Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 ARALIK 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Dokundurma
Varoşun umutlarıyla
seçilip geleceksin
sonra da onlara anında
sırtını dönüp rantiyeye kıyak
geçeceksin...
A-K-P'nin mali miladı
kaldırmasının, "Nereden
buldun?" sorusundan
vazgeçmesinin, hele hele
rantiyeyi -az buz değil- 607
milyar liraya kadar vergiden
istisna tutmasının anlamı bu
kadar basit.
TBMM Ptan ve Bütçe
Komisyonu'nun CHP'li
üyesi Ali Topuz'un
dediği gibi:
"Bunlar dokunulmazlıklann
kaldırılmasını istemiyorlar.
Vergi verme konusunda da
birtakım dokunulmazlar
saptamışlar, hatta söz
vermişler besbelli...
Kendilerini desteklediğine
inandıklan çevrelere
dokunmuyor, onlara karşı da
dokunulmazlık zırhı
geçiriyoriar."
İşgal
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış
da dahil bir tantanacı
grup, Türk ordusunun
KKTC'de "işgalci"
konumunda olduğunu
savunabiliyor.
Türk medyası; AB, Yunan ve
Rum tezlerinin işgali altında da,
ondan.
kulisi ISIK KANSl
Anlamlı suskunlukDr. Necip Hablemitoğlu'nun
cenaze töreninde derin, çok derin
bir sessizlik vardı. Bağınlmadı,
slogan atılmadı. Susuldu!
Hablemitoğlu'nun son yazısı,
Türkiye Gaziler Kültür ve
Yardımlaşma Vakfı'nın dergisi "llk
Hedef'te çıkmış. Türkiye
Cumhuriyeti'nin tarihinin en
karanlık, en hazin dönemini
yaşadığına değinmiş
Hablemrtoğlu ve iki ayrı "taraf"Xan
şöz etmiş yazısında:
"Birtarafta, Türkiye
Cumhuriyeti'ni koşulsuz savunan,
Atatürk ilke ve devrimlerinin
sahibi ve takipçisi, aydınlanmacı,
tam bağımsızlıkçı, sömürünün her
türüne karşı, evrensel barıştan
yana, yurtsever, ilerici, ulusalcı
kesim var. Ancak, ne bir siyasal
partiye, ne basın ve yayın
kuruluşlarına, ne de kendilerini
destekleyecek ulusal scrmaye
gücüne sahipler. Ülkenin eidmn
gidişini sessiz çığlıklarta izliyortar.
Işlerini ve işyerlerini kaybedenler,
üniversite kapılannda bekleyenler,
sefalet sınınnın altında yaşayanlar,
ülke güvenliğini sağlamaya
çalışırken baba ocağına tabut
içinde dönenler, Mumcu'lar,
Uçok'/ar, Aksoy'/ar, KışlaU'lar ve
olup biteni izleyen milyonlarca
örgütsüz, dağınık Türk
yurtseveri!..
Karşı tarafta ise, ülkeyi etnik ve
mezhepsel esasa dayalı olarak
bölmeye, yeraltı, yerüstü
ekonomik kaynaklannı
pazariamaya, din devleti kurmaya
ve hafkın dinsel inançlannı
sömürmeye, hatta cumhuriyetin
başına numara koymaya kararlı,
zengin, güçlü, dış destekli,
örgütlü vatan hainleri ve
işbiriikçileri ile peşlerinden
sürükledikleri ulusal bilinçten
yoksun diğer bir kesim!.."
Dr. Hablemitoğlu'nun cenaze
töreninde derin, çok derin bir
sessizlik vardı. Bağınlmadı, slogan
atılmadı. Sadece susuldu. Içrek,
anlamlı, dolu bir suskunluk!
Eğftim-Sen Genel
Başkanı Alaattin
Dinçer'e sorduk:
- Türkiye'de kaç
eğrtimci var?
Dinçer, Milli Eğrtim
Bakanlığı'nın 2001-2002
verilerine başvurdu:
- örgün eğitimde toplam
528 bin 738 eğitimci
var...
Sorunun devamını
getirdik:
- Bunca egrtimcinin
arasından imam
kökenli Muratbey
Eğitimde imamtaçtırma
Batta'nın seçilerek
Ankara ll Eğrtim
Müdüriüğü'ne
atanmasına ne
diyorsunuz?
Dinçer yanıtladı:
- Onu Ankara Valisi'ne
sormak gerek.
O zatı göreve getirmek
için önce Onur Kaya'yı,
ardından da Haydar
Dikmen'i görevden
aldılar. Başarılı
çalışmalar yapmış bu iki
eğrtimcinin ne suçlan
vardı ki?
Bir soru daha:
- Milli eğrtimimiz yine
imamlaştınlıyor mu?
Eğitim-Sen Genel
Başkanı geçmişe gitti:
-12 Eylül'den
sonra yeni bir yönetim
modeli geliştirildi.
Eskiden il eğitim müdür
yardımcılannın sayısı 3-
5'i geçmezdi, söz
konusu mode) ile
örneğin Ankara'da
32 müdür yardımcısı ve
şube müdürükadrosu
oluşturuldu. Özal
döneminden
başlayarak bu olanak,
kadrolaşma amacıyla
çok iyi kullanıldı.
Bugünlerde de son
sayfa kapanıyor
eğitimde, kuşatma
tamamlanmış olacak.
- Hangi kuşatma?
- Gerici, ırkçı kuşatma...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞtPAL
TÜFE Dördüncü
Yaşuıa Basarken
1 Ocak 2000'den geçerli olarak, sosyal güvenlik kurumla-
nndan SSK ve Bağ-Kur'un bağladığı emekli dul ve yetim ay-
lıklan kısa adı TÜFE olan, Tüketici Fiyat Endeksi'ne bağlan-
dı.
31 Aralık 1999'a kadar bu kurumlarca bağlanan aylıklar
gösterge ve katsayı sistemine göre hesaplanıp bağlanmaktay-
dı.
TC Emekli Sandığı aylıklan ise TÜFE kapsamı dışında tu-
tuldu.
TÜFE dışında kalan tek kurum TC Emekli Sandığı oldu.
Gösterge ve katsayı sistemine son veren 4447 sayılı yasanın
öngördüğü TÜFE uygulaması 1 Ocak 2003'te dördüncü yaşı-
na basacaktır. Geçen üç yıl içinde. inişli çıkışlı emekli, dul ve
yetim aylıklarına uygulanan "Bir ay öncesi aya ait olan ve ilk
adınunı, Arahk 1999'da yûzde 5.9 ik atan" TÜFE, dördüncü
yaşına, yüzde 217 artışla bash. Arahk 2002'de açıklanan yüz-
de 2.9 ile üçüncü yaşını bitirdi.
Bu üç yıllık süreçte, "Bir önceki aya göre" aylıklara yansı-
yan TÜFE'nin, aylıJk ve yıllık tutarlan:
Aylık yüzde 5.90 ile başlayan ve yüzde 2.90 ile üç yılını
dolduran TÜFE'nin kısa özeti:
Bir Önceki Aya t
Aybr
Ocak 2000
Şubat2000
Mart2000
Nisan2000
Mayıs 2000
Hazıran2000
Temmuz 2000
Ağustos 2000
Evlül 2000
Ehm20O0
Kasun2000
Arahk 2000
üt Emekli Aylıklarına l vpdanaıı
2000 Yılı ! 2001 Vılı
TUFE
%5.9O
°/(4.90
%3.70
%2.90
%2.30
%2.20
%0.70
%2.20
%2.20
%3.10
%3.10
%3.70
Birikmiş
%5.90
•411.09
%15.20
TUFE Birikmi;
%2.50
O
,o2.50
%2.50 %5.06
•'cl.80
%18.54 %6.10
%21.27 "!-ol0.30
%23.93 %5 10
%24.80 %3.10
%27.55 %2.40
%30.35 %2.90
%34.39 %5.90
%38.56 »-46.10
%43. 69 »44.20
%6.95
%13.48
%25 17
»-İ31.55
"435.63
%38.88
%42.91
"451.34
"460.57
•46132
TÜFE
2002 Vılı
TUFE
O
'o3.20
%5.30
%1.80
M.20
•42.10
°-b0.60
"40.60
%1.40
%2.20
%3. 50
%3.30
•42.90
Birikmi;
%3.20
°-i>8.67
"-İ10.63
M1.95
"-İ14.30
% 14.99
M5.68
M7.30
M9.88
%24.08
%28.17
%31.89
3 YıDık TUFE Artışı
Yıllar
2000
2001
2002
Yılhk
TÜFE
%43.69
Toplam
Birikmiş
%43.69
%67.32 < %140.42
%31.89 %217.08
Yt0bmfmOm Kltmp Armağan Edin
Çag Pa/ırlani A Ş Türkocjğı Cad. No.39/41
Caçıal.g'.,-Ktöobul rel: (21?) 514 01 96
Istiklal C^el. Zrt nbak ook. 4/1 (Fransız Konsol
Taksim-lstanbul Tel: (212) 252 38 81/82
TUNCELİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİNDEN
Esas No 2002 353
Davacı Hıdır Tükle vekıli Av. Hasan Özcan tarafından davalı Kazım
Arslan ve müştereklen aieyhıne mahkememızde açılmış bulunan geçıt
hakkımn tanınması davasmın vapılan açık yargılaması sırasında, bütün
araraalara rağmen adresi tespit edilmeyen davahlar Hûsniye. Selvi \e Ha-
san Salan'a duruşma gün ile saatini ilanen tebliğine karar venlmış olup,
duruşma günü olan 20.01.2003 günü saat 9 OO'da tebligat yenne kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğine, ilanın yayımlandığı tarihten ıtibaren bu dava
ile ilgili ibraz etmek ıstediğinız belgelerı duruşma gününe kadar gönder-
menız veya duruşmava getırmeniz gerektiği, duruşmaya gelmedığiniz ve-
ya bir vekıl tarafından temsıl edılmediğıniz takdırde yargılamaya yoklu-
ğunuzda devam edıleceğı ve karar verileceğı hususu tebligat yenne kaım
olmak üzere ilanen teblığ olunur 26.11.2002 Basın 81577
Fındık
Tartışmanın fındık
kabuğunu doldurmayacak
kadar küçük gösterilmesine
bakmayın siz. Türkiye
Tanmcılar Vakfı Başkanı
Abdullah Aysu da olup
biteni değerlendirmiş, fındık
torbasının ağzını açıp
gördüklerini özetlemiş bize:
"Seçim öncesinde
FlSKOBİRÜK'e 50 bin ton
fındık alabilecek bir kaynak
bulundu, aktanldı.
FİSKOBİRLİK de fındık
fıyatnı 1 milyon 615 bin lira
olarak açıkladı.
Gecikmeli açıklanan bu
fiyatlar belli olduğunda
çiftçilerin çoğu zaten
ürününü 1 milyon-1 milyon
100 bin lira karşılığı elden
çıkarmışlardı. Fındığın iki
elin parmaklannı
geçmeyecek sayıdaki
stokçu tüccarlann
depolannda yerini
almasından sonra AKP
iktidan, fındığın kilosunu 2
milyon liraya çıkarmaya
hazırlanıyor.
Üretici ve ihracatçı şokta,
stokçular ise bayram
yapıyor."
Fındık kadar bir önerimiz
olsun: A-K-P lideri Recep
Tayyip Erdoğan'ın dış
politikadan ekonomiye
değin birçok alanda mahir
danışmanı, Türkiye'deki
fındık sektörünün bir
numarası Cüneyd Zapsu
bu konuda da engin
deneyimini konuşturmalı,
yoksa işler sarpa saracak.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicaka turk.net
(TllUd n Iftl I>*M
4».——, __—. __^
r
t
11
y
li
HARBİ SEMİHPOROY semihporoy@yahoo.com
KEDİ LEVO APTÜÜKA aptulika@studyoimge.com.
BAUA CkiOe.UM,Bİ kAHVE FALAN İ
Gİ.İ.İ- ....MAAA'Z.
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 23 Arahk
KIBRISTA BANYO KATLİAMIf
1$a'TE BueÜN,(Ş£C£) KI8HlS'Tn,RUUlAfi BİR TûflK ANNE VS
ÜÇ ÇOCUBUNU ÖLDÜRDÜf 196OTA KueULAM tOB&C DeVLETİ,
RUM VE 7VRK İKİ TOPLUMDAH OLUÇUYOePÜ. AAJCAti, KISA
SÜee SOHKA, G(/M TARAfMfN AMAYASAYI UrSULAAMKTAH
KAÇlNMALARI V£ TZ/etSLEg/ SİUD/RMeYÇ,GİDERSK YOK
YE KALKIÇAAALA&YLA, DUfiUM B>K İÇ SAVAÇA ÜÖUÜÇTİİ.
£OKA TEOHİÇ ÖRGÜTVNÜN ÖNCÜLÜ6ÜHO£ YO
\ ÇIKAM ÜUMLAR, AHAUtL AYINlN İK/hlCİ
yA&SMjpA şf'poen AvzrtKDt. TÜUC ACAYI-
NIN OOKTOHU OlAK BİN&Afl AIİHAT İLHAN'lN
GÖKEVLİ auUMCHlĞU G£C£, EVİME YAPHAtJ
gıK BASKtUM, İANYOYA SAtUAHAN £fl V£
ÜÇ. KÛÇUK ÇDCU6U, OTOMATİC SİLAHtARlA
KATL£DİLDİ!
KONYA 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Dosya No: 2002/425
Davacı Muammet Yarmah vekili Av. Cafer Canbaz tarafından davalı Sefer Görmüş aleyhine mahkememize açılan itirazın iptali da-
vası nedeniyle davalının Necip Fazıl Mah. Fatih Sok. Hınar Sitesi AJ3 Konya adresine davetiye çıkanlnnş, tebliğ edilemeden iade ediliş
olup yaptınlan tahkikatta da davalının adresinın tespit edilemediği. bu nedenle ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla,
Aşağıda ısım ve tebligat yapılamayan adresi yazılı davalı Sefer Görmüş'ün duruşma günü olan 25.2.2003 günü saat 9.00'da mahke-
memizde haar bulunması veya kendini bir vekılle temsil ettirmesı, duruşmaya gelmediği veya kendisini bir vekille temsil ettirmediği
takdırde tahkikat \e yargılamarun yokluğunda de^m edileceği ve hüküm verileceği HUMK'nin 213 ve 377. maddelen gereğınce ihta-
ren ve ilanen tebliğ olunur.
Davalı: Sefer Görmüş, Necip Fazıl Mahallesi, Fatih Sokak. Pınar Sitesi A/3 Konya
Basın: 82680
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Kopenhag'daDemokratjk
Şiddet KriteıHerK!)
Kopenhag zirvesinin kapanış günü. Gül'ün ba-
sın toplantısından çıkıyoruz. Başbakan kalabalık
bir gazeteci çemberi arasında önden yürüyor.
Çemberin içine girip Gül'den demeç almak isti-
yorum. Işgüzar bir güvenlik görevlisi önümü ke-
siyor. Görevlinin tam önümü kestiği yerde Yakış
var. Tam bir kanş ötemde...
Yakış'la arama giren Danimarkalı korumaya
"Başbakan'a soru sormak istiyorum" diyorum.
Babalanarak "Hayır" diyor. Ve sert bir şekilde
beni itmeye, iteklemeye başlıyor.
Ne varsa kadınlarda...
Yakış'tan "yardım" istiyorum: "Sizbirşey söy-
lemeyecek misiniz?" diyorum.
Dışişleri Bakanı ile göz göze geliyoruz. Ama o
da ne? Duvara bakar gibi bakıyor yüzüme. Yani
hani hiç beklemediğiniz tatsız bir olay yaşarken
aklınızdanjethızıylageçer: "Doğoı değilbu. Ola-
maz. Ben gerçekten şimdi bu yaşadığımı yaşı-
yormuyum" gibisinden...
Yaşar Yakış beni tanımıyor. Tanıyor da tanımı-
yordahadogrusu. Hiçoralı değil. "Soruyofc'"de-
yip sırtını dönüyor. Bundan cesaret alan koruma,
ceketimin yakasına yapıştığı gibi beni savurma-
ya başlıyor. Ve bayağı tartaklıyor. Hâlâ Bakan'dan
"tık" yok. Güvenlik güçlerince itilip kakılan gaze-
teci manzaralanna ziyadesiyle alışık olduğu için
belki... Arkasına dönüp de: "Durun. Ne yaptyor-
sunuz" demiyor.
Ama biz Gazi mahallesinde değil, Türkiye'ye de-
mokrasi dersi veren AB'nin kalbi Kopenhag'da;
"demokratik hak ve özgühükler ülkesi" Dani-
marka'dayız. Bunu düşününce büsbütün kan
beynime sıçnyor.
Ben o hırsla cebelleşirken "Hürriyet"Xen Ferai
Tınç ve Nur Batur araya giriyor. Haber peşinde
koşan iki kadın gazeteci... Onlar hasbelkader be-
nim yaramadığım gazeteci çemberinin içinde kal-
mış. Saldırıya hiçbir biçimde hedef değiller yani.
Ama Yakış ve etrafındaki Dışişleri mensuplarının
yapmadığını yapıyor ve "Ne oluyoruz? Neresi
burası? Kopenhag kriterieh nerde kaldı" diye ko-
ro halinde yaygarayı basıyorlar. (Ne varsa kadın-
larda var. Derya Tuna'nın vurulma sahnesini ha-
tırlayın. Tuna'yı da kadınlar korumuş.. erkekler
anında toz olmuştu!)
Kopenhag kriterleri mi? O Ne?
llginç olan bir nokta da şu: Danimarkalı yetki-
liler kendi polislerine Kopenhag kriterleri diye bir
şeyden hiç söz etmemiş bana kalırsa. Gül'e ve-
rilen Danimarkalı koruma bu deyimi hayatında ilk
kez bizden duyuyor gibi. Yüzündeki ifade en azın-
dan böyle. Ne olduğunu, neden bahsedildiğini pek
anlamıyor ama 'iki kadının' kaldırdığı isyan bay-
rağı karşısında üstüme varmaktan vazgeçip, "ya-
kamdan düşüyor".
Ferai ve Nur'asonsuzteşekkürler... Yalnızmes-
lektaş dayanışması adına değil; bu acayip duyar-
sızlık, vurdumduymazlık ve genişlik karşısında
tepkisiz kalmadıkları ve Yakış başta olmak üze-
re, orada bulunan herkes gibi "başlannı öte ya-
na çevirmedikleri için"...
Bunlar tabii Kopenhag değil "uygahık kriterle-
ri". "Uygariık kriterieri" denen şey haksızlığa ma-
ruz kalan bir meslektaşınıza, mahalle arkadaşı-
nıza, komşunuz ya da erkekseniz -icabında ha-
yatınızda ilk kez gördüğünüz- bir kadına "başını-
zı öte yana çevinvediğiniz" yerde başlıyor. "In-
sanlık kriterieri" de diyebilirsiniz buna...
Bu yazıyı yazmamın nedeni bu. Kopenhag'da
yaşadığım deneyim, zaman zaman her gazete-
cinin uğrayabileceği bir "yol kazasından" ibaret
değil benim için. Kafam yanlmadı sonuçta. Hap-
se de düşmedim. önemli bulduğum, önemsedi-
ğim; "Kopenhag kriterieriyle" asla öğretileme-
yecek, öğrenilemeyecek başka bir şey gerçekte.
Hani o "hamur ya da kumaş" dedikleri şey var
ya...O.
Insanlann "hamuru" ya da "kumaşı" işte böy-
le en beklenmedik yerler ve anlarda kendini gös-
teriyor. Not etmeden geçemedim.
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8
1/Kabuğu so-
yulmuş değ-
nek, sopa. 2/
Dâhi... Hisse
senedi, tahvil
gibi değerli
kâğıtlann alı-
nıp satıldığı 6
yer. 3/ Kasta- 7
monu'nunPı- g
narbaşı ilçe-
sindeki ünlü '
kanyon... Yiğit, kah-
raman. 4/ Bir orga-
nımız... Yansıma,
yankı. ^îzmir'in Ke-
malpaşailçesinines- .
ki adı... Bir renk...
Kuzu sesi. 6/Irmak-
lan geçmek içinkul-
lanılan sal... Namaz
çağnsı. 7/ABD'nin
Georgia eyaletinin
başkenti. 8/însan ya da hayvan derisi üzerindeki
ince kıl... Ham keten rengi. 9/ Atlas Okyanu-
su'nda, Portekiz'e aittakımada... Yoketme, tûket-
me.
YUKAMDAN AŞAĞIYA:
1/Büyük sopa... Soyundan gelinen kimse. 2/Bo-
yu yüz metreyi aşabilen bir ağaç. 3/ Romatizma
ağnsı... Çok ince metal ya da sentetik yaprak. 4/
Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Uzaklık işare-
ti. 5/Kastamonu'nun bir ilçesi... Bir soru sözü. 6/
Japon lirik dramı... Açı ölçmeye ya da çizmeye
yarayan araç. 7/ 1944'te Bandırma yakınlannda
batanTürkyolcugemisi... Dilbilgisindeki sözcük
türlerinden biri. 8/ Doğranmış ekmeği yağ ile sı-
cak su ya da et suyuyla sahanda pişirerek yapılan
bir çeşit yemek... Öğütülmüş tahıl. 9/Pelinle ko-
kulandınlmış sert bir içki.