19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2002 PAZAR 8 HABERLERİN DEVAMI G U N C E L CÜIVEYT ARC4YÜREK • Baştarafi 1. Sayfada bette izlenen derin kuliste. Gözü kulağı Lefkoşa'da. Yokluğundan yararia- nan Rum egemenliğine razı kimi siyasilerin, der- neklerin vs'lerin gizli açık eylemlerinde. Bugüne değin güvenliğini sağlayanlara "işgalci ordu" di- ye bağıranlann kaynattıkları kazanda. Gözü kulağı dünya siyaset pazarlarında ve ABD'ye koşut adımlar atan BM Genel Sekreteıi Kofi Annan'da. Hasta ama iradesl sağlam Denktaş'ı yatağın- da isyana kışkırtan Kofi Annan'ın şu sözlerl: "Kıb- nsta 'blr millet' yaratıyoruz." Sıcağı sıcağına aldı yanrtı Denktaş'tan: "Genel Sekreter 'Blr millet yaratmak Istlyoruz' demlş. Yanlışl Ktbnsta Iki mtllet vardır. Türk ve Rum mllletleri. Iki mllleti blr millet yapamazsınız, yapamayacaksınız." Bu cümleler Denktaş'ı özetllyor. Denktaş'ı yadsımak son Annan planıyla blçlın- lendl. En geç 20 yıl sonra Türk egemenliginln ru- huna fatlha! Adanın Türk keslmlnde Denktaş'a karşı AB ateşinl kışkırtanlar Için 20 yıl sonra Rum egemenliğine girmek, bağımsızlıgı tüketmek ne gam, Toprak ugrunda ölenler varsa vatanmış söy- leml, klmllerlnce değerlni yltlrmlş. Ne yazıkl • • • Denktaş'ı en az 40 yıldır tanıyorum. Kıbrıs Türk- lerine özgürlük, bagımsızlık, yaşam hakkı sagla- mak Içln genç yaşından beri dldlnlyor. Çekmedl- gl kalmadı. Rahatına düşkün olsaydı zengln blr avukat olabilir, pek çokları glbl Londra'da yaşa- yablllrdl. Ama Denktaş; Kıbrıs Türklerlnln Rum egemenliğine glrmesinl engellemek Içln rahmet- li önder Dr. Pazıl Küçük'le mücadele etmeyl yeg- ledl. 1950'lerin ortalarında ve sonraki yıllarda Kıb- rıs'a her gidlşimde ya da Küçük'le Ankara'ya her gelişinde Denktaş'la görüşmeler, Kıbrıs'ta olan- biten üzerine tartışmalar... Ama bir anı var ki, çok değerlı benım için. Üstelik Denktaş'ın Ada Türk- leri için canını feda etmekten çekinmeyen karak- terinin canlı örnegi. 45 yıl önce; Başpıskopos Makartos Denktaş'ın Kıbns'a girmesini engelledi. Denktaş, Cinnah Caddesi 1. Basın Sitesi C Blo- ku'nda komşum oldu. Sık sık buluştuk. Ne olur- sa olsun adaya dönmek, Türk toplumuna göre- vini sürdürmek istiyordu. Kimi zaman benim Volkswagen'e biniyor, şehirdışına çıkıyor, ama arabada saatlerce Kıbrıs'a "gizlicegirmeninplan- lannı yapıyorduk". Sabaha karşı bir gün süratli bir motorla Mersin dolaylarından hareket edecek, Türk kesimine gi- recektik. Papaz Makarios'a karşı birzafer! Her şey hazırdı, Denktaş'tan hareket gününü beklerken... Bir arkadaşı elime 20.10.1967 tarih- li bir mektup sıkıştırdı. El yazısıyla "Kardeşim Cü- neyt" diye başlayan mektubunda Denktaş şun- lan yazıyordu: "Bu mektubu aldığın zaman benim Kıbns'a çık- ma teşebbüsümün neticesi alınmış olacaktır. Ka- rarlaşttrdtğımız gibi seni de aramtza alamadığım için çok üzgünüm. Buna inan. Davanın selameti için Türk gazetecilerin Kıbns'a -şuya da bu şekil- de- girmelen şarttır inancındayım. Bunun içindir ki adaya biriikte girme konusunu sana açmış, yar- dımlarınıricaetmiştim. Sonradan cereyan eden -~ gelişmeler oldu. Teknik bakımdan, gidecek kişile- m* rin sayısı tahdit edildi. Bu yüzden ne seni ne de E" oğlum Raif'/ götürme imkânı olmadı. Fakat biz bu "* girişte muvaffak olursakyeni biryol açıldı demek- tir. O zaman davaya faideii olabilecek kimseleh ™ adaya sokmamız mümkün olacaktır. Temas ede- * lim. Ben sana yine yazacağım. llk işim adayı terk ettiğimdeki durum ile şimdiki durumun mukaye- sesini yapan bir yazı serisine başlamaktır. Tabii kaderde sağ salim adaya giriş varsa! Eğer kader bize başka biryol seçmişse eşimin ve çocukları- mın mahvolmamaları için kendilerine gazetenizin (Hüniyet'in) yardım etmesini rica edeceğim. Bu- na mukabil Kıbrıs hakkında elimde mevcut bütün dokümanlan size verebilirier. Inşallah o günlergel- mez ve yakın bir gelecekte hürriyetine kavuşmuş bir Kıbns'ta buluşur, tatlı tatlı konuşuruz. Gözle- rinden öperim kardeşim-Rauf Denktaş". Mektubu 09.00 sıralannda aldım. 11.00'de Denktaş'ı Rumlann tutukladığt haberi geldi. • • • Türkiye'de ve Kıbns'taki sıska karakter sahip- leri; en az 50 yıldır Türk toplumunun refahı, öz- güıiüğü, bağımsızlıgı için savaş veren Denktaş'ı; ellerinden gelse, güçleri yetse duraksamadan tasfiye edecek ve.. Türkleri Rumlarla: "Bir millet yapmaya hazırlananlarta kucaklaşa- caklar!" ZEHRAYILDIZ KÜLTVjRveSANATVAKFI M 9Aralık2002 Saat20*>0 AtattlrkKUItUrMerkezi BüyükSolon İSVtÇRE HASTANESİ "Sanatın yanında " KOOP-C DEN KULTUR ETKİNLİKLERİ SİNEMA CÜNLERİ K O O P " C , ortakianna bir kültür hizmeti ola- rak "Sinema Günleri" başlığı altında aşağıdaki filmieri gösterime koymuştur. Film gösterimleri Kooperatif ortakları için ücretsizdir. Rlm Yaprt Yönetmen Yeri Tarihi Saat Fılm Yönetmen Yeri Tarihi Saat Postacı Pablo NERUDA Michel RADFORD Armada Hotel - Ahırkapı/SuKanahmet 18 Aralık 2002 Çarşamba 19.00 Sıradan Faşizm Mihaıl ROOM Armada Hotel - Ahırkapı/SuKanahmet 14 Ocak 2002 Salı 19.00 Önemli Not: 1. Taiebffl yoğun o/ması durumunda 'Sinema Gûn/en" yıl boyvnca sû- recek ve gerekırse ayüa 1 fılm göstenmı sayısı "Yazariarta Buluşma' et- (onfiMen de eJdenerefc ife ya da fazla oiarak yemden tasartanacator. 2. 2003 yılı içinde Istanbul şehinçı gezileri, günûbiriık Istanbul dışt ge- yteri, Istanbul d/ş/ hafta sonu geateri düzentenecekür Daha genıs bilgl için aşagıdaki telefonlardan KOOP-Cyi arayabılıpsınc. (0212)52021 81-92, Faks: 5205023 Türkiye'ye tarih verilmeliDış Haberler Servisi - Avrupa Birliği'nin (AB) Kopenhag Do- rugu'na birkaç gün kala Türki- ye'yle ilgili tartışmalar da bütün hızıyla sürüyor. ABD Dışişlcri Bakanlıgı, Tür- kiye'nin durumunun 2004'te in- celcnerek Temmuz 2005'te şartlı tarih verilmesini öngören Fran- sız-Alman planına karşı çıkarak Türkiye'ye üyclik müzakereleri- ne başlangıcı yönünde yakın za- man için tarih verilmesini istedi. ABD: Türklye'ye somut tarlh vtr Hmtll Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü Rlchard Boucher önceki gün, M Biz, gttçlü şekllde Türklye'ye yakın zaman İçin teyit edilmiş, tomut bir tarih verilmesi gerek- tiğlnl düşünüyoruz ve bu görü- jümüzle ilgili'çeşltll hükümet- lerle görüşme hallndeyiz" dedi. Boucher, ancak somut bir tarihin Kıbns sorununun da çözümüne katkıda bulunabileceğini işaret ederek, "Şu sırada harekete ge- çUebiliru,Tfirkiye'ye bir tarih verüebiline Türkiye'deki re- form süreclnin Uerleyebileceği- ni ve Kıbm'ta çözflm sürecinin ilerietilebilecegini mümkün gö- rüyoruz" diye konuştu. Was- hington'daki gözlemciler, Bouc- ber'ın "Çeşitli hükümeüerle bu konudaki görüşmelere devam ediyoruz" sözleriyle ABD'nin Kopenhag Dorugu öncesinde son ana kadar AB ülkelerine bu yön- de telkınlerine devam edeceği mesajını verdiğini kaydetti. AB Dönem Başkanı Danimar- ka'nın Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, Türkiye'ye de diger aday ülkeler gibi davranılması is- tegini yineledi. Almanya'da haf- tahk olarak yayımlanan Welt am Sonntag gazetesiyle mülakat ya- pan Rasmussen, Ankara'ya AB üyelıgi görüşmelerine başlama konusunda tarih için tarih veril- mesini reddederek AB'nin üye- lige kabul görüşmelerine başla- madan önceTürkiye'nin tüm si- yasi ölçütleri yerine getirmesi- nin şart olduğunu ve bunlan ne kadar sürede yapabilecegi konu- sunda bir takvimin olması gerek- tigini belirtti. Rasmussen, Ko- penhag'da Türkiye'ye tarih veril- memesine kesinlikle karşı oldu- gunu da kaydetti. Inplltere: üyellk Kıbrıı'la bafllantılı Ingiltere Dışişleri Bakan Yar- dımcısı Peter Hain, Kıbns soru- nu ileTürkiye'nin AB üyeliginin birbiriyle baglantılı olduğunu söyledi. Hain, Belçika'nın La Libre Belgique Gazetesine ver- digi demeçte, "TürkiyeABüye- si olmalı mı" sorusuna şu yanıtı verdi: "Biz, hazır oldugu zaman Türklye'nin AB'ye katılımın- dan yanayız, daha önce değil... Kopenhag'da, birleşmiş bir Kıbrıs'ı almalıyız. Bölünmüş blr Kıbns, Kıbns için bir fela- ket, AB için kâbus olur, istik- rarsızlıga yol açar. Her şey yo- lunda gide'rse, blrçok ülkeTür- kiye'nin AB'ye katılım hedefl- ne yanıt vermeye hazır olacak- tır." stolbcr: Tûrklyt, ılyasl bütünlüflü bozar AB'nin mali işlerinden sorum- lu Komisyon üyesi Mlchaele Schreyer ise Kopenhag Doru- gu'ndaTürkiye'nin isteginin des- teklenmesi gerektigini belirterek "Bu zirveden Ankara'ya açık bir linyal gönderilmell" dedi. Schreyer, "Türkiye'deki re- formlann deıteklenmesi için daha fazla yardım yapılmalı. En azından,Türkiye'nln siyaıi ölçütleri yerine getirip getirme- diğinin inceleneceği bir tarih verilmeli" diye konuştu. Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera eyaleti Başbakanı Ed- mund Stoiber ise Türkiye'nin AB üyeliginin, Avrupa'nın siya- si bütünlüğünün sonu anlamına gelecegini söyledi. Alman halkı Ankara'nın üyellfllne kanı Stoiber, Alman halbnın çogun- lugunun Türkiye'nin AB üyeligi- ne karşı çıktıgını savunarak Tür- kiye'nin üye olarak ahnması du- rumunda AB'nin, eskiden oldu- gu gibi sadece bir serbest ticaret bölgesi haline gelecegini ileri sür- dü. Türkiye'nin ekonomik duru- munun da kötü olduguna işaret e- den Stoiber, "Türkiye'nJn üyeU- gi durumunda,AB siyaıi ve ma- li açıdan olanaklanru aşmak zo- runda kahr" dedi. Türkiye'nin "Avrupa degerler toplulugunun blr parçası olmadıgınr savunan Stoiber, "Ankara'ya karfi daha dürüst davranılmalı. Şimdi Bafbakan Gerhard Schröder'tn yaptığı gibittyelikmüzakerele- rine başlanması için 2005 yıh olası bir tarih olarak verilirse artık bundan dönüı olmaz. Bu- na kan>n AB, Türkiye'ye özel blr serbest ticaret bölgesinin ya- ratümasını önerebüir" diye ko- nuştu. AB Komisyonu Başkanı Ro- mano Prodi de, Avrupa halkJan- nıngenişleyecek AB'nin dogal sı- nırlan hakkmda bir oylama yap- ması gerektigini söyledi. Genelku cty'dan GüVe irtica brifingi Genelkurmay Başkanhğı yarın Başbakan Abdullah Gül'e irtica brifingi verecek. Edinilen bilgiye göre Genelkurmay karargâhında verilecek brifingde askerin yeniden gündeme gelen türban konusuna değinmesi ve irticai çevreleri cesaretiendirecek adımlar atılmaması uyansında bulunacağı öğrenildi. Göl dün KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la tstanbul'da yaptığı görüşmenin ardından. akşam saatlerinde eşiyle birlikte Ankara'ya döndü. Güi.AB ve Kıbrıs konularında Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ve Dışişleri Bakanlıgı Müsteşan Uğur Ziyal'dea brifing aldı. (Fotoğraf: AA) Kopenhag için geri sayım başladı • Baştarafi 1. Sayfada gündeme getirmelerinin sıkıntısı sürerken Ankara, müzakere takviminin öne çekil- mesi için çalışmalannı daha da yoğunlaş- tırdı. AJmanya-Fransa önerisinin kabul edi- lemez olduğunu açıklayan ancak AB'ye sert bir tepki gösterilmeyeceğinin de işaret- lerini veren AKP iktidan çelişkili bir tutum izliyor. Abdullah Gül: Tarlh verllmezse Türk haltanın AB'ye llglsl azalır / Başbakan Abdullah Gül, Türkiye'ye kesin tarih verilmemesi durumunda Türk halkımn AB'ye olan ilgisinin azalacağını, heyecanını yitireceğini belirtip Brüksel'e tepki verilece- gini kaydederkenAKP lideri Erdoğan, bırga- yaşar duruma gelmeti." 14AB ülkesini gezerek Türkiye'nin Kopen- hag Zirvesi'nden müzakere takvimi almasına çalışan ancak "koşullu, tarih için tarih" ala- bilen Erdoğan, pazartesi günü bir kez daha Danimarka'ya giderek dönem başkanı Baş- bakan Rasmussen ile görüşecek. Erdoğan 'ın bu son teması sırasındaTürk hükümetinin Ko- penhag kriterlerine uyum konusundaki çaba- lannı anlatması, bu kapsamda 2 paketin TB- MM'ye sevk edilme aşamasında olduğunu be- lirtmesi ve bu adımlann karşılıksız bırakılma- ması gerektiği mesajını iletmesi bekleniyor. Erdoğan'm Almanya-Fransa önerisinin Türk halkımn beklentilerini karşılamaktan uzak olacağını, özellikle Kıbns konusundaki engellerin aşılmasına da yardımcı olmayaca- ğ g zetecinin "Türkiye misillemeye gitmeyecek mi" sorusuna şu yanıtı verdi: "Hayır, hiç ge- rek yok. Biz işimize bakmalıyız. Nedir bi- zim işimiz? Biz kalkıp kriterleri Türkiye'de uygulamaya koymalıyı/. İnsanımız bunu gmı Rasmussen aracılığıyla AB'nin dikkati- ne getirmesi öngörülüyor. Erdoğan, Rasmus- sen temasının ardından ABD Başkanı Geor- ge Bush ile yapacağı görüşme için Washıng- ton'a hareket edecek. Kopenhag Zirvesi ön- cesindeki bir başka önemli toplantı da Brük- sel'de AB dışişleri bakanlannca gerçekleşti- rilecek. Bakanlar, pazartesi-salı günleri Ge- nel Işler Konseyi'nde bir araya gelerek zirve öncesindeki son geniş hazırlık toplantısını ya- pacaklar. Bu toplantıda, Türkiye'ye verilme- si beklenen tarih ve bunun zirve bildirgesin- de nasıl ifade edileceği de görüşülecek. AB içinde başını Almanya ve Fransa'nın çektiği Hollanda, Avusturya gibi ülkelerin bulundu- ğu grup Türkiye'ye tarih için tarih verilmesi- nı savunuyorlar. Isveç, Türkiye'ye hiçbir şey verilmemesini isterken Akdenizli Güney ül- keleri Yunanistan, ttalya, îspanya ise Türki- ye'ye kesin tarih verilmesini istiyorlar. AB kaynaklanna göre Fransa-Almanya önerisinde Türkiye'nin de kabul edebileceği bazı degişüdikler olabilecek. AB'li diplo: lar, 2005 yılınuı kesinleştirilmesi ve Kopen- hag metninde bunun randevu tarihi önerisine eklenmesini bir yol olarak dile getiriyorlar. Başka bir yol olarak da, randevunun Türki- ye'nin kabul edebileceği şekliyle 2004 yılının ikinci değil ilk yansına alınması gösteriliyor. Erdoğan AB'nin tavnndan memnun değil Dış Haberler Servisi - Adalet ve Kal- kınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan. Belçika'nın mu- hafazakâr "La Libre Belgique" gaze- tesine verdigi demeçte, AB'nin Kopen- hag'da Türkiye'ye "tarih için tarih" formülünü önermesi durumunda bunun "savsaklayıcı bir taktik" olarak algı- lanacağmı söyledi. Ingiltere'de yayımlanan Financial Ti- mes gazetesi ise Erdoğan hakkında, "Bir Islamcı, Avrupa'nın yeni siması olmaya çaüşıyor. Eğer Avrupa'yı ül- kesini kabule ikna ederse Türkiye'nin lideri dünyayı değiştirmiş olacak" di- ye yazdı. Erdoğan, La Libre Belgique gazetesi- ne verdigi demeçte, "Kopenhag zirve- sinden ne bekiiyorsunuz" sorusuna, "Türkiye'nin, tam üyelik müzakere- lerine başlaması için bir tarih" yanı- tmı verdi ve bu tarihin 2003 sonundan önce olması gerektigini \-urguladi. Erdoğan, "Tarih için tarih formülü tarmin edici olur mu" şeklindeki soru- ya ise şu yanıtı verdi: "Bize göre bu formül, zaman kazanmayı hedefleyen savsaklayıcı bir taktikten başka bir şey değildir. Türkiye, 40 yıldır AB ka- pısında bekleyip henüz girememiş tek ülkedir." Türkiye'de yapılmakta olan yeni re- formlar hakkında bilgi veren Erdoğan, Kıbns sorununa ilişkin bir soruyu da özetle şöyle yamtladı: "Kıbns sorunu- nu çözmeye yönelik bir plan sunmak veya tarih belirlemek bizim sorumlu- luk ve yetkimizde değildir. Önemli oian, adadaki taraflann çözüm için bir masaya oturmaları ve karşılıİdı tavizlerde bulunmalarıdır. Denktaş, Annan planını müzakere edilebilir olarak nitelendirmiştir." Erdoğan, Kıbns Rum kesiminin bu- günkü durumda AB üyesi olması halin- de Türkiye'nin tepkisinin sorulması üzerine, bu olasılığın sağlıklı ve kalıcı bir çözümü kolaylaştırmayacağını ifade erti. Irak'a olası bir askeri harekâttan söz etmek için çok erken olduğunu da söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi kararlannın yaptınm gücü olduğunu anımsattı. Erdoğan için "Iktidarda, ancak gö- revde değil" nitelemesini kullanan Fi- nancial Times gazetesi ise AKP lideri hakkındaki yazıya yarım sayfa ayırdı. Financial Times, Recep Tayyip Erdo- ğan'ı "Akdenizli futbol antrenörüne" benzetti ve "Erdoğan'm, kazandığı se- çimlerden sonra zengin Hıristiyan li- ginde yer aradığı" görüşünü savundu. TİYATRO PER.A -f^ Türkiye'de ilk kez! S BİR ÇÖKÜŞÜN GÜLDÜRÜSÜ (Tavşan Tavşan) Yazan Coline Serreau Çeviren Çetm Ipekkaya Yönetan Nesnn Kazankaya Dramaturgi Gokhan Akçura Doka-Kostüm Giırel Yontan Çâ. Yuksel Aymaz Yön.Yrd. Şafak Eruyar, Zeynep Ğzden, Eda Yapanar Oyrayştor Bilge Şen, Basak Mese, Levent Yılmaz, Devnm Nas, Cuneyt Uzunlar, Özkan Schulze, Seyit Özcan, Yefız Demır, Gokçe AkyıMc Nesnn Kazankaya, Ibrahım Ulutaş 13-29 Aralık Her Cuma,Cumartesi 20:30 Pazar 18:00 ÖLÜM ve KIZ Yazan Anel Doriman Ç«vir«i Fı:,z Ofluogiu Yöneten Nesrın Kazankaya Dramatu^i Şafak Eruyar Sahne Tasanm Özkan SchLte Işâ Danıei Holiger Yön. Ytd Zeynep Özden Oynayanlar Ayse Lebnz, Devnm Nas, Yetkın Dıkmciler 10-11-12 Ocak Cuma Cumartesi 20:30 Pazar 18:00 AMAN AMAN (ÇOCUK OYUNU) Yazan Volker Ludwig - Reıner Lücker ve Gnps Ekibı Çeviren Uyariay» « Yöne»en Nesnn Kazankaya Dramaturgi Şafak Erjyar Dekor-Kostûm Ozkan Schulze Müzik Yöneöneni Çığdem Erken If* Viıksel Aymaz 13Aralıktan itibaren Her Pazar Saat 12:00'de Sıraselviler Cad. No:70 Taksim Rez; 0212 245 44 60 - 244 52 03 www.perasanatcom.tr ^ İ S V İ Ç R E HASTANESİ "Sanatınyanında" G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Önce ötekiler bozulur gibi oldular ama, doğa- nın sonsuzluğu ve paylaşım duygusu içinde za- manla kabullendiler, hatta sevinenler oldu. öyle ya, aynı toprağı paylaştıklan öteki ağaçların de- vinimlerini de bilmek, bilseler bile, insanoğlunun gözüyle nasıl görünüyor, anlamak isterlerdi... Bizim salkımsöğüdün ilkbahar başındaki gün- lüğünü 10 Mart 2002'de bu sütunlarda paylasmış- tım... Mart başında, dal uçlanndaki minimınlcikto- murcukların birden patlaması beni şaşkına çevir- mişti. Söğüt sonraki aylarda da benı evirdi çevir- dl, her fırsatta derslnl verdi. 6 Nisan'da söğüt ağacının günlüğüne şunları yazmışım: "O İlkyaprak fillzleıi büyüdü. Içlerlndekl tırtıllı uç- larda büyüdü, yaprağı geçti. Yûklü dallar her rüz- garda ağırblr buğday başağı gibi sallanıyor. Dal- lann erasından ağacın altına girdlm. Nasıl blr taze yeşlllik. Aradan sızan ışıklar, yeşlll onlarca tona büründürûyor. Sanki güneş bu ağaç İçin yaratıldı. Demet demet sarkan dalların her blri ayn bir at- mosfer tabakasını anlatıyor. öylesine sonsuzlu- ğun ucunda hissettim kendiml... Yağmur, her şey glbı salkımsöğüdün yaprakla- nnı da aynca güzelleştlıiyor. Blzim söğüdü aynca- lıklı kılan, yere sarkan dalların uçlanndaki yağmur damlacıklannı eğlenceli bir turia süzüle süzüle aşa- ğı Indlrmesl... Oövdenin hemen yanında kocaman blr söğüt şemsiyeslnln altında damlalan izierken insanın yağmur olası gelıyor..." Tomurcuk kedllerln uykusu 27 Temmuz'da günlüğe yazın gölgesl düşmüş: "Söğüt ağacı, biraz uzaktan bakınca yan yana yükselen sıradağlan andınyor. Tepeler hafıfyuvar- lak, yer yer uçurumlar var. Arada vadicıkler, top- rağa doğru yine uçurum. Karşımda duran, söğüt- lerin dal gruplan değil, Toroslar'ın dilimleri... Rüzgirla hareketlenen yeşilin tonlan, uyumu, sesi, tam bir doğa orkestrası... Insan bunca gü- zellik karşısında küçülürken, bunca güzeilıği içine sokup sevincini büyütüyor, büyütüyor... Adım adım dağın içine girip, gökyüzüne bakınca... Yaz sıcağı da neymiş... Ağacın altında sıcaksıcakyaz- makmış..." Ekim başında yeşilin rengi usul usul değişmek- teydi: "Artık ışığın rengi san. Dal aralanndan süzülen ışıklar sadece boşluklardan değil, yapraklann için- den desüzülüp geliyor. Sanyla yeşilin kanşıp, tam 'sayeş' rengine bürünmesine bayılıyorum. Yeşil her gün ton ton değişiyor, san öne çıkıyor. Sanki yeşil toprak rengi, san onun üstünde filizlenen ye- ni bir hayat... Bir yaprak nasıl olur dabu kadar çok şey çağnştırır!" Dün sabah bir kez daha uğradım bizimkilere... Yerdeki yapraklar, daldakilerden daha fazlaydı. Dallar sallandıkça yere yağan yapraklann dolam- baçlı inişi, sonra da usuuulca bir kuş gibi topra- ğa konuşu... Böylesi durumların bende yarattığı çağrışımı bir kez daha haykırmadan edemedim: "Doğal olan şeyler ne büyük mucize!" Taa mart başında doğumuna tanık olduğum yapraklardan birine gittim. Küçük bir sapla bağ- landığı dal sallandıkça arkadaşlarından bazılan, bir kaya üstünden sevinçle denize atlayan çocuk- lar gibi yere atıyor kendini... Usulca dokundum ona... Her şeye karşın, onu denize iten ben olmak istemiyorum. Etimi degdi- rip çekmem bir oldu. Yaz başındaki gibi dala sür- tünüp sarkmıyor. Sap kısmı hafifçe yükselmiş, yaprağın başladığı yerle dal arasında bir santim kadar yükseklik var... Onun altına baktım, minimi- nicik bir tomurcuk başlangıcı... Birkaç gün içinde toprağa gidecek olan yaprak, önümüzdeki ba- harda filizlenecek yaprağın tomurcuğunu koruyor. Dalı hafifçe kendime doğru çektim. Yeşilimsı to- murcuk bir kedi gibi uyuyor. Ahh salkımsöğüt, yine verdın bana salkım sal- kım öğüt. İnsanın yaşamasevinci devam ettiği sü- rece 'yaprak dökümü her şeyin sonudur' diye bir şey yok... Yeni yaprakların tomurcuklanması var... Bu döküm insanın önüne yaşamın bütün se- vinçlerini döküyor... [email protected] Yarın Vtfashington'a gidecek Erdoğan 'a üst düzey WASHTNGTON(AA) - AKP Genel Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan'm gelecek hafta başında Washington'a yapacağı ziyarette, ABD yöneti- mince en üst düzeyde gö- rüşme programı hazırlan- dı. Erdoğan'm, ABD Baş- kanı George Bush 'un ya- nı sıra Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Savunma Bakanı Donald Rums- feld ve Dışişleri Bakanı Colin Poweil ile de görüş- mesi planlandı. Erdo- ğan'm New York'ta BM Genel Sekreteri Kofi An- nan ile de bir araya gel- mesi bekleniyor. Erdoğan ve beraberin- dekilerin bulunacağı uçak, yann TSl akşam sa- atlerinde Washington ya- kınlanndaki Andrews Us- sü'ne ulaşacak. Erdoğan, daha sonra düşünce kuru- luşu Stratejik ve Ulusla- rarası Etütler Merke- zi'nde bir konuşma yapa- cak. Erdoğan, 10 Aralık Sa- lı günü TSt akşam üzeri Savunma Bakanlıgı Pen- tagon'da Sa^aınma Bakanı Rumsfeld ile bir araya ge- lecek. Erdoğan, aynı gün Beyaz Saray'da Dışişleri Bakanı Powell, Başkan'ın Ulusal Güvenlik Danış- manı Condoleezza Rice ve ardından da Başkan Bush ile görüşecek. Erdoğan, daha sonra da Cheney ile konurunda gö- rüşecek. Erdoğan'm Was- hington'dan aynlmadan önce Musevi lobisinin ile- ri gelenlerini de kabul et- mesi bekleniyor. Aynı gün TSl gece yansı dolayla- rmda Erdoğan'm New Y- ork'a hareket ederek sa- baha karşı BM Genel Sekreten Annan ile Kıbns konusunu görüşmesi planlanıyor. Erdoğan'm New York programını da tamamla- masının ardından, AB zir- vesi için Kopenhag'a ha- reket etmesi öngörülüyor. Enliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. HAMZA NARTGÜ1V Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ALAATTtN GÜZEL Sürücü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. YAKUP ÜLKER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle