19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2002 PAZAR MÜZÎK Yaşadıklanm geçmişte, hüznü sesimde Şükriye Tutkun, 4yılaradan sonrayeni albürnü Kumru 'da sevgiye çağırıyor HATİCETUNCER "Arda Boyian"ıun o hüzünlü ez- gisiyle birleşen sesin sahibini arayı- şımızın üzerinden yıllar geçti. "*Arda Boylan" türküsünü Şükriye Ttrtkun'un yorumuyla yeniden keş- fetmiştik. "Sevin Gayn" albümün- de başladığı türkülerini "Çiğdem Der ki"de sürdürdü. Hiç telaşı, hır- sı olmadan sakın ve içten yalnız- ca türkülerle baş başa gibiydi. Şükriye Tutkun, beklenmedik bir anda pencere kenanna konan bir kumru gibi 4 yılın ardından "Kumnı'' adını verdiği yeni al- bümüyle geri döndü. Şükriye Tutkun bir yerlere git- memişti aslında. 1996'daki "Se- vin Gayn" ve 1998'deki "Çiğ- dem Der kPden sonra 4 yıldır bekJenmesine karşm dinleyici- lerinin karşısına yenı bir çalış- mayla çıkmamıştı. Farfclı düzenleme "Çiğdem Der ld"nin tanıtım dönemi, konserler iki yıl sür- müş ve bu dönemde bir çalışma yapma olanağı bulamamış. Ara- ya ekonomik krizin girmesiyle acele de etmemiş ve 15 yıllık arkadaşı MuratHasan ile yavaş yavaş yeni repertuvannı oluş- turmuş. îlk iki albümünde düzen- lemeleri Ferhat LrvaneK yap- mıştı. Kumru'daki parçaların aranjörlüğünü Atilla Özdemi- roğlu ve Zafer Haznedaroğlu üstlenmiş: "îlk iki albümdeld düşüncem senfonik altyapıyla türkü söyle- mekti ve bunu yapüm. Üçüncü albümde artık böyle bir çahşma yapmayı düşünmedun. Hem tek- rar hem tembelh'k olacaktı ve bana yakışmayacakt]." Kumru'da yıne geleneksel tür- külerin farklı düzenlemelerle sunulduğu türkülerle birlikte ço- ğunluğu Murat Hasan'nın olan besteler de yer alıyor. Yenltürküler Türkü formatında olmayan bu besteleri Tutkun "yeni türküfcr" olarak nitelendiriyor: "Bu dört yıl içinde pek çok şey değişti, ge- Kştik. Benim de dinkdiklerim, yapbklanm değişti. Bu da doğal olarak atbümeyansıyor. 4yü ön- ceki Şûkriye degflim. Çok bflmç- ti değü de doğal bir geüşimin so- nucu olarak ohıyor. Yavuz Bin- göl ve başka arkadaşlar nasıl ld yeni bir düzenlemeyle flk çıkti- ğmuzda bu değişim olumlu kar- şuandrysa yine öyle. Şimdi de türkükrin altyapdan daha deği- şik. Senfonik ahyapı kuüanma- dık. Benyenitürküler söyiemek istiyorum, yani söylenmemiş türkü- Kumru olmak "Sen Beni Unufadındaki söz ve müziği Murat Hasan'nm olan çok gü- Hatemi geldi, tetanbüfdan saz tatebiarttı • İSTANBUL (AA) - Iran'da liberal fıkirleriyle tanınan ve gençliğin değişim isteğinin sözcüsü, simgesi olan Muhammed Hatemi'nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yaşanan değişim, îstanbul'da saz taleplerinin arhşına neden oldu. Türk müzik endüstrisinin kalbinin atüğı Unkapanı'ndaki Istanbul Manifaturacılar Çarşısı'nda müzik aletleri imalatıyla uğraşan Atakan Müzik Aletleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin sahibi Ahmet Atakan, son 2-3 yıldır îran'dan dikkat çekici biçimde müzik aletleri talebi geldiğini söyledi. Hatemi'nin yönetime gelmesiyle îranhlann Istanbul'daki imalatçılardan müzik aletleri ithal ettiğini belirten Atakan, satışı yapılanlar arasında daha çok saz, bağlama ve utun yer aldığını kaydetti. zel bir parçayla başlayan albümün ikinci parçası yine Hasan 'nın olan Kumru ile devam ediyor. Tutkun, kumnı sözcüğunü kav- ram olarak ele alıp fotoğraflara ka- dar "kumruhık" hissedilsin istemiş: ".Albümün adını en çok rutacak par- ça olacak diye değfl, bir şey çağnş- brsuı diye Kumru koydum. Bir slo- gangibibirşeyanlatanistiyorum. 'Se- ölümsüz sevgilflerin simgesidirler. Eski aşldara, anne babalanmızın 25- 30 yıl süren birtiktefilderine bir öz- lemdir bu. Kanadı kınkuk da vardır kumruda. Çocukluktan beri biraz kmk değil midir kanaüannuz?" Kanadı kırık Konserlerinde, kliplerindeki yü- yoruz. Annesi bakamadığı Şükriye'yi 2 yaşında Çocuk Esirgeme Kurumu yuvasına verir. 15 yaşma kadar yu- valarda büyür, sonra yetiştirme yurt- lannda liseyi tamanilar. Evlenir ama içindeki müzik tut- kusuyla konservatuvarda eğitim al- mak için çupınır. tki kez girip pa- rasızlıktan bıraktığı konservatuva- ftL utkun, albümün son parçası Hasret 'i kayıt sırasında gözyaşlan içinde tamamlayabümiş: "O benim işte. Şaria söylerken hiçbir şeyini gtleyemiyorsun. Beni tanımak isteyenlerşarkı söylerken görmeliler ve sesimde tamyabüifier beni. Sevinçler, ağlayıslar yaşadıklanmın hepsi sesimde çûayor. Kumru'da da uçmaya çalışan, kumru ohnaya çalışan bir kadın var" "Geçmişle biıükte varun zaten. Geçmişi reddetmedim veya geçmi- şjme bakm kendime acımadım. Baş- kalannuı acı olarak nitelendirdiği şeyler, benim ahşağmı bir durum. Bir- çok insan benimle aynı dorumday- dı ve a>iu mücadeleyi vermesi gere- kiyordu. Tabii geçmişte yaşadıklan- nun söyleyişimde etkisi >> ar. Yaşadı- ğun şeyleri sesimle insanlara taşrya- biüyorum. 'Yaşadıklanm geç- mişte, hüznü sesimde kaldı' de- diğim bir şey var. Sesinde gizle- vemhDrsun, sesinden çüayor ya- şadddann. Geçmişinlebirbütün- sün, zaten aynlamıyorsuıı. 100 yaşnna da gebem benim vaşadık- lanm şarküara yansıyor" Yaşadıklanm sesimde Şükriye Tutkun'u da şekillen- diren. söyleyiş tarzını oluşturan doğal olarak yaşadıklan oldu. Yatıh okulda arkadaşlan arasın- da söylediği "ArdaBoytan" tür- küsü ona farklı bir yaşamm ka- pısını aralarken, ilk albümünü hazırlayana kadar sesini başka yerlerde de değerlendirdi. NETAŞ grevindeki işçilere türküler söyledi, "Bengi Tür- kü" grubuyla dayanışma gece- lerine çıkarak toplumsal duyar- hlığını gösterdi. Cölckusaflı dudaflında Dinleyicileriyle arkadaşlığa varan ilişkisini *içtenBği''ne bağ- layan Tutkun, Bursadan Çiğ- dem Fktan adlı bir öğrencinin kendisine gönderdiği şiirin bu söyleşide yer almasını istedi: "Güneşi vutmuşsun farkmda de- ğilsin / Ama ben anladım, gök- kuşağı kalmış dudağunn kena- . Ibümün adını en çok tutacakparça olacak diye değil, bir şey çağnştırsm diye Kumru koydum. Bir slogan gibi bir şey anlatsın istiyorum. 'Sevin Gayn' sevgiye çağrıydı, 'Çiğdem Der ki'de düşünülsün istemiştim. Kumru bana sadakat, sevgi gibi çok güzel şeyleri çağnştınyor. Kumrulan düşünsenize, hep çift görürüz onlan. Biri öldüğünde diğeri defazla yaşamazmış. Ölümsüz sevgilerin, ölümsüz sevgililerin simgesidirler. vin Gayn' sevgiye çağnydı. 'Çiğdem Der ki'de dfisûnfilsfin istemiştim. Kumru bana sadakat, sevgi gibi çok güzel şeyleri çağnşünyor. Kumru- lan düşünsenize, hep çift görürüz onlan. Biri öldüğünde diğeri de faz- la yaşamazmış. Ölümsüz sevgilerin, zünü, şarla söylerken sesini düşünüp gözlerine bakıyoruz... "Şükriye Tut- kun'un da kanadı kınkmidır" diye. îlk iki albümünden bu yana yapıîan röportajlardan bize zorlu gelen ama kendisininnormal karşıladığı "dram- laş&rmadığı'' yaşamöyküsünü bili- ra üçüncü kez girer ve değişik işler- de çalışarak egitimiru sürdürür. TRT Opera ve Balesi Gençlik Korosu, Saint Antoine Kilisesi Korosu'nda- ki amatör çahşmalarla müzik rutku- sunu gidermeye çalışır: Cellslm bltmez Tutkun'un son albümü Kum- ru da böyle sevgiye çağn nite- liğinde yeni türkülerden oluşu- yor. Tutkun, "Kimsenin kanadı kmk olmasm" diye söylediği parçalar arasına her zamanki gi- bi bir Azeri ve bir de Tatar halk türküsü koymuş. Kınm türküleri Tutkun'u hep etkilemiş ve ilerde Kınmtürkü- lerinden oluşan bir albüm yap- mayı planlıyor: "Ashndaamaam müzikaJ gelişimimi en i>i şekil- de sürdürmek. Ne şan eğitimi bitiyor,nesöyleyeceğin şeyler bi- tiyor. Kendimi ancak şarla söy- iey'erek ifade edebUecegime ina- myonunben." Tutkun, albümün son parçası "Hasrefi kayıt sırasında gözyaş- lan içinde tamamlayabilmiş: "O benim işte. Şarkı söylerken hiç- bir şeyini gkle>emiyorsun. Beni ta- nımakisteyenkr şarkı söylerken gör- P usinıHp tanıyahilirier be- ni. Sevinçler, ağlayıslar yaşadıklan- mm hepsisesnnde çriayor. Kumru'da da oçmaya çahşan, kumru ohnaya ça- hşan bir kadın var." Yılmaz Çelik'in 'Soyağacı' anlamına gelen 'Pirhab' adlı albümü piyasaya çıktı Köklerâıe doğru uçan Simurg İstanbul Haber Servisi - Yılmaz Çeök, 7. albüm çalışması "PJrbab" ASM Yapımcılık tarafından tamamlandı. Halk müziğinin ustası Arif Sağ ve Tolga Sağ'm yapımcısı olduğu albümün müzik yönetmenliğini Erdal Erzincan üstlenmiş. Yılmaz Çelik, soyağacı anlamına gelen "Pirbab" adlı albümünde anonim türkülerin yanı sn-a bestelere de yer veriyor. Pirbab albümünde sözlerini Haffl Söyler'in yazdığı anonim "Sabah Güneşi"ni "Kemer Ağır KanTMyor" türküsü takıp ediyor. Yıbnaz Çelik, Hüseyin Doğanay'dan alınan "Gezal", Zeynel Kahraman'dan alınan "Urce" ve "Çırtık'', Davut Sulari'den Duzgmo" gibi Zazaca türkülerin de yer aldığı albümünde kendi derlemelerine de yer vermış. Tunceli Ovacık'ta 1969'da doğan Yıhnaz Çelik, ortaokul sıralannda ailesiyle gittiği îsviçre'de eğitimini tamamladı. Halen îsviçre'de yaşamakta olan Yılmaz Çelik, 1984'te îsviçre'de üç arkadaşıyla birlikte kurduğu müzik grubuyla düğünlerde sahne aldı ve konserleri çıktı. Bir Iz sûrücüsü gibi... îlk çalışmasmı 1988'de "Çeke Çeke, Hal Yamano"yla ASM Müzik Üretim'de hazırlayan Yıhnaz Çelik, daha sonra 1991'de"Gelin Canlar Bir Olalım, Daye Daye" adlı albümünü hazırladı. 1994 yılında "Veyve, Veyve", 1997 yılmda "Mezala Sejide Mi", İ999 yılında "Clara, Yaprak Ağlar Dal Ağlar" ve 2001 yılında Tolga Sağ ve Erdal Erzincan'la birlikte"Türküler Sevdamız 2" adlı albümleri çıkardı. Özgün yonımu ve sesiyle halk müziği çevrelerinden olumlu eleştiriler alan Yıhnaz Çelik' in Pirbab albümünü Haydar Oğur şöyle değerlendiriyor: "Bir iz sûrücüsü gibi, uslanmayan son serüvencfler gibi kendi köküne yaptığı o yabanü yokulukta Simurg - Zümrüdü Anka örneği uçup duruyor. BeUi ki ne dunyaya gözlerini açüğı kutsal çaym kıyısmdan ne de sözünden vazgeçiyor. Aksine türkülerinde sarf ettiği her söze yüreğinin kederi ve coşkusuyia asıhyor. Bizi kah Kırklar Kapısı'na, kah Harput üzüm bağlan ve Bflges yaylasma götüriiyor." Etnik rock müziğinde yapüğı çahşmalarla flgiçe- ken Rojin, Taksim Yer Türküevi'nde sahne alacak. Isteyene türkü iisteyeneşiirtstanbul Haber Servisi - Yıllardık halk müziğinin önde gelen isimlerinin program yaphğı Taksim Yer Türküevi, etnik rock müziğinde yaptığı çahşmalarla son yıllarda dikkat çeken Rojin'ı de kadrosuna kattı. Çiğdem Kaya ve Mikafl'in de sahne aldığı Şehit Muhtar Caddesi'ndeki Yer Türküevi'nde salı günleri Rojin sahne alacak. Çeşitli dillerle halk şarkılannı rock tarzında yorumlayan Rojin, Yer Türküevi'ndeki programında ilk kez geleneksel türkülere ve özgün parçalara yer verecek. Rojin, her salı akşamı sunduğu programında küçük tiyatro oyunlanndan ömeklerle ve okuduğu şiirlerle klasik türkü bar anlayışının dışına çıkıyor. (Tel:2975767) 4. Avrupa GençlikFestivaü tstanbul Haber Servisi - Avrupa Gençlik Festivali 13-21 Aralık 2002 tarihleri arasında Ankara'da dördüncû yaşını kutlayacak. Feridun Düzağaç, Vega, Özlem Tekin gibi isimlenn konserler vereceğı festival, bu yıl dans gösterileri, konserler, film gösterimleri ve atölye çalışmalanyla gençlere soğuk aralık aymı dolu dolu geçirtecek. Gençlik Servislen Merkezi (GSM) ve Gençhk Kültür Evi Derneği (GENÇEV) tarafından düzenlenen Avrupa Gençlik Festivali kapsamında; konser, dans ve tiyatro gösterileri, bilgi fuan, atölye çalışmalan ve fihnler gençlerle buluşacak. ServetKocakaya'nın da 19 Aralık'ta ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde konser vereceği Avirupa Gençlik Festivali'nde açılacak Bilgi Fuan'nda gençlik kuruluşlan bir araya gelecek. Avrupa ve Türkiye'den gençlere fuar boyunca gelecek için aralannda yeni ortaklıklar kurmalan konusunda olanak sağlanacak. Avnıpa Gençlik Festivali'ne bu yıl, 24 değişik ülkeden atölye çalışmalan düzenlemek üzere uzman eğitmenler de kahlacak. (Bilgi için: www.gsm-youth.org. Tel:4171124) Algan: Tatlısesyoz kültürü satiyor İSTANBUL (AA) - Uniü sanatçı Ayla Algan, Türk riyatrosunun değişim aşamasmı yeni yaşadığmı belirterek, "Bu yapdan tiyatroya 'edebiyat tiyatrosu' demeklazım" dedi. Sanatçı, kısa bir süre önce emekli olduğu Şehir Tiyatrolan'nın ardından artık Ekol Drama Atölyesi'nde yeni kuşaklara oyunculuk dersi veriyor. _ Bilgi çağında "çağdaş tiyatro" olarak adlandınlan yaklaşımda görselliğin, dansın, ışığın, gösterinin bir bütün olarak yer aldığını söyleyen Algan, tiyatrodaki oyuncu- seyirci karşılaşmasırun tükenmeyeceğinı, ancak yeni bir bakış açısı kazandınlması gerektiğini dile getirdi. Tiyatronun zenginleşmesi için Anadolu'nun zengin folklorundan yararlanılması gerektiöini kaydeden Algan, Ibrahim Tartees'le ilgili bir ömeği anlatarak, şunlan söyledi: "Tathses, çok güzel bir ses. Onun 'Ceylamm' türküsünü aldnn, Avnıpa'da çeşitli tiyatro festivallerinde, oyaınlann içinde bu rürküyü, 'Hamsı Paluğu' türküsünü söyledim. Anadolu foUdoru, büvük ilgi görüyor. Ama o söytemiyor artık. Ben onun parçasuu satr>x)rum, para kazamyorum. O kendi kühiiriiyle para kazanamryor, yoz bir kültüıie para kazamyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle