19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 16 ARALIK 2002 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] AÇI MUMTAZ SOYSAL Caritas Örgütler Ölü Evi, G. Merkez Düğün Evi... Örgütlerin böylesine dışlandığı, aşağılandığı, kabaca aldatıldığı başka bir dönem, CHP tarihinde yoktur. KİMSE çıkıp da "Ne güzel, iyi bir tarih alıyorduk; Denktaş/n inadıyla her şey yattı" demesin. Kıb- nsTürktarafı, rahatça dinlenen telefonların da dev- reye girdiği çetin pazarlık günü olan o 13 Aralık gü- nü, kendi halkının veTürkiye'nin çıkarlannı korumak için gereken bütiin esnekliği göstermiştir. Yine içimizden, kimse, bundan sonra btfinçsızce ve işin kötüsü, bilinçli olarak, hatta bazeti çıkar kar-, şılığı başkalanna hizmet ederek, KıtJns Türk tarafı- naçullanmasın. Bilsin ki, gerçelranlamıylaçözüm- den yana bir taraf olduysa, çjtaraf KKTC oldu. Herrî kendi halkı, hem deTürkiye-için. .•'" - , • . • Çünkü, çözümsüzlüğün netere rnsrt olmakta-o1- duğunu bilen ve yaşayan odur.Ama çjpzüm, kısa sürede ortayaçıkacak hayal kırıklîğına, y^nl sorun- lara, çatışmalara ve sonuçta büyük cartkaybına yol açmayacak bir çözüm olmalı. Rum tarafının da bel- geyi imzalamadığı şu aşamada öyle bir çözüm mümkündür. Yeter ki, bu konudaTürkiye ve Kuzey Kıbrıs halk- lan olarak zihin berraklığına ve davranış tutarlılığı- na erişilsin. Içten çöküşle bir yere vanlmaz. Zihin berraklığına erişmemiş olan Avrupa Birli- ği'dir. Sorunlu ve yetmiş milyonluk bir Müslü- man toplumu içine alıp almamakta tereddüt geçi- ren, o taraf. Kendi vatandaşlanna karşı etnik katliama giriş- miş, anayasasını yıkmış sorunlu bir Kıbns Cumhu- riyeti'ni tam üyeliği alışta hiç tereddüt etmeyen ta- raf, bütünüyle AB oldu. 13 Aralık gününde bile. Doğrudur, AB'nin Konseyi'nde karariaroybirliğiy- le alınır "Türklerin avukatı olacağız" diyen Italya, Ingiltere, Ispanya, Belçika gibi devletler, madem o kadarTürkiye yanlısıydılar, tarihin öne alınmasını is- terken "Tarihi öne almıyorsanız, biz de anlamlı gö- rüşmelerle çözüm bulunmasını kolaylaştırmak için Kıbns karannın altı ay sonraya bırakılmasını istiyo- ruz" diyememişlerdir. Çünkü, Yunanlının veto tehdidi önünde dize gel- mişlerdir ve Almanya'dan çekinmektedirler. Çün- kü, itiraf etmelidirler ki, bu oyunun Ortodoks Rum Kıbns'ı ne pahasına olursa olsun AB'ye alma ve Tür- kiye'yi oyalama amacıyla oynandığını onlar da bil- mektedirler. Geçen 28 Kasım 2002 günü, geleceğin "Avru- pa Anayasası "nı tartışmak üzere Lahey'de top- lanan resmi konferansta Hollanda Içişleri ve Denı- zaşırı Topraklarla llişkıler Bakanı Johan Remkes adına okunan açılış konuşmasına Polonyalı bir ya- zann şu sözleri de alınmıştr. "Avrupa, Atina demok- rasisinin, Roma hukukunun ve Hıristiyan Cari- tas 'ının mirasıdır bizlere; A vrupa, Asya 'dan ve A v- rupa'dan farklı olarak Rönesans'ı ve Reformas- yon'u, Aydınlanma Çağı'nı, özgürlük, eşitlik, kar- deşlik adına yapılmış bir Ihtilal'i yaşayan kıtadır." Hıristiyan ilahiyatçıları, Latincede "Karitas" diye okunan "Caritas" sözünü insanın tanrıya ve tanrı yarattığı hemcinslerine karşı beslediği doğaüstü "sevgi" için kullanırlar. Demek, Aydınlanma Çağı'nı, Reformasyon'a ben- zer bir laikliği ve Kemalist Intilali yaşadığı halde Müslüman Küçük Asya halkına karşı Hıristiyan Av- rupa'nın "Caritas"i ancak bu kadar oluyormuş. GaniAŞDC Yedi katyerin altından uğul- • tujar^elîypr Çok iaiatfietler belirdi vakit •,. tamâmdtr Alpdaırt, kara tahtayı bir yol r daha kemir ,,.-•' Çekin ki körükleriateşegir- di demir N âzınTın bu şiirde vurguladığı uğultu- lar, şımdilerde ya- ban otlannın işgali- ne uğrayan CHP top- rağının derinlüderinden geliyor; bir depremi haber verircesine... Demirle ateşin dansını körükleyen rüzgâr, kasırgaya dönüşebilir, di- rekleri devirircesine... 3 Kasım seçimleri, siyasal par- tilerin değişik açılardan analizine olanak sağlayan bir laboratuvar işlevı de gördü; CHP'deki siyasal, yönetsel ve ideolojik bazı çarpık- lıklan su yüzûne çıkardı. Bu bağ- lamda. CHP'ye hayat veren ve önemli bir dayanak noktası ve esin kay- nağı olan, Kuvayi Millıye ruhunun ideolojik temelleri zaafa uğratıl- dı, Istanbul dükahğı, burjuvazi ve haram para, CHP ahlakını ve ken- di yarattığı değerlenni kalbura çe- virdi, 5. kol görevi yapacak iç bağ- laşıklar buldu. Aday siparişi ver- di ve seçtirdi. Parti, siyaset sosyo- lojisinin kendisine ayırdığı coğraf- yayı -kolay geri dönmemek üzere- AKP'ye terk etti ve temelden çö- küntü sinyalleri vermeye başladı» Atatürk, EdebaM'nin gölgesinde kaldı.CHP seçmenleri ilk kez bu- ram buram din sömürüsü kokan nutuklar dinledi. Yine de halk, "şeriat mı cumhuriyet mi" kıska- cına ve ikilemıne zorlanarak CHP'ye yönlendirilip, Sayın Er- doğan'ın yenilgiye uğratılmasıy- la Sayın Baykal a başbakanlık yo- lunun açılacağı umutlannı boşa çıkardı, bulutlardauçan tuzukuru- lann hayal şatolannı çökertti. Seç- men, güven duyduğu ve "kendisi gjbi" olduğuna inandığını yeğle- di. Siyaset psikolojisinin doğal so- nucu olarak halk, saçlannı CHP için ağartmış eli öpülesi insanla- ra "kaşarlanmışlar, müstameller" hakaretleri yağdırana değil, "dev- letin kendisini mağdur ettiğmi" değedendirdığine yöneldi. Kemal Atatürk, valilik ve mu- tasarnflıklara gönderdiği 7 Mart 1920 tarihli genelgeyle, seçilecek milletvekillerinin düşünsel (fik- ri) kapasiteye ve düşündüğünü söyleyebilecek medeni cesarete sahip olmasını istemişri. Atatürk gibi bir dâhinin, Kurtuluş Sava- şı'nı yönetecek Meclis için bile is- temediği "itaatkârlığT, Deniz Bey 82 yıl sonra isteyebildi; par- ride "kavgayı bitirmek" görüntü- sü altında, hak ve özgürlükleri bi- tirip, partiyi demir pençesine al- mak için... Denız Bey'in sorumluluğunda yapılan her seçimde -baraj kaza- sı olmadığı takdirde- alınan oyun oransal durumu pek de önemli de- ğildir. Bardağın yansırun dolu ol- masını, tamamı doluymuşçasına ballandırabilir. Brütlerinden ann- dınrsanız ağzı iyi laf yapar, gere- kirse safrayı safır. mümini kâfır (ya da tersi) gösterebilir. Ne var ki si- yasette marifet, iyi konuşmaktan çok, güven vermektir. Deniz Bey için önemli olan, daha yaşıyorken cennetle müjdelenenler (aşere-i mübeşşere) gibi, CHP'nin, yaşa- dıklan sürece Meclis'e taşımak zorunda olduğu özel himayeli bü- yük devlet adamlanndan(!) ne ka- darmın seçilebildiği, bir fire olup olmadığıdır. Bu mebusluk yağ- malamasında CHP'nin ülküsü (idealleri) uğruna canlannı feda edenlerden hiçbirinin yakını sem- bolik anlamda bile hatırlanma- mıştır. "\apışanlareteğine,konma- h bal peteğhîe!" Bakış açısı bu olunca, parti yönetimine göre ka- sım seçimleri düğün-bayramlıktır. Öyle de takdim ediliyor. Oğluna 40 gün 40 gece davul- lu-zumah düğün yapnran ağa, zur- nacıyı huzuruna getirterek "Çok nefes tûkettin. hançeren yırüldı, bendenözd bir isteğin \-ar mı" di- ye sorar. -Döğünböviesinegörkem- li olduğuna göre, kim bilir geUn nasıldır" merakı içındeld zurnacı, açılan krediden memnun: "Geti- ni bir kerecik görnıek isterim, ağanu." der. Gerdek odasındaki ge- lin, kayınpederin buyruğu ile du- vağını zurnacıya açar. Hayal etti- ği ile bulduğu arasındaki farktan şaşkına dönen zurnacı. "Vah çal- dığun havalara \p aah!*' diye dizle- rine vurmaya başlar. CHP'de öz- gürce siyaset yapacaklannı, adil bir yönetim yaşayacaklannı umanla- nn, bu uğurda yıllardır kavga ve emek verenlerin ruh halleri, zur- nacıdan farklı değil. Dalgalı deniz- den sahile yönelmek ve gerçekçi olmakgerek,burasıTürkiye... Bir genel başkan, dilediğinin başını Kerbela kıhcı ile alabilir, diledi- ğini de cennete salabilir. Nasıl ki inananlar, Allah'ın hikmetinden sual edemezse, parti üyeleri de li- derlerinin tasarruf ve takdirlerini sorgulayamazlar, ona boyun eğer- ler!.. Aday adayı olan örgüt emek- çilerine "Genel başkan dışında kimsenin sırası beüi değil" gazı ve- rildiği sırada, omurgası genel mer- kez dışında oluşturulan taslak lis- telerin, birkaç gün içinde resmi- leşmek üzere kasada bekliyor ol- ması, herhalde "önce insan" slo- ganuıın gereğiydi. Siyasal ve in- sancıl beklentilerin yoğunluğunu sömürmek, bunun için de bilerek ve kasten yanlış mesaj vermek, CHP'nin ne ahlakında ne de kül- türünde vardır. Umut tarlasına çü- rük tohum attılar; şeytanla kalktı- lar, iblisle yatnlar. Örgütlerinböy- lesine dışlandığı, aşağılandığı, ka- baca aldatıldığı başka bir dönem, CHP tarihinde yoktur. SODUÇ Kan damarlan Kurtuluş Sava- şı'nın iki büyük önderi Atatürk ve îsmet Pasa'nın üstün ahlak ve sağ- lam karakterlerinin imbığinden süzülüp gelen değerler bütünü ile beslenen CHP'nin gerçek sahip- leri, Cumhuriyetle sonuçlanan, iş- gale başkaldırmış şehitlerin to- runlandır. CHP dılekçe ile kurul- madı. Sasaş kahramanlannın akıt- üğı mübarek kanın ortasından doğ- du, bir güneş gibi... Ulusun yaz- gısını derinlemesine etkileyen, köklü dönüşümler gerçekleştıren, çağdaşlaşma atılımlanmn tümün- de öncü olan; kurumlara, kuralla- ra, kökleşmiş geleneklere ve hiç- bir dönemde kirletilmemiş haysi- yete sahip bir partiyi, özel birmülk gibi görme ve zengin birikimini tahrip etme eğilimindekiler, bun- dan böyle aynaya bakamayacak- lar, tarih önünde mahcup ve sorum- lu olacaklardır. Nâzım'la başlayan yazımızı Ney- zen'in, kimi siyasilerin, partilen- ne ne getirip ne götürdüğünü sor- gulayan iki dizesiyle bitirelim: "_.Varhğı engddir. yokluğu kâr- dır / Kağnıda üçüncü tekertek gi- bL" İnatla, Toplumu Germeyle, GÜndÜZ A K G Ü L Emekli Cumhurivet Savcısı 3 Kasım 2002 tarihin- de yapılan erken ge- nel seçim sonucun- da yüzde 34.28 ile iktida- ra gelen AKP,TBMM'de yüzde 66 gibi bir çoğun- luk sağlayarak mevcut seçim sisteminin çarpık- lığını da kanıtlamış ol- IIiSTANBUL DİYEN HERKESiN BİR TANE KARTI OLMALI Kırmızı Lale kartı ile IstanbuPun en önemli festivallerinde indirimli, taksitli ve öncelikli bilet alma fırsatı. (0216) 556 98 56 / istanbuldostlari.org Bu ılan Cumhuriyet'in katKılarıyla yayınlanmıştır. du. AKP'nin kuruluşun- dan bu yana, genel baş- kanmdan en alt kademe- lere kadar herkes söz bir- liği edermişçesine, men- subu olduklan ve Anaya- sa Mahkemesı'nce laik Cumhuriyet rejimine ay- kın davranışlan nedeniy- le kapatılan Fazilet Par- tisi ve öbürleri (Nizam, Selamet, Refah) gibi dü- şünmediklerini ve değiş- tiklerini dile getirdiler. tyi niyetli yurttaşlar, bu söylernlere acaba doğ- rudan değiştilermi, diye inanmak istediler ve bu konuda kendilerine bir zaman tanıdılar. Yıllarca Sıkıyönetim Askeri ve Devlet Güven- lik Mahkemeleri 'nde ça- lışan biri olarak, bu dü- şüncedekilerin Cumhu- riyetin kuruluşundan be- ri sergiledikleri uzun va- deli karşıdevTİm proje- lerini bildiğim için bu söylemlerin hiçbirine inanmadığım gibi, bu zih- niyetin değişmeyeceği- ni, amaca ulaşmak için sürekli bir aldatmaca için- de olduklannı biliyor- dum. Bu yazıyı seçimlerden hemen sonra yazmayı dü- şünmüştüm. Fakat kısa sürede bunlann tökezle- yeceklerini ve amaçlan- nı açığa vuracaklanra bil- diğimden bir süre bekle- meyi yeğledim. Bu süre umdugumdan daha da kı- sa oldu. Ülkenin ekonomik dar- boğazda olduğu, AB gö- rüşmelerinin en sıcak dö- nemi yaşadığı, Kıbns so- rununun gündemin bi- rinci maddesine oturdu- ğu, insanlann aş ve iş is- tedikleri bu dönemde, 28 Şubat'a nasıl gelindiği unutularak imam hatip okullan yarasmın kaşı- narak kanatılmaya çalışıl- masmı, türban dedikleri siyasal simge sıkmaba- şın ön plana çıkanhşmı. KTE için parlamenter re- jimi altüst edecek anaya- sanm 109. maddesideği- şikliğinin gündeme ge- tirilişini, yargılanan dört bakanm ve birçok mil- letvekilinin dokunulmaz- lık zırhından yararlan- maları için konuşulan anayasa değişikliği pa- ketine dokunulmazlık- larla ilgili maddenın alın- mayışını, iyi niyetle bağ- daştırmak ve bunlann de- ğiştigini kabul etmek ola- naksızdır. Devlet protokolünde ikinci sırada olan Meclis Başkanlığı'na, eşinin sık- mabaşuıa laf edildiği için inat obun di>e aday olan ve ilk turda seçilen Bü- lent Annç'ın bu ınadına akıl erdirmek inatla ola- sı değildir. Kendisinin belirraği gibi dinsel inan- cı, özel yaşamı ve eşinin yaşanüsı hiç kimseyi il- gilendirmez ve ilgilen- diımemelidir. Ancak bu- nu kendisi için yaşadığı ana kadar... Ne var ki Sa- yın Annç ve eşi, bu ya- şantılan ve yaşayış biçi- mi ile bizim yaşantımızm sahasına girmekte ve ken- dilerini bu sahada ağırla- mamızı inatla istemek- tedirler. Sayın Annç da çok iyi biliyor ki, Anaya- sa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay ve A\xupa tn- san Haklan Mahkeme- si'nin değişik kararlan ile sıkmabaş, belli bir si- yasal düşüncenin simge- si olarak kabul edilmiş ve kamu alanı olan yer- lere sokuhnası yasaklan- mıştır. Seçimlerden önce "Türbanı çözmeknamus borcumuzdur" diyen Sa- yın Annç, seçimlerden 20 gün sonra bu işi yasal olarak çözmeden, zoriave inatla çöznıeyi başarmış- ür. Ne demeli?.. Türkiye, yüzde 99'u Müslüman olan bir ül- kedir. Elbette ki herkes dinin gereğini laikliğin güvencesi altında yerine getirmekte özgürdür. Kimsenin buna kanşma- ya ve laf etmeye hakkı yoktur. Yalnız bu iş, gövde gösterisine çevrildiği ve mesaj niteliği taşıdığı za- man insanlann rahatsız olması da doğaldır. Saym îçişleri Bakanı Abdülka- dBrAksu'nun yaptığı gös- teri namazını da bu ne- denle onaylamak olası değildir. Dıleğim odur ki, ikti- dar partisi mensupları akıllannı başlanna toplar ve toplumu daha fazla germekten vazgeçerek insanlara aş ve iş için de- ğerli zamanlannı harca- mayı, ekonomi ve dış po- litikadaki handikaplan aşmayı ön plana alırlar. Cumhuriyetk i t a p 1 a r ı lıy ?n r{ AGLAMAKGCLMEK S. •DU\r ARINCSTÜNDEKlTtLKl DÛŞÜNCYORUM ÖYLEYSE VURUN ENEL HAKK'IN HAKKI GÖRÜLMÜŞTCR ISKELE SANCAK JAPON GÜLÜ YÜZBAŞI SELAHATTtN'tN ROMANI-1 YÜZBAŞI SELAHATTÎN'tN ROM.ANI-2 ZİVERBEY KÖŞKÜ Gjmhuriye< ^ krtap kulübû Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/4l (343341 Cagaloğlu-lstanbul Tel:(0212) 514 01 96 Hikmet ÇETINKAYA KUBİLAY OLAYI ve TAPİKAT KAMPLAPI G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 IK J 11 72 j | Mehmet FARAÇ KÖTÜLEP HAHALLESİ G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72 NATO MOLLASI MÜSLÜMAN ÜLKESİNİ AMERİKAN İİSSÜ YAPACAK GÖKÇE FIRAT Amerikancı savoş hükümetınin Ordu'yu tasfiye planı GÜNEŞ AYAS Nato Mollası, müslüman ülkesini Amerikan üsü yapacak ALİ ÖZSOY Savaşa mı ABD'ye mi karşıyız? FİLİZ DOĞAN Ne tarih ne de tarih için tarih AB sadece randevu verdı YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Cumhuriyet ve demokrasi düşmanlan (2) ÖNER YAĞCI Nereye gidiyoruz? ŞLJNAY AKIN Lambach'ın dansöz rahibi Tayyip İNAN KAHRAAAANOĞLU Saddam Türkiye'nin düşmanı mı? ERKAN KARAAR5LAN BM'nin Kıbrıs Planı Türkleri ablukaya alıyor ERKİN YURDAKUL Chavez'in silahı Bolivarcı Birlik, sermayenin silahı Amerikancı sabotaı Telffaks:(0212)292 73 00 : turksohj@hotmaıl cor- www.turksolu.org 19. sayı bayilerde 1.000.000 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle