Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EKİM 2002 ÇARŞAMBA *»-¥•» CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
G ^ U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• JSaştarafı 1. Sayfada
rar çıkıp çıkmayacağı belli değil. AB, tarih veril-
meyeceğıni de, verileceğini de söyleyemiyor.
B i r bahane yakaladılar. Dönem Başkanı Dani-
marka Başbakanı Rasmussen, açıkça "genel se-
çim sonuçlannın, Türkiye ile ilgili yapacakları de-
ğeriendirmede önemli bir unsur teşkil edeceğini"
söyiedi.
B u türden söylemlerin içeriğinde şöyle bir yargı
mı var kafalarda:
Duraksamalar. AKP birinci parti çıkar, iktidara
gelirse; AB medyasının, Avrupa halklarının bu so-
nucu "Türkiye'de Islamcı birparti hükümet kurdu"
diye algılayacağından mı kaynaklanıyor?
Yoksa seçımden sonraki olası hükümetin AB'ye
karşı tutumunu saptayarak katılım müzakerelerine
yeşil ışık yakmayı ya da yakmamayı mı kararlaştı-
racaklar? Bugün bu sorulan yanıtlamak olanaksız.
• • •
Kimi Batılı yayınlar AB'deki kaygıları körüklerni-
telikte. Belçika'da yayımlanan La ûuinzaine gaze-
tesi, "757er Türkiye'nin stratejik önemınin bılincin-
deler ve vıcdanlan pek rahat değil" diyor.
Buna karşın gerıye donüşü olmayan bir yola gir-
memek ıçin AB'nın Ankara'ya tarih vermesinden
"başka çare olmadığmı -açıkça yazamıyor ama- 'i-
ma' ediyor".
ABD yönetimı Türkiye'nın üyeliği içın AB'ye bas-
kı yaparken ünlü Amerikan yayın organları. Avru-
palının kafasından eksik olmayan kaygıları kuşku-
lan köriikleyecek içerikte yorumlar, haberler yayım-
lıyorlar.
örneğin ünlü Time, "geçen 12yılda olduğugibi
Türklerin yine 'bilinmeyen bir kışiyi' kucaklamaya
hazırlandığını" yazdı.
Gülü tarife ne hacet, sözü edilen "bilinmeyen ki-
şi" RTE!
Milletvekili, partiye üye bile olmayan RTE; der-
giye "her konuda ılımlı olduğunu ve yasalar izin
vermiş olsa dahi Türkiye'de şeriat kanunlannı ge-
tırmeye niyeti bulunmadığını" söylemiş.
Dergi RTE'nin sözlerindeki yutturmayı elbette
anlamış olacak ki; verdiği güvenceyi "başka bir
şey söylemek Erdoğan'ı yeniden hapse koyar" di-
ye yorumluyor.
Dergiye göre, "bir şekilde şeriat yasalannı gör-
mek isteyen" bugün RTE 'yi destekleyen en az yüz-
de 8 köktendincinin iktidar olunca RTE'yi baskı al-
tında tutmayacakları ne malum?
Ya da "görmeyi istedikleri şeriat yasalanna bir
türlü erişemedikleri" ortaya çıkarsa yuzde 8'in,
AKP ile RTE'nin bugünkü oy potansiyelinden çe-
kilmeyeceğine kim güvence verebilir?
Üstelik daha iktidar olmadan AKP'nin ünlü ver-
gı kaçakçılannı kurtarmaya yönelik bir mali af ya-
sası hazırhğına başladığı manşetlerde.
Biryandanyolsuzluklarlasavaşacağını ılan ede-
ceksin, öte yandan örneğin Cavit Çağlar, Murat
Demirel, Orhan Aslıtürk, Mustafa Albayrak gibi
ünlüleri "aklayacak" yasaların hazırlığına girişecek-
sin!
Türkiye, -Time'ın ifadeettiği gibi- 3 Kasım'da sa-
dece "Doğu ile Batı arasında seçim yapmayacak".
3 Kasım'da seçmenın ikiyüzlülüğe, sahte vaatlere
karşı oy kullanması bekleniyor.
Tabiı yıne yanılgıya düşmez, tepkisel duygulara
kapılmazsa?
•••
Seçim sonucu alınmadan partiler gelin güvey
oluyor.
Üstüne üstlük, RTE'nin çapraşık konumu yü-
zünden seçim bile daha bugünden tartışmaya açıl-
dı.
Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un
bir TV'de ve dün Cumhuriyet'te ortaya koyduğu
hukuksal öğe, öyle yabana atılır cinsten değil.
AKP'nin "yasaya karşı hileyaptığını"öne sürdü.
AKP oylarının iptal edilebilecegini söyledi.
Nedeni yasalara dayanıyor: Milletvekili Seçimi
Yasası'na göre, oy pusulalarında önce partinin
amblemi, altında genel başkanın ismi yer alıyor.
Genel başkanlığına, kurucu üyeliğine son verilen
RTE'nin adı oy pusulalarında. Bu durum "yanıltıcı
beyan" ise...
...AKP oyları sepete!
Alman solundan
AB için destek
I Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye'nin bir kriz
bölgesinde bulunduğu-
na ışaret eden Fischer,
"Türkiye'nin AB üye-
liği konusunda farklı
görüşlere sahip olabi-
liriz, ama Türkiye'yi
ABD'nin hatırı için
AB'ye almayız. Eğer
Türİdye'ye kapılan
kapatırsanız, bu ülke-
deki sivil güçlere ve
Kemal Atatürk'ün za-
manından bu yana ge-
len jenilikçilere kapı-
lan kapatırsanız ki,
Türkiye'de yenilikçi-
likAvrupa'ya yönel-
mek demektir" dedi.
Muhalefet partileri-
nin Türkiye'nin AB
üyei.ğine karşı tutumu-
nu eleştiren Fischer,
şurJin kaydetti: "Tür-
khtbelki zorlu bir or-
tak Kopenhag kriter-
lertıi de tam olarak
yeriıe gefirmediğini
bilıyoruz. Eğer günün
birude bu kriterleri
yeıiıe getirirse, tam
üyik için gerekli olan
üîk egemenliği hak-
landan vazgeçip geç-
metceğini de bilmi-
yortm. Ancak bildi-
ğintek bir şey var: Si-
zin)ipmak istediğini-
zi yıparsak, aşın din-
ciltrellerini ovuşrura-
calnr ve bu da mo-
deileşmenin sonu
anamına gelecektir."
/jıanya'da iktidar
ortp Birlik 90/Yeşiller
Patsi'nin Eşbaşkanı
Claudia Roth, muhale-
fet partilerinin Türki-
ye'nin AB üyeliğine
karşı tutumunu eleştir-
dı.
Roth, Alman Haber
Ajansı'na (DPA) yaptı-
ğı açıklamada, "Türki-
ye'ye AB üyeliği pers-
pektifi verilmemesi
sorumsuzluktur. Mu-
halefet partileri, bu
tutumlanyla, Türki-
ye'de seçimlere 5 gün
kala milliyetçilerin ve
dincilerin eline koz ve-
riyor. Birlik partileri
ve FDP,Türkiye'yeAB
üyeliği perspektifi ve-
rilmesi konusunda
kırmızı kart göster-
mek istiyor. Böylece
bu ülkedeki demokra-
si hareketinin çekirde-
ğini zayıflatıyor" diye
konuştu.
Hıristiyan Demokrat
Birlik Partisı (CDU)
Genel Başkam Angela
Merkel'in, "Türki-
ye'nin AB üyeliğini
tartışmanın zamanı
değil" şeklindeki gö-
rüşlerini, sadece Hıris-
tiyan kimliğine dayalı
bir AB kurmaya çalış-
makla eleştiren Roth,
"Merkel, AB'de, bü-
yük çoğunluğu Müs-
lüman olan bir ülke-
nin yer almasını iste-
miyor. Demokrasiye
ve insan haklarına
saygı duyan bir Türki-
ye'nin AB'de yeri var-
dır. Türkiye bu yolda
ilerlemektedir" dedi.
Yılmaz: Koşullu tarih verilebilirBRÜKSEL/ANKARA (Cumhu-
riyet) - Başbakan Yardımcısı Mesut
Yılmaz, Avrupa Komisyonu'nun ge-
nişlemeden sorumlu üyesi Günter
Verheugen ile görüşmesinin ardın-
dan müzakere takvimi verilmesiyle
ilgili olarak, "Koşullu bir tarih, en
ağırlıklı ihtimal olarak görünü-
yor" dedi. Yılmaz, Brüksel'deki ha-
vayı. "fevkalede lehimizde" nitele-
mesiyle yorumlarken Dışişleri Baka-
nı Şükrü Sina Gürel, "Türkiye için
koşula bağlanmış bir tarih kabul
edilemez" açıklamasım yaptı.
Mesut Yılmaz, Avrupa Konvansi-
yonu toplanhlannda Türk hükümeti-
ni temsil etmek üzere gittiği Brük-
sel'de Avrupa Komisyonu'nun geniş-
lemeden sorumlu üyesi Günter Ver-
heugen ile görüştü. Daha sonra gaze-
tecilere açıklamalarda bulunan Yıl-
maz, görüşmeyi, "açık, $amimi ve
yapıcı" olarak niteledı. Yıhnaz, AB
üyesi devlet ve hükümet başkanlan-
nın Türkiye'nin birlik ile bütünleş-
mesinin mutlaka sürmesi üzerinde
görüş birliğinde olduklan izlenimi
edindiğini aktanrken şunlan söyledi:
"Dolayısıyla Kopenhag'da Tür-
kiye için herhangi bir olumsuz ge-
lişme bence fevkalede azalmıştır.
Türkiye'de seçimlerden sonra ye-
ni bir hükümetin bir an önce ku-
rulması ve Kopenhag'a kadar ge-
rekli çalışmalann yürürülmesi şar-
tıyla, Kopenhag'da üyelik süreci-
mizi çok ileriye götürecek çok
önemli bir adımın atılması muhte-
meldir." Brüksel'deki havanın Türki-
ye'nin lehine olduğunu belırtenYıll-
maz, düş kınkhğrna uğratacak bir ka-
rar çıkmayacağı izlenimi edindiğini
söyledi. Yılmaz. "Türkiye ile müza-
kere konusunu es geçen, bağlayıcı
bir karar almayan bir Kopenhag
zirvesini şu anda ihtimal dışı görü-
yorum. Bu, Kopenhag'dan doğru-
dan doğruya bize müzakere tarihi
çıkacağı anlamına gelmez, ama ko-
şullu bir tarih, en ağırlıklı ihtimal
olarak gözüküyor. Tabii seçim so-
nuçlan ve kurulacak hükümetin
performansı da bu kararı daha
olumlu etkileyebilir" diye konuştu.
Yılmaz, dün akşam saatlerinde
Türkiye'ye döndü. îstanbul'da gaze-
tecilerin "koşullu tarih" sözünü
anımsatmalan üzerineYıhnaz, "Bek
li bir tarih saptanabilir, ama bu ta-
rihe kadar Türkiye'nin ilerleme ra-
porunda dile getirilen bazı eksik-
likleri gidermesi kaydı düşülebüir.
Zannediyorum gelişmeler bizi o ih-
timale doğru götürüyor. Önümüz-
deki yıl tarih olmazsa bizim için
değeri yok" görüşünü kaydetti.
Gürel: Koşullu tarih kabul
edilemez
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Şükrü Sina Gürel, AB'den
gelen Türkiye'ye yıl sonunda "ko-
şullu tarih" verileceği mesajlanna
tepki gösterdi. Cumhuriyet'in so-
rularmı yamtlayan Dışişleri Bakam
Gürel, Türkiye'nin, gerçekleştirdiği
son reformlarla Kopenhag siyasal
kriterlerini tümüyle karşıladığını
vurgulayarak "Türkiye için koşula
bağlanmış bir tarih kabul edile-
mez" açıklamasım yaptı. Gürel,
Türkiye'nin AB devlet ve hükümet
başkanlanndan böyle bir olasılığı dı-
şanda bırakacak karar almalannı is-
tediğini de anımsatarak "Türkiye,
AB'ye taahhütlerini yerine getir-
miş, müzakere tarihi almayı hak
etmiştir. Bunun dışında formülas-
yonları, ara formülleri kabul et-
memiz beklenmesin. Böyle olası
koşullar ve ara formüller, kamu-
oyunda büyük hayal kırıklığı ya-
ratır. Yeni hükümet kim olursa ol-
sun, AB ile UişkUeri gözden geçir-
mek durumda kalır" diye konuştu.
ORGANÎZASYON BOZUKLUĞU NEDENİYLE AB'NÎN ÖNDE GELEN ISlMLERl GECEYE KATILAMADI
Konser lıaııka, çıkarma fiyasko
NİLGÜN CERRAHOĞLU
BRÜKSEL - Konser mehteşem-
di. Dar, uzun kollu, düz siyah kadi-
fe bir tuvalet... Sol omuzda asimet-
rik dekolte üzerinden aşağı doğru i-
nen üzüm salkımı şeklinde taşlar...
Derin, dizüstü bir yırtmaç... Beyaz
taşlı, topuklu sandaletler... Ve iri tek
taş küpeler. Çok sade ve zarif.
Sezen Aksu, Brüksel'in ünlü kül-
tür sarayı "Palais des Beaux-
Arts"daki konserine böyle çıktı. 24
şarkı söyledi. Üç buçuk saat sahne-
de kaldı. Izmir Devlet Opera ve Ba-
lesi Orkestrası, Feriköy Vartanant
Ermeni Kilisesi Korosu, Enderun
Klasik Türk Müziği Topluluğu,
(Musevi) Los Pasharos Sefaradis ile
Oniro Rum gruplan ve Diyarbakır
Belediyesi Çocuk Korosu Aksu'ya
eşlik ettiler. 2 bin kişilik salonu kâh
coşturdu kâh ağlattılar. Gönlümüz-
de taht lcurdular.
'Bu bizim hayatımız...'
"Bu bir fantezi değil. Bizim ha-
yatımız!" sözleriyle sahneye çıkan
Aksu baştan sona "tngilizce" yap-
tığı vurucu ve "baştan çıkancı" ta-
nıtım konuşmasında, "Türkiye
farklı renklerden oluşan farklı bir
ülkedir. Biz bu renkleri yaşarız.
Farkına varmadan iç içe geçer on-
lar ve birbirine kanşır. Şimdi lüt-
fen kalbimize dokunun ve bizi yü-
reğinizle dinleyin..." dedi.
Ne fazla, ne eksik söz... Abarhsız,
yahn ve hatasız bir takdim yaptı Se-
zen Aksu. Yerine "cuk" dturan cüm-
leler ve mesajlan; giyimi, dili, sesi,
sahnesi, duyarlılığı, sanatıyla bir
"diva", tam bir "kültür elçisiydi".
Aksu ve Aksu'ya eşlik eden orkest-
ra elemanlan, koro, müzisyenler,
şarkıcılar, dansçılar... Kürt'ü, Ru-
mu, Musevisi, Ermenisi... Brüksel
konserinde yer alan tüm sanatçılann
izleyicilerden aldığı not on üzerin-
den "on" oldu. Yüreklerinden aktı
Brüksel konserinde yer alan sanatçılar dinleyicilerden tam not aldılar.
müzik. Bize verebilecekleri her şe-
yı verdiler.
Böyle olunca insan büsbütün üzü-
lüyor. Büsbütün hırslanıyor; "Bu
fırsat nasıl kaçırılır?" diye. Amaç
hıçbir biçimde hasıl olmadı çünkü.
Türkiye'nin zengin kültür mozaiği-
ni Avrupa'ya tanıtmak maksadıyla
yapılan "Türkiye Şarkılan" çı-
kartması, Türklerin Türklere yaptı-
ğı bir çıkartmayla sonuçlandı. Bir-
likte şarkı söyleyip döndük.
Parlamento tatilde,
komisyon Kopenhag'da...
"Tarih" yanlış seçihnişti bir de-
fa. Avrupa Komisyonu Başkanı Ro-
mano Prodi, genişlemeden sorum-
lu komiser Günter Verheugen ve
genişleme müzakerelerini yürüten
Eneco Landaburu bir mini zirve
içın ekip halinde Kopenhag'a git-
mişti. AB çevrelerinece yakından iz-
lenen Belçika'nın en önemli yayın
orgam "Le Soir" gazetesinin Tür-
kiye muhabiri, olay konserden son
dakikada haberdar olduğu için
Brüksel'egelememişti. Fransız, Al-
man, Ingiliz, Italyan, Ispanyol bası-
nının Brüksel'deki önde gelen tem-
silcileri de yoktu ortada.
Bulabıldiğim ve konuşabildiğım
AB'li tek gazeteci altı yıldır Îstan-
bul'da yaşayan Dorian Jones oldu.
BBC ve "Deutche Welle" gibi ya-
ym organlanna yazan serbest gaze-
teci Jones da benim gibi hayretler
içindeydi. Böylesine iddialı bir kon-
ser organizasyonunun son ana bıra-
kılmasını şaşkmhkla karşılamıştı.
"Bu tür bir operasyonun amacı-
na ulaşması en az bir buçuk ay ön-
cesinden başlayan bir tanıtım ge-
rektirir" diyen Jones; "tstan-
bul'daki dış muhabir arkadaşlan-
mın hiçbiri olaydan zamanında
haberdar olmadı. Hasbelkader
haberdar olanlar da belli ki seçim
haftası olduğu için Türkiye'nin sı-
cak iç politikasını bırakıp buraya
gelemediler. Konser için seçilen
tarih bu bakımdan da çok talihsiz
oldu. Oysaki olay başlı başına AB
medyasına yönelik biçimde dü-
zenlenmeliydi. Konser haberleri
Belçika basınında bir hafta önce-
sinden çıkmalı, etrafinda gürültü
kopanlmalı, ilgi yaratılmalıydı.
Radyo.TV ve yazılı basında olabi-
lecek en geniş yankı uyandınlma-
hydı.Bu Türkiye için kaybedilmiş
bir fırsattır. Yazık oldu. Ben çok
üzüldüm" diye konuştu.
Konser çıkışı "Acaba Belçikalı
bir siyasetçiye rastlar mıyım?" di-
ye fuayede dolaşırken Avrupa Parla-
mentosu'ndan Ozan Ceyhun'la
karsılaştım. O da benim gibi tanıdık
sıma anyordu etrafta. "Burda Bel-
çikalı kimse yok. Sadece komis-
yondan birkaç memur var" dedi
ve ekledi: "Ben de Brüksel'e ev
tutmaya geldiğim için tesadüfen
burdayım. Son anda 'Sezen Ak-
su'nun konseri var' dediler, geldim.
Yılmaz, konserde sahneye çıkıp
konuşma yapacağına hiç olmazsa
buraya yanında Alman Dışişleri
Bakanı Fischer'le gelmeliydi!"
Türk'e Türk
propagandasına son...
Benzersiz bir kültür ve tarih zen-
ginliği sergileyen "Türkiye Şarkı-
lan", "Türk'ün Türk'e Türk pro-
pagandası" olarak kalmamah. Bu
birikim, bu sanat, verilen emekler
böylesine hoyratça heba edilmeme-
li. Ceyhun'un dediği gibi "Türkiye
Şarkılan" Fischer ve Schröeder'e
mutlaka ulaşmalı. Ve Berlin'e git-
meli. Ahnan halkına yönelik başka
bir organizasyon ve başka mantıkla.
Türk basını yerine bu kez yalnız Al-
man basınını hedef alan bir kampan-
ya ve promosyonla yemden kollan
sıvamalı bu konsere destek veren
sponsorlar. Mümkünse hemen ya-
nn. Aralık başındaki Kopenhag Zir-
vesi'ne bir aydan fazla zaman var.
Almanya'da Türkiye'nin tanıhmını
yapacak çok sayıda kuruluş ve sivil
toplum örgütü bulunabilir. Her tec-
rübe kazanımdır. En ahk olanı bile.
Böylesine ciddi bir örgütlenmeyi
"etkin" biçimde gerçekleştirdiği-
miz gün, Avrupa kamuoyu nezdin-
de "AB adaylığımız" da bıçimsel
olmaktan çıkıp içerik kazanacakhr.
Buna hiç kuşkunuz olmasın. Yeter ki
istensin. Yeter ki "düşünülsün".
Yeter ki "ciddive alınsın"!
Resepsi\ona.
TBMM Başkanı
Ömer İzgi.
Başbakan Biilent
Ecevit.Anayasa
Mahkemcsi
Başkanı Mustafa
Bumin.
Genelkurmay
Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök, bazı
bakanlar, kuv vet
komutanları. AKP
Genel Başkanı
Recep Tayyip
Erdoğan, SP Genel
Başkanı Recai
Kutan da katıldı.
(Fotoğraf: AA)
Cumhurbaşkanı Sezer, Erdoğan'a 'Başbakan adayını ben belirlerim' mesajı verdi
Resepsiyonda başbakanlık tartışması
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer, Cum-
huriyet'in kuruluşunun 79.
yıldönümü nedeniyle bir re-
sepsiyon verdi. Resepsiyon-
da, başbakan adayını "yet-
kili kurullannda belirleye-
ceklerini" söyleyen
AKP'nin genel başkanı Re-
cep Tayyip Erdoğan a tep-
ki gösteren Cumhurbaşkanı
Sezer, "Başbakan adayını
Cumhurbaşkanı belirle-
meyecek de milletvekili ol-
mayan bir genel başkan mı
seçecek" dedi. AKP lideri
Erdoğan ise, Sezer'in böyle
bir geleneğe hazır olması ge-
rektiğini ileri sürerken "Şık
olan benimle müzakere et-
mesidir" diye konuştu.
Çankaya Köşkü'nde dün
akşam gerçekleştirilen ve
1700 kişinin davet edildiği
resepsiyona yaklaşık 1000
davetli katıldî. Cumhurbaş-
kanı Sezer, gazetecilerin so-
rulan üzerine, 3 Kasım se-
çımlerinde vereceği oyu be-
lirlediğini, ancak bunu açık-
lamayacağını kaydetti. Se-
zer, "Kararsız değilim" de-
di. Resepsiyonda. bugüne
kadar açıklamalarında "Baş-
bakan adayını yetkili ku-
rullarımızda belirleyece-
ğiz" diyen Erdoğan'a, Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer, "Başbakan adayını
ben belirlerim" mesajını
verdi. Sezer, Erdoğan'ın bu
yöndeki sözlerinin anımsa-
tılması üzerine, "Başbakan
adayını Cumhurbaşkanı
beliriemeyecek de millerve-
kili olmayan bir genel baş-
kan mı seçecek" diye ko-
nuştu. Cumhurbaşkanı Se-
zer'in, AKP'nin seçimlerden
birinci parti olarak çıkması
durumunda Erdoğan ile gö-
rüşüp görüşmeyeceğinin so-
ruhnası üzerine, "Bilemem,
şimdiden bir şey söyleye-
mem" demesi dikkat çekti.
Gazeteciler daha sonra Er-
doğan'a Sezer'in sözleriyle
ilgili görüşlerini sordular.
Sorulara sinirlenen Erdoğan,
Cumhurbaşkanı için, "Şık
olan benimle müzakere et-
mesidir" dedi. "Çağn mı
beklersiniz, randevu mu is-
tersiniz" sorusunu Erdoğan,
"Davet etmesi gerekir" di-
ye yanıtladı. Başbakan ada-
yını parti yetkili kurullann-
da belirleyeceklerini yinele-
yen Erdoğan, "böyle bir ge-
leneğe Cumhurbaşka-
nı'nın hazır olması gerek-
riğini" ileri sürdü. Erdoğan,
parti kurullanna başbakan
adayı için öneride bulunup
bulunmayacağına ilişkin so-
ruya önce "Evet" yanıtını
verip daha sonra tersini söy-
leyince, gazetecilere, "Ben
anlatıyorum, anlamıyorsu-
nuz" tepkisini gösterdi. Bir
gazetecinin, "Biz kalın ka-
fabyız biraz" sözlerine de
Erdoğan, "tncelt o zaman"
yanıtını verdi.
Başbakan Bülent Ecevit
de parti yönetiminin genel
başkanlıkta kalmasında ısrar
etmesi durumunda tutumu-
nun ne olacağının soruknası
üzerine, "Umarım parti-
min bana ihtiyacı kalma-
yacak, kalmaz" dedi.
Resepsiyona katılan Ge-
nelkurmay Başkam Orgene-
ral Hilmi Özkök ise ABD
ziyareti sırasında ABD Baş-
kanYardımcısı Dick Cheney
ile görüşeceğini bildirdi.
Jandarma Genel Komuta-
m Orgeneral Şener Eruygur
ise gazetecilerin Ankara
Cumhuriyet Savcılığı'na ata-
nan Nuh Mete Yüksel hak-
kındaki video kasetlerinin
jandarma tarafindan incelen-
diğinin ammsatıhnası üzeri-
ne, kaseti kendisinin de izle-
diğini, kasetin montaj oldu-
ğunu söyledi.
Gürel ile Papandreu
bir araya geliyor
Futbol
diplomasîsi
• Dışişleri Bakanı Gürel,
Papandreu'yu Fenerbahçe-
Panathinaikos maçını
birlikte izlemek için
İstanbul'a davet etti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yunanistan Dışişleri Ba-
kam Yorgo Papandreu, Dışişle-
ri Bakanı Şükrü Sina Gürel'in
davetiyle, Fenerbahçe-Panathina-
ikos futbol maçını izlemek üzere
perşembe günü Türkiye'ye geli-
yor. tki bakan, Gürel'in Dışişleri
Bakam olmasının ardmdan ilk kez
Türkiye'de bir araya gelecek.
Eski Dışişleri Bakanı tsmail
Cem ile Türk-Yunan diyaloğunu
geliştirmek amacıyla siyasi gö-
rüşmeler dışında "kahve sohbet-
lerinde" sık sık bir araya gelen
Yunanistan Dışişleri Bakanı Pa-
pandreu, Cem'den sonra göreve
gelen Gürel ile Türkiye'de ilk gö-
rüşmesini futbol maçmda yapa-
cak. Fenerbahçe taraftan olan Gü-
rel ile misafiri Papandreu, Fener-
bahçe ile Panathinaıkos'un Istan-
bul'daki UEFA Kupası 2. tur ilk
maçını birlikte izleyerek, dostluk
mesajı verecekler.
Gürel ile Papandreu'nun lstan-
bul'dakı maçta buluşması, Türkiye
veYunanistan'uı 2008 Avrupa Fut-
bol Şampiyonası fınallerini üstlen-
mek için yaptıklan ortak başvuru
açısından da önem taşıyor.
Yeni
HizjbuUah
• Baştarafı 1. Sayfada
stajyer avukatlar ve çok sayıda üni-
versite mezunu ve öğretmen bu-
lunduğunu belirtti.
Şeriatçı örgütün iki bin sayfalık
örgütsel dokümanla birlikte ele ge-
çirildiğini kaydeden Çınar, bu do-
kümanlardan 900 sayfalık bölü-
münün örgütün kuruluşu ve ilke-
leri ile ilgili temel sözleşme oldu-
ğuna dikkat çekti.
Söz konusu dokümanlara ilham
kaynağı olarak hem PKK, hem
Hizbullah, hem de Dev-Sol gibi
birbirinden çok farklı kulvarlarda-
ki radikal örgütlerin söylem ve il-
kelerinin yazılı olduğunu behıten
Çuıar, Türkiye'de ilk kez "Kür-
distan tslami Cephe Hareketi"
ile birlikte bünyesinde "Kûrtçü,
tslamcı ve devrimci" nitelikleri
banndıran bir örgütün çökertildi-
ğine dikkat çekti.
Örgüt ile ilgili olarak halen 31
kişinin yanlanndaki iki Kaleşni-
kof silah ve 5 değişik çap ve mar-
kada sılahla birlikte yakalandıkla-
nnı kaydeden Çuıar, örgütün özel-
likle sansasyonel saldmlara hazır-
landığuıı, ele geçirilen silahlann
da bunun çok önemli bir gösterge-
si olduğunu anlattı.
Samklarla birlikte, ilerde emel-
lerine ulaşmalan halinde kurma-
yı düşündükleri şeriat esaslanna
dayalı, Türkiye'nin doğu ve gü-
neydoğusunu içine alan 'tslami
Kürdistan' haritasmın da ele ge-
çirildiğini dile getiren Çmar, ha-
ritada belirtilen illerin tümünde
örgütün sorumluluğunu alması
planlanan kişilerin de aym ope-
rasyonda yakalandığım söyledi.
Örgütün öncelikli amacınuı bir
süre önce Hizbullah sorgusu so-
nucunda öldürülen ve cesedi îs-
tanbul'da örgüte ait bir ölüm evin-
de ortaya çıkanlan tzzettin Yıldı-
nm'ın kurucusu olduğu, Kürtçü
söylemleri ile bilinen 'Med-Zen-
ra' vakfına sempati duyan kişile-
ri çekmek olduğunu anlattı.