Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17ARALIK2002SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
"yola devam" diye yorumluyor.
'Sıranın 28 Şubat'a kadar Kıbns sonınunu çöz-
meye geldiğini" söylüyor.
'Türkiye'nin biraydırdünyanın gündemine otur-
duğunu" söyleyerek övünürken; dış basında ya-
zılanlan, iç basında örneğin Nikjün Cerrahoğ-
lu'nun dün Cumhuriyet'te yayımlanan Kopenhag
kulisindekı saptamaları yansıtan yazısındakı ger-
çekleri bılmezlikten geliyor. Umursamaz görünü-
yor.
RTE'nin politika felsefesi; "ben yaptım, oldu!"
Olup bitenlerle ilgili eleştirılerse bir kulağından gi-
rip ötekinden çıkıyor.
Milli iradenin uzantısı siyasal iradeyı temsil edi-
yor ya, ötesı hazrete vız geliyor.
Cerrahoğlu'nun Kopenhag'dan yansıttığı kimi
gerçekleri RTE ile Başbakanı Gül; AB çevrelerin-
deki "son on gün ipin ucunu kaçırdıklanm" irdele-
yen söylemlere, hiç kuşku yok, omuz silkip geçi-
yor olmalılar. Ama Batı basını, Nilgün'ü doğrulu-
yor.
Yorum ve haberlerde, "gerçek dışı tehditler"\e
biryere vanlamadığı vurgulanıyor. Orneğin Belçi-
ka'dan Le Soir, Türkiye'nin, sert tepkiler göstere-
ceğini öne sürmesine karşın istediğini alamayan
"birşark ülkesi olarak kaldığını" yazjyor.
Berliner Morgenpost'taki demecinde Lüksem-
burg Başbakanı Jean-Ctaude Junker, "Türki-
ye'nin bizimle pazariığı dayanılmazdı. Bu da Tür-
kiye'nin 'üyelik olgunluğuna erişmediğini' göster-
mektedir" diyor.
• • •
RTE'ye göre artık "sıçrama dönemine" giriyor
Türkiye. Tabii ilk sıçrama Kıbrıs!
Üyelik müzakerelerine 2004'te "geciktirmeden"
başlanacağının sonuç belgesine yazılmasına kar-
şılık, -Başbakanlık yalanladı, ne ki doğruluğu ka-
bul edilebilir olasılıkla- Kıbrıs sorununu Annan
planı doğrultusunda çözme vaadini içeren "bir
sıçrama"'.
Yabancı kaynaklar; "Zirvede Türkiye'ye bağla-
yıcı tarih verilmediğinden, ancakAB'nin Kıbns ko-
nusunda bağlayıcı söz aldığından" dem vuruyor.
RTE'nin "Şimdi önümüzde Kıbns var" cümlesi-
nin ardından, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın "28
Şubat'a kadar uzlaşma olabileceğini" söylemesi;
AKP iktidannın "verdim gitti damgasını yemeden,
ama Kıbns'ı bütün olarak Rumlara teslim etmenin
ahfesinde" olduğu izlenimini veriyor.
Bakan Yakış; sorunun (örneğin yönetim aleyhin-
de mitinglerin başlamasından önce AB'nin 700
bin Euro yolladığı ticaret odası ve benzeri) "Kıbrıs
sivil toplum örgütleri ve Kıbns halkıyla çözümlene-
ceğini" söylerken KKTC'nin meşru yöneticilerine
değinmemesi dikkat çekiyor.
Bu veriler; yakın günlerde "Kıbns'taki katı tutum
sahiplehnin" çözümü engellediğinden söz eden
RTE'nin kafasında Cumhurbaşkanı Denktaş'ı,
KKTC hükümetini ve Ulusal Meclis'ini dışlayarak
Kıbrıs görüşmelerini ağırlıklı olarak doğrudan Tür-
kiye'den yürütme ve yönetmeyi arzuladığı gibi teh-
likeli bir eğilimin filizlendiği izlenimini veriyor.
Kopenhag'da üyelik kararı aldıktan sonra Kıb-
rıs Rum Yönetimi, Türkiye'nin ve KKTC'nin çözüm
çabalarını beklemeye gerek görmüyor.
Çünkü Rumlar, "vermeye" değil, "daha çokal-
maya" hazırlanıyor.
Kıbnslı Türklere AB pasaportu vermeye, am-
bargoyu (süt ve sütlü mamullerden) kaldırarak "ha-
fîfletmeye" hazırlanıyor. Ulusal onur, ulusal haklar,
bağımsızlık, özgüriük yerine AB pasaportuna ba-
yılanlar için bulunmaz bir fırsat!
AKP, dışişleri, ver-kurtul amacını Annan planı ile
örten "malum yazahar"; biroldubitti ile Kıbns'ı sa-
tış listesine alan bir çözüm uğraşısındalar. Muha-
lefetimiz de zaten yumuşak yumuşak!
Türk kesimini toprağıyla, insanıyla, egemenliğiy-
le Rum yönetimine olası tesliminden sonra... Bü-
tün iş:
RTE'nin "Elhamdüliliah başardık" demesine ka-
lıyor.
*AB, Bush'a tokat attf
• WASHINGTON (AA) - Amerikan USA
Today gazetesi, "AB'nin Türkiye'ye
müzakerelere başlama tarihi vermemesinin
sadece Türkiye'nin değil, bunun için yoğun
lobi faaliyeti gösteren ABD Başkanı George
Bush yönetiminin de yüzüne bir tokat
olduğunu" yazdı. Gazete, AB'nin Türkiye'ye
yönelik tutumunun, Washington"ın Irak
konusundaki dikkatli diplomatik hazırlıklanna
da zarar verdiğini belirtti.
Tüpkiye-Rusya çalışma grubu
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye
ile Rusya dışişleri bakanlan arasında ortak
çalışma grubunun bugün toplanacağı açıklandı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı
açıklamaya göre, Türkiye ve Rusya'nın 16
Kasım 2001 tarihinde New York'ta imzalanan
'AvTasya'da îşbirliği Eylem Planı' uyannca
oluşturulan ortak çalışma grubunun ikinci
toplantısı bugün ve yann gerçekleştirilecek.
DlSK'in şaşkınlığı
I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DÎSK
Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Başbakan
Abdullah Gül ile görüşmesine sekreterinin
tarihleri kanştırması yüzünden gidemedi. Yeni
randevu isteyen Süleyman Çelebi'den, gelecek
hafta yeniden temas kurması istendi.
Diyanerten iaiklik' krtabı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet
Işleri Başkanlığı 'Atatürk, Din ve Din Adamlan'
adında yeni bir kitap yayımladı. Ali Sankoyuncu
tarafindan kaleme alınan ve Atatürk'ün dine
bakışının anlatıldığı kıtapta, laıkliğin dinsizlik
olmadığı vurgulanıyor. Türkiye Diyanet Vakfi
tarafindan yayımlanan kitapta, gerçek dindarlığın
Atatürk ilke ve devrimlerinin özümsenmesiyle
mümkün olabileceği belirtiliyor.
TUS yerine METES 2009da
• ESKİŞEHİR (AA) - Osmangazi
Üniversitesi'nin (OGÜ) ev sahipliğinde
yapılan Tıp ve Sağlık Bilimleri Eğitim
Konseyi Toplantısı'nda, Tıpta Uzmanlık
Sınavı (TUS) yerine Merkezi Tıp Eğitimi
Sınavı'nın (METES) yapılmasına karar
verildi. Toplantı sonucunda yayunlanan
bildirgede, tıp eğitiminde kaliteyi arttırmayı ve
tıp fakülteleri arasındaki entegrasyonu
sağlamayı amaçlayan METES'in başlama
tarihinın 2009 olarak düşünüldüğü belirtildi.
Türkiye'nin gelişıııişlik ııotıı: Sıfir
• Baştarafı 1. Sayfada
gündemiyle tarihi kararlar adı-
ğı Kopenhag Doruğu için, üye
ve aday ülkelerin gelişmişlik
durumlannı masaya yatırdı.
"Makroekonomik istikrar,
ekonomik yapı, altyapı ve Av-
rupa'ya entegrasyon" ölçütle-
rine göre hazırlanan endekste. 15
üye ülkeyle 10 yeni üye ve geri-
ye kalan 3 aday ülke incelendi.
Ülkelerin 4 ölçüte göre başan
düzeyleriyle 0 ile 2.5 değerleri
arasmda yer aldığı endekste Tür-
kiye, skoru " 0 " olan tek ülke ol-
du. AB'nin kişibaşınagelirde 35
bin dolarla ilk sırada yer alan ül-
kesi Lüksemburg, AB endeksin-
de ilk sırada yer aldı. Endekste,
2.5 skorunun üzerine çıkabilen
tek ülke olan Lüksemburg'u, Is-
veç, Hollanda, Danimarka, Fin-
landiya, Belçika izledi.
Endekste 7. olan Ispanya ise
AB üyelik sürecinin nasıl başa-
nya çevrilebildiğinin göstergesi
oldu. Tanmsal ekonomi karak-
terine sahipken uzun müzakere-
ler sonucunda 1986 yılında
AB'ye üye olan tspanya, birli-
ğin birçok geleneksel zengin ül-
kesini de geride bıraktı.
AB gelişmişlik endeksinde ts-
panya'yı Irlanda, Ingiltere ve yi-
ne birliğin kişi başına 25 bin do-
lar gelirle en zengin ülkelerin-
den Avusturya izledi.
Endekste en büyük sürprizi ise
yeni aday ülkelerden Slovenya
gerçekleştirdi. 1997 yılında
AB 'ye aday olan eski Doğu Blo-
ku ülkelerinden Slovenya, Al-
manya ve Fransa'yı da geride bı-
rakarak 11. sırada yer aldı. Slo-
venya' yı, Almanya ve Fran-
sa'dan sonra Portekiz ve Italya
izledi. AB'nin Kopenhag Doru-
ğu'nda üyeliklerini onayladığı
Çek Cumhuriyeti ve Macaristan
da bu ülkelerin ardından endeks-
te yer bularak, AB içinde yeni
Kadın siyasetçiyesaldın* -» *
r
yünde, belediye meclisi üyesi
bir kadını sokaklarda çınlçıplak sürüldeyen 4 Idşinin tutuklandığı bildirildi. Pencap eya-
leti yerel hükümetini sözcüsü, yaptığı açıklamada, 9 gün önce "siyasi" nedenle çıktığı be-
lirrilen bir çatışmada, kadının rakip aşiret üyeleri tarafindan dövüldükten sonra soyu-
larak sokaklarda çınlçıplak sürüklendiğini açıkladı. Sözcü, aşiret üyelerinden 4 kişinin
tutuklandığını belirtti. Pakistan'da bu yıl içinde 450'den fazla kadının "namus cinaye-
ti"ne kurban gittiği, bir o kadarının da tecavüze uğradığı açıklanmıştı. (AA)
üyeler ile 15 'ler arasmda açığın
kapanmakta olduğunun göster-
gesi oldular. Birliğin genişleme
öncesindeki 15 üye ülkesi ara-
smda en geride kalan ülke olan
Yunanistan, 18. sırada kendisine
yer bulabildi. Yunanistan'ı sıra-
sıyla aday ülkeler Estonya, Po-
lonya, Malta, Güney Kıbns, Slo-
vakya, Letonya ve Litvanya izle-
di. AB'nin şu anda müzakere yü-
rüttüğü ve 2007 yıhndan itibaren
üyeliğe almaya hazırlandığı iki
ülke Romanya ve Bulgaristan da
endekste sırayla 26. ve 27. oldu-
lar. Türkiye ise " 0 " skoruyla en-
dekste son sırada yer aldı.
'EN ERKEN 2005'
Schröder
2004'ü
yalanladı
BERLİN (AA) - Almanya
Başbakanı Gerhard Schröder,
Türkiye ile üyelik görüşmeleri-
ne başlanmasına 2004 yılı so-
nunda karar verilmesi durumun-
da, müzakerelere başlanmasınm
en erken 6 ay alacağmı, bunun
da müzakerelere en erken 2005
yılı ortalannda başlanması an-
lamına geldiğini söyledi.
Schröder, dün başkent Ber-
lin'de, Sosyal Demokrat Par-
ti'nin (SPD) başkanlık divanı
toplantısından sonra yaptığı
açıklamada, bu tarihin Almanya
ve Fransa'nın ortak girişimi ile
daha önce belirlenen zanıana
denk geldiğine işaret etti. Schrö-
der, Türkiye ile üyelik müzake-
relerine başlanmasıyla ilgili ge-
lecekte de zorlu görüşmelerin
olacağmı söyledi.
Kopenhag'dan sonra düş ve gerçek
OKTAY EKİNCİ
Kopenhag Doruğu'ndaki 12
Aralık 2002 sonuçlannın Türld-
ye açısından özeti. ertesi gün
Cumhuriyet'in manşeti oldu:
"Yine düş kınklığı..."
Günlerdir herkes, bu duruma
neden düşüldüğünü değerlendir-
mekle meşgul... AB üyeliğine ha-
zırlığımızın, aslında "Avrupah
olmanın" gereklerini yerine ge-
tirerek değil, gerçekten sadece
"düş kurarak" sürdürülmesinin
"doğal sonucunu" yaşadığımı-
zı ise yine Cumhuriyet'in manşe-
tindeki gıbi açıkça dile getiren
hâlâ pek yok...
Bütün suç AB de ml?
Hemen herkes AB'ye ateş püs-
kürürken, böylesi bir sonucun
önemli oranda "bizimkilerden"
de kaynaklandığını söylemekten
neden hâlâ ısrarla çekiniliyor?..
Türkiye'nin siyasi ve ekono-
mik açıdan bağımsız ve özgür bir
ülke olması; toplumsal yaşam ile
kültür ve uygarlık coğrafyasın-
daki "tarihsel misyonu" açısın-
dan da "Avrupa'yla buluşma-
sı" karan, 80 yıl önceden "Cum-
huriyet devTİminin" temel ilke-
si değil miydi?.. Üstelik bu dev-
rimi "Avrupah empenaüstleri
ülkeden kovarak" yaptık... On-
lara, "bağımsızhğı" ve "yurtse-
verliği" de Kurtuluş Savaşımız-
la biz ögrettık... Ne var ki,
1950'lerden sonraki "karşı dev-
rim" sürecinde bu ilkelerin yeri-
ne, siyaset ve ekonomide "AB-
D'nin stratejik müttefikliği'"
yeğlenip. kültür ve uygarlık bin-
kimlerimız de "arabeske ve i-
mar rantı yıkımlarına" kurban
edilince, şimdi AB karşısında ne
yapacağını şaşıran bir siyasi ço-
ğunlukla bocalayıp duruyoruz...
Buna bir de "medeniyetleri bu-
luşturahm" söyleminde bile yıl-
lardır akıllanna o binlerce yıllık
ve Avrupa kültürlerinin bile kö-
kenlerini içeren "Anadolu uy-
garlıklanmız" yerine, hep o yi-
ne ABD destekli Arap şeriatçılı-
ğinın "türbanlı tslam görüntü-
lerinT' getirenleri ekleyin...
Başka sonucu beklemek
Hatta, şimdi AB'ye de işte bu
gericiliği "Türkiye'nin medeni-
yet Idmliği" (!) olarak gösterilen
Kopenhag'daki "siyasi temsilci-
lerimiz" olduklannı gördüğü-
müzde. daha dün Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'nde bile
aynı türbanı "özgürlüklere ay-
kırı dini sembol" sayarak red-
deden AB'den başka bir sonucu
beklemenin de çok gerçekçi ola-
mayacağı ortada değil mi?..
Bu süreçte laik olan olmayan
herkes, AB'de bir "Müslüman
ülke" olarak yer almamızdan söz
ediyor... Oysa, böylesi bir "siya-
sal" tanımın da anayasamızda as-
la yer almadığı bir yana, asıl ulu-
sal kımliğimizin, Ankara'daki
Atatürk'ten miras müzemizde
de sergilenen; "Anadolu mede-
niyetlerini sahiplenen bir cum-
huriyet" olduğunu şimdi çok da-
ha yüksek sesle söylemek gereki-
yor... Siyasilerin de bundan böy-
le AB için yurtdışına çıkmadan
önce, aynı müzeyi gezip "ldm ol-
duğumuzu" bir kez daha öğren-
meleri en doğrusu... Evet... 12
Aralık 2002, AB üyelıği tarihi-
mize yine bir düş kınklığı günü
olarak geçiyor... Ancak düşler
yerine "gerçekleri" rehber al-
madığımız takdirde, AB şöyle
dursun, olan "bizim uygarlığı-
mıza" olacak... Çünkü bunlarbu
kafalarıyla "medeniyet" dedik-
çe, Cumhuriyetimizin en "mede-
ni" değerlerini yitirmemiz teh-
likesiyle baş başa kalacağız..
10 YIL HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Ermenigazeteciye
casusluk suçlaması
MOSKOVA (AA) - Erme-
ni gazeteci Murat Bocolyan,
Türkiye hesabına casusluk
yaptığı iddiasıyla 10 yıl hapıs
cezasına çarptınldı. înter-
faks'nı haberine göre Bocol-
yan'ın mahkümiyet karann-
da, "AnadoluAjansı'nın Er-
menistan muhabiri olarak
1998 yıhndan itibaren görev
yaptığı dönemde Türk gizli
senisleriyle temas kurdu-
ğu" iddiası yer aldı. Bocol-
yan'ın avukatı Ovik Arsen-
yan, mahkemenin "siyasi
emir alarak karar verdiği-
ni" bildirdi ve Bocolyan'ın
gazeteci kimliğine dikkati çe-
kerek karann "ifade özgür-
lüğünön ihlali olduğunu"
belirtti. Arsenyan, "Müvek-
kilimin tek suçu, düşman
bir ülkenin medyası için
muhabirlik yapmak" dedi.
Bocolyan'ın avr
ukatı Ar-
senyan, karar için temyize gi-
deceklerini açıkladı. Bocol-
yan, geçen ayki duraşma iş-
kence ihtimaİinden korkarak
sorgusunun ilk aşamalannda
bazı iddialan üstlenmek
zorunda kaldığını belirtmişti.
ERMENİSTAN'IN ÜYELİĞÎNE ONAY
Türkiye'den
Eurocontrol vizesi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ermenistan, Av-
rupa Sivil Havacılık Örgütü
Eurocontrol'e, Türkiye'nin
onayı ile üye oldu.
www.abhaber.com inter-
net sitesinin haberine göre,
Eurocontrol'e üye ülkelerin
sivil havacılık genel müdür-
lerinden oluşan konseyin 8
Kasım'da Brüksel'de yaptı-
ğı toplantıda, Ermenistan ve
Bosna-Hersek resmen üye
oldu. Türkiye'nin 1989'da
tam üye olduğu örgütün 31
üyesi bulunuyor.
Ankara'nın daha önce de
Kıbns Rum kesiminin üye-
liğine onay verdiği belirtil-
di. Ermenistan ve Bosna-
Hersek'in kendi parlamen-
tolannda Eurocontrol'ün al-
dığı karar onaylandıktan
sonra örgüte üyelikler res-
mileşecek. Türkiye adma Si-
vil Havacıhk Genel Müdürü
Serdar Cebeci'nin altına
imza koyduğu karar ile Eu-
rocontrol'e üye olan Erme-
nistan, örgütün vereceği tüm
havacılık hizmetlerinden
yararlanacak.
Nemalarda ödeme çelişkisi
• Baştarafı 1. Sayfada
"Nemalara ilişkin olarak
Anayasa Mahkemesi'nin de
aldığı bir karar bulunuyor. Bi-
riken miktann, en kısa za-
manda ödenmesi gerekiyor.
Zorunlu tasarruf fonunda bi-
riken paranın dörtte birini
oluşturan 3 katrihon liranın
şubat ve mart aylannda öden-
mesi gerekiyor. Bu parayla pi-
yasalar canlanarak, harekete
de geçecektir."
Ancak Sanayi Bakanı Coş-
kun'un açıklamalan, Hazine
yetkilileri tarafindan doğrulan-
madı. Coşkun'un açıkladığı
plandan kendilerinin haberdar
olmadığıru belirten yetkililer,
"Bizim şu ana kadar bu yön-
de alınmış bir karanmız yok.
Bu yönde bir çalışmamız da
yok" görüşünü dile getirdi.
Zorunlu Tasarruf Fonu'nda
biriken 12 katrilyon liraya yalon
paramn tasfiye edilmesi için,
Hazine Müsteşarlığı' nda bir ça-
lışma yürütüldüğü biliniyor.
Bu çerçevede geri ödemelere
2003 yılında başlaması öngörü-
lürken, ödemeler sırasında ka-
mu finansman dengelerinin bo-
zuhnamasma da özen gösterili-
yor. Hükümetin hazırladığı acil
eylem plamnda da, 6 aylık sü-
reçte fonun tasfiye edihnesi ve
kamu finansman dengeleri gö-
zetilerek, ödemelerin belli bir
plan dahilinde yapılması öngö-
rülüyor. Devlet Bakanı Ali Ba-
bacan'ın da "Bizim bu komıy-
la ilgili kesinleşmiş bir karan-
mız yok. Çalışmalar sürüyor "
dediği öğrenildi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
rıyor ama, burada yaklaşık 5 bin silahlı PKK var-
lığı da bir gerçek.
Irak'a büyük bir operasyon gerçekleştirildiğinde,
buna Türkiye de gerek lojistik destekle gerekse ku-
zeyden girerek katıldığında buradaki PKK varlığına
karşı nasıl bir tutum izleyecek? Türkiye ile ABD ara-
smda aylardır sürmekte olan Irak pazariıklannın bir
boyutu da bu.
İlk gündeme gelen ve halen tartışılmakta olan öne-
rişu:
Bu kişilerin çoöu, en azından uzun zamandır te-
röre bulaşmıyor. Örgütün en üst kadrosu hariç, ge-
nel bir af çıkanlabilir!
Ankara bunun artılannı eksilerini, sonuçlannı tar-
tışıyor.
Gelişmelerden doğal olarak PKK yönetimi de ha-
berdar. Onlar da kendi içlerinde "en kötü olasılıklar-
dan bin" olarak şunu gündemlerine alıyor:
Buradan Iran-lrak sınırındaki Kandil Dağı etekle-
rine taşınınz. Iran üzerinden sorunlanmızı çözeriz.
Kandil Dağı, yer yer bin kişiyı saklayacak mağa-
ralara sahip.
Karşılıklı değerlendirmeler sürerken ABD 36. pa-
ralelin kuzeyine, operasyon altyapısı için çalışmalar
yapmak üzere yaklaşık 400 kişilik bir özel kuvvet
gönderdi. İçinde CIA elemanlannın da olduğu ekip
gruplar halınde çalışıyor. Türkiye'nin istemi şu oldu:
Her ekipte 5 Türk güvenlik elemanı da bulunsun!
ABD buna önce karşı çıktı, sonra 3'te anlaşıldı. Ça-
lışmalar bu zeminde sürerken geçen günlerde An-
kara'ya bir haber ulaştı:
Amerikalı görevliler, Türklerden habersiz PKK yö-
neticileriyle görüştü!
Görüşmenin içeriği halen değerlendirilıyor.
ABD'nin sabırsızlığı
PKK ile ilgili verılecek karar üç bakımdan önemli
olacak:
1- K. Irak'ın geleceği.
2- Türkiye'nin terörle mücadele stratejisi.
3- Türkiye-ABD ilişkilerinin oturacağı yeni zemin.
Buradan Irak gelişmelerinin güncel boyutuna ge-
çersek... ABD'nin Türkiye'den istemleri artık kesin-
leşti:
- Akdenız ve Karadeniz limanlanyla, bölgedeki ha-
va trafiği olanaklannı bildirimsiz kullanıma aç. Bura-
ları gerekirse birlikte iyileştiririz.
- Amerikan ve Ingiliz askerlerinin Türkiye üzerin-
den Irak'a girmesine izin ver.
- Sen de belli bir sayıda fiili olarak katıl.
Bu istemlerin karşıhğında da şunlan öneriyon
- Çok fazla para veremem. Birkaç milyan geçmez
ama, ekonomik işbirliğini güçlendiririz.
- K. Irak'ın kontrolünde senin de rolün olur.
- Kerkük petrollerinden pay alırsın.
Bu istemlenn geçen aylarda Ecevit hükümetine de
iletildiği biliniyor. Dün Ecevit'e sorduk:
- Sizin döneminizde basına geniş bilgi sızmadı. Is-
temler iletildiğinde sizin değeriendirmeniz ne oldu?
Ecevit, "Benzamanayaydım. Durumayeniden ba-
kalım, gelişmeleh izleyelim gibi sözlehe oyaladım"
dedi.
Şimdi AKP hükümetinin ABD'nin istemlerine kar-
şı takınacağı tavır bekleniyor. Gelen haberler, AB-
D'nin sabırsızlandığı ve yılbaşına kadar istemlerinin
ne ölçüde kabul gördüğüne ilişkin yanıt beklediği yö-
nünde.
Bunun yanında sızan bilgiler AKP hükümetinin
ABD'ye "evef" dediği yönde. Bush'un Erdoğan'ı
kabulünde, konu bağlandı! Ancak resmi açıklama
yapılmadan bunlar kesin bilgi olarak kabul edilemez.
Kimbilir, bakarsınız Erdoğan birden çıkış yapar:
lcabında Bush'la yola çıkanz, nerde Irak orda bı-
rak. Aslında tüm Irak bize çırak..."
ankcum@ttnet.net.tr
AJL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
999
I BaştarafıArka Sayfada
sattıklan makineyi Men-
nen Usta sanayıciye 400
bin dolara veriyor. Durum
böyle olunca, Almanlar
aynı makinenin fiyatını
650 bin dolara indirmiş-
ler. Ama iş işten geçmiş.
Doğrusu bu insan potan-
siyelini, inadını bize
2005'e bir kala randevu
verenAvrupa Birliği ülke-
lerinin anlamâsı oldukça
zor. Onlar da icatlann,
buluşlann birbiri ardına
yapıldığı zamanlardan
bugüne geldiler ama şim-
di Avrupa' nın nütusu çok
yaşlı ve artık bu inatla
toprağa tutunma, ekmeği-
ni taştan çıkarma onlar
için önemli değil. Çünkü
oralarda her şey hazır, her
şey kolay. Insanı ileriye
götüren rekabet ne yazık
ki, Avrupa'yı çoktan terk
etti. Özellıkle Kuzey ül-
kelerini.
Örneğin yeni duydu-
ğum bir bilgi var. Doğru-
su duyunca hem gıpta et-
tim hem üzüldüm. Dani-
marka'nın en önemli so-
runu şuymuş: Ülkede yaş-
lı nüfus öylesine artmış
ki, acilen yaşlılar için
merkezler açmak ve yaş-
lılık hastalıklan konusun-
da uzmanlaşmış hastane-
lerkurmak gerekiyormuş.
Öte yandan Danimarka
özellikle gençler arasmda
intihar oranı en yüksek ül-
keymiş, gençler için de
acilen danışma ve tedavi
merkezleri açmak gereki-
yormuş. Öte yandan tra-
fik kazalan çok artmış,
bunun için de acilen hal-
kı eğiten merkezler aç-
mak gerekiyormuş. Ve ki-
şi başına yıllık milli geli-
ri 30 bin dolar olan Dani-
marka şimdi hangi sorunu
öne alacağını tartışıyor.
Yani yaşlı Avrupa'da so-
runlar başka, bizdeki so-
runlar başka.
Oysa capcanlı enerjiy-
le, kendine özgü kültürel
davTanışlanyla, geçmiş-
ten getirdiğı olağanüstü
kültür mirasıyla Türkiye,
Avrupa Bırliği'ne bam-
başka renkler ve kokular
getirebilir. Bunun örneğı
de var. 3 milyon Türk Al-
manya'da pek çok şeyi de-
ğiştirdi. En azından Al-
manlar mercimegi tanıdı-
lar ve mangal vazgeçeme-
dikleri arasma girdi. Evet
bir de göbek dansı ve dö-
ner var. Döner sosisi sol-
lamış durumda, Alman
kadınlannm en yeni me-
rakı da göbek dansı. Ama
gördüm, pek başanlı ola-
mıyorlar, tıpkı Türklerin
disiplin konusunda başa-
nlı olamamalan gibi. Bu
genetik bir sorun, Türkler
yumurta kapıya gelince
hareket ederler ve Alman-
lar asla göbek dansı yapa-
mazlar.
Antepli Mennen Us-
ta'dan başlayıp nerelere
geldik. 2005 o kadar uzak
değil, göz açıp kapayın-
caya kadar geçer. Baka-
lım o zamana kadar Türk
genetik kodlannda ne de-
ğişmeler olacak? Hiç bel-
li olmaz, bize AIDS'm vız
gelmesi gibi genetik kod-
lar da vız gelebilir ve 80
kişiyle Avrupa Birliği'ni
pavyon kapatır gıbi kapa-
tınz. Hiç belli olmaz.
seyreyleisil ' yahoo.com