Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2002 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Başıbozukluk ve Güven
BÜTÜN Batı dillerinde olduğu gibi Danimarka-
lıların konuştuğu dilde de Islam uygariıklarının ka-
lıntılan ebet var. Bır kısmı, "cebir, sıfır" cinsinden
Arap dünyasının öncülüğünden kalmadır; bir kıs-
mı "divan, yasemin" tarzında Farsça etkısinı gös-
tenr. "Dolma, yoğurt" gibi Türkçeden geçen söz-
cüklerdevartabii.
Ama. "kırbaç"ve "kaftan" türünden eski dönem-
lerin askerliğe ve saraya ilişkin sözcükleri arasın-
da bırı var kı, belki en ilginç olanı o: "janıtshar" di-
ye yazılan "yeniçeri" sözcüğü. Şimdi orkestralar-
da vurgulu çatgılan çaJanlar için kullanılıyormuş. Dün-
yanın en eski askeri bandosu "mehter" buraJar-
da "yeniçeri müziği" diye bilindıği ve onun önem-
li kısmı da vurgulu çalgılardan oluştuğu için, söz-
cük, döne dolaşa, çağdaş orkestralardaki vurgu-
cuların üzerinde kalmış.
Demek ki. çok uzaktan gelen etki, ancak böyle
oluyormuş. —
Çok uzaklarda yapılan degertendirmeler de öy-
le. Galiba Türkiye'nın siyasal sıstemi açısın-
dan Avrupa Birliği'ne anlatmakta en çok güçlük çek-
tiğimiz konu, "yönetimde asker etkisi" oluyor.
"Demokraside asker sivile tabidir" ilkesiyle durum
degerlendirenler, Milli Güvenlik Kurulu'nun tehdit
algılayışını, ırtica girişimlerine asker tepkisini, or-
dunun siyasal ve ekonomik yaşamı niçin böylesı-
ne yakından izlediğıni kolay kavrayamıyorfar.
Kavramalan için, çağdaşlaşmada son iki yüzyıl-
dır ordunun rolünü, laik cumhuriyetin kimlerce ve
nasıl kurulduğunu, sılahlı kuvvetlerin yetişme, yük-
selme, karar alma süreçlerini iyı bilmeleri gereki-
yor.
Askeri yönetimlerin yakın geçmişteki bazı yan-
lışlanna rağmen halkta orduya olan güvenin hâlâ
niçin en yüksek düzeyde kaldığını, hatta arttığını
da.
Askertikle ilgili olarak Danimarkacaya geçme-
miş. ama Fransızcaya geçmış bir de "bachi-
bozouk" diye yazılan "başıbozuk" sözcüğü var.
Osmanlı'da düzenli orduya savaş sırasında katı-
lan eğıtimsiz askerler için kullanılırdı. Kırım Sava-
şı'nda girmiş olmalı Frenkçeye. Bugünün Türkçe-
sindeki anlamıyla.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllannda bile, Anado-
lu'ya gelen cambaz kumpanyalannın çığırtkanları,
gırişte asker-sıvil farkı için, "asker beş kuruş, ba-
şıbozuk on kuruş" diye bağınrlardı. Sivilliği başı-
bozukluk saymaya alışmış bır toplumun askerliği
düzen ve ciddiyetle özdeşleştirmesi boşuna değil-
dir.
Cumhuriyetin sekseninci yaşına bir yıl kaldı.
Üç gün sonraki seçimden çıkacak sonuçla-
rın çağdaşlık, laiklik, özgürlükvedüzgün kalkınma
konularında eskiden beri vesveseli olanlarımızı
Cumhuriyetin geleceği açısından yine endişeye
düşürmesı beklenebilir.
Ancak, endişe eğer korkuya ve panığe dönüş-
müyorsa, bilinmesi gerekir ki bu güveni insanımı-
za veren kurumlar arasında Cumhuriyetin ordusu
da var.
Dışta bilinmeyen ve anlaşılmayan nokta budur.
KtĞI ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİNDEN
DosyaNo: 2002'176
Tapunun Topraklık Köyü. 110 ada, 5 No'lu par-
selinde Halit Edeş, Ali Edeş adına kayıtlı tarla vas-
fındakı
7
500 m2 yüzölçümlü gayrimenkulün tama-
mı DSİ Genel Müdürü tarafından toplam
13.512.500.0OO.-TL bedel karşılığında kamulaştı-
nlma ışlemıne tabı tutulmuş olup. taraflar arasında
kamulaştırma bedeli hususunda anlaştnaya vanla-
madığından DSİ tarafından 4650 sayılı yasa uya-
nnca kamulaştırma bedelinin tespiti ve taştnmazın
DSt adına tapuya tesciline karar verilmesi için
mahkememize dava açılmış olup, duruşması
19.11.2002 gününe bırakılmıştır. 4650 sayılı yasa
ile değişik 2942 sayılı yasanm 10. maddesı uyann-
ca ilan olunur.
Basın: 66106
KİĞI ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2002 178
Tapunun Topraklık Köyü, 110 ada, 8 No'lu
parselinde Dursun Demirbilek adına kayıtlı tarla
vasfındaki 5000 m2 yüzölçümlü gayrimenkulün
tamamı DSİ Genel Müdürü tarafından toplam
9.325.000.000.-TL bedel karşılığında kamulaştı-
nlma işlemine tabi tutulmuş olup, taraflar arasın-
da kamulaştırma bedeli hususunda anlaşmaya va-
nlamadığından DSl tarafından 4650 sayılı yasa
uyannca kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşın-
mazın DSl adına tapuya tesciline karar verilmesi
için mahkememize dava açılmış olup, duruşması
19.11.2002 gününe bırakılmıştır. 4650 sayılı yasa
ile değişik 2942 sayılı yasanın 10. maddesi uya-
nnca ilan olunur.
Basın: 65998
Cumhuriyet ve Atatürk'ün Bütün Eserleri...
Mustafa Kemal Atatürk, MazlumJar Dünyası'nın
başanya ulaşan ilk devrimine önderlik etmiştir. Bu
nedenle, O'nun başında bulunduğu eylem, yalnız ulusal
tarihimize damgasını vurmakla kalmamış, insanlık
tarihinin yaratılmasına da önemli katkıda bulunmuştur.
Şule PERİNÇEK
T
ürkiye Devrimı'nin bü-
yük önderi Mustafa
Kemal Atatürk'ün
yazdığı, söylediği ve
imzaladığı bütün bel-
geler bir araya getirilerek Kurtu-
luş Savaşı ve Cumhurryet Devri-
mi'nin tarihsel süreci. bilim adam-
lanna, araştırmacılara. aydınlara.
bütün yurttaşlara ve dünya kamu-
oyuna. özgün kaynaklardan. yan-
lışsız, eksiksiz ve yorumsuz sunu-
luyor. 15 cilt olması tasarlanan bu
büyük esenn 8. cildi çıkmış durum-
da!
Mustafa Kemal Atatürk. Maz-
lumlar Dünyasf nın başanya ula-
şan ilk devnmine önderlik etmiş-
tir Bu nedenle. O"nun başında bu-
lunduğu eylem. yalnız ulusal tari-
himize damgasını vurmakla kalma-
mış. insanlık tarihinin yaratılma-
sına da önemli katkıda bulunmuş-
tur. Bu gerçekler ışığında, Ata-
türk"ü bilmek ve anlamak. 20. yüz-
yıl Türkıyesi'ni ve dünyasını ince-
leme ve açıklama çabasının bır ge-
reğidir. Oysa, O'nun önderliğinde-
kı büyük devrimci eylemi ateşle-
yen ve yönlendiren düşünce biri-
kimınin belgeleri, çeşitli kıtap, der-
gi, gazete, yayın ve belgeliklere
(arşivlere) dağılmıştır. Bu neden-
lerle, araştırmacılar ve ilgililer,
Türkiye De\Tİmi'ni bütün yönle-
ri ve derinliğiyle inceleme ve açık-
lama olanağından yoksundur.
Atatürk'ü kaybetmemizden bu
yana 60 yıl geçtıği halde. yazı ve
konuşmalannı. bir arada ve asılla-
nna uygun olarak yayımlama gö-
revı ne yazık ki, bugünlere kal-
mıştır. Kaynak Yayınlan, on yıl-
lık bir araştırma ve inceleme faali-
yetinin sonucu Cumhuriyet'in 80.
yılında tamamı 15 ciltte toplana-
cak olan Atatürk'ün Bütün Eser-
leri'ni yayımlama görevini üstlen-
miştir. Cumhuriyet'in 75. yılı bir
yıl boyunca tantanayla kutlandı.
Cumhuriyet tarihinin önemli gün-
lennin yıldönümlen. her kentin ve
kasabanın kurtuluş günleri kutla-
nıvor. Ancak Atatürk'ün eserleri
ün Bütün Eserleri Genel Yönetmeni
sansürden ve tahrifattan kurtanl-
mıyor. Hav ai fışekler için harcanan
kaynağın onda biri, Atatürk'ün ey-
lem ve düşün mirasının araştınlma-
sma aynlmıyor.
Cumhunyet tarihimizde böyle
geniş çaplı bir derlemenin bugü-
ne değin gerçekleştirilmemiş olma-
sı ve içinde bulunduğumuz sosyal
ve siyasal sürecin dayatması, bizi
bu çalışmanın bir an önce bitiril-
mesi göreviyle karşı karşıya bı-
rakmaktadır.
15 cildi yıllara yayarak sakin sa-
kin yayımlamak gibi bir lüksümüz
yoktur. Hedefımiz 2003 yılında bu
çalışmayı bitırmektir. Daha sonra
devrim tarihimizin öbür belgeleri
de bir araya getirilerek güvenilır bır
biçimde yayımlanacaktır.
Neden "Atatürk'ün Bütün Eser-
leri": Atatürk'ün yaşamı, 1908
Devrimi öncesınden 1938'deyaşa-
ma göz yummasına kadar toplumu-
muzun devnm süreçleriyle iç içe-
dir. Atatürk'ün ağzından ve kale-
minden çıkan sözcükler. önderli-
ğini ettiği CumhuriyetDevrinıfnin
en önemli göstergeleridir. Ata-
türk'ün düşünce ve görüşleri ta-
rihsel akış ve bütünlük içinde an-
lamlıdır.
Tarihin boşluklan doluyor
Atatürk'ün Bütün Eserleri, yal-
nız bir derleme ve özgün metinle-
re göre düzeltme çalışması sınır-
lan içinde kalmamış, bir araştırma
ve keşif faaliyeti boyutlanna ulaş-
mıştır. Kaynak Yayınları. Atatürk 'e
ait yurtiçinde ve yurtdışında, Cum-
hurbaşkanhğı Arşivi'nden Sovyet
Devlet Arşivi ve ABD Senatosu
Kütüphanesi'ne kadar. özel ve dev-
let belgeliklerinde gizlenen ya da
kıyıda köşede kalmış belgelere
ulaşmak için hiçbir özveriden ka-
çmmamış, özel bir çalışma yüriit-
müştür. Bu çabalanmızın ürünle-
rini toplamaktayız. Yüzlerce bel-
ge, yazı, mektup, demeç, tutanak,
görüşme ve konuşma bir araya ge-
tirildi. İlk kez yayımlanacak Ata-
türk'e ilişkin bazı belgeler, dev-
rim tarihimizin yeniden yazılma-
sını gerektirecek ve tartışma yara-
tacak önemdedir. Böylece tarihin
boşluklan dolmaktadır.
BirikimB ve uzman kadro
Atatürk'ün Bütün Eserleri'ni ya-
yımlama görevi, kuşkusuz ancak
Türkiye devrim tarihine ve Ata-
türk araştırmalarına emek vermiş
aydın ve uzman birikimiyle başa-
nlabılirdi. Atatürk'ün Bütün Eser-
leri Danısma Kurultı bu anlayışla
oluşturulmuştur. Çok sayıda uz-
man araştırmacı, çevirmen ve re-
daktör de eserin çahşmalannda gö-
rev almaktadır.
Bu çerçevede binlerce kitap. ga-
zete, dergi ve belge tarandı. Ata-
türk'ün Bütün Eserleri'nde yer alan
bütün metinler ve tarihleri, belge-
lerin asıllanna ya da ilk kaynakla-
rına başvurularak teker teker ince-
lendi, araştınldı, karşılaştınldı ve
defalarca kontrol edildi.
• Bu çalışmayla. geçmişte ya-
yımlanmış çeşitli eserlerde bulu-
nan hata, tahrifat ve eksiklıkler dü-
zeltildi.
• Yalnız Atatürk'e ait olduğu
kanıtlanmış olan metinler yer al-
dı. Anılardaki aktarmalar, Ata-
türk'ün Bütün Eserleri'ne konma-
dı. Belgenin aslına ulaşmak için ya-
rarlanıldı.
• Eski yazı metinlerin çevrim-
yazısı gerçekleştirildi.
• Özgün belgesi Ingilizce. Al-
manca, Rusça, Fransızca ve diğer
dillerden metinler dilimize yeniden
çevrilerek karşılaştınldı.
• Özgün metne fazla müdahale
etmeden, 40 yaş aydın kuşağının
Türkçesi temel alınarak sadeleştir-
me yapıldı.
• Belgenin kaynağı, konuşma-
nın nerede. hangi tarihte yapıldı-
ğı gibi nesnel bilgiler yorumsuz
olarak verildi.
llkokuldan beri okuruz, ezber-
leriz: Erzurum ve Sıvas kongrele-
ri nizamname ve beyannameleri,
Amasya Protokolü, Misak-ı Milli
vb... Ancak bu tarihsel belgeler,
bugüne kadar hiçbir yerde asılla-
nna uygun ve tam metin olarak
yayımlanmadı.
Türk Tarih Kurumu, Atatürk'ün
kurduğu kurum; bilimde otorite
diye tanınır. Atatürk'ü doğru ya-
yımlaması gerekmez miydi? Örne-
ğin 1923 Eskişehir-lzmit Konuş-
malan'nın her sayfasında ortalama
otuz yanlış var, üstelik bazı konu-
lar sansüre uğramış.
Ya Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi? O da Atatürk'ün önderliğin-
de kurulmuş, ama Atatürk'ün o
Meclis'te yaptığı ilk ve anayasa
öneminde konuşmayı bile sansür
ederek yayımlıyor. Bu bölümleri
yayımlıyoruz. Şunabakınız: "De-
ğişme>en mesaj"ın değiştirildiği-
ni biliyor muydunuz? Aynen vaki!
12 Mart döneminin Genelkurmay
Başkanı Semih Sancar. Atatürk'ün
"TürkOrdusu'na Değişnıe>en Me-
sajı"nı. Türk-lslam sentezi kriter-
lenne göre değiştirerek yayımlat-
mış. Atatürk. Ordu'ya Cumhuriyet
Bayramı kutlu olsun diyor, "Ha-
yırlı olsun" diye günün icaplanna
göre düzeltilmiş. Hem de "Genel-
kurmay Baskanlığı 50. \'ıl Ya>>
nı"nda^
Resmi yayınlardan bu tür yüz-
lerce örnek sıralanabilir. O resmi
yayınlara gönderme yapan bilim-
sel çalışmalar da farklı değil el-
bette.
Tarihi düzeltme yetkisini ken-
dilerinde görenler yapıyor bunla-
n... Bakıyorsunuz özgün belge baş-
lığıyla sunuluyor. Yayımlayan bir
tarihçi. Üstelik karşı sayfasında
eski Türkçe belgenin fotokopisı
var. ilk bakışta sağlam kaynak di-
yebilirsiniz. Araştırmacı arkadaş-
lardan birinin dikkatini çekiyor:
Neden bu noktadan sonra öbürle-
rinden farklı bir aralık \ar diye.
Belgeliklerden (arşivlerden) öz-
gün belgenin aslına ulaşılıyor. Deh-
şetle farkına vanyoruz ki, Musta-
fa Kemal'in hoşa gitmeyen bir tüm-
cesi aradan kesilip çıkanhroş. Bel-
ge uyumlu biçimde yeniden birbi-
rine monte edilmış.
Nutuk'un 1927 özgün baskısın-
da bile, bazı belgelerin aslıyla kar-
şılaştınnca dizgi hatalan bulduk.
Ölümünden sonra basılan Nu-
tuk'larda Gazi Mustafa K.emal'in
adı bile değıştırilmiş.
Atatürk'ü bihnekvçanlamak, bir
yönüyle 20. j'üzyil Türkhesi'ni ve
dünyasmı inceleme ve açıklamaça-
basının bir gcreğidir. 20. >üz>ılın
devrimci yükselişinde. ezilen dün-
yanın ayağa kalkışını ateşleyen ve
21. yüzyılın bihiikdevrimd anhm-
larma olağanüstü katkılarda bu-
lunacak olan Türk halkma ve ay-
dınlanna Atatürk'ün Bütün Eser-
leri'ni derin srngı \e bağhbkla su-
nuyoruz.
îngilizlerin Rauf Bey'i Aldatışmın Yıldönümü...
Doç. Dr. Engin BERBER Ege
Yakın tarihimize ilgi duyanlar, Osmanlı De\-
leti'nin Binnci Dünya Savaşı'nda ittifak ettiği dev-
letleri kolaylıkla sayabilirler. Ya savaşın galiple-
rince bu de\letlere imza ettirilen mütareke (ateş-
kes) antlaşmalannı? Sanmıyorum. Yıllardırüni-
versitede sıyasi tarih okutan biri olarak onlann
adlannı (Almanya: Rethondes; Avusrurya- Ma-
caristan: VillaGusti; Bulganstan: Selanik), bu ya-
zıyı yazmay a karar \ erdiğim geçen günlerde me-
rak ettım v e öğrendim. Aynntılı içerikleri ise hâ-
lâ bilgımin dışında. Ancak nerede ve ne olduğu-
nu genellikle bilmediğimiz Mondros'la özdeşle-
şen mütareke. hem ilgili yurttaşlanmızın bırey-
sel hem de toplumsal belleğimızde özel, ancak
güzel olmayan bir yer edinmiştir.
Sadece zaferlerinı anımsayan necip milletimi-
zin -neden böyle olduğu, başka bir yazının ko-
nusudur- bu askeri sözleşmev ı (mukavele) unut-
mayışı, Mondros'un, on yedinci yüzyıldan beri
coğrafyası küçülen ve A\ rupalılann can çekişti-
ğinı söylediği Osmanlı De\1eti'nın, sonunun baş-
langıcı olmasıyla ilgili kuşkusuz. Söz konusu
mukaveleye bızim ılgımiz. günümüzde prim ya-
pan bazı komplo teorilenni benımsediğımizden
ya da Osmanlf nın çöküşüne hayıflandığımız-
dan -böyle olması kaçınılmazdı- değil, tarih bi-
lıncinın yaratılmasına mütevazı bir katkıda bu-
lunma ısteğımizden kaynaklanmaktadır.
Ingiltere'nm Akdenız Donanmasf na bağlı Lı-
v erpool Knnuzörü. 26 Ekım 1918 gecesi saat on
sulannda girdıği, Limnı Adası'nın Mondros Li-
manı'na çok özel yolcular getirmışti. Bahriye
Nazın Hüseyin Rauf (Başkan). Hariciye Neza-
retı Müsteşan Reşat Hikmet ve Kurmay Yarbay
Sadullah Beyler Sadrazam ve hariciye nazıruı-
ca. Osmanlı devleti adına mütareke imza etme-
ye memur edılmiş Türk heyetı. Itılaf devletleri adı-
Üniv, ÎÎBF, Uluslararası tlişkiler Bölümü.
na görüşmeleri yürütecek heyete gelince: tngil-
tere'nin .Akdeniz Donanması Başkomutanı Ami-
ral Caltfaorpe (Başkan), Amiral Seymour. Albay
Labens ve Bmbaşı Dixon
Görüşmeler. 27 Ekim günü öğleye doğru. Aga-
memnon Zırhlısı'nda başladı. Dört güne yayıl-
mış beş oturumda tamamlanan görüşmelerle il-
gili, aynntılara girmenın gereği olmadığı gibi, bu-
na yerimiz de müsait değil. Arzu edenler. Rauf
Bey 'in anılan (Cehennem Değirmeni, Sıyasi Ha-
tıralanm, 2 Cılt. Emre Yayınlan. Istanbul, Ma-
yıs 2000) ya da Türk heyetinin kâtiplığini yapan
Ali Bey'in (Türkgeldi), Mondros ve Mudanya
Mütarekesi Tarihi (Ankara. 1948), başlıklı kita-
bını okuyabılirler. Bizim üzerinde durmak iste-
diğımiz nokta başka.
31 Ekım günü öğle saatlerinde yürürlüğe gir-
mesı öngörülen mütareke imzalandığı anda (30
Ekım 1918, saat 20.03), Rauf Bey söz alarak di-
yor ki: "Mütarekenamenin şarüan ağırdır. Bu-
nunla beraber onlan yerine getirmeye sadakatk
çahşacağız. İngüiz de\ let ve milletinin imzalanna
sadık. vaatlerine vcfakâr olduklanna itimadınuz
\ardir. Bu inanç. üzerimize düşen ağır vazife\i >ap-
makta bize cesaret \erdi. Bü\ ük İrıgili/ milkti ile
müttefîklerinin taahhütkrine \e vaatlerine sada-
kaüe ria>et edecekierüıe olanra'madımızdahata-
mızyokturzannuMİayız.'' Catthorpe: "tngiltere ve
mütteflkleri adına im/aladığım mütarekename-
nin bütün maddderine dikkat ve itina ile ria\et
olunacağını tekrar teyit ederim" dedıkten sonra
maiyetine dönerek soruyor:
- Efendiler. tngihere daima imzasına riayet ve
sadıkane hareket eder. değil mi?
Onlar da hep bir ağızdan yanıtlıyorlar:
-Evetefendim.
Bir ülke \ e mılletin istikbali. başkalannın in-
saf ve hoşgörüsune bırakılabilirmi? Üstelik Iti-
laf Devletleri 'nin, mürekkebi henüz kurumuş bir
dizi gizlı antlaşmada. Osmanlı Devleti'ni arala-
nndapay ettıklerinia çok i>i bilinmesine rağmen.
Bu durum. "kuzuju kurda teslim etmek" değil
de nedir?
Atatürk'ün Falih Rıfla Ataj 'a söyledikleri ne
kadar isabetlidır: "Bu mütarekeyi baştan sona
inceledikten sonra. bende hasıl oian kanaat şu idi.
Osmanlı Devleti bu mütarekename ile kendini
kavıtsızşartsızdüşmanlarateslimetme>e izin \er-
miştir. Yalnızizin \ernu; değU,düşmaıüann mem-
leketi istilası için ona yardımı da vaat ermiştir."
Nıtekim Musul, lskenderun, Adana, Urfa, Ma-
raş, Antep. Antalya mütareke hükümlerine aykı-
n olarak işgal edıliyor. ltılaf Devletleri. karşı çı-
kan yurtsever komutanlan görevden aldınyor,
tutuklatıyor. hapse attınyor, hatta bizzat Mal-
ta'ya sürüyor. Hal böyle olunca Rauf Bey'in:
"Bu mütareke ile devletimizin istiklaü, saltanan-
mtnn hukuku tümüvle kurtanlmıştr. Bu müta-
reke galip ile mağlup arasında >apılmış bir mü-
tareke değiL savaş halinden çıkmak isteyen ild
denk devietin. aralanndaki düşmanlığı durdur-
malan durumu gibi bir şeydir'" şeklindekı söz-
lerinın. ne denlı yersiz olduğu kendiliğinden or-
taya çıkıyor.
Ancak, Osmanlı \ilay etlerinin en mamur ve en
zengini olan tzmir de işgal edilince, bardak taş-
tı. 15 Mayıs 1919 günü Yunan kıtalanna sıkılan
kurşunlar, Türk ulusunun doğu sorununu. büyük
güçlerin istediği gibi çözemeyeceklerini haykı-
nyordu. Bu çığlık duyuldu mu? Elbette hayır.
Eğer tersi doğru olsavdı. 10 Ağustos 1920'de
(Se\T Antlaşması) Türkıye'nin ıpi çekilmeye ça-
lışılmazdı. Aradan neredeyse bir yüzyıl geçti.
Gücün haklı kıldığı bir a\oıç zengin dev let, bu-
gün de uluslann ipini çekiyor. Üstelik, darağacı-
na çıkarma gereği bile duymadan.
PENCERE
'Kalk, Kurtulacaksın!..'
Sabahın körü..
Telefon çaldı..
Açtım..
Derinden bir ses:
- Bayramın kutlu olsun!..
Adını söylemedı; ama, hemen tanıdım, bizim
Adanalı Kör Sefa!..
Güzel birgörenek oluştu, herkes birbirinin Cum-
huriyet Bayramı'nı kutluyor, eskiden böyle birâdet
yoktu, Cumhuriyet'in değerini anlamaya başla-
dık...
Telefon durmadı..
Zırrrr..
Pırrrr..
•
Yeryüzünde hangi ülkenin ya da devletın bizim-
ki gibi bir Cumhuriyet Bayramı var?..
Ne yaptık biz:
Padişaha güle güle..
Halifeye selametle..
Işgalci düşmana:
- DefolL
Osmanlı'ya:
- Uğuriar olsun!..
Aydınlanma'ya:
- Hoş geldin!..
Bir tane daha böyle Cumhuriyet gösterin baka-
lım; on yıl içinde Yazı Devrimi, öğretim Biriiği Dev-
rimi, Yurttaşlar Yasası (Medeni Kanun) Devrimi,
Laiklik Devrimi, Dil Devrimi, özetle 'Aydınlanma
Devrimi'...
Islam dünyasında 'Aydınlanma Devrimi'ni içe-
ren tek Cumhuriyetiz biz...
•
Gazetemiz dün Cumhuriyetin 10'uncu yıldönü-
münde çıkan Cumhuriyet'i ek olarak verdi...
29 Ekim 1933 günü yayımlanan Yunus Nadi'nin
başyazısında heyecan elle tutulacak kadar somut,
coşku ne kadar çocuksu görünse de o kadar inanç-
lı vegüvenli...
Kurucumuz Yunus Nadi dalga dalga akan yazı-
sında diyor ki:
"Mütareke 'nin kara günlerinde silahlanmız elle-
rimizden alınmış, memleketimizin en can alacak
noktalan düşmanlann işgalpençeleri altında, kalp-
lerimizden kanlarakarak bu modem Ergenekon 'dan
nasıl çıkacağımızı ıstırap ve hayretle düşünürken,
memleketin sinesinden fışkıran kuvvetli bir ses
duyuldu:
- Kalk, kurtulacaksın!.."
•
79'uncu yıldönümünde Cumhuriyetimiz ne du-
rumda?.. Biliyoruz ki kuşatılmışız; gırtlağımıza ka-
dar borçluyuz; pislik, rezillik, yolsuzluk, hırsızlık,
hortumculuk her yanımızı sarmış; irtica, dışardan
içerden destekli; Avrupa Birliği'ne giremezsek so-
numuzun geleceğıni yayan uşak ruhlulardan ge-
çilmiyon etnikçiliği ülkeyi parçalamak için kullanan-
lar var; medyada tekelcilik hevesleri dörtnala do-
tudizgin; ülkenin laik partileri koltuk hırsı yüzünden
parça parça; bir yanda mafiozi, öte yanda aşiret
düzeni yaygın; geniş halk kesimleri hırsızın uğur-
suzun karşısında sinmiş, dağılmış; üretim seferber-
liği yerine rantiyecilik almış başını gidiyor...
Peki, neolacak?..
•
Cumhuriyet Bayramı'nı umutla kutlayan halkın
gizilgücü gerektiğinde devreye girecek...
Yunus Nadi'nin yazısındaki ses ne diyor.
- Kalk, kurtulacaksın!..
Bizim Cumhuriyetimiz yeryüzündeki öteki Cum-
huriyetlere benzemez...
KİĞI ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 2002 164
Tapunun Topraklık Köyü. 111 ada, 50 No'lu parselin-
de Halıl Toluay adına kayıtlı tarla vasfındaki 5250 m2
vüzölçümlü ga>Tİmenkulün tamamı DSl Genel Müdûrii
tarafından toplam 9.231 250.0OO.-TL bedel karşılığında
kamulaştınlma işlemine tabı tutulmuş olup. taraflar ara-
sında kamulaştırma bedeli hususunda anlaşmaya vanla-
madığından DSİ tarafından 4650 sayılı yasa uyannca
kamulaştırma bedelinin tespiti ve tasınmazın DSl adına
tapuya tesciline karar venlmesı ıçın mahkememize dava
açılmış olup. duruşması 19.11 2002 gününe bırakılmış-
tır. 4650 sayıiı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.
maddesı uyannca ilan olunur. Basın. 66033
KİĞI ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo. 2002 154
Tapunun Topraklık Köyü. 110 ada, 21 No'lu parselin-
de Musa Yasin adına kayıtlı tarla vasfındaki 10250 m2
vüzölçümlü gaynmenkulün tamamı DSl Genel Müdürü
tarafından toplam 29.076. 930.000.-TL bedel karşılığın-
da kamulaştınlma işlemine tabı tutulmuş olup. taraflar
arasında kamulaştırma bedeli hususunda anlaşmaya va-
nlamadığmdan DSl tarafından 4650 sayılı yasa uyannca
kamulaştırma bedelinin tespiti ve tasınmazın DSl adına
tapuya tesciline karar venlmesı için mahkememize dava
açılmış olup, duruşması 19.11 2002 gününe bırakılmış-
tır. 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanm 10.
maddesi uyannca ilan olunur. Basın: 66034
Büyükdere Caddesi No: 161 Zincirlikuyu 80506 Istanbul
Tel: (0 212) 336 06 06 Raks: (0 212) 27516 68 www.yksigorta.oom.tr
Müşteri Hizmetieri Mertezi : (0 212)336 77 77-336 09 09
Yapı Kredi Plaza A Blok Büyükdere Cad. Levent 34330 Istanbul
Tel: (0212)3360606Faks: (0212) 3360808www.yksigorta.com.tr
MuştEri Hizmetieri Merkezi : (0 212) 336 09 09