13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKn »dıni İLHAN SELÇUK GenelYayınYönetmeni: İbrahim Yıldız • Yazıişleri Müdürü: S»- lim Alpaslan • Sorumlu Müdür: Fikret Ilkiz • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara tstihbarat: Cengiz Yıldırım • Ekonomi: ÖzlemYü- zak 9 Kültür: Egemen Berköz • Spor: Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sami Karaören 0 Dü- zeltme: Abdullah Yazıcı • Bilgi-Belge: Edibe Buğ- ra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç • AvrupaTem- silcisi: Gürav Öz Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Danış- man), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İb- rahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbay. Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatüık Bulvan No:125,Kat:4,Bakanlıldar-Ankarafel:4195020(7han, Faks: 4195027 • tzmirTemsilcisi: Serdar Krak,H Zi- yaBlv. 1352 S. 2 3Tel: 4411220. Faks: 4419117» Ada- na Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No:l Kat:l.Tel:363 12 11. Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü: Erol Erkut 0 Koordinatör: Ahmet Korulsan 0 Mu- hasebe: Bülent Yener 0 tdare: Hüseyin Gürer 0 Satış: Fazilet Kuza REKLAM: RM. Ltd Şti.» Genel Mü- dür Gfilbin Erduran # Koordinatön Reha Işıtman 0 Genel MüdürYni: Sevda Çoban 9 FİDansman Müdürü: Çetin Erdnnn Tel: 0212 514 07 53 - 513 S4 60-61. Faks: 0212 513 84 63 Ylyuatayu: Yeni Gün Haber Aiansı Basm veYayıncılık A.Ş, Blskı: SabahYayınalık A.Ş. Tüıkocagı Cad. 39 41 Cağalogİu 34334 Isıanbul PK: 246 - Sukeci 34435 islanbul Tel: (0,212)512 05 05 (20 hal) Faks. (0112)513 85 95 19ŞUBAT2002 îmsak:5.19 Gûneş: 6.47 Öğle: 12.25 tkindı: 15.20 Akşam: 17.50 Yatsı: 19.11 G U N C E L CÜTsEYT ARCAYÜREK • Bıştarafi 1. Sayfada YıkJnm, bu gidişle mayıs ayında yeni bir kriz çı- •cacağını, nisan ayında Marmara Bölgesi'ndeki 54 odanın katılımıylaTaksim'de bir miting düzen- Şeyerek herkese "külot dağıtacağını" söyledi. Yıldırım açıklıyor "Zira o zamana kadar kimse- de külot da kalmayacak!" Bir başka örnek, fazla ilgi çekmeyen bir söz; "A- man kediyi ürkütmeyelim". Sözün sahibi ekonomi kadrosunda hatırı sayı- lır yeri olan bir isme ait. Kamu Bankalan Ortak Yö- netim Kurulu Başkanı Vural Akışık'a. "Kedi", Akışık'ın piyasalara verdiği ad. Köşeye sıkışan kedinin saldırıya geçtiğini anımsatan Akı- şık; "Kediyi kızdırmamak lazım. 1994 krizinde ke- di fazla kızdınlmıştı. Sonucunda kriz çıktı. Onun için dikkat etmek lazım" diyor. Katolik dünyası kürtaja karşı ise bizim Islamcı siyaset adamımız Recep Tayyip Erdoğan, do- ğum kontrolünü ihanet-i vataniye diye niteleye- cek kadar hızlı. Hayli ilginç, halk diliyle söylernek gerekirse hayli matrak bir taze lider RTE! Meydan meydan dolaşıp halkı -kendi tanımına göre- değişmiş veya gelişmiş kimliğiyle aydınlat- maya çaljşırken örneğin Sultanbeyli'de halkın bü- yük bir ekonomik kriz yaşadığını bağıra çığıra söylüyor... ... Ne çare, milyonlarca aç insana milyonlarca yeni açlareklenmesini engelleyecek doğum kont- rolünü ihanet-i vataniye ile eş tutuyor. Tayyip Bey'in doğum kontrolünü milleti, azart- mak suretiyle tarihten, dünyadan silme projesi diye adlandırırken verdiği iki örnek devlet, nüfu- su milyarları aşan Hindistan ve Çin. 1971'lerde Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkenti Pekin'deydim. Başkan Mao'dan sonra ülkede 2. adam olarak tanınan Başbakan Çu-En-Lay be- ni kabul etti. Bir ara Çin'de nüfus artışını yılda yüzde 1 'e in- direbilse dünyanın en mutlu insanı olacağını söy- ledi ve: "Bu bile yeterii değil. Yüzde 1 'lik artış, yılda nü- fusa 100 milyon Çinli ekleyecek" dedi. Ölüm cezası ve RTE Doğum kontrolüne rahmetli Alparslan Türkeş de karşı çıkmıştı. Oysa, köyleri gezen ekipler köy kadınlannın do- ğum kontrolü gereçierine büyük ilgi gösterdiğini saptamışlardı. RTE, konuştukça açılıyor... Açıldıkça sığ bir kimliğe sahip olduğu ortaya çıkıyor. Kamuoyu araştırmalarında da oy yüzdesi (ma- şallah) geriye, geriye... Yüzde 24'lerle başladı, son ankete göre yüzde 16'larda. Konuş RTE konuş... Yüzde 10'lann altına doğ- ru! Doğrusu şu sıralarda RTE'den Avrupa'yı mem- nun edecek yeni ve şaşırtıcı bir çıkış beklemeli- yiz. AB, idamın koşulsuz kaldınlmasını Başbakan Ecevit'e dayattı. RTE, niçin Avrupa'nın beğeni- sini Ecevit'le paylaşmasın? Idam sorununu TBMM'de çözeceğiz ya: RTE'nin de 52 adamı var Meclis'tfe. "Savaş, çok yakın savaş tehdidi, terör suçlan halleri dışında ölüm cezası verilemez" içeriğinde- ki 38. maddenin anayasadan çıkarılması için Meclis'teki oylarını verir Ecevit'in emrine... AB'nin övgüsünü Ecevit'le paylaşır mı paylaşır. Ne var ki; RTE'nin DSP ile birlikte hareket et- mesiyle sorun çözülebilecek mi acaba? MHP- DYP karşı olduklannı açıkladılar. Rakamsal ger- çek ise 38. maddenin anayasadan ihraç edilebil- mesi için referandum koşullu 333 oy gerekiyor. Referandumsuz sonuç için 367 oy sağlanma- sı zorunlu. 333-367 arasındaki oyların referan- dum kapısını açacağını bilen Ecevit, daha yuka- nsından vazgeçtik, 367 oyu toplayabilecek mi? AB'nin, IMF'nin dayatmalarına kol kanat geren Ecevitim Başbakanımın işi zor, çok zor! Enerji yasalanııı çıkarm • Baştarafi 1. Sayfada ğını belirtirken, tek en- gelin, enerji piyasasının düzenlenmesiyle ilgili olduğunu vurguladılar. îşletme hakkı devri konusunun, IMF'ye gönderilen niyet mektu- bunda da taahhüt edildi- ğini belirten yetkililer, bu çerçevede konunun mutlaka kanuni ya da idari bir düzenlemeyle halledilebileceğine işa- ret ettiler. Dûnya Bankası'nın, 1.3 milyar dolarlık kre- dinin görûşüleceği icra direktörleri toplantısını, gerekli düzenlemelerin yapılması halinde nisan ayında, yapılamaması halinde ise takip eden aylarda gerçekleştirebi- leceği belirtiliyor. Toplantı için gerekli düzenlemenin, toplantı tarihinden en az üç haf- ta önce tamamlanması gerekiyor. Aynca Japon- ya Uluslararası îşbirliği Bankası'nın da (JBIC), Dünya Bankası'napara- lel, Türkiye'ye co-fi- nansman çerçevesinde kredi vermek için, ban- kanın PFSAL2 kredisi- ni serbest bırakmasını beklediği ifade edüiyor. JBIC'nin, PFSAL2'nin onaylanmasının ardın- dan yapacağı inceleme- lerden sonra, Dünya Bankası'nın verdiği oranda olmasa bile ona yakın bir kredi miktan- nı Türkiye'ye vereceği kaydediliyor. Tantan: Sessizlik uzun sürmeyecek tstanbul Haber Servisi - Eski lçişleri Bakanı Sa- dettin Tantan, halkın ve devletin onurunun zincir- lendiğini buna karşın halkın sessizliğini koruduğu- nu belirterek "Ancak milletin sessizliği uzan sü- remeyecek" dedi. Tantan, ülkenin sorunların çözü- mü için kaybolan adalet duygusunu yükseltmek ge- rektiğini vurguladı. Yeni Arayışlar Girişimi'nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde (TGC) düzenlediği toplantıya katılan Tantan, başlattığı "Ynrttaş Hareketi"nı anlattı. Türkiye'nin yeni politikalar ve idealler için yeni stratejiler geliştirmesinin önemli olduğunu vurgu- layan Tantan, geçmişte nitelikli insan yetiştüilmesi için kurulan pek çok kurumun değişik kesimler ta- rafından yozlaştınldığını söyledi. Hükümetin tutarsızlığıKarakoyunlu, her ilçede Ziraat ya da Halk Bankası şubesinin bulundurulması yönünde karar alındığını açıkladı. MHP'li bakanlar buna itiraz ederek böyle bir karar olmadığını söylediler EBRUTOKTAR ANKARA - Hükümetin, EMF'nin ön koşulu doğrultu- sunda kamu bankalannın her il- de 1 şubekalacakbiçimdeazal- tılmasıkararınınüzerinden 1 ay geçmeden, Bakanlar Kuru- lu'ndan "geri adım" sinyalleri gelmeye başladı. Bazı ANAP ve MHP'li bakanlar, dünkü kurul toplantısında memurlann maaş- lannı almakta zorlanacağını be- lirterek en azından her ilçede bir kamu bankası şubesi kalmasını istediler. Bu istemler karar hali- ne gelmemesine karşın, ANAP'h Devlet Bakanı Ydmaz Karakoyunlu nun Bakanlar Kurulu'nda, her ilçede Ziraat ya da Halk Bankası şubesinin bu- lundurulması yönünde karar alındığını açıklaması, bazı MHP'li bakanlann tepkisine y- ol açtı. MHP'li bakanlar konu- nun sadece tarhşıldığını vurgu- layarak "Abnmamış kararla- n, alınmış gibi gösteriyor" di- yerek Karakoyunlu'ya tepki gösterdiler. Başbakan Bülent Ecevit baş- kanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nda gündem dışı konu- şanTurizm Bakanı Mustafa Ta- şar, yaklaşan turizm sezonu ne- deniyle bankacılık hizmetleri- nin büyük önem kazanacağını belirtti. Turistlere kolaylık sağ- lanması için her ilçede bir ban- kabulunması gerektiğini söyle- yen Taşar, memurlann da ma- aşlannı çekmekte zorlanacağını vurguladı. Bayındırlık ve tskân Bakanı Abdülkadir Akcan da bu görüşe katılarak "Üçelerde hem Ziraat hem de Halk Ban- kası kapatılmasın. En azın- dan ilçenin büyüklüğünü dik- kate alalım" dedi. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Öz- kan, bu önerilerin önemli oldu- ğunu, ancak ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Kemal Deniş'in görüşünün alınması gerektiğini ifade etti. Önerinin Derviş'e götürül- mesi yönünde karar alınmasına karşın, Hükümet Sözcüsü Ka- rakoyunlu, "Taşar'm her ilçe- de en az bir Ziraat Bankası ya da Halk Bankası knrnlması şeklindeki önerisi Bakanlar Kurulu tarafından kabul edil- di. Sayın Başhakan'ın talima- tıyla her ilçede en az bir Zira- at ya da Halk Bankası bulun- durulacak" diyeaçıklamayap- tı. Bu açıklama MHP'h bakan- lann itirazına neden oldu. MHP'li bakanlar, bu yönde alın- mış bir karar olmadığını, Başba- kan Ecevit'in, Taşar'ın isteği çerçevesinde bir talimat da ver- mediğini vurgulayarak "Sayin Karakoyunlu, alinmamış ka- rarları, alınmış gibi gösteri- yor. Ahnmış gibi gösterilen ka- rarlar da hep kendi partisinin bakanlanna ait" görüşünü di- le getirdiler. MHP'li bakanlar, "Deprem- le ilgili, tmar Yasası ve Istan- bnl'daki patlamalarla ilgili önemli açıklamalar yapüdı.A- ma Karakoynnlu, bu konuda- ki bilgileri birer cümleyle ge- çiştirdL Bo tarafsız bir tutum değil" diye tepki gösterdiler. Aleviler laikliğiıı bekçisi tstanbul Haber Servisi - Alevi ve Bektaşi Kuruluşlan Birliği Kültür Derneği'nin ka- patılması karanna karşı tepki- ler artarak devam ediyor. Alevi kuruluşlan, karann kabul edi- lemez ve utanç verici olduğu- nu belirterek Aleviliğin bir dünya görüşü olduğunu vurgu- ladı. Sanatçı Yavuz Top, bu ınan- cm îslamiyeti son derece damı- tıunış şekilde özümsediğıni ve bireyin eline, beline, diline sa- hip olmasını düstur haline ge- tirdiğini belirterek "Elinle in- sanlara saygısızlık etmeye- ceksin,dilinle insanların onu- runa hakaret etmeyeceksin, kendine ağır geleni başkasına söylemeyeceksin; beline sa- hip olacaksın, kimsenin ırzı- na, namusuna yan gözle bak- mayacaksın. İnsan bunu yap- tığı takdirde toplumla ban- şık olur. Tüm dinlerin söyle- mek istedikleri budur, Alevi- lik de bunu en güzel şekilde özümsemiştir" dedi. Musta- fa Kemal'in laik ve demokra- tik sistemini yıkabilmenin bi- rinci koşulunun, Türkiye'deki Alevileri susturmak veya "eh- li sünnet" adı altında asımile etmekle mümkün olabileceğini söyleyen Top, Alevi toplumu- nun laik ve demokratik sistemi koruduğunu ve bekçisi olduğu- nu vurguladı. Top, laik, demok- rat yargıçlann birliği bozmak isteyen insanlara en güzel yanı- tı vereceğini sözlerine ekledi. "Diyanet tşleri Başkanlığı bu işleri her zaman yapıyor" diye konuşan yazar Cemal Şe- ner, Alman yetkililerin isteği üzerine Alevilik dersleri kap- samında okutulan kitabı nede- niyle Diyanet'in ihbarda bu- lunduğunu söyledi. Şener, Al- man içişleri ve dışişleri bakan- lıklanna kendisini ve kitabını şikâyet eden Diyanet işleri Başkanlığı yetkililerinin, Tür- kiye'de de, "Almanya'daTür- kiye'yi bölmek için Alevilik dersleri veriliyor" diyerek açıklamalarda bulunduğunu belirtti. Türkiye'deki 20 mil- yon Alevinin kendi inançlanna göre yaşamak istediğini ifade eden Şener, "Diyanet tşleri Başkanbğı çifte standart uy- guluyor. Bu kafayla Avrupa Birliği'ne giremezler.Alevile- rin kendi kurumlannı kurup ibadet etmeleri kadar doğal bir şey yoktur. Bir an önce bu hak Âlevilere verilmelidir" dedi. Alevi Kültürevi'nden yapı- lan açıklamada, Alevilerin cumhuriyetin ve Atatürk'ün ilkelerini tümüyle benimsediği ve savunuculuğunu yaptığı be- lirtildi. Açıklamada, karann kabul edilemez ve utanç verici olduğu ifade edilerek "Biz ya- şıyoruz, bizi inkâr edemezsi- niz. Türkiye'deki demokrat- lık aşamasının hangi seviyede olduğunu, verdiğiniz kararla kanıtlamış oldunuz. Türkiye, AB'ye bu zihniyetle girmek istiyor. Aleviliğin yasaklama ayıbınm bin an önce düzelti- leceğine inancımız tamdır" denildi. AŞKANIN TOM BROKAVV ÖZEL İZİNLE BEYAZ SARAY'A GİRDİ BAŞKAN BUSH VE EKİBİNİ 24 SAAT BOYUNCA İZLEDİ IRAK'TAN ENRON'A KRİTİK TOPLANTILARA KATILDI BU AKŞAM 23:05 www.nWmsnbc.com G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada lik olumsuz tutumundan yakınırken yetkilerinin anayasada yer aldığını söylemişti. Bunu dile ge- tirirken de anayasayı ele geçirmiş ve Başbakan'ın önüne atmıştı. Devreye Hüsamettin Özkan girin- ce de işin boyutu büyümüştü. Sonrası tufan... Boyutlan elbette karşılaştınlamaz ama... 1. Dün- ya Savaşı, Gavrilo Princip adlı Sırp gencinin Avus- turya Veliaht Prensi Franz Ferdinand ve eşini 28 Haziran 1914'te Saraybosna'da öldürmesiyle baş- lamıştı... Oysasavaşın koşulları çoktan oluşmuş, iş birtetiğe kalmıştı... 19 Şubat 2001 'de anayasanın ağırlığıyla girdiği- miz krizin de koşullan son 20 yılda uygulanan eko- nomi politikalanyla oluşmuştu. Bunun üzerine bir de yönetim krizi eklenince ekonomik kriz tetiklenmiş oldu. 1983'te dış borcu 18 miiyar dolar olarak alan si- yasi iktidarlann hiçbiri rakamı düşürmedi, hep yük- seltti. Dış borca bir de iç borç eklenince kısırdön- gü oluştu... İç borcu ödemek için dış borç, dış bor- cu ödemek için iç borç arar hale geldik. Bu ortam- da üretime yatınm yapmak enayiliktir" diyen iş âle- mimiz de parayı yatırıma aktarmak yerine, paradan para kazanmayı yeğledi. Böylece son krizin teker- iemesi oluştu: Paradan para kazanmak... Borcu borçla ödemek... Kurullar kurulu Geçen bir yılın ekonomi politikalanna doğal ola- rak 19 Şubat krizi damgasını vurdu. Her şeyden önce siyaset sahnesine Kemal Derviş çıktı. Der- viş'le birlikte IMF ile ilişkilerimiz "köprüsüz" işleme- ye başladı. Zaman zaman IMF'nin isteyip isteme- diği belli olmayan konularda "IMF'nin öncelikli ko- şulu" uyansıyla düzenlemeler yapıldı! Bakanlar Kurulu'nun yerini "kurullar kurulu" al- maya başladı... Bankalarla ilgili sapla samanın birbirine karıştığı düzenlemeler yapıldı... Tanmda üretilmesi değil, üretilmemesi gereken ürünler politikası uygulandı... Sanayinin kaderi, bankalann düzelmesine bağ- landı... Bütün bu düzenlemeleri, "Krizden bir an önce çıkmamız için IMF kredisi şart, IMF kredisi için de bu değişiklikler şart" anlayışı içinde yaptık. Ne ge- tirip götüreceğini zaman gösterecek. Dünya Ban- kasrnınbiryöneticisi "Muhteşemsiniz, tarih yazıyor- sunuz" derken, öteki yöneticisi "7.5 yıl önce bırak- tığım yerdesiniz" diyorsa, belirsizlik de devam edi- yor demektir. 2002 başında yerleşen iyimser hava- nın sürmesini, devamında kriz haberlerinin yerini üretim haberlerinin almasını dilerken yaşamımıza iyice yerleşen kriz için hazırladığımız sözlükten bir kesit aktaraiım: Krizma: Artık karizma yok, krizma var. Hüküme- tin ayakta kalması için tıpkı karizma gibi, krizması- nın yüksek olması gerekli ki herkes daha kötü ola- bilir diye korksun. Krizmoloji: "Ülkeyi krize ben soktumsa ben çıka- nnm" ilkesine dayalı yönetim anlayışının aynntılan- nı inceleyen bilim dalı. Krizentabl: Kimi ülkelerde kullanılan 'ranfab/'ya- ni verimli sözcüğünün bizdeki karşılığı. Temel ilke, krizden para kazanmanın yolunu bulmak. Homo Krizus: Insanbiliminin yeni çeşidi. Anado- lu'da yaşayan, her krizde çelik gibi sağlamlaşan bir çeşit insan. Kriz Mühendisliği: öteki ülkelerdeki gen mühen- disliği ve benzeri yeni alanlara inat bizde özel ola- rak gelişen bir kavram. Kriziko: Normal ekonomilerdeki riziko sözcüğü- nün ağırlaşmış, krize bulaştınlmış hali. Bir işe giren krizikoyu da göze almak zorundadır. Krizkolik: Krizle yaşamaya alışma, kriz gelmeyin- ce de krize girme hali. Krizyen: Yeni bir ekonomi modeli. Krizyen eko- nomide, paranın değeri yükselse de krizdir, düşse de. Aynı kalırsa daha büyük sorundur! Herkes, "Acaba bu, fırtına öncesi sessizlik mi" diye sorar... [email protected] Protestana evet Aleviye hayır • Baştarafi 1. Sayfada 10 Kasım 1999 tarihli karannda, davacıların istemi doğrultusunda Protestan Kilisesi Vak- fı'nın tesciline karar ver- di. Vakıflar Genel Müdür- lüğu, "Mevzuatımıza göre, cemaat esasına dayalı vakıf kuruluşu tescil edilemez" görü- şüyle, yerel mahkemenin karannı temyiz etti. Temyizi inceleyen Yar- gıtay 18. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kara- nnı, usule ve yasaya uy- gun bularak onadı. Bu- nun üzerine Vakıflar Ge- nel Müdürlüğü, "kara- nn düzeltilmesi" iste- minde bulundu. Ancak, Yargıtay 18. Hukuk Da- iresi, genel müdürlüğün istemini reddetti. Böyle- ce, îstanbul Protestan Ki- lisesi Vakfı'nın varlığı mahkemece tescil edil- miş oldu. Protestan Kilisesi Vak- fı avukatlanndan Murat Cano, Türkiye'nin de ta- rafı olduğu BM ve Avru- pa Konseyi öncülüğünde imzalanan temel hak ve özgürlükler ile örgütlen- me özgürlüğüne ilişkin sözleşmelere göre, Ale- vi-Bektaşi kitlesinin meşru ve hukuki haklan- nın yok sayıldığını kay- detti. Cano, "Alevi-Bek- taşi düşünüşü yalmzca bir inanç değil, aynı za- manda ve daha çok in- sani bir duruştur. Ne var ki bu duruş ilkelli- ğe ve haksızlığa karşı olduğu için karar sanki bu duruşun örgütlen- mesini kırmak ister gi- bi" dedi. Cano, Hıristiyan Orto- doks, Katolik, Musevi, Süryani ve Müslüman cemaatlere vakıf ve der- nekkurma olanağı tanın- masına karşın aynı hak- kınAlevi-Bektaşi kitlesi- ne tanınmamasının eşit- lik ilkesine aykın oldu- ğunu söyledi. Protestan Kilisesi Vak- fı avukatlanndan Hüse- yin Doğan, iki mahke- menin benzeri konudaki karannda "çarpıklık" olduğunu belirterek "Yargıtay'ın benzeri kararları göz önünde bulundurulmamış. An- kara'da verilen karar Yargıtay'ın görüşüne uygun olmayan bir ka- rar. Protestanların sayı- sı Türkiye'de kaç tane? tstanbuİ'da çok az sayı- da. Oysa, Aleviler nere- deyse Türkiye nüfusu- nun dörtte biri" dedi. Pir Sultan Abdal Kül- tür Derneği Başkanı Ka- zım Genç, iki kentın mahkemelerinden farklı karar çıkmasını çelişki olarak değerlendirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle