25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4- Genei Yayın Yönetrneni: İbrahinı Yddız # Yazıişleri Müdürü. Safim A^asbn#Sorumlu Müdün Mehrnet Sucu # Haber Merkezı Müdürii: Hakan Kara CumhuriyeC İmtivaz Sahifti: CUMHURİYTT \AKFI adma lLHA\ SELÇUK îstihbarat Cengiz YıJdırım 0 Ekonomi Öz- lem V üzak • Kültur. Egemen Berköz # Spor: Abdiilkadir Vücelman # Vfalaleler. Sami Ka- raören # Düzeltme Abdullah > azıcı # Bıl- gı-Belge: Edibe Buğra • \ urt Haberlen. Meh- mct Faraç 0 Avrupa îernsıleısı. Gflrav Öz Yayın Kurulu: İlhan Selçtık (Baş- kan ı. Emre Kongar (Daruşman), Orhan Erinç, Hikmet Çetin- kaya. Şükran Soner. İbrahinı Yıl'dız. Orhan Bursalı. Musta- fa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı. Mustafa BaJbav Ataturk Buh an No. 125. Kat-t. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 ( 7 haî). Faki 4195O2^0îzmırTemMİcısı SerdarKızık. H ZıvaBh 1352 S 2 .'Tel 4411220. Faki 4418^45 0 Adana Temsılcısı: Çetin ^ iğenoğlu. Inonu Cd. 119 S \ o 1 Kat:l,Tel:363 12 ll.Faks 363 12 15 Muessese Müdürii Erol Erkut 0 Koordınatrir Ahmtl Korulsan 0 Mıı- hasebe Bülent Yener# îdare. Hüseyin Gürer 0 Satış Fazilet kıı/a R£KJL *.M: P.M. L(d. Şri. • < VTudur Gülbin Eniuran#Koonftı Reha l^ıtrnan • Canel Müdür S*\da Çoban # Fınamman Mü( Çetin Erduran Tei 02)2 514 0" Yanmljun: Yenı Gün Haber Aıamı Basın ve Yayıncıhi A.Ş, Baskı: babafı > a-. ıncılıi. \ Ş TürkocagıCad '9 41 Cağaloglu 34114 lstanbui PK 246 - SıAecı'44?5 lstanhui Tel Fal> 10 212ı Sl! <o95 6 KASIM 2002 fmsak:5.04 Güneş: 6.J3 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.3" Akşam: 17.04 Yatsı: 18. Avrupa Sosyal Forumu, savaşsız, sömürüsüz alternatifbiryeryüzü için biraraya gelecek Başkabirdünyamümkün Spielberg, Havana'da • Çeviri Servisi-Kendi fîlmlerinin gösterildiği bir fesrivale ev sahipliği yapmak için ABD'den özel izinle -ticari amaçh olan gezilere izın verilmiyor- Küba'ya giden yönetmen Steven Spielberg, Havana sokaklannda turistik tur atmayı da ihmal etmedi. Aktris eşi Kate Capshaw ile birlikte önceki gün Havana*ya giden ünlü yönetmen eski kent merkezinde atOğı tur sırasmda etrafinda toplanan Kübahlarla sohbet etti, imza verdi. Gördüğü ilgiden memnun görünen ve gülücûİcler dağıtan Spielberg, bir an, •'Paris Kovboyu" adlı heykelin simgelediği Havana'da yaşamış ünlü bir kişiiiğe benzediğini düşündü. Ve heykelin yanında durarak basına poz verdi. Kıpmızj şarap ilaç ofcıyor • LEICESTER(AA) - Ingiliz bılim adamlan, kırmızı şarapta bulunan resveratrol maddesiyle kanser önleyici ilaç geliştiriyor. Intemetteki pressetext sitesinde yayımlanan habere göre, ABD Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI), Leicester Cniversitesi 'nde görevli bilim adamlan tarafindan geliştirilen ilaç için 1,7 milyon dolarlık destek bütçesinden pay verecek. Haberde, NCI'nm ilk kez ABD dışuıda geliştirilen kanser önleyici bir ilaç için maddi destek sağlayacağı belirtildi. ilaç, 2003 yıluıda ilk olarak sağlıklı denekler üzerinde denenecek. Sarmısak kanseri önlüyor • VVASHINGTON (AA) - Soğan ve sarmısağın prostat kanseri riskini yan yanya azaltabildiği bildirildi. Çin'de 238 prostat kanseri hastası ve 471 sağhklı erkeğin katılımıyla yapılan araştırmada, deneklere 122 gıda maddesini ne sıklıkla yedikleri soruldu. Sonuçlan Journal of National Cancerlnstitute'ta yayımlanan araştırmada, soğangillerden günde 9 gramdan fazla yiyenlerde prostat kanserine yakalanma riskinin, bu gıdalara fazla itibar etmeyenlere göre yüzde 50 oranında daha az olduğu saptandı. Araştırmaya göre, günde yaklaşık 3 gram yeşil soğan alan bir kişimn prostat kanserine yakalanma olasılığı yüzde 70 oranında azalabiliyor. 5 milyon turist • ANTALYA (AA)- Avrupa'da soğuk hava etkisini sürdürürken yazdan kalma günler geçiren Antalya, turist sayısında 5 milyona koşuyor. Antah/a'ya kasım ayımn ilk haftasında 57 bin 547 turist geldi. Antalya Valiliği'nden alınan bilgiye göre, kasım ayımn ilk 4 gününde Antalya'ya havayohıyla 57 bin 547 turist giriş yaparken, yılbaşından bugüne kadar bölgeye gelen turist sayısı 4 milyon 643 bin 389'a ulaştı. Turizm sektörü yetkilileri, yıl sonunda Antalya'ya 5 miîyondan fazla turistin giriş yapmasım beklediklerini kaydettiler. Mevlana'ya büyük ilgi • KONYA (AA) - Ünlü düşünür ve mutasavvıf Mevlana CelaleddiniRumi'nin türbesinin bulunduğu Mevlana Müzesi'ne gelen ziyaretçi sayısı artıyor. Mevlevilerin yaşantılanmn anlatıldığı ve Mevlana 'nın yaşadığı döneme ilişkin çok sayıda eserin sergilendiği müze, geçen yıl 10 ayda yerli ve yabancı 962 bin 900 kişi tarafindan ziyaret edilirken, bu yılın aynı döneminde 1 milyon 27 bin 640 kişiyi konuk etti. OZGÜRERBAŞ Floransa'da bu yıl ilk kez toplana- cak olan Avrupa Sosyal Forumu 'nda (ASF)"Başka birA\rupa mümkün" başlığı altında, "küreseUeşme dtşm- da bir yaşanun mümkün olduğu ve bunuoiuşturmanınyoüan" tartışıla- cak. Neo-liberal politikalara karşı "Veni Sol Siyasefin nasıl oluşturu- lacağı geniş katılımlı toplanttlarda belirlenmeye çalışılacak. Brezilya'nın Porto Allegre kentin- de bu yıl 2. kez düzenlenen Dünya Sosyal Forumu'nda yapılması ka- rarlaşhnlan bölgesel forumlardan bi- • îstanbul Sosyal Forumu Girişimi koordinatörü Levent Şensever, Sosyal Forum'un küreselleşmecilerin toplantılannı protesto etmekten farklı, alternatif bir dünyanın nasıl kurulacağına ilişkin bir tartışma ortamı olduğunu belirtti. ri olan, Avrupa Sosyal Forumu (ASFj 6-10 Kasım tarihleri arasında îtal- ya'nın Floransa kentinde düzenle- necek. Toplantılara Türkiye'den katılacak oian îstanbul Sosyal Forumu Girişi- mi koordinatörü Levent Şensever, son hazırlıklannı tamamladıklanm söyledi. Şensever, Avrupa Sosyal Foru- mu'na 50 bin kişiden fazla katılımın olmasını beklediklennı söyledi. Sos- yal Forum'un küreselleşmecilerin toplantılannı protesto etmekten fark- lı bir amacının olduğunu behrten Şensever "Floransa'da geniş katıhm- h 20 toplanü yapılacak. İtahan sen- dikalan uyan grevieri düzenk>ecek ve9Kasım'da 200 binin üzerinde ka- öhm beklenen 'Savaşa Hayır' jıirü- ^ ş ü gerçekleşecek. Biz de Törkj- ye'den 60 kişiyle kaolacağız" dedi. ASF'nin belirlenen üç ana başlığının "Neo-LiberaHznı,savaş ve demokra- si" olduğunu kaydeden Şensever söz- lerini şöyle sürdürdü: Tartışma başhklan buniar da ol- sa 1999 SeattJe'da Diim a Ticaret Ör- gürü (DTÖ) toplantısınm protesto edilmesinden bu yana kendini gide- rek geliştiren vejükselen bir küresel- ieşme karşıtlığı söz konusıı. Türki- ye'de bu süreç hem daha yeni, hem de Türkrve'nln iç tarHşmaJarı daha farklı. Türk solu dünva\a, kendini merkezalarak bakrvor. Bizküresd saJ- dınnın olduğu bir dünyada. kendi ulusal sınırlanmız içinde bu işie baş edilemeyeceğine inanıvoruz. Bunun için de küreselleşmecilerin yani dün- yanın tümüne egemen olan bir gru- bunj^icünekarşLkureseJdirenipnör- gütlenmesi gerektiğini saMUiuyoruz. Dünya Sosyal Forumu'nda yapıya ilişkin esaslar da beluiendi. Buniar: Bireysel katdımla kurumsal kabhm arasında fark gözetmemek,söz hak- la anlamında eşitfa'ğin ounası,doğru- dan demokrasi \c bürokrasinin en aza indergenmesL Bendebunlan çok önemshorum.'' (Biiai ve ıletışım ıçın telefon.0 212 249 45 08) U Z U N YAŞAM MERKEZİ'NDEN GELECEĞİN VÜCUDU Kırışık ve çürüğe sonThe Independent on Sunday gazetesinde yer alan haberde ilginç saptamalarda bulunuluyor. Dermatologlara bakıhrsa cilt görünümü açısından gelecekte daha genç görüneceğimiz kesin. Çünkü güneş [şınlannın zaran konusundaki toplum bilinci arttı. Bir de deridekı yaşlanma ve tahribatı önleyecek ılaçlar üreriliyor. Bu alanda ABD Gıda ve Uaç Dairesi'nce onaylanan ilk ilaç krem şeklinde piyasaya sürülen "•Dinıericüie''. Kınşıklıklan gidermek için bıçak altına yatmak da tarihe kanşacak. Çünkü cilt gerdirme işlemi üretilen yeni ürünlerin kullanımıyla hücre bazında yapılacak. Diş doktorlanna göre günlük besienmedeki bilinçlenme ve fluoride ıçeren diş macunlannın yaygınlaşması diş çürüklerini tarihe kanştıracak. Dışte dolgu, köprü, kaplama olmayacak. Diş doktorlan daha çok çene yapısuıdaki sorunlarla uğraşacak. Dişlerimiz daha sağhklı olacak. ! KELLİK TARİH OLACAK, GÖZLER DAHA İYİ GÖRECEK Obezle$eceğİZ: Beslenme uzmanı Dr. Susan Jebb'e göre günümüzün sorunu obezıte 100 yıl sonra gelecekte de insanlığın başma dert olacak. Dr. Jebb, "Önümüzdeki 100 viida toplumlann çoğunhığu obez olacak. îngiltere'de her beş kisinin biri obez, bu oran on ytl içinde dörtte bire yükselecek ve elinıizdeki hîm veriler ileride oranın daha da artacağını gösteriyor" diyor. NÜfUS homojenlesecek. Dünya Sağhk Örgütü'nün geçen ay yayımladığı bir rapora göre önümüzdeki 200 yıl içinde doğal sanşınlann neslı tükenmeye yüz rutacak. Kellfğin ÇareSİ: Estee Lauder kozmetik firmasının araştırma merkezinın Başkan Yardımcısı Dr. Daniel Maes'e göre kellik de tarihe kanşacak. Hormonlar ve saç çıkartıcı ilaçlar üzerindeki çalışmalar olumfu sonuç verecek. Gözler daha iyi görecek: Çok okumanın \ e gözü yorarak çalışma sonucu miyop olanlann sayısı her geçen gün artıyor. Ancak, bugünkü çalışmalar 100 yıl sonra miyopluğu ortadan kaldırmak için ilaç ürerilebileceğı konusunda ümit \aat ediyor. Diğer görme sorunlanna ilişkin ise lazer teknolojısinin ucuzlaması lens ve gözlükleri ortadan kaldıracağa benziyor. 970'Jerde çekilen ve ünlü vıldız Jane Fonda'nın mnadığı 'Barbarella' geleceğin dünyasına tşık tutnıuştu. Fonda bu filnıde gelecek vıllarda yaşavan bir kadını canlandırmışü. Insanoğlunun rengi 'kahve'leşecekÇe\iri Senisi - Ingiltere'deki Uluslararası Uzun Yaşama Merkezi'nin başkanı Sally Greeıigross'a göre, gelecekte. insanoğlunun yaşam süresi her 10 yılda iki yıl arrmaya d^-am edecek. Bu da 19'uncu yüzyılm başında en çok 40 yaşma kadar gelmeyi uman insanoğlunun özellıkle gelişmiş ülkelerde -günümüzde Ingiltere"de erkekler ortalama 75, kadınlar ise 80 yaşma kadar yaşıyor- bir asır sonra ömrünün 100 yılın üstüne çıkacağına işaret ediyor. The Independent on Sunday gazetesinde yayımlanan bir yazıya göre bazılanmn yaşamın tıptakı ve teknolojideki tüm gelışmelerin sımrlan olduğunu söylemelerine rağmen uzmanlar insanın önümüzdeki yüzyıllarda eskılere oranla daha uzun ömüriu olacağı konusunda birleşiyorlar. Peki. ınsan vücudu gelecekte ne hal alacak? 100 yaşma gelmenin alışılagelmişin dışında bir şey olmadığı dönemlerde insan biyonikleşir mi bilinmez. Ancak, uzmanlara göre son 50 yılda büyük gelişme kaydeden, çok sayıda devrim niteliğinde buluş ve yenihğe imza atan tıp dünyası sayesinde kellik ve diş çürümeleri tarihe kanşacak. sanşınlann sayısı yok denecek kadar az olacak \ e siyah ve beyaz ırkın kanşmasmın sonucu "kahve" renginde tene sahip olanlann sayısı artacak. Londra'daki University College'in öğretim göre\lilerinden Profesör Steve Jones, "Gelecekte dünya nüfiısu gün geçtikçe homojenlesecekr diyor. Özellikle siyah ve beyazlann kanşımmın gözlendiği ABD'de 1960'lardan kulaklarda kalan bir genetik teoriyi ammsatıyor: "Büyük bir kap lazun bize. içinde erittiğimiz kanşımı bir >Tiz\il daha kanşarmaya de\am etmeüyiz. Sonuçta elde edeceğûniz kanşun kah\ e'nin renginde insanlar olacaktır." Jones, siyah rengin hem ten, hem kaş, göz ve saç rengi olarak baskın gen olmasma rağmen açıklarla kaynaşma sonucu rengin açılacağını ve ortalıkta daha çok Coün Powefl dolaşacağını söylüyor. A\ustraha"da düzenlenen IVIelbourne kupası'nda atiardan ve jokevlerden çok şık giyimli kadınlar dikkat çekti. LVUSTRALYA'NIN ÜNLÜ YARIŞLARI INGİLTERE'DEKINE BENZEDİ Ascott'a nispet yaptılar Avustralya'nuı en ünlü ve "en zengin" at >anşı olarak bilinen Melbournc Kupası öncesinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bunların en ilgi göreni ise yanşları iziemek için Flemington Hipodromu'na gelen birbirinden şık giyimli bayan izleyicüerin yaptığı yüriiyüş. Görünen o Id, "Arazide Moda" adıvla yapılan "•kadınlar geçidi^ne katrianlar dünyaca ünlü tasanmcılann imzasını taşıyan kryafetler ghiyor ve hiçbirinin başında şapka eksik değil. Bu şapkalı şıklık da ister istemez gazetecilerin bile şapkasız gelmediği fngiltere'nin ünlü Ascot Kraliyet At Vanşlan'nı anımsatıvor ve "•Avustralyaiılar tngüizlere mi özenmiş" dedirtiyor insana. (Fotoğraflar: REUTERS/AP) SÖYLEŞİ ATTİL İLHAN f ...bon pour l'orient / doğu için iyir I I adi şimdi gel de, Alphonse de Lamartine'i ha- II tırlama! Bilıyorsunuz, 'Osmanlı Tarihi' isimli esennde, o Osmanlı gerilemesinı; Batı'dakı yönetme 'sanatı- nı', Osmanirnın bırturlü öğrenıp, uygulamayışına bağlıyordu; dedikleri de şunlar: "...Islamıyet, Osmanlılann elınde yanlış yorum- landığıiçin, inanmaktan ve ıtaataltına almaktan baş- ka bir şey bilmez iken; Hıristiyanlık, yaptığı fetih- lerde toplumlan eritme ve onlara egemen olma yo- lunagidiyordu, Hıristiyan Batı 'nın, Avnıpa 'da, Yu~ nanlılardan ve Romalılardan; Afrika 'da, Mısırtılar- dan devraldığı, bu eritme veyönetme ruhu, sürek- li eylem içinde olan kendi ırklannın: Doğu 'nun ata- erkil, kahraman, yiğit fakat zaferden sonra gevşe- yen ırklanna kısa sürede üstün gelmesini sağlaya- caktır." (a.g.e., Cilt 2, s. 553) Mesele meydanda, diyor ki Lamartine, fethetti- ğiniz ülke ve halklara, kendi yaşama taranızı, dıli- nizi, dininizı dayatacaksınız; onları entecek ve oy- le yöneteceksiniz; eşit davranır, yasalarına ve ku- rallanna saygı gösterirseniz, zamanla size üstun- lük sağlarlar. Özetin özeti aranırsa, Lamartine'e gore iyi yönetim, büyük devletlerıçin, ayrı kıstas/kri- ter (standart) gerektiriyor; birisı kendisine uygufa- yacağı, öteki hükmedeceği ülkelere uygulayacağıî Şuna düpedüz, 'çıfte standart' diyemez miyiz? Adam smith'in yediği nane... Şimdi liberalliğin 'babası' Adam Smith'in 'ye- diği naneye' bir göz atar mısınız? Erol (Mani- salı) şu satırları, 'Türkiye ve Küreselleşme' baş- lıklı eserinde kaleme almış; Batı'lının gerçekten de, Lamartine'in soyledıği gibi davrandığını, kanıtla- yan iki tespıt: Tespit/1 "...AdamSmıth, 18.yy'da'MilletterinZen- ginliği' eseriniyazdığında, dünyaya 'küresel' bak- mıştı. Hatta ondan da öte, 'evrensel'bakmıştı der~ sek, daha doğru olur. Evrenin ve yerkürenin akı- şındaki ve işleyişındeki 'doğallık ve düzen'gibı, ik- tisadi hayatın da işleyeceğini savunmuştu (...) Ik- lirnler nasıl oluşuyorsa, yağmur, güneş, ürün nasıl ortaya çıkıyorsa, iktisadi faaliyetlerde, öyle bır 'ser- bestlik' içinde yünjtülmeliydi. Piyasa bu serbest- lik içinde yürümeliydi..." "...eserinde liberal görüşlerin öncülüğünü ya- pan A. Smith, aynı dönemde, Ingiltere yönetimi- ne, 'müdahalenın yollan'nı anlatıyordu. Krallığın 'dünya egemenliği'nde, IngilizHükümeti'nin 'mü- dahaleci' olması gerektiğini savunuyor veyöntem- lerini de sıralıyordu. Kitabında lioeralizmin öncü- lüğünü yapan insan, uygulamada 'mudahaleci'idi. Bu çok doğa/dı, kendisi 'güçlü tarafta' idi; Ingilte- re'nin tarafında olmak demek. 'kendini korumak, kollamak' demekti. (...) Çünkü Ingiltere'nin dünya üzennde egemen olması, bu korumacılığa ve mü- dahaleciliğe bağlı olacaktı..." Tesbıt/2. "...peki, A. Smith'in lıberalızmine olu- yordu? O kitabını Ingiltere için değil de, 'başkala- n' için mi yazmıştı? Sanayi Devrimi'nin başların- da, Ingiltere'ningerisinde olan 'Avrupa'nın Azge- Itşmişleri' miliberalizmiuygulayacaklardı? Evet. li- beralızm Ingiltere'nin dışında olan ülkelerin ızleme- sıgereken bırpolitika idi: Almanya. Fransa. Ispan- ya, Portekiz, ayrıca tabii 'sömürgeler' için. Çünkü Ingiltere 'ileri' durumda idi; diğerteri liberal' kal- dıkça Ingiltere üstünlüğünü sürdürebilecekti..." (a.g.e.. s. 45) işte bu kadar, açık ve seçik! Onun egemenliğıni sürdürmesı için, senin folluk gibi açık, onun sımsı- kı kapalı olması, şart; senı eritmekye yönetmek için. bulduğu çare bu. sana bu bazen 'Özelleştirme' ba- zen 'Küreselleşme' bazen de 'Yeni Dünya Düze- ni' diye yutturuluyor. Sahi, onun da bırörnegini, geçenlerde burada 'su- çüstü' tespit etmiştik. Benzetmek gibi olmasın! Tesbit/3: "...Mr. Anthony Blair'/n danışmanla- rı, yeni bır 'Liberal Emperyalizm' ıhtimalleri üzerinde kafa yoruyorlar. Başbakan 'ın özel danış- manı Mr. Robert Cooper, öyle bir program düzen- leyıp açıkladı ki. Manche'ın ötekı kıyısında kıyame- ti kopardı..." "...Mr. Cooper'in hayalini kurduğu dünyada; Av- rupa, -daha genel olarakeleaiınırsa, Batı-artık 'çif- fe standart' uygulamaya alışmalı; çünkü ona gö- re: "...kendi aramızda açık ve ortaklaşa bir güven- lik düzeninin çerçevesine ve kurallarına göre dav- ranmalıyızama, başkayerierde, post/modernist Av- rupa kıtasının dışındaki devletlerde, daha önceya- şanmış olan bır çağın. daha sert (katı) yöntemleri- ne dönmelıyiz: güç kullanmalıyız; koruma amaçlı saldırı yapmalıyız, hile geçerli olmalı; kısacası XIX. yy'da, herkesin herkese karşı savaştığı dönemiya- şayantarı yola getirmek için, hangi çareler geçerli sayıldıysa, o çarelere başvurmalıyız.' Araya ekle- dığı de şu: "...kendi aramızdaki sorunlarda, yasa- ya saygı duyacağız; ama işimiz. balta gırmemiş ormana düşünce, kullanmamız gereken ormanya- sasıdır." (Cumhuriyet, 2 Ekim 2002) "Balta gırmemiş orman", biziz! Evet! Hatırladı- nız elbette, bu size Le Monde Diplomatique'den aktardığım Philip Golub'un yazısı ıdı; görduğünüz gibi, ne Erol'un gözümüze soktuğu Adam Smith'in davranışını. ne de vaktıyle Lamartine'ın Padışah Ab- dülmecid'e verdiği 'kopya'yı inkâr ediyor; hükmet- mek için tek yol biliyorlar, ezmek ve eritmek! Bu- nun için de, ona başka kural uygulayacaksın, ken- dine başka! 'Çifte Standart', Hıristiyan ve Beyaz Batı'lı uygarlığm, ta kendisi! Hani eskiden, mezun Doğu lu öğrencilere, üze- rine 'Bon Pourl'Orient/Doğu İçin lyi'damgası 6a- sılmış, uyduruk diploma verirlermiş ya, liberalizm işte onun gibi bir şey! e-mail:tilahanft/ isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle