22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17ARALIK2002SALI 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada "yola devam" diye yorumluyor. 'Sıranın 28 Şubat'a kadar Kıbns sonınunu çöz- meye geldiğini" söylüyor. 'Türkiye'nin biraydırdünyanın gündemine otur- duğunu" söyleyerek övünürken; dış basında ya- zılanlan, iç basında örneğin Nikjün Cerrahoğ- lu'nun dün Cumhuriyet'te yayımlanan Kopenhag kulisindekı saptamaları yansıtan yazısındakı ger- çekleri bılmezlikten geliyor. Umursamaz görünü- yor. RTE'nin politika felsefesi; "ben yaptım, oldu!" Olup bitenlerle ilgili eleştirılerse bir kulağından gi- rip ötekinden çıkıyor. Milli iradenin uzantısı siyasal iradeyı temsil edi- yor ya, ötesı hazrete vız geliyor. Cerrahoğlu'nun Kopenhag'dan yansıttığı kimi gerçekleri RTE ile Başbakanı Gül; AB çevrelerin- deki "son on gün ipin ucunu kaçırdıklanm" irdele- yen söylemlere, hiç kuşku yok, omuz silkip geçi- yor olmalılar. Ama Batı basını, Nilgün'ü doğrulu- yor. Yorum ve haberlerde, "gerçek dışı tehditler"\e biryere vanlamadığı vurgulanıyor. Orneğin Belçi- ka'dan Le Soir, Türkiye'nin, sert tepkiler göstere- ceğini öne sürmesine karşın istediğini alamayan "birşark ülkesi olarak kaldığını" yazjyor. Berliner Morgenpost'taki demecinde Lüksem- burg Başbakanı Jean-Ctaude Junker, "Türki- ye'nin bizimle pazariığı dayanılmazdı. Bu da Tür- kiye'nin 'üyelik olgunluğuna erişmediğini' göster- mektedir" diyor. • • • RTE'ye göre artık "sıçrama dönemine" giriyor Türkiye. Tabii ilk sıçrama Kıbrıs! Üyelik müzakerelerine 2004'te "geciktirmeden" başlanacağının sonuç belgesine yazılmasına kar- şılık, -Başbakanlık yalanladı, ne ki doğruluğu ka- bul edilebilir olasılıkla- Kıbrıs sorununu Annan planı doğrultusunda çözme vaadini içeren "bir sıçrama"'. Yabancı kaynaklar; "Zirvede Türkiye'ye bağla- yıcı tarih verilmediğinden, ancakAB'nin Kıbns ko- nusunda bağlayıcı söz aldığından" dem vuruyor. RTE'nin "Şimdi önümüzde Kıbns var" cümlesi- nin ardından, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın "28 Şubat'a kadar uzlaşma olabileceğini" söylemesi; AKP iktidannın "verdim gitti damgasını yemeden, ama Kıbns'ı bütün olarak Rumlara teslim etmenin ahfesinde" olduğu izlenimini veriyor. Bakan Yakış; sorunun (örneğin yönetim aleyhin- de mitinglerin başlamasından önce AB'nin 700 bin Euro yolladığı ticaret odası ve benzeri) "Kıbrıs sivil toplum örgütleri ve Kıbns halkıyla çözümlene- ceğini" söylerken KKTC'nin meşru yöneticilerine değinmemesi dikkat çekiyor. Bu veriler; yakın günlerde "Kıbns'taki katı tutum sahiplehnin" çözümü engellediğinden söz eden RTE'nin kafasında Cumhurbaşkanı Denktaş'ı, KKTC hükümetini ve Ulusal Meclis'ini dışlayarak Kıbrıs görüşmelerini ağırlıklı olarak doğrudan Tür- kiye'den yürütme ve yönetmeyi arzuladığı gibi teh- likeli bir eğilimin filizlendiği izlenimini veriyor. Kopenhag'da üyelik kararı aldıktan sonra Kıb- rıs Rum Yönetimi, Türkiye'nin ve KKTC'nin çözüm çabalarını beklemeye gerek görmüyor. Çünkü Rumlar, "vermeye" değil, "daha çokal- maya" hazırlanıyor. Kıbnslı Türklere AB pasaportu vermeye, am- bargoyu (süt ve sütlü mamullerden) kaldırarak "ha- fîfletmeye" hazırlanıyor. Ulusal onur, ulusal haklar, bağımsızlık, özgüriük yerine AB pasaportuna ba- yılanlar için bulunmaz bir fırsat! AKP, dışişleri, ver-kurtul amacını Annan planı ile örten "malum yazahar"; biroldubitti ile Kıbns'ı sa- tış listesine alan bir çözüm uğraşısındalar. Muha- lefetimiz de zaten yumuşak yumuşak! Türk kesimini toprağıyla, insanıyla, egemenliğiy- le Rum yönetimine olası tesliminden sonra... Bü- tün iş: RTE'nin "Elhamdüliliah başardık" demesine ka- lıyor. *AB, Bush'a tokat attf • WASHINGTON (AA) - Amerikan USA Today gazetesi, "AB'nin Türkiye'ye müzakerelere başlama tarihi vermemesinin sadece Türkiye'nin değil, bunun için yoğun lobi faaliyeti gösteren ABD Başkanı George Bush yönetiminin de yüzüne bir tokat olduğunu" yazdı. Gazete, AB'nin Türkiye'ye yönelik tutumunun, Washington"ın Irak konusundaki dikkatli diplomatik hazırlıklanna da zarar verdiğini belirtti. Tüpkiye-Rusya çalışma grubu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile Rusya dışişleri bakanlan arasında ortak çalışma grubunun bugün toplanacağı açıklandı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye ve Rusya'nın 16 Kasım 2001 tarihinde New York'ta imzalanan 'AvTasya'da îşbirliği Eylem Planı' uyannca oluşturulan ortak çalışma grubunun ikinci toplantısı bugün ve yann gerçekleştirilecek. DlSK'in şaşkınlığı I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DÎSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Başbakan Abdullah Gül ile görüşmesine sekreterinin tarihleri kanştırması yüzünden gidemedi. Yeni randevu isteyen Süleyman Çelebi'den, gelecek hafta yeniden temas kurması istendi. Diyanerten iaiklik' krtabı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet Işleri Başkanlığı 'Atatürk, Din ve Din Adamlan' adında yeni bir kitap yayımladı. Ali Sankoyuncu tarafindan kaleme alınan ve Atatürk'ün dine bakışının anlatıldığı kıtapta, laıkliğin dinsizlik olmadığı vurgulanıyor. Türkiye Diyanet Vakfi tarafindan yayımlanan kitapta, gerçek dindarlığın Atatürk ilke ve devrimlerinin özümsenmesiyle mümkün olabileceği belirtiliyor. TUS yerine METES 2009da • ESKİŞEHİR (AA) - Osmangazi Üniversitesi'nin (OGÜ) ev sahipliğinde yapılan Tıp ve Sağlık Bilimleri Eğitim Konseyi Toplantısı'nda, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) yerine Merkezi Tıp Eğitimi Sınavı'nın (METES) yapılmasına karar verildi. Toplantı sonucunda yayunlanan bildirgede, tıp eğitiminde kaliteyi arttırmayı ve tıp fakülteleri arasındaki entegrasyonu sağlamayı amaçlayan METES'in başlama tarihinın 2009 olarak düşünüldüğü belirtildi. Türkiye'nin gelişıııişlik ııotıı: Sıfir • Baştarafı 1. Sayfada gündemiyle tarihi kararlar adı- ğı Kopenhag Doruğu için, üye ve aday ülkelerin gelişmişlik durumlannı masaya yatırdı. "Makroekonomik istikrar, ekonomik yapı, altyapı ve Av- rupa'ya entegrasyon" ölçütle- rine göre hazırlanan endekste. 15 üye ülkeyle 10 yeni üye ve geri- ye kalan 3 aday ülke incelendi. Ülkelerin 4 ölçüte göre başan düzeyleriyle 0 ile 2.5 değerleri arasmda yer aldığı endekste Tür- kiye, skoru " 0 " olan tek ülke ol- du. AB'nin kişibaşınagelirde 35 bin dolarla ilk sırada yer alan ül- kesi Lüksemburg, AB endeksin- de ilk sırada yer aldı. Endekste, 2.5 skorunun üzerine çıkabilen tek ülke olan Lüksemburg'u, Is- veç, Hollanda, Danimarka, Fin- landiya, Belçika izledi. Endekste 7. olan Ispanya ise AB üyelik sürecinin nasıl başa- nya çevrilebildiğinin göstergesi oldu. Tanmsal ekonomi karak- terine sahipken uzun müzakere- ler sonucunda 1986 yılında AB'ye üye olan tspanya, birli- ğin birçok geleneksel zengin ül- kesini de geride bıraktı. AB gelişmişlik endeksinde ts- panya'yı Irlanda, Ingiltere ve yi- ne birliğin kişi başına 25 bin do- lar gelirle en zengin ülkelerin- den Avusturya izledi. Endekste en büyük sürprizi ise yeni aday ülkelerden Slovenya gerçekleştirdi. 1997 yılında AB 'ye aday olan eski Doğu Blo- ku ülkelerinden Slovenya, Al- manya ve Fransa'yı da geride bı- rakarak 11. sırada yer aldı. Slo- venya' yı, Almanya ve Fran- sa'dan sonra Portekiz ve Italya izledi. AB'nin Kopenhag Doru- ğu'nda üyeliklerini onayladığı Çek Cumhuriyeti ve Macaristan da bu ülkelerin ardından endeks- te yer bularak, AB içinde yeni Kadın siyasetçiyesaldın* -» * r yünde, belediye meclisi üyesi bir kadını sokaklarda çınlçıplak sürüldeyen 4 Idşinin tutuklandığı bildirildi. Pencap eya- leti yerel hükümetini sözcüsü, yaptığı açıklamada, 9 gün önce "siyasi" nedenle çıktığı be- lirrilen bir çatışmada, kadının rakip aşiret üyeleri tarafindan dövüldükten sonra soyu- larak sokaklarda çınlçıplak sürüklendiğini açıkladı. Sözcü, aşiret üyelerinden 4 kişinin tutuklandığını belirtti. Pakistan'da bu yıl içinde 450'den fazla kadının "namus cinaye- ti"ne kurban gittiği, bir o kadarının da tecavüze uğradığı açıklanmıştı. (AA) üyeler ile 15 'ler arasmda açığın kapanmakta olduğunun göster- gesi oldular. Birliğin genişleme öncesindeki 15 üye ülkesi ara- smda en geride kalan ülke olan Yunanistan, 18. sırada kendisine yer bulabildi. Yunanistan'ı sıra- sıyla aday ülkeler Estonya, Po- lonya, Malta, Güney Kıbns, Slo- vakya, Letonya ve Litvanya izle- di. AB'nin şu anda müzakere yü- rüttüğü ve 2007 yıhndan itibaren üyeliğe almaya hazırlandığı iki ülke Romanya ve Bulgaristan da endekste sırayla 26. ve 27. oldu- lar. Türkiye ise " 0 " skoruyla en- dekste son sırada yer aldı. 'EN ERKEN 2005' Schröder 2004'ü yalanladı BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Türkiye ile üyelik görüşmeleri- ne başlanmasına 2004 yılı so- nunda karar verilmesi durumun- da, müzakerelere başlanmasınm en erken 6 ay alacağmı, bunun da müzakerelere en erken 2005 yılı ortalannda başlanması an- lamına geldiğini söyledi. Schröder, dün başkent Ber- lin'de, Sosyal Demokrat Par- ti'nin (SPD) başkanlık divanı toplantısından sonra yaptığı açıklamada, bu tarihin Almanya ve Fransa'nın ortak girişimi ile daha önce belirlenen zanıana denk geldiğine işaret etti. Schrö- der, Türkiye ile üyelik müzake- relerine başlanmasıyla ilgili ge- lecekte de zorlu görüşmelerin olacağmı söyledi. Kopenhag'dan sonra düş ve gerçek OKTAY EKİNCİ Kopenhag Doruğu'ndaki 12 Aralık 2002 sonuçlannın Türld- ye açısından özeti. ertesi gün Cumhuriyet'in manşeti oldu: "Yine düş kınklığı..." Günlerdir herkes, bu duruma neden düşüldüğünü değerlendir- mekle meşgul... AB üyeliğine ha- zırlığımızın, aslında "Avrupah olmanın" gereklerini yerine ge- tirerek değil, gerçekten sadece "düş kurarak" sürdürülmesinin "doğal sonucunu" yaşadığımı- zı ise yine Cumhuriyet'in manşe- tindeki gıbi açıkça dile getiren hâlâ pek yok... Bütün suç AB de ml? Hemen herkes AB'ye ateş püs- kürürken, böylesi bir sonucun önemli oranda "bizimkilerden" de kaynaklandığını söylemekten neden hâlâ ısrarla çekiniliyor?.. Türkiye'nin siyasi ve ekono- mik açıdan bağımsız ve özgür bir ülke olması; toplumsal yaşam ile kültür ve uygarlık coğrafyasın- daki "tarihsel misyonu" açısın- dan da "Avrupa'yla buluşma- sı" karan, 80 yıl önceden "Cum- huriyet devTİminin" temel ilke- si değil miydi?.. Üstelik bu dev- rimi "Avrupah empenaüstleri ülkeden kovarak" yaptık... On- lara, "bağımsızhğı" ve "yurtse- verliği" de Kurtuluş Savaşımız- la biz ögrettık... Ne var ki, 1950'lerden sonraki "karşı dev- rim" sürecinde bu ilkelerin yeri- ne, siyaset ve ekonomide "AB- D'nin stratejik müttefikliği'" yeğlenip. kültür ve uygarlık bin- kimlerimız de "arabeske ve i- mar rantı yıkımlarına" kurban edilince, şimdi AB karşısında ne yapacağını şaşıran bir siyasi ço- ğunlukla bocalayıp duruyoruz... Buna bir de "medeniyetleri bu- luşturahm" söyleminde bile yıl- lardır akıllanna o binlerce yıllık ve Avrupa kültürlerinin bile kö- kenlerini içeren "Anadolu uy- garlıklanmız" yerine, hep o yi- ne ABD destekli Arap şeriatçılı- ğinın "türbanlı tslam görüntü- lerinT' getirenleri ekleyin... Başka sonucu beklemek Hatta, şimdi AB'ye de işte bu gericiliği "Türkiye'nin medeni- yet Idmliği" (!) olarak gösterilen Kopenhag'daki "siyasi temsilci- lerimiz" olduklannı gördüğü- müzde. daha dün Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde bile aynı türbanı "özgürlüklere ay- kırı dini sembol" sayarak red- deden AB'den başka bir sonucu beklemenin de çok gerçekçi ola- mayacağı ortada değil mi?.. Bu süreçte laik olan olmayan herkes, AB'de bir "Müslüman ülke" olarak yer almamızdan söz ediyor... Oysa, böylesi bir "siya- sal" tanımın da anayasamızda as- la yer almadığı bir yana, asıl ulu- sal kımliğimizin, Ankara'daki Atatürk'ten miras müzemizde de sergilenen; "Anadolu mede- niyetlerini sahiplenen bir cum- huriyet" olduğunu şimdi çok da- ha yüksek sesle söylemek gereki- yor... Siyasilerin de bundan böy- le AB için yurtdışına çıkmadan önce, aynı müzeyi gezip "ldm ol- duğumuzu" bir kez daha öğren- meleri en doğrusu... Evet... 12 Aralık 2002, AB üyelıği tarihi- mize yine bir düş kınklığı günü olarak geçiyor... Ancak düşler yerine "gerçekleri" rehber al- madığımız takdirde, AB şöyle dursun, olan "bizim uygarlığı- mıza" olacak... Çünkü bunlarbu kafalarıyla "medeniyet" dedik- çe, Cumhuriyetimizin en "mede- ni" değerlerini yitirmemiz teh- likesiyle baş başa kalacağız.. 10 YIL HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI Ermenigazeteciye casusluk suçlaması MOSKOVA (AA) - Erme- ni gazeteci Murat Bocolyan, Türkiye hesabına casusluk yaptığı iddiasıyla 10 yıl hapıs cezasına çarptınldı. înter- faks'nı haberine göre Bocol- yan'ın mahkümiyet karann- da, "AnadoluAjansı'nın Er- menistan muhabiri olarak 1998 yıhndan itibaren görev yaptığı dönemde Türk gizli senisleriyle temas kurdu- ğu" iddiası yer aldı. Bocol- yan'ın avukatı Ovik Arsen- yan, mahkemenin "siyasi emir alarak karar verdiği- ni" bildirdi ve Bocolyan'ın gazeteci kimliğine dikkati çe- kerek karann "ifade özgür- lüğünön ihlali olduğunu" belirtti. Arsenyan, "Müvek- kilimin tek suçu, düşman bir ülkenin medyası için muhabirlik yapmak" dedi. Bocolyan'ın avr ukatı Ar- senyan, karar için temyize gi- deceklerini açıkladı. Bocol- yan, geçen ayki duraşma iş- kence ihtimaİinden korkarak sorgusunun ilk aşamalannda bazı iddialan üstlenmek zorunda kaldığını belirtmişti. ERMENİSTAN'IN ÜYELİĞÎNE ONAY Türkiye'den Eurocontrol vizesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ermenistan, Av- rupa Sivil Havacılık Örgütü Eurocontrol'e, Türkiye'nin onayı ile üye oldu. www.abhaber.com inter- net sitesinin haberine göre, Eurocontrol'e üye ülkelerin sivil havacılık genel müdür- lerinden oluşan konseyin 8 Kasım'da Brüksel'de yaptı- ğı toplantıda, Ermenistan ve Bosna-Hersek resmen üye oldu. Türkiye'nin 1989'da tam üye olduğu örgütün 31 üyesi bulunuyor. Ankara'nın daha önce de Kıbns Rum kesiminin üye- liğine onay verdiği belirtil- di. Ermenistan ve Bosna- Hersek'in kendi parlamen- tolannda Eurocontrol'ün al- dığı karar onaylandıktan sonra örgüte üyelikler res- mileşecek. Türkiye adma Si- vil Havacıhk Genel Müdürü Serdar Cebeci'nin altına imza koyduğu karar ile Eu- rocontrol'e üye olan Erme- nistan, örgütün vereceği tüm havacılık hizmetlerinden yararlanacak. Nemalarda ödeme çelişkisi • Baştarafı 1. Sayfada "Nemalara ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi'nin de aldığı bir karar bulunuyor. Bi- riken miktann, en kısa za- manda ödenmesi gerekiyor. Zorunlu tasarruf fonunda bi- riken paranın dörtte birini oluşturan 3 katrihon liranın şubat ve mart aylannda öden- mesi gerekiyor. Bu parayla pi- yasalar canlanarak, harekete de geçecektir." Ancak Sanayi Bakanı Coş- kun'un açıklamalan, Hazine yetkilileri tarafindan doğrulan- madı. Coşkun'un açıkladığı plandan kendilerinin haberdar olmadığıru belirten yetkililer, "Bizim şu ana kadar bu yön- de alınmış bir karanmız yok. Bu yönde bir çalışmamız da yok" görüşünü dile getirdi. Zorunlu Tasarruf Fonu'nda biriken 12 katrilyon liraya yalon paramn tasfiye edilmesi için, Hazine Müsteşarlığı' nda bir ça- lışma yürütüldüğü biliniyor. Bu çerçevede geri ödemelere 2003 yılında başlaması öngörü- lürken, ödemeler sırasında ka- mu finansman dengelerinin bo- zuhnamasma da özen gösterili- yor. Hükümetin hazırladığı acil eylem plamnda da, 6 aylık sü- reçte fonun tasfiye edihnesi ve kamu finansman dengeleri gö- zetilerek, ödemelerin belli bir plan dahilinde yapılması öngö- rülüyor. Devlet Bakanı Ali Ba- bacan'ın da "Bizim bu komıy- la ilgili kesinleşmiş bir karan- mız yok. Çalışmalar sürüyor " dediği öğrenildi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada rıyor ama, burada yaklaşık 5 bin silahlı PKK var- lığı da bir gerçek. Irak'a büyük bir operasyon gerçekleştirildiğinde, buna Türkiye de gerek lojistik destekle gerekse ku- zeyden girerek katıldığında buradaki PKK varlığına karşı nasıl bir tutum izleyecek? Türkiye ile ABD ara- smda aylardır sürmekte olan Irak pazariıklannın bir boyutu da bu. İlk gündeme gelen ve halen tartışılmakta olan öne- rişu: Bu kişilerin çoöu, en azından uzun zamandır te- röre bulaşmıyor. Örgütün en üst kadrosu hariç, ge- nel bir af çıkanlabilir! Ankara bunun artılannı eksilerini, sonuçlannı tar- tışıyor. Gelişmelerden doğal olarak PKK yönetimi de ha- berdar. Onlar da kendi içlerinde "en kötü olasılıklar- dan bin" olarak şunu gündemlerine alıyor: Buradan Iran-lrak sınırındaki Kandil Dağı etekle- rine taşınınz. Iran üzerinden sorunlanmızı çözeriz. Kandil Dağı, yer yer bin kişiyı saklayacak mağa- ralara sahip. Karşılıklı değerlendirmeler sürerken ABD 36. pa- ralelin kuzeyine, operasyon altyapısı için çalışmalar yapmak üzere yaklaşık 400 kişilik bir özel kuvvet gönderdi. İçinde CIA elemanlannın da olduğu ekip gruplar halınde çalışıyor. Türkiye'nin istemi şu oldu: Her ekipte 5 Türk güvenlik elemanı da bulunsun! ABD buna önce karşı çıktı, sonra 3'te anlaşıldı. Ça- lışmalar bu zeminde sürerken geçen günlerde An- kara'ya bir haber ulaştı: Amerikalı görevliler, Türklerden habersiz PKK yö- neticileriyle görüştü! Görüşmenin içeriği halen değerlendirilıyor. ABD'nin sabırsızlığı PKK ile ilgili verılecek karar üç bakımdan önemli olacak: 1- K. Irak'ın geleceği. 2- Türkiye'nin terörle mücadele stratejisi. 3- Türkiye-ABD ilişkilerinin oturacağı yeni zemin. Buradan Irak gelişmelerinin güncel boyutuna ge- çersek... ABD'nin Türkiye'den istemleri artık kesin- leşti: - Akdenız ve Karadeniz limanlanyla, bölgedeki ha- va trafiği olanaklannı bildirimsiz kullanıma aç. Bura- ları gerekirse birlikte iyileştiririz. - Amerikan ve Ingiliz askerlerinin Türkiye üzerin- den Irak'a girmesine izin ver. - Sen de belli bir sayıda fiili olarak katıl. Bu istemlerin karşıhğında da şunlan öneriyon - Çok fazla para veremem. Birkaç milyan geçmez ama, ekonomik işbirliğini güçlendiririz. - K. Irak'ın kontrolünde senin de rolün olur. - Kerkük petrollerinden pay alırsın. Bu istemlenn geçen aylarda Ecevit hükümetine de iletildiği biliniyor. Dün Ecevit'e sorduk: - Sizin döneminizde basına geniş bilgi sızmadı. Is- temler iletildiğinde sizin değeriendirmeniz ne oldu? Ecevit, "Benzamanayaydım. Durumayeniden ba- kalım, gelişmeleh izleyelim gibi sözlehe oyaladım" dedi. Şimdi AKP hükümetinin ABD'nin istemlerine kar- şı takınacağı tavır bekleniyor. Gelen haberler, AB- D'nin sabırsızlandığı ve yılbaşına kadar istemlerinin ne ölçüde kabul gördüğüne ilişkin yanıt beklediği yö- nünde. Bunun yanında sızan bilgiler AKP hükümetinin ABD'ye "evef" dediği yönde. Bush'un Erdoğan'ı kabulünde, konu bağlandı! Ancak resmi açıklama yapılmadan bunlar kesin bilgi olarak kabul edilemez. Kimbilir, bakarsınız Erdoğan birden çıkış yapar: lcabında Bush'la yola çıkanz, nerde Irak orda bı- rak. Aslında tüm Irak bize çırak..." ankcum@ttnet.net.tr AJL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK 999 I BaştarafıArka Sayfada sattıklan makineyi Men- nen Usta sanayıciye 400 bin dolara veriyor. Durum böyle olunca, Almanlar aynı makinenin fiyatını 650 bin dolara indirmiş- ler. Ama iş işten geçmiş. Doğrusu bu insan potan- siyelini, inadını bize 2005'e bir kala randevu verenAvrupa Birliği ülke- lerinin anlamâsı oldukça zor. Onlar da icatlann, buluşlann birbiri ardına yapıldığı zamanlardan bugüne geldiler ama şim- di Avrupa' nın nütusu çok yaşlı ve artık bu inatla toprağa tutunma, ekmeği- ni taştan çıkarma onlar için önemli değil. Çünkü oralarda her şey hazır, her şey kolay. Insanı ileriye götüren rekabet ne yazık ki, Avrupa'yı çoktan terk etti. Özellıkle Kuzey ül- kelerini. Örneğin yeni duydu- ğum bir bilgi var. Doğru- su duyunca hem gıpta et- tim hem üzüldüm. Dani- marka'nın en önemli so- runu şuymuş: Ülkede yaş- lı nüfus öylesine artmış ki, acilen yaşlılar için merkezler açmak ve yaş- lılık hastalıklan konusun- da uzmanlaşmış hastane- lerkurmak gerekiyormuş. Öte yandan Danimarka özellikle gençler arasmda intihar oranı en yüksek ül- keymiş, gençler için de acilen danışma ve tedavi merkezleri açmak gereki- yormuş. Öte yandan tra- fik kazalan çok artmış, bunun için de acilen hal- kı eğiten merkezler aç- mak gerekiyormuş. Ve ki- şi başına yıllık milli geli- ri 30 bin dolar olan Dani- marka şimdi hangi sorunu öne alacağını tartışıyor. Yani yaşlı Avrupa'da so- runlar başka, bizdeki so- runlar başka. Oysa capcanlı enerjiy- le, kendine özgü kültürel davTanışlanyla, geçmiş- ten getirdiğı olağanüstü kültür mirasıyla Türkiye, Avrupa Bırliği'ne bam- başka renkler ve kokular getirebilir. Bunun örneğı de var. 3 milyon Türk Al- manya'da pek çok şeyi de- ğiştirdi. En azından Al- manlar mercimegi tanıdı- lar ve mangal vazgeçeme- dikleri arasma girdi. Evet bir de göbek dansı ve dö- ner var. Döner sosisi sol- lamış durumda, Alman kadınlannm en yeni me- rakı da göbek dansı. Ama gördüm, pek başanlı ola- mıyorlar, tıpkı Türklerin disiplin konusunda başa- nlı olamamalan gibi. Bu genetik bir sorun, Türkler yumurta kapıya gelince hareket ederler ve Alman- lar asla göbek dansı yapa- mazlar. Antepli Mennen Us- ta'dan başlayıp nerelere geldik. 2005 o kadar uzak değil, göz açıp kapayın- caya kadar geçer. Baka- lım o zamana kadar Türk genetik kodlannda ne de- ğişmeler olacak? Hiç bel- li olmaz, bize AIDS'm vız gelmesi gibi genetik kod- lar da vız gelebilir ve 80 kişiyle Avrupa Birliği'ni pavyon kapatır gıbi kapa- tınz. Hiç belli olmaz. seyreyleisil ' yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle