19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2002 PERŞEMBE AVRUPA BIRLIGI Son kozlaroynanıyor Gül:Kurnazlık çokyanlış olur ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Başbakan AbdnDah GüL Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni karşılamada üzerine düşeni yaptığını belirterek "Türkiye'ye karşı mazeret Ueri sürer- lerse bu biraz iyi niyetten yoksun ola- cakür. Tarih için belirsizlikler, çeşitü taktikler ortaya konursa biz Türki- ye'nin onurunu her zaman muhafaza edeceğiz" dedi. Gül, "Bizleri bekkme salonuna almak, oyalamak veya bazı kumazhklar yapmak çok yantaş ohır" uyansında bulundu. Gül, Kopenhag'a hareketinden ön- ce dün akşam Esenboğa Havahma- nı'nda yaptığı açıklamada, "Türkiye tanı üyelik müzakereieri ile ilgih' kesin bir tarih aJmak için kendisini hazırla- nuşür. Yeni girecek 10 aday ülkeden bazdan, Türkiye kadar yapılması ge- rekenleriyapmamıstr" dedi. Zaman za- man sıkıntılı dönemler olsa da Türki- ye'nin büyük bir potansiyeli ve gücü olduğunu ifade eden Gül, "Gücümü- zün farkındayız. Kaybeden AB olur. AB, kendi iç meseleleriyle uğraşan bir birfikobnaktan öteye gtanez" görüşle- rini dile getirdi. Gül, "askeri ihalelere flişkin yapanmlann uygulanıpuygulan- mayacağT sorusuna, "Muhakkak ki Türkiye'nin kendisüıe göre takip ede- ceği bir yol olacakOr" yanıtını verdi. Sorumluluk AB'nln "Cumhurbaşkanı gibi Kopenhag'a ghmemeyi düşündünüz mü" sorusuna, icranın başı olduklannı \-urgulayarak yanıt veren Gül, görüşlerini şöyle ifa- de etti: "Bizüstümüzedüşenlerisonda- kikaya kadar yapmak zorundayız. Cumhur- başkam'nın durumu ferkbdır.Beklediğimiz netice çıkmazsa so- rumluluk tamamen AB'ye ah olacaktnf Baykal: AB davatıvor CHP Genel Başka- nı Deniz Baykalda dün- kü grup toplantısında Türkiye"nin önünde AB, Kıbns ve Irak olmak üze- re üç temel dış politika konusu bulunduğunu anımsatırken "AB Türki- ye'ye dayatmada bulunu- yor"dedi. Türkiye'nınmü- zakerelere başlamak için tarih beklediğini dile geti- ren Baykal. "Objektif kri- teıieruygulanacaksa Tür- kiye Kopenhag'dan bir ta- rih talep etme konumunda- dır. BuTürkjye'nin hukuki hak- ladır" diye konuştu. Türkiye'den sadece Kopenhag kriterlerini yeri- ne getirmesi değil, başka şeyler de istendigini belirten Baykal, bunun başında da Kıbns konusunun geldi- ğini ifade ederken şu görüşleri dile getirdi: "Helsinki'de sadece Kopen- hag kriterlerini yerine gefirmemizin yeterB olacağı soylendi. Ama şinıdi Ro- ger Plaru, Lipponen Mekrubu gibi fu- zaklara Türkiye'nin en deneyimli po- litikacüannın düştüğünü görüyoruz." Rasmussen: rıcıış Haber Merkezi - AB dö- nem başkanı Danimar- ka'nın başbakanı Anders Fogh Rasmussen. Türki- ye ile ilgilı karann Sela- nık Zirvesı' ne kalmaya- cağını düşündüğünü be- lirterek Türkiye'nin ni- hai olarak AB'ye kabu- lünün, şu anki genişle- me sürecinden çok da- ha büyük, "dev bir uğ- raştıncı iş" olacağını söyledi. Rasmussen, AB liderlerine gönder- diği mektupta, haziran ayında tspanya'nın Se- vüla kentindeki zirvede oluşturulan irade ve ru- hun yaşatılması çağnsın- da bulunurken "Aynı za- manda Türkiye'nin aday- hğının bir sonraki aşama- sının ne olacağına karar vermemiz gerekiyor'' dedi. Rasmussen, Ankara'ya "Kıbns sorununun çözümü karşıtağmda siyasi kriterier- de uzlaşmaya gidemeyiz" mesajını verdi. Avrupah Liberal Demok- ratlar Grubu toplantısından sonra basına açıklama yapan Rasmussen, Türkiye'ye AB'ye üyelik görüşme- lerine başlama tarihi venlip verilmeye- ceğiyle ilgili zor- lu konuda, zirve için bir önerihazır- layacağını belirtti. Kıbns'ta bir çö- züm durumunda olumlu atmosfer yaratılabileceğini söyleyen Anders Fogh Rasmussen ancak ıki konu ara- sında doğrudan bir bağlantı olmadı- ğını kaydetti. Annan telefonla aradı BM Genel Sekreten Kofi Annan Danimarka Başbakanı Rasmussen'i arayarak Kıbns konusunu görüştü. Rasmussen, Annan'a, *AB dönem başkanı olarak Kıbns konusunda etinden gelen vardmu yapacagmı söy- lediğini" bildırdi. Prodl ve verheugen umut vermedl AB Komisyon Başkanı Romano Prodi, "Türkiye üyelik adayıdır. Da- ha fazla hukuk devleti özelİiği ve de- mokrasi yönündeki yasal çabalara saygı duyuyoruz. Ancak belirleyici olan merinler değil, bunlann ger- çekleştirilmesidir'' dedi. AB Komisyonu'nun genişleme- den sorumlu üyesi Günter Verhe- ugen de Türkiye'nin AB'ye girmek için Avrupa'nın ekonomik ve siya- sal standartlanna ayak uydurması ge- rektiğini söyleyerek "Henüz orta- da böylebir görüntü yok" açıklama- sında bulundu. AB komiseri, "AB biryandan Türkiye'yi alnıaya hazır- lanmalı. Zira, 70-80 miryon Türk AB'ye girince bugünkü tanmsal ve yapısal politikalannıızı sürdürebile- ceğimizi sananlar fena halde yanıh- yoriar" ıfadesıni kullandı. Türkiye'nin 2001 yılı ihracatının yüzde 49.2'si, ithalatmın yüzde 33'ü birlik üyeleriyle yapıldı Avrupa'dan vazgeçmekzorHACER BOYACIOĞLU ANKARA-Özel sektörtem- silcilerinin' Kopenhag Zirve- si'nde üyelik için istenilen tari- hin verilmemesı durumunda ekonomik boykot uygulayacak- lannı belirttikleri AB ülkelen- nin, Türkiye ekonomisinde cid- di bir ağırhğı bulunuyor. Tür- kiye'nin 2001 yılındaki 31.3 milyar dolarlık ihracatının yüz- de 49.2'si, 41.3 milyar dolarlık ithalaünın ise yüzde 33'ü AB ül- kelerine yapıldı. Ekonomide AB'ye altematif olacağı sa\-u- nulan ABD'ye yapılan ihracat ise, 2001 yılında 2.4 milyar do- larla sınırlı kalırken, ithalat 2.5 milyar dolar olarak gerçekleş- ti. Türkiye'ye son 3 yılda giren toplam 5.5 milyar dolarlık ya- hanrı sermavenin, 16 milyar dolan da AB kaynaklı oldu. Türkiye'nın üyelik sürecine ilişkin "en ohımsuz" öneriyi ge- tiren Almanya. Türkiye'nin ih- racat ve ithalat yaptığı ülkeler arasında ilk sırada bulunuyor. Hazine ve Dış Ticaret Müste- şarlığı rakamlanna göre. Türki- ye'nin ekonomik göstergelerin- de AB ve ABD'nin yeri şöyle: • Türkiye'nin ihracatında, AB ülkelerinin önemli bir yeri bulunuyor. Buna göre, 2001 yı- lında yapılan 31 milyar 334 rrıil- yon dolarlık ihracatın 15 milyar 440 milyon dolarlık kısmı, AB ülkelerine yönelik oldu. • Göstergelere göre. AB ül- kelerinin ticaretteki payı, 2002 yılında daha da arttı. Buna gö- re bu yılın ilk 9 ayında yapılan 24 milyar 956 milyon dolarlık ihracatın, 16 milyar 348 mil- yon dolarlık kısmı AB ülkele- rine yapıldı. • Türkiye'nin ihracat yaptı- ğı ülkeler arasında Almanya ilk sırada bulunuyor. Almanya'ya bu yılın ilk 9 ayında 4 milyar 144 milyon dolarlık ihracat yapıl- dı. Almanya'yı, tngiltere ve ABD ızliyor. Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ilk 10 ülke sıralamasında İtalya, Fransa, Rusya, tspanya, Hollanda, İsra- il ve Yunanistan yer alıyor. • Türkiye'nin ıthalatında da, AB ülkelerinin önemli bir yeri bulunuyor. Buna göre, 2001 yı- lında yapılan toplam 41 miryar 399 milyon dolarlık ithalahn 13 milyar 764 milyon dolarlık kıs- mı AB ülkelerinden yapıldı. 2002 yılının ilk 9 ayındaki 24 milyar 956 milyon dolarlık it- halatın, 15 milyar 748 milyon dolarlık kısmı da, yine AB ül- keleri kaynaklı oldu. • Türkiye'nin ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında da, başta Almanya bulunuyor. Alman- ya'dan yapılan ithalat, 2001 yı- lında 3 milyar 998 milyon do- lar olurken; bu yılın ilk 9 ayın- da bu rakam 4 milyar 641 mil- yon dolara çıktı. tthalatta, Al- manya'yı, Rusya, İtalya, Fran- sa, Ingiltere, ABD, tsvıçre, Hol- landa, Çin ve Suudi Arabistan izledi. • Fkrmomirle AR'ye alter- natifolacağı savunulan ABD'ye yapılan ihracat ise, 2001 yılının genelinde 2 milyar 474 milyon dolarla sınırlı kaldı. Bu rakam, 2002 yılının ilk 9 ayında ise, 2 milyar 380 milyon dolara kadar çıktı. • ABD'ye 2001 yılı genelin- de yapılan ithalat ise, 2 milyar 560 milyon dolar oldu. Bu yı- lın ilk 9 ayında ise, ABD'ye ya- pılan ithalat 2 milyar 153 mil- yon dolara kadar çıktı. • Türkiye'de faaliyet göste- ren yabancı sermayeli firma- larda da, AB ülkelerinin önem- li bir yeri bulunuyor. Hazine verilerine göre, Eylül ayı itiba- riyle son 3 yılda Türkiye'ye gi- riş yapma izni verilen yabancı sermaye tutan 5 milyar 590 mil- yon dolar oldu. Bu tutann 3 mil- yar 650 milyon dolarlık kısmı AB ülkelerinden geldi. Arala- nnda ABD'nin de bulunduğu di- ğer OECD ülkelerinden yapılan yabancı sermaye girişi ise, 1 milyar 131 miryon dolarla sınır- h kaldı. • Türkiye'de faaliyette bu- lunan yabancı sermayeli fir- malar sıralamasında da, AB ül- keleri ilk sıralarda bulunuyor. Buna göre, 30 Eylül 2002 tari- hi itibanyle, Türkiye'de bulu- nan toplam yabancı sermaye tutan 33 milyar 261 miryon do- lara ulaştı. UMiTED COLORS ÖFBENETTON. YİNE BOYKOT >1L? -PKK'nmMeri AbdııIlahÖ<aIanltaha"dasaklamrk£nbuülkeninmallarm başlandı. Türkiye AB'den istedigini alamazsa, ATO Başkanı Aygün'ün önerisi kabul ediMrse benzer sahneler yaşanacak. Protesto içinhazırlıkAnkara Ticaret Odası, Türkiye aleyhinde bir karar çıkması durumunda gümrük birliğinin gözden geçirilmesini istedi ANK\RA (Cumhuriyet Biirosu) - Ankara Ticaret Odası (ATO), Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye tanh verilmemesi durumunda. AB menşeli mal ve hizmetlerin alunını durduracağını açıkladı. Böyle bir durumda gümrük birliğinin de yeniden gözden geçirihnesi gerektiğini belirten ATO Başkanı Sinan Aygün. "Zirvede Türkiye ak\ hine oy loıllanan ülkelere tatile gttmeyin" çağnsuıda bulundu. ATO, AB'nin Türkiye'ye tarih vermemesi durumunda uygulayacaklan eylem planını açıkladı. ATO'dan yapılan açıklamada, Kopenhag Zinesi'nden olumsuz bir sonuç çıkması durumunda yapılacaklar şöyle sıralandı: • ATO bünyesinde, AB menşeh' ülkelerden mal ve hizmet alımı durdurulacak. • Karann protesto edilmesi için, Ankara'daki diğer sivil toplum örgütleri toplantıya çağnlacak ve geniş kapsamlı bir "Yerli Mah Kuuanma" kampanyası başlatılacak. • Planın 2. aşamasında, kamu alrmlanna esas ohnak üzere hükümete, yerli malı satm alma yasasınm çıkanlması önerisi götürülecek. Gümrük bırliğini gözden geçirme, siyasi ilişkileri askıya alma, hiçbir zirve toplantısına katıhnama, 6 ay içinde bir ilerleme olmazsa tam üyelik başvurusunu çekme ve ABD ile serbest ticaret yolunun açüması için girişimlerde bulunma da hükümete götürülecek diğer öneriler olacak. ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin AB ile ilışkilerde üzerine düşeni yaptığını \iirguladi. Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye tanh verilmemesinin dünyanuı sonu olmayacağını voırgulayan Aygün, şöyle de\am etti: "Karadeniz Ekonomik tşbirtiği'ne (KEt) canhhk kazandu-arak bölgesel atak yapabilir. Avrasya'ya açılabUiriz. Türİdye cebi ile onuru arasma sıkışamaz. Türkiye'nin kuruluş kriterleri, AB kriterlerinden daha değersiz değildjr." PERŞEMBE ORHAN BURSALI AB Sürecini Anlamak Ülkemizin AB'ye tam üyeliği konusunda, Avru- pa'da yaşanan tartışmanın iki ana boyutu var. Birincisi, Fransız "entelektüel" Valery Gisgard d'Estaing'in açıkça dile getirdiği, Avoıpa'nın bir Hı- nstıyan ve Avrupalılık kültürü kulübü olduğu ve bu- nun Türkiye'yi kapsamadığı görüşüdür. Bu, sınırlan Balkanlar'da biten bir Avrupa'dır. Ikincisi ise açıkça, AB'nin ekonomik ve büyüme sorunlanyla ılgilidir. iyi nıyetli olduklannı varsayarsak: AB'nin ekonomik zorlukları vardır; 25 ülkeye ge- nişleme sürecinin getireceği sorunlan tam öngöre- miyoriar. Önce 25 ülkeye büyume süreci bıraz yolu- na girsin, arkasından da Türk^e'yi gündeme sokmak istiyorlar. Çünkü Türkiye'yi "hazmetmek" gerçekten kolay değil. Nüfusu, ekonomik ve diğer sorunlan dikkate alın- dığında, ülkemiz, AB'ye yenı katılacak beş-on ülke kadar ediyor. Bu nedenle ülkemizin tam üyeliğini mümkün ol- duğunca uzun zamana yayma eğilimi güçlüdür. Burada Alman "gerçekçiliği"rim tipik ömeği ile karşı karşıyayız. Verheugen, tam üyelik için 2013 tarihini gerçek- çi görüyor. Buna göre, müzakereler 7-8 yıl sürecek. Ancak müzakere sürecini Türkiye'nin hızla kısalt- ma gücüne ve yeteneğine sahip olduğu da ortada- dır. • • • AB'nin Türkiye'nin üyeliğini geciktırme isteğınin, sa- dece "ilk 10üyeyihazmetme ve Türkiye'nin hazmı- na hazırianma "gibi, doğruluk payı içeren bir düşün- ce ile mı ilişkisi vardır? Bu istekte, "Avrupa 'nın ve Avrupalılığın sınırlan- nın nerede bitmesı ve genışleme sürecinin coğraft ve küttürel boyutlannın ne olması" tartışmasıyla bir ilişkisi yok mu? Var tabii. Avrupa kültürü ve uygarlığı, geçmışıyle vardır. Kim- se tarihini ve yaşadığı aşamalan, bu süreçte edindi- ğı kültürel birıkimi silip atamaz. Yüzyıllar boyunca, bu kültür, toplumsal dokunun; bilim, sanat, edebi- yat ve hukukun; politikalann ve demokrasi anlayış- larının dokusuna sinmiştir. Avrupa kültürünün ve bu kültür üzerinde yükse- len uygarlığın, Türkiye'ye, Islama ve Doğu'ya bakı- şı, bir dizi gerçeklen de içeren negatif kavramlar ve mitlerieyüklüdür. (Bu konuyu, yapılan ilginç biraraş- tırmaya dayanarak, gelecek yazıda ele alacağım.) Türkiye'nin tam üyeliğıne karşı geciktirmeli tutum- lannda, şüphesız arka plandaki bu olumsuz düşün- celer de rol oynuyor. Gisgard d'Estaing'in "Türkiye alınmamalıdır" der- ken, açtığı tartışma, bu arka plandaki "negativizm"i gündeme getirdi ve tartışılmasını sağladı. Aslında genel kanı, bu tartışmanın iyi de olduğudur. Çünkü Avrupa'da da bir "yüzleşme" yaşanmasını sağladı. Sonuçta, Avrupa kamuoyunda, Türkiye'nin, tarih- sel ve kültürel gerekçelerte dışlanamayacağı ve Av- rupa'nın bir parçası olduğu görüşü ağırlık kazandı. Eğer toplumlan, doğruları ve yanlışlarıyla esas geçmişleri yönlendirecekse, gelecekteki güzellikle- ri yaşamak olası değıldir. Çok şükür, insanlık tarihi, uygarlık, toplumlann ta- rihi, böyle gelişmiyor ve ileriemiyor. Bu nedenle, AB'nin bugünkü geciktirmeli tutu- munda, geçmişin bazı gölgeleri olsa bile, AB'nin önünde sonunda Türkiye'yi kapsayacağı konusun- da bir görüşte uzlaşma vardır. • • • Kopenhag'dan çıkacak karar, belirsizlikler taşı- mazsa, tam üyeliğin bir-iki yıl gecikmesi önemli de- ğildir. önemli olan, müzakere tarihinın verileceği günler- de, Türkiye'nin bugünkü gibi, bu defa 25 ülke ile bo- ğuşmak zorunda kalmamasıdır. Kopenhag'dan, bu açıdan temiz ve belirtilikler içe- ren, bugünkü gibi yeni tartışmalara yer bırakmaya- cak bir kararın çıkmasıdır, istedığimız. Böyle kesinlikleri içeren bir karar, Türkiye'nin önü- nü açar, ülkeyi enerjik kılar, ıçınde bulunduğumuz eko- nomik lyileşme ve demokratikleşme sürecini daha iyi motive eder. Tam üyelik konusunda belirsizlikler içerecek bir Kopenhag karan ise önümüzdeki iki yıl içinde Tür- kiye'nin tam üyeliğini yine tartışma konusu yapa- caktır. Bugünkü öyküyü iki yıl sonra sil baştan yeniden yaşamaya ise hem duygu durumumuz pek elveriş- lı değil, hem de bizim için ilginç bir özellik ve yenılik içermiyor! Aynca belirsizlikler, Kıbns ve Yunanistan ile so- runlarımızı surekli çözümsüzlük çerçevesinde tuta- rak, bu sorunları Avrupa'dan ve Yunanistan'dan uzaklaşmamız için koz olarak kullanan tutucu çev- relerin ekmeğine de yağ surecektir. Bu çevreler. Türkiye'nin ancak sorunlannı çözerek zenginleşebileceği ve gelişebileceği gerçeğini gör- mek ıstemiyorlar... Kasıtlı olarak.... Çünkü onlar için önemli olan, öncelikle minik ik- tidarlannı ayakta tutmaktır. obursaliu; cumhuriyet.com.tr Türkiye'nin AB'ye maliyeti 12 milyarEuro değerindekiyanlışlık ANKARA (ANKA) - Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM), Türki- ye'nin AB'ye yıllık ma- hyetinin 8 milyar Euro olduğunu bildirdi. TAM, Türkiye'nin Av- rupa Birliği'ne tam üye olduğunu varsayarak 2001 yılı verilerine göre bir maliyet araştırması yapo. Türkiye'nin AB'ye yılhk maliyetinin iddia edildiği gibi 20 milyar Euro değil, 8 milyar Eu- ro olacağını ortaya çıka- ran araştırmada, "Tür- kiye 2001 yıhnda üye ol- muş olsa> dı, AB bütçesi- ne toplam 1^85 miryar Euro ödeyecekri Bu öde- meler ise geleneksd öz- kavnaklarkalemine 504 milyon Euro, KDV öz- ka>naklar kalemine 666 muyon Euro ve GSMH- Özka\naklar kalemine ise 814 miryon Euro ola- rak gerçekleşti" denildi. Araştırmaya göre, Tür- kiye'nin alacağı kaynak kapsamında aslan payı tanm sektöründe olacak ve 6 milyar 532 milyon Euro verilecekti. Yapısal fonlardan da önemli mik- tarda kaynak alacak olan Türkiye'ye 3 milyar 729 milyon Euro tutannda bir meblağ yönlendirile- cekti. Buna göre, Türki- ye AB'ye ödediği her bir Euro için 5.14 Euro geriye almış olacaktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle