22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2002 PAZARTESİ HABERLER AMuttah Güfün konvoyundakaza • KAYSERt(AA)- Başbakan Abdullah Gülün konvoyu, Nevşehir-Ürgüp arasında yapınıı devam eden bölünmüş yol çalışmalannı incelemek üzere Garipçe köyü yakınlannda durdu. Konvoydaki basın mensuplanru taşıyan araçtan inen yerel televizyon kameramanı Devrim Çalışkan, Başbakan Gül'ün bulunduğu yere doğru koşmaya başladı. Bu sırada, Kayseri Emniyet Müdürlüğü Gü\ enlik Şube Müdürlûgü'ne bağlı koruma aracının aniden açılan kapısına çarpan Çalışkan yaralandı. Çalışkana olay yerinde ilk müdaheleyi Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zeki Yılmaz yaptı. 'AB'ye 2020'de iiye oluruz* • tstanbul Haber Servisi - Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tstanbul Şubesi'nce Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Avrupa Birliği Demokrasi-lnsan Haklan ve Ekonomik Standartlar" konulu panelde konuşan Prof. Dr. Semih Gemalmaz, Türkiye'nin en gerçekçi olarak 2020 yılında AB'ye üye olabileceğini öne sürdü. Bülent Annç Hindistan'da • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Meclis Başkanı Bülent Annç, Hindistan Meclis Başkanı Manohar Joshi'nin resmi davetlisi olarak bu ülkeye gitti. Annç, ilk yurtdışı gezisine turbanlı eşini götürmedı. Türkiye'ye 21 Aralık'ta dönecek olan Annç'a gezisinde AKP Amasya Milletvekili Akif Gülle, CHP Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu ile Meclis bürokratlanndan oluşan bir heyet eşlik ediyor. Özalpuhu yaratriacak • ANKARA (AA)- ANAP Genel Başkan Vekili Ekrem Pakdemirü, "Ilerisi için proje üretilecek, yeni kadrolar ortaya çıkanlacak ve ikinci bir Özal ruhu, misyonu yarahlacaktır" dedi. Pakdemirli, ANAP Genel Merkezi'nde gençlik kollan yöneticileri ile toplantı yaptı. Konuşmasında, ANAP"ın çağ atlatan bir parti olduğunu. geçmişlerinde utanılacak hiçbir şey olmadığını ifade eden Pakdemirli. bunu çekemeyenlerin "çamur at, izi kalsın" felsefesine sığındıklannı ve ANAP'ın yolsuzluklann mihrakı olarak gösterildiğini savundu. Adalet Bakanı, türban konusunda gerginlik yaşanmasını istemediklerini söyledi Çiçekher türlüaffa karşı• Adalet Bakanı Cemil Çiçek, türban affı ve dokunulmazlık konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Turbanlı öğrencilere N getirilmek istenen af konusunda "Gerginlik olmasını istemiyoruz bu kendi işimizi zorlaştınr" diyen Çiçek, dokunuhnazlıklann da kaldınlması gerektiğini savundu. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - AB 'de 10 yenı üyenın Tür- kiye'nin AB üyeliğini engelle- meyeceği yönündeki taahhüdü- nü anımsatan Adalet Bakanı Ce- milÇiçek. "Dünvakamuoyunun önünde söz verdüer. Sözün gere- ğini yapmak esasür. Aksi halde, modatabirtetakyyeanlanıınage- ür" dedi. Çiçek, türban taktığı için okullanndan atılanlar başta olmak üzere yükse- köğretim öğrenci- lerine getirilmek istenen afFı "AnayasaMah- kemesTndenrti- razgeJebiHr" diye genişlettikle- rini söyledi. Çiçek, "kendisinin kişisel olarak af getiren düzenfc- melere karşı oJduğunu" da vur- guladı. Çiçek, dün TRT'de Pazar Pa- norama programına katüarak AB karannı ve gelişmeleri değerlen- dirdi. Çiçek, AB'ye üye olacak yeni ülkelerin genişlemenin de- vamını engellemeyecekleri yö- nündeki deklarasyonunun huku- kı bağlayıcılığı olup olmadığı konusunda "Obnasıgerekir. Dün- ya kamuoyunun önünde söz ve- rflryor çünkü. Koca koca devtet- lerinvenfiği sözü yerine getirme- sigerekir'" dedi. AB'ye üyelikyo- lunda Türkiye'nin elinden gele- ni yaphğını anlatan Çiçek. Av- rupa'nın çifte standardının ilk kez yaşanmadığını, Türkiye'nin buna karşı her zaman hazu-lıklı olması gerektiğini ifade etti. AB 'ye tam üyelik sürecinin Tür- kiye'nin mevzuatını yenileme konusunda "tahrik edici" oldu- ğunu belirten Çiçek. "Türkhal- kmın ihtryacı olan düzenlemeler- di yapılanlar. Orgütlenme olana- ğnungenişletiknesi,siyasetolanak- lannın artonhnasL Bundan son- ra yapmak istediğimiz işi Hansis- tedi diye değil. Ahmet istedi diye yapmahyız'' diye konuştu. Çiçek, Türkiye'deki çarpık gö- rüntünün en çarpıcı delilinin AKP lıderi Tayyip Erdoğan ol- duğunu savundu. Çiçek, "Suyu kendi yatağında akıtmanıız la- znn. Anayasada degişiklikler ya- AKP'nin toplantısı otel faturası ve kaçak yapılaşma tartışmalanyla geçti Uludağ'uı yeni gözdesi türbanlılar BURSA (Cumhuriyet)-AKP Istanbul ll Örgütü'nün Uludağ'daki eğıtim semıneri- ne katılan Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır'ın kaçak yapılaşma nedeniy- le bölgede tartışmalara yol açan otellerin sahipleriyle görüşerek sorunlannı çözme sözü %erdiği öne sürüldü. Otelciler, AKP yöneticilerinin eşlerinin turbanlı kayak yapmalannı muhafazakâr ailelere yönelık reklam malzemesi olarak kullanabüecek- lerini belirttiler. Uludağ Ağaoğlu My Resort Otel'de ön- ceki gün Başbakan Yardımcısı Ertuğurul Yalçınbayır, Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Ulaştırma Bakanı BinaB Yıkh- nm'ın yanı sıra Istanbul milletvekilleri ve 200'ü aşkın partilinin katılımıyla başla- yan eğitim semineri dün sona erdi. Basına kapalı gerçekleştirilen semi- nere katılan AKP'liler. bölgedeki otel- cilerin de umudu oldu. Seminer nedeniy- le bu yıl ilk kez bir otel yüzde 100 do- luluğa ulaşu"ken fatura. tartışmalara yol açtı. Uludağ'da bir hafta sonu tam pan- siyon ortalama maliyet kişi başına 500 milyon ila 1 milyar lira arasında değişir- ken, AKP yöneticileri Ağaoğlu My Re- sort ile 80 milyon liraya anlaştıklanru be- Uhıdağ toplanüsında AKP'K yönetidlerin türbanh eşleri bol bol kayak keyfî yapn. lirttiler. Ancak Ağaoğlu grubunun par- tililerden para almadığı öne sürüldü. Kaçak yapılaşma nedeniyle hukuki so- nınlarla karşı karşıya kalan otelciler, ikti- dar partisinin zirvesini fırsat büdi. Parti- nin üst düzey yöneticileriyle herfirsattagö- rüşmeye çalışan otelcilerin Uludağ'ın ta- mamının turizm merkezi ilan edilmesi yö- nünde çalışmalann bir an önce başlama- sını istedikleri ifade edildi. Tesis sahipleri Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınba- yır'm bölgeye yaptığı ilk ziyarette de otel- lerin önündeki engellerin kaldınlacağı sö- zünü verdiğini anımsattılar. TÜRKİYE'Yl AİHM'YE ŞÎKÂYET ETMİŞTİ Erdoğan, davasını geri çekecek ANKARA (ANKA) - AKP Genel Başkanı Tayyip Erdo- ğan. anayasada yapılan de- ğişikliklerle yasaldannın kal- dmlarak başbakan olmasının yolu açıldığı için Av- nıpa Insan Haklan Mahkemesi'ne Tür- kiye aleyhinde yap- • Erdoğan, başbakanhk yolu açıldığı için tığı başvuruyu gen AİHM'e Türkiye çekecek. aleyhinde yaptığı Erdoğan ın anaya- sa değişiklikleriyle yasağının kaldınla- rak başbakanlık yohı- nun açılması sonuç- başvuruyu geriçekme karan aldu lannı vermeye başladı. Erdoğan'ın bu değişiklik- lerin ardından ilk işi, Türki- ye aleyhine AİHM'e yaptığı başvuruyu geri çekmek ola- cak. Erdoğan, Anayasa Mah- kemesi'nin parti kurucusu olamayacağına ilişkin kara- n üzerine AlHM'ye başvur- muştu. AtHM'de- ki başvuru, Erdo- ğan'mavukatlığı- m da yapan AKP Genel Başkan Yar- dımcısı Hayati Ya- ZKI tarafından ge- ri çekilecek. Recep Tayyip Erdoğan, "birsüre sonra başbakanı da olacağı kendi hükümeti tara- findan yönetilen devletie dava- hkohna çeüşkisinden de" kur- tulacak. ANKARA (ANKA) - AKP ikinci uyum paketinde üni- versitelerde uygulanacak di- siplin affını devamsızlıklan da kapsayacak şekilde geniş- letip türbana af ge- tirmeye hazırlanır- ken Istanbul Üni- versitesi Beden Eği- timi ve Spor Yükse- kokulu Lisans Öğ- retim ve Smav Yö- netmeliği'nebaşör- tü yasağı konuldu. ÎU Beden Eğitimi ve Spor Yükseko- kulu Lisans Öğretim ve Sına\r Yönetmeliği, Resmi Gaze- te 'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Öğrencilerin üniversi- • Yönetmelikte, öğrencilerin üniversite içinde "başı açık çağdaş görûnümde olacaklan" hükmü yer aldu BEDENEĞtTÎMÎ VE SPOR YÜKSEKOKULU Başörtüyasağı yönetmelikte te kampusu içinde, spor saha- sında, uygulama alanlannda, sımfta, kütüphanede, klinik ve poliklinik ile koridorlarda "başı açık,çağdaş grysOeriçin- — — devegörünümünde olacaklan" hükmü yer aldı. Yönetmelikte "Öğ- renciler üniversite kampusu içinde, dershane.laboratu- \zr, kürüphane, sos- yal tesisler, spor sa- halan. uygulama alanlan, klinik, po- liklinik ve koridorlarda baş- lan açık, çağdaş grvsiler için- de ve göriinümünde bulun- makzorundadırlar" denildi. pıldı. Ama yasalar hâlâ değişti- riknıedl Bu da hak ka>ıplan do- ğuruyor. Uyumyasalan bu neden- ie hazuianryor" dedi. Çiçek. "Anayasa siyasigerek- çelerle d«0ştirilrvor. Hukukçu- lann ve yargı çe>Telerinin görii- şü sorulmuyor. Bu nedenle Tür- kiye, hukuk devleti yerine yasa devleti gibi görülüyor" anımsat- ması üzerine şunlan söyledi: "Bu itiraziann doğru noktala- n var. Ama anayasalar aynı za- manda siyasi metinler. Hazırla- nan iki uyum paketinde ve ana- yasa değişiküğinde. takvinı sıkı- şıkhfı \ardı. Çünkü bu düzenle- meleri 12 Arahk Kopenhag Zir- vesi'neyetiştirmeve çahşük. ,\ma bundan sonra Adalet Bakanbğı olarak hanrlanan tüm taslakla- n intemet sitesine vererek tarüş- maya açacağız. Tüm kesimlerin görüşlerini alacagız.'" Çiçek, türbanh öğrenci- lere getirilmek istenen af konusunda ise "Gerginlik obnasmıistemiyonız bu ken- di işimizi zorlaşanr" dedi. Söz konusu tasannın aslın- da türban affi olmadığını, disiplin cezalan nedeniyle ünıversitelerinden ihşiği ke- sihniş öğrencilen kapsadı- ğını kaydeden Çiçek, AB Genel Sekreterliği'nin ta- lepleri doğrultusunda tasa- nnın hazırlandığını anlattı. Çiçek, özellikle anadilde eğitim için dilekçe vermiş öğrencilerin uğradığı disip- lin cezalan nedeniyle tasa- nnın gündeme geldiğine işa- ret ederek "Daha sonra kap- sanı genişlen'ldL Çünkü Şart- h Salrverme Vasası'nda \a- şananlan bürvorsunuz. Kap- sam genişleaİmeseydi Ana- yasa Mahkemesi itirazeder- di" dedi. Kendısının af ko- nusunda olumsuz düşündü- ğunü aktaran Çiçek, "Mçok sev diğinı bir şey değfl, ben af konusunda olabildiğine gö- re ohımsuzunT dedi. Dokunulmazlık Çiçek, dokunulmazhkla- nn kaldınlması konusunda AKP'nin daha önce kamu- oyuna verdiği sözün anım- satıünası üzerine de şunla- n söyledi: "Evetdokunuhnazhk kal- dınlmah. Ben bu konuda hiçbir sıkmüsı obnayan bir bakan olarak sö>1ü\orum, ilk adımı bizatmahyiz. Ana- yasanın 83. maddesi değişti- rümeli Türkrve'de ciddi bo- yutlarda yolsuzhıklar var. Bunun bir ayagı siyaseoe fl- gflL Ama diğeıierivie bera- ber bu düzenlemeyi yapa- hm. Bu, ipe un sermek ola- rak değerlendirUmemeli. ProMemi tümüyle kaldıra- hm. Ancak sadece meseleyi burava hapsettiğinüzde,par- lamento yapmış gibi aigıla- malardankaçmmabvız. Do- kunulmazlık, avncalık ise Türkiye ayncahklaıia dolu. İki üç zırna bürünmüş bü- rokraüar \ar. Bizdokunaca- gE_ Siyasihırsia,avaıııi bek- lenti De,intikam duygusu ile değü, hukukdevJeunin man- bğı ile \ aklaşacağız. Ancak bazı suçlar var, yeni ihtisas mahkemelerini gündemege- tiriyor, bankacıhk gibLJ" IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr Rauf Denktaş, tam Kopenhag Zir- vesi'nin toplandığı gün hastalandı ve Ankara'ya geldi. Bir gün sonra da ta- burcu oldu ve Camlı Köşk'e çekildi. Ko- fi Annan'ın Kıbns için hazırladığı pla- nı hemen başında "müzakere edile- mez" bulduğunu söytemişti. Daha son- ra da bu tutumunu tekrar etti. Kofı An- nan'a vermesı gereken cevabı zama- nında vermedi ve bu yüzden Birleşmiş Milletler yönetimi tarafından protesto edildi. "Müzakere edilemez" tutumunu AKP yönetiminin ve Türk hükümetinin araya girmesiyle, "müzakere edilebi- lir, ama kabul edilemez'e çevirdi. Denk- taş'ın bütün bunlan kendi başına yap- tığı söylenebilir mi? Kıbns Türklerinin ezici çoğunluğunun bu tutumu onay- laması mümkün değil. Çünkü bir iyi ni- yet belgesinin bile imzalanmamış ol- ması en çok Kıbnslı Rumlann işine gel- di, Kıbnslı Türklere ve Türkiye'ye ise zarar verdi. Rumlar, daha önce Birleş- miş Milletler'deki temsil olanakiannı şımdi AB'deki temsille pekiştirdiler. Kıbns'ta bir uzlaşma sağlanabilse Tür- kiye'nin AB konusunda daha avantaj- lı bir duruma geleceği de bir gerçek- Rauf Denktaş'ın Fotoğrafı ti. Bu olanak da heba edildi. Rauf Denktaş, Kopenhag Zirvesi sı- rasında Kofi Annan tarafından hazır- lanan belgeyi bir müzakere zemini ola- rak sayacak iyi niyet belgesinı de im- zalamadı. Müzakereye hangi koşul- larda başlayacağını şu sözlerle açık- ladı: "1) KKTC'ye uygulanan ambar- gokaldınlmalı. 2) Kıbns'ın üyeliği, Tür- kiye'nın üyeliğine kadaraskıya ahnma- //." Denktaş'ın ikinci koşulunun artık bir zemini kalmadı, Kıbns Cumhuriyeti AB'ye 2004 Mayısı'nda kesin üye olu- yor. Bu karar Kopenhag Zirvesi'nde alındı. Bunu birkenarayazın. Denktaş, ya- nn "Biz müzakereden yanayız" diye- rek yenıden masaya oturabilir. 0 za- man geçmişte söylediklerini yeniden unutabılir. Sonra da hepimiz biliyoruz ki, Klerides ile Denktaş arasındaki gö- rüşmelerden birsonuç çıkmaz. Denk- taş'ın şu sözleri ilgınç değil mi: "Rum- lar da biz de bu belgeyi beğenmiyo- ruz ve imzalamayız diyebilir." Yani, o zaman nasıl bir uzlaşma olacak? Her iki tarafı da bütünüyle memnun ede- cek bir plan olabilir mi? Tabii ki iki ta- raf da ödün verecek ki uzlaşma ola- bilsin. ••• Denktaş'ın ne dediğini bütün netlı- ğiyle biliyoruz. Kıbns Türk kesiminde bu konuda başka ne gibi düşünceler var, bir de ona bakalım. Son yerel se- çimlerde birinci parti halıne gelen ve oylann yüzde 34'ünü alan Cumhuriyet- çi Türk Partisi (CTP) Merkez Yürütme Kurulu 14 Aralık tarihinde bir toplantı yaptı ve Denktaş'ın derhal istifaetme- sini ve erken seçıme gidilmesini iste- di. CTP bildirisinde şunlar vurgulanı- yor: "BM ve AB'nin Kıbns sorununun çözümü için öngördükleri çok önem- li bir fırsat, Kıbns Türkhalkının çözüm bekientilerine rağmen, Cumhurbaşka- nı Denktaş ve Türkiye'deki AB karşıt- lannca.. önlenmiştir. Bunun sonucun- da Kıbns Rum tarafı, Kıbnslı Türkle- rin hakkı olan bedeli ödemeksizin, so- runsuz bir şekilde AB 'ye girmiş, Kıb- ns sorununun çözümünde önemli si- yasi ve diplomatik bir konum elde et- miştir. Yine bu bağlamda Türkiye da- ha avantajlı bir müzakere tarihi elde etme imkânınıyitirmiştir. Türkiye, Kıb- ns sorununun çözümü ile elde ede- ceği kazanımları kaybetmiş ve tüm Kıbns adına temsiliyetini güçlendir- miş olan Kıbns Rum kesimi, zorunlu olarak tanınmakla karşı karşıya kala- caktır. Bu sonuç, Kıbnslı Türkler için ön- görülen hayati kazanımları ciddi öl- çüdesaboteetmiştir. Denktaş'ın Tür- kiye'deki AB karşıtları ile ilintili çö- zümsüzlük sıyaseti, Kıbnslı Türkleri dünyadan yalıtma ve Kıbns Türk top- lumunu yok etmeyı öngörmektedir. CTP, ...28 Şubat'a kadar olan zaman diliminde Kıbns sorununun biran ön- ce çözümü ve AB üyeliği için tüm top- lumu kapsayan büyük bir mücadele başlatma kararlılığındadır." Bildiri so- nunda Denktaş istifaya çağnlıyor ve er- ken seçim isteniyor. ••• Kıbns'taki çözümsüzlüğün Kıbns Türk halkını ve Türkıye'yi geçmişte ol- duğundan daha çok etkileyeceği ko- nusunda herkes hem fikir. Bu kadar kri- tik ve hepimizin geleceğini ilgilendi- ren bir konuda Denktaş sanınm tek başına karar vermiyor. Danışmalan- nın. Türkiye'nin kesınlikle AB'ye girme- sine karşı olduklarını bilmeyen yok. Burada kimler nasıl bir strateji belirli- yorlar ki, Denktaş böyle davranabili- yor. istanbul'dan Ankara'ya gelirken uçakta, Hürriyet gazetesı yönetıcilerin- den bir meslektaşımla gazetelere bak- tık. Denktaş'ın basın toplantısı yapar- ken çekilmiş fotoğrafını bütün foto mu- habirleri aynı noktadan kareye almış- lardı. Denktaş'ın kafasına sanki biras- ker şapkası konmuş gibi bir görüntü ortaya çıkmıştı. Gazetecı arkadaşım- la görüntuyü beğenmedik. Büyük bir olasılıkla yabancı gazetelerde de ay- nı fotoğraf yer alacaktı. Denktaş'ın fotoğrafının bütün gazetelere aynı kareden yansıması bir tesadüf mü? 2000? Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Kendini Tanıma Penceresi... AvrupaTopluluğu'na girış sürecinde yaşananlar bize kendimizi tanıma açısından da yeni fırsatlar kazandırıyor. Yumurta kapıya sıkışınca gösterdiği- miz olağanustü gayret, ille de ıstedtğımizin olma- sı konusundaki ısrarcı tutumumuz, olmayınca si- nirlenip tehditlere kaymalanmız, bu da ters sonuç verir gibi olunca yanlış anlaşıldığımızı öne sürme- miz, arada mızıkçılığımız, sonucu degiştiremeyin- ce onu başan gibi göstermeye kalkışmamız. Bu dav- ranışlar bizim için yeni değilse de bizi yeni tanıyan- lar için ilgınç gözlemler olmalıdır. Psikobji biliminde Johari'nin "kendini tanıma pen- ceresi" adıyla bılinen bir kendini tanıma yöntemi vardır. Bu yönteme göre "Kendini tanıma pence- resi dört gözlüdür. Bir pencereyi dikey ve yatay olarak bölerseniz böyle dört göz oluşur." Johari yönteminde bu gözler şöyle adlandınlmıştır: 1. Açık Pencere: Bu pencere, kişinin de kendisini gördüğü, baş- kalannın da onu gördüğü penceredir. 2. Kör Pencere: Bu pencere, kişinin başkalannca görüldüğü ama kendisi tarafından görülmediği penceredir. 3. Gizli Pencere: Bu da kişinin kendisini gördüğü ama başkaları- nın görmediği penceredir. 4. Bilinmeyen Pencere: Kişinin degöremediği, başkalarının da göreme- diği penceredir. Hepimiz, kendimize de başkalanna da bu pen- cerelerden bakıyoruz. Yönteme göre hangi pencereler büyükse öteki pencerelerin alanlan daralır. Böylece, "geniş açıkpencere" kişinin kendisi ta- rafından da başkalan tarafından da açık görüldü- ğü penceredir. Ama "genişlemiş körpencere" öte- kı pencereleri daraltır ve biz başkalarının gördük- lerini göremez, neden böyle görüldüğümüzü an- layamayız. Avrupa ile olan ılişkilerimizde bu yöntemi kulla- nırsak nasıl bir sonuca varırız? Açık penceremıze göre: Biz elimizden geleni ya- pıyoruz. Avrupa Topluluğu'na girmeyi çok istiyo- ruz. Halkımız da "ah Avrupa"diyeinliyor. Iştegör- sünler, reform üstüne reform yapıyor, yasa üstüne yasa çıkanyoruz. Daha ne istiyorlar? Onlar da bu çabamızı görüyor, çok takdir ediyorlar. öyleyse ne? Kör penceremize göre: Avrupa bizi görüyor ve değerlendiriyor. Enflasyon oranı yüksek, işsizlik oranı çok yüksek, genç işsizler Avrupa'ya akmak için bekliyor. Kültür farklılığı her yönü ile çok bü- yük. Şu andayabancılarsorunu giderek artıyor. In- san hakları henüz kâğıt üzennde. Askerler konu- sunda da bir çelışki var. Askerler politikaya kanş- masın ama askerler sivıllerden daha Avrupalı. Biz kendimizi göremiyoruz, ama Avrupa bizi bizden da- ha iyi tanıyor, bizim göremedtğimiz yanlanmızı çok iyi görüyor. (Kör pencereye bir ek daha: Biz Avru- pa'nın durumunda olsaydık da Avrupa bizim du- rumumuzda olup bize katılmayı isteseydi kabul eder miydik? Büyük olasılık hayır, kabul etmezdik.) Gizli pencereye gelince: Şimdi biz bize konuşu- yoruz. Avrupa'nın bılmeyip de bizim çok iyi bıldi- ğimiz yanlarımıza bakınca, "Bizim Avrupa'da ne işimizin olacağını?" düşünen çok kişi yok mu? Biz ne zaman "biz bize benzeriz "den vazgeçtik de "bizAvrupalı oluyoruz" dedık? Önce kendimize iyi- ce bakıp da çekidüzen vermemiz gerekmiyor mu? Her gün. kentlerimizi biraz daha eski kasabalara çe- virmiyor muyuz? Kültürümüz ilerleyeceğine geri- lemiyor mu? Avrupa'ya doğru mu, Asya'ya doğru mu yol alıyoruz? Kendimize bakınca ne görüyo- ruz? Dürüstçe açıklayınca neler söyleyebiliyoruz? Bilinmeyen pencerede: Her türlü sürpriz olabi- lir. Çünkü ne biz biliyoruz ne de başkalan. önce kendimizi tanıyalım ve "kendimiz olalım". Kendimizi nasıl görmek ıstediğımize, nasıl ol- mak istediğimize önce biz karar verelim. ''Avrupa Topluluğu"na katılalım mı? Elbetteevet. Avrupa uygarlığına katılalım. Ama önce "biz kendi uygarlık çizgimizi yüksel- telim". Kendi kültürümüzü dogmalardan, önyargılardan cehaletten, ortaçağ hükümlerinden kurtarmayı ba- şaralım. 50 yıldan beri kendimizi, kültürümüzü bal- talama çabalannı bırakalım. Ezberci eğrtimden eleştirel düşünce eğitimine geç- meyi becerelim. Televole kürtüründen evrensel insanlık kültürü- ne geçmeyi başaralım. Başaralım ki sıra Avrupa Topluluğu'na katılma- ya kalsın. e-mail:erdalatak(â superonline.com Faks:0212-513 90 98 Ftipini protestoeden TAYAD'hlaroturmaeylenüyapn. Tutuklu yakınlarından 'tecride hayır' eylemi Istanbul Haber Servi- si - Tutuklu ve Hüküm- lü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üye- leri, F tipi cezaevlerinde yaşanan tecride karşı Sultanahmet Parkı'nda oturma eylemi gerçek- leştirdi. Polisin aldığı geniş gü- venlik önlemleri arasuı- da parkta toplanan TA- YAD'haıleler, «Tecride HavTr* yazılı pankart aç- tıktan sonra 5 dakika sü- reyle sessiz bir şekilde oturdular. Ellerindeki lar- mızı bezleri sallayan ve zafer işaretleri yapan tu- tuklu yakınlan adına ko- nuşan, Kandıra F Tipi Cezaevi'nde kendini asa- rak intihar eden Volkan Ağırman'ın babası Ni- yazi Ağırman, "tnsan haklan haftası nedeniy- le buradavız. Cezaevle- rinde kanayan bir vara var. Tecrit 101 can akh, yüzkrce kişivi de sakat bırakü. Ölüm orucu ey- lemi sürüyor" dedi. Güvenlik güçlerinin uzaktan izlediği eylem alkışlar ve zılgıtlar eşli- ğinde sona erdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle