19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2002 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI Ekonomi öne çıkıyor Türkiye iç gündemine dönüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kopenhag zirvesinden sonra Türkiye "iç" gündemine dönüyor. Hükümetin öncelikli konulan arasında bu hafta işçi emeklileri ile memurlara zam, geçici bütçe, mali milat, IMF ile pazarlıklar öne çıkacak. Siirt seçimlerinin yenilenmesi sürecinde, Tayyip Erdoğan'ın aday olabilmesi ve seçilmesi durumunda yeni hükümet kunılması da gündeme gelecek. Önümüzdeki sürecin en önemli iç gündem maddeleri ana başhldanyla şöyle: Erdoğan ve Sllrt: sürtte yenilenecek seçimler siyasal gündemin başına yerleşiyor. TBMM AKP lideri Tayyip Erdoğan'a adaylık yolunu açacak anayasa değişikliğini kabul ederken, gözler Çankaya'ya çevrildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in paketi onaylaması durumunda, Erdoğan'a adaylık yolu açüacak. Erdoğan'ın aday olması ve seçilmesi durumunda, 59. hükümetin kunılması gündeme gelecek. Uyum paketlerl: Turban tartışmalannuı odağında yer alan uyum paketi, Milli Eğitim Komisyonu'nda bekliyor. Alt komisyonun çalışmalannı tamarnlamasının ardından öğrenci affinın kapsamının genişletilmesine yönelik gelişmeler bekleniyor. IMF İle görüşmeler: Ekonomi yönetiminin IMF ile sürdürdüğü 4. gözden geçirme çalışmalarının bu hafta içinde hız kazanması bekleniyor. 1.6 milyar dolarlık IMF kaynağının serbest bırakılması için tamamlanması gereken 4. gözden geçirmede 4 önkoşul eksik bulunuyor. Buna göre; hükümetin ocak ayına dek TEKEL'in özelleştirme stratejisini belirlemesi, icra iflas yasa taslağı ve vergi reform paketini hazırlaması ve atıl istihdamda IMF'nin istediği rakamlara ulaşması gerekiyor. CeÇİCİ bütçe: Geçici bütçe, IMF'nin 4. gözden geçirme çalışmalan sırasında şekillenecek. 35.4 katrilyon lira olması tasarlanan geçici bütçeye son şeklinin verilebilmesi için memur maaşlanna yapılacak zammın belirlenmesi gerekiyor. Bakanlar Kurulu'nun memurlara 2003 yılında yapılacak zam oranlannı netleştirmesinden sonra geçici bütçe çalışmalan da tamamlanmış olacak.. İ$çl emeklilerlne zam: Hükümetin seçim öncesinde çıkardığı kararname doğrultusunda işçi emeklilerine arahk ayı sonunda yapıhnası gereken zam oranının da bu hafta içerisinde netleşmesi bekleniyor. Kaynak bulunamaması durumunda zammın bir başka bahara kalabileceğine dikkat çekiliyor. Mall mllat: Hükümetin kayıt dışı ekonomiyi harekete geçirici uyanlanna karşuı kaldmnayı öngördüğü mali milada ilişkin yasa tasansı bu hafta Meclis gündemine geliyor. IMF ile hükümet arasındaki püruzlü konulardan birini oluşturan mali milat yasa tasansı, özerk kurullann gelirlerinin bütçeye aktanlmasını da öngörüyor. Vergl afft: Hükümetin "vergi banşı" projesi bu ay içerisinde yaşama geçirilecek. Maliye Bakanlığı'nda çalışmalan sürdürülen yasa taslağuıa göre, vergi borcu bulunanlann birikmiş faiz ve gecikme zamlannın yüzde 60-80" i affedilecek. İhale YasaSI: ÜıaleYasasrna ilişkin belirsizliğin de bu hafta içinde giderilmesi bekleniyor. Hükümet mevzuatın hazır olmadığı gerekçesiyle yürürlük tarihini bir yıl ertelemeyi düşünüyor. Yasa ile kamudaki ihaleler herkese açılırken davetiye usulü ihale sistemi de kaldüılıyor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, yasanın ertelenmesi yönünde kesin bir iradenin oluşmadığuıı, konuyu bu haftakı bakanlar Kurulu'nda değerlendirceklerini söyledi. Lojman ve araçlar: Lojmanlardan sonra makam aracı kullanım alanını da daraltmak isteyen hükümet, eski Bakan ve bürokratlara tahsis edilen araçlan ahnaya hazırlanıyor. Başbakanlık bu çerçevede Taşıt Yönetmeliği'ni değiştirmek için hazırlıklara başladı. Yasalarda, örgütlenme özgürlüğünü engelleyen birçok hüküm bulunduğuna işaret edildi Basında sendikaAB kriteriANKARA (AA) - Avrupa Birli- ği'nin Kopenhag Zirvesi'nde, Tür- kiye'nin "gerekli kriterleri" yeri- ne getirmesi halinde Arahk 2004'te tam üyelik müzakerelerine başlan- masuıın değerlendirileceği karan alınırken Türk medyası hakkındaki raporlarda, tam üyelik için aranan kriterler arasında çalışanlann sen- dikal haklan da gündeme getirildi. Avrupa Birliği tarafindan yayım- lanan Türkiye hakkındaki son tler- leme Raporu'nda, "Örgütlü bir basın sendikasımn yokluğu, bası- nın bağımsızlığını zayıflatmakta- dır" ifadesine yer verildi. Uluslararası Gazetecüer Federas- yonu (FIJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) tarafindan Türk medyasına ilişkin olarak hazırlanan raporda ise "işyerlerinde- ki haklar ve özgürlükle- rin, demokrasinin köşeta- şını oluşturduğu" belirti- lerek "Medya sahipleri, Türkiye'de demokrasi is- tediklerini (özellikle AB'ye giriş olasılığından dolayı) iddia etmekle bir- likte; kendi ticari çıkarla- nyla çeliştiği zaman bu hevesleri süratle yok ol- maktadır" denildi. Merkezi Brüksel'de bulu- nan FIJ ve EFJ'nin oluştur- duğu bir heyetin, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) organizasyonuyla Türkiye'de gerçekleştirdiği incelemelerin ar- dından hazırlanan, "Türkiye'nin Gazetecilik ve tnsan Haklan Mü- cadelesi: Sendikal Haklar ve Ba- sın Özgürlüğünün Gündeme Alınması" başlıklı rapor yayımlan- dı. Türkiye'nin basın ve ifade özgür- lüğü ile temel hak ve özgürlüklerin kullanımındaki eksikliklerinin yanı sıra medya çalışanlannın sendikal haklardan yoksunluğuna da dikkat çekilen raporda, emeğe ve bireysel haklara saygının güç bela var oldu- ğu bir toplumda, yasalarla tarunmış birkaç temel insan hakkının uygula- mada herhangi bir anlamının olma- dığı kaydedildi. Raporda, "demok- ratik bir toplumun ihtiyaçlannı karşılayabilmek için hâlâ uzun bir yol bulunduğu" bildirildi. Raporun, "Basın Özgürlüğü ve Mesleki Haklar" başlıklı bölü- münde, Türk yasa ve yönetmelikle- rinde ıfade, dın, dil ve örgütlenme özgürlüğünü engelleyen 300'den fazla hüküm bulunduğuna işaret edildi. Basın özgürlüğü üzerindeki diğer bir kısrtlamanın medyadaki te- kelleşmeden kaynaklandığına işaret edilen raporda, "medyanın kendi kendine sansür uyguladığı" belir- tildi. Raporda,u Yasal kısıtlamalar kadar, bazı medya yöneticileri de medya sahipleri lehine haberlerin veriliş biçimini süzgeçten geçir- mekte, şirketin ticari çıkarlanyla çelişebilen herhangi bir haberin yazüışında gazetecileri güçsüzleş- KESK'in düzenlediği sempozyum sona erdi Toplumsalmhalefet örgüûmmdi tstanbul Haber Servisi - Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyo- nu'nun(KESK) KadırgaKültür Merke- zi'nde iki gündürdevam eden "Banş ve Demokrasi Sempozyumu" dün sona erdi. Sempozyumun son gününde Türki- ye'de banş ve demokrasi kavramlan tar- tışıldı. Türkiye tnsan Haklan Vakfi Baş- kanı Yavuz Önen, "Anayasa maddele- ri ni değiştirerek ya da değiştirir gibi görünerek demokratikleşilmez. Önce bu temel yaklaşım değişmeli. AB uyum sürecinden ayrı olarak Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Toplumsal muhaie- fetin yeniden örgütlenmesi gerekiyor" diye konuştu. tinnektedir" denildi. Raporun, "Sosyal ve Sendikal Haklar" başlıklı bölümünde ise şöyle denildi: "TGS'nin bakış açı- sına göre son dûzenlemeler, Batı Avrupa standartlannda demok- ratik bir toplumun yaratılması için yeterli değildir. Gazeteciler bakımından. sermaye yapısı ve medya sahipligindeki yoğunlaşma ile medya çalışanlannın çoğunlu- ğunun içinde bulunduğu çalışma koşulları ve iş güvencesinin eksik- liği: basın ve ifade özgürlüğü ile insan haklannın kuUanılmasının önünde önemli ölçüde engel oluş- turmaktadır." Raporun, U TGS Eylem Progra- mı" başlıklı bölümünde ise TGS ta- rafindan verilen bilgiler doğrultu- sunda, "Türkiye'de gaze- teciliğin durumunun aci- len ve her yönüyle ele alın- ması", "basın özgürlüğü için yasal korumalann ye- rine getirilmesi", "ekono- mik, sosyal ve mesleki açı- dan gazetecilerin duru- munun; medya sahipleri- nin gücü karşısında kuv- vetlendirilmesi", "gazete- cilerin, sendikal örgütlen- mede özgür olması" ve "medya çalışanlannın, yasayla korunan iş hakla- nna sahip olması" gerek- tiği ifade edildi.j TÜRKİYE YAYINCILAR BlRLtĞİ Noam Chomsky'ye banş ödülü Kültür Ser\isi - CNR Uluslararası Fuarçıhk ve Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) tarafindan düzenlenen " 1 . Istanbul Uluslararası Kitap Fuan" kapsamında ünlü düşünür Noam Chom- sky'ye "2002 Türkiye Yayın- cılar Birliği Banş Ödülü" dün törenle verildi. Chomsky, savaşın konuşulduğu bugün- lerde kendisine "banş" ödü- lü verihnesini çok anlamlı bulduğunu ifade etti. Yeşilköy'deki CNR Fuar Merkezi'ndeki törenin son- rasında ünlü dilbilimcinin konuşmacı olarak katıldığı "Banş ve Yayınlama Öz- gürlüğü' konulu bir söyleşi yapıldı. Banşa bir şans verin Scala Yayıncılık ve Sosyal Araştırmalar Vakfi' run giri- şimiyle gerçekleşen ödül tö- reninin açıhş konuşmasını ya- pan TYB yönetim kurulu üye- si Hakan Feyyat, savaş tarih- lerinin belirlendiği bu dönem- de "Banş" temalı bir fuann önemli bir mesaj içerdiğini ve John Lennon'un "Banşa bir şans verin" sözünü ken- dilerine slogan olarak benim- sediklerini belirtti. Feyyat'ın konuşmasının ardından TYB Başkanı Çetin Tüzüner, sa- vaş karşıtı düşünce ve yazıla- nyla banşın temsilcisi olan Chomsky'ye "2002 Türkiye Yazarlar Birliği Banş Ödü- lü"nü verdi. Ünlü düşünür ise aldığı bu ödülden duyduğu onuru anla- tacak sözcük bulamadığını, yaşadığımız bugünlerde bu ödülün daha özel bir anlam ta- şıdığını belirtti. ABD'li muhalif yazar Chomsky, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, ya- zar Yaşar Kemal, yazar Dr. tsmail Beşikçi ve kapatılan DEP milletvekili Leyla Za- na'nm Türkiye'de konuşma ve düşünme özgürlüğü için mücadele veren isimlerden olduğunu kaydetti. Uysal anarşist Ödül töreninin ardından düzenlenen söyleşide Ameri- kalı muhalif, "Sorun, Irak'taki savaş ve Türki- ye'nin Amerika'nın basın- cına karşı ne yapacağıdır" dedi. tran-Irak savaşı sırasın- da kitle imha silahlan yaratıl- masma izin verildiğini iddia eden Chomsky, ABD'nin uzaya silah yerleştirmek iste- diğini savundu. Chomsky, büyük imha ka- pasitesine sahip bu silahlann yok edici gücünün çok oldu- ğunun da altını çizdi. Kendi- ni "çağımızın uysal anarşis- ti" olarak tanımlayan Noam Chomsky, sözlerini düşünce özgürlüğüne ilişkin yorum- larla sürdürdü. Papa'yaAB mektubu Nevşehir'de 14 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi Aysel Samur, Papa II. Jean Paul'e mektup yazarak AB konusunda Türkiye'ye destek olmasını is- tedi. Türkiye'de Müslüman,Yahudi ve Hıristiyan toplumların bir arada ya- şadığına dikkat çeken Samur, "Güçler birleştirilerek, banş, dostluk ve sev- giye dayalı bir dünya neden yaratılmasın" diye sordu. Ürgüp ilçesindeki Me- miş Aksoy İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Aysel Samur, Papa Jean Pa- ul'e yazdığı mektubnnda, Türkiye'nin coğrafi ve stratejik bakımdan dün- yada saygın bir konumda olduğuna dikkati çekerek, AB konusunda haksız- îık yapılmaması gerektiğini belirtti. (SELAHATTÎN ŞAHÎN) BAZI TÜRK FÎRMALARIZAN ALTINDA Rusya'dan tarikatçı casus suçlaması MOSKOVA (AA) - Rusya iç istihbarat servisi FSB'nin Baş- kam Nikolay Patruşev, bu yıl içindeki karşı casusluk çahş- malarma ilişkin değerlendir- mesinde, ABD'ye ve bazı Türk kuruluşlanna yönelik suçlama- larda bulundu. Patruşev, Rus basm kuruluşlannın temsilcile- rine verdiği brifingde, "Tûrki- ye'den bir tarikatın" Rus- ya'da kurduğu iki firma ve üç vakıf aracılığıyla etkinlik gös- terdiğini, istihbarat servisleri- nin de bu kuruluşlan kullandık- larmı iddîa etti. Bu firma ve vakıflann, ya- bancı istihbaratçılann çalışma- lanna önemli katkı sağladıkla- rmı iddia eden Patruşev, şöyle devam etti: "Bu tarikat, Ku- zey Kafkasy a'daki gelişmeler bakkında bilgi topluyor, Rus gençleri arasında Pan-Tür- kizm ve Pan-tslamizm çalış- malan yapryor, Rusya'nın çe- şitli bölgelerinde yerel yöne- tim organlannda.Türkiye'yi destekleyen lobilerin kurul- ması için belirli kişiler üze- rinde çalışıyor. Bu teşkilatın temsilcilerinin, Çeçenis- tan'daki militanlan destekle- yen Türkiye'deki bazı kuru- İuşlarla yakın temas halinde olduklarına ilişkin olarak da elimizde bilgi var." Patruşev, bu örgütün Rus- ya'mn Başkırt, Dağıstan ve Ka- raçay-Çerkes cumhuriyetlerin- de faaliyette bulunan temsilci- lerinden 50'sinin çalışmalannı, 2002 ydı içinde engelledikleri- ni belirtti. Patruşev, Mosko- va'daki ABD Büyükelçili- ği'nde görevli bir diplomatm da Amerikan Merkezi Haberal- ma Örgütü (CIA) adma çalışa- rak casusluk yapmasından ötü- rü smırdışı edildiğini söyledi. TBB BAŞKANI ÖZDEMİR ÖZOK: Türkiye'nin önünde sıkmtılı bir yol var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Bir- liği Başkanı Özdemir Özok, Türkiye'nin önünde AB üyeli- ği için sıkmtılı ve çetin bir yol olduğunu söyledi. 58. hüküme- tin uzmanlardan görüş ahnadan kendi bildiği gibi anayasa deği- şiklikleri yaptığını vurgulayan Ozok, laik ve demokratik hu- kuk devletinin gerekleri konu- sunda ise hiçbir çahşmamn ya- pılmadığına dikkat çekti. Özok, "ABD'nin son zamanlarda Türkiye'ye sanki bayrağın- daki yildûdardan biriymiş gi- bi inanılmaz önerilerde bu- lunduğu nun" da altını çizdi. Türkiye Barolar Birliği'nin "4. Baro Başkanları Toplan- üsı" dün yapıldı. Avııkatlık Ya- sası ve uygulamasından kay- naklanan sorunlann değerlen- dirildiği toplantıda, Kopenhag zirvesinin sonuç bildirgesine de değinildi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, hem seçim bildirgelerinde hem de acil eylem paketinde konu- nun uzmanlanndan görüş alı- nacağı belirtilmesine karşın hü- kümetin kendi bildiği ölçüler içinde anayasa değişiklikleri yaptığını vurguladı. AB konusunda attığı çağdaş adımlar ve uyum yasalan konu- sunda 57. hükümete teşekkür borçlu olduklannı aktaran Ö- zok, Kopenhag büdirgesiyle il- gili olarak da şu değeriendir- meyi yaptı: "Türkiye'nin önünde çok sıkmtılı ve çok çetin bir yol görünüyor. Atatürk ve arka- daşlannın başlatmış olduğu, muasır medeniyet seviyesine ulaşmak,Avrupa medeniyeti- ne yûzü dönük bir ülke ya- ratmak insanlığın ortak kül- tür mirasıdır." G U N D E M MUOTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada yoksa, sonuç bildirisine eklenen yeni tümceleri uzata uzata ip yap, salıncak kur, keyfince sallan. Gelinen noktada elde bir tek şu var: Rotamız değişmeyecek! Bunun temel nedeni, Türk toplumunun nasıl ve hangi koşullarda olduğunu da pek sorgulamadan, daha iyi bir yaşam istemesi. Devlet kadrolarından beklenen, bu rotayı, gemiyi hasara uğratmadan, il- le de oraya ulaşacağız diye olmadık bataklara gir- meden sürdürülmesi. Hükümetten beklenen de "milli irade" türküsü- nün arasına, "AB böyle istiyor" nakaratı yerieştirip, sistemle oynamaya ve AKP'nin kemık tabanının is- temlerini yaşama geçirmeye kalkmaması! Bunun izlerini gördüğümüz için vurgulama gere- ği duyuyoruz... Bu hafta gözümüz, AB'den çok içeride olacak. Kopenhag Zirvesi'nin önüydü arkasıydı derken, çö- zümlenmesi gereken iç konular giderek kabarıyor. IMF heyeti Ankara'ya postu serdi, hükümette dostu kim, onlara bakıyor. Geçen hafta bürokrat- larla teknik düzeyde çalışma yaptılar. Bu hafta on- lar için 2002'nin son çalışma haftası. Hükümetin, toplumun hemen her kesimiyle olduğu gibi IMF ile de pembe günleri devam ediyor. IMF, yeni hükü- metin de kendisiyle çalışmasından memnun, hü- kümet IMF'nin olağanüstü bir dayatma içinde gö- rünmemesinden memnun. Ancak, hükümetin söz verdiği kimi konulara IMF'nin'hayır dediği biliniyor. Bunlan hafta içinde yeri geldikçe işleyeceğiz. Birinci ay Bu haftanın bir başka özelliği de hükümetin bi- rinci ayını resmen dolduruyor olması. Arkadaşlar fi- ili olarak 4 Kasım sabahı işbaşı yaptı ama. hükü- metin ilanı 18 Kasım'dı, Pembe günlerin sürmesinin bir yansıması olarak. özellikle iş âleminden hükümete şöyle bir bakış var: Ne yapıyorsa dogrudur! Bunun iki temel nedeni olduğunu düşünüyoruz: 1 - lyimser havanın sürmesiyle piyasa dengeleri- nin olumlu yönde seyretmesi. 2- Hükümete istedikleri düzenlemeleri yaptırma beklentisi. Birinci şık özellikle ekonominin dengeleri açısın- dan önemli. Ikinci şıkkı ise henüz tam olarak için- den çıkamadığımız ekonomik krizin faturasının her- kese dengelı dağıtılması açısından dikkatle izliyo- ruz. Zira bizde "fedakâriık" paylaştırılırken şöyle davranılır: "Feda"sı bir kesime "kâriık" kısmı başka kesime! Bunun göstergelerinden biri, kamu çalışanlarına maaş zammı ile KDV oranlarındaki düzenleme ola- cak. Hükümet işbaşına gelirken vatandaşı devlet- le barıştıracağını söylemiş, bunu da "vergi affına" oturtmuştu. Ekonomi bürokratları, her zamanki gibi maaş zammıyla ilgili çok seçenekli dûzenlemeler yapıp hükümete sunacaklardı ama, kabui görmedi. Hü- kümet, "Onu bize bırakın" dedi. Birinci ayın Meclis'teki görünümü ise şu oldu: Erdoğan'ın ve AKP'nin önündeki engelleri kal- dırmaya yönelik yasa ve anayasa değişiklikleri, bunların etrafına birkaç farklı madde eklenerek Meclıs'ten geçirildi. Yani hükümet ilk bir ayda kendisine çalıştı. Ikinci bir ayda da mali miladı kaldırarak, İhale Ya- sası'nın yürürlük tarihini bir yıl daha ileriye atarak, kayıt altına girmek istemeyen çevrelere ve ihale düzeninin aynen devam etmesini isteyen müteah- hitlere hızmet edeceği anlaşılıyor. Bakalım dargelirli kesimlere, çiftçiye, esnafa ne zaman sıra gelecek! Erdoğan, Istanbul'a dönüşte, Kopenhag'dan çı- kan karar için, "elhamdülillah" dedi. Elhamdülillah AB yolundayız ama, çözüm sadece AKP damgalı yasalar çıkarmak değil, ekonomiyi de AB standar- dına yaklaştırmak. [email protected] Türkiye 800 bin tonla 1. sırada Toryum zenginiyiz• Baştarafı 1. Sayfada cak. Dünyada toplam 1 milyon 71 bin ton tor- yum rezervi içinde 800 bin ton ile Türkiye bi- rinci sırada. Toryum, başka bir deyişle Türkiye'nin en az 100 yıllık enerji ih- tiyacım karşılayabile- cek, 100 bin kişilik is- tihdam potansiyeline sahip ekonomik bir zenginlik. Ancak tor- yuma dayalı bir santra- lm kuruhnasımn mali- yeti yaklaşık 100 mil- yar dolar gibi ciddi bir rakam. Türkiye Fizik Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Engin Ank, gazetemize yaptığı de- ğerlendirmede, Türki- ye'nin elindeki önemli kaynaklardan biri olan toryumu iyi değerlen- direbilmek için bir an önce bilim ve teknolo- jiye yatınm yapıhnası- nın kaçmıhnaz olduğu- nu söyledi. ABD, toryuma daya- lı enerji üretimi konu- sundaki çalışmalannı tek başına sürdürürken Avrupa, Cenevre'de 1954 yılında 12 üüce- nüı birleşerek kurduğu dünyanın en büyük hızlandıncı laboratu- vannda (CERN Labo- ratuvan-Avrupa Parça- cık Fiziği Araştırma Merkezi) araştırmalar yapıyor. Toryum re- zervlerine sahip olma- yan Yunanistan, bu 12 ülke arasında yer alır- kenTürkiye ne yazık ki bu laboratuvar çalış- malanndan yararlana- mıyor. CERN'de ön araştu"- malar tamamlanmış durumda. Avrupa' nın ilk prototip toryumlu nükleer santralı 2005 yılında gerçekleştiril- miş olacak. Türkiye'nin de katıl- dığı Avrupa Birliği 6. Cerçeve Programı çer- çevesinde toryumla il- gili çalışmalar yapıla- bilmesi amcıyla 3 yıl için 600 milyon Euro aynlmış durumda. Do- layısıyla Türkiye'nin önünde hâlâ ciddi fir- satlar bulunuyor. Ank'm değerlendir- mesine göre, toryuma dayalı enerji üretmek için Türkiye'de önce- likle bir ekıbin oluştu- rubnası gerekiyor. "Türkiye'nin yerin altındaki toryumu 2015 yılından itiba- ren kullanabilmesi için öncelikte bilim insanına yatınm ya- pılmalı" diyen Ank, 2010 yılında nükleer fizik konulannda Tür- kiye'de 1200 bilim ada- mının çalışıyor ohnası- nın şart olduğunu vur- guluyor. Ancak bugün bu alanda çalışan sayı- sı son derece smırlı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle