19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet lmtiyaz Sahibi: COIHURÎYET VAKFT adına tLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız # Yazıişleri Müdürü: SaKm Alpadan#Sorumlu Müdür. Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara tstıhbarat Cengiz Yıldırım # Ekonomr. Öz- lem Yüzak # Külriir Egemen Berköz 0 Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Satni Ka- raören # Düzeltme Abdullah Yazıcı # Bil- gı-Belge EdibeBuğra • YurtHaberlen: Meh- met Faraç 0 Avrupa Temsılcisı: Güra\ Öz YaymKurulu:İlhanSelçuk(Baş- AnkaraTemsılcisı Mustafa Balba) AtatürkBuhan Müessese Müdürü: Erol REKLAM: P.M. Ltd. şti. • Genel kari). EmreKongarlDanışmanl, No. 125. Kat:4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 Erkut • Koordınatör: Mûdûr Gûttıin Erdumn • Koonünator Orhan Erinç. Hikıtıet Çetin- haU, Faks:419502 7 #tzrmrTemsılcisı SerdarKızık, Ahmet Korulsan • Mu- Reha lşmnan • Genel MudürYrd • kaya. Şiikran Soner. İbrahim H.ZıyaBh 1352 S 23Tel 4411220. Faks:4418745 hasebe Biilent \ e n e r • Sevda Çoban • Fınansman Mudûm " " ' " ~ " ~ . -- - - - - - . . Idare-Hüse>in Gürer Çetin Erduran Tel 0212 51407 53- • Satış FaziletKuza 513 8460-61. Faks 0212 513 S463 Yıldız, Orhan Bursalı. Musta- fa Balbay, Hakan Kara. y AdanaTemsılcisı: Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119 S No 1 Karl.Tel'363 12 11. Faks: 363 12 15 Ya>ımtayan: Yem Gün Haber Ajan-ı Basın ve V a\ıncılık A Ş Bukı: Sabah \ ayıncıhk. A Ş TurkocagıCad 39 41 Cagaloğlu 34134 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel IÛ212I5I2O5 05120 hat> Faks (0 212ı 513 85 95 11 ARALIK 2002 lmsak:S.3~ Güneş:7.12 Öğle: 12.04 İkindı: 14.22 Akşam:1644 Yatsı. 18.12 Mad Max filminde oynayacak • LOS ANGELES (AA) - Amerikalı aktör Mel Gibson, dörduncüsü çekilecek "Mad Max" filminde oynayacak. Daily Variety gazetesinin haberine göre ünlü aktör, 104 milyon dolarlık yeni projede alacağı rolle 25 milyon dolar kazanacak. "Fury Road" adlı fılmin çekimine gelecek mayısta Avustrarya'da başlanacak. Diğer Mad Max filmlerini yöneten George Miller, son üç yıldır üzerinde çalışttğı "Fury Road" filmini de yönetecek. Mel Gibson. bu yıl vizyona giren "Signs" (Işaretler) filminde de rol aldı. Sigara üreticileri kaybetti • BRÜKSEL (AA) - Sigara üreticileri, Avnıpa Birliği'nin (AB) en yüksek yargı organı Adalet Divam'nda açtıklan davayı kaybetti. Lüksemburg'daki Adalet Divam, tngiliz Imperial Tobacco IMT.L ve îngüiz- Amerikan üretici firma Tobacco BAT'nin açtığı davada, sigara üreticilerinin paketlerin üzerine yazılması gereken uyanlara olan ihrazlannı reddetti. Sigara üreticileri, AB'nin sigara paketlerinin ön yüzünün yüzde 30'u. arka yüzünün ise yüzde 40'ının sigaranın sağlığa zararlanm anlatan uyanlan koyma zorunluluğuna karşı çıkmışlardı. Parfüm spermlere zararh • WASHINGTON (AA) - Amerikan bilim adamlan, parfümde ve bazı güzellik ürünlerinde bulunan bir maddenin spermlere zarar verdiğini ortaya çıkardı. Environmental Health Perspectives dergisinde yayımlanan habere göre, Harvard Üniversitesi'nde görevli bilim adamlan 168 erkek üzerinde araştırma yaptı. Bilim adamlan, araştırma sırasında spermlerdeki DNA bozukluklan ve parfümde bulunan kimyasal madde diethylphthalat (DEP) arasuıda bağlantı olduğûnu tespit etti. Jüprter'in küçük uydusu • WASHEVGTON (AA) - Amerikan uzay sondası Galileo, Jüpiter'in küçük bir uydusunu keşfetti. Düşük yoğunluğa sahip uydunun yüzeyinin delik deşik olduğu bildirildi. NASA astronomlanndan John Anderson, Galileo'nun keşfettiği uydunun elmaya benzediğini, uydunun hafif yoğunluğunun da şaşırhcı olduğûnu kaydetti. Amalthea adı verilen kızılımtrak uydunun boyunun 270, eninin 130 km. olduğu belirtildi. Anderson, uydunun ortalama yoğunluğunun buza yakın olduğûnu belirterek "Tuhaf şekli de uydunun karşılıkh çekim etkisiyle bir arada duran çok sayıda parçadan oluştuğunu düşündürüyor" dedi. Yurtlarda evlat edinilecek değil çoğunlukla korunmaya muhtaç çocuklar kalıyor 600 aileçocukbekliyorESRAAÇIKGÖZ Istanbul'da 600 aile evlat edın- mek ıçin çocuk bulamıyor. Sos- yal Hizmetler ve Çocuk Esirge- me Kurumu'nun (SHÇEK) yuva ve yurtlannda 1720 korunmaya muhtaç çocuk olduğûnu belirten tl Müdürü Kahraman Eroğlu, "Bugün itibanyla evlatiık çocuk yok, çünkü yuvalardaki çocukla- nn anne- bâbalan var" dedi. Ekonomik zorluk çeken ya da parçalanmış ailelerin çocuklan- nın şu anda kurumda kaldığını be- lirten Eroğlu, "Anne-babalar, ba- kacakdurunmıobnadığıicinçocuk- larmı kurumumuza bırakıyor, du- rumlan düzelince geri anyor. Za- ten bize cvlathk verilmek için ge- len çocuk bir hafta içinde evlat edi- necekaikye verilir'* diye konuştu. Ailelerin evlat edinmek için ço- ğunlukla kız çocuklannı tercih et- tiklerini belirten Eroğlu, şöyle de- vam etti: "Aileler genellikle bir- den fazla çocuk görmek istiyor. Her afleye üç çocukla buluşma ola- nağı veriyoruz. Ancak aileler bu konuda fîziksel ısmmaya ihtiyaç duyuyor. Tercih ediien yaş grubu 0-1 yaş." Evlat edinmek isteyen ailele- rin, SHÇEK il müdürlüklerine başvurarak dilekçe vermeleri ge- rekiyor. tl müdürlüklerinde ailelere. ev- lat edinmenin hukuki, ruhsal ve psiko-sosyal özellikleri anlatılı- yor. Gerekli evrakın tamamlan- ması, ev ziyareti ve görüşmeler so- nucunda, evlat edinmeleri uygun görülen aileler. başvuru tarihleri esas alınarak sıraya alınıyor. Ev incelemesinde, kişinin yok- sulluk ya da zenginliğine degil, ço- cuğa yeterli sevgi, şefkat ve gü- venin venlebileceği düzenleme- nin evde olup olmadıgına baktık- lannı vurgulayan Eroğlu, evlat edinmek isteyen ailenin. bir yıl çocuğa bakması gerektiğini, bun- dan sonra uygun göriilmesi ha- linde çocuğun vekaletinin aileye verildiğini anlattı. Eroğlu, bundan sonra da kont- rolün devam ettiğini, çocuğun mut- suz olması, şiddete, istismara ma- ruz kalması halinde aileden alma haklannın bulunduğunu vurgula- dı. Türkiye'de koruyucu aile uy- gulamasının çok yaygın olmadı- ğuıa dikkat çeken Eroğlu, koru- yucu ailede yetişen çocuğun, an- ne-baba. kardeş sevgisini yaşa- bildiği için çok daha mutlu, sağ- lıklı yetiştiğini belirtti. Eroğlu, "\uvalarda30çocuğabir gönüDü anne düştüğü için iletişim kurmak zorlaşıyor. Bu nedenk çocuk- lann ev ortamla- nnda büvüme- Jeri çok önem- B. Koruyucu aüe olama- yanlar da yurüannuz- da gönûllü anne-baba olarak çalışıp yardımetsinİer , bu çocukiara" dedi. BEKÂRLAR DA EVLAT EDİNEBİLİYOR • 30 yaşını doldurmuş ya da en az 5 yıldan beri evli olan çiftler ile 30 yaşını doldurmuş evli olmayan bıreyler evlat edinebiliyor. */ Bir çocuğun evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması | koşuluna bağlı bulunuyor. § */ Evlat edinen ile evlat edinilen arasında en az 18 en fazla 40 yaş fark olması gerekiyor. • Çocuk sahibi olan çift ve kişiler de evlat edinebiliyor. Unlüler tehdit istemiyof Amerikalı unlüler, ABD Başkam George Bush'un, Irak'la ügâi tehditkâr konuşma tarzına son vermesi konusunda bir mekrup yayunlayacak, Aktör Mike FarreD ve Anjelica Huston'un yayimlay acağı mekrubu imzalayan yüzlerce ünlü arasında Kim Basinger, Matt Damon, Laurence Fishburne, Ethan Havvke, Uma Thurman, Samuel L. Jackson, Jessica Lange ve Martin Sheen'de bulunuyor. Mike Farrell, geçen haziran ayında da Senato'nun, ülkedeki nükleer atığın Nevada'daki Yucca Dağı'na gömülmesi planına karşı oy kullanması için benzer bir mektup kaleme almıştı. Kl ABD BAŞKANI SAVAŞ KONUSUNDA UYARDI Nobel Banş Ödülü Jimmy Carter'a verildi OSLO(.\A)-2002 Nobel Banş Ödülü, "anlaşmaziıklann banşçı yoUardan çözümü için yorulmadan mücadek veren" eski ABD Başkanı Jimmy Carter'a dün törenle verildi. Carter, Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen törende ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, önlem amaçlı bir savaşın sonuçlannın felakete yol açacağı konusunda uyanda bulundu. Eski başkan, "Gfinümüzde düm^da en az 8 nükleer güç olduğûnu hanrlayatam, bunlardan 3'ü uluslararası gergüıUğin yüksek olduğu bötgelerde komşulannı tehdit etmektedir. GüçJü ülkelerm ükesel olarak önlem amaçta bir savaşa girmeleri geçmisteki örneklerde olduğu gjbi felaketlere \v\ açabah-" dedi. 78 yaşındaki Demokrat Partili Carter konuşmasında, Cumhuriyetçi Partili ABD Başkanı George Bush'un Irak'a olası harekâtını telaffuz etmemekle birlikte, anlaşmazlıklann BM aracıhğıyla çözülmesi gerektiğini vurguladı. Carter şöyle konuştu: "Küresel anlaşmazlıklann banşın vurgulandığı, digerleriyie u\nm içinde güçlü ittifaklar ve uluslararası bir uziaşnıa zemininde çözüme kavuşturuhnası gerektiği açıkbr. Eksiklikleri bulunsa bile sorunlann BM aracıhğıyla cözübnesi gerektiği konusunda hiçbir şüpheye yer yoktur." ABD'nin Metropolitan Müzesi'nden ilginç haber Hitit'te Noel Baba izleri ANKARA (AA) - ABD'nin dünyaca ünlü Met- ropolitan Müzesi'ndeki geyik şekilli bir kabın üzerinde, Noel Baba iııanışındaki bazı figürle- rin izlerine rastlandı. Hitit mitolojısindeki Tan- n Telepüıu efsanesini konu alan M.Ö. 14. yüzyıla ait eserdekı fıgürler, Noel Baba'nm "çam ağacuu, hediye dolu torbasını ve araba- suu çeken geyiklerini" çağnştı- nyor. Dil ve Tanh-Cografya Fa- kültesi öğretim üyesi, eskiçağ tarih- çisi Hititolog Yrd. Doç. Sedat Erkut, Norbert Schimmel Ko- leksiyonu'nda bulunan eserin Anadolu kaynaklı olduğûnu belirtti. Er- kut, kabın üzerindekı figürlerle anlatı- lanlann karşılıklannı Boğazköy Hitit tabletlerindeki çiviyazılı belgelerde de bulduklannı söyledi. Tann Telepi- nu'nun güzel şeylerle dolu torbası, torbanın asıldığı yapraklannı dökme> r en kutsal ağaç ve geyik motifınin Noel Baba'nın çevresindeki simgelerle aynı olduğuna işaret eden Yrd. Doç. Erkut "Bize göre Aziz Mcholas bir din adamı okhığundan, olayin zamanla dini bir gö- rüntüye büründüğünü ve günümüze de Noel Baba imajınm bu şekilde ulaşmış oldu- ğûnu düşünüyoruz" dedi. Müzedeki geyik şekilli kap ve üstünde bıilunan figürier çam ağacuuve hediyetorba- suu çağnşanyor. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN \..Yabancılaşma = Kültürsüzleşme...' (Formül bu, tartışılacak yanı yok: çünkü kendi hal- kına, onun görgüsüne, görerreğine 'yabancılaşan', geçmişini inkâreden, düpedüz 'kültürsüzleşmişX\r, kendi küttüründen çıkmıştır; iyı de 'kültürsüzleşme' nedir, şimdı acaba, ona bakar mıyız?) Bizdekl glbl mi?..' "...kültürsüzleşme, bir grubun diğer bir kül- türle ilişkisi sonucu, kendi kültürünü değiştir- mesi, hatta bütünüyle kaybetmesi olayıdır. (Biz- deki gibi mi?) Azgelişmiş ekonomilerin şehir ekonomileri, hayat biçimleri bakımından, ül- kenin geri kalan kısmına yabancıdırlar. Batılı- larfilm, reklamcılık, eğitim ve yabancıların var- lığı yoluyla, şehir halkı üzerinde egemeniik ku- rarlar. (Bizdekı gibi mi?) Şehir, geniş ölçüde 'kül- türsüzleşmiş' bir topluluktur. "...Sömürücü, yerli halkın, metropoldeki sö- mürgeni halka honyf»mp«ti amanıyla, aclri an. layış ve kuruluşlara, yeni bir biçim vermeye ça- lışır; ama yerlileri aşağı düzeyde tutarak, tam bir benzeriikten, kesinlikle kaçınır (Bızdeki gibi mi?). Bu politika iki temel ırkçı düşünce üzeri- ne kurulmuştur; bu düşüncelere göre, 1/ Hiç- bir insan için, bir Avrupalı'ya benzemekten, daha güzel bir şey olamayacağı için, Asya, Afrika ve La- tin Amerika halkına, Batı uygaıiığı aktarılmalıdır. 2/ Hiçbir uygarlık, Avrupa uygartığından üstün değil- dir. Bu arada yertinin daima aşağılık bir varlık oi- duğuna, hiçbirzaman düzelemeyeceğıne inanılmak- tadır (Bızdeki gibi mı?)... "...ekonomik ve politik egemenliğin ötesin- de, sömürgecilik; Uçüncü Dünya halkının kişi- liğini, derinliğine hedef alan, geniş bir 'beyin yı- kama' kalkışımı olmaktadır. Sömürgeleşmiş ülke, sömürgeciyi taklrt etmesine, inandınlmak istenmektedir. Sömürge halkının, sanat felsefesi ve dini inkâr edilmekte, gıderek bu halkın kişiliği yok edilmektedir (Bizdeki gibi mi?). Endüstri uy- garlığı, azgelişmiş ülkelere, kendi değer ve karşıt değerlerini de aktarmaktadır. Gerçekten de, bu değer, bu karşıt değerler, çoğunluk, zengın ülke- lerin yönettiği kitle haberleşme (büyük basın, rad- yo, sinema, televizyon, reklamcılık) vasıtalarıyla iyice yayılmıştır (Bizdeki gibi mi?)..." Neden, her şeyden önce mllllyetçl..' "...bu sosyo/kültürel darbe, şüphesiz Üçün- cü Dünya ayaklanmasının, niçin her şeyden önce 'milliyetçi' bir ayaklanma olduğûnu açık- layan olgudur. Egemeniik ve bağımsızlık hak- lannın aranması, şüphesiz bir kendi kendini kanrtlama, kişiliğini yeniden yaratma ve ken- dine yeniden kimjik kazandırma çabalarını rfa- de eder. Yine de Üçüncü Oünya ülkelerinde bir sarsıntı olmuştur; bağımsızlık elde edildiği za- man bile, özellikle kültürel alanda, sömürgecinın tak- lit edilmesi süregelir (Bızdeki gibi mı?). Ömeğin Fran- sız sömürgeciliği, Fransız dilinin korunması için, gerekenin çok ötesinde ve bağımsızlığın elde edilmesinden sonra da, devam eder. Yö- netim sistemi, eski metropollere göre biçim- lendiğinden, yeni koşullara uyma çabaları en- gellenir... "...Batılı tüketim modellerinin yarattığı gösteriş etkileriyle, reklamcılığın az çok bilınçli kurbanlan olan; ve endüstriyel toplum yararfarının, Batılı ha- yat biçimleriyle karıştığı. bir uygarlığa kavuşma tutkusu içinde bulunan; Üçüncü Dünya'nın ayrı- calıklı (seçkin) azınlıklan, çokluk, şımarık çocukla- nn aşınlık ve gösterişçilığiyle, gönüllü olarak 'Ame- rikan Hayat Biçımı'n/ benımserler. (Bizdeki gibi mi?)Tergalden Batılı giysisi, pamuklulann 'ulu- sal' yerini almıştır; daha sonra aşçılar, Avrupa yemeklerini öğrenmek zorunda kalacaklardır (Bizdeki gibi mi?)... "...gelecekteki kadroların, yabancı ülkelere yollanmalarına gelince, bu da söz konusu kad- roların, anavatanda çözmeleri gereken sorun- larta uzlaşmayan, bir eğrtimden geçmelerine yol "/N °- (Bizdski gibi mi?). Yobancı ülkelerde yetiş- tirilme, çoğunlukla, yararlı olmaktan çok zarar- lıdır; bu sakıncalar, gelecekteki yüksek ele- manların, çeşitli ülkelerde yetiştirilmesi halin- de, daha da büyür. Eğitimin çeşitliliği, çoğun- luk, eytemde anlaşma ve uzlaşmayı engeller (Biz- deki gibi mi?)..." Sürpriz, tespit ve sorular... (Önce sürpriz: Okuyageldiğıniz satıriar, köşenin yazarına ait değildir; bunlan, J. M. Albertini nin 'Az- gelişmişliğin Mekanizması•' adlı eserinden. (May Ya- yınlan, 1974) konuyla ilgili bir başka söyleşi için der- lemiştim (7 Aralık 1987). Sorunun meraklısı, kitabı ele geçirip tamamını okursa, sandığından çok da- ha fazla 'aydınlanmış' olacaktır. Sonra, bir tespit: Bir önceki Söyleşi'den şu sa- tırlar, Albertini'nin eserinde sergilediği bilgileri, Türkiye ıçin doğruluyor mu, doğrulamıyor mu? "...ülkemizde Oligarşi (Burjuvazi + Bürokrasi), Tanzimat Alafrangalığını, yâni 'yabancılaşma'yiı Anadoiu İhtilâli'nin asıl anlamı. ya da amacı fu- bu almaktadır. Oysa Türk halkı her serbest se- çimde, ısrarla ve inatla, bunun aleyhine oy kul- lanıyor; çünkü onun nazarında Anadolu Ihtilâ- li (Kurtuluş Savaşı) 'ecnebi'nin önerdiği bir 'alaf- rangalığı' benimsemek için değil; bu 'alafran- galık' Osmanlı Imparatorluğu'nu yıktığı için bu- na karşı yapılmıştı!.." (9 Aralık 2002, Cumhuriyet). Daha sonra, bir soru: Oligarşi (Bürokrasi + Bur- juvazi), aynı yabancılaşma (Kültürsüzleşme) ile, Türkiye'yı, aynı çıkmaza soktuysa, halkın 'ulusal' bir çıkar yol araması yanlış mıdır? Sonra, bir soru daha: 'Ulusal'öan çok 'din- se/'den gelen 'muhalefetler'e 'ıktidarı' vermek, matlûba muvafık mıdır; yoksa Türkiye'yı yine 'ec- neö/'nin kucağına mı götürur? Göreceğiz.) e-mail:tilahan' isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle