Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1-4 ŞUBAT 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Gönlü Selanik'tekaldı
Mübadelenin
SavurduğUj
Yaşamlar
İskeııcler Ozsov
Yunanistan'la ımzalanan "Hafldarm Mübade-
leâ SödeşmesTne göre Yanya, Girit, Kavala, Dra-
ma ve Selanü'ten başlayan zorunlu göçte 1923
yılının sonunâ kadar 61 bin göcmen taşınabilir
mallan ve hayvanlanyla Türkiye'ye getirildi ve
yerleştırildi. 1924 yılının Temmuz ayuıın ortala-
nna kadar bu rakam 314 bini geçti.
Şimdi,tarihbilgilerimibirkenarakoyuyorum.
Gönlümü onua gönlüne bağlıyorum.
O, 16 yaşında geldiği Tuzla'da 77 özlem yıh
yaşadı. 77 yıldır doğduğu topraklann hasretini bi-
riktiriyor yüreğine. Bugün 93 yaşında. Sela-
nik'ten Tuzla'ya geldi, anne, baba, beş kardeş, ha-
la ve babaanneyle. Tuzla'dan Selanik'e giden
Rumlamı evlerine yerleştirildiler. O evlerde yıl-
larca oturdu, topraklanndan kopanlan insanlann
hüznünü yaşadı, doğduğu topraklan, Selanik'i
düşünerek. HâJâ düşünüyor. 77 yıldır hasret şar-
kılannı söylüyor, anayurdunun dağmı, taşını, ku-
şunu, kirazını, ayvasını özleyerek.
Tarih bilgilerimi bir kenara koyarak Selanikli
DemirÇavuşun torunu Hâznn NaDbantın öykü-
sünü sunuyorum:
Hâzım Nalbant, 1908 yılında, Selanik'in Kö-
lemen köyünde doğdu. Daha sonra ailece Kıllaş
kazasının Sandoğan köyüne yerleştiler. Balkan
Savaşı yıllannda Fsnefçe'ye göç ettiler. Orada bir
sene oturdular. Yunanistan'ın baskısıyla Isnef-
çe'den Şeremetli köyüne gittiler. Altı ay da ora-
da oturduktan sonra tekrar Selanik'e yerleştiler.
Eşi Ayşe Nalbant ite 74 yıklır evli olan Hâzım Nalbant Tuzla'daki birinci lcuşak mübadilkrinin en buyûğü.
1.5 yıl oturdular. Gelemerye'ye gittiler. Oradan
tekrar Sandoğan köyüne dönüp ev yapnlar.
Ve mübadele
Gerisini Hâzım Nalbant şöyle anlattı:
"Türldye 0e mübadele anlaşması imzalanmca
1924 yıhnda, Sandoğan'dan manda arabalanna
eşyalanmızı yükledik, Selanik'e gittik. Taşocagı
mevkiinde ev tuttulc Dört beş ay bir odada on ki-
şi kakiık. Bizi Türkiye'ye götürecek İ mit gemisi-
nin getanesini bekledik. Gemi gekü, pasaportian-
mızıaknk. Nere>'egideceğimizbeflidefildi2gün-
lükyokuluktan sonra gekiignniz Tuzla'da bizi ön-
ce karantinaya indirdiler. Orada her şeyimizi yı-
kaddar. Biz de yıkandık. Sandoğan'dan bizden
başka 20 hanedaha gefanişti. Bu arada bize 'Çev-
reyi gezin, beğenirsenizkalırsınız, beğenmezse-
niz kim nereye isterse gitsin' dedfler. Biz Tuz-
la'da kahnaya kararverdik. Anne,baba,babaan-
ne, hala ve altı çocuk kakbk. Bizimle beraber ge-
len yakm akrabalannuzdan bazılan Mannara
Ereğösi'ne gitti. Bazı memleketüJerimiz de, ora-
lan onnanbk oMuğu için Alemdağ, Paşaköy ve
BakkaDcöy'eyerleşti. Eviereyerleşene kadarşim-
diki Piyade Okuhı'nun oiduğu yerde barakalar-
da iki ay kadar kaknk. Sonra bizi Selanik'e giden
Rumlann evlerine yerleştirdfler. Aynca nüfiıs ba-
şma Tuzfa'nm iyi yerlerinden üçer dönüm, kötü
yerierinden de beş ahı dönüm, toplam 40 dönfim
yerverdfler. HemşehrimizAtatürk bize sahipçık-
n, kazan kaynato, sabun verdi, herkese aynca bir
öküz verdi. Geldiğimizde Tuzla'daki Rumlann
her şeylerini bırakıp gittiklerini gördük. Sonraki
yıDarda Rumlar evlerine bakmaya geMDer."
"Memlekefte yaşanan onca sıkınhdan sonra
Nalbant Ailesi'ni Tuzla'da uyum sıkıntısı karşı-
ladı. Tuzlalılar, sadece Selanik'ten gelenJeri de-
ğil, Kavala ve Drama'dan gelenleri de hoş karşı-
lamadı. Nalbant o günleri şöyle anlattı:
"Tuzlahlar bizi kabul etmedi önce. Muhadr
olarak gördüler bizi Bizgeldiğimizde Tuzla'da93
harbi muhacirieri de vanh. Onlar kahvalbda çay
içenü, biz çorba. Onlan Kahvaltıda çay içilir
mi?' divea>Tpladık.Doğrusunusö\1emekgerekir-
se burada biraz hor görüldük. Ûk zamanlarda
pek görüşmedik TuzlaUann kıdan biziın kızla-
nmızla pek görüşmezdL Birbirimize ataşmamız
zoroldu. Ükyıllarda çokekonomik skmn çektik.
Rumlann giderken tariada bırakükianru sata-
rak geçinmeye çalışük. Ben önce mübadiBere
yemek pişiren aşçı Ylehmet Efendi'nin yanmda
çırakolarakçahsüm.Daha sonrainşaatiarda,Da-
nca'daçimento fabrikasmda, tstanbul'da Fatihte
Sükyman Usta'nm ekmekfirmmdaçahşüm.Son-
ra TuzJa'ya döndüm, evlendim hanımı bırakıp tz-
mir'edokuma fabrikasmda çahşmaya gittim.Da-
ha sonrayeniden Tuzla'ya dönerekbakkai ve ma-
nifatura dükkânı çahşortnm.''
"Kölemen'de 20 hane yaşıyordu. Güzdbir köy-
dü. Evlerin hepsi tekkatlr> dû sadece biztm evimiz
iki katirydL Köyiimûzün iki tarafindan iki dere
alayordu. Üd taş değirmenimiz vanh, ihtiyaçlan-
nun o değirnıeni çahşörarak karşüryorduk. Tar-
lalara çavdar ve mısır ekflirdL Meyve boldu. Köy-
de yağ ve lor yapdır, 1.5 saat uzakbktaki tsnef-
çe'nin pazannda sanhrdı. Köyümüzün ortasn-
da bircamivanh. Mektebe orada gittim. Babam,
Demir Çavuş'un oğhı Mustafa. tütünticaretide
yapıyordu. Dedem, köyieri at üzerinde gezerek
öşür topiardL"
Hâzım Nalbant, "memlekedia'' Selanik'in Kıl-
laş kazası Sevindik köyünden Ayşe Nafcant'la 74
yıldu- evli. Tuzla'da evlenen çiftin iki çocuğu, on
torunu ve 16 torun çocuğu var.
Tuzla'dan Selanik'e giden Rumlar da aynı
özlemini çekiyorlar mı acaba?
SÜRECEK
Bir Devrim Yasası
Gömüldü!..
MERIÇ VT:L1DEDEOĞLU
17 Şubat 1926'da Ikinci
Meclis'çe kabul edilen ve bir
"Devrim Yasası" olan Türk
Yurttaşlar Yasası'nın (Medeni
Kanun) 76. yılını kutlayamıyo-
ruz; çünkü onu 1 Ocak 2002
tarihinde gömdük...
Bu yasanın kabul edildiği
günden başlayarakaramızdan
aynldığı 24 Şubat 1992 tarihi-
ne dek, 66 yıl boyunca, bu ya-
sa ile "iç içe" yaşayan Hıfzı
Veldet Velidedeoğlu. Mede-
ni Kanun'un 1028'inci gibi bir
maddesi olabileceğini kesin-
likle aklının kenanndan bile ge-
çirmemiştir sanınm. Yeni Türk
Medeni Kanunu'nun bu mad-
desi "17 Şubat 1926 tarihli,
743 sayılı Türk Kanunu Mede-
nisi yürürlükten kaldınlmıştır"
diyerek 1923 Devrimi'nin te-
mel direği olan yasanın, "Dev-
rim Yasası" olma nıteliğine son
vermiştir.
Bilindiği üzere, kimi ülkelerin
anayasalannın başlangıcında,
örneğin "1789 Insan ve Yurt-
taş Haklan Bildirgesi" gibi bil-
dirilerin yer aldığı görülür. Biz-
de de buna benzer bir uygula-
manın Tanzimat döneminde
çıkarılan Batı kaynaklı kimi ya-
saların başlangıcına "Tanzimat
Fermanı"run konmasıyla baş-
ladığı belirtilir. Kuşkusuz bu
düzenlemelerin biranlamı var:
Bu tarihsel bildirgelerin özleri-
nin, bu yasaların "rurıu"nun
oluşmasında belirteyici olma-
lan.
Cumhuriyet döneminde bu
uygulamaya benzer bir du-
rum, devrimlerin art arda oluş-
masıyla kendisini gösterecek-
ti. Toplumun çağdaşlaşması-
naolanaktanıyan bu köklü dö-
nüşümlerin yasalarla anlatımı
1943 yılına dek sürmüştü.
Böylece oluşan sekiz yasa,
"Cumhuriyetin laik niteliğini
korumak amacı" ifadesiyle de-
ğerlendirilerek "Devrim Yasa-
lan" adı altında 1961 Anayasa-
sı'nda koruma altına alındı.
Bu yasaların kimilerinin yer
yer uygulama alanı dışında tu-
tulmayaçalışılmasındaki ama-
cın ne olduğu, dolayısıyla da
bu yasalann anlamı 30 Ocak
2002 tarihli bir haberle yeni-
den ortaya çıktı.
Haberde yıllar boyu Alman-
ya'daTürkiye ve Atatürk aley-
hindekı çirkin faalıyetleriyle bi-
linen "Kara Ses" Cemalettin
Kaplan'ın gömüldüğü Erzu-
rum'daki mezarının taşına
meydan okur gibi yazılan
"Müslümanlann Halifesi, Emi-
rül Müminin" ifadesinin, yerel
mahkemece Devrim Yasala-
n'nın üçüncüsüne dayanarak
sildirildiği belirtiliyordu.
Kuşkusuz bu yasalann için-
de, 110. maddesiyle temsil
edilen 743 sayılı "Türk Kanu-
nu Medenisi"ri\n ayn bir yeri
vardı. Bu özelliğinden ötürü bu
yasada yapılacak değişimle-
rin, onun devrimi simgeleyen
bütünlüğüne dokunmaması
gerektiğini H. V. Velidedeoğlu,
1951 yılından başlayarak sür-
dürülen değişiklik çalışmala-
nnda hep belirtmişti.
özellikle 1971 yılında birey-
sel çalışması ile kaleme aldığı
öntasanda bu noktayı "Yep-
yeriı bir Medeni Kanun proje-
si yapmak (...) ve madde nu-
maralannı da değiştirmek
doğru değildir" diye vurgula-
yıp yasaya devrimin sımgesi
niteliğini kazandıran "tutarlılı-
ğının ve sisteminin bozulma-
ması" gerektiğini dilegetirmiş;
aynca yapılacak her türlü de-
ğişimin yöntemini de ortaya
koymuştu.
Daha sonralan, 1978 yılında
CHP'nin kurduğu koalisyon
hükümetinin Adalet Bakanı
Mehmet Can'ın Velidedeoğ-
lu'dan değişiklik çalışmalannı
sürdürmesini istediğinde,
Meclis'in aritmetiğini göz önü-
ne alarak bakana kimi kaygı-
lannı iletmişti; bu kaygılan ara-
sında o tarihsel belge nrteliğin-
deki "gereftçe"den kimi bö-
lümlerin çıkarılması, devrim
yasalığının düşürülmesi kuş-
kusuz yer almıyordu; böyle bir
değişimin olabileceğini değil,
isteneceğini bir an olsun düşü-
nemezdi.
Bu son tasan tartışılırken Ve-
lidedeoğlu'nun görüşleri doğ-
rultusundaki pek çok hukuk-
çu, bilim insanı madde numa-
ralannın değişmesine, dolayı-
sıyla "Devrim Yasası" olma
durumunun kaldırılmasına iti-
razetti; ilgilı birçokdernek kar-
şı koydu; bunlararasında "Ka-
dın Araştırmalan Derneği"
Başkanı Prof. Dr. N. Arat, yö-
netim kurulu üyesi değerli hu-
kukçu Av. N. Moroğlu'nun ça-
lışmaları, etkinlikleri ötekilerle
birlikte unutulmayacaktır.
Bu yasayı "Devrim Yasası"
yapanlar tarihte yerlerini nasıl
aidılarsa, onu "Devrim Yasası"
olmaktan çıkaranlar da kuşku-
suz tarihte yerlerini alacaklar-
dır...
BALJKESİR 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
200259
BOTAŞ tarafindan davalı Ali Kesikkulak hakkında açı-
lan ıstimlak davasında:
Balıkesir ili Halalca köyünde kain tapunun 1428 parse-
linde davalı Ali Kesikkulak adına kayıtlı taşınmazın
190.09 m2.1ik kısmının daimi irtifak hakkı (Ağaç dikme-
mek, sabit bina ve tesis yapmamak şartı ile) kamulaştınl-
ması için dava açıldığı ve kamulaştınlmasına karar veril-
mesi talep edildiği ilan olunur. 04.02.2002
Basın: 8217
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakfn turk.net
'j fıesn
ia/iyort/t/rvt.
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
HARBİ SEMİHPOROY semihporoyfâ yahoo.com
BULUT BEBEK SURAYÇÎFTÇÎ bulutbebek a hotmail.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAIS 14 Şubat
FiLfP/N TARZANLARL.
1342 'DE BUGÜU, FİLİPİNLeRDe YAŞA-
YAU 8İR KABiLEYLE İLG'U RÖPO0J7ÎT
İMGiUZ. SASIM/NOA yAYjMLAtJMtÇTl.
H KUZeyİMOeiC' l-UZON
PAtHPA BULUNAN igİLAKOS KA8İ-
L£S(, "KEUS At/CILA&I " OtAiSAK Tf-
, İLI££L 8i#. yAŞAM SÜROÜ-
YAMLAG.IMOAH BİS.İ D£,
TBpesiMoe ve DALûAfj
RİL.MIŞ /f>L£&İAİ ÜS7tİMP£KJ OüA-
ĞANÜSrü GAMATZJKLA&YOt. ÇOK
/ÇÜÇÛK YAÇ7A CAMSAZUĞA AUŞAM
İ8İLAK.O&LAIZ İP ÜZERİMB UZA\tlP
P/ML£AJBCe< KADAfî USTALAÇtYOlZPU'..
DÜZ ÇİZGİ
UMlTZtLELt
BağımsnJık Satışa
Çıkınca!..
İki yıl önce, 2000 yılının Mart ayı...
Barzani'nin Ankara'daki temsilcisi Safin Dizayi, ta-
rihinin ilk resmi davetini vermişti; "Nevruz resepsryo-
nuL " Kürdistan Demokratik Partisi'nin temsilcisi milli kı-
yafetlerini giymiş, adeta birdevletin büyükelçisi edasıy-
la konuklannı karşılıyordu!..
Alman büyükelçi Rudotf Schmidt ile ABD elçilik müs-
teşarı Jim Jeffdey, en değerli konuklardı!.. Italya, Nor-
veç ve Pakistan büyükelçilen de oradayadı. Davete ba-
zı Güneydoğu kökenli milletvekilleri, eski HADEP Baş-
kanı Ahmet Türk ve eski DEP milletvekili Sım Sakık da
teşnf etmişlerdi!.. Sonrasını 23 Mart 2000 tarihli, "Başı-
mıza ûrülen Çoraplar" başlıklı yazımdan okuyalım:
"Dizayi, 8 yıldırAnkara'da olmasına karşılık niçin
bu yıl davet verdiği yolundaki soruya, Türkiye'de
demokrasi gelişiyor, Kürtlere bakış değişiyor'yanı-
tını vermiş... Herhalde, 'Kuzey Irak'ta Kürt devleti
kurma çalışmalarında son aşamaya geldik. ABD
işaret verdi, biz de yaptık' diyecek hali yoktuL 'Pe-
ki ne oldu bu resepsiyon verilince' sorusu akla ge-
lebilir. Yanıt trajik; Barzani, Kürt devleti kurma yo-
lunda çok zoriu bir aşamayı geride bıraktıL Türki-
ye çok kritik birnoktada baskı altına alınmış oldu.
Yetmez mi?L"
- Yetti de, arttı bile!..
•••
Aradan iki koca yıl geçtı...
Yazımda işaret ettiğim, Irak'tan zorla kopartılan böl-
gede "Kürt devleti" maalesef tesis edildi!.. Hatta öyle
ki; ardına ABD desteğini alan Barzani, bölgeye giriş ya-
pan Türklerin pasaportlanna "Kürdistan mührü" bas-
maya bile başladı!.. Tüm kuruluşlara asılan KDP bayrak-
lan, yoğun olarak sürdürülen iskân çalışmalan, bölgeye
geri dönen ailelere verilen 10 bin dınar yardım parası ise
hedeflenen yolda yapılan diğer çalışmalar...
Barzani, görüldüğü kadanyla aldığı "güvencelere" o
denli güvenıyor ki; son zamanlarda Türkiye'ye hakaret
dolu saldınlarda bulunmaya bile cüret etti!.. KDP'nin ya-
yın organı "Midya" gazetesi geçen hafta yayımladığı i-
ki yorum yazısında Türkiye hakkında ne tür duygular
beslediklerıni açıkça ortaya koydu.
Türk siyasetçıleri ve askerler için kaieme alınan yoru-
ma bakalım:
- Askerler vesryasilerAtatürk'ün yolunda "Turan
Devleti" kurma hayaliyleyaşıyohar. Atatürk'ün tüm
öğrencileh bu yoldan yürüyerek özellikle de Kürt-
leriyok etmek istiyoriar!.. Bu tarih bilincinden yoksun,
koyu bir cehalet ve kötü niyeti açığa vuran yazılar, Bar-
zani ve yandaşlannın görünür gelecekte hangi beklen-
tilerin içinde olduklannı da açıkça gösteriyor.
Soru komik kaçacak ama yine de soralım:
- Bu gidışe dur diyecek siyasi otorite nerede?!..
•••
Isveç Büyükelçisi geçen hafta Izmir'de 24 sayfadan
oluşan "Isveç ve Türkiye" isimli bir kitapçık dağıttı. ön-
süzünü Isveç Başbakanı Göran Persson'un yazdığı ki-
tapçıkta neler yok ki!.. önce Ermeniler ve (tabii) Kürtler-
le ilgıli bölüme bir göz atalım:
- Türkler ve Kürtler, vatana ihanet ve casusluk-
la suçlanan Ermenileri katlettiler ve göçe zorladı-
lar... Rus birtiklerinin Anadolu'ya girmesi üzerine
Ermeniler, Kürtlerden intikam almaya başladı...
Türkler de durumdan yararlanarak Kürt bağımsız-
lık çabalannı çökertmek amacıyla Kürtleri başka
bölgelere sürmeye, Kürt köylerini yakmaya başla-
dı...
Neresmi düzelteceksiniz?.. Şu satırlardaki yalan ve kö-
tü niyet, tıpkı Barzani'nin yayın organındaki yorumlara
benzemiyor mu?!.. Kitapta Türklerin kökeniyle ilgili bir
bölüm var ki, Isveçliler adına utanç duydum:
- Araştırmacılar, Türk sözcüğünün bir halk gru-
bu veya bir ulusun değil de bir dil grubunun adı ol-
duğunu ileri sürmektediner...
Bu ırtanmazlık karşısındaTürkiye Cumhuriyeti'nin an-
lı şanlı yöneticileri ne yaptılar?..
Büyükelçiyi Dışişleri Bakanlığı'na davet edip bilgi al-
dılar!.. Bir mılletvekilinin "istenmeyen kişi ilan edil-
sin" önergesi dışında gık çıkmadı!.. Ne kadar acı!..
Aslında Barzani'nin yayın organında yer alan yorum-
larla, Isveç'in hezeyanlan arasında hıçbır fark yok... El-
leri kollan önce ekonomik olarak, sonra da sıyaseten
bağlanmış, en ağır muameleleri kendi hazırladığı "s-
tand by" anlaşmasıyla zaten hak etmiş bir ülkeye işte
böyle gelen de vurur giden de vurur... Avusturya devlet
televızyonu her türlü protestoya karşın inatla "Kürdis-
tan-Tannlann Yaylası" diye belgesel de yapar.. Ken-
disine "sömürge valisi" rolunü bıçen Karen Fogg ha-
nım, bu ülkenin cumhurbaşkanı için "haddi bildirHdi"
diyerapordayazar!..
- Bağımsızlığını satılığa çıkaran uluslar, en hay-
s'ıyet dışı muamelelere, en ağır yaptınmlara hem
mahkûmdur, hem de müstahaktır...
e-posta: uzileli@superonline.com
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4
1/ Başka bir
dınde iken
Müslüman
olan. 2/Tanm-
da kullanılan
azotlugübre...
Gösteriş, ilgi
çekecek du-
rum. 3/ Gör-
me... Kokmuş
hayvan ölüsü.
47 Tunus'un
plaka işareti... Kum
falı. 5/Yaşamiçinge-
rekli organik madde.
6/Memelilerde asalak
olarak yaşayan ipsi
solucan... Tavlada
"üç" sayısı. 7/înanç,
iman. 8/ Yapılmış,
gerçekleşmiş iş... Ge-
nellikle dört dizeden
oluşan, halk edebiya- 9 |
tı nazrm biçimi. 9/Orhan Pamuk'un bir romanı... Ya-
hudilikte bir nesnenin dinsel amaçlara uygunluğu.
YUKARIDAA AŞAĞTYA:
1/ Müslümanlığı bırakıp başka bir dine geçmiş
olan... Ulanmış, eklenmiş parça. 2/ Üretimle elde
edilen kullanma değeri... Eski dilde örtü. 3/Bir ses-
lenme ünlemi... Yatsı namazmdan sonra kılınan üç
rekât namaz. 47 Belli iki yer arasında gidip gelebil-
me. 5/ Güzelin ve güzel sanatlann doğasını incele-
yen felsefe dalı. 6/Tavlada "iki" sayısı... Bahreyn'in
başkenti. 7/Uzun bir zaman aralığı içinde belirli bir
bölgede egemen olan atmosfer koşullan... "Erol —
-": Sinema oyuncumuz. 8/ Halk edebiyatında aruz
ölcüsüyle yazılan şiir türlerinden biri... Bir soru sö-
zü. 9/ Kimi giysilerin bol olması için yanlanna ek-
lenen kumaş parçası... Düzyazı.