Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AftALK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
E
ünTirkiye'yl
APyesokauş.
FaMıhçıkav!
- Tayyip, "Ülkeyi ben
yönetmiyorum" demiş...
"Idare edivori"
Yobadık
Err-ekli öğretmen
Eyûp Lütfü Özyol, Şeker
Ba/ramı tatilinde Bur-
sa'ntn Mustafakemal-
paşa ilçesine gidiyor.
Bayram namazını ilçe-
deki bir camide kılıyor.
Sonraöan ilçe müftüsü
olduğunu öğrendiği ki-
şinin vaazını dinljyor.
Adam, Müslüman kişi-
nin nasıl bayramlaşaca-
ğını anlatıyor. Erkekle-
rin kendine nikâh düşe-
bilecek hala, teyze, da-
yı, amca kızları jle toka-
laşmasının haram oldu-
ğunu söylüyor. Emekli
öğretmen şaşırıp kalı-
yor. Oysa bugünkü hü-
kümeti kuran partide
yönetici kademesinde
bulunan kimileri de ka-
dın eli sıkmryor.
rof. Dr. Çetin Yetkin'ir, yonetimindeyayım-
lanan Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-
Hukuk dergisinin son sayısında avukat Re-
cai Selman Şavluk'un bir makalesi yer alı-
yor. Şavluk, 3 Kasım seçimlerini ABD'nin senaryosu-
nu yazıp rol dağıtımını da yaparak sahneye koyduğu
bir oyuna benzetiyor. Makaleden alıntı:
"AKP ve CHP'nin birlikte veya ayrı ayn iktidannı or-
ganize eden ABD, bundan sonrasında Kuzey Irak ve
Kıbns konulanndaTürkiye'nin bütün direnme nokta-
lannı kırmak için, içeride iktidar ve muhaiefet rolünü
oynayan iki oyuncu tarafından sıkıştırılacaktır. İktidar
ve muhaiefet partileri arkalarındaki büyük çoğunluk-
la bu olayı halkımıza, ABD'nin Irak politikasının ka-
yıtsız şartsız desteklenmesi gerektiği şeklinde suna-
caklardır. Türkiye, Kuzey Irak konusunda kurulan kuk-
la devlet nedeniyle köşeye sıkıştınlmış durumdadır.
Türkiye bu durumu, ancak bölge ülkeleri ile anlaşıp
Irak'ın toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının ko-
ABD'nin seçimi
runmasıyla aşabilecektir. Fakat içerde hükümet ve
muhaiefet olarak ABD yanlısı iki partinin Meclis'i oluş-
turduğu ortamda bu çok zor görünmektedir. Türki-
ye, ABD güdümünde Irak'ta maceraya girerse, ken-
di bölünme sürecini de başlatmış olacaktır.
Kıbns konusunda Türkiye'nin direnişini Israil ve
ABD desteklemektedir. Zira ABD ve Israil, adanın
AB'nin kontrolüne geçmesini kesinlikle istememek-
tedir. Israil 'in Kıbrıs'ta gözü vardırve Türkiye'nin Kıb-
rıs'taki direnişini perde arkasından desteklemektedir.
Ulusal güçlerin Kıbns konusundaki devlet politikası-
nı işbirlikçi yapı sulandırmaya çalışmaktadır. AB ta-
raftarı işbirlikçilerin planı, Kıbrıs'ı AB'ye bağlayacak
oldu bittileri bir an evvel gerçekleştirmektir. ABD ise
Türkiye ile Yunanistan arasında kısa süreli bir sıcak
çatışma tertip ederek, Kıbrıs'ın AB'ye bağlanması
planını engeliemek istemektedir. Türkiye'nin AB ma-
cerası noktalandıktan sonra Türkiye, ABD'nin Orta-
Doğu senaryosunda rol almaya zorlanacaktır. Bu da
Türkiye'nin bölünme sürecini başlatacaktır. ABD ta-
rafından etkilenen demokrasimiz artık tartışılır duru-
ma gelmiştir. Türkiye büyük bir tehlike ile karşı kar-
şıyadır. Son direnme noktalan da işbirlikçilerin eline
geçmeden, ivedi olarak ve öncelikle ulusal güçler,
sagcısı solcusu, yeni bir yapının altında toplanmak
zorundadır.
Teorisyenler, Islam ülkelerinde 'llımlı Islam'ı destek-
lemeyi yeni yöntem olarak belirlediklerinden, içeride
meydana gelen olayların farkına varamayacak kadar
sıkıntı içindeki halk, bunun ABD tarafından sahneye
konulduğunu ve başarıyia oynandığını anlamaktan
şimdilik çok uzak görünüyor. Çünkü onlara göre, iç-
ten, dürüst, vatansever ve dindar bir parti bu seçimi
kazanmıştır."
Engelsiz
Recep Tayyip
Erdoğan, katıldığı
engelli koşuda önünde
hiçbir engel
görmeyince pistin
kenanndaki teyircilere
sormuş:
- Kim kaldırdı bu
engelleri?
Seyircilerden yanıt:
- Deniz Baykal!
Can Ozan
SESSÎZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hattı
:
[email protected]
Kopenhag doruğundan payımıza düşen:
ANDERSON MASALLARI!
Avrupa Birliğî'nin Genelkurmay koşulu!ı
196O'lı yıllarda Ulus gazetesinin
yöneticiliğini yapan gazeteci
ağabeylerimizden Seyfettin
Turan aradı...
Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki Milli
Güvenlik Kurulu'na yönelik büyük
takıntısını anımsattı... Sonra sözü
1963 yılına getirdi...
Ismet Inönü'nün başbakanlığı
sırasmda Türkiye, adı o sıra Avrupa
Ekonomik Topluluğu olan ve
sonradan Avrupa Birliği adını alacak
topluluğa üyelik için ilk başvurusunu
yapacak. Seyfettin Turan da Ulus'ta
"S.T." rumuzuyla başyazı yazıyor.
Başbakan Yardımcısı Turan
Feyzioğlu, Seyfettin Turan'ı
arayıp tarihe "Ankara Anlaşması"
olarak geçecek imza törenini
izlemesini istiyor.
Seyfettin Turan bir anlam
verememekle birlikte kalkıp imza
törenine gidiyor.
Zevat salonda toplanmış...
Avrupalılar, Türkiye'yi aralanna
almak üzere ilk imzayı atacak fakat
bir koşullan var...
Koşul önceden bildirilmiş...
Avrupaiılann isteği üzerine dönemin
Genelkunmay Başkanı salondaki
yerini almış... Meğer Avrupalılar,
Türkiye'nin Avrupa Birliği macerasını
başlatacak anlaşmaya Genelkurmay
Başkanı'nın da imza atmasını
istiyormuş...
Şu Avrupalılar çok âlem doğrusu!
Bir söyledikleri öteki söylediklerine
uymuyor!
AB'nin Hesaplan
ve Gereken Tavrımız
TALATSARAL
Esh Maliye Müsteşarı
Aralık 1999'daTürkiye'ye söz-
de adaylık (aslında aday adaylı-
ğı) payesini veren AB'nin temel
amacının Türkiye'yi tam üye yap-
mak değil, en çok "GB+" formü-
lüyle kapısında tutmak olduğu
artık iyice anlaşılıyor. Bunun ne-
deni AB'nin Türkiye'ye yönelik
giderek belirginleşen şu ana he-
defleridir:
1. GB'den doğan dış ticaret
fazlası avantajını ve Türkiye'nin
3. ülkelerle olan ticaretini kontrol
etme imtiyazını sürdürmek.
(GB'nin ilk 5 yılındatoplam dış ti-
caret açığımız önceki 5 yıla göre
53.5 milyar dolar artmıştır.)
2. Asla kabul edilemeyecek,
öncelikle Kıbns daha sonra da
Ege, Güneydoğu, sözde soykı-
nm vb. ile ilgili ek şartlan tam üye-
lik bekleyen Türkiye'ye dayat-
mak. (Bu arada, Türktoplumuna
masum(?) isteklerle enjekte edil-
meye çalışılan mikro milliyetçilik
virüsü ile bu şartlara da zemin
hazırlamak.)
3. Türkiye'yi özellikle Avrupa
ordusu projesiyle (AGSP), GB'de
olduğu gibi (ve yine srfır maliyet-
le) kendine bağlayarak ABD ve
Rusya'ya karşı Avrasya'da söz
hakkı ve stratejik etkinlik kazan-
mak.
4. Komşularımızla ve kendi
coğrafyamızla yakın ilişkiler kur-
mamızı, bu yolla gelişmemizi ve
altematif yaratmamızı engelie-
mek.
5. Bütünüyle siyasal Islamın
veya (Almanya-Fransa eksenin-
de 3İn3ioc rakibi olmaya çalıstı-
ra artık Türkiye göstermelik gö-
rüşme tarihi değil, tam üyelik
takvimi istemektedir, istemelidir
ve bu tarih hiçbir şekilde Roman-
ya, Bulgaristan ve Kıbns'ın üye-
liğinden sonraya kalamaz, kal-
mamalıdır. Eğer bu yapılmazsa
"tren" işte o zaman kaçar. Çün-
kü bu kez masada AB'nin sonu
gelmez istekleriyle bizi oyalama
dönemi başlar. Masayaoturmak
tam üye olma garantisi de vermi-
yor. Şimdiye kadar aksi olmadı,
amaTürkiye'ye hep "ilkler"\n uy-
gulandığı asla unutulmamalıdır.
2. Gümrük Birliği ile asla: Bi-
zim için çok büyük olumsuzluk-
lar doğuracak böyle durumlar-
da, örneğin şu önlemler de mut-
laka alınmalıdır:
Ayrıcalığımız değil ayak bağı-
mız olan anayasaya aykın GB
uygulaması tez elden masaya
yatınlmalı; AB'nin dış ticaret
politikalannda oy hakkı ve iki-
li ticaretten doğan zaraıiann den-
gelenmesi istenmeli, aksi takdir-
de tam üyeliğe kadar GB (ser-
best ticaret anlaşmasına dönüş-
türülerek) derhal askıya alınma-
lıdır.
Artak iyice bilinmelidir ki, tam
üyelik dışında AB'nin ancak An-
dorra ve San Marino gibi kasa-
ba devletlerine kabul ettirebilmiş
olduğu GB uygulandığı sürece
Türkiye'de sağlıklı bir ekono-
mik program sürdürülemez.
• Karara bağlandığı halde, ve-
to bahanesiyle verilmeyen tüm
mali yardımlar (hukuk yolu da de-
nenerek) talep edilmelidir.
• AB'deki Türklerin sosyal ve
siyasal haklan istenmeli ve izlen-
molidir.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behlcak'a turk.net
ÇİZGİLİK
o
o
O
KÂMİL
O
O
o
MASARACI
O
o \
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
O
o
ü
o
o
o
o
O
o
o
HARBİ SEMİH POROY semihporoy(âyahoo.com
DÜZ ÇİZGİ
ÜMtT ZtLELl
İşbinükçier Ne Dtyeceh?..
Benim açımdan gerçekten büyük talihsizlik...
Zaten haftada bir yazıyorum, o da tam Kopen-
hag'daki tarihi toplantıya denk geldi... Eh, yazıyı da bir
gün önceteslim ettiğim düşünülürse hiç şansım yok!..
Kısacası, dananın kuyruğu benim yazımdan hemen
sonra kopacak.
Doğal olarak, bir hafta sonraki yazıma kadar da kim
öle kim kala.L Anlı şanlı gazetelerimiz, televizyonlan-
mız, köşe yazarlarımız sonuçlann üzerinde öyle birte-
pinecekler ki, sıra bana geldiğinde sizler tıka basa Av-
rupa Biıiiği ile dolmuş olacaksınız!..
Ancak; elimdeki veriler ve işbirlikçi takımın acınacak
telaşından esinlenerek bir ufuk turu yapmamı ne en-
gelleyebilir?!. Örneğin şöyle başlayabilirim:
Bugün çarşamba, zirveye 24 saat var... Bildik köşe-
lerde ise koro halinde aynı nakarat:
- Verelim Kıbns'ı, alalım 20O3'ûL
• • •
Aslında, Türkiye - Avrupa - ABD hattında son 48 sa-
at içinde söylenenleri şöyle birtarayınca bugün Kopen-
hag'da neler olacağı da ayan beyan ortaya çıkıyor...
- AB Dönem Başkanı Danimarka'nın Başbakanı
Rasmussen, "Önemli olan kâğıtüzerinde verilen söz-
lerdeğil, uygulamayıgörelim" diyor...
- AB Komisyonu Başkanı Prodi, "Eşimizi kendimiz
seçmeliyiz, ABD baskısına boyun eğmeyeceğiz" şek-
lirtde bir açıklama yaptyor.
- Dışişleri Bakanı Yakış, kaderine boyun eğmiş bir
tavırfa, "Kopenhag'da olmazsa, bari Selanikzirve-
sinde tarih verin" diye yalvanyor... (Bu arada, bildik
zevat, "Türkiye'nin Atamızın doğum yeri Selanik'te
tarih alması ne muhteşem bir şey olur" yollu propa-
ganda faaliyetine başladılar bile!..)
- Cumhurbaşkanı Sezer, "AB ülkeleri ikiyûzlü dav-
ranıyor" diyerek Kopenhag'a gitmekten vazgeçtiğini
açıklıyor...
- Türkiye'nin iç - dış - ekonomik - kültürel bilumum
politikalarından sorumlu ve de "refakatçi" resmi sıfa-
tını haiz Tayyip Bey, Beyaz Saray'da Başkarr Bush'la
al takke (AB'de tarih, kendi iktidanna destek) ver kü-
lah (Kıbns, üsler, limanlar, Mehmetçiğin kanı vb..) pa-
zarlık yapıyor. Sonra da "Bush'la, birkısmına hûkû-
metin de muttali olduğu konulan konuştuk" açık-
lamasını yapıyor. Demek ki Tayyip Bey, ABD Başka-
nı'yla kapah kapılar ardında, hükümetin ve dolayısıyla
Türkiye'nin "muttali" olmadığı konularda da pazarlık
yapıyor!.. Şimdi siz, alt alta sıraladığım şu açtklamala-
rı okuyunca ne düşünürsünüz? Bence çok açık ve çok
vahim:
- Türkiye, kapah kapılar ardında teslim alınıyor!..
•••
Peki, benim bir dahaki yazı tarihim olan 19 Aralık'a
kadar neler olacak?
Ya da; Sevgili Metin Erksan'ın deyimiyle, "ernlak
komisyonculan" önümüzdeki bir hafta süresince ne
yazacak, ne söyleyecek?!..
Çok basit!.. Yeni durumu yüce Türk milletinin haz-
medebilmesi için tüm kıvraklıklannı, bütün meziyetle-
rini kullanacaklar!..
- Kimileri hiç utanıp sıkılmadan, elde edilen sonu-
cun aslında ne denli lehimize olduğunu maddeler ha-
linde sıralayacak..
- Bazılan, "ayıp be AB, bunu bize yapmayacak-
tın" diye sızlanıp "Ama şimdi elimizde hiçlikyerh
ne bir tarih var. Papaza kızıp, oruç bozmayalım"
diyeöğüt verecek...
- Bir diğer takım da "Hiç yoktan iyjdir, biz de bu
süreçte kendimizi düzeltir, AB'nin isteklerini pra-
tikte de uygulayıp adayhğı gelecek seferkapanz"
yüzsüzlüğünü gösterecek...
Tabii, gelecek seferin "ge/ecefrseferincten"hiçbi-
ri söz etmeyecek... Başka hiçbir adaydan istenmeyen
koşullann önümüze sürüldüğüne hiçbiri değinmeye-
cek... Kıbns'tan sonra önümüze Ege sorunu, onun ar-
dından Doğu sorunu, onun da ardından Patrikhane'nin
"devlet olma isteğinin" sürüleceğini hiçbiri anlatma-
yacak...
Çünkü kaderlerini efendilerinin kapısına bağlayan-
lar için önemli olan Türkiye'nin geleceği değildir...
- Onlar için yaşamsal hedef, AB ile bütünleşe-
cek bir Istanbul dur... Sonra Izmir'dir... Sonra An-
talya'dır...
Avrupa Biriiği'nden neredeyse yalvararak istedikle-
ri de "onlar gibi Türklerin bu duygulannın dikkate
alınmasıdır..."
- Gerisi laf-ı güzaftıriü
Yerli malı haftası: Gerçi, teslim alınmışlığın zirveye
vurduğu şu günlerde komik kaçıyor ama bugün "Yer-
li Malı Haftası" başladı.. alacağınız her Türk malı ürün
bir işçinin işten atılmasını önleyebilir... O çok beğen-
diğimiz Ingiltere'de, ürünlerin üstüne "BuyBritish - In-
giliz malı al" etiketleri yapıştınlıyor... ABD'de koruma-
cılık görülmemiş boyutlara ulaştı. Insanımıza, ürünü-
müze, yurdumuza sahip çıkmak ayıp değil!..
E-posta: [email protected]
BULMACA İEDAT YAŞAYAN-
ğı) ABD'nin safına geçmemizi
önlemek...
6. Terörist başının idamını ön-
lemek. (AB'nin uluslararası mah-
keme oyunu tutmamıştı.)
Bunların büyük çoğunluğu
Türkiye'nin aleyhine olan hedef-
lerdir.
AB'nin yeni taktikleri
12 Aralık 2002'deki çok kritik
Kopenhag Zirvesi'nde ve sonra-
sında, Türkiye'yi yumuşatmaya
ve kapıda tutmaya yönelik olası
AB taktikleri şunlardır:
1. Zamanı gelince Türkiye'ye
oy, veto, direkt yardım alma vb.
hakkı olmayan özellikli(?) veya
"yarım" üyelik vermek. (Yani
AB'ye "en alttakiler" türü esir üye
yapmak.)
2. Tam üye olmadan, kanayan
yara Gümrük Birliği'ni (GB) daha
da genişletmek.
3. Tam üyeliği zorlamama kar-
şılığı mali yardımı sembolik dü-
zeyde arttırmak. (Yani sus payı
vermek.)
4.2003'te veya 2004'te "şart-
!/" görüşme takvimi, aralıkta da
bunun şartlı sözünü vermek;
böylece hem malum ek şartlan
kabule bizi zorlamak hem de
Türkiye'yi süresiz kapıda tutarak
Kıbns Rum kesiminin tam üyeli-
ğine karşı önlem almamızı en-
geliemek...
Tutumumuz ne olmalı?
Bu oyalama ve uyutma taktik-
lerine karşı biz ne yapmalıyız?
1. Tarih ve takvim birlikte ol-
malı: Bunca olan bitenden son-
• KADEK'in terörist listesine
altnması ısrarla taiep edilmeli, ak-
si takdirde uluslararası hukuk
yollarına mutlaka başvurulmalı-
dır. (AB'nin KADEK oyunu, Rum
kesiminin tek yanlı üyeliği ile bir-
likte, gerçek niyeti kesin olarak
anlamamız bakımından birertur-
nusol kâğıdıdır.
Sonuç
12 Aralık öncesi Türkiye tek bir
beklentiye itilmektedir: AB'den
görüşme takvimi alınması... Oy-
sa bu beklenti çok yetersizdir ve
madalyonun yalnızca bir yüzü-
dür. 40 yıldır uğrunda mücadele
verdiğimiz AB tam üyeliği temel
hedefimizdir. Ancak, ne "Herne
pahasına olursa olsun" ve ne de
"Tek çare AB'dir" teslimiyetçili-
ği ile... Çünkü her iki yaklaşım bi-
çimi de doğası gereği Türkiye'nin
elini çok zayıflatmıştır ve zayflat-
maktadır.
Bu nedenle; çağdaşlaşmayı
AB'nin tekelinde görmeden ve
bulunduğumuz çok önemli coğ-
rafyayı asla göz ardı etmeden,
gerçekleri tüm yönleriyle, önce-
likle AB'nin Türkiye'ye yönelik
hedef ve hesaplanyla, süresi
belirsiz GB'nin Türk ekonomi-
sinde açmış olduğu derin yara-
larta açıklayan araştırmalar ve ta-
nrtım programlan ile toplum tek
yönlü AB ve lobicilerinin etkisin-
den mutlaka kurtarılmalıdır. Bu
konuda da en önemli bilgi kay-
nağımız öncelikle yakın tarihtir.
Unutmayalım ki, tarih yalnızca
kendine yönelenlere rehberlik
eder.
TARÎHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 12ArnUk
N06£L VBR/LENMPON YAZAfif.,
O1AN mS0*6'MNtON*A tU ÖDÜUJ l/
İKİNCİ Kİ&OIAN *0MAHCI, STOCKMOLM'OeKJ TĞ-
İL&İNÇ IHK KONUÇMA
ü
miKU fii*l£&N0İKr'ffH *4Ç«t-SpN.
LU*(_AÇ.IXÇA miılMAYANÇâtkettİN BâHA SÛÇUİ
OLOuStl), İMÂLAH & UN PAKAD0KSIMMA
OOIM WmAIHNI SAŞKA PİIU& ÇErifit&lSHtf.
i Ğ 6t>Üt£>£ mt OiUĞtJNUğÖrUMİŞTİ.
SOLDANSAĞA:
1/ Izmir'in
Selçuk ilçe-
sindeki turis-
tik sahil. 2/
Toprak, kum
ve saman ele-
meye yarayan
iri delildi kal-
bur... Osman-
lılarda sivil
rütbelerden
biri. 3/ Donuk
renkli... Içine
yün ya da pamuk dol-
dunılan yastık ya da
yorgan kılıfi. 4/ Kale
hendeği... Bir tür ha-
su şapka. 5/Denizci-
likte, dört köşe yel-
kenleri boğarak yü- _
zeylerini küçültme
işi. 6/ Kendisine ina-
nılan, sır verilen kim-
se... Uzaklık işareti.
1
2
3
4
5
6
l
9
1
\
2 3 4 5 6 7 8
I I I I I •
+
i_L mn 11
9
[ -
_
1 2 3 4
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2002:1491 KararNo: 2002 1489
Hâkim: Kemal Güzel 20998
Kâtip: Zarif Nalbantoğlu
Hüküm Özeti
Mahkememize ait 2002 1491 esas, 2002 1489 karar sayılı
3.12.2002 tarihli ilam ile Ağrı Merkez, Tezeren Köyû, Cilt:51,
Hane:130"da kayıtlr Yavuz ve Yüksel"den olma 11.8.1986 d.lu Ça-
ğatay Aklıfazla'ya abisi aynı yerde nüftısa kayıtıl 1983 d.lu Baha-
dır Alp Aklıfazla vasi tayin edilmiştir. 3.12.2002 Basın: 82093
KADIKOY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESÎ'NDEN
Dosya No: 2002'742 Vasi Tay.
Mahkememizce verilen 12.11.2002 tarih ve 2002/742 esas.
2002944 karar sayılı ilamı ile Karaman, Ermenek, Meydan Ma-
hallesi. C:10, HN:63'te nüftısa kayıtlı bulunan Mustafa ve Sıttıka
kızı. 1983 dogumlu mahcure Nuray Inli. 4721 s.TMK.405. mad-
desi gereğince vesayet altına almarak. kendisinin TMK..419. mad-
desi gereğince annesi Sıttıka Inli ve babası Mustafa Inli'nin müş,-
tereken yetkili olmak üzere velayetleri altına konulmasına karar
verilmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 02.12.2002 Basın: 82057
7/Büyük pulhık... Denizli'nin bir ilçesi. 8/ "Misket
fimonu" da denilen, acı sulu küçük limon cinsi... Ka-
dınlann ziynet eşyası. 9/ Salata yapmak için kulla-
rulan domates, biber gibi şeylere verilen ad.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/Zevtin ağaçlannda görülen bir hastahk. 2/Tarlalar-
da açılan su yolu.... Muğla'nın bir ilçesi. 3/ Satranç-
ta yenilgi... lİci yüzü beyaz kapsız yorgan. 4/Tümör...
Orta Amerika'da birülke. 5/Çapraz düğmeli, ipek ya
da işlemeli birtürkısa yelek. 6/Prens, han, şehzade...
Tantal elementinüı simgesi. 7/ Saka kuşuna verilen bir
başka ad... Taşlık yer, çıplak tepe. 8/ "Sami —": Res-
samımız... Adın başka bir sözcükle ilgi kurmak üze-
re aldığı ek. 9/ Hıyar.