Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKn
»dıni İLHAN SELÇUK
GenelYayınYönetmeni: İbrahim
Yıldız • Yazıişleri Müdürü: S»-
lim Alpaslan • Sorumlu Müdür:
Fikret Ilkiz • Haber Merkezi
Müdürü: Hakan Kara
tstihbarat: Cengiz Yıldırım • Ekonomi: ÖzlemYü-
zak 9 Kültür: Egemen Berköz • Spor: Abdülkadir
Yücelman • Makaleler: Sami Karaören 0 Dü-
zeltme: Abdullah Yazıcı • Bilgi-Belge: Edibe Buğ-
ra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç • AvrupaTem-
silcisi: Gürav Öz
Yayın Kurulu: İlhan Selçuk
(Başkan), Emre Kongar (Danış-
man), Orhan Erinç, Hikmet
Çetinkaya, Şükran Soner, İb-
rahim Yıldız, Orhan Bursalı.
Mustafa Balbay. Hakan Kara.
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatüık Bulvan
No:125,Kat:4,Bakanlıldar-Ankarafel:4195020(7han,
Faks: 4195027 • tzmirTemsilcisi: Serdar Krak,H Zi-
yaBlv. 1352 S. 2 3Tel: 4411220. Faks: 4419117» Ada-
na Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No:l
Kat:l.Tel:363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Müdürü: Erol
Erkut 0 Koordinatör:
Ahmet Korulsan 0 Mu-
hasebe: Bülent Yener 0
tdare: Hüseyin Gürer
0 Satış: Fazilet Kuza
REKLAM: RM. Ltd Şti.» Genel Mü-
dür Gfilbin Erduran # Koordinatön
Reha Işıtman 0 Genel MüdürYni:
Sevda Çoban 9 FİDansman Müdürü:
Çetin Erdnnn Tel: 0212 514 07 53 -
513 S4 60-61. Faks: 0212 513 84 63
Ylyuatayu: Yeni Gün Haber Aiansı Basm veYayıncılık A.Ş, Blskı: SabahYayınalık A.Ş.
Tüıkocagı Cad. 39 41 Cağalogİu 34334 Isıanbul PK: 246 - Sukeci 34435 islanbul
Tel: (0,212)512 05 05 (20 hal)
Faks. (0112)513 85 95
19ŞUBAT2002 îmsak:5.19 Gûneş: 6.47 Öğle: 12.25 tkindı: 15.20 Akşam: 17.50 Yatsı: 19.11
G U N C E L CÜTsEYT ARCAYÜREK
• Bıştarafi 1. Sayfada
YıkJnm, bu gidişle mayıs ayında yeni bir kriz çı-
•cacağını, nisan ayında Marmara Bölgesi'ndeki
54 odanın katılımıylaTaksim'de bir miting düzen-
Şeyerek herkese "külot dağıtacağını" söyledi.
Yıldırım açıklıyor "Zira o zamana kadar kimse-
de külot da kalmayacak!"
Bir başka örnek, fazla ilgi çekmeyen bir söz; "A-
man kediyi ürkütmeyelim".
Sözün sahibi ekonomi kadrosunda hatırı sayı-
lır yeri olan bir isme ait. Kamu Bankalan Ortak Yö-
netim Kurulu Başkanı Vural Akışık'a.
"Kedi", Akışık'ın piyasalara verdiği ad. Köşeye
sıkışan kedinin saldırıya geçtiğini anımsatan Akı-
şık; "Kediyi kızdırmamak lazım. 1994 krizinde ke-
di fazla kızdınlmıştı. Sonucunda kriz çıktı. Onun
için dikkat etmek lazım" diyor.
Katolik dünyası kürtaja karşı ise bizim Islamcı
siyaset adamımız Recep Tayyip Erdoğan, do-
ğum kontrolünü ihanet-i vataniye diye niteleye-
cek kadar hızlı. Hayli ilginç, halk diliyle söylernek
gerekirse hayli matrak bir taze lider RTE!
Meydan meydan dolaşıp halkı -kendi tanımına
göre- değişmiş veya gelişmiş kimliğiyle aydınlat-
maya çaljşırken örneğin Sultanbeyli'de halkın bü-
yük bir ekonomik kriz yaşadığını bağıra çığıra
söylüyor...
... Ne çare, milyonlarca aç insana milyonlarca
yeni açlareklenmesini engelleyecek doğum kont-
rolünü ihanet-i vataniye ile eş tutuyor.
Tayyip Bey'in doğum kontrolünü milleti, azart-
mak suretiyle tarihten, dünyadan silme projesi
diye adlandırırken verdiği iki örnek devlet, nüfu-
su milyarları aşan Hindistan ve Çin.
1971'lerde Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkenti
Pekin'deydim. Başkan Mao'dan sonra ülkede 2.
adam olarak tanınan Başbakan Çu-En-Lay be-
ni kabul etti.
Bir ara Çin'de nüfus artışını yılda yüzde 1 'e in-
direbilse dünyanın en mutlu insanı olacağını söy-
ledi ve:
"Bu bile yeterii değil. Yüzde 1 'lik artış, yılda nü-
fusa 100 milyon Çinli ekleyecek" dedi.
Ölüm cezası ve RTE
Doğum kontrolüne rahmetli Alparslan Türkeş
de karşı çıkmıştı.
Oysa, köyleri gezen ekipler köy kadınlannın do-
ğum kontrolü gereçierine büyük ilgi gösterdiğini
saptamışlardı.
RTE, konuştukça açılıyor... Açıldıkça sığ bir
kimliğe sahip olduğu ortaya çıkıyor.
Kamuoyu araştırmalarında da oy yüzdesi (ma-
şallah) geriye, geriye...
Yüzde 24'lerle başladı, son ankete göre yüzde
16'larda.
Konuş RTE konuş... Yüzde 10'lann altına doğ-
ru!
Doğrusu şu sıralarda RTE'den Avrupa'yı mem-
nun edecek yeni ve şaşırtıcı bir çıkış beklemeli-
yiz.
AB, idamın koşulsuz kaldınlmasını Başbakan
Ecevit'e dayattı. RTE, niçin Avrupa'nın beğeni-
sini Ecevit'le paylaşmasın?
Idam sorununu TBMM'de çözeceğiz ya:
RTE'nin de 52 adamı var Meclis'tfe.
"Savaş, çok yakın savaş tehdidi, terör suçlan
halleri dışında ölüm cezası verilemez" içeriğinde-
ki 38. maddenin anayasadan çıkarılması için
Meclis'teki oylarını verir Ecevit'in emrine... AB'nin
övgüsünü Ecevit'le paylaşır mı paylaşır.
Ne var ki; RTE'nin DSP ile birlikte hareket et-
mesiyle sorun çözülebilecek mi acaba? MHP-
DYP karşı olduklannı açıkladılar. Rakamsal ger-
çek ise 38. maddenin anayasadan ihraç edilebil-
mesi için referandum koşullu 333 oy gerekiyor.
Referandumsuz sonuç için 367 oy sağlanma-
sı zorunlu. 333-367 arasındaki oyların referan-
dum kapısını açacağını bilen Ecevit, daha yuka-
nsından vazgeçtik, 367 oyu toplayabilecek mi?
AB'nin, IMF'nin dayatmalarına kol kanat geren
Ecevitim Başbakanımın işi zor, çok zor!
Enerji yasalanııı
çıkarm
• Baştarafi 1. Sayfada
ğını belirtirken, tek en-
gelin, enerji piyasasının
düzenlenmesiyle ilgili
olduğunu vurguladılar.
îşletme hakkı devri
konusunun, IMF'ye
gönderilen niyet mektu-
bunda da taahhüt edildi-
ğini belirten yetkililer,
bu çerçevede konunun
mutlaka kanuni ya da
idari bir düzenlemeyle
halledilebileceğine işa-
ret ettiler.
Dûnya Bankası'nın,
1.3 milyar dolarlık kre-
dinin görûşüleceği icra
direktörleri toplantısını,
gerekli düzenlemelerin
yapılması halinde nisan
ayında, yapılamaması
halinde ise takip eden
aylarda gerçekleştirebi-
leceği belirtiliyor.
Toplantı için gerekli
düzenlemenin, toplantı
tarihinden en az üç haf-
ta önce tamamlanması
gerekiyor. Aynca Japon-
ya Uluslararası îşbirliği
Bankası'nın da (JBIC),
Dünya Bankası'napara-
lel, Türkiye'ye co-fi-
nansman çerçevesinde
kredi vermek için, ban-
kanın PFSAL2 kredisi-
ni serbest bırakmasını
beklediği ifade edüiyor.
JBIC'nin, PFSAL2'nin
onaylanmasının ardın-
dan yapacağı inceleme-
lerden sonra, Dünya
Bankası'nın verdiği
oranda olmasa bile ona
yakın bir kredi miktan-
nı Türkiye'ye vereceği
kaydediliyor.
Tantan: Sessizlik
uzun sürmeyecek
tstanbul Haber Servisi - Eski lçişleri Bakanı Sa-
dettin Tantan, halkın ve devletin onurunun zincir-
lendiğini buna karşın halkın sessizliğini koruduğu-
nu belirterek "Ancak milletin sessizliği uzan sü-
remeyecek" dedi. Tantan, ülkenin sorunların çözü-
mü için kaybolan adalet duygusunu yükseltmek ge-
rektiğini vurguladı.
Yeni Arayışlar Girişimi'nin Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti'nde (TGC) düzenlediği toplantıya katılan
Tantan, başlattığı "Ynrttaş Hareketi"nı anlattı.
Türkiye'nin yeni politikalar ve idealler için yeni
stratejiler geliştirmesinin önemli olduğunu vurgu-
layan Tantan, geçmişte nitelikli insan yetiştüilmesi
için kurulan pek çok kurumun değişik kesimler ta-
rafından yozlaştınldığını söyledi.
Hükümetin tutarsızlığıKarakoyunlu, her ilçede Ziraat ya da Halk Bankası şubesinin bulundurulması yönünde karar
alındığını açıkladı. MHP'li bakanlar buna itiraz ederek böyle bir karar olmadığını söylediler
EBRUTOKTAR
ANKARA - Hükümetin,
EMF'nin ön koşulu doğrultu-
sunda kamu bankalannın her il-
de 1 şubekalacakbiçimdeazal-
tılmasıkararınınüzerinden 1 ay
geçmeden, Bakanlar Kuru-
lu'ndan "geri adım" sinyalleri
gelmeye başladı. Bazı ANAP ve
MHP'li bakanlar, dünkü kurul
toplantısında memurlann maaş-
lannı almakta zorlanacağını be-
lirterek en azından her ilçede bir
kamu bankası şubesi kalmasını
istediler. Bu istemler karar hali-
ne gelmemesine karşın,
ANAP'h Devlet Bakanı Ydmaz
Karakoyunlu nun Bakanlar
Kurulu'nda, her ilçede Ziraat ya
da Halk Bankası şubesinin bu-
lundurulması yönünde karar
alındığını açıklaması, bazı
MHP'li bakanlann tepkisine y-
ol açtı. MHP'li bakanlar konu-
nun sadece tarhşıldığını vurgu-
layarak "Abnmamış kararla-
n, alınmış gibi gösteriyor" di-
yerek Karakoyunlu'ya tepki
gösterdiler.
Başbakan Bülent Ecevit baş-
kanlığında toplanan Bakanlar
Kurulu'nda gündem dışı konu-
şanTurizm Bakanı Mustafa Ta-
şar, yaklaşan turizm sezonu ne-
deniyle bankacılık hizmetleri-
nin büyük önem kazanacağını
belirtti. Turistlere kolaylık sağ-
lanması için her ilçede bir ban-
kabulunması gerektiğini söyle-
yen Taşar, memurlann da ma-
aşlannı çekmekte zorlanacağını
vurguladı. Bayındırlık ve tskân
Bakanı Abdülkadir Akcan da
bu görüşe katılarak "Üçelerde
hem Ziraat hem de Halk Ban-
kası kapatılmasın. En azın-
dan ilçenin büyüklüğünü dik-
kate alalım" dedi. Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin Öz-
kan, bu önerilerin önemli oldu-
ğunu, ancak ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı Kemal
Deniş'in görüşünün alınması
gerektiğini ifade etti.
Önerinin Derviş'e götürül-
mesi yönünde karar alınmasına
karşın, Hükümet Sözcüsü Ka-
rakoyunlu, "Taşar'm her ilçe-
de en az bir Ziraat Bankası ya
da Halk Bankası knrnlması
şeklindeki önerisi Bakanlar
Kurulu tarafından kabul edil-
di. Sayın Başhakan'ın talima-
tıyla her ilçede en az bir Zira-
at ya da Halk Bankası bulun-
durulacak" diyeaçıklamayap-
tı. Bu açıklama MHP'h bakan-
lann itirazına neden oldu.
MHP'li bakanlar, bu yönde alın-
mış bir karar olmadığını, Başba-
kan Ecevit'in, Taşar'ın isteği
çerçevesinde bir talimat da ver-
mediğini vurgulayarak "Sayin
Karakoyunlu, alinmamış ka-
rarları, alınmış gibi gösteri-
yor. Ahnmış gibi gösterilen ka-
rarlar da hep kendi partisinin
bakanlanna ait" görüşünü di-
le getirdiler.
MHP'li bakanlar, "Deprem-
le ilgili, tmar Yasası ve Istan-
bnl'daki patlamalarla ilgili
önemli açıklamalar yapüdı.A-
ma Karakoynnlu, bu konuda-
ki bilgileri birer cümleyle ge-
çiştirdL Bo tarafsız bir tutum
değil" diye tepki gösterdiler.
Aleviler laikliğiıı bekçisi
tstanbul Haber Servisi -
Alevi ve Bektaşi Kuruluşlan
Birliği Kültür Derneği'nin ka-
patılması karanna karşı tepki-
ler artarak devam ediyor. Alevi
kuruluşlan, karann kabul edi-
lemez ve utanç verici olduğu-
nu belirterek Aleviliğin bir
dünya görüşü olduğunu vurgu-
ladı.
Sanatçı Yavuz Top, bu ınan-
cm îslamiyeti son derece damı-
tıunış şekilde özümsediğıni ve
bireyin eline, beline, diline sa-
hip olmasını düstur haline ge-
tirdiğini belirterek "Elinle in-
sanlara saygısızlık etmeye-
ceksin,dilinle insanların onu-
runa hakaret etmeyeceksin,
kendine ağır geleni başkasına
söylemeyeceksin; beline sa-
hip olacaksın, kimsenin ırzı-
na, namusuna yan gözle bak-
mayacaksın. İnsan bunu yap-
tığı takdirde toplumla ban-
şık olur. Tüm dinlerin söyle-
mek istedikleri budur, Alevi-
lik de bunu en güzel şekilde
özümsemiştir" dedi. Musta-
fa Kemal'in laik ve demokra-
tik sistemini yıkabilmenin bi-
rinci koşulunun, Türkiye'deki
Alevileri susturmak veya "eh-
li sünnet" adı altında asımile
etmekle mümkün olabileceğini
söyleyen Top, Alevi toplumu-
nun laik ve demokratik sistemi
koruduğunu ve bekçisi olduğu-
nu vurguladı. Top, laik, demok-
rat yargıçlann birliği bozmak
isteyen insanlara en güzel yanı-
tı vereceğini sözlerine ekledi.
"Diyanet tşleri Başkanlığı
bu işleri her zaman yapıyor"
diye konuşan yazar Cemal Şe-
ner, Alman yetkililerin isteği
üzerine Alevilik dersleri kap-
samında okutulan kitabı nede-
niyle Diyanet'in ihbarda bu-
lunduğunu söyledi. Şener, Al-
man içişleri ve dışişleri bakan-
lıklanna kendisini ve kitabını
şikâyet eden Diyanet işleri
Başkanlığı yetkililerinin, Tür-
kiye'de de, "Almanya'daTür-
kiye'yi bölmek için Alevilik
dersleri veriliyor" diyerek
açıklamalarda bulunduğunu
belirtti. Türkiye'deki 20 mil-
yon Alevinin kendi inançlanna
göre yaşamak istediğini ifade
eden Şener, "Diyanet tşleri
Başkanbğı çifte standart uy-
guluyor. Bu kafayla Avrupa
Birliği'ne giremezler.Alevile-
rin kendi kurumlannı kurup
ibadet etmeleri kadar doğal
bir şey yoktur. Bir an önce bu
hak Âlevilere verilmelidir"
dedi.
Alevi Kültürevi'nden yapı-
lan açıklamada, Alevilerin
cumhuriyetin ve Atatürk'ün
ilkelerini tümüyle benimsediği
ve savunuculuğunu yaptığı be-
lirtildi. Açıklamada, karann
kabul edilemez ve utanç verici
olduğu ifade edilerek "Biz ya-
şıyoruz, bizi inkâr edemezsi-
niz. Türkiye'deki demokrat-
lık aşamasının hangi seviyede
olduğunu, verdiğiniz kararla
kanıtlamış oldunuz. Türkiye,
AB'ye bu zihniyetle girmek
istiyor. Aleviliğin yasaklama
ayıbınm bin an önce düzelti-
leceğine inancımız tamdır"
denildi.
AŞKANIN
TOM BROKAVV ÖZEL İZİNLE BEYAZ SARAY'A GİRDİ
BAŞKAN BUSH VE EKİBİNİ 24 SAAT BOYUNCA İZLEDİ
IRAK'TAN ENRON'A KRİTİK TOPLANTILARA KATILDI
BU AKŞAM 23:05
www.nWmsnbc.com
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
lik olumsuz tutumundan yakınırken yetkilerinin
anayasada yer aldığını söylemişti. Bunu dile ge-
tirirken de anayasayı ele geçirmiş ve Başbakan'ın
önüne atmıştı. Devreye Hüsamettin Özkan girin-
ce de işin boyutu büyümüştü.
Sonrası tufan...
Boyutlan elbette karşılaştınlamaz ama... 1. Dün-
ya Savaşı, Gavrilo Princip adlı Sırp gencinin Avus-
turya Veliaht Prensi Franz Ferdinand ve eşini 28
Haziran 1914'te Saraybosna'da öldürmesiyle baş-
lamıştı... Oysasavaşın koşulları çoktan oluşmuş, iş
birtetiğe kalmıştı...
19 Şubat 2001 'de anayasanın ağırlığıyla girdiği-
miz krizin de koşullan son 20 yılda uygulanan eko-
nomi politikalanyla oluşmuştu. Bunun üzerine bir de
yönetim krizi eklenince ekonomik kriz tetiklenmiş
oldu.
1983'te dış borcu 18 miiyar dolar olarak alan si-
yasi iktidarlann hiçbiri rakamı düşürmedi, hep yük-
seltti. Dış borca bir de iç borç eklenince kısırdön-
gü oluştu... İç borcu ödemek için dış borç, dış bor-
cu ödemek için iç borç arar hale geldik. Bu ortam-
da üretime yatınm yapmak enayiliktir" diyen iş âle-
mimiz de parayı yatırıma aktarmak yerine, paradan
para kazanmayı yeğledi. Böylece son krizin teker-
iemesi oluştu:
Paradan para kazanmak...
Borcu borçla ödemek...
Kurullar kurulu
Geçen bir yılın ekonomi politikalanna doğal ola-
rak 19 Şubat krizi damgasını vurdu. Her şeyden
önce siyaset sahnesine Kemal Derviş çıktı. Der-
viş'le birlikte IMF ile ilişkilerimiz "köprüsüz" işleme-
ye başladı. Zaman zaman IMF'nin isteyip isteme-
diği belli olmayan konularda "IMF'nin öncelikli ko-
şulu" uyansıyla düzenlemeler yapıldı!
Bakanlar Kurulu'nun yerini "kurullar kurulu" al-
maya başladı...
Bankalarla ilgili sapla samanın birbirine karıştığı
düzenlemeler yapıldı...
Tanmda üretilmesi değil, üretilmemesi gereken
ürünler politikası uygulandı...
Sanayinin kaderi, bankalann düzelmesine bağ-
landı...
Bütün bu düzenlemeleri, "Krizden bir an önce
çıkmamız için IMF kredisi şart, IMF kredisi için de
bu değişiklikler şart" anlayışı içinde yaptık. Ne ge-
tirip götüreceğini zaman gösterecek. Dünya Ban-
kasrnınbiryöneticisi "Muhteşemsiniz, tarih yazıyor-
sunuz" derken, öteki yöneticisi "7.5 yıl önce bırak-
tığım yerdesiniz" diyorsa, belirsizlik de devam edi-
yor demektir. 2002 başında yerleşen iyimser hava-
nın sürmesini, devamında kriz haberlerinin yerini
üretim haberlerinin almasını dilerken yaşamımıza
iyice yerleşen kriz için hazırladığımız sözlükten bir
kesit aktaraiım:
Krizma: Artık karizma yok, krizma var. Hüküme-
tin ayakta kalması için tıpkı karizma gibi, krizması-
nın yüksek olması gerekli ki herkes daha kötü ola-
bilir diye korksun.
Krizmoloji: "Ülkeyi krize ben soktumsa ben çıka-
nnm" ilkesine dayalı yönetim anlayışının aynntılan-
nı inceleyen bilim dalı.
Krizentabl: Kimi ülkelerde kullanılan 'ranfab/'ya-
ni verimli sözcüğünün bizdeki karşılığı. Temel ilke,
krizden para kazanmanın yolunu bulmak.
Homo Krizus: Insanbiliminin yeni çeşidi. Anado-
lu'da yaşayan, her krizde çelik gibi sağlamlaşan bir
çeşit insan.
Kriz Mühendisliği: öteki ülkelerdeki gen mühen-
disliği ve benzeri yeni alanlara inat bizde özel ola-
rak gelişen bir kavram.
Kriziko: Normal ekonomilerdeki riziko sözcüğü-
nün ağırlaşmış, krize bulaştınlmış hali. Bir işe giren
krizikoyu da göze almak zorundadır.
Krizkolik: Krizle yaşamaya alışma, kriz gelmeyin-
ce de krize girme hali.
Krizyen: Yeni bir ekonomi modeli. Krizyen eko-
nomide, paranın değeri yükselse de krizdir, düşse
de. Aynı kalırsa daha büyük sorundur! Herkes,
"Acaba bu, fırtına öncesi sessizlik mi" diye sorar...
ankcum@ttnet.net.tr
Protestana evet
Aleviye hayır
• Baştarafi 1. Sayfada
10 Kasım 1999 tarihli
karannda, davacıların
istemi doğrultusunda
Protestan Kilisesi Vak-
fı'nın tesciline karar ver-
di.
Vakıflar Genel Müdür-
lüğu, "Mevzuatımıza
göre, cemaat esasına
dayalı vakıf kuruluşu
tescil edilemez" görü-
şüyle, yerel mahkemenin
karannı temyiz etti.
Temyizi inceleyen Yar-
gıtay 18. Hukuk Dairesi,
yerel mahkemenin kara-
nnı, usule ve yasaya uy-
gun bularak onadı. Bu-
nun üzerine Vakıflar Ge-
nel Müdürlüğü, "kara-
nn düzeltilmesi" iste-
minde bulundu. Ancak,
Yargıtay 18. Hukuk Da-
iresi, genel müdürlüğün
istemini reddetti. Böyle-
ce, îstanbul Protestan Ki-
lisesi Vakfı'nın varlığı
mahkemece tescil edil-
miş oldu.
Protestan Kilisesi Vak-
fı avukatlanndan Murat
Cano, Türkiye'nin de ta-
rafı olduğu BM ve Avru-
pa Konseyi öncülüğünde
imzalanan temel hak ve
özgürlükler ile örgütlen-
me özgürlüğüne ilişkin
sözleşmelere göre, Ale-
vi-Bektaşi kitlesinin
meşru ve hukuki haklan-
nın yok sayıldığını kay-
detti. Cano, "Alevi-Bek-
taşi düşünüşü yalmzca
bir inanç değil, aynı za-
manda ve daha çok in-
sani bir duruştur. Ne
var ki bu duruş ilkelli-
ğe ve haksızlığa karşı
olduğu için karar sanki
bu duruşun örgütlen-
mesini kırmak ister gi-
bi" dedi.
Cano, Hıristiyan Orto-
doks, Katolik, Musevi,
Süryani ve Müslüman
cemaatlere vakıf ve der-
nekkurma olanağı tanın-
masına karşın aynı hak-
kınAlevi-Bektaşi kitlesi-
ne tanınmamasının eşit-
lik ilkesine aykın oldu-
ğunu söyledi.
Protestan Kilisesi Vak-
fı avukatlanndan Hüse-
yin Doğan, iki mahke-
menin benzeri konudaki
karannda "çarpıklık"
olduğunu belirterek
"Yargıtay'ın benzeri
kararları göz önünde
bulundurulmamış. An-
kara'da verilen karar
Yargıtay'ın görüşüne
uygun olmayan bir ka-
rar. Protestanların sayı-
sı Türkiye'de kaç tane?
tstanbuİ'da çok az sayı-
da. Oysa, Aleviler nere-
deyse Türkiye nüfusu-
nun dörtte biri" dedi.
Pir Sultan Abdal Kül-
tür Derneği Başkanı Ka-
zım Genç, iki kentın
mahkemelerinden farklı
karar çıkmasını çelişki
olarak değerlendirdi.