Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 1 ŞUBAT 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ibrahim Sevimli
toprağa verildi
• HA.YN0Y ER
(Cumhuriyet)-
Yakılandığı amansız
hastahktan
kurtulamayarak geçen
hafta hayatını kaybeden,
1980 öncesınin en büyük
sol hareketlerinden
'Devrimci Yol'un
Avrupa'dakı önde gelen
isimlerinden İbrahım
Sevimli, diin Haru^er'de
toprağa venldi. ÖDP
Genel Başkan Yardımcısı
Haydar Ilker, Eğitım-Sen
Genel Başkanı Alaattin
Dinçer ve yayıncı Ragıp
Zarakolu'nun da
aralannda bulunduğu
katılımcılar. düzenlenen
törende Sevimli'nin aydın,
mücadeleci kinüiğine
dikkat çektiler. Sevinıli.
Seelhorst Mezarlığı"ada
toprağa verıldi.
kapıya' destek
• İstanbul Haber Servisi -
F tipi cezaev lerine karşı
başlatılan ölüm orucunun
durdurulması için önerilen
"Üç kapı üç kilit"
projesine aydınlar destek
verdi. tnsan Haklan
Derneği istanbul
Şubesi"nde aydınlar adına
açıklama yapan yazar
Emin Karaca, "Biz artık
sağır makamlan aşarak
kamuoyuna. halka
sesleniyoruz. Çünkü
duymayan makamlardan
çözüm beklemenin yaran
yok. Ancak kamuoyu
yeterii tepkiyi verirse bu
ölümler durdurulur" dedi.
'2002 dönihn
noktası
1
• BARTEN(AA)-
Türkiye Odalar ve
BorsalarBirhğı(TOBB)
Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'yi
Ikinci Dünya Savaşı'nda
ekonomisi çöken
Almanya ve Japonya'ya
benzeterek "Türkiye'nin
2002'si, Almanya ve
Japonya'nın 1946'sıdır"
dedi. 2002'nin Türkiye'de
değişim ve dönüşümün
yaşandığı yıl olması
gerektiğini belirten
Hisarcıklıoğlu, "Ülkemiz
ıçin 2002 kntik yıl,
konjonktürel avantajın iyi
kullanılması gerekir.
Avantajlan
değerlendiremedigimiz
zaman olduğumuz yerde
sayarız" dedi.
Yasak yayınlar
• ANKARA(AA)-
Içişleri Bakam Rüştü
Kâzım Yücelen, 2001
yılında 1309 yayın
hakkında yasaklama
karan venldığini bildirdi.
Yücelen, ANAP istanbul
Milletvekili Emre
Kocaoğlu'nun soru
önergesini yamtlarken
yurtiçinde basılan
yayınlardan, 1997 yılında
1235, 1998 yılında 1619,
1999 yılında 1627,
2000 yılında 1565 ve
2001 yılında 1309 adet
çeşitli yayın hakkında
toplatma karan
verildiğini ifade etti.
Açıklama
I Yurt Habeıieri Servisi -
Çevre Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamada.
Ekspres operasyonu
kapsamında bakanlıkta
belge hazırlamakla görevli
Fahrettin D. adlı bir
kişinin gözaltına almdığı
iddialannın doğru
olmadığı belirtildi.
Açıklamada,
"Bakanlığımız
bünyesinde merkez ve
taşra teşkılatında görev
yapan Fahrettin D. isımli
bir kişinin bulunmadığı
belirlenmiştir"
denildi.
Mahkemenin kapatma kararmı da\ anclırdığı yasa maddelerinin değiştiıilnıesi istendi
Aleviler azınlıkdeğilANKARA/İSTANBUL
(Cumhurivet) - Alevi-Bektaşi
Kuruluşlan Bırliği Demeği'nin
kapatılmasına tepkiler sürüyor.
Avustralya Alevi Toplum Kon-
seyi, karann "basit bir dernek
kapatma kararT olmadığını.
asıî hedefın "Alevi kinüiğinin in-
kân" olduğunu kaydetti. Kon-
sey, Alevi ve Bektaşilığın bir
mezhep olmadığını da vurgula-
dı.
Eski CHP mılletvekıli Mus-
tafa Timisi, **Kararyıllardu- bö-
lücülüğe karşı amansız bir sa-
vaş yürüten devletimiz açısro-
dantalihsizolmuştur" dedi. Di-
• Avustralya Alevi Toplum Konseyi, insanlann
kimliklerinin gönnezden gelinerek ortadan yok olmasının olanaksız
olduğunu bildirdi.
meterine olanaksağlayacakana-
yasal güvenceleri yerine getir-
mekleyıikünüüdürler" denildi.
Eski Avrupa Alevi Bırlikleri
Federasyonu Genel Başkanı İs-
mail Elçioğlu, mahkemeninka-
patma karanyla Alevi toplumu-
nun yok sayıldığını söyledi. Ale-
vilerin Türkiye'de azınlık ol-
madığına işaret eden Elçioğlu,
"Aleviler Cumhuriyetin kuru-
luşunda onu kuran kadrolaıia
yanet Işleri Başkanlığı, Alevi-
lerin de namazlannı camilerde
kıldığını savunarak "Bu husus-
lar ve gerçekler dikkate aimdı-
ğında, meseienin ülkemizin ve
milletimizin düü-miltibirtiğinin
aynızamanda dirlik konusunun
da tenıel şartı olduğu gerçeği
göz önünde bulundurulmalı-
dır" görüşünü ileri sürdü.
Avustralya Alevi Toplum
Konseyi'nden yapılan yazılı
açıklamada, insanlann kimlik-
lerinin görmezden gelinerek or-
tadan yok olmasının olanaksız
olduğu belirtilerek "Türkiye
Cumhuriyeti demokratik, çağ-
daş ve insan haklanna saygıh
bir deviet olmak istiyorsa iilke
smırtan içerisindeyaşavan insan-
lann tüm ulusaL inançsaL, kül-
türeLcinsel farkhhklannı lûçbir
baskı altında kalmadan özgür-
ceyaşayabilmelerine ve ifade et-
en önde görev yaparakbu ülke-
nin temeüne harç koymuşlar-
dır. Aleviler Atarürk devriinle-
rinin yanında, laik cumhurivet
devletinin savunucusu, banşın
ve demokrasinin yıbnaz bekçi-
sdirler" dedi.
Eski CHP mılletvekili Mus-
tafa Timisi, Alevilerin sağduyu-
larını koruyup birtakım tahrik
ve provokasyonlara alet olma-
yacaklarını vurgudı.Timisi,
TBMM'yi oluşturan siyasi par-
tilere ve mületvekıllerine ya-
salann yeniden düzenlenemesi
için tanhi bir görev ve sorum-
luluk düştüğünü kaydetti.
Alevi bırlikleri temsilcileri:
Kapatma
karan
boluculuktur
• Alevi kuruluş ve demek temsilcileri,
Türkiye'nin aydınlık yüzünü oluşturan Alevi
kuruluşlannm kapatılmasının, devleti
yönetenlerin akıl almaz bir davraruşı
olduğunu ifade ettiler.
İstanbul Haber Servisi -
Okmeydanı'ndaki Hacı
Bektaş Veli Anadolu Kül-
tür Vakft'nda ortak basın
toplantısı düzenleyen Is-
tanbul'daki Alevi kuruluş
ve derneklerinın temsilci-
leri, "Alevilerin aztnhk de-
ğil, Cıımhuriyet'inkurucu
unsurtanndan olduğunu''
belirttüer.
Dün gerçekleşen top-
lantıda konuşan Alevi-
Bektaşi Kuruluşlan 2. Baş-
kanı ve Kartal Cemevi
Vakfı Başkanı Mehmet
Boy, kapatüan Alevi- Bek-
taşi Kuruluşlan Birliği
Kültür Demeği'nin laiklik
ve demokrasinin savunu-
cusu olduğunu ifade ede-
rek çahşmalarmı ırk, dıl,
din ve siyasal görüş ayn-
mı yapmadan yürüttükle-
rini kaydetti. Derneğin hiç-
bir siyasi parti, örgüt ve
ideolojik yapılanmaya
bağlı olmadığını kayde-
den Boy, Aleviliğin, ınsa-
nı temel alan ve en yüce
değer olarak kabul eden
bir kültür olduğunu vurgu-
ladı. Boy, " Alevilik bir
mezhep değil, özgün bir
kültür, felsefe veyaşam bi-
çimidir. Aleviler, Anadolu
tarihinin hiçbir zamanın-
da azuıhk olmanuşlardu*.
Tarihçflerin kabul ettiği gi-
bi, Anadolu'da Türk dttB
ve kültürünün yaşaması
Aleviler sayesinde gerçek-
leşmiştir" diye konuştu.
Boy, şöyle devam etti:
"Burada yapıhnası gere-
ken. MecnYteki vekilkri-
mizin medeni cesaretieri-
ni toplayıp haklanmızı ya-
salarla betirlemeleridir. Ye-
küfcrimizden Diyanettşle-
ri BaşkanhğTnın Aleviliği
yok sayan fetvalannı din-
lemelerini değil, yasalan
çağunızm ve toplumun ih-
tiyaçlanna göre haarlayıp
değiştirmelerini beküyo-
ruz. Türkiye AB yoluna
gümişken Türkhe'nin ay-
dınlık yüzünü oluşturan
Alevikuruluşlann kapaûl-
masu Türkhe'yi yöneten-
lerin akıl almazbir davra-
ntşKhr. Bu mahkeme kara-
ruun Yargıtay'dan döne-
ceğine inamyoruz. AİHM
kapdarmagidip de ülkemi-
zişikâyetetmekonumuna
gelmek bizleri derinden
yaralar."
Hacı Bektaş Veli Kültür
ve Tanıtma Derneği Genel
Başkam Dr. Beyzade Öz-
kahraman da, Ale\i yurt-
taşlann Atatürk'ün önder-
liğinde Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nı gerçekleştiren
Ku\ayı Milliye ruhunu ta-
şıdığım söyledi. Alevile-
rin yıllardan beri uygula-
nan asimilasyon politika-
lanna karşın varlıklannı
sürdürdüğünü \-urgulayan
Özkahraman, "Atevüikbö-
lucülükdeğidir.Bizter Ata-
türk'ün yolundan yürüve-
rek yurtta ve dünyada ba-
rtşı flke edindik Di>unet
tşleri Başkanbğı'ıun büt-
çesi beş aln bakanbğm büt-
çesine eşit olup ve yıllar-
dan beri v'alnızca bir mez-
hebin nıensuplanna biz-
met etmektedir. Yurttaş-
lar arasmda aynmcılık ya-
pan asü bu uygulama bö-
İücülüktürr
' diye konuştu.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
AC\-
&IÇAKLARI
m.kart(a superonline.com.tr
Yılmaz, eğitim kalitesinin düzeltilmesi gerektiğini söyledi:
YOK sakalla uğraşıyor
liğinden ohnuyor" diye konuştu.
Türkiye'de gençlere çağdaş öl-
çütlerde eğitim olanağı sunubna-
dığını anlatan ANAP Genel
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - ANAP lideri ve Başbakan
Yardımcısı Mesut Yılmaz.
YÖK'ün eğitim kalitesi yerine kı-
yafetle, saçla sakalla
uğraştığmı kaydetti.
Başbakan Yardımcı- Kongresi'ne katılan Yılmaz, YÖK'ü eleştirirken
m e c i
-
6
°y
f a r i d a
y^"
sıYıbnaz,partısininl. -u~..u^ « M * n n ,
OlağanGençlikKolla-
n Kongresi'ne katılarak
gençlere hitap etti. Tür-
• Partisinin I. Olağan Gençlik Kollan
siyasilerin de gençleri arka bahçe olarak
görmekten vazgeçmeleri gerektiğini belirtti.
Yapılan oylamanm ardından,
Turizm Bakanı Mustafa Taşar ile
Çahşma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Yaşar Okuyan gibi etkili
- ^ ^ ^ — ANAPTılann da des-
teklediği Emre Dök-
Tı
kiye nüfusunun büyük bölümü-
nün dınamik, genç kitlelerden oluş-
tuğunu kaydeden Yılmaz. "Genç
nüfus yapısı bir ülkenin büyük po-
tansiyeBdir. Bu zenginliğin kaJkm-
mada avantaja dönüşmesi kendi-
Başkanı Yıhnaz, YÖK'ün türban
uygulamasını eleştirdi. Yılmaz,
" YÖK eğitim kaütesini düzehmek
yerine kıhk-kıyafet ve saç- sakal
şbi şekli şeylerk uğraşıyor*1
diye
konuştu.
şıkaybetri. ANAP Ge-
nel Başkan Yardımcı-
sı Erkan Mumcu ve
başkanhk divanının
yeni üyelerinin desteklediği Ba-
ki Mert ıse ANAP Gençlik Kol-
lan Genel Başkanı seçildi.
Baki Mert. 900 oyun 453'ünü
alırken Emre Dökmeci 447 oy-
da kaldı.
IRMIKI AYDIN ENGİN aenginıV' doruk.net.tr
Sabrınızı zorlayacağım.
Türkiye'de eğitim sistemine
musallat olmuş bir anlayışla he-
saplaşacağım. Tekyazı yetmez-
se, ki yetmeyecek, iki, o da yet-
mezse üç gün bunu yazaca-
ğım. "Ülkenin bunca ciddi so-
runu varken, ne demeye bu-
nunla uğraşıyorsun" demeyin.
Ülkenin bunca cıddi sorunlarîa
uğraşır hale gelmesinin kaynak-
larından birıyle hesaplaştığımı-
za inanıyorum. Bu kafalann ye-
tiştirdiği öğrencilerin uğrayaca-
ğı kaçınılmaz bilinç sakatlan-
ması ve değerier bunalımı, Tür-
kiye'deki çürümeye giden yo-
lun taşlarını döşedı, döşüyor.
Yanı sabnnızı zorlamaya ka-
rarlıyım.
•••
Şubat ayı başında bir Tırmık
yayımlandı. istanbul Üniversite-
si Işletme Fakültesi'nde "Işlet-
me Matematiği" ders kitabın-
da yer alan bir soru olduğu gi-
bi aktarıldı ve ardından bu so-
rudavıcıkvıcıksıntan "değer öl-
çüleri" sorgulandı. Soruyu bir
kez daha alıntılıyorum:
"Amerıka'ya lisansüstü ça-
lışmalar yapmak üzere giden
Mehmet, iki kız arkadaş edin-
miştir. Bunlar Mary ve
Bir Zorunlu Hesaplaşma
Nancy'd/r.
Mehmet'in deneyimbhne go-
re:
a) Mary olgun bir kızdır ve
kiasiklerden zevk almaktadır.
Böyle bir yerde onunla 3 saat
birlikte olmak 12 dolara mal ol-
maktadir.
Diğer taraftan Nancy daha
çok popüler eğlenceleri yeğ-
lemektedir. Onunla böyle bir
yerde 3 saat birlikte otmanın
maliyeti de 8 dolardır.
b) Mehmet'in bütçesi gönül
ışlerıne ancak ayda 48 dolar
ayırmasına olanak vermekte-
dir. Aynca. derslehnın ve çalış-
ma koşullarının ağıroluşundan
dolayı, kızarkadaşlanna en faz-
la ayda 18 saatlik süre ve 40.000
kaloriiik enerji ayırabilmektedir.
c) Mary ile her buluşmasın-
da 5.000 kaloh enerji harcayan
Mehmet, Nancy için bunun iki
katını harcamaktadır.
Eğer Mehmet'in Mary ile bu-
luşmaktan beklediği mutlulu-
ğun 6 birim ve Nancy ile buluş-
maktan beklediği mutluluğun
da 5 birim olduğunu bıliyorsak.
mutluluğunu maksimize etmek
isteyen Mehmet'in sosyal ya-
şamını nasılplanlaması gereke-
cektir?
Grafik ve cebirselyoldan bu-
lunuz..."
• • •
Evet. Soru buydu. Ardından
da hepinizin kolayca üretebile-
ceğı (yenı okuyanların şimdı
ürertiği) sorular sıralandı, bun-
ların mide bulandırıcı olduğu
vurgulandı ve o günkü Tırmık
noktalandı.
Alışılmışın da ötesinde yan-
kılı bir yazı oldu. Yayımlandığı gü-
nün sabahındanrtibarene-pos-
ta ile, fakslamektuplaryağdı. Ki-
mi okurlar telefonu yeğledi.
Kimi inanmıyordu. Böyle bir
soru olamayacağını söylüyor,
benim dalga geçmek üzere uy-
durup uydurmadığımı öğren-
mek istiyordu. Kimi "Belki bir
Amerikan kıtabından tercüme
edilmiştir. Edilirken de gözden
kaçmıştır" diye yürek soğutma-
yı denıyordu. Kimi öfkemi bölü-
şüyor. ardından başka üniversi-
te ve lise ders kitaplarından ör-
nekler sıralayarak durumun va-
hametinin altını çızmeye çalışı-
yordu. Birmühendisokur, İÜ'de
yapılmış bir "safsata anketi"r\\
yollayarak böyle eğitilen genç-
lerin kafalannın cinlere, perilere,
yıldızlara, meleklere, şeytanlara,
kadere inanacak kadar öriJmcek
bağladığını kanıtlıyordu.
Tek bir okur hariç.
Ankara'dan yazan bir adam-
cağız, soruyu "özgün bir pe-
dagojik başan"olarak selamlı-
yor ve uzun mektubunda bana
soruyordu:
"...matematiğin soğuk orta-
mından uzaklaşılarak öğretil-
mesini kınamak değil, destek-
lemek gerektiğini kabullenme-
miz gerekir. Ama cinsellik un-
suru içerme 'olasılığı' olan her
duruma işin amacına göre de-
ğil de 'namus bekçiliği' gözlü-
ğü ile bakarsanız 'mide bulan-
dıracak' daha başka fantaziler
de düşleyebilirsinız. Şenatçı
gazetelenn sizin yazınızı bayrak
yapıp, fırsat bu fırsat türbanla
mücadele etmeye çalışan İstan-
bul Üniversitesi'ne saldınlarını
duyar gibiyim..."
Gazetedeki arkadaşlar bu
okur mektubunu bilgısayar ek-
ranmdan okuyup kahkahayı
bastılar. Amatopluca, "cevap-
lamaya değmez" olduğunda
karar kıldık.
Nitekim kendisine içimızden
"acıl şifalar ve akıl sağlığı" di-
lemekle yetındik; yanıt filan da
vermedik.
Ancaaaaak, yazının üstün-
den ıkı hafta geçti ve dün pos-
ta kutumda iki yazı buldum.
istanbul Üniversitesı Işletme
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hay-
ri Ülgen imzalı bir yazı ve ona
eklenmiş Prof. Dr. Yılmaz To-
luay imzalı bir yazı daha.
Prof. Toluay yukarıdaki soru-
nun yer aldığı kitabın yazan.
Prof. Ülgen de o fakültenin de-
kanı.
Yani rutbeleriyle, adlannın
önunde yer alan akademik ni-
telıkleri ile ciddiye alınması ge-
reken iki bilım insanı.
Mektuplarda yazılanlar mı ?
Acele etmeyin. Pazarlığı baş-
tan yaptım. Sabnnızı zorlamak
pahasına bu konu dıdiklene-
cek, tırmıklanacak.
Siz bir kez daha alıntıladığım
soruyu bir kez daha okuyup,
kendı tutumunuzu bir kez da-
ha belirleyedurun ve yarını bek-
leyin...
POLİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Vietnamlı Çocuk...
Bir pazar sabahı... Sen hâlâ uykudasın...
"Hangi solgunluk vunıyor seni" diyor Yves
Bonnefoy, beyazlaşan bir günün ilk saatlerin-
de...
Biryeraltı ırmağı...
Haydi söyle, hangi daman kopanyor ki sende,
yankılanıyor düşüşün orada?
Bilmem şairin söylediği gibi mi tüm yaralı aşk-
lar; yaralı, şaşkın yapraklar içinde mi kış umutla-
n?..
Bir şeyler fısıldıyor eski zaman saatleri, bir ço-
cuk sabahın çığlığıyla uyanıyor. Izmit'te, Adapa-
zan'nda, Düzce'de mevsimler gittikçe kaybolu-
yor...
Bense bir savaşın sonunda kumla örtük gör-
düm seni; sessizliğin ve suyun sınırlannda boca-
larken; ve ağzın son yıldızlaria kirli; gecende bek-
lemenin korkusunu bir çığlığı parçalarken...
Hani 6O'lı yıllardaki o Vietnamlı çocuk vardı.. iri
siyah gözleriyle bize sürekli gülümseyen; hani bir
genç kız vardı Prag caddelerinde, Rus tankları-
nın geçişinde kendini paletlerin önüne atan...
Tüm bunlar, belleklerimizden daha güçlü bir rüz-
gârdı; yarım kalmış sevişmelerden arta kalan...
Taraçalarda koştuğunu görüyordum, rüzgâria
savaştığını görüyordum...
Ayaz dudaklannda kanıyordu...
Şaşkın bakışlar içindeydin...
Yiten kanına yakalanmış gibiydin...
Oysa sen, yaşamın suç ortağıydın...
Yol üstünde zincir şıkırtılan Agostinho Ne-
to'nun, insanlığın büyük güçlerini yansıtıyordu...
Bense gözlerimi yumuyordum...
O sırada sen, Octavio Paz'dan 'Unuiuluş'u oku-
yordun:
"Yum gözlerini yıtir kendini karanlıkta/ göz ka-
paklann kırmızı yapraklar altında.
Gömül vızıldayan ses/n/ düşen sesin halkala-
nnal ve uzaklarda yankılanan/ dilsız bir çağlayan
gibi,/ davullann çalındığı yerde."
• • •
Çocuksu bir gülüş seninkisi...
Duyarlı ve tutkulu...
Üstelik yapmacıksız...
Haydi, bırak kendini karanlığa 'Unutuluş'ta ol-
duğu gibi; kendi etine gömül, kendi yüreğine...
Sonra otur bir mektup yaz tıpkı Octavio Paz
gibi, 'Meksika Vadisi'nl anlat...
Dekı:
"Dudaklar, öpüşler, aşk, her şey yeniden do-
ğar; o ölümsüz, o yalın unutuşta: gecenin kızla-
rıdır yıldızlar."
Bir ıçki kadehi dursun masada...
Gramofonda eski bir şarkı...
Haydi soyun biraz, Nâzım'ın dizelerinden çı-
kıp gel, 1940 sonbahannda olduğun gibi...
Biraz Turgut Uyar oku, Edip Cansever'in şi-
irlerinden tat a!...
Sen hiç geceleri çiçek açan ıhlamur ağacı gör-
dün mü?..
Bir Cemal Süreya ol, gülü al yüzüne süre-
yım...
Şimdi bir güvercin uçuşunu bölüş; gökyüzü-
nün o maviliğini yakalamaya çalış...
istersen bir Akdeniz kentini düşün...
Vazgeç, bak o sıvı karanlığında uykunun, ya-
zılacak çok şey var
"Saydam gövdesini açıyorgün. Güneş taşına
bağlanmışım; ışık, göriınmeyen büyük çekiçle-
riyle dövüyorbeni. Bir duraklamayım sadece. bir
titreyişle bir başkası arasmda: yaşama noktası-
yım, birbirini görmezlikten gelen, içimde buluşan
iki bakışın kesiştiği yerde keskin, sessiz bir nok-
ta. Antlaşma mı yapıyoriar? Saf boşluğum ben,
savaş alanı. öteki gövdemi görüyorum gövde-
min arkasında. Taş panidıyor. Güneş gözlerimi oyu-
yor. İki yıldız, kırmızı tüylenni sürüyor boş oyuk-
lara. Görkem, kanatlann kıvnmı, yırîıcı bir gaga.
Bir türküye başlıyor gözlehm ansızın. Dal bu tür-
küye, ateşe at kendini."
• • •
Unutulmuş bir pazar bugün...
Artık uyan, saat on ikiyi vurdu...
Mario Luzi'nin son gölgedeki derin yazı dage-
ride kaldı; açık ve aydınlık ülkelerde...
Benim ülkemde ise açlık, yoksulluk, alacaka-
ranlık kol geziyor...
Ve Paul Celan'ın 'Bütün Bir Hayat'lyla başlı-
yor gün:
"Beyazdırölümün güneşten, çocuklanmızın saç-
ları gibi:/ O, yükselen sulara gelmişti, sen kum-
lukta bir çadır kurduğunda/ Sönmüş gözleriyle,
başımızın üzerinde/ mutluluğun hançerini kal-
dırmıştı."
hikmet.cetinkayaracumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
İRTİCANIN KARA YÜZÜ
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72