Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6KASIM 2002 ÇARŞAMBA
14 JV.UJ-iJ. LJ-K kultur@cumhuriyet.com.tr
8-17 Kasım tarihleri arasmda yapılacak festivalde 160 film sinemaseverlerle buluşacak
Selanikustalarla başlıyor• Altın ve Gümüş
îskender ödülleri
17 Kasım gecesi
Olympion'da
gerçekleştirüecek olan
ödül töreninde
uluslararasıjüri
tarafından açıklanacak.
ASLISELÇUK
196O'ta Yunan Film Haftası olarak
başlayan, 1992'de uluslararası kımli-
ğini kazanan Selanik Film Festivali bu
yıl 43. yaşını kutluyor.
Av-rupa ile Balİcanlar'ın kültürel
buluşma noktası olarak tanınan, Yu-
nanistan'ın ikinci büyük kentı Sela-
nik'te 8-17 Kasım 2002 tarihleri ara-
sında. on gün boyunca 160 ilginç film
sinemaseverlerle buluşuyor.
Resmi bölümde yer alacak olan
fîlmler; yanşma, yanşma dışı ve özel
gösterimler olarak sunuluyor izleyı-
ciye.
Uluslararası yanşmada, festival yö-
neticisi MicheJDemopoulos'un seçtı-
ği, ilk ya da ikinci fılmlenni çeken,
sinemaya yeni adım atan yönetmen-
lerin çalışmalan yer alıyor.
Sayılan 14 ile löarasındadeğişen,
bu ilk ve ikinci filmlerin yönetmen-
leri iki önemli ödül için yanşıyorlar:
36.700 euro tutanndaki Altın tsken-
der ve 22.000 euroluk Gümüş îsken-
der ödülü. Bu ödülleri kazanacaklan
uluslararası ünlü sinemacılardan olu-
şan 7 kişilik jüri belirliyor.
Özgün, yenilikçi yapıflar
Polonyalı Jerzy Skotimovvski Ingi-
liz John Boorman'dan sonra bu yılın
jüri başkanı Italyan Marco Belİocc-
hio. Jüride aynca Amenkalı yönet-
men Bob Rafelson da var. Uluslarara-
sı sinema eleştırmenleri FIPRESCI
herzamanki gibi kendi jürisini oluş-
turuyor ve festivaldeki fılmleri ayn-
ca değerlendiriyor.
"Yeni Unıklar" bölümünün değer-
li yöneticisi Dimitri Eipides bu yıl da
yine sıradışı, cesur, yenilikçi 35 öz-
gün yapıtla programını meraklılanna
sunuyor. Uluslararası seçkin, bağım-
sız yapımlardan oluşan bu program fes-
tivalin en ilgi çeken bölümü. Yeni
Ufuklar bölümünün filmleri tıka ba-
sa dolu salonlara gösteriliyor.
"Balkanlar'a Bakış''ta Balkanlar'dan
gelen. bölgenin özelliklerini taşıyan
yeni, ilginç çalışmalar var. "Yunan
Filmleri 2002", 2002 yılında gerçek-
leştirilen tüm Yunan fılmlerini kapsı-
yor. Bu bölümde hem yeni yönetmen-
lerin, hem de eski ustalann çalışma-
Festh-alde filnıler ' Yeni L'fuklar',
'Balkanlar'a Bakış', 'Yunan Filmleri
2002', 'Asya Vizyonu' ve
'Ustalara Saygı' bölümlerinde
gösterilecek.
lannı izleyebiliyorsunuz. Ulusal ya-
pımlar Devlet Sinema Ödülleri'ne de
aday oluyor ve festivalin bitıminden
hemen sonra, 18 Kasım'da ulusal si-
nemacılann oylanyla değerlendirili-
yorlar.
Geçen yıl uluslararası jüri başkanı
John Boorman'ın bir toplu gösterisi-
ni gerçekleştiren festival, bu yıl da
Italyan usta Marco Bellocchio'nun
filmlerinden bir seçkiyle karşımızda.
Sosyal konulara değinen, yapıtlan
her zaman tartışmaya açık olan bu
önemli sinemacının 16 konulu, 12 de
belgesel ve kısa metraj filmi festival
boyunca izleyiciyle buluşacak. îtalyan
ustanın ilk filmi "EDerCepte" (1965),
"Çin YaknT (1967), "Tann Adma"
(1971), "Boşluğa AÜayış'" (1980), "Be-
dendeki Şeytan" (1986),"Homburg
Prensi" (1991) ve bu yılki Cannes
Festivali'nin yanşmalı kısmında gös-
terilerek yoğun tartışmalara yol açan
"Dinin Saati" (2002) gösteri'mde yer
alacak filmlennden sadece birkaçı.
Bellocchio'nun toplu etkinliğının
yanı sıra, yönetmenin çızimlen "Mar-
co Bdlocchio. Sinema Çbrimleri'' baş-
lığı altında sergileniyor. Fılmlerinin ya-
pım öncesini anlatan çizimlerinin ser-
gisi ve toplu gösterimi, Cinecitta ve
Selanik'teki Italyan Kültür Enstitü-
sü'nün işbirliğiyle düzenleniyor.
Başka bir toplu gösterim de Macar
yönetmen Bela Tarr için yapılıyor.
Çağdaş Macar sinemasının yenilikçi
ve başanlı yönetmeni Tarr'ın 1977-
2000 yıllanru kapsayan 8 konulu ve
3 kısa metrajı gösterilecek. Program-
da yönetmenin "Aile YuvasT (1977),
"\\erckmeisteAhenkkri" (1997-2000)
ve 445 dakıkalık "Şeytan Tangosu"
(1991 -1993) adlı çalışmalan da var.
Asya sinemasından ömekler
Uluslararası jüride görev alacak
Bob Rafelson adına gerçekleştirile-
cek Özel Saygı'da Amenkalı ustanın
yetkin, dinamik uzun ve kısa metraj-
ları izlenecek: "Beş Kolay Parça"
(1970). "Postaa Kapı>ı İki Kere Ça-
lar" (1981), en son çalışması "Türk
Sokağındaki Ev" (2002), Erotık Öy-
küler adlı dizide yer alan lasalan "Wfet*
(1994) ve "Pörn. com" (2002).
Festivalin bu yılki yeniliklen arasın-
da "Asva YizvomT ve "Film Yıldız-
larTprojeleri var. ASEF. Avrupa-As-
ya Vakfı'nın katkılanyla düzenlenen
"AsyaMzyonu", izleyıciye gelişmek-
te olan Asya sinemasının en yaratıcı,
değişik örneklerinı sunuyor.
Bir başka yenilik olan, Avrupa'nın
yetenekli, gelecek v aat eden genç ka-
dın ve erkek oyuncularının tanıtımı-
nın yapıldığı "Film \ ıldızlan" prog-
ramı etkinlikte ilk kez gerçekleştiri-
liyor.
Avrupa Filmlerinin Tanıtımı'nm
(EFP) desteğiyle düzenlenen bu etkin-
lik boyunca Avrupa sinemasının genç
yeteneklerini yakından görmek olana-
ğını buluyorsunuz. Festival Bellocc-
hio, Rafelson ve Tarr'ın dışında Yu-
nanlı bir ustanın da toplu gösterimi-
ni sunuyor: Pantelis Voulgaris.
Yunan sinemasının yerel özellikle-
rini, eğilimlerini en iyi biçımde tem-
sil eden Voulgaris'in konulu 9 filmi
(Hırsız 1965, Kaplan Jimmy/1966.
Mutlu Gün 1976. ülkemizde gösteri-
megirenTaş Yıllar'1985. Ağustos'un
Sakin Günleri 1991, Uzun Bir
Yol 1998), 3 belgeseli, 2 kısa metra-
jı ve eğitici belgeselleri etkinlikte yer
alıyor...
Angelopoulos'un yeni filmi
Festivalin fahri başkanı usta Theo
Angelopoulos, etkinlik boyunca Se-
lanik "te üçlemesinın ilk bölümü "Ağ-
layan Toprak"ın ekim ayında tekrar
başladığı çekimlerinı sürdürüyorola-
cak. Bir yandan filmiyle bir yandan
da festivalin uluslararası konuldany-
la ilgilenecek olan Angelopoulos son
çalışmasında yüzyılımızın sarsıcı öy-
küsünü genç bir çiftin aracılığıyla biz-
lere aktanyor.
Yedi saatlik üçlemenin ilk bölümü
"Ağlayan Toprak" 1919-49 yıllannı,
ikincisı "Üçüncü Kanat" 1*953-71,
üçüncüsü "SonsuzDönüş" ise 1972'den
2000'h yıllara uzanan dönemi kapsı-
yor. Senaryosunu değişmez öykücü-
sü Tonino Guerra ile oluşturduğu fil-
minin görüntü yönetmeniığini And-
reas Sinanos üstleniyor.
Üçleme bir Yunan-Fransız-Italyan
ortak yapımı, çekim mekânlan ise
Yunanistan, Rusya (Odessa), Özbekis-
tan, Sibirya ve ABD. "Ağlayan Top-
rak", 2003 Cannes Festivali '"nde gös-
terimdeyken Angelopoulos usta di-
ğerikı bölümün çekimlerinde olacak.
Etkinlik filmlen yine Aristotelus
meydanındaki Olympion ve Pavlos
Zannas, limandaki Provlita multimed-
ya kültür merkezindeki 4 salonla bir-
likte, toplam 6 salonda festıvalsever-
lere sunulacak. Altın ve Gümüş îsken-
der ödülleri 17 Kasım gecesi Olym-
pion'da gerçekleştırilecek olan ödül tö-
reninde uluslararası jüri tarafından
açıklanacak.
ARTVtNLt GÜRCÜLERÎN GELENEKSEL ŞARKILARINDAN OLUŞAN ALBÜMÜ 2003'DE ÇIKIYOR
Çoksesli müzikyuvası Macahel
• 1. Uluslararası Çoksesli Şarkılar Sempozyumu'nda
Türkiye'yi, Artvinli yaşlı köylülerden oluşan ve otantik
repertuvan, göz dolduran sahne koreografisiyle dikkat çeken
Macahel Çoksesli Korosu temsil etti.
Kültür Servisi - Gürcistan Cumhur-
başkanı Eduard Şevardnadze'nin koru-
masında ve UNESCO'nun öncülüğün-
de, 2-8 Ekim 2002 tarihleri arasmda
Tiflis V Saracişvili Devlet Konserva-
tuvan nda 'I. Uluslararası ÇoksesK Şar-
kılar Sempozyumu' yapıldı.
18 Mayıs 2001'de çoksesli Gürcü
halk şarkılarmı 'sözlübirşaheser,insan-
hğmerişflmezbir nıirası' ilan ederek ge-
leneksel çoksesli Gürcü müziğinin ya-
şatılması ve yaygmlaştınlması için tüm
dünyaya çağnda bulunan UNESCO,
bu geleneği tüm dünyaya tanıtmak ve
gelecek kuşaklara aktarmak için ulus-
lararası çapta çalışmalar başlattı.
Sempozyum bu çalışmalann miladı nı-
teliğini taşıyor.
8 ûlkeden 10 topluluk kaüldı
Tiflis Devlet Konservatuvan ve Ulus-
lararası Gürcü Halk Şarkılan Merke-
zi'nin düzenlediği sempozyuma Gür-
cü bilim adamlarının yanı sıra dünya-
ca ünlü etnomüzisyenler ve 8 ülkeden
10 Gürcü halk müziği topluluğu katıl-
dı: Macahel (Türkiye). BWDobre(Hol-
landa), Darbazi (Kanada), Gorani
(Avustralya), trinola (Fransa), Kartuli
(ABD), Maspindzeü (îngiltere), Trio
Kavkasia (ABD), TrioMerani (Fransa).
Yamaşirogumi (Japonya).
Sempozyumda, bilim adamlan ve et-
nomüzisyenler 17 yüzyıllık çoksesli
Gürcü halk şarkılan geleneğini bilim-
sel ve müzikal açıdan değerlendirdiler.
Gürcü kültürünün en önemli öğelerin-
den birini oluşturan 'Gürcü çoksesli vo-
kal müziği'nın tarihi 4'üncü yüzyıla ka-
dar uzanıyor. Düğünlerde olduğu kadar
kilise korolannda da yaşayan bu mü-
zik. Gürcü halk müziğinin ta kendisi.
Sempozyumda Türkiye'yi, repertu-
van ve performanslanyla büyük ilgi
gören Arrv in'in Borçka ilçesinin Cami-
li (Macahe!) köyünden yaşlılann oluş-
turduğu Macahel Çoksesli Korosu tem-
sil etti. TC Kültür Bakanlığı'nın izniy-
le, Türk-Gürcü Eğitim ve Kültür Vak-
fi 'nın kuruculannın sponsorluğunda ve
Camili (Macahel) Çe\Te Koruma ve
Gehştirme Demeği'nin katkılanyla Tif-
lis'e giden topluluğa vakıf adına Genel
Müdür Mevlüt Arrtinli başkanlık etti.
Yaşadıklan yörede, günlük yaşamda
(düğünlerde, eğlence-şenlik ve kutlama-
larda. tarla-bağ ve bahçede) söyledik-
leri şartalan uluslararası arenaya taşı-
yan koro, saklı cennet 'Macahel'in sa-
dece doğasıyla değil, müziğiyle de var
olduğunu uluslararası arenada kanıtla-
dı. Macahe] Çoksesli Korosu. yaşlan 42
üe 82 arasında değişen, hiçbir müzik eği-
timi almamış 8 kişiden oluşuyor: Ah-
met Kös (82). Nevzat Ertürk (75), Ka-
zımBala(70),İsmaflErtürk(64),Ham-
di Ertürk (56), Muhammet Balcı (56),
Cemal Karadeniz (54), Muhittin Gök-
demir(42).
Bu otantik şarkılan müzikseverlere
ulaştırmak için aylar öncesinden çalış-
malara başlayan halk müziği sanatçısı
Bav^ar Şahin ve Iberya Özkan. 'gele-
neksel çoksesli Gürcü halk şarküan'nı
derlediler. îberya Özkan, çoksesli vo-
kal müzik yapan köylüleri bir araya
toplayarak repertuvar oluştururken sa-
hibi olduğu Bayşah Müzik bünyesinde
bir çalışma başlatan Bayar Şahin de
yaşlılardan oluşan bu koroya otantik
havanın bozulmaması adına İcendi köy-
lerinde bir stüdyo kurdu. 'Macahel' al-
bümü 2003 bahannda piyasaya çıkacak.
(0 216 413 93 23)
Koro, yaşlan 42 ile 82 arasmda değişea, hiçbir müzik eğitimi al-
mamış 8 kişiden oluşmor: Ahmet Kös (82), Ne\^at Ertürk (75),
KaamBak3(70XİsniaflErtürk(64).HamdiErtürk(56),Muhaın-
met Bakı (56), Cemal Karadeniz (54), Muhittin Cökdemir (42).
Çocuklar için atölyeler
Fotoğrafçılığa
ilk adım
Kültür Senisi - Fotoğraf Vakfı Girişimi,
Türkiye'de ilk kez uygulanacak
olan 'Çocuklar İçin Fotoğraf AtöKeleri'
adlı bir programla, 7-14 yaş grubu
arasındaki çocuklan fotoğraf
dünyasına davet ediyor. Ekim ayının
son haftasında başlayan atölye
çalışmasıyla programa katılan çocuklar,
karanlık oda ortamında kendi icat
ettikleri optik oyuncaklarla
fotoğrafçılığa ilk adımlanm atıyorlar.
Deneyimli eğitimcilerin eşliğinde
çocuklara. fotoğraf makinesi
kullanımı ve karanlık oda teknikleri
gibi temel fotoğraf eğitiminin
gerektirdiği dersler çeşitli oyunlarla
desteklenerek veriliyor.
Genel fotoğraf tekniklerinin ardından
temel sanat eğitimine geçmeyi de
hedefleyen bu programla çocuklar,
meşrubat kutulan ve çöp
kovalanndan fotoğraf makinesi
yapmayı ve pirinç, makarna, anahtar,
midye kabuğu ve kınk oyuncak
parçalan gibi değerlendirilebilecek
her türlü ışık geçirmeyen nesneden
fotoğraf kartı üstüne anlamlı
görüntüler oluşturmayı öğrenecekler.
Atölye çalışmasının sonunda
çocuklar, kendi seçtikleri bir konuda
proje yapacaklar. Meraklılan için
Galatasaray'daki Fotoğraf Vakfı
Girişimi'nde kayıtlar başladı.
Yeni dönem fotoğraf atölyeleri
sadece çocuklarla sınırh değil.
Fotoğraf Vakfı Ginşimi'nin
desteğiyle düzenlenen fotoğraf
atölyelerinin sonbahar programında,
üç temel fotoğraf atölyesinın
yanı sıra profesyonel fotoğrafçılann
ve akademisyenlerin vereceği beş ayn
özel alan fotoğraf atölyesi daha
bulunuyor.
(FotoğrafAtölyeleri bilgi ve kavıt için
Tel: 0 212 292 19 39)
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Günümüz ŞiiPi
TÜYAP Kitap Fuan sırasında düzenlenen tartış-
ma programlannda en çok konuşulan konulardan
biri de günümüz şiıriydı.
Gunumüzşiirı kavramını 1980'den bugünedek
yazılan ve yazılmakta olan şiir olarak anlayabili-
riz. Ben bu dönemi şiire, şaıre ve topluma ılişkın
temel değerlerin ve sorunların, herkesın kafasını
kanştıracak biçımde karmaşıklaştığı bir dönem ola-
rak görüyorum.
Bunda birinci etkeni, bu dönemde çok sayıda
ve çok farklı anlayışlarla şiirler yazılmasına karşın,
bu şiirterin bir eieştiri suzgecınden geçmemesı oluş-
turuyor.
Geçmiş dönemlerde de şıır eleştirisi çok yazıl-
mıyordu. Ama hem sozüne ve yargılarına güve-
nilen birkaç eleştırmen vardı, hem de şairler şiir
üzerine yazdıkları eleştın ve tartışma yazılarıyla bu
boşluğu dolduruyorlardı.
Günümüz şiir ortamı tartışmaların olmadığı bir
alan. Herkes şiırinı yazıp yayımlıyor, sonra da de-
rin bir suskunluk denızıyle karşı karşıya kalıyor. Hat-
ta düşuncelerinı açıklamak için arada bir kaleme
sanlanlara kızılıyor.
Kimı romancılann, kendılerınieleştirenlere, "Ek-
mek paramla oynuyorlar," diye karşı çıktıklanna
tanık olmuştum. Şnrden ekmek parası kazanmak
dasoz konusu değil.
O halde neden tartışmaktan korkuluyor, anla-
mak zor. Tartışmak bir düşmanlık değil. dostluk
göstergesıdir oysa. Ikıncı Yeni anlayışına en sert
eleştınleri yöneltmış Asım Bezirci, bu anlayışta
şiir yazan şaırlerın en yakın arkadaşlarından bi-
riydı.
Sanat yapıtlannın boş ovgülerle değil. sarsıcı eleş-
tırilerle gerçek değerlerine ulaşacağını kim yad-
sıyabilır?
Günümüz şairlerinın tartışmaktan ve eleştiriden
korkularının ardında bir kendıne güvensızlik duy-
gusunun yattığını düşünüyorum.
Günümüz şairlerinin karşısındakı bir başka
önemli ölçüt de çok guçlu ve zengın bir bütün oluş-
turan çağdaş şiinmız.
Türk şiiri 1930'lardan 1980'lenn başına dek hem
çok büyük aşamalar geçirdi, hem de sayılan yır-
minin üzerinde çok önemli şairler yetiştırdi.
Bir ülkede bir yuzyılda bu denlı çok sayıda
önemli şair çıkması dünya tarihınde de az rastla-
nır bir olgu. Nâzım Hikmet'ten Oıtıan Veli'ye. Ok-
tay Rifat'tan Melih Cevdet'e, Dağlarca'dan Dı-
ranas'a, Necatigil'den Külebi'ye, Cemal Süre-
ya'dan Edip Cansever'e, Ahmed Ariften Can
Yücel'e say, sayabıldiğın kadar.
Bunca büyük şairın ardından şiir yazmaya gı-
nşmek her şeyden önce büyük cesaret ısteyen bir
ış. Bu şairlerden sonra şiir yazabılmek için onlar-
dan öte, onlardan onemlı şeyler söyleyebılmek,
yazabılmek savında olmak gerek. Geçmiş şiırle ha-
saplaşmadan yeni bir şıır yazabılmek olanaklı mı-
dır?
Günümüzde şiir yazanlar, bu büyük geçmişin
karşısında birölçude umarsız kalıyorlar. Kendile-
rine bir çıkış yolu bulamıyorlar ve bu geçmiş on-
ları eziyor.
1993-2001 arasında dokuz yıl boyunca yayım-
lanan Şiir Yıllıkları her yıl bana derin bir acı ver-
miştir. Nedenı, bu yıllıklarda hep en beğendığim
şiirleri yine eskı kuşak şaiirlenn yazdığını görmem-
dı. Bir yıl boyunca yazılmış yüzden çok şiir bir kı-
tapta toplanıyor, içınde birkaç pırıltı, gerısı koca
birçöplük.
Bu ay, gazetemızin kültür sayfasında "ayın şi-
iri" olarakseçilen Kemal Özer'in "OHalde" baş-
lıklı şiirini okudunuz mu?
Duyalım istemiyorlar surgündeki köyleri
Damlar hâlâ yerle bir, ocaklaryıkık
Diye başlıyor. Neden boylesi güncel bir tema-
yı günümüzün yeni kuşak şaırlerı ışleme cesare-
tini gösteremiyor da yaşı altmış beşı geçmiş oza-
nın dizelerini beğeniyoruz. Hayat bu kadar uzak
mı bugünün şaırine? A. Kadir'ın dizelerinı, kendi
dizelerine aşılamayı Kemal Özer gerçekleştire-
cek de bugünün şaıri onu hiç anmayacak mı?
Şairler hayatta her şeyi yitirmış, yalnızca şiirle-
rıyle kalmış ınsanlar değil midir? Kendini yakma-
dan büyük şiir çıkarabılmiş kim vardır yeryüzün-
de? O halde günümüz şairleri neyı yitırmekten
korkuyorlar?
Cesaret şair!
tfisekci <ı superonline.com
K Ü L T Ü R f Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I
r-
r-
Y