25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2002 PAZARTESİ HABERLER ÜDBttJER NBtfflE • BülentEcevit(DSP): .\nkara. DenizBaykal(CHP): Muğla (12:30), Antalya (16:00). Recep Tayyip Erdoğan (AKP): Burdur (11:00), Aydın (13:00), Manisa (15:00) Mesut Yümaz (ANAP): Belçika. TansuÇiDer(DYP): tzmir (Şehır turu). DevtetBahçeK(MHP): Denızli (12:15), Aydın (16:00). İsmailCem(YTP): Istanbul. DoğuPerinçek(tP). Adana (Uğur Mumcu Meydanı 14:00). UfiıkUras(ÖDP): Gaziantep( 12:00). CemUzan(GP): Menemen, Soma, Ortaca. Mehmet Abbasoğhı (DEHAP). Nığde, Tunceli, Elazığ. Hîlkeyi soyanları atfetmeyiz1 • ANKARA (Cumhuriyet)-Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, ülkeyi soyanlan ve soydurtanlan affeden zihniyetlerle birlikte olamayacaklannı söyledi. Tantan, partisinin Ankara II Başkanhğı binasının açılışında yaptığı konuşmada, halkın manevi enerjisinin tüketildiğini, manevi enerjisi tükenen toplumlann ise üretim yapamayacağmı söyledi. Tantan, üretemeyen toplumlann ise teslimiyete mahkum olacağını bildirdi. Yurttaşlann kendisine "Yurt Partisi'ne ne gerek vardı?" diye sorduğuna dikkat çeken Tantan, "Ülkeyi soyanlan ve soydurtanlan affeden zihniyetlerle birlikte olamayız" dedi. Erbakan'dan bilinen inciler • İZMİR (Cumhuriyet)- Yasaklı lider Necmettin Erbakan, yaklaşık 4 bin kişi toplayabildiği tzmir'de, yine Saadet Partisi'ne (SP) oy istedi. SP dışındaki partileri IMF'ci olmakla suçlayan Erbakan, "Sizi gidi IMF'ciler, sizi gidi dış güçler, sizi gidi faizciler sizi. Ne fark var ararazda" dedi. Erbakan, "türbana özgürlük'" söylemini yinelerken, SP Genel Başkanı Recai Kutan da, AKP ve CHP'ye yüklenerek, iktidara geldiklerinde IMF politikalannı kökünden degiştireceklerini savundu. Başbakan Ecevit, bazı medya ve iş çevrelerinin partisine darbe indirmek istediğini söyledi Her DSP'li yerimi doldurur• Siyaset tarihinde görülmemiş kuyular kazıldığını söyleyen Ecevit, "Rahatsızlığımdan yararlanılarak DSP'nin kapısına kilit vurulmak istendi. Ama örgütümüz sapasağlam ayakta. Uyduruk anketler ne derse desin, 3 Kasım'da güçlendiğimiz ortaya çıkacak" dedi. BARIŞDOSTER Ecevit, entrikalar sonucunda iktidardan indirildikJerini sövledL DSP Genel Başkanı ve Baş- bakan Bülent Ecevit, partisine darbe indirmek isteyen kimi medya ve iş çevrelerinin, ger- çeği 3 Kasım'da görecekleri- ni vurgulayarak DSP örgütü- nün dimdik ayakta oiduğunu ve her DSP'linin kendi yerini alabilecek güçte oiduğunu be- lirtti. Partisinin Kartal'da dü- zenledıği mitingde, îstanbul milletvekili adaylannın tanıtı- mından sonra konuşan Ece- vit, 57. hükümet döneminde ve 1999 seçimleri öncesindeki DSP'nin azınlık hükümetin- de yaptıklannın, tarihi önem- de oiduğunu savundu. Yolsuzluklara karşı büyük savaş başlattıklannı, tek başı- na azınlık hükümeti oldukla- n dönemde bölücü örgüt lide- n AbduHahÖcalan'ı Afhka'da yakalayıp adalete teslim ettik- lerini anlatan Ecevit, 3.5 yıl- lık dönemde ekonomik sıkm- hlar çekmelerine karşın ban- kacılık sistemini düzelttikleri- ni, hortumculuğu önledikle- rini ve terör belasından kurtul- ma yönünde büyük adımlar attıklannı ifade etti. Alevi-Bektaşilerin laik de- mokratık düzenin önemli gü- vencelerinden olduklannı ve 4 Kasım'da iktidara geldikle- nnde Hacı Bektaş üniversite- sı kuracaklarını, okullarda bu alanda dersler verilmesini sağlayacaklannı anlatan Ece- vit, "Bir kısım komplolar ve entrikalar sonucunda iktidar ortakhğmdan indirildik. Si- yaset tarihinde görülmemiş kuyular kazdılar. Rahatsızh- ğımdan yararlanılarak DSP'nin kapısına kilit vurul- mak istendi. Ama örgütümüz sapasağlam ayakta. Uyduruk anketler ne derse desin, 3 Ka- srni'da güçlendiğimiz ortaya çıkacak" diye konuştu. Seçimlerden sonra gözü arkada kalmaksızın partisi- ni DSP'li kardeşlerine ema- net edeceğini belirten Ece- vit "Bize indirilen darbeden önce buna kolay kolay cesa- ret edemezdim. Ama şimdi hiçbir kuşkum yok. Her DSP'li yerimi fazlasıyla dol- durur'' dedi. YTP GENEL BAŞKANI CEM: Yalana dolana kanmayın MEHMETALİ SOLAK ANT4KYA-YTP li- deri tsmail Cem, ikti- dara geldiğınde, "nasıl başbakanhk yapüdığı- nı" göstereceğini ifade ederek,"Yalana dolana kanmayın" dedi. Partisinin Hatay il bi- nası açıhş töreni- ne katılan Cem, coşkuyla karşılan- dı. 3 Kasım seçim- lerinin önemine değinen Cem, "Çocuklannızın sağhk- h bir ülkede yaşaması- nı, gençlerinizin sağbk- h bir geleceğe kavuşma- sını, esnann, memurun, sanayicinin durumun- dan anlayabüecek bir başbakan seçmeniz ge- rek diye konuştu. İktidara geldiğınde "başbakanhğm nasdya- pddtğmı" göstereceği- ni ifade eden Cem, par- tisinin dığerlerinden farklı oiduğunu savun- du. Bazı partilerin sa- vaş çıgırtkanlığı yaptı- ğını belirten Cem, "Biz her zaman için banştan yanam. Bir zamanlar Suriyeve Yunanistan'la savaşa kapışacakük. Ne yapnk?Atatürk'ün bize öğütlediği 'Yurtta Sulh, Ci- handa Sulh' ilke- siyle banşı sağla- chk" dedi. YTP'nin giderek bü- yüdüğünü belirten Cem, şöyledevametti: "Bazı kişiler oylar zi- yan olacak, barajı aşa- mazlar deyipyalan do- lanla halkı kandırma- ya çalışryoriar. Siz ya- lana dolana kanmayın. Hür iradenizle oyunu- zu kullanın.*" ÎP GENEL BAŞKANI PERÎNÇEK: Avrupa mavisine büründüler EBRU ERDOĞAN Işçi Partisi (IP) Ge- nel Başkanı Doğu Pe- rinçek,ANAP,DYPve AKP'nin bayraklann- daki kirmızının yerini mavinin aldığmı belir- terek "Bu mavi, ABD, NATO, lsrafl bayrağın- daki ma\idir. Türki- ye'nin al bayrağı- nı bırakıp Avrupa mavisine bürün- düler. Mavikanun- lar ve onlann par- tileri sandıkta bo- ğulacak" dedi. tP, dün Kadıköy Iske- le Meydanı'nda miting düzenledi. Partinin Ge- nel Başkanı Doğu Pe- rinçek, mavi kuvvet- lerle Türkiye'nin kır- mızı kuvvetlerinin Kıb- ns"ta, Kuzey Irak'ta, ekonomide İcarşı kar- şıya geldiğini ifade et- ti. AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri DenizBay- kal' ın tartışmasında sa- dece laf kalabalığı ya- pıldığını, sorunlara çö- züm üretihnediğini be- lirten Perinçek, "Der- viş'in cebine ma\i ma- vi kanunlan koyup uy- gulanyorlar. Bu kanun- lann hepsi iptal edüecek.ABD'nin mavi hükümet programı bozul- muştur. Hortum- culara, sahte ra- porculara devlet ema- net edilir mi?" dedi. Pennçek sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanundan kaçmak için Meclis'in çaösı altuıa giren hor- tumcuları, milleti so- yanlan sanık sandalye- sine orurtacağız. Hor- tumcu takımı artık Medis'e giremeyecek." Kadıköy tskele Meydanı'ndaki Ozgüıiük ve Dayanışma Partisi mhingine binlerce partili katıldı. ÖDP Genel Başkanı Uras, 'Savaşa hayır' mitinginde konuştu: Işsizlik ve açlıkla savaşalım ÖZLEMGÜVEMLİ Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı UfukUras, herkesi savaş, işsizlik ve yok- sulluğa karşı mücadele etmeye çağırarak "İDe de savaşmamız gerekiyorsa işsizlik. açhk ve > r oksuDukla savaşahm. Ortadoğu nalklanyla savaşmayahm" dedi. ÖDP, Kadıköy İskele Meydanı'nda dün "Işsizük, Faküük Düzenine Son! Irak'ta Savaşa Hayır" mitingi düzenledi. Mitingde konuşan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, savaşın beraberinde ölüm, tecavüz ve işsizlik getireceğine dikkat çek erek savaş ve IMF partilerine karşı omuz omuza mücadele edihnesi gerektiğini belirtti. "Borç yiğidin kamçısıdır'' sözüyle yıllarca IMF'den borç alındığını söyleyen Uras, "Borç kamçısını şimdi de Baykal ve Erdoğan tutmak istiyor. Birbirieriyle ne kadar uyum içinde okhıklarmı gördük. Biz devrimciyiz, Denişçi olamayız, ruhu- muzu IMFye satamâyTz" dedi. ÖDP Genel Başkanı Ufiik Uras, DSP'nin, CHP'nin, DEHAP'ın kendini hâlâ solda gördüğünü belirterek "Geün bu partileri, yobuzhıgu, savaşı, işsizfiği baraj alanda bu-akahm" diye konuştu. Yümaz, AKP ve CHP liderlerini hizipçi ve kavgacı olarak niteledi: Zıt ikiz kardeş gibfler tstanbul Haber Servisi - ANAP Ge- nel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yümaz, Tür- kiye'yi Avrupa'ya taşıyacak olan partinin ANAP oiduğunu belir- terek AKP ve CHP'nin milletle kavgalı olduklannı söyledi. AKP'nin iktidar olması duru- munda milletin özgürlüklerinin daralacağını ve milletin hukuku- nun çiğneneceğini, baskı göre- ceğini vurgulayan Yılmaz, "Av- rupa Birliği'nin yohı sadece Diyar- bakır'dan geçmez, aynı zaman- da Üsküdar'daki imam hatip B- sesinin önünden ve Hacı Bek- taş'tan da geçer. AB'ye giden yol nerede bir sorun varsa o sorunu çözmekten geçer" dedi. ANAP lideri Ydmaz, bir saat ge- cikmeyle başladığı Kartal mitin- ginde Türkiye'nin önünü açan, dünya ile bütünleştiren partinin ANAP oiduğunu savunarak 91 den bu yana. hırsı boyunu geçenlerin ANAP'a saldırdıklannı söyledi. AB'ye biz taşınz Partisinin îstanbul milletvekili adaylannı tanıtan Yılmaz, Türki- ye'yi Avrupa Birliği'ne taşıyacak olan kadrolann ANAP'ta oidu- ğunu, ANAP'ın demokrasiyi ve özgürlüğü herkes için istediğini ifade ertı. ANAP' ın millet adma açhğı ka- pılarm milletin yüzüne kapatıl- masına sebep olainlann Milli Gö- rüş'ün iki hizbi oiduğunu belirten Yılmaz, AKP'nin bu seçimde eğer iktidar olursa Türkiye'nin ANAP'la girdiği Avrupa yolundan saparak Ortadoğu karanhgma sav rulacağrnı dile getirerek a CHP gibi güç odaklanyla ilişki içinde olanlardan. statükonun teşviki ve himavesi altında rüzgân şişenler- den kimseye yarar geünez"' dedi. Ne AKPnin ne de CHP'nin ül- kenin yaranna olmadıgmı, bu iki partinin zıt kutuplardaki ikiz kardeşler olarak hizipçi ve kav- gacı olduklannı belirten Yılmaz "MiDetkkavgaetmekiçin birbir- leriyle dostluk yanşına girdiler. Ba> kal ve CHP on yıDardır ülke- nin hayrma hiçbir şey yapmadı. 30 yıldır siyasette olan Baykal'uı tek yaptiğı şey kavga etmekten ibaret- tir. Türİdye'yi kavga, baskı, fakir- ük ve bunahm ortamuıa sokmak isteyenler, MiDi Görüş'çü AKP'yi ve yıkKi Bav kal'ın CHP'sini seç- sinler" diye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr TÜYAP Kitap Fuan'nın Koordina- törü Deniz Kavukçuoğlu'yla ilk gü- nün akşamı sohbet ediyoruz: "Dün geceyi uyumadan geçirdim. önce Deniz Baykal 7a Recep Tayyip Er- doğan 'ın tartişmalarını izledim. Si- yaset dışı bu tartışma canımı sıktı. Be- nim gerilimimin nedeni ilk kez Istan- bul'un epeyce dışında olan TÜYAP binasında kitap fuarı yapmamızdı. Kitap fuarını burada yapmayı ben teklifetmiştim. Bu kadar uzak birye- re acaba ne kadar insan gelir endi- şesini de taşıyordum, ama kimseye de belli etmemeye çalışıyordum. Ge- ce bir o yana birbu yana dönüp dur- dum ve sabahın dördünde buraya geldim." Deniz, artık her şeyin yolunda git- miş olmasının verdiği rahatlıkla rakı- sından bir yudum alıyor ve anlatma- ya devam ediyordu: "Saat 11.00'e geldiğindeotoparktayalnızca 12oto- mobil vardı. Gerilimim daha da art- tı. Mahvolduk diye düşünürken sa- at 12. OO'ye yaklaştığında iki okul oto- büslerle gelince biraz rahatladım ve Atilla Keskin'le Kitap Fuan'nda ardından 15 dakika içinde sanki bir mucize oldu ve bütün otopark ani- den doluverdi. Evet Kitap Fuan bu- rada tutacaktı, bunu anlamıştım." TÜYAP Kitap Fuarı, resim ve bilişim fuanyla birlikte açıldı. Sergilerevefu- ara çok uygun bu mekân, geçmiş bunaltıcı kitap fuarlannın yanında çok rahatlatıcıydı.Çoksayıdatoplantıve konferansın rahatlıkla düzenlenebil- diği mekânlarla kitap fuarı artık yeni biraşamaya gelmişti. Yayınevleri me- kânın sağladıgı ferahlıktan ve gelen kitapseverlerin ilgisinden memnun- dular. Ziyaretçiler keyifle geniş me- kânlarda her türlü kültürel etkinliğin iç içe olduğu standlarda dolaşıyorlar. • • • Kitap Fuan'nın genış salonlarından birisinde dün 68'li arkadaşım Atilla Keskin'le "Büyük Sürgün" konusun- da bir söyleşi yaptık ve ardından Gen- daş standında kitaplanmızı imzaladık. Atilla Keskin 26 yıl sonra Türkiye'dey- di. Almanya'ya gidişlerim sırasında za- man zaman Atilla ile buluşur ve uzun sohbetlerederdik. Onun ülkeözlemi- nı iyi biliyordum. Boğaz'a olan tutku- su ise bir hasrete dönüşmüştü. Sa- bahlara kadar oturur ve geçmişe yol- culuklara çıkardık. Atilla Keskin, 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra Deniz Gezmiş'ler- le birlikte idamdan yargılananlardan- dı. "Acılara Yenilmeyen Gülümseyiş- ler" kitabında 1968 kuşağının özlem- lerini, safiıklannı ve hayallerini anlatmış- tı. Onunla Mamak Cezaevi'nde birlik- te kalmıştık. Ardından solda birlik ama- cıyla farklı örgütlerin temsılcileri olarak 1970'lerin ortalannda görüşmeleryap- mıştık. Her zamanki gibi o zaman da bırlıği başaramamıştık. Atilla daha sonra yurtdışına gitti. Çok acılaryaşadı.Yıllannı verdiği ör- gütüyte yollan aynlırken yaşadıklan da acılarına acılar ekledi. "Dostluk" ro- manı örgüt içi anılanna bir yolculuk gibi. Atilla'yla biraz geçmiş, biraz da gelecek uzerine konuştuk. O ülkesi- ni yeniden keşfetmenin şaşkınlığını ya- şıyordu. Şimdi doğup büyüdüğü top- raklara, Afyon ve çevresine gidecek, oralarda özlem giderecekti. Atilla'yla konuşurken, bir kuşağın dramı da gözümün önünde canlan- dı. Atilla, 1968'lerde başlayan ve 1971 yılında Nurhak Dağlan'nda Sinan Cemgil, Alparslan Ozdoğan ve Ka- dir Manga'nın ölümüyle devam eden bir sürecin parçasıydı. 1968'de 22 yaşındaydı. 1970'lerin sonlarınadoğ- ru gittiği Almanya'da örgütle olan iliş- kisi 1980'lerin ortasına kadar sür- müştü. Deniz Gezmiş'leryanlanndan alınıp idama götürülmüşlerdi. Yaşam- la olan ilişkisi örgüt, hapishane ve kaçaklık arasına sıkışıp kalmıştı. Şimdi 56 yaşındaydı ve Boğaz va- puruna binip dolaşmak istiyordu. Böyle bir mutluluğu elde edebilmek için bu yaşa kadar beklemek zorun- da kalmıştı. Ülkesiyle yeniden buluş- manın heyecanı içinde bir çocuk gi- bi mutluydu. Onun bu mırtluluğuna bakıp, hayıflanmamak elde mi? Atil- la ve daha birçok insan sırf muhale- fet ettikleri, itiraz ettikleri için başla- nna gelmedik kalmamıştı. Şimdi yurt- dışında yeniden yaşama tutunmaya çalışan Âtilla'nın yaşamı, aslında bi- zim kuşağın en dıkbaşlılannın yaşa- dıklarının bir özeti gibi. Bir seçimin arifesindeyiz. Toplum umutsuz, bir çözüm ufukta görün- müyor. Atilla Keskin yıllar sonra ülke- sine geldiğinde yine de gözaltına alı- nıyor. Hâlâ devlete yön veren anlayı- şın ıntikam duyguları sönmüş değil. Türkiye çok kötü bir noktaya geldi. İtiraz edenler ise hâlâ susturulmaya çalışılıyor. Bütün bu kötülükleri birkaç kuşa- ğı yok ederek gerçekleştirdiler. Atil- la Boğaz'a özlemini yıllar sonra gi- derebildi. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Cumhuriyefi Hak Etmek... "Cumhuriyetin kurulması, karşısındaki bütün gûç- lere meydan okuyarak yeni bir devletın yaratılması destansı, şıirsel, mitolojik bir olaydır. Odöneminen güçlü devletlerinin karşısına çıkmak, bunu düşün- mek, bunu göze almak, bunu gerçekleştirmek bu- gün olamayacak bir işmiş gibi görünüyor. Atatürk bunu yaptı, bugünlere bile gelindi." Koop-C'nin 'Cumhuriyet yemeği'nöe kooperati- fin de başkanı olan llhan Selçuk kendine özgü sa- kin ve açık anlatımıyia dünya devterinin boğarken pay- laşmaya çalıştığı Osmanlı Imparatorluğu'nun yıkın- tılan arasında yeni bir devletin kuruluşunun koşulla- nnı anlattı. Lloyd Georg'un "Türkleri öyte bir duru- ma getirmeliyiz ki başlannı yerden kaldıramasınlar" dediğinı anlatan llhan Selçuk, yeni Türkiye Cumhu- riyetı'nın, büyük bir iradenin toplumu ayağa kaldın- şıyla kurulduğunu, ama sonradan yaşanan bozulma- nın toplumdaki değerleri nasıl kirlettiğini açıkladı ve toplantıda bulunanlara "Cumhuriyet'e sahip çıkan- lar olarak sizlerie birlikte bulunmaktan" mutlu oidu- ğunu belirtti. Birkaç gün önce îstanbul Üniversitesi'nin 'OnurDok- toru' unvanını almıştı. Bu unvan, daha önce de Mi- mar Sinan Üniversitesi tarafından da verilmişti. Ama bu iki 'doktoıiuk unvanı 'na karşın kanımca llhan Sel- çuk için en değerti ödül, okurlan tarafından verilen 'Cumhuriyet'ın Başöğretmeni' ödülüdür. Onun yıl- lar boyunca ödünsüz süren 'aydınlanma, bağımsız- lık, bilimın öncülüğü, aklın üstünlüğü, evrensel in- sanlıkdeğerleri'nin sımgesi olan Cumhurıyet'i yaşa- mımızın anlamı kılma mücadelesi hepımiz için par- lak bir yıldızın işareti olmuştur. Bunun yanında hep alçakgönüllü bir bilgelik, duyarlı bir insan kişiliği, ll- han Selçuk için bir yaşama biçimini oluşturmuştur. Çizgilerini bırşövalyenin kılıcı gibi kullanarak doğ- runun, hakhnın, dürüst insanın' imdadına koşan bü- yük usta Turhan Selçuk da 'Cumhunyet'm tum de- ğerlerini dünyaya tanıtmayı sürdürdü. Nümberg'de bir akşam gittiğimiz 'Alla Turca' restoranında vitrin- de ünlü Abdülcanbaz'ın büyük boy bir maketini gö- rünce şaşırmıştım. Restoranın sahibi olan Modalı vatandaşımız bir Turhan Selçuk hayranıydı. "Usta- mızdan izin de alamadık ama" diyerek özür dilemek istediğini belırtiyordu, dönüşümdegördüklerimi sev- gili Turhan Selçuk'a aktarmıştım. Cumhuriyeti hak etmek kolay değıl. Kuvayı Mılliye'nin büyük gönüllüleri içinde şehit düşenleroldu. Uğur Mumcu'lar, AhmetTanerKış- lalı'lar bu buyük mücadelenin ölümsüzleridir. Bah- riye Üçok gibi, Muammer Aksoy gibi, Bedrettin Comert gibi nice büyük aydıntanmız Cumhuriyet ay- dınüğını karanlıklara çevirmek isteyenlenn ölümsüz- lüğe ulaştırdığı insanlarımız oldu. Ama "Cumhuriyet'ın Aydınlığı" karartılamaz. Zaman zaman bir bulutun gölgesi gelip geçerse de bu aydınlık sürekli ışık vermeyi sürdürecektir. Çün- kü bu aydınlık 'aklın aydınlığı'öv. İnsan aklını dogma- ların ambargolanndan kurtarmanın aydınlığıdır. Insan- lann bağımsızlığını eilerinden almak isteyenlere kar- şı verilen bağımsızlık savaşımının aydınlığıdır. Bili- min öncüluğünün aydınlığıdır. Ortadan kaldınlamaz, yok edılemez, karartılamaz. Yalnız ortaçağların özlemi değil, tüketim toplumu- nun şablonları da 'aklın üstünlüğünü, bilimin öncü- lüğünü, insanın bağımsızlığını, evrensel değerleri' ken- di çıkanna kullanmak istemektedir. Popüler adıyla 'fe- levole kültürü' de bir başka tehlikedir, kültürel bir tehdit niteliği taşımaktadır. Insanlann kendi farkında- lıklannı engelleyen, çevrelerinde olup bıtenleri uyuş- turucu bir sıs perdesiyle gizleyen 'televole kültürü', 'Cumhuriyet aydınlığı'nt örtmeye yarayan bir nitelik kazanmaktadır. 'Soşver'ci, 'aldırma sen'd, her tür- lü sorumluluğu 'boşuna yük' sayan, toplumu kadın- lı erkekli beş on kişinin 'kim kimle ne yaptı?'s\y\a oya- layan bu geyik muhabbeti, yaşamın her türlü soru- nunu örtmeye yarayan bir uyuşturucu işlevini üstlen- mektedir. Cumhuriyet'i hak etmek, ona layık olmak sanıldı- ğı kadar kolay değildir. Bu konu var olmak ve yok olmak kadar yaşamsal bir konudur. Nostaljik özlemlerden söz etmiyoruz. Cumhuriyetin kuruluş yıllarının geride kalması, o günlerin koşullannın giderek unutulması günümüz- de 'Cumhuriyet bilinci'nm körletilmesıne uygun za- manın geldiği sanısını uyandırmamalıdır. Böyle bir za- man hiç gelmeyecektir. Cumhuriyet'i bılenler, düşüncelerini, duygulannı topluma yayanlar, 'Cumhuriyet'ln sanipleridir. Bu toplumun 'Cumhurfyef b/V/nc/'ne sahip insanlan el- bette onu hak edenlerdir. Ve Türkiye Cumhuriyeti elbette sonsuza kadar ya- şayacaktır. e-mail: erdalatak@superonline.com Faks:0212-513 90 98 TKP Cenel Başkanı Cüler: IMF'yekapıyı göstereceğiz OZANYAYMAN ÎZMİR- TKP Ge- nel Başka- T K P m A > d e m i r Güler, dış borçlann Türk halkı- na ait olmadığıru belir- terek "O yüzden 200 milyar dolarhk borcun üzerine çizgj çekiyo- ruz" dedi. TKP îzmır tl Örgü- tü'nün düzenlediği mi- ting, Bornova Cumhu- riyet Meydanı 'nda ger- çekleştirildi. Yaklaşık 2 bin kişilik bir grubun toplandığı meydanda kitlenin çogunluğunu gençler oluşturdu. "Ege'de ve rüm Türki- ye'de eşitlik rüzgân es- tireceğiz'' yazılı pankar- tın altında gerçekleşti- rilen miting öncesi, Du- vara Karşı Tiyatro Top- luluğu'nun gösterisi ve Grup Kızılırmak'ın konseri izlendi. TKP mitinginden önce aynı alanda SP'nin mitingi olması ve bunun süre olarak uzaması sonucu TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, mitin- gin sona ereceği saat olan 17.00 sıralannda konuşmasına ancak başladı. Güler, TKP'nin Türkiye 'de aç ve yoksul insan kalmayacağını söylediğini belirterek sözlerini şöyle sürdür- dü: "Biz benim adım Tayyip, benim adım Uzan diye vaatlerde bulunmuyoruz. Tür- kiye'mn ve dünyanın gerçeğini dile getiriyo- ruz. Hesabmnz net Bu ülkenin fabrikalarmı yeniden açacağız, top- raklarımızm yeniden işlenmesini sağlayaca- ğız. IMF'yle bir kez masay a oturacağız ve kapıyı göstereceğiz.''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle