18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2002 SALI 8 HABERLERÎN DEVAMI G U N C E L CCNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfatfa gı sağ? Sol sağdan, s-ağ soldan oy bekliyor. CHP'nin solundaki partilere "bürokrasi" eski gün- lei aratmayacak ölçüterde sert davranışlar sergiliyor. Ustelik katılımcı dernokraside, herfikrin, hergörü- şun söylenebildiği, yaz ılabildiği savlarıyla oyalanan ükemizde; örneğin Türkiye Komünist Partisi seçime gırmeye hak kazanıyo r. Ama propagandaya sıra gel- di mi, "devlet bürokrasisi" TKP'yi engellemek için polısıyle, uydurma yasalanyla karşısına dikiliyor. Bildıri dağıtan, gazete satan TKP'lilergözaltına alı- nıyor. Gerekçe; gürürtü yaparak etrafı rahatsız et- mek! Bir grup TKP'Iİ üzerierinde "Paranın saltanatı var- sa halkın da TKP'si var" ^yazılı önlükleri olduğu için yi- ne gözattında. Gerekçe; Siyasi PartilerYasası'nın ya- sakladığı "ünıforma gfyrnek" suç! llçe binasına pankart asılıyor, polis gelip indirmek için görev başında. TKP gibi ÖDP de anlamsız yasaklardan payını alı- yor. Partinın "Öfkenız ÖDP'de umut olsun" afişi se- çirn yasakları bahanesiyle yasaklanıyor. Oysa amaç: Sempozyum, konser, panel gibi etkinlikleri duyur- mak. Duyuru yasssakî Kara mizahın böylesine ancak bizdeki seçimlerde rastlanır. TKP'nin geçen pazargünüAbdi Ipekçi Par- kı'nda miting düzenlemek için Ankara Valiliği'ne baş- vuaısuna aldığı yanıt, bir perdelik komedi. "Bürokrasi" partinın sesli araçlarının miting alanı- na gırerken müzık çalmasını ve araçtan anons yapıl- masını yasaklıyor. Valilik; bir başka partiye, örneğin CHP'ye, ANAP'a, DYP'ye, hattaAKP'ye miting yapacağı alanaanons- suz. müzık çalmadan girme koşuluyla izin versin de görelim boyunun ölçüsünü. AB üyelik müzakerelerine başlanamayacağını ra- pora geçirırken, gerekçe olarak 23 önemli siyasal konunun 12'sinde olumlu adım atamadığımızı öne sürüyormuş. • • • Oysa 13. olumsuz adım somut örneklerle yaşanı- yor: AB raporunu yazanlar; azınlık hakları, DGM'lerin yapısı, MGK gibi; eksik gördüğü konulara seçimler- de devlet bürokrasisınin hâlâ köhne görüş ve düşün- celerden kurtulamadığını eklemeyi unuttu galiba. Oysa TKP'nin başvurusu üzerine Ankara 8. idare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararında; bürok- rasinin "tüp ve su dağıtıcılannın ses yükseltici cihaz- larla sokaklarda dolaşmasını engelleyen yasaklan" parti mitingine uygulamasındaki anlamı anlayamadı- ğını belirtiyor. Bu kafayla, hâlâ komünizm gelecek korkusuyla yaşayan, hâlâ çağdaşlaşamamış devlet bürokrasisi ile AB'ye üyelik nasıl gerçekleşecek? • • • 2004'lerde de AB yolunu kapayacak bir gelişme bugünden filiz verıyor. RTE; miting alanlarında halkı "AKP'yi anayasayı değiştirecekgüçte iktidaryapmaya" çağırıyor. En az 330, en çok 376 milletvekilı. Bu çağn sadece tek başına iktidar hırsından mı kaynaklanıyor? Yoksa, bugün açıktan söyleyemedi- ği, söylemek istemediği başka nedenler mi var bu çağnnın altında? Örneğin; anayasanın laikliği güven- ce altına alan maddelerini değiştirmek gibi... Dinsel konulara daha önem veren madde değişiklikleri ya da yeni maddeleri anayasaya almak veya... takıyye altına aldığı saplantılanyla yeni bir anayasa yapmak gibi... Ecevit ne dıyor: "AKP'yi kuranlann, laikdemokra- tik rejimle kolay bağdaşamayacaklan, aslında herke- sin bildiği fakat birçok kimsenin bilmezden geldiğibir gerçek. Şimdi seçimlere giderken hemen hiçbir gö- rüş dile getirmiyortar. Gerçek düşüncelerini açıklar- larsa kamuoyunda güç durumda kalıriar". Devlet bürokrasisi bir avuç TKP'liden korkuyor; yasaları zorlayarak mitinglerine, ses araçlarına, ga- zete dağıtıcılarına yasaklar getiriyor. Ama laik cum- huriyetin temeline dinamit koymaya hazırlanan, "yap- tıklan yapacaklannın teminatı" olan AKP'nin ve ge- nel başkanının davullu zurnalı, sözlü şarkılı mitingler düzenlemesıne ses çıkaramıyor. Seçimlerde tarafsız devlet savı askıda! Dünya Bankası'na ağır suçlama: Gelişmîş ülkelere pazar yaratıyor ANKARA (ANKA)- Sayıştay, Dünya Banka- sı'nı, gelişmekte olan ül- kelere kullandırdığı kre- dilerinin koşullan ve so- nuçlan itibanyla bu ül- kelerin aleyhine işlediği ve gelişmiş ülkelerin çı- kanna hizmet ettiği ge- rekçesıyle topa tuttu. Dünya Bankası kredi- lerine ilişkin olarak Sa- yıştay uzman denetçisi Safiye Kaya'nm hazır- ladığı ve Sayıştay tara- findan yayımlanan araş- tırmada, bankanın ama- cının gelişmiş ülkelere pazar yaratmak olduğu, kredi koşullanrun "ülke jöneticilerinin ülke çı- karları doğrulrusunda hareket etmesini en- gellediği" vurgulandı. "Dünya Bankası Kredilerinin Deneti- mi'' konulu araştırma- ca, Dünya Bankası kre- âleriyle finanse edilen projeler sonucunda ger- çekte gelişmekte olan ûlkelerden gelişmiş ül- lelere doğru bir kaynak ahsı yaşandığına işaret edilerek "Türkiye'nin Dünya Bankası'na ih- tiy acı olduğu kadar, bankanın da Türki- ıe'ye ihfiyacı var" gö- rişü savunuldu. Araştırmada, kredi mlaşmalannın ekinde ;eralan koşullann, ülke löretiminin, "ülke çı- karian doğrultusunda kareket etmesinin önündeki en önemli engellerden biri oldu- ğu" belirtildi. Projenin yürütülmesine, projeyle ilgili mal ve hizmet alımlarına ilişkin ihale- lerde, uluslararası ihale- nin temel ihale yöntemi olarak belirlenmesinin, çoğu kez bunlann yurti- çinden sağlanmasını en- gellediği ve bu yolla mal ve hizmet ithalatını art- tıran bir unsur haline ge- tiridiği anlatıldı. Araştır- mada, "Anlaşmalara konulan yurtdışından yüksek ücretle danış- man, uzman çalıştml- masına dair hükümler de aynı sonuçları ver- mekte, yurtdışından kredi olarak sağlanan kaynaklann yine yurt- dışına aktarılmasına neden olmaktadır" de- nildi. Araştırmaya, eski Ha- zine Müsteşan Mahfi Eğilmez'in "IMF, Dünya Bankası ve Tür- kiye'' adlı kitabında yer alan Dünya Bankası'na yönelik bazı suçlayıcı tespit ve ifadelerden de alıntı yapıldı. Araşurma- da, Eğilmez'in, "Ban- ka, gelişmiş ülkelerin üretimleri için yarat- maya çalıştıklan paza- ruı büyütülmesine kat- kıda bulunma görevini başarıyla yürütmeye devam etmiştir..." şek- lindeki değerlendirme- sine yer verildi. Karaköy sahiline yeni yüz• Baştarafı 1. Sayfada uluslararası çağdaş bir boyut ka- zanması beklenen Karaköy-Salı- pazan liman şeridi, önemli bir ge- îir kaynağı olarak görülen deniz turizminin de uygulama alanı olacak. TDl tarafindan yürütülen Ga- lataport projesi kapsamında. TDİ binası ile birlikte Dış Hatlar Ter- minalı ve bugün Gürnrük Başmü- dürlüğü olarak kullanılan bina, birleştirilerek 5 yıldızh otel hali- ne getirilecek. 139 bin metreka- relik bir inşaat alanını kapsayan arsa üzerinde aynca 13 bin 221 metrekarelik bir alan fuar ve kongre merkezi, 11 bin metreka- relik bir alan ise sanat müzesi için aynldı. Alışveriş ve eglence me- kânlannı da içeren proje, 3 bin 686 metrekarelik dev bir akvaryu- ma da ev sahipliği yapacak. Şu anda kamu binalan bulunan alan boyunca denize yaklaşmanın mümkün olmadığını ifade eden TDl Genel Müdürü Erkan An- kan. "Bu 1.2 kilometrelik alan- da Istanbullu denizi göremi- yor" dedi. Ankan, projeyle birlikte bu alanlann îstanbullunun kullanı- mına açılacağını belirtti. Projenin bir diğer önemli özelliğinin de "Tophane meydanı ve etrafında yoğunlaşan tarihi dokuyu ön plana çıkarmak" olduğunu söy- leyenAnkan şunlan söyledi: "Bu amaca uygun olarak bölgede konuşlanmış olan Amerikan Pazan'nın tamamı projeyle bir- likte yıkılacak. Karaköy- Top- hane arasında yer alan bütün binalann 2. dereceden tarihi es- er olması sebebiyle bu bölgede tamamen restorasyona dayalı çalışılacak." Yapılacak çalışmayı yalnızca "fonksiyon değişimi" olarak ta- nımlayan Ankan şöyle konuştu: "Yapılar bozulmayacak. İstan- bul'da ikinci bir Gökkafes örne- ği yaşanmayacak. Projenin ge- ri dönüşüm-fizibilite çalışmala- n, Amerikan proje yönetimi ve damşmanlık grubu olan Turner Instruction'a yaprırıldı. Proje- nin uygulanabilirlik oranı \1iz- de 23 olarak tespit edildi.Âyrı- ca fizibilite raporuna göre yatı- nm bedeli 148 milyon dolar ola- rak belirlenen proje, normal koşullarda 6. işletme yüı sonun- da borcunu ödeyebilecek." "Türkiye'ye yakışan modern bir liman yaratmaya çalışıyo- rum" diyen Ankan sözlennı şöy- le sürdürdü: "Gelen turistler, ge- milerden inmeye gerek duymu- yor ve bu yüzden rurist başına bırakılan minimum 250 dolann üzerindeki parayı kaybediyo- ruz. Akdeniz'de 20 milyar do- larlık bir deniz nırizmi pastası var. Türkiye, bu pastanın ucun- dan bile pay alamıyor." Katliam hükümlüsüne ödülANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakanlık, 2 femmuz 1993'te 37 kişinin yanarak can verdiği Madımak katliamının idamlık hükümlüsü Erkan Çe- rinbaş'ı "insan haklan" ödülü- ne değer gördü. Çetinbaş'a ödülü de Başbakanlık Uzman Yardım- cısı Mehmet Altıntaş tarafindan verildi. tnsan haklanndan sorum- lu Devlet Bakanı Ali Doğan ilk açıklamasında topu Adalet Ba- kanlığı'na atarken akşam saatle- rinde yaptığı yazılı açıklamada, ödülün iptal edileceğini bildirdi. Ancak verihniş olan bir ödülün nasıl iptal edileceği açıklanmadı. Skandal olarak yorumlanan o- la>' geçen yıla uzanıyor. Birleşmiş Milletler"in isteği üzerine Başba- kanlık'a bağlı olarak kurulan tn- san Haklan Eğitimi On Yılı Ulu- sal Komitesi, İnsan Haklan Günü nedenıyle 10 Aralık 2001'de bir yanşma düzenledi. Eski insan haklanndan sorumlu De\ let Ba- kanı Nejat Arseven'ın himayele- rinde cezaevi personeli ile tutuk- lu ve hükümlüler arasında düzen- lenen yanşma, "resim, karika- tür, şiir ve kompozisyon" dalla- nnda gerçekleştirildi. "Barış ve ırkçılık" konulannda düzenlenen yanşma için Adalet Bakanlı- ğı'ndan onay istendi. Bakanlık da yanşma ile ilgili bilgileri, Cezaev- leri Genel Müdürlüğü aracıhğı ile mahkûmlara duyurdu. Du\"uruda, "katıumcılann isimlerine bak- madan değerlendirme yapıla- cağına ilişkin" ıfadesi de yer al- dı. Bu duyuru üzerine Erkan Çe- tinbaş. cezasını çektiği Sı\as E Ti- pi Kapalı Cezaevi'ne başvurarak kompozisyon ve şiir yanşmasına katılmak istediğini bildirdi. Ceza- evi yönetimi, bu isteği olumlu karşılayarak Çetinbaş'ın kompo- zisyonunu İnsan Haklan Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi'ne gön- derdi. Komite de cezaevlerinden Adalet Bakanı Aysel Çelikel. tzmir Yalisi AlaattinYüksel'i ziyaret etti. \ ali Yüksel. Bakan Çelikel'e vilayet konağının rölyefini hediye etti. (Fotoğraf:AA) Adalet Bakanı Çelikel, 'insani ve vicdani' çözümde kararlı: F tipi (lireııişiııi bitireceğiın tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -Adalet Ba- kanı Prof. Dr. Aysel Çelikel. F tipi cezaevlerine kar- şı yürütülen ölüm orucu ve kapı açmama eylemi- ne akılcı, insani ve vicdani bir çözüm bulmaîc ama- cıyla girişimleri olduğunu belirterek "Bitecek bu olay. Onlar dirense de ben birireceğim" dedi. Çelikel, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hukuk Fakültesi'nin yeni ögretim yılına başlaması nede- niyle dün fakülte dersliklerinde "Hukuk, Demok- rasi ve Eğitim" konulu açılış dersi verdi. Çelikel, YÖK sistemini eleştirdiği ilk dersinde, öğretim kadrosu olmadan yeni fakültelerin açılmasuun an- lamsız olduğunu kaydetti. Daha sonra öğrencile- rin sorulannı yanıtlayan Çelikel, "F tipi cezaev- lerine karşı yürütülen eylemlere bakışıyla" il- gili soruya, "F tipi cezaevleri diğerleriyle karşı- laştınlmayacak şekilde düzgün. Mahkûmlann can güvenliği sağlanıyor. Hücreler ortak bir yer- de birleşiyor. Bugün hücrelerden dışanya çık- mamakla ne kazanacaklar, anlamak mümkün değil. Çok üzülüyorum" karşılığını verdi. Sorunun çözümü için 4 yargıç atadağıru belir- ten Çelikel şöyle konuştu: "Bu yargıçlar F tiple- rini denetlediler. Herkesle konuştular. Oradaki sorun kapı açma sorunu değildir. Bir yerlere ka- tılmama, direnme sorunudur. Kurallan onlann lehine biraz daha yumuşatmak için girişim baş- lattık. Kapı, duvar kırmakla sorunun çözülece- ğine inanmıyorum. En hisi akılcı, insani ve vic- dani bir çözüm bulmaktır." yanşmaya katılan 367 katılımcı arasından Çetinbaş'ın kompozis- yonunu birinci seçrı. Kompozisyonda ırk ve din düşmanlığını eleştirdi Çetinbaş. yazdığı kompozis- yonda "hümanist kimliğe" bü- ründü. Irk ve din düşmanlığını eleştiren Çetinbaş, banşçı bir çiz- gi taşıyan yazısında, toplumdaki aynmcılığin yol açtığı sıkınhlara dikkat çekti. Dinler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi çağnsı yapan Çetinbaş, "insanlann kar- deşlik etrafında birleştirilmesi gerektiğini" vıırguladı. Yanşmanın kuralı gereği Çetin- baş'ın özgeçmişini incelemeyen komite, "kardeşlik, eşitlik ve ba- nş" temasını işleyen yazısı nede- rüyle Madımak katliamının idam- lık hükümlüsünü birincilikle ödüllendirdi. Ödül, düzenlenen bir törenle Başbakanlık Uzman Yardımcısı MehmetAlnntaş tara- findan Çetinbaş'a verildi. Ödül törenının geçen yıl yerine bu yıl gerçekleştirilmesi ise Bakan Ne- jat Arseven'in kurtancısı oldu. Komite, ödül törenini eski insan haklanndan sorumlu Devlet Ba- kanı NejatArseven'in katılımıy- la geTçekleştirmek istedi. Ancak Arseven, Çalışma ve Sosyal Gü- \enlik Bakanı olduğu için ödül törenine gitmeyince skandala ka- nşmaktan da kıl payı kurtuldu. 'İptal edilecek' Olayın başına yansımasının ar- dından Devlet BakanL\li Doğan yazılı açıklama yaparak ödülün iptal edileceğini duyurdu. Devlet Bakanlığı'ndan yapılan açıkla- mada şöyle denildi: "Bilindiği üzere BM'nin tavsiye kararlan ve uygulamaları çerçevesinde bu yarışmalar düzenlenirken tutuklular ve hükümlüler ara- sında bir aynmcılığa gidilmesi söz konusu olmamıştır. Bunun- la birlikte. insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Ali Do- ğan, konunun arz ettiği hassa- siyeti göz önünde tutarak, ya- nşmanın tüm yönleriyle ince- lenmesi ve bahse konu ödülün iptali hususunda gereğinin ya- pılması için ilgililere gereldi ta- limatı vermişlerdir." Erdoğan'a gizli ittifak soruşturması • Baştarafı 1. Sayfada Candan Eren ile ÎGDAŞ soruş- turmasını yapan RıdvanAydın'ı, DGM adına bilirkişi sıfarıyla söz konusu iddialarla ilgili soruştur- ma yapmakla görevlendirdi. Bü- yükşehir belediyesinde Albay- raklar, AKBÎL, ÎGDAŞ gibi bir- çok olayda usulsüzlük ve yolsuz- luklan belirleyen iki mülkiye baş- müfettişi, Istanbul'a gelerek ça- hşmalanna başladı. Mülkiye başmüfettişlerinin, AKP Genel Başkanı Recep Tay- yip Erdoğan'rn belediye başkan- lığı dönemi ve sonrasındaki ilçe ve büyükşehir belediyesince ve- rilen emanet usulü işlerle ihalele- ri tek tek ıncelemeye aldıklan be- lirlendı. Müfettişlerin, belediye ihaleleri-belediye müteahhitleri ve AKP sarmalındaki çıkar ilişki- lerini, partiye yapılan yardımla- n, ihale alan ve AKP'de yönetici- lik yapan kişileri çok yönlü ola- rak araştırdıklanbelirlendi. Mü- fetrişlenn DGM Savcıhğı tarafin- dan elde edilen bilgi ve belgele- re dayanarak geniş kapsamlı bir çalışma yaptıklan kaydedildi. Ankara DGM Savcısı Nuh Me- te Yüksel tarafından hazırlanan fezlekede, "Türkiye'nin laik düzeni aleyhinde gizli ittifak oluşturmak suçundan sanık Adalet ve Kalkınma Partisi Ge- nel Başkanı Recep Tay>ip Er- doğan ve arkadaşlan hakkında yapılmakta olan soruşturma sı- rasında, aşağıdaki belgelere ulaşılmıştır" denilerek 16 Ma- yıs 2002 tarihinde AKP Grup Başkanı Bülent Arınç'ın parti meclis gurubunda yaptığı konuş- maya ilişkin video kaset ve kase- tin çözümü ile basında çıkan ha- berlere yer venldi. Yüksel'in hazırladığı fezleke- de, AKP Genel Başkanı Erdo- ğan'ın Rize konuşması, Ausburg konuşması, yine Erdoğan'ın "Bu mücadeleyi iktidara götürme noktasında gerektiğinde papaz elbisesi dahi giyerim" dediğı konuşması ile ilgili video kaset deşifreleri de yer aldı. Söz konusu fezlekede. AKP milletvekili Kemalertin Gök- taş'ın 'Tay>ip Mandela gibi' başlıklı konuşmasının bulundu- ğu Mayıs 2002 Politika dergisinin fotokopisine yer verildi. Arınç'ın grupta yaptığı konuş- ma ve Abdullah Ocalan ile Te- oman Koman'ı karşılaştıran ko- nuşmasına ait haber kupürlerinin yer aldığı Yüksel'in fezlekesin- de, Cumhuriyet'te 'Arınç mey- dan okudu' başlığıyla çıkan ha- ber kupürüyle Ekrem Sağıroğ- lu'nun 'Bilgiden Tevhide Yük- seüş' isimli kitabı da bulunuyor. Kökteııdiııcililv büyük tehdit ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Üdnci Baş- kanı Orgeneral Yaşar Büyüka- nıt, köktendincilik, uluslararası terorizm, mikro milliyetçilik, kit- le imha silahlannın kontrolsüz olarak yayılması ve uyuşturucu kaçakçıhğı ile mücadelede, daha etkin ve yakın uluslararası işbir- liğine ihtiyaç olduğunu söyledi. Türk Silahlı Kuwetleri (TSK) Banş için Ortakhk Eğitim Merke- zi (BÎOEM) Komutanhğı'nda, yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması dolayısıyla tören dü- zenlendi. Büyükanıt, törende yap- tığı konuşmada küreselleşmenin eddlerine değinirken, "Küresel- leşme olarak bilinen yeni olu- şum, sadece siyasi ve ekonomik boyutlarıyla değil aym zaman- da güvenlik politikalanna ge- tirdiği yeni yaklaşımlarla da gündeme gelmiştir" diye konuş- tu. Büyükanıt, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Bu süreç, çevre ülkeler- de terör dahil yeni çatışma or- tamlan yaratmış, güvenlik po- litikalanna yeni boyutlar ka- zandırmıştır. Sadece bir devle- tin veya kuruluşun çözümleye- bileceği türden olmayan bu risk ve tehditlerle mücadelede, daha aktif ve yakın uluslararası iş- birliği ihtiyacı belirmiştir. Gü- nümüzde, krize müdahale ha- rekâtının başarıya ulaştnası için, şiddete dayab uyuşmazuk- lan kontrol etmede askeri ted- birler kadar bu tedbirlerin sivil kuruluşlar tarafindan koordi- neli şekilde desteklenmesinin de önemli olduğu kabul edil- mektedir. Uzun vadeli ve kalıcı istikrar ve banş ortamı için ge- rekli şartlar, sadece sivil ve as- keri önlemlerin özenli. i\i plan- lanmış ve koordine edilmiş bir bileşimi ile sağlanabilir." Ko- nuşmasında TSK'nin üstlendiği Afganistan Uluslararası Güven- lik Destek Gücü hakkında bilgi veren Büyükanıt, "Bugüne ka- dar tamamlanan sivil-asker iş- birliği projeleri için 999 bin ABD dolan Türkiye tarafindan olmak üzere 3 milyon 636 bin ABD dolan harcanmıştır. Kâbil çevresinde bulunan 500 bin mültecinin durumlannı iyileş- tirmek amacıyla uluslararası camiamn Tokyo'da verdiği söz- leri yerine getirmesi gerektiğine inanmaktayız" diye konuştu. GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ABD'Iİ şirketlerin rolü fena değil. Almanlar ve Ruslar iyi çalışmışlar. Adamlar Irak'ın petrol gelir- lerinin çoğunu silah satıp kasalarına atmışlar. İlk aşamada dikkatimizi çeken o ki, kuzeydeki gruplar iyi silahlandırılmamış. Barzani olsun, Ta- labani olsun son derece muteber kışiler. Burayı ABD'nin 51. vilayeti yapıyoruz desek, basacaklar halayı ama, böyle giderse basarlar kalayı. Bunca yıldır silah denetimi yapıyoruz; bu kadar kötü si- lahlanmış bir ayaklanma hazırlığı anımsamıyoruz. Başkan ne yapıp edip buradaki grupların daha iyi silahlarla donatılmasını sağlamalı. Kuzey iyi-kötü silahlarla ve ilahlarla donatılmış ama, güneyde onlar da yok. Buradaki Şıiler de Saddam'a karşı ayaklanma eğiliminde. Ancak ne elde silah, ne önde ilah var. Bu bölgede yine Bar- zani-Talabani benzeri önderler yaratılsa fena ol- maz... Silah denetimi sırasında Saddam yönetiminin halkın gözünde zayıf görünmesi için gerekli her şeyi yapıyoruz. Bazı bölgeleri hemen kontrol altı- na alıyoruz. Araç giriş-çıkışını yasaklıyoruz. Irak- lılar bağırıp çağırıyorlar ama, bunun ne kadarı Saddam aleyhine kamuoyu oluşturuyor, kestir- mek çok zor. önemli bir silah eksikliği de medya. Saddam bu sılahı istediği gibi kullanıyor. Programlar onunla başlıyor, onunla bitiyor. Kendisini Hammurabi i- lan etmiş, halkını sürekli gaza getiriyor. Buna kar- şı uydu yayın mı olur, korsan yayın mı olur bilin- mez ama, ABD'nin de mutlaka bir şeyler yapma- sı gerekli. Kimyasal silahta kim yasal? Irak'ın sılahlarına gelince... Aslında değışen faz- la bir şey yok. 1990'daki raporlarda 21 Batılı ül- keye aıt 207 şirketin Saddam'ın kimyasal ve nük- leer silah tesisi ve programı kurması için yardım ettiği belirtılmişti. Gidiş bu zemin üzerinden devam ediyor. 207 şirketten 18'i ABD kökenli. Bunlann sayısını az bulduk. Eğer değişık yöntemlerle art- tırılabilirse, ulusal çıkarlarımız açısından son de- rece yarariı olur. ABD'dekı silah sanayii temsilcileri mevcut silah- ların çöl koşullarında nasıl çalışacağı, ne tür ekle- rin gerekli olduğu yönünde bilgiler ıstediler. Ge- çen gün Babil yakınlarındaki bir bölgeye gittik. Gerekli incelemeleri yaptık. özel çalışma deyip, yanımıza da hiçbir Iraklıyı almadık. Gördük ki, bu- rada silahların etkili olması için öncelikle sıcağa ve kuma karşı önlem alınması gerekiyor. Silah sana- yicileri Irak çölünde özellik değişimi olup olmadı- ğını sordular. Bir mıktar kum aldık, inceleyeceğiz. Bunu gören Iraklılara şunu söyledik: "Bu kumda kimyasal silah kalıntılan olma olası- lığı var. Bölgeye ikinci bir emre kadar kimse gir- mesin. Laboratuvara götürüp inceleyeceğiz." Petrokimya tesislerini Amerikalı şirketler yap- mış. özel bir anlaşmayla inşa edildiği için burada değişik türde silahlar da yapılabilir. Ancak bunun için kimyasal maddelere duyarlı cihazlar gereki- yor. Bunları da Italyanlar vermış olmalı. Bu yönde sezgilerimiz var. Demek ki fiyat düşürüp aldılar. Yoksa Amerikan firmaları bunu kaçırmazdı! önümüzdeki hafta Savunma Bakanlığı'yla özel bir görüşme yapacağız. Irak'ta ne tür silahlar ol- duğunu yazalım, diye soracağız. Buradaki silah- lar hakkında Irak la komşu ülkeler de bilgi sahibi olursa, onlar da satın almak ister. Böylece silah sa- nayiine katkımız olmuş olur. Irak halkını Saddam'a karşı silahlandırırken dik- katli olmak gerekiyor. öncelikle bu silahları kulla- nabilecek kişiler lazım. Guam Adası'na götürü- lenler bu konuda da ayrı bir eğitim almış olmalı... Yine de biz raporumuza yazıp görevimizi yerine getireceğiz. Bizden istenenlerin çoğunu yapmakta olmanın mutluluğu içındeyiz. Raporumuzu yazarız; bütün silahlar kimyasal... Doğrusu bız de karıştırdık bu işte kim yasal... [email protected] AL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK I Baştarafı Arka Sayfada Almanya gibi sol hare- ketin en kuvvetli olduğu ülkede bile propaganda Nazi iktidanna inanılma- yacak bir güç sağlar. Genç Parti'nin arkasın- daki ekip bunu çok iyi bi- liyor. Aynca ellerinde tam üç kanal var. Bu kanallar- da sabahtan akşama ka- dar miting gösterileri, Cem Uzan'm konuşma- lan tekrarlanıp duruyor, aynca kanallardaki diğer programlar da sürekli bu konuya hizmet ediyor. Görsel alanda teknik öy- lesıne gelişti ki, bilgisa- yar yardımıyla alandakı kitlenin sayısını fazlalaş- tırmak mümkün, olaya heyecan karmak müm- kün. Bunlar da en âlâsın- dan yapılıyor. Bence Genç Parti Mec- lis'e girecek. Bu bize pro- paganda ve teknolojinin üstunlüğünü ve hâlâ po- pülist söylemlerin geniş yığınlarda hayat bulduğu- nu gösterecek. Aynı şey AKP için de söz konusu. Vaatler, vaatler ama bun- lann hangı kaynakla ya- pılacağı yok! Olsun, bü- yük çoğunluğun bir baş- ka bölümü de bu vaatlere inanıyor. O da cahil, o da yoksul, o da kendisi ve çocuklan için bir gelecek kurmayı istiyor. O da de- nenmeyeni deneyecek, AKP'ye oy verecek. Bu partilerle birlikte sosyal demokrat bir parti CHP, Meclis'e girecek. Bundan nasıl bir birlikte- lik çıkar bilinmez. Geçen seçimlerde ortaya çıkan koalisyonu içimize sindi- rememiştik. Ve ne dersek diyelim bu koalisyon Ecevit olmasaydı devam edemezdi ve Meclis çalı- şamazdı. Şimdi durum daha da karmaşık bir ha- le gelecek. Sol partilerin esamisi okunmayacak. Deniliyor ki, Meclis ta- mamen değişecek. Ge- çenlerde bir bilım adamı söylüyordu, zaten her se- çimde Meclis'in yansın- dan çoğu değişirmiş ama siyasi bilim açısından yüzde sekseni değişen bir Meclis ülke dengelerini sarsarmış. Bana da doğru geldi. Bir kaos yaşanaca- ğından hiç kuşkum yok. Bu arada bir de Irak sava- şı! Bu kış çetin geçeceğe benziyor. Hadi hayırlısı. seyreyleisil(§ yahoo.com Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. TURGAY DEMtR Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MUSTAFA KILINÇ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle