Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2002 SALI
8 HABERLERÎN DEVAMI
G U N C E L CCNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfatfa
gı sağ? Sol sağdan, s-ağ soldan oy bekliyor.
CHP'nin solundaki partilere "bürokrasi" eski gün-
lei aratmayacak ölçüterde sert davranışlar sergiliyor.
Ustelik katılımcı dernokraside, herfikrin, hergörü-
şun söylenebildiği, yaz ılabildiği savlarıyla oyalanan
ükemizde; örneğin Türkiye Komünist Partisi seçime
gırmeye hak kazanıyo r. Ama propagandaya sıra gel-
di mi, "devlet bürokrasisi" TKP'yi engellemek için
polısıyle, uydurma yasalanyla karşısına dikiliyor.
Bildıri dağıtan, gazete satan TKP'lilergözaltına alı-
nıyor. Gerekçe; gürürtü yaparak etrafı rahatsız et-
mek!
Bir grup TKP'Iİ üzerierinde "Paranın saltanatı var-
sa halkın da TKP'si var" ^yazılı önlükleri olduğu için yi-
ne gözattında. Gerekçe; Siyasi PartilerYasası'nın ya-
sakladığı "ünıforma gfyrnek" suç!
llçe binasına pankart asılıyor, polis gelip indirmek
için görev başında.
TKP gibi ÖDP de anlamsız yasaklardan payını alı-
yor. Partinın "Öfkenız ÖDP'de umut olsun" afişi se-
çirn yasakları bahanesiyle yasaklanıyor. Oysa amaç:
Sempozyum, konser, panel gibi etkinlikleri duyur-
mak. Duyuru yasssakî
Kara mizahın böylesine ancak bizdeki seçimlerde
rastlanır. TKP'nin geçen pazargünüAbdi Ipekçi Par-
kı'nda miting düzenlemek için Ankara Valiliği'ne baş-
vuaısuna aldığı yanıt, bir perdelik komedi.
"Bürokrasi" partinın sesli araçlarının miting alanı-
na gırerken müzık çalmasını ve araçtan anons yapıl-
masını yasaklıyor.
Valilik; bir başka partiye, örneğin CHP'ye, ANAP'a,
DYP'ye, hattaAKP'ye miting yapacağı alanaanons-
suz. müzık çalmadan girme koşuluyla izin versin de
görelim boyunun ölçüsünü.
AB üyelik müzakerelerine başlanamayacağını ra-
pora geçirırken, gerekçe olarak 23 önemli siyasal
konunun 12'sinde olumlu adım atamadığımızı öne
sürüyormuş.
• • •
Oysa 13. olumsuz adım somut örneklerle yaşanı-
yor:
AB raporunu yazanlar; azınlık hakları, DGM'lerin
yapısı, MGK gibi; eksik gördüğü konulara seçimler-
de devlet bürokrasisınin hâlâ köhne görüş ve düşün-
celerden kurtulamadığını eklemeyi unuttu galiba.
Oysa TKP'nin başvurusu üzerine Ankara 8. idare
Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararında; bürok-
rasinin "tüp ve su dağıtıcılannın ses yükseltici cihaz-
larla sokaklarda dolaşmasını engelleyen yasaklan"
parti mitingine uygulamasındaki anlamı anlayamadı-
ğını belirtiyor.
Bu kafayla, hâlâ komünizm gelecek korkusuyla
yaşayan, hâlâ çağdaşlaşamamış devlet bürokrasisi
ile AB'ye üyelik nasıl gerçekleşecek?
• • •
2004'lerde de AB yolunu kapayacak bir gelişme
bugünden filiz verıyor.
RTE; miting alanlarında halkı "AKP'yi anayasayı
değiştirecekgüçte iktidaryapmaya" çağırıyor. En az
330, en çok 376 milletvekilı.
Bu çağn sadece tek başına iktidar hırsından mı
kaynaklanıyor? Yoksa, bugün açıktan söyleyemedi-
ği, söylemek istemediği başka nedenler mi var bu
çağnnın altında? Örneğin; anayasanın laikliği güven-
ce altına alan maddelerini değiştirmek gibi... Dinsel
konulara daha önem veren madde değişiklikleri ya
da yeni maddeleri anayasaya almak veya... takıyye
altına aldığı saplantılanyla yeni bir anayasa yapmak
gibi...
Ecevit ne dıyor: "AKP'yi kuranlann, laikdemokra-
tik rejimle kolay bağdaşamayacaklan, aslında herke-
sin bildiği fakat birçok kimsenin bilmezden geldiğibir
gerçek. Şimdi seçimlere giderken hemen hiçbir gö-
rüş dile getirmiyortar. Gerçek düşüncelerini açıklar-
larsa kamuoyunda güç durumda kalıriar".
Devlet bürokrasisi bir avuç TKP'liden korkuyor;
yasaları zorlayarak mitinglerine, ses araçlarına, ga-
zete dağıtıcılarına yasaklar getiriyor. Ama laik cum-
huriyetin temeline dinamit koymaya hazırlanan, "yap-
tıklan yapacaklannın teminatı" olan AKP'nin ve ge-
nel başkanının davullu zurnalı, sözlü şarkılı mitingler
düzenlemesıne ses çıkaramıyor.
Seçimlerde tarafsız devlet savı askıda!
Dünya Bankası'na ağır suçlama:
Gelişmîş ülkelere
pazar yaratıyor
ANKARA (ANKA)-
Sayıştay, Dünya Banka-
sı'nı, gelişmekte olan ül-
kelere kullandırdığı kre-
dilerinin koşullan ve so-
nuçlan itibanyla bu ül-
kelerin aleyhine işlediği
ve gelişmiş ülkelerin çı-
kanna hizmet ettiği ge-
rekçesıyle topa tuttu.
Dünya Bankası kredi-
lerine ilişkin olarak Sa-
yıştay uzman denetçisi
Safiye Kaya'nm hazır-
ladığı ve Sayıştay tara-
findan yayımlanan araş-
tırmada, bankanın ama-
cının gelişmiş ülkelere
pazar yaratmak olduğu,
kredi koşullanrun "ülke
jöneticilerinin ülke çı-
karları doğrulrusunda
hareket etmesini en-
gellediği" vurgulandı.
"Dünya Bankası
Kredilerinin Deneti-
mi'' konulu araştırma-
ca, Dünya Bankası kre-
âleriyle finanse edilen
projeler sonucunda ger-
çekte gelişmekte olan
ûlkelerden gelişmiş ül-
lelere doğru bir kaynak
ahsı yaşandığına işaret
edilerek "Türkiye'nin
Dünya Bankası'na ih-
tiy acı olduğu kadar,
bankanın da Türki-
ıe'ye ihfiyacı var" gö-
rişü savunuldu.
Araştırmada, kredi
mlaşmalannın ekinde
;eralan koşullann, ülke
löretiminin, "ülke çı-
karian doğrultusunda
kareket etmesinin
önündeki en önemli
engellerden biri oldu-
ğu" belirtildi. Projenin
yürütülmesine, projeyle
ilgili mal ve hizmet
alımlarına ilişkin ihale-
lerde, uluslararası ihale-
nin temel ihale yöntemi
olarak belirlenmesinin,
çoğu kez bunlann yurti-
çinden sağlanmasını en-
gellediği ve bu yolla mal
ve hizmet ithalatını art-
tıran bir unsur haline ge-
tiridiği anlatıldı. Araştır-
mada, "Anlaşmalara
konulan yurtdışından
yüksek ücretle danış-
man, uzman çalıştml-
masına dair hükümler
de aynı sonuçları ver-
mekte, yurtdışından
kredi olarak sağlanan
kaynaklann yine yurt-
dışına aktarılmasına
neden olmaktadır" de-
nildi.
Araştırmaya, eski Ha-
zine Müsteşan Mahfi
Eğilmez'in "IMF,
Dünya Bankası ve Tür-
kiye'' adlı kitabında yer
alan Dünya Bankası'na
yönelik bazı suçlayıcı
tespit ve ifadelerden de
alıntı yapıldı. Araşurma-
da, Eğilmez'in, "Ban-
ka, gelişmiş ülkelerin
üretimleri için yarat-
maya çalıştıklan paza-
ruı büyütülmesine kat-
kıda bulunma görevini
başarıyla yürütmeye
devam etmiştir..." şek-
lindeki değerlendirme-
sine yer verildi.
Karaköy sahiline yeni yüz• Baştarafı 1. Sayfada
uluslararası çağdaş bir boyut ka-
zanması beklenen Karaköy-Salı-
pazan liman şeridi, önemli bir ge-
îir kaynağı olarak görülen deniz
turizminin de uygulama alanı
olacak.
TDl tarafindan yürütülen Ga-
lataport projesi kapsamında. TDİ
binası ile birlikte Dış Hatlar Ter-
minalı ve bugün Gürnrük Başmü-
dürlüğü olarak kullanılan bina,
birleştirilerek 5 yıldızh otel hali-
ne getirilecek. 139 bin metreka-
relik bir inşaat alanını kapsayan
arsa üzerinde aynca 13 bin 221
metrekarelik bir alan fuar ve
kongre merkezi, 11 bin metreka-
relik bir alan ise sanat müzesi için
aynldı. Alışveriş ve eglence me-
kânlannı da içeren proje, 3 bin
686 metrekarelik dev bir akvaryu-
ma da ev sahipliği yapacak.
Şu anda kamu binalan bulunan
alan boyunca denize yaklaşmanın
mümkün olmadığını ifade eden
TDl Genel Müdürü Erkan An-
kan. "Bu 1.2 kilometrelik alan-
da Istanbullu denizi göremi-
yor" dedi.
Ankan, projeyle birlikte bu
alanlann îstanbullunun kullanı-
mına açılacağını belirtti. Projenin
bir diğer önemli özelliğinin de
"Tophane meydanı ve etrafında
yoğunlaşan tarihi dokuyu ön
plana çıkarmak" olduğunu söy-
leyenAnkan şunlan söyledi: "Bu
amaca uygun olarak bölgede
konuşlanmış olan Amerikan
Pazan'nın tamamı projeyle bir-
likte yıkılacak. Karaköy- Top-
hane arasında yer alan bütün
binalann 2. dereceden tarihi es-
er olması sebebiyle bu bölgede
tamamen restorasyona dayalı
çalışılacak."
Yapılacak çalışmayı yalnızca
"fonksiyon değişimi" olarak ta-
nımlayan Ankan şöyle konuştu:
"Yapılar bozulmayacak. İstan-
bul'da ikinci bir Gökkafes örne-
ği yaşanmayacak. Projenin ge-
ri dönüşüm-fizibilite çalışmala-
n, Amerikan proje yönetimi ve
damşmanlık grubu olan Turner
Instruction'a yaprırıldı. Proje-
nin uygulanabilirlik oranı \1iz-
de 23 olarak tespit edildi.Âyrı-
ca fizibilite raporuna göre yatı-
nm bedeli 148 milyon dolar ola-
rak belirlenen proje, normal
koşullarda 6. işletme yüı sonun-
da borcunu ödeyebilecek."
"Türkiye'ye yakışan modern
bir liman yaratmaya çalışıyo-
rum" diyen Ankan sözlennı şöy-
le sürdürdü: "Gelen turistler, ge-
milerden inmeye gerek duymu-
yor ve bu yüzden rurist başına
bırakılan minimum 250 dolann
üzerindeki parayı kaybediyo-
ruz. Akdeniz'de 20 milyar do-
larlık bir deniz nırizmi pastası
var. Türkiye, bu pastanın ucun-
dan bile pay alamıyor."
Katliam hükümlüsüne ödülANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakanlık, 2 femmuz
1993'te 37 kişinin yanarak can
verdiği Madımak katliamının
idamlık hükümlüsü Erkan Çe-
rinbaş'ı "insan haklan" ödülü-
ne değer gördü. Çetinbaş'a ödülü
de Başbakanlık Uzman Yardım-
cısı Mehmet Altıntaş tarafindan
verildi. tnsan haklanndan sorum-
lu Devlet Bakanı Ali Doğan ilk
açıklamasında topu Adalet Ba-
kanlığı'na atarken akşam saatle-
rinde yaptığı yazılı açıklamada,
ödülün iptal edileceğini bildirdi.
Ancak verihniş olan bir ödülün
nasıl iptal edileceği açıklanmadı.
Skandal olarak yorumlanan o-
la>' geçen yıla uzanıyor. Birleşmiş
Milletler"in isteği üzerine Başba-
kanlık'a bağlı olarak kurulan tn-
san Haklan Eğitimi On Yılı Ulu-
sal Komitesi, İnsan Haklan Günü
nedenıyle 10 Aralık 2001'de bir
yanşma düzenledi. Eski insan
haklanndan sorumlu De\ let Ba-
kanı Nejat Arseven'ın himayele-
rinde cezaevi personeli ile tutuk-
lu ve hükümlüler arasında düzen-
lenen yanşma, "resim, karika-
tür, şiir ve kompozisyon" dalla-
nnda gerçekleştirildi. "Barış ve
ırkçılık" konulannda düzenlenen
yanşma için Adalet Bakanlı-
ğı'ndan onay istendi. Bakanlık da
yanşma ile ilgili bilgileri, Cezaev-
leri Genel Müdürlüğü aracıhğı ile
mahkûmlara duyurdu. Du\"uruda,
"katıumcılann isimlerine bak-
madan değerlendirme yapıla-
cağına ilişkin" ıfadesi de yer al-
dı. Bu duyuru üzerine Erkan Çe-
tinbaş. cezasını çektiği Sı\as E Ti-
pi Kapalı Cezaevi'ne başvurarak
kompozisyon ve şiir yanşmasına
katılmak istediğini bildirdi. Ceza-
evi yönetimi, bu isteği olumlu
karşılayarak Çetinbaş'ın kompo-
zisyonunu İnsan Haklan Eğitimi
On Yılı Ulusal Komitesi'ne gön-
derdi. Komite de cezaevlerinden
Adalet Bakanı
Aysel Çelikel.
tzmir Yalisi
AlaattinYüksel'i
ziyaret etti. \ ali
Yüksel. Bakan
Çelikel'e vilayet
konağının
rölyefini
hediye etti.
(Fotoğraf:AA)
Adalet Bakanı Çelikel, 'insani ve vicdani' çözümde kararlı:
F tipi (lireııişiııi bitireceğiın
tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -Adalet Ba-
kanı Prof. Dr. Aysel Çelikel. F tipi cezaevlerine kar-
şı yürütülen ölüm orucu ve kapı açmama eylemi-
ne akılcı, insani ve vicdani bir çözüm bulmaîc ama-
cıyla girişimleri olduğunu belirterek "Bitecek bu
olay. Onlar dirense de ben birireceğim" dedi.
Çelikel, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hukuk
Fakültesi'nin yeni ögretim yılına başlaması nede-
niyle dün fakülte dersliklerinde "Hukuk, Demok-
rasi ve Eğitim" konulu açılış dersi verdi. Çelikel,
YÖK sistemini eleştirdiği ilk dersinde, öğretim
kadrosu olmadan yeni fakültelerin açılmasuun an-
lamsız olduğunu kaydetti. Daha sonra öğrencile-
rin sorulannı yanıtlayan Çelikel, "F tipi cezaev-
lerine karşı yürütülen eylemlere bakışıyla" il-
gili soruya, "F tipi cezaevleri diğerleriyle karşı-
laştınlmayacak şekilde düzgün. Mahkûmlann
can güvenliği sağlanıyor. Hücreler ortak bir yer-
de birleşiyor. Bugün hücrelerden dışanya çık-
mamakla ne kazanacaklar, anlamak mümkün
değil. Çok üzülüyorum" karşılığını verdi.
Sorunun çözümü için 4 yargıç atadağıru belir-
ten Çelikel şöyle konuştu: "Bu yargıçlar F tiple-
rini denetlediler. Herkesle konuştular. Oradaki
sorun kapı açma sorunu değildir. Bir yerlere ka-
tılmama, direnme sorunudur. Kurallan onlann
lehine biraz daha yumuşatmak için girişim baş-
lattık. Kapı, duvar kırmakla sorunun çözülece-
ğine inanmıyorum. En hisi akılcı, insani ve vic-
dani bir çözüm bulmaktır."
yanşmaya katılan 367 katılımcı
arasından Çetinbaş'ın kompozis-
yonunu birinci seçrı.
Kompozisyonda ırk ve din
düşmanlığını eleştirdi
Çetinbaş. yazdığı kompozis-
yonda "hümanist kimliğe" bü-
ründü. Irk ve din düşmanlığını
eleştiren Çetinbaş, banşçı bir çiz-
gi taşıyan yazısında, toplumdaki
aynmcılığin yol açtığı sıkınhlara
dikkat çekti. Dinler arasındaki
ilişkilerin geliştirilmesi çağnsı
yapan Çetinbaş, "insanlann kar-
deşlik etrafında birleştirilmesi
gerektiğini" vıırguladı.
Yanşmanın kuralı gereği Çetin-
baş'ın özgeçmişini incelemeyen
komite, "kardeşlik, eşitlik ve ba-
nş" temasını işleyen yazısı nede-
rüyle Madımak katliamının idam-
lık hükümlüsünü birincilikle
ödüllendirdi. Ödül, düzenlenen
bir törenle Başbakanlık Uzman
Yardımcısı MehmetAlnntaş tara-
findan Çetinbaş'a verildi. Ödül
törenının geçen yıl yerine bu yıl
gerçekleştirilmesi ise Bakan Ne-
jat Arseven'in kurtancısı oldu.
Komite, ödül törenini eski insan
haklanndan sorumlu Devlet Ba-
kanı NejatArseven'in katılımıy-
la geTçekleştirmek istedi. Ancak
Arseven, Çalışma ve Sosyal Gü-
\enlik Bakanı olduğu için ödül
törenine gitmeyince skandala ka-
nşmaktan da kıl payı kurtuldu.
'İptal edilecek'
Olayın başına yansımasının ar-
dından Devlet BakanL\li Doğan
yazılı açıklama yaparak ödülün
iptal edileceğini duyurdu. Devlet
Bakanlığı'ndan yapılan açıkla-
mada şöyle denildi: "Bilindiği
üzere BM'nin tavsiye kararlan
ve uygulamaları çerçevesinde
bu yarışmalar düzenlenirken
tutuklular ve hükümlüler ara-
sında bir aynmcılığa gidilmesi
söz konusu olmamıştır. Bunun-
la birlikte. insan haklanndan
sorumlu Devlet Bakanı Ali Do-
ğan, konunun arz ettiği hassa-
siyeti göz önünde tutarak, ya-
nşmanın tüm yönleriyle ince-
lenmesi ve bahse konu ödülün
iptali hususunda gereğinin ya-
pılması için ilgililere gereldi ta-
limatı vermişlerdir."
Erdoğan'a gizli ittifak soruşturması
• Baştarafı 1. Sayfada
Candan Eren ile ÎGDAŞ soruş-
turmasını yapan RıdvanAydın'ı,
DGM adına bilirkişi sıfarıyla söz
konusu iddialarla ilgili soruştur-
ma yapmakla görevlendirdi. Bü-
yükşehir belediyesinde Albay-
raklar, AKBÎL, ÎGDAŞ gibi bir-
çok olayda usulsüzlük ve yolsuz-
luklan belirleyen iki mülkiye baş-
müfettişi, Istanbul'a gelerek ça-
hşmalanna başladı.
Mülkiye başmüfettişlerinin,
AKP Genel Başkanı Recep Tay-
yip Erdoğan'rn belediye başkan-
lığı dönemi ve sonrasındaki ilçe
ve büyükşehir belediyesince ve-
rilen emanet usulü işlerle ihalele-
ri tek tek ıncelemeye aldıklan be-
lirlendı. Müfettişlerin, belediye
ihaleleri-belediye müteahhitleri
ve AKP sarmalındaki çıkar ilişki-
lerini, partiye yapılan yardımla-
n, ihale alan ve AKP'de yönetici-
lik yapan kişileri çok yönlü ola-
rak araştırdıklanbelirlendi. Mü-
fetrişlenn DGM Savcıhğı tarafin-
dan elde edilen bilgi ve belgele-
re dayanarak geniş kapsamlı bir
çalışma yaptıklan kaydedildi.
Ankara DGM Savcısı Nuh Me-
te Yüksel tarafından hazırlanan
fezlekede, "Türkiye'nin laik
düzeni aleyhinde gizli ittifak
oluşturmak suçundan sanık
Adalet ve Kalkınma Partisi Ge-
nel Başkanı Recep Tay>ip Er-
doğan ve arkadaşlan hakkında
yapılmakta olan soruşturma sı-
rasında, aşağıdaki belgelere
ulaşılmıştır" denilerek 16 Ma-
yıs 2002 tarihinde AKP Grup
Başkanı Bülent Arınç'ın parti
meclis gurubunda yaptığı konuş-
maya ilişkin video kaset ve kase-
tin çözümü ile basında çıkan ha-
berlere yer venldi.
Yüksel'in hazırladığı fezleke-
de, AKP Genel Başkanı Erdo-
ğan'ın Rize konuşması, Ausburg
konuşması, yine Erdoğan'ın "Bu
mücadeleyi iktidara götürme
noktasında gerektiğinde papaz
elbisesi dahi giyerim" dediğı
konuşması ile ilgili video kaset
deşifreleri de yer aldı.
Söz konusu fezlekede. AKP
milletvekili Kemalertin Gök-
taş'ın 'Tay>ip Mandela gibi'
başlıklı konuşmasının bulundu-
ğu Mayıs 2002 Politika dergisinin
fotokopisine yer verildi.
Arınç'ın grupta yaptığı konuş-
ma ve Abdullah Ocalan ile Te-
oman Koman'ı karşılaştıran ko-
nuşmasına ait haber kupürlerinin
yer aldığı Yüksel'in fezlekesin-
de, Cumhuriyet'te 'Arınç mey-
dan okudu' başlığıyla çıkan ha-
ber kupürüyle Ekrem Sağıroğ-
lu'nun 'Bilgiden Tevhide Yük-
seüş' isimli kitabı da bulunuyor.
Kökteııdiııcililv büyük tehdit
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Genelkurmay Üdnci Baş-
kanı Orgeneral Yaşar Büyüka-
nıt, köktendincilik, uluslararası
terorizm, mikro milliyetçilik, kit-
le imha silahlannın kontrolsüz
olarak yayılması ve uyuşturucu
kaçakçıhğı ile mücadelede, daha
etkin ve yakın uluslararası işbir-
liğine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türk Silahlı Kuwetleri (TSK)
Banş için Ortakhk Eğitim Merke-
zi (BÎOEM) Komutanhğı'nda,
yeni eğitim ve öğretim yılının
başlaması dolayısıyla tören dü-
zenlendi. Büyükanıt, törende yap-
tığı konuşmada küreselleşmenin
eddlerine değinirken, "Küresel-
leşme olarak bilinen yeni olu-
şum, sadece siyasi ve ekonomik
boyutlarıyla değil aym zaman-
da güvenlik politikalanna ge-
tirdiği yeni yaklaşımlarla da
gündeme gelmiştir" diye konuş-
tu. Büyükanıt, sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Bu süreç, çevre ülkeler-
de terör dahil yeni çatışma or-
tamlan yaratmış, güvenlik po-
litikalanna yeni boyutlar ka-
zandırmıştır. Sadece bir devle-
tin veya kuruluşun çözümleye-
bileceği türden olmayan bu risk
ve tehditlerle mücadelede, daha
aktif ve yakın uluslararası iş-
birliği ihtiyacı belirmiştir. Gü-
nümüzde, krize müdahale ha-
rekâtının başarıya ulaştnası
için, şiddete dayab uyuşmazuk-
lan kontrol etmede askeri ted-
birler kadar bu tedbirlerin sivil
kuruluşlar tarafindan koordi-
neli şekilde desteklenmesinin
de önemli olduğu kabul edil-
mektedir. Uzun vadeli ve kalıcı
istikrar ve banş ortamı için ge-
rekli şartlar, sadece sivil ve as-
keri önlemlerin özenli. i\i plan-
lanmış ve koordine edilmiş bir
bileşimi ile sağlanabilir." Ko-
nuşmasında TSK'nin üstlendiği
Afganistan Uluslararası Güven-
lik Destek Gücü hakkında bilgi
veren Büyükanıt, "Bugüne ka-
dar tamamlanan sivil-asker iş-
birliği projeleri için 999 bin
ABD dolan Türkiye tarafindan
olmak üzere 3 milyon 636 bin
ABD dolan harcanmıştır. Kâbil
çevresinde bulunan 500 bin
mültecinin durumlannı iyileş-
tirmek amacıyla uluslararası
camiamn Tokyo'da verdiği söz-
leri yerine getirmesi gerektiğine
inanmaktayız" diye konuştu.
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ABD'Iİ şirketlerin rolü fena değil. Almanlar ve
Ruslar iyi çalışmışlar. Adamlar Irak'ın petrol gelir-
lerinin çoğunu silah satıp kasalarına atmışlar.
İlk aşamada dikkatimizi çeken o ki, kuzeydeki
gruplar iyi silahlandırılmamış. Barzani olsun, Ta-
labani olsun son derece muteber kışiler. Burayı
ABD'nin 51. vilayeti yapıyoruz desek, basacaklar
halayı ama, böyle giderse basarlar kalayı. Bunca
yıldır silah denetimi yapıyoruz; bu kadar kötü si-
lahlanmış bir ayaklanma hazırlığı anımsamıyoruz.
Başkan ne yapıp edip buradaki grupların daha
iyi silahlarla donatılmasını sağlamalı.
Kuzey iyi-kötü silahlarla ve ilahlarla donatılmış
ama, güneyde onlar da yok. Buradaki Şıiler de
Saddam'a karşı ayaklanma eğiliminde. Ancak ne
elde silah, ne önde ilah var. Bu bölgede yine Bar-
zani-Talabani benzeri önderler yaratılsa fena ol-
maz...
Silah denetimi sırasında Saddam yönetiminin
halkın gözünde zayıf görünmesi için gerekli her
şeyi yapıyoruz. Bazı bölgeleri hemen kontrol altı-
na alıyoruz. Araç giriş-çıkışını yasaklıyoruz. Irak-
lılar bağırıp çağırıyorlar ama, bunun ne kadarı
Saddam aleyhine kamuoyu oluşturuyor, kestir-
mek çok zor.
önemli bir silah eksikliği de medya. Saddam bu
sılahı istediği gibi kullanıyor. Programlar onunla
başlıyor, onunla bitiyor. Kendisini Hammurabi i-
lan etmiş, halkını sürekli gaza getiriyor. Buna kar-
şı uydu yayın mı olur, korsan yayın mı olur bilin-
mez ama, ABD'nin de mutlaka bir şeyler yapma-
sı gerekli.
Kimyasal silahta kim yasal?
Irak'ın sılahlarına gelince... Aslında değışen faz-
la bir şey yok. 1990'daki raporlarda 21 Batılı ül-
keye aıt 207 şirketin Saddam'ın kimyasal ve nük-
leer silah tesisi ve programı kurması için yardım
ettiği belirtılmişti. Gidiş bu zemin üzerinden devam
ediyor. 207 şirketten 18'i ABD kökenli. Bunlann
sayısını az bulduk. Eğer değişık yöntemlerle art-
tırılabilirse, ulusal çıkarlarımız açısından son de-
rece yarariı olur.
ABD'dekı silah sanayii temsilcileri mevcut silah-
ların çöl koşullarında nasıl çalışacağı, ne tür ekle-
rin gerekli olduğu yönünde bilgiler ıstediler. Ge-
çen gün Babil yakınlarındaki bir bölgeye gittik.
Gerekli incelemeleri yaptık. özel çalışma deyip,
yanımıza da hiçbir Iraklıyı almadık. Gördük ki, bu-
rada silahların etkili olması için öncelikle sıcağa ve
kuma karşı önlem alınması gerekiyor. Silah sana-
yicileri Irak çölünde özellik değişimi olup olmadı-
ğını sordular. Bir mıktar kum aldık, inceleyeceğiz.
Bunu gören Iraklılara şunu söyledik:
"Bu kumda kimyasal silah kalıntılan olma olası-
lığı var. Bölgeye ikinci bir emre kadar kimse gir-
mesin. Laboratuvara götürüp inceleyeceğiz."
Petrokimya tesislerini Amerikalı şirketler yap-
mış. özel bir anlaşmayla inşa edildiği için burada
değişik türde silahlar da yapılabilir. Ancak bunun
için kimyasal maddelere duyarlı cihazlar gereki-
yor. Bunları da Italyanlar vermış olmalı. Bu yönde
sezgilerimiz var. Demek ki fiyat düşürüp aldılar.
Yoksa Amerikan firmaları bunu kaçırmazdı!
önümüzdeki hafta Savunma Bakanlığı'yla özel
bir görüşme yapacağız. Irak'ta ne tür silahlar ol-
duğunu yazalım, diye soracağız. Buradaki silah-
lar hakkında Irak la komşu ülkeler de bilgi sahibi
olursa, onlar da satın almak ister. Böylece silah sa-
nayiine katkımız olmuş olur.
Irak halkını Saddam'a karşı silahlandırırken dik-
katli olmak gerekiyor. öncelikle bu silahları kulla-
nabilecek kişiler lazım. Guam Adası'na götürü-
lenler bu konuda da ayrı bir eğitim almış olmalı...
Yine de biz raporumuza yazıp görevimizi yerine
getireceğiz.
Bizden istenenlerin çoğunu yapmakta olmanın
mutluluğu içındeyiz.
Raporumuzu yazarız; bütün silahlar kimyasal...
Doğrusu bız de karıştırdık bu işte kim yasal...
[email protected]
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
I Baştarafı Arka Sayfada
Almanya gibi sol hare-
ketin en kuvvetli olduğu
ülkede bile propaganda
Nazi iktidanna inanılma-
yacak bir güç sağlar.
Genç Parti'nin arkasın-
daki ekip bunu çok iyi bi-
liyor. Aynca ellerinde tam
üç kanal var. Bu kanallar-
da sabahtan akşama ka-
dar miting gösterileri,
Cem Uzan'm konuşma-
lan tekrarlanıp duruyor,
aynca kanallardaki diğer
programlar da sürekli bu
konuya hizmet ediyor.
Görsel alanda teknik öy-
lesıne gelişti ki, bilgisa-
yar yardımıyla alandakı
kitlenin sayısını fazlalaş-
tırmak mümkün, olaya
heyecan karmak müm-
kün. Bunlar da en âlâsın-
dan yapılıyor.
Bence Genç Parti Mec-
lis'e girecek. Bu bize pro-
paganda ve teknolojinin
üstunlüğünü ve hâlâ po-
pülist söylemlerin geniş
yığınlarda hayat bulduğu-
nu gösterecek. Aynı şey
AKP için de söz konusu.
Vaatler, vaatler ama bun-
lann hangı kaynakla ya-
pılacağı yok! Olsun, bü-
yük çoğunluğun bir baş-
ka bölümü de bu vaatlere
inanıyor. O da cahil, o da
yoksul, o da kendisi ve
çocuklan için bir gelecek
kurmayı istiyor. O da de-
nenmeyeni deneyecek,
AKP'ye oy verecek.
Bu partilerle birlikte
sosyal demokrat bir parti
CHP, Meclis'e girecek.
Bundan nasıl bir birlikte-
lik çıkar bilinmez. Geçen
seçimlerde ortaya çıkan
koalisyonu içimize sindi-
rememiştik. Ve ne dersek
diyelim bu koalisyon
Ecevit olmasaydı devam
edemezdi ve Meclis çalı-
şamazdı. Şimdi durum
daha da karmaşık bir ha-
le gelecek. Sol partilerin
esamisi okunmayacak.
Deniliyor ki, Meclis ta-
mamen değişecek. Ge-
çenlerde bir bilım adamı
söylüyordu, zaten her se-
çimde Meclis'in yansın-
dan çoğu değişirmiş ama
siyasi bilim açısından
yüzde sekseni değişen bir
Meclis ülke dengelerini
sarsarmış. Bana da doğru
geldi. Bir kaos yaşanaca-
ğından hiç kuşkum yok.
Bu arada bir de Irak sava-
şı! Bu kış çetin geçeceğe
benziyor. Hadi hayırlısı.
seyreyleisil(§ yahoo.com
Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
TURGAY DEMtR
Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
MUSTAFA KILINÇ