25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2002 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusıy cumhuriyet.com.tr SOYSAL Türkiye Cumhuriyeti ve ABD - 2 | BJRGÜNDEJKİBASKI Olmayacak ve Olabilen ST1G TOFTING Danimarka'nın ünlü fLtbolculanndan. Milli takım oyunculuğu da var, CXinya Kupası sonrasında bırak- rrış milli takımt. Şımdi Ingiltere'nin Bol- ton takımında oynuyor. Srfır numaratıraş- lı <afasıyla, Hasan Şaş'a benzer. Ama, Şaş'tan farklı yanı şu: Hayli asabi ve bi- raz dengesiz. Galiba küçük yaştayken anası babası feci şekilde ölmüş ya da öl- dürülmüş. Ora futbolunu iyi bilen muha- bir Irfan Kurtulmuş, "Hâlâ o olayın et- kjsinde" dryor. Danimarka takımı CXİnya Kupası'nda Ingiltere'ye 3-0 yenilip memlekete dön- dükten sonra Kopenhag'ın şu sıralar pek ünlü lokantalanndan Cafe Ketchup'ta bir parti düzenlenmiş ve Töfting, orada, bir tartışma sonu, garsonlardan birine bir tokat, birine deyumrukatmış. Sonradan af dilemelerfalan olmuşsa da, olay poli- se yansyıp oradan mankemeye gitmiş. Geçenlerde sona eren davada yediğı hüküm: Dört ay hapis. Şimdi, temyizi bekliyor. Ama, bu arada Botton kulübü kendi- sinı olaydan ötürü "îenzil-irütbe"y\e ikin- ci takıma indirmiş, sonra da dayanama- yıp affetmiş. Böyle bir olayın Türkiye'de yaşandığı- nı düşünün. Söz konusu futbotcu da, ismi gerekmez, bilinen hırçın oyuncular- dan biri olsun. Dört ay hapis yer miydi? Her şeyden önce, tokadı ve yumruğu yiyenler, önce kızsalar bile, sonra "Olur böyle şeyler abicim, neyapalım, insan- lık hali" deyip toplum kahramanı oyun- cudan şikâyetçi olmazlardı. Onlar olsa- lar da, polis yine "insanhk hali" diyerek taraflan uzlaştınp olayı kapatır, onlar ka- patmasa savcılar ve yargıçlar da bir şey- ler yapıp olanlan tatlıya bağlarlardı. İyi mi, kötü mü? "Insanlık halleri" açı- sından düşünmeye değer. Amaşurası kesin: Danimarka'daki so- nuç Türkiye'de olmazdı. Buna karşılık, Türkiye'de olup oralar- da da olabilen şeyler var. Kuzey Kutbu yakınlanndakı Grönland, Atlantik Okyanusu'ndaki Faroe Adalan gi- bi, Danimarka'yla özel bağlantısı olan, yan bağımsız bir yer. Qaanaaq da oranın yerleşim merkezlertnden biri. Nüfusu, 850 kadar. Grönlandlılar, Soğuk Savaş sırasında yaşanan birtakım sorunlaryüzünden Ko- penhag hükümetlerine biraz kırgınmışlar. Gönüllerini almak için, eski Başbakan Poul Nyrup Rasmussen, Qaanaaq düz- lüğüne bir uçak pisti yaptırmış. Gerekli yer tesisleriyte birlikte. 850 kişiden ara sıra uçağa binip bir yerlere gitmek isteyen olursa diye. Danimarka bütçesinden yaklaşık 10 milyon dolariık para harcayarak. Eskiden uçaklar Amerikalılann 150 ki- lometre ötedeki Thule hava üssünü kul- lanırlarmış ve bu bile Grönlandlılara da- ha ucuza gelirmiş. Şimdi, biryıllıkdenemeden sonra, pa- halı "OaanaaçHavaaten/'saçmalığınason veriliyor. Türkiye'de kullanılmayıp kapanan bir yığın havaalanını anımsatırcasına. Lozan Antlaşması'nı ve kapitülasyonlann kaldınlmasını onaylamayan, Mustafa Kemal öncülüğünde yapılanan 'tam bağımsız' Türkiye Cumhuriyeti'ni kabullenemeyen ABD, sonunda Türkiye'yi içeriden fethetti. Vedü BtLGET EmeklîAmiral Ai merika, Tür- kiye Cumhu- riyeti 'nden .asıl rövanşını Üdnci Dünya Savaşı son- rasında aldı. Önce Dışiş- leri Bakanı Rusk, "Dün- ya çok küçülmüştür. Top- rak ile, su üe, atmosfer fle, bunlan kapsayan uzay De, vani dflnyanm tümü Ue ilgüenmeliyiz" dedi. Ardından Thomburg, "Türkiye, Avrupa'nın stratejik doğu kalesi ve Ortadoğu'nun kuzey ka- lesi otanaktan daha önem- MoiarakAmerikan çıkar- lannın biiyiik Önem ka- zandığı bir yerde buhın- maktadır" görüşünü ra- porladı. Ve açık açık ek- ledi ki, "Türkiye, Arap dünyası tarafindan ya- kmdan izlenen sosyal ve ekonomik bir alandır. Bi- zimetkialanımızdakiüJ- keler bunu örnek alacak Yimpaş Mağazalar Zinciri 20. yılını kutluyor MALJŞVERİŞ Y I L I N D A . 2O.yıl irimi evam ediyor!İndirimler 28Ekim-0l Kasım 2002 tarihleri arasında geçerlidir. Kiteks Erkek ceket Yim yim Çocıık kot pantolon Evin Everest 4lü merdtven 34.950.C E n d a r f ^ ^ ^ I Saray Guvec duduklü tencere M Çıkonella 21.990.ooo 8lt 21.900.coo 500 gr 1.790. 9.950.< Canon S-200 vazıcı 129.900. o SADECE BUGÜN Herkes akın akın 20. Yıl indirimlerine koşuyor. Siz de Yimpaş Mağazalar Zinciri'ne gelin, süper indirimlerden yararlanın. yimpaş MAĞAZALAR olurlarsa dünyaya ege- men olma istencimiz bo- şa çıkacakür." Bu noktadan sonra ABD, "örnek Türki- ye"nin konumunu değiş- tırmeyi hedefledi. Ve bu işe doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni aracı kıldı. Saturday Re- view dergisı, bu girişimi "Bir Müslümamn Mek- ke'ye yönelmesi gibi, bir insanın Washington'a bakmasmı sağlavacak ide- atibulmak" oiarak nıte- ledı. tlk adım 1948 Şuba- tı'nda atıldı. Yapılan bir anlaşmaya göre, "Türki- ye Cumhuriyeti hüküme- ti sağlayabilmekle vazife- K bulunduğu ve müsaade edebileceği maddeleri, hizmetleri, kolaybklan veya bilgileri ABD'ye te- min edecektir" denildi. Ardından Tnıman dokt- rini oiarak bihnen ve Amerika'nın Ortadoğu ve buradaki Türkiye po- litikasının ana çizgılen- ni saptayan belge ortaya konuldu. Ve bununla 75- 80 sayıh "Türkiye veYiı- nanistaıTa Yardim Yasa- a" yürürlüğe girdi ve ya- sanın girişine "özgüriük ve bağımsız varufımtan sürdürülmesine yardım edilmesi için" ABD'ye başvurduğumuz tümcesi yerleştirildi. Bu sözcük- ler, ABD'nin Kurtuluş Savaşı vererek "tam ba- ğımsız" Cumhuriyetini kuran ve kendi olanak- lanyla onu 25 yılda -ve büyük savaş koşullann- da- yücelten Türkiye'den aldığı bir rövanştı. Mus- tafa Kemal'ın kurduğu Cumhuriyet, "varüğını sürdürmek" için Ame- rika'dan yardım dileni- yordu! Kongre Yasası'nın 5. maddesinde altı çizildiği gibi "Birieşik Amerika Başkanı zaman zaman bu kanun hükümlerinin yürütübnesi için gerekM ve uygun olabflecek kurallar koyabîlir'' türünden bir "egemenlik teslimiyeti" de getirilerek Türkiye Cumhuriyeti tamamen etkisizleştirildi. Her ku- ralı peşinen kabullendi. Yetmedi, "Türkiye Hü- kümeti.buyardımınama- cı, kaynaği, mahiyeti, ge- nişliği, miktan ve işleyişi hakkında tam ve devam- h yayın y apacaktır" deni- lerek Ankara, Amerikan propagandasına aracı ya- pıldı. Tüm bunlara karşı çıkan yurtseverlere de, "Amerika'dan kopup Sovyetler'in kucağına düşmemmisteyen komü- nist" damgası vuruldu. Lozan Antlaşması'nı ve kapitülasyonlann kal- dınlmasını onaylamayan, Mustafa Kemal öncülü- ğünde yapılanan u tam bağunsc" Türkiye Cum- hunyeti'ni kabulleneme- yen ABD, sonunda Tür- kiye'yi içeriden fethetti. Bugüne değin uzanan sü- reçte ilişkilerde neler ya- şandığını hep biliyoruz. Dahası, 1923'lerde Tür- kiye Cumhuriyeti'nin ku- ruluşunu onaylayan Av- rupa'yı aşağılamaktan geri kalmayan VVashing- ton, bu süreç içinde Tür- kiye-Avrupa ilişkilerini ve yakınlaşmastnı da hep baltalamayı sürdürdü. Türkiye'yi, salt kendi et- kinlik alanının bir iç ka- lesi oiarak gördü. Siyasal ve ekonomik ilişkiler bir yana, askersel ilişkiler- de ve Amerikan üsleri çerçevesinde, kimi za- man Türk birlikleri ken- di ülkelerinde kendileri- ni yabancı bir ülkede san- ma durumuna düşürül- dü. Sovyetler'in dağılma- sından sonra "komü- nizm" tehdidi bir işe ya- ramadı ama, bunca yıllık bağımlıhğın dayatbğı ko- şullar öylesine pekiştiril- mişti ki, Amerika'sız bir adım atmak düşüncesi neredeyse tümden yit- mişti. AB düşüncesi bile Amerika'ya muhalefet oiarak dillendirildi uzun süre. Son oiarak bir tele- v izyon programına katı- lan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, olası Irak savaşından Türki- ye'nin AB üyeliğine uza- nan bir dizi konuya de- ğindi ve "Bizi bir tek ABD anhyor" dedi. tşte durum bu! Yann 29 Ekim. Türki- ye Cumhuriyeti'nin kuru- luşunun 79. yıldönümü. 80. yılın arifesindeyiz. Öte yandan, Amerika'nın Irak'a müdahalesinin ve bir hafta sonra yapılacak genel seçimlerin de ari- fesindeyiz. AB'nin kapı- sındayız. Sanki yeni bir olguymuş gibi "küresel- leşme" çıkışıyla sennaye- nin, emeği ve insanlan dünyanın her yanında, daha da ağır boyunduruk altına aldığı bir süreçte- yiz. 11 Eylül ardından "tetorizme karşı hakb sa- vaş" sürdürüldüğü dayat- masıyla yabancı ülkeler- de operasyonlar düzenle- yen Amerikan askerleri- ne karşı hiçbir kovuştur- ma açılamaması için Uluslararası Ceza Mah- kemesi'nin Vv'ashington tarafindan sabote edildi- ği ve baskıcı yasalann daha da acımasız uygu- landığı bir dönemdeyiz. Türkiye Cumhuriye- ti'nin kuruluşunu kabul- lenmeyen ve onun "tam bağunsEhk" ilkesını hep yadsıyan, Mustafa Ke- mal ' i "Timurtenk kadar hunhar, müthiş İvan ka- dar sefih ve kafataslan piramidi üstüne oturan Cengiz Han kadar kepa- ze olan bir diktatör" oia- rak nitelemış, "Türkkr cahil, fanatik v« nefret do- lu insanlardır" 1 diyerek "Türklerin Avıııpa'da ve uygar uluslar çevTesinde yeriyoktur" kanısını öne çıkarmış Amerika'ya, hâ- lâ "Bizi bir tek ABD an- hyor" diyerek "tam bağ- hhk" gösterilebiliyor ül- kemizde. Ve buna koşut oiarak, eski "Sovyet teh- didi" yerine "AB'ye tes- Kmiyet" savı ikame edil- meye çalışılıyor. Yetmedi mi bu oyun- lar? Bu oyuncular? Bu oyuncaklar? Bilinçli bir anlayışla Cumhuriyeti kutlamalıyız. 'Cumhuriyet' Kavramı... Dr- Handan DİKER YTÜAtatürk îlkeleri ve Devrimleri Tarihi Bölümü H er yıl Cumhuriyet Bayramı gel- diğinde, toplumca yaşasın cum- huriyet diye övünçle bağınnz. Cumhuriyetin Türk toplumu için en dogru ve ona en yakışan devlet ve hü- kümet biçimi olduğunu yineleriz. Ama cumhuriyetin ne olduğunu ve topluma neler getirmeyi amaçladığını asla sor- gulamayız. Cumhuriyet Arapça bir sözcükten ya- ni "cumhur"dan gelmekte; cumhur; halk, ahali ya da toplu halde bir yerde bulunan kavim anlamına geliyor. Cum- huriyet dendığinde de, iktidann ulus topluluğuna ait olduğunu öngören dev- let biçimini anlanz. Cumhuriyet belirli özellikleri içeren bir kavramdır. Örne- ğin cumhuriyette asıl önemli olan se- çimdir. Yani devlet başkanı ve kamu hiz- meti görevlileri seçimle belirli zaman- lar için iş başına gelirler. Bir başka özelhği ise demokrasi ile olan sıb ilinrisidir. Atatürk'e göre. "Demok- rasiflketerininen çağdaş ve manoksal uy- gulanmasmı sağlayan hükümet şekü cum- huıiyettir". Demokrasi, de\'letin en yük- sek organından en aşağı basamaklanna kadar halk iradesinin egemenliğine da- yahdır. Cumhuriyet de bir Jdşinin ya da bir top- luluğun çıkarlannı degil, kamu yaran- nın istekJerini göz önünde tutan bir dev- let biçımidir. Atatürk 1930 yılında de- mokrasi için şöyle demıştir: "Arük bu- gün, demokrasi düşüncesi durmadan \iikselen bir denizi andırmaktadır. XX. yüzyil birçok zorba hükümetlerin bu de- nizde boğulduğunu göstermiştir. Demok- rasi ilkesi, egemenliği kullanan araç ne olursa olsun tenıelde ulusun egemenliği- ne sahip olmasını ve sahip ktbnmasını ge- rektirir." Gerçekten de cumhuriyet seçimi, de- mokrasiyi, ulus egemenliğini amaçla- yan bir devlet ve hükümet biçimi ol- muştur. Bunlann içinde en önemli de- ğer ise kişisd özgüıiüklerin çağdaş de- mokrasilerde kazandığı önenıdir. Öz- güriük her şey demektir. Düşüncede öz- gür olmak, özgür düşünceli bireylerden oluşan bir toplum yaratmak M. Kemal 'in bincik özlemi ohrıuştur. Onun, konuya ilişkin görüşlen önem- lıdır: "Çağdaş demokraside, kisj özgür- lükleri özel bir değer ve önem kazanmış- nr. Artık kişi özgüriüklerine devletin ve hiç kimsenin el atması söz konusu değU- dir. Ancak, bu denti yüksekve değerti olan kişi özgürlüğünün uygar ve demokrat bir ulusta neyi anlatmaya çalışüğı, öz- güriük sözcüğünün kesin biçimde, düşü- nülebilen anlamryia tanmması gerekir. Söz konusu olan özgüriük, toplumsal ve uy- gar insana özgü olan özgüriüktür. Bu ne- denle kişi özgüriüğünü düşünürken her kişinin ve en sonunda da bütün ulusun ortak çıkarlannı ve devletin varüğını göz önünde bulundurmak gereküdir. Bir baş- kasının hak ve özgüriüğü ve ulusun or- tak çıkarlan kişi özgüriüğünü sınırlan- dırmada devletin de tenıel ilkesi ve göre- vidir. Çünkü devlet kişi özgüriüğünü sağ- lay an bir kuruluş olmakla birlikte, aynı zamanda bütün özel girişimleri, genel ve ulusal amaçlar için birieştirmekle \ii- kümlüdür. Özgüriük, başkasına zaran dokunmayacak her türiü girişimde bu- lunmakür denildiği zaman, vatandaş öz- gürlüğünde yahuz bunun amaç alındığı, devletin bu amacı sağlamak için bir araç sayıldığı anlaulmış olur. Ama bu araçtır ki, ulusun genel çıkarlannı ve amaçlan- nı koruyacaktır." Yukarıda saymış olduğum gibi ulus egemenliği, seçim, demokrasi ve özgür- lükler cumhuriyeti tanımlayan önemli kavramlardır. Bunlann hepsini içinde banndıran cumhuriyet yönetimi de bir toplum için elbette ki en ülküsel (ideal) bir devlet şekli olacaktır. Tüm bu düşüncelerden hareket ile cumhuriyete baktığımızda gerçekten de "yaşasın cumhuriyet" demenın yerinde olduğunu görebihyoruz. Bu bağlamdan hareketle cumhuriyeti savunmak, bile- rek, anlayarak savunmak onun önemini daha da arttıracaktır. tşte cumhuriyet, saymış olduğumuz tüm bu değerlere dayalı oiarak yaşaya- cak ve özgür bireyler tarafından da ya- şattınlacaktır. Türkiye'de yapılması ge- reken şey de önce sistemi anlamak, tanımak ve onu gelecek kuşaklara tanıt- mak olmalıdır. ÇANKAYA MUHALEFETI Büyüklere Masallar - Küçüklere Gerçekler»8 Cüneyt ARCAYÜREK CİJNEYT Cüneyt Arcayürekin, olay yaratan "Büyüklere Masallar- Küçûklere Gerçekler" dızisinin 8. kitabı Çankaya Muhalefeti, devletin tepe noktasında yaşanan, gerçek içeriği sokaktakı vatandaşa yansımayan önemli ve şaşırtıa olayları aktanyor. Görünen o ki, hem bir dönemin olaytannı yansrtan hem de o döneme damgasını vuranlann renkli ama bılinmeyen kimliklerini sergileyen bu krtap da çok konuşulacak ve çok konuşturacak. Dizinin öteki kitapları 1. DEMOKRASİ DÖNEMECINDE ÜÇ ADAM (3.bs.) 9500ooo - 2. BİR GİDEN - BIR GELEN - BİR BEKLEYEN (2.bs.) 9500ooo- 3. KRIZ DOĞURAN SAVAŞ (2 bs.) IIOOOooo- 4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DÜŞÜ (3.bS.)110OOooo, 5. ETEKU DEMOKRASİ (3 bs.) 11OOO000 - 6. BABA'SININ KIZ! (2bS ) HOOOooo- 7. SESSİZ DARBE (4.bs.) 11OOO000 - 8. ÇANKAYA MUHALEFETİ (2 bs ) 13OOO000 - l www.bilgiyayinevi.com.tr BİLCİ YAYINEVİ Meşratıyet Cad No46'AYenışehır-06420/ANKARA Te! (0-312) 434 49 96 - 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 58 BILGİ DASrriM Narlıbahçe Sok No 17 Kat:1 Cagaloğlu • 34360/İSTAM3UL Tel: (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks: (0-212) 527 41 19 BILGİ KİTABEVİ Sakarya Cad No 8 A Kızılay - 06420/ANKAfiA Tel. (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 433 19 35 E M R E K O N G A R Demokrasi ve Vampirler Hem insanlığın hem de Türkiye'nin 21. yüzyılda nereye gittiğini, politikacıların na$ıl ve niçin vampirteştiğini Prof. Emre Kongar'ın kaleminden okuyacaksınız. R E M Z I K İ T A B E V İ Mehmet FARAÇ Batman'dan Beykoz'a HİZBULLAH'IN KANLIYOLCULUĞU "Möthiş Bir Kitap... Mehmet Faraç acunasız bir terör orgütünün tüyler ürperten öykûsünü değil. Türkiye'deki politikacılann tran destekli radikal islamcı terör karşısında uzun süre tıasıl aymazlık içinde bulunduklannı da gözler önüne seriyor." Prof.Dr. Emre KONGAR Cumhunyet Gazetesı Günızi Yayıncılık Tel: 0212 512 42 19 ALAGEYIK SOKAĞI BIR LIMAN MıYDı? Denız Kavtikçuoğlu Eski Istanbul anıları... TüYAP KİTAP FUARl'NDA * CumhoriYe<| kitap kulübü I IMZ A GUNU TUYAP FUAR VE KONGRE MERKEZI 29 Ekim Salı ASLISELÇUK Saat: 16:00-17:30 : Tüv;ıp Fuar vc Konerc Mcrko7İ Bc\ lıkdıi,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle