valilikJerine gizli bir genelge göndererek Kürtçe isim eylemleri konusunda uyardı. Kürtçe isim talepleri konusunda bakanlıktan görüş istenmesi gerektiği belirtilen genelgede şöyle denildi: "Son zamanlarda bazı nüfiıs müdüriüklerince, bazı isünlerin çocuklara ad olarak konubnasmda tereddüde düştükleri bUdirilmistir. 1587 sayıb Nüfus Kanunu'nun 16/4. maddesi "Millı kültürümüze, ahlak kurallanna, örf ve âdetlerimize uygun düşmeyen ve kamuoyunu inciten adlar konulamaz' hükmünü getirmiştir. Bu hallerde ne yolda işlem yapılacağı da Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çahşma Yönetmetiği'nin 77/2. maddesinde gösteribniştir. 1587 sayıh Nüfus Kanunu'nun 16/4. maddesine aykoıhğı nüfus müdüıiüğfince açık ve kesin bir şekilde bilinse dahi, bakanhğnnız genelgelerinde beUrtikUği gibi doğum nıtanağı istenilen ismin aile kütüğüne tescil edilerek bakanhğımızın görüşü istenecektir." Rojin ve Peün isimlerine yasak Genelgenin ardmdan, Diyarbakır'daki nüfus müdürlüklerinde çocuklannın isimlerini Kürtçe yazdırmak isteyen birçok kişinin geri çevrildiği öğrenildi. Son olarak 21 Ocak'ta Diyarbakır Bismil Ilçesi Nüfus Müdürlüğü'ne başvuran Mehmet-Amine Özbek çifti, iki çocuklanna Rojin ve PeHn ismini koymak istediklerini bildirdi. Ancak nüfus müdürlüğündeki görevliler bu isimlerin yasak olduğunu, nüfus kâğıdına yazılamayacagmı belirterek Özbek çiftini geri çevirdi. Son zamanlarda Güneydoğu'da yurttaşlann, Heval (Arkadaş), Zozan (Yayla), Roj (Gün), Jiyan (Yaşam), Rojin (Güneş), VVelat (V'atanj, Nupelda (Yeni Yaprak), Bahoz (Fırüna), Arjin (Hayat Ateşi), Mizgin (Müjde), Rengin (Renk), HeKn (Yiıva), Berivan (Oncü), Pelda (Yaprak), Roşen (Şen Yüzhj), Revşen (Gidiş), Nujiyan (Yeni Hayat) gibi ısimleri tercih ettikleri gözlendi. Mesut Yıhnaz, 2008 yıhna kadar AB'ye üyetiğin olası görünmediğini beUrttL (AA) Avrupa Konvansiyonu toplantısında konuşan Yılmaz: isteyen Kürtçe öğrenebilmefi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP lıden ve Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yıl- maz, resmi dilin ve eğitim di- linin Türkçe oünası koşuluy- la isteyenin anadilini öğrene- bileceğıni, bu kapsamda Kürt- çe kurs da açılabiieceğini sa- vundu. AJB'nin Türkiye'den anadilde eğitim istemediğini iddia eden Yılmaz, Kürtçe te- levizyon yayınına da RTÜK'ün izni ve denetimine tabı olmak koşuluy la izin ve- rilebileceğıni kaydetti. Yıl- maz, Türkiye'nin 2008 yıh- na kadar AB'ye üyeliğinin olası görünmediğini söyledi. Başbakan Yardımcısı, AB'nin geleceğinin tartışıla- cağı Avrupa Konvansiyonu hakkında TBMM'de grubu bulunan partilere AB Genel Sekreterliği ve Dışişleri Ba- kanlığı bürokratlanyla bir- likte brifmg verdi. Toplanti- nın kapalı bölümünde gün- cel konulara ilişkin değer- lendirmeler yapan Yılmaz, kısa vadeli öncelikler kap- samında 17 konu başlığının gündemde olduğunu söyle- di. Kürtçe öğrenmenin Kürt- çe eğitim anlamına gehnedi- ğini belirten Yıhnaz, * Kürt- çenin eğitim dfli olmasını ka- bul etmeyiz" dedi. Yılmaz, bu toplantının ar- dından Devlet Bakanı Nejat Arseven ve Adalet Bakanı HikmetSamiTürk ile 2.5 sa- at süren bir görüşme yaptı. 4 • • LANDAYA BİR IKI... Kolcte^We bgtlı çörek ve ksh/e A l î k folM tenctev&; ekmek JciL Hitf 1«rfc olatı Ve&tı u La PerU" admda KİotUnmıtt aürı, Meden gotvra U ?&ia'dâ uzmttde,gem b^mmM^ ; kartkâl. SALI ORHAN BURSALI Sandığın Pandorası Istanbul Beledıye Başkanlığı'nın yarattığı, Erba- kan'ın en radikal, bugünkü koşullann da utangaç şeriatçısı Tayyip Erdoğan, şimdilik fazla biranla- mı olmayan kamuoyu anketlerinden aldığı hızla "in- cilerini" ortalığa saçıyor. Bakın, içki olsun, nüfus çoğalması olsun, bütün açıklamalan, kahvehanelere, işsiz güçsüzlere, ge- cekonduya, sokağa, din bağnazlanna, bu kötü durumlanna dini vesileler arayanlara yönelik. Söyleminden, aklı başında, Türkiye'yi yannlara taşıyacak, çözümler arayacak ve üretecek, dina- mik insanlann ve beyinlerin dikkate alabileceği hiçbır şey yok. Tayyip Erdoğan, sandığın adamı. Sandığın or- talama niteliğini biliyor. Tayyip Erdoğan çoğunluğun diktatörlüğüne aday. Sandığı koyarım, yüzde 51 çıkarsa geri kalanı keser bıçerim diyen birtip. Demokrasiyi "sandıktan çıkan" sanıyor. Demokrasinin, çoğunluğun dışında, bütün fark- lı fikir ve yaşamlann bir numaralı koruyucusu ol- duğunun ayırdında. bilincinde değil. Zaten "Demokrasiyi amaçlanma ulaşmak için biraraç olarak görüyorum" dememiş miydi? Aslında her adımda söylediklerinin arkasında duruyor! ••• En son herzesi "Çoğalın, Allah ne verdiyse... çoğalmayın diyenler adeta ihaneti vataniye tav- siyesiyapıyor, sakın ha!" oldu. Denklem açık. Çoğalın! fetvasıyla, Türkiye'nin değil ama ken- di gibi politikacıların ve polrtikalann geleceğini ga- rantiye alıyor. Türkiye'de sistem, her düzeyde işsiz ve eğitim- siz yığınlar üretiyor. Büyük çoğunluğu da eğitimden, aydınlanmadan nasibini alamamaktadır ve Tayyip Erdoğan türii po- litikacılann doğal oy depoları olmaktan başka da şansları yoktur. Bu tür yurttaşlar ne kadar çoğalırsa, Tayyip Er- doğan'lann yaşama şansları da artacaktır. Denklem bu kadar basit, sıradan ve bilinen. Bütün geri kalmış ülkelerin de ortak yazgısı: İş- siz güçsüz, bilinçsiz, eğitimsiz kitlelergeri kalmış- lığı, geri kalmışlık da bu kıtleleri besleyen bir sar- mal. Ve Erdoğan bu sarmalın dümeninde. Yoksa, geleceğin, bilimin ve teknolojinin, dina- mizmin, ınsanlığın kültür birikimınin değil. Erdoğan ve partisi, ancak bataklıklarda, çökün- tülerde, yoksulluklarda, işsizliklerde yeşerebilir. Onda, geleceğimız için minik bir umudun bile olması söz konusu değil. • • • Metin Toker, önceki günkü yazısında (Milliyet), Erdoğan'ın belediyenın yönettiği mekânlarda içki yasağını uygulayabilmesini ve Istanbul'un bunu si- neye çekmesini büyük bir ayıp olarak görüyor. Ve bu yerlerde b/r "sivil itaatsizlik" kampanyasının başlatılmamasını eleştiriyor. Hakhdır. Istanbul'un, her konuda binbir derneği vb. var- dır da, topluma mutlak, tartışmasız bir üniforma giydirme denemesine karşı, yaşama özgürtüğü- müzü savunacak bir dernek ortaya çıkamamıştır. Ve hâlâ da yoktur; ve halkın bu mekânlannda içki yasağı sürmektedir. Tayyip Bey de o dönemdeki uygulamalanndan ve bu kentın sessız kalmasından edindiği tecrü- be ve aldığı güçle, arsız davranmayı kendinde hak görüyor. Içkiyi referanduma götürecekmiş. Hiç şüphem yok. Eminim ki bunu deneyecektir. Not: Tayyip Erdoğan 1 milyon dolar civannda serveti olduğunu açıkladı. Kaynağını, vergilerini de açıklamalıdır. [email protected] Demokratik Öğretmen Hareketintn ve Sosyalist Mücadelenin onurlu, inatçı ve kararlı savunucusu yoldaşımız; AHMET KARABAĞ'ı yitirdik. Ailesinin, dostlannın ve yoldaşlarının başı sağ olsun. TStP'Lİ YOLDAŞLARI VE EĞİTİM SEN'Lİ ARKADAŞLARI İSTANBUL 12. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÎLANEN YENİLEME DÎLEKÇESİ Dosya No: 2002/304 Alacaklı: Has Gıda San. \e Tic. AŞ Vekili: Av. Mahmut Küçük Borçlu: 1- Nejat Erişik, Defhe Sok. No:l/5 A.Ayran- cı-Ankara, 2- Remzı Erişik, Zıraat Mah. Sağ Sok. No:/ 7/6 Ankara Borç: 2.838.723.243.-TL'nin icra masraf ve faizleri ile birlikte tahsili. Borçlular aleyhine bonolara ıstinaden açılan müdûrlüğûmûzün 1998' 14806 sayıh dosyasından takibe devam edilirken, öderae emri ılanen tebliğ edıl- miş ve takibe devam edilmedığınden düşmüş olup, ala- caklı ve. yenıden takibe devamını talep etmiş olup, yeni- leme dılekçesmın ılanen tebliğine karar verilmiştir. Mü- dürlüğümüzün 1998, 14806 sayılı dosyası ile takibe geçilen hakkınızdaki icra takıbi yenilenmış ve müdür- Iüğümüzün 2002/304 esası ile devam etmekte olduğu ilanen tebliS olunur. 7.2.2002 Basın: 8337 Yarın: Biraz Amsterdam ve dönüş. Nüfiıs cüzdanımı, ehliyet ve kredi kartlanmı kaybettim. Hûkümsüzdür. MUSTAFA KIVANÇ YÜKSEL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle