19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2002 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada may Başkanı'nın da katıldığı söyleniyor. AB kodamanlan, Türkiye markalı tehditlerden ne ölçüde etkilenecek; beklenmez ya, aman ben ettim sen etme dıye peşimize mi düşecekler, bu- gün yarın öğrenecegiz. 1 Temmuz 2005 ya da sekiz ay öncesi Aralık 2004 tarihlerini reddedeceğimizi Başbakan Gül açıkladı. Peki ama sonra? Ne yapacağımız hâlâ kesin değil. Başbakan Gül'e bakılırsa zirveden istedi- ğimiz tarih çıkmazsa (B) planımız uygulamaya gi- recek: Almanya ve Fransa'ya "misilleme". RTE'nin kimi yerdeki sözlerine bakılırsa "tarih verilmezse çağdaşlık yolunda Kopenhag ölçütle- riniölçü alacağız". Bir başka yerde "başımızın ça- resine" bakacağız. Daha başka bir konuşmada "AB ile ilişkilerimiz aralıksız sürecek". Kargaşa, kafa kargaşası olmaktan da çıktı. Devlet yönetimi kargaşaya dönüştü. Başbakan Gül, şu sıralar Kopenhag'da dayat- manın son aşamasında. RTE ise -medyamızın çok sevdiği ve sık kullandığı deyimle- "Washing- ton çıkartmasından" zaferle Kopenhag'a döndü. Tek bir Allah'ın kulu -tabii Allahlık muhalefet partisi CHP başta-; RTE'nin genel başkanlık dı- şında "hangi sıfatla" devlet adına Avrupa'yı tur- ladığını, Başkan Bush'la "omuz omuza" oturup bağlayıcı, belki de kimı önemli ödünler veren ko- nuşmalar yaptığını sormuyor. RTE'nin her görüşmeden önce ya da sonra Başbakan'ı ile "istişarelerde bulunduğunu" duyan bilen yok. Devletin başı Cumhurbaşkanı'na bilgi verdiğini işitene rastlamak olanaksız. O diyar senin bu diyar benim, başına buyruk dolaşıp duruyor. CHP, -tıpkı ABD gibı- nasılsa bir iki ay sonra başbakan olacak, varsın devlet adına görüşme- ler yapsın havasında. Hırçın siyasetçı izleniminı bir kez daha yaratmaktan çekınen Deniz Baykal; yumuşak mı yumuşak! örneğin, Meclis'e RTE'nin devlet adına görüş- meleri hangi sıfatla yaptığını -görüşmelerde ne yaptığını- sorgulayan bir önerge veremiyor. Iktidarın ne yaptığı, ne yapacağı tartışmalı, pe- kâlâ. Muhalefetın ne yaptığını bilen varsa parmak kaldırsın! • • • Amerikalıların tavlama yöntemleri yıllardır de- ğişmedi. Geçende sözünü etmiştik, anımsayacaksınız. 1970'lerde haşhaş ekimini yasaklayan Nihat Er- im'i; Başkan Nixon Beyaz Saray'da görkemli bi- çimde, örneğin doğum tarihleri birbiriyle çakıştı- ğı için neredeyse kardeş ilan edecek kadar öv- gülerle karşıladı, uğurladı. Anlaşılan; Amerikalılar iş gördürecekleri adamın kimliğine, meşrebine uygun düşen "tavlamayön- temlerini" değiştirmemişler. Habere göre, Beyaz Saray'da tercüman aracı- lığıyla yapılan 32 dakikalık görüşmede Başkan Bush; (imam hatipli, gelişip değişmeden önce koyu Islamcı yanını bildiği) RTE'ye, "Sizde Allah'a inanıyorsunuz. Ben de. Siz Allah'a inandığınıziçin utanmıyorsunuz. Ben de" demiş! Sonuç; Beyaz Saray'daki "büyük uzlaşma", din üzerine, inanç üzerine kuruldu mu, artık arkası ge- lir. Şu bilgiler gösteriyor ki, geliyorda: Bush; "Sad- dam diktatör". RTE, "Diktatör komşu istemiyo- ruz". Bush; "Savaşa destek?" RTE, "Elbet, el- bet!" • • • Başkan Bush'la RTE net on beş dakika, brüt 32 dakika Irak'tan AB'ye derin konuşmuşlar, hatta zaman kalmış, bir parçacık da Kıbrıs sorununa değinmişler. Beyaz Saray'daki kabul, RTE'yi tavlama yön- teminin doruk noktası. Sorunları tartışmak, ABD doğrultusunda pişirmek, örneğin Paul Wolfo- witz'in görevi. Nealındı ne verildiğinden VVashington büyükel- çimizin haberi var mı acaba? 2 numaralı şahin Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile görüşmede de gayriresmi kişilerden kurulu kadro, aynı kad- ro. Varlığı belli belirsiz bir de Dışişleri Bakanı Ya- şar Yakış. Milli irade bindi mi bir alamete, gidiyor mu kı- yamete? Şeffafihaleye erteleme Chirac ve Rasmussen'i arayarak Kopenhag'da olumlu mesaj verilmesini istedi Bush Türkiye için yine devredePARÎS/KOPENHAG (AA) - ABD Başkanı George Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Jacqu- es Chirac ve AB dönem baş- kanı Danimarka'nın başbaka- nı Anders Fogh Rasmussen'i dün telefonla arayarak Kopen- hag Doruğu'nda Türkiye'ye "olumlu ve güçlü bir mesaj" verilmesini istedi. Bush, önceki gün Beyaz Sa- ray'da bir araya geldiği AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ın "Avrupah lider- lerle yeni telefon görüşmele- ri yapması" isteğine dün Chi- rac ve Rasmussen'i arayarak yanıt verdi. Fransa Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, Bush'un Chirac'tan, Türkiye'ye Kopenhag'da tarih verilmesini istediğini belirtti. Avnıpah Liberal Demokrat- lar Grubu toplantısından son- ra basına açıklama yapan Ras- mussen, Bush'un kendisiyle görüşmede, stratejik çıkarlar gereği AB'nin Türkiye'ye önemli bir destek vermesini is- tediğini söyledi. Rasmussen, "Bush'un, AB'nin içişlerine kanşmak istemediğini, Tür- kiye'ye olumlu ve güçlü bir mesaj verilmesinin herkesin çıkanna olacağına inandığı- nı söylediğini" belirtti. Ras- mussen, Bush'un Türkiye ile ilgili olarak son iki hafla için- de kendisini ikinci kez aradığı- nı hatırlatarak "Bugün (dün) yapılan görüşmede, AB'nin üyeliği için bazı kriterlerin yerine getirilmesinin şart ol- duğunu ve bu kriterler yeri- ne getirilmeden tam üyelik müzakerelerinin başlaması- nın mümkün olmadığını i- fade ettim" dedi. Ankara'yı yılchrma plaıu • Baştarafı 1. Sayfada pazarlığı". Türkiye'yi yakın- dan tanıyan bir AB 'li diplomat, "Düşünebiliyor musunuz?" diyor, "ben tüccarım. lyi pa- zarlık yapanm diye AB baş- kentlerini dolaşan bir Recep Tayyip Erdoğan karşısında, Kapalıçarşı usulü pazarlık- tan hiç anlamayan ve hiç hoş- lanmayan kuzeyli bir dönem başkanı var. Çok sayıda soru- na bir de bu 'üslup farkı' ek- leniyor. Kopenhag'da birbiri- ne taban tabana zıt iki ayrı anlayiş, ild ayrı dünya karşı karşıya geliyor... Ne ararsanız var bu zirvede: Yalta düzeni- ni tarihe gömen yeni Avrupa haritası, bu haritada Türki- ye'ye yer öngörülüp öngörül- meyeceği ve de Kıbrıs... En komplike zirvelerden biri bu. Ciddi bir kavşak.Yol ayrımı." ve Türkiye İçin kader gecesl: Türkiye'nin "tarih pazarlı- ğı" bu gece büyük olasılıkla sonuçlanmış olacak. Verilen ta- rih en olası senaryo olarak ko- nuşulan Fransız-Alman öneri- sinde olduğu gibi. 1 Mayıs 2004 ötesine sarkarsa, Türkiye "40 yıllık rüyasını" mevcut Avrupa ile değil, 25 üyeli yeni Avrupa ile "taçlandırmanın" (!) yollannı arayacak. lyi kötü bildiğimiz, tanıdığımız "mev- cut Avrupa" ile değil, bilme- diğimiz yepyeni Avrupa ile ye- ni bir maceraya savrulacağız. Bu, 2004 ilkbahan sonunda seçilecek yeni bir Avrupa Par- lamentosu ve yeni Avrupa ana- yasasının kurallan demek ola- cak. "Türkiye'nin AB üyeli- ğinin süresiz ertelenmesi" tehlikesını ıçeren bu "kâbus" senaryosu, şu anda en olası gö- rünen senaryo. Bu tarihi geri çekmeye uğraşan Ingiltere, Ital- ya, Ispanya. Yunanistan ve Bel- çika'ya rağmen Fransa ve Al- manya'nın tutumu kati. Isveç, Finlandiya, Hollanda ve Avus- turya gibi kuzey ülkeleri ve "pazarlıktan hiç hoşlanma- yan" Rasmussen ile Komisyon son dakikaya kadar "tarihin" telafPuzuna dahi karşıydı. Bu durumda "2005'te müzakere açmayı öneren Fransız-Al- I Baştarafı 1. Sayfada duğuna dikkat çekildi. —Edinilen bilğiye göre, önceki gün Maliye ve Bayındırlık bakanhklan yetkilileri, ihalelerde ye- ni dönemi görüşmek üzere Kamu thale Kuru- mu yöneticileriyle bir araya geldi. Bu toplantı- da, Bayındırlık Bakanlı- ğı bürokratlannın, yasa- nnı yürürlük tarihinin 1 yıl ertelenmesi yönünde hazırlanan yasa taslağı hakkında bilgi verdi. Taslaktan rahatsız olan KflC Başkanı ŞenerAk- kaynak'ın ise tepkisini, "Taslak etik ve hukuki değil" sözleriyle dile ge- tirdiği öğrenildi. Akkay- nak, "Biz 2002 Ocakayı için hazırız" dedi. Akkaynak, yasanın erte- lenmesi yönünde kendi- lerine şu ana kadar resmi bir bildirimde bulunul- madığım belirtti. Aduxiilkelerkültürçadtnnda bulustu S ü E* •* -* yım devam eder- ken birliğe aday ülkelerden heyetler şehir merkezinde kurulan kültür çadırında bir araya geldi. Danimarka Dışişleri Bakanlığı ve çevre örgütleri tarafından düzenlenen 'Çevre ve Kültür' etkinliği, aday ülkelerin kendi kültürlerini sergilemelerini ve çev- re projelerini tanıtmalannı hedefliyor. Bu çerçevede, ülkelere ayrılan 9 metrekarelik alanlara stand kuran ülkelerden biri de Türkiye oldu.Türk el sanatları veTürk mut- fağından örneklerin sunulduğu sergide, çevre projesi olarak GAP tanıtıldı. İki gün sürecek etkinlikler çerçevesinde her ülke, yaklaşık bir saat süren gösteriler düzenler- ken Türk tarafı da Danimarkahlara Türkçe şarkılarla seslendi. Danimarkalı bayan sanatçının seslendirdiği Türkçe şarkılara ut ve kemanlarıyla ild Türk eşlik etti. Prog- ram çerçevesinde bugün Türk folklor ekibi bir gösteri yapacak. Türk heyeti, Türk kül- rürünün Danimarka kültüründen farldı olmadığını, aynı zamanda da özgün bir kül- tür olduğunu göstermeyi amaçladıklannı belirttiler. (Fotoğraf: AA) man formülü" 15'ler arasında bir "orta yol" olarak sunuluyor ve zirve arifesinde 15'lerin bu "orta yol" üzerinde "konsen- süse" yaklaştığı iddia ediliyor. İş bundan sonra -her şeye rağ- men gene de- son pazarlıklar ve son restleşmelere kalıyor. İpl slz kopartmayınl' Bu formül karşısında Türki- ye'den birbiriyle çelişkili iki sinyal geliyor. Biri: "Böyle ol- maz. Ne haliniz varsa görün. Biz deAB'den bağımsız hare- ket eder ve Kıbrıs'ı da ilhak ederiz" sinyali. Diğeri: "İşi- mize bakar, reformlara de- vam eder, 2003 'te bile hazır oluruz" sinyali. Kopenhag'daki diplomatik çevreler, Türkiye'ye "ipleri koparan taraf" olmayı salık vermiyor. "Bu zorlu sinir sa- vaşına rağmen Fransız-Al- man önerisini elinizin tersiy- le itmek, Türkiye karşıtları- nın ekmeğine yağ sürmek olur" diyor ve ekliyorlar: "Is- tedikleri çünkü gerçekte tam da bu: AB ile Türkiye arasın- daki iplerin Brüksel değil, Ankara tarafından-sizin ta- rafınızdan kopanlması. Bu durumda 'Işte size tarih ver- dik. Ama ne yapalım siz iste- mediniz!' diyecek ve Helsin- ki'de girdikleri angajmandan srynlmış olacaklar. Sonra işi zamana yayıp son genişle- menin gelişmesi ve derinleş- mesini bekleyecekler. Arka- dan da AB sınırındaki -Uk- rayna ve Rusya gibi ülkelerle beraber size- o meşhur 'dost- luk çemberi' projesini, yani yeni 'özel bir ilişki' formülü- nü önereceklerdir. Ne olursa olsun işleri bu noktaya getir- memek ve Helsinki'de edini- len 'adaylık statüsü' kazanımı- nı muhafaza etmeniz lazım. tpler eğer bir noktada kopa- caksa bırakın bu angajman- dan' -böylesine sinsice değil harbi harbi- geri dönen taraf Brüksel olsun..!" Şimdilik böyle. Önümüzde- ki gece bakalım ne gösterecek. Bu müthiş "yıldınna planına" pabuç bırakmadan önce, çok a- ma çok soğukkanlı, enine boyu- na düşünmek lazım... GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Ankara'ya gelip son önerileri vermesiyle baş- layan "aday üyelik" dönemi, Türkiye'yi tatmin edecek bir müzakere tarihinin verilmesiyle ye- ni ivme kazanabilir mi? Bunun yarın kesinleşmesi bekleniyor. 40 yıl süren adaylıktan neredeyse emekli ola- cağız! Bugün, gidişe sadece Avrupa ölçeğinde de- ğil, biraz daha genel bakmaya çahşalım. 1 - AB'nin kendi içinde blok olmadığını, fark- lı cephelerinin bulunduğunu son tartışmalarla bir kez daha gördük. Almanya lokomotif rolü- nü büyüme ile büyütmekten yana. Fransa, her şeyi Almanya'ya bırakmamaktan yana. Ingilte- re, atacağı her adımı ABD hattını gözeterek atıyor. AB'nin genişleme ufku, bu üçlünün he- defleriyle örtüştüğü öiçüde gerçekleşiyor. Tür- kiye'nin durumu artılarıyla eksileriyle bu örtüş- meye yakın değil. 2- Yakın değilse ne olacak? Son dönemdeki moda deyim; bardağın ya- rısı dolu! Soruyu bu mantıkla yanıtlarsak, Kopen- hag'ta büyük olasılıkla bardağın yanına bir sü- rahi konacak. Denecek ki: Bakın sizin bardağın içinde bir miktar su var ama her an ekleme yapılabilir, yanına sürahi koyduk. Gül ve Erdoğan beyler buna, "ilahi sürahi, bu aklımıza gelmemişti billahi" deyip bayram havasıyla yaklaşabilir. Türkiye'ye de "zaferka- zandık" narasıyla dönebilir! Neye boykot? 3- Bunun tersi olma olasılığı da var. Güler- doğan hükümeti, 2003'ün üstü kalsın, deyip rest çekerek dönebilir. Çankaya'da önceki ak- şam yapılan zirvenin temel nedeni buydu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ko- penhag'dan tatmin edici bir sonucun çıkma- yacağını öngörerek zirveye katılmama kararı alırken, Türkiye'nin ana rotasının değiştirilme- mesi gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle, kabul görmeyen bir tarihin çık- ması durumundatepkinin kurum olarak AB'ye değil de Türkiye'ye soğuk bakan ülkelere ol- ması öngörülüyor. 4- Tepki deyince de akla ilk klasik "boykot" geliyor. Ne yapacağız? Bu ülkelerin ürünleri alınmayacak, ihalelerde dikkatli olunacak. İlk bakışta doğal bir çıkış gibi gelebilir ama, Türkiye'nin turizmden ihracata, yatırımdan it- halata ekonomisinin büyük ölçüde AB ülkele- rine bağlı olduğunu unutmamak gerekiyor. ör- neğin, 33 milyar dolarlık yabancı sermayenin kabaca 5.5 milyar doları Fransız, 5 milyarı Hol- landa, 4 milyarı Almanya. ABD'nin payı ise 2 milyar dolayında. Boykot yaşama geçerse bize şunu sorarlar: Ekonominizi mi boykot ediyorsunuz? 5- ABD, Türkiye'nin AB'ye tam üye olması için elinden, kolundan hatta ayağından ne ge- lirse yapıyor. Erdoğan'ın ABD gezisinde konu fazlasıyla gündeme geldi. Bush'un bunu bize âşık olduğu için yapmadığını biliyoruz. ABD, başta petrol olmak üzere enerji bölgelerine "gitmemek üzere yerleşmek" istiyor. Bu hedefe ulaşmada da Türkiye'yi "merkez ve hareket üssü" olarak gördüğü anlaşılıyor. Benzer hedefler farklı yöntemlerle AB için de geçerli. 6- AB ve ABD'nin hedeflerinin olduğu bir coğrafyada Türkiye'nin yeri ne olabilir? ABD, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını ve denetimi dışına çıkmasını ister mi? AB, ABD'nin bölgede atacağı heradımayar- dımcı olan bir Türkiye'yi içine almak ister mi? Kopenhag'da bu soruların tümü "çeyrekya- nıt" bulacak. Bu yanıt sonrasında Türkiye'nin duygusallığa kapılmadan, kuruluş sürecinde temelleri atılan uygarlık hedefinden sapma- dan, kendisi hakkındaki planları başkasına bı- rakmadan yürüyebilmesi gerekiyor. [email protected] Doruk 19.00'da baslıyor Son çabalarEdinilen bilgiye göre, 2002 Ocak ayında yürür- lüğe girecek yasanın, l yıl ertelenmesi için Ba- yındırlık ve Iskân Bakan- lığı yasa taslağı hazırladı. Taslakta erteleme gerek- çesi, yeni sistemin altya- pısının oluşmaması ola- rak gösterildi. Taslağa son biçimini veren ba- kanlık bürokratlan, Ka- mu thale Kurumu yetkili- lerine ancak önceki gün bilgi verdiler. Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanan taslağın yasal dayanağı ohnadığı da belirlendi. Kamu Öıale Yasası'nda, Kamu Ihale Kuru- mu'nun ilgili bakanlığı Maliye Bakanlığı olarak gösteriliyor. Bu nedenle, taslak hazırlama yetkisi- nin de bu bakanlıkta ol- ürdoğan ABU'nın operasyon için lürkıye'nin tavnnı beklediğını söyledi Irak için referanduma gidebiliriz 'AB Sünecinde Tünkiye' paneli • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrenci topluluk- lanndan Atatürkçü Düşünce Topluluğu'nun düzen- lediği "AB Sürecinde Türkiye" konulu panel bugün gerçekleştirilecek. Hukuk Fakültesi Mahmut Esat Bozkurt Salonu'nda saat 13.30'da düzenlenecek panele ADD Genel Başkanı Halil tbrahim Şahin, ADD Genel Sekreteri Ertuğrul Kazancı, gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve Ankara Üniversitesi tletişim Fakültesi Öğretim Cyesi Prof. Dr. Türker Alkan katılacak. NEW YORK/KOPENHAG (AA) - AKP Genel Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan, Türki- ye'nin muhtemel bir Irak operas- yonunda yakın tehdit altinda ol- duğunu belirterek "Kendileri bi- rinci derecede sorunu barış ile çözme eğilimindelerse de ope- rasyon şıkkı daha ağır basıyor gibi bir izlenim edindiğini" açıkladı. ABD'nin sıkıntısının kuzeyden kaynaklandığını belir- ten Erdoğan, "Kuzeydeki arzu- lan yerine gelirse bu işin mali- yeti düşecek. Ama bu işin Tür- kiye'ye maliyeti yüksek olur" dedi. Erdoğan'ın "Irak'ta pa- zarlıkyapmadık" açıklamasına karşılık, Türkiye'nin zararlannın karşılanması konusunda l -2 mil- yar dolar gibi "basit rakamlar" ifade edildiğini söylemesi dikkat çekti. Irak'ta muhtemel bir ope- rasyonda Türkiye'nin tavnnı be- lirlemede referanduma gidilmesi olasüığının gündeme gelebilece- ğini \airgulayan Erdoğan, "Bunu Sayın Bush'a da söyledim. Za- man elverirse referandum da yapılabilir. Sayın Sezer'in ka- naatleri de çok önemlidir. Ben de kendi kurumlanmda bu ko- nuyu değerlendiririm" diyeko- nuştu. AKP lideri Kıbns sorunu- nun çözümünü de AB'nin Türki- ye ile üyelik görüşmelerine baş- lama taahhüdüne bağladı. Piya- saya bugün çıkacak Münih Süd- deutsche Zeitung gazetesine de- meç veren Erdoğan, "AB'nin Kopenhag Doruğu'nda Türki- ye'ye tarih vermemesi halinde, Kıbrıs sorununun çözümünün zorlaşıp zorlaşmayacağı" yo- lundaki soruya, "Elbette zorla- şır" yanıtını verdi. NAFTA önerlsl "Türkiye'nin AB'ye alınma- masının dünyanın sonu olma- yacağını" dile getiren Erdoğan, bu bağlamda Bush'a, Türki- ye'nin NAFTA'ya (Kuzey Ame- rika SerbestTicaret Bölgesi) ahn- masını teklif ettiğini de açıkladı. Erdoğan, ABD'deki temaslan hakkında Kopenhag'a gelirken uçakta gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Erdoğan, Pentagon'u ziyaretinde kak ve terörle ilgili brifing aldığını anımsatarak şöy- le konuştu: "Operasyon konusuna gir- mediler zaten ben de girmem. Türkiye'nin kitle imha silahla- n konusunda ağlr bir tehdit al- tında olduğunu söylediler. Ya- kın tehdit altinda olan Türki- ye... Kendileri birinci derecede sorunu barış ile çözme eğili- mindelerse de operasyon şıkkı daha ağır basıyor gibi bir izle- nim edindim. Operasyon için tarih telaffuz etmediler." "Türkiye'nin kitle imha si- lahlanndan nasıl korunacağı" yönünde bir soru yönelttiğini a- ma yanıt alamadığını söyleyen Erdoğan, "Biz buna girsek de ginnesek de etkileneceğiz.Tür- kiye olarak bu noktayı iyi de- ğerlendirmemiz gerekir. ABD 1991 'deki zaranmızı kabul edi- yor ve hak veriyor, ancak bu- nun geçmişte kaldığı gibi bir hava var. 100 milyar dolar za- rarımızın olduğunu söyledik. Olası bir operasyon ile ilgili za- ranmız konusunda da herhan- gi bir pazariık yapmadık" de- di. Erdoğan, ABD Başkam Geor- ge W. Bush'a Suudi Arabistan, Mısır ve Suriye'nin muhtemel bir operasyonun içinde olup olma- yacağını sorduğunu ifade ederek Irak'ın güneyindeki ülkelerin bu konudaki hazırlıklannın bittiği ızlenimini edindiğini dile getir- di. Erdoğan, bir başka soru üze- rine de ABD'nin Irak konusunda Türkiye'nin tavnnı beklediğini kaydetti. Erdoğan. Kopenhag'a hareketi öncesi Bush ve Ameri- kan yönetiminin önde gelen isim- leriyle Washington'da yaptığı gö- rüşmelerinin ardından New York'ta Türk toplumuna hitap et- ti. Erdoğan, New York ve çe\Te- sinde yaşayan Türklerle buluş- mak üzere Türkevi binasına geli- şinde "Başbakan Erdoğan" sloganıyla karşılandı. Konuşma- sı sık sık alkışlarla kesilen Erdo- ğan, "Türkiye'nin AB'ye alın- mamasımn dünyanın sonu ol- mayacağını, mutlaka bir çıkış yolu bulunacağını" ifade etti. Erdoğan, bu bağlamda Bush'a, Türkiye'nin NAFTA'ya (Kuzey Amenka SerbestTicaret Bölgesi) alınmasını teklif ettiğini açıkladı. Annan, Erdoğan'a 'başbakan' dedi BM Genel Merkezi'nin 38. kannda Annan'la da görüşen Er- doğan, görüşmede Annan'ın kendisine "Başbakan" diye hi- tap ettiğini, bunun üzerine An- nan'ın danışmanının uyanda bulunduğunu anlattı. Erdoğan, danışmanın "Henüz başbakan değil" demesi üzerine An- nan'ın, "Bu kesin. Nasıl olsa 2 ay sonra başbakanlığı kutla- yacağız" dediğini aktardı. SERKAN DEMİRTAŞ KOPENHAG - Tür- kiye, bugün başlayacak Kopenhag Doru- ğu'ndan beklediği mü- zakere tarihini almak için son çabalanm har- cıyor. Kopenhag'da dün akşam buluşan AKP li- deri Recep Tayyip Er- doğan ve Başbakan Abdullah Gül, bugün ttalya, Yunanistan ve Ingiltere başbakanla- nyla bir araya gelerek Türkiye'nin görüşlerini son bir kez daha ilete- cekler. Türkiye, yann açıklanması beklenen Kopenhag Sonuç Bil- dirgesi'nde tam üyeliğe davet edilmesi bekle- nen Kıbns ile ilgili den- geli bir ifadelendirme yapıhnasım bekliyor. Kopenhag Doruğu bugün resmen baslıyor. Dönem Başkanı Dani- marka'nın gerçekleştir- diği zirve, TSl 19.00 ci- vannda başlayacak. Di- ğer zirvelerin aksine, bu zirvenin akşam saat- lerinde yapılması, AB üye ve aday ülke lider- lerinin gün boyu ikili te- maslar yapmasına ola- nak sağlayacak. Bu kapsamda, ABD'den dönen Erdoğan ile, An- kara'dan gelen Başba- kan Gül de bir dizi te- mas gerçekleştirecek- ler. Kesinleşen programa göre, Erdoğan, Gül ve Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, ilk olarak sabah kahvaltısında Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox, Yunanistan Başbakam Kostas Si- mitis, İtalya Başbakam Silvio Berlusconi ve îngiltere Başbakam Tony Blair ile bir araya gelecekler. Erdoğan ve Gül, bu- gün yapacaklan temas- lar öncesinde AB baş- kentlerinden gelen me- sajlan ABD'nin deste- ği ve Ankara'nın bakı- şım dün akşam Dışişle- ri Bakanı Yakış ve üst düzey diplomatlann katılımıyla yaptıklan toplanhda değerlendir- diler. Bugün yapılacak temaslarda Türk heye- tinin, Kopenhag'da alı- nacak karar öncesinde AB liderlerinin bir kez daha düşünmelerini, konuya stratejik açıdan bakmalarmı istemeleri bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle