25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15KASIM2002CUMA 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr A Kank; Abd Karikatürümüzün büyük ustası Turhan Selçuk'un çizgide 60. yılı... ülcanbazsahnede• Metin Belgin'in Adana'da sahneye koyduğu 'Abdülcanbaz', Arif Erkin'inaltı kişilik müzik topluluğu eşliğinde oynanıyor. Turhan Selçuk'un hazırladığı 18 özgün pano oyunu bütünlüyor. HAYATİ ASDLYAZICI 21 Ekim'de Cemal Reşit Rey Kon- ser Salonu'nda çizgimizin büyük us- tası Turhan Seçuk'un "Çizgide 60. yıh' kutlandı. Kutlama hazırlıklan yapıhrken ben Adana Devlet Ti- yatrosu'nun "Abdülcanbaz" adlı müzildi oyununun 15 Ekim'deki ilk gösterimi için Adana'nm yollannı tutmuştum. Turhan Selçuk'un çizgilerini I955'te tihan Selçuk'la yayımla- dıklan "Dolmuş" dergisinden iyi tanıyorum. Iki kardeşin mizah gü- cü bu dergilerden bilinir. Turhan Selçuk'un çizgiyle betimlediği nes- nelerin, olayların güncellıği geç- mez. Çizdikleri, gerçeğin ve bu ger- çekle ilgili mantığın denetimi altın- dadır. Türkiye'nin ve dünyanın kar- maşık olaylannı dile getirir, top- lumsal içerikli tablolar yaratırken, konusunun ne denli ustası olduğu- nu kanıtlar. Dünyada, insan anato- misini onun kadar başanlı çizen ka- rikatürcüye kolay kolay raslanmaz. Kuvayı Milliyeci ruhu Turhan Selçuk'un 1957'de çiz- meye başladığı "Abdülcanbaz" çiz- gi romanının öyküsünü Aziz Nesin yazıyordu. Daha sonra, bir Kuvayı Milliyeci ruhuyla bütünüyle kendi- sinin sürdürdüğü "Abdülcanbaz", tiyatroya ilk kez 1972'de uyarlan- tlk kez 1972'de sahnelenen 'Abdülcanbaz'uı dördüncü tiyatro uyariaması Adana Devlet Tiyatrosu yapımı. mış ve Dostlar Tiyatrosu'nda sah- nelenmişti. UyarlamaEngin Ardıç, Genco ErkaL Mehmet Akan ve Ma- citKoper'in imzalannı taşıyordu. ts- tanbul Devlet Tıyatrosu'nda Ke- nan Işık'ın sahneye koyduğu "Ab- dülcanbaz", önceki yıl da, Antal- ya Devlet Tiyatrosu'nda Ulkü Ay- vaz'ın sahne uyarlamasıyla oynan- mıştı. "Abdüİcanbaz"ın, bu yılki Adana Devlet Tiyatrosu yapımıy- la birlikte, dört kez sahnelendiğini ve bunlann dördünü de gördüğümü söylemeliyim. Adana Devlet Tiyatrosu'nda iz- lediğim "Abdülcanbaz" 1972'de Dostlar Tiyatrosu'nda sahnelenen uyarlamaydı. Sahneye koyan Me- tin Belgin oyunun otantık, gelenek- sel havasını korurken episodik ge- lişim içinde sömürücü ve çıkar çev- relerinin çatışmasını anlatan ger- çekçi boyutunu vurgulamıştı. Ön- ceki üç yapımda aralannda ilgi ku- rulmamış nesnelerin. daha plastik ve somut olarak, "Abdülcanbaz"a uygun biçimde sahnelenişi, yapıtın yeni bir başansı oldu. Çizgi roman- daki episodik gelişim içinde, var olan görüntüler. olaylar, öykünün kahramanlannın yüzleşmeleri ve ruh durumlan bir araya getirilmiş- ti. Turhan Selçuk'un 18 değışik pa- nosu ise her şeyın daha iyi anlaşıl- masını sağlıyordu. Arif Erkin'in müziği oyuncularca iyi çalışılmış, iyi seslendiriliyordu. Ekip oyuncu- luğu öne çıkmıştı. Adana Devlet Tiyatrosu sanatçılan bu müzikalde başan düzeylerini yukan çekmiş- lerdi. Oyunda var olan geleneksel hava, "Abdükanbaz"ın Karagöz, Hacivat, ortaoyunu gibi. tiyatromu- zun repertuvanna oturmasını sağ- lamıştır. Gölge oyunu renk katü Turhan Selçuk'un oyuna çizdiği panolara baktıgımızda, kahraman- lannın canlı çizgilerinin, çızerin felsefesinden geldiğini; kilit isim- lerin günümüzde de geçerli tipler, çizimler olduğunu görürsünüz. Me- tin Belgin, olayın bu yönünün altı- nı çizerek oyuncuların başanlı kom- pozisyonlar yaratmalannı sağla- mıştı. Kimi olaylann gölge oyu- nuyla verilmesi tiyatrodaki imge- lemin kimi sahnelerde bir kaldıraç görevi yapmasını sağlayarak dör- düncü yapım "Abdülcanbaz"a ye- ni bir renk katmış... Çizgiler, çizgi roman biçimi, oyuncunun imgele- me başvurma durumunu ortaya koy- muştu. Çizgi kahramanlan imge- lemle yorumlamayı düşünmesi, Bel- gin'in doğrusuydu kuşkusuz. Arif Erkin'in altı kişilik müzik topluluğu eşliğinde oynanıyor oyun. Murat Gülmez'in, Turhan Selçuk çizgisine uygun dekoru ve Funda Çebi'nin giysileri özenle hazırlan- mış. Takım oyunculuğuyla "Abdül- canbaz", çizgi ustası Turhan Sel- çuk'a uygun bir çalışma. NKARA CAZ FESTİVALİ YARIN BAŞLIYOR YerHve yabancı birçok müzis>enin kaûlacağı topluluklardan biri de 'F-inity\ Caz günleri büyüdü festival oldu ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - 1996'dan bu yana Ankara Caz Der- neği'nin düzenlediği ODTÜ CazGün- leri bu yıl daha da büyûtülerek An- kara Caz Festivaü konumuna getiril- dı. Festival yann saat 20.00'de ODTÜ Kongre Kültür Merkezi'nde yapıla- cak açıhş ve ödül töreninin ardından Hava Kuvvetleri Komutanbğı Big Band'e, Sibel Köse, Tuna Ötenel ve Er- den Bügen'in eşlik edeceği konserle baş- layacak. Festivalin Amen- ka'dan gelen konuk- ları Screanun'Mi- mis. Amerikalı ve tspanyol müzisyen- lerdenoluşanbeşkı- şiliktopluluk,1981 yıhndanbenAvru- pa, Amerika, Asya ve Afrika'da yap- tıklan turnelerde cazseverlerin bü- yük ilgi ve sevgi- sini kazandı. Ma- caristan'dan kahlan Atü- Ia Laszlo Group yaprığı müziği 'or- ganik caz' olarak tanımlıyor. Toplu- luk 2000 yıhnda çıkardığı 'Smart Kid' albümleriyle Türk cazseverlerin de beğenisini kazanmıştı. Ünlü caz pi- yanisti ve besteci Michiel Bortstlap etkinliğe Hollanda'dan katılacak. Sa- natçı 1996 yıhnda caz dünyasının en saygın ödüllerinden olan 'Theloni- ous Monk' yılın bestecisi ödülünü kazanmıştı. Festivalin diğer yabancı konukla- n ıse klasik ve caz müziğmın sıhir- bazı olarak tanınan piyanist Roland Batik ve Polonya'dan katılan Janusz MuniakTrio. Janusz Muniak Trio'ya, Ankaralı müzikseverlere vereceği konserde Tuna Ötenel piyanosu ile yer alacak. Caz Festıvali'nin Türk konuklan Ruacan Trio. Mingus Trippin, Selen GilünTrio,AyşeTütüiKÜPiyaııoFer- küsyon Grubu, Bıyıkoğhı - Ând - Ay- kent Trio. Funkara. Kaden - Dilmen -Güra>- BölükbaşL Ii- feüne, F-inity ve Gor- dion Academy Student Ensembledan oluşuyor. Caz atöheleri de yapılacak Özgür Teraman ilk solo albümünü çıkardı: Sana Yazdım A lbümdeki tüm beste ve sözlerin kendisine ait olduğunu söyleyen Özgür Teraman "Hedefim, basamaklan çıkıp sağlam bir zemine oturmak. Çok büyük ideallerim yok. Bir şey üretmek ve bunlan insanlarla paylaşmak istiyorum" diyor. Canlı müziktenyana Altı yıldan bu yana ya- pılan caz atölyeleri bu yıl da de\ r am ediyor. Ka- tılımcı, eğıtimci ve mü- zisyenler arasında karşı- lıklı iletişim sağlamak amacı ile Gordion Aca- demy'de yapılan atölye- lere Screamin'Mimis, Atilla Laszlo Group, Min- gus Trippin'in yanı sıra Michael Borstlap, Roland Batik, Neşet Ruacan, Kamil Erdem, Cengiz Baysalve Franceseo Martinel- Bkatılacak. Atöryeler kapsamında Pi- yano, Klasik Müzik ve Caz, Gitar ve Caz, DaMil ve Caz, Modern Cazda Türk Müziğinin Etkileri üzerine ko- nuşmalar yapılacak. 24 Kasım'da son bulacak olan et- kinlikteki konserler ODTÜ Kongre Kültür Merkezi ile Bilkent Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi'nin salon- lanrun yanı sıra Saklıkent ve Manhat- tan'da. AYÇATEZER Özgür Teraman'ın ilk solo albü- mü 'Sana Yazdım' 1 Öncü Prodüksı- yon 'dan çıktı. Uzun yıllar Haluk Le- vent, Yaşar Kurt, Kıraç gibi ısimler- le çalışan Teraman'ın albümünde zaman zaman türkü ezgili, rock ağır- lıklı parçalar yer ahyor. -Uzun zamandır müzik dünya- suıdasmız. Albümünüz neden bu ka- dar gecikti? ÖZGÜRTERAMAN - Albüm as- lında uzun yıllann emeğı sonucu çıktı. Her şeyin belli bir zamanı var. tşler rayına zamanla oturuyor. Bu iş için acele etmedık. Albümdeki bü- tün beste ve sözler bana ait. Bunla- nn olgunlaşması zaman aldı. - Albümde. Derya Köroğlu, Er- kin Hadımoğlu, Bülent Ünal gjbi isimlerle çauşmışsınız. TERAMAN - Solo albüm yapma projesi ortaya çıkmca Yeni Türkü'den Erkin'le görüştüm. Yeni Türkü'nün ve yıllarca birlikte müzik yaptığım arkadaşlanmın da desteğiyle kayıt- lara başladık. Tamamen canlı perfor- mans sergilendi. - Söz ve müziklerin kendinize ait olmasının a^antajları ne oldu? TERAMAN - Bir defa bu maddı açıdan bir avantaj. Firma açısından bütün bestelerin benim olması tabiı ki çekici bir durum. Kendimi bir yo- rumcu olarak hiç düşünmedim. Za- manı gelip belli bir olgunluğa ulaş- tığımda yorumculugu da deneyebi- lirim. Ama bununla birlikte bir mü- zisyenin eserlerini en iyi yorumla- yanın yine kendısi olduğunu düşü- nüyorum. - Müzikalitede temel ölçüderiniz neler? TER\MAN - Birçok müzisyen işın kolayına kaçıp birçok şeyi bil- gisayarlarla yapabiliyor. Ben bunun müzikteki ruhu yok ertiğine inanı- yorum. Müziğin canlı çalınmasından yanayım. Bu albüm profesyonel mü- zik yapan, ama içinde amatör ruhu banndıran insanlann ürünü olduğu için bence kendi adıma güzel bir al- büm oldu. 'Tarzımı kendim geliştirdim 1 - Albüm genelde rock ağırlıklı ama bazı parçalardatürkü ezgileri de bu- lunuyor. TERAMAN - Yıllarca rock so- listliği yaptım. Ama bir yandan tür- küleri de çok sevdim. Bunlann et- kileşimı olsa gerek. Albümü hazır- larken bu parçalar türkü formatın- da olsun diye yola çıkmadım. Ama tabii düzenleme aşamasmda beste- nin melodisi ve anlattıklan türkü ha- vasmdaysabunudeğiştirmedik. Ay- nca rock'ın ve türkünün ortak nok- tası başkaldın olduğu için içgüdü- sel olarak türküler öne çıktı. - Daha önce birçokünlü müzisyeıı- le çahşûnız. Onlann müziğinize et- kisi oldu mu? TERAMAN - Tarzlan benim tar- zıma çok uygun olduğu için bu in- sanlar bana önderlik ettiler. "İnsan- lar, nereden nereye ne şekilde vann- lar?', Sahnedeki tavırlan nedir?' bunlan örnek almaya çalıştım. Mü- zikahte anlamında onlardan çok faz- la etküenmedim, kendi kendime ge- liştirdim tarzımı. - Hedefiniz nedir? TER\M\N - Hedefim, basamak- lan çıkıp sağlam bir zemine oturmak. Çok büyük ideallerim yok. Bir şey üretmek ve bunlan insanlarla pay- laşmak istiyorum. Aynca ilerde pro- düktörlük anlamında çeşitli projele- ri hayata geçirme düşüncesindeyim. Müzikalite olarak bir şeyler kataca- ğıma inandığım sanatçılara destek vermeyi düşünüyorum. A>nca, ile- riki günlerde üniversitelerde kon- serler vererek gençlere ulaşma pro- jemiz var. - Türkiye'de rock müzik ortanu- m nasıl buluyorsunuz? TERAMAN - Rock müziği, kı- sırdöngü içinde. Aslında düne oran- la çok gelışme kaydetti. Türkiye'de belli birnoktayayavaşya\aş geliyor. Ama ne kadar doğru yoldan geliyor o tartışılır. 0 yüzden çok da umut- lu değilim. Rock müzikte Türkiye'de bilinen birkaç isim var. Bunlar ne ka- dar rock müziği yapıyor, o da tartı- şılır. YAZIODASI SELİM İLERİ Necdet Bey'in Muzlu Pastasıd) Çocukluğumun yıllannda bir ilkbahar günüydü. Komşumuz Hanife Hanım, "Can boğazdan gelir", "Kalbe gidenyol mideden geçer", "Gıdalı mutfak dok- torsuz ev" gibisınden birtakım sözleri, deyimleri bır- birine kanştıra kanştıra, pektelaşlı, pek kaygılı, soka- ğımızdan geçip gitmişti. Onun bu halıni gören hanımlar, "Necdet Bey'e yi- ne ne pişırilecek, ne yapılacak?" dıyorlar, kıs kıs gü- lüyorlardı. Çünkü kırklarındaki Hanife Hanım, biz kendisini ta- nıdık tanıyalı, yapayalnız bir dul hayatı yaşıyorken, bir süreden beri, ellilik Necdet Bey'le arkadaşlık ediyor, bugün yarın nişanlanmayı beklıyordu. Kır saçlı, ışıl ışıl siyah gözlü Hanife Hanım'latoplu- ca, kıranta Necdet Bey daima çay vakti buluşuyor- lar; daha doğrusu, Necdet Bey, Hanife Hanım'a çay saatınde geliyor, böylece mahalledekı dedikodulann önü bir ölçek kesiliyor... Işin içine akşam yemeği kanşmadığından, Hanife Hanım becerısini, hamaratlığını çay sofrası kurmak- ta gösteriyor. Hanımlar da "Bugün ne yaptın?" diye sordukça, Hanife Hanım gözlerinin içi gülerek anlatı- yordu. Mesela bademli tuzlu "sable". O zamanlar bu sab- le sözcüğü bana pek şıirli gelirdi. Fransızca bilen bü- yüklerimden biri sablenin kumlu anlamına geldiğini söy- lemiştı. Ben de kumlu bir yiyeceği ilk kez ışitıyordum. Bilgiç büyüğümüz. sablenin aynı zamanda bir çe- şit çörek olduğunu meğerse bilmiyormuş. Günün bi- rinde öğrenince hayal kınklığına uğradım. Hanife Hanım hamur tahtasında unun ortasını ça- lışılacak kadar açıyor, margarini, tuzu gerekli ölçüde koyuyor ve elıyle yoğurmaya başlıyordu. Sonra yu- murta ve badem. Yumurta kınlacak, biraz daha yo- ğurulacak. Bademe gelince, iç kabuklan mutlaka soyulmuş ola- cak. O kadan da yetmiyor: Bademler uzunlamasına ince ince kıyılacak. Bademi ekledikten sonra hamu- ru yanm santım kalınlığında açacaksınız. Üçer san- timlik baklava kesimleri. Sableniz hazırlanıyor. Tepsı yağlanıyor. baklava kesimli sableler aralıklı aralıklı diziliyor. Üstlerine yumurta sürülecek, dövül- müş badem, rendelenmiş kaşar peyniri, kırmızıbiber en üste serpilecek. Orta hararetteki fınnda pişirilecek. Necdet Bey, Hanife Hanım'ın bademli sablesini pek beğenmiş. Ama aynı yöntemle tatlı sable de yapıla- bileceğinı söylemış. Tuz yerine şeker, bir de vanilya, hamur için. Kırmızıbiberle kaşar malzemeden elbet- te çıkartılacak. Necdet Bey'in tatlıya düşkünlüğünü o dakika fark eden Hanife Hanım, sonraki çay sofrasına kendi spes- yalitesi Hanife Kek'i yapmış. Gayet basit: Margarini eritecek, biraz soğutacaksınız. Sonra toz şeker azar azar konacak. ryice kanştınlacak. Yağ bir çay fincanıysa, dört adetvumurta kınlacak; hepsi yu- murta teliyle vurulacak. Oyle savsaklamak yok, iyice vurulacak. Bir lımonun kabuğunu rendelemiştiniz (portakal da olabilir), ilave edin, tahta kaşıkla kanştınn. Şimdi süt, Hanife Hanım'ın deyişiyle "beykingpovder". elenmiş un. Suluca bir hamur elde edinceye kadar. Kek kalı- bına boşaltın, yine orta hararetteki fınnda kotann. Üç dört dilimi soluk soluğa yiyen Necdet Bey, "Ha- nımefendi, hayatımın kekiydi" demiş, kekin adını sor- muş. Hanife Hanım utana sıkıla, "Hanife Kek" diye ya- nıtlamış. Gönlünden geçen, Necdet Bey'in bu kezde "Evet, hayatımın kadını benim için hazıriadı... "deme- siymiş. Ama Necdet Bey tabağına bir iki dilim daha koy- makla yetinmiş ve şapırdata şapırdata çayından iç- miş. Takvimde İz Bırakan: "Elinı uzattı o zaman I sevgilım aralıktan ! görün- ce tıtredi içim", Ezgıler Ezgisi, Samih Rifat'ın Türk- çesi, Okuyan Us Yayın, 2002. 78'liler Vakfı'ndan konser gecesi • İstanbul Haber Servisi- 78hler Vakfi Girişımi, yann 19.00-23.30 saatlerinde Acıbadem'de, Aktaş Düğün Salonu'nda 'Şarkılanmızı tamamlamak için Ezgilerimiz ve Biz' içerikli kitlesel katılımlı bir konser düzenleyecek. Nil Habiboğlu ve Atilla Soysal'ın sunuculuğunu üstlendiği etkinliğin programı şöyle: Mehmet Tekirdağ'dan ney ve şiir dinletisi, Gülşah Şenoğul'dan klasik gitar resitali, Feridun Mumyakan'dan türküler, Grup Göçebe'den türküler, Metin Kahraman'dan türküler, Hikmet Arçiçek ve Ersin Çelik'ten Hemşin türküleri, Özgül ve Gültekin'den müzik dinletisi, Sezai Sanoğlu'dan şiirve 78'liler Korosu'ndan marşlar ve türküler. (78 'liler Vakfı Girişimi tel: 0 212 244 48 02) K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K  M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle