Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM2002SAU
HABERLER
DÛNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Bay X ve Bay G.W. Bush
Küreselleşme cangılının tarttşmasız kralı ve yenı dün-
ya düzeninin başkaldınlamaz efendisi ABD, bir sü-
redir şok üstüne şok yaşıyor.
llk şok, 11 Eylül 2001 'de yaşandı. Dünya Ticaret
Merkezi'nin Ikiz Kuleler'i vurulmuştu.
Amerikalı, artık kendi topraklan üzerinde hertürtü
dış tehlikeden uzak, güvende bir insan değildi.
Ikiz Kuleler'e iki uçağın dalmasından üç ay sonra,
2001 yılının sonuna doğru, belkı birincisı kadar bü-
yük bir şok daha yaşandı:
Son on yıllann en başanlı şirketi, enerji dalında bir
örnek olarak gösterilen Enron çöktü.
Krizin büyüklüğü, bu yılın başında daha iyi anlaşı-
lacak, 2001 başında hisse değeri 85 dolara kadarçık-
mış olan, sonra aralık ayında birden 67 cente düşen,
şimdi ise 0'a inen Enron'un batşında, dünyanın en
ünlü denetim şirketleri de suç ortaklığı yaptıklan, çe-
şitli muhasebe oyunlan ve bilançolann şışirilmesiy-
İe, var olmayan kârlarla yatınmcılann gözünün bo-
yanmasına alet olduklan ortaya çıkacaktı; dahası,
suç ortaklan arasında devlet memurian ve politika-
cılar da vardı.
Enron'un çöküşünü, Tycon, VVorldCom ve diğer-
leri izledi.
2002'de, 1990'lardapariayan "yeni ekonomi" mu-
cizesinin, yani sürekli büyüme beklentisinin de bir ba-
lon olduğu ortaya çıkıyordu.
• • •
ABD, ilk ikisi kadar büyük olmasa bile, psikolojik
etkisi onlarla kıyaslanabilecek, hatta ikıncisinden da-
ha büyük olan şoku, 11 Eylül 2001 'ın yıldönümünun
idrak edıldiği haftayaşadı.
VVashıngton'da henüz kım olduğu saptanamayan
bir kişı, (kim olduğu saptanamadığı için de biz ken-
disıne Bay X diyecegiz) rastgele seçtiği kurbanlan-
nı, 150 - 200 metre uzaklıktan ax silahıyla vurup öl-
dürüyordu.
Dünyanın hapishanelerinde en fazla insan bulun-
duran ülkesi ABD'nin suç oranı en yüksek yeri Was-
hington D.C.'de, insanlar artık sokağa çıkmaya, yol-
da yürümeye korkuyorlar.
Gerçı yukanda da belırttiğim gıbi, VVashington D.C.
ABD'nin suç oranı en yüksek olan yeri, ama yine de
manyak mı, deli mı, intıkam duygusuyla gözü dön-
müş bir sapık mı otduğu henüz belli olmayan Bay X'in
cinayetleri bütün suçîardan daha fazla panik yarattı
VVashington'da; çünkü bu kez olay siyahlann kendi
aralanndaki hesaplaşmalann dışına tâşmıştı.
Hızla gelişen, ucuzlayan, herkesin kolayca ulaşa-
cağı teknolojinin, artık bireylere veya küçük grupla-
ra bile bütün insanlığı ya da hiç degılse, çok büyük
kitleteri yok edebilme imkânını verdiği birdurumla kar-
şı karşıyayız.
Osrnan Ulagay. "Hedefteki Amerika -11 Eylül Şo-
ku" adh kıtabında "tehlıkeli asimetri"ri\n bu bölümü-
nü olduğu gibi öbür yanını da, yani küçük bir azınlı-
ğın gelirinin, servetinin, gücünün, söz hakkının hızla
arttığı, buna karşıhk büyük bir çoğunluğun kendini
yoksullaşmış, güçsüzleşmiş, dışlanmış hissettiği bir
küresel düzende yaşamamızın yol açtığı tehdidi vur-
guluyor.
• • • ' • - •'•-'
Ulagay, kitabının "BillyJoy'un kehaneti" adlı bö-
lümünde, Sun Mycrosystems şırketınin kuruculann-
dan Billy Joy ile yaptığı konuşmayı anlatırken, mu-
hatabının, teknolojinın kötü niyetlı insanlann eline
geçmesi halinde, korkunç ve yıkıcı bir güç halıne ge-
lebileceğini ve kitlesel cinayetiere yol açabileceğini
ileri sürdüğünü de yazıyor.
Kuşkusuz haklı bir görüş. Nitekim 11 Eylül olayı,
herkesçe bilinen bir teknolojinin, sorumsuz kişiler
tarafından, çok ustaca kullanılmasının bir örneği.
Yine VVashington'daki seri cinayetler de bir ax tü-
feginin toplumda nasıl paniğe yol açtığını, terörün sin-
dirici etkisini yarattığını gösteriyor.
Yalnız burada bir nokta üzerinde durmamız gere-
kiyor:
'Kötü niyetli" veya "sorumsuz'un tanımını nasıl ya-
pacağız.
Kötü niyetli ya da sorumsuz, kışisel terörün uygu-
laytcısı veya teröre başvurmuş küçük bir sivil grup
mudur illa ki?
Yoksa, büyük teknolojinin olanaklannı ele geçirip
de başka ülkelere karşı bu silahlan kullanarak, onla-
n sindirmek üzere tepelerine bombalaryağdıran, ço-
cuklan, sivilleri ölduren saldırı savaşlanna, hiç de ge-
çerli bir savunma nedeni olmadan tevessül eden
devlet ve de yönetenleri de kötü niyetli ve/veya so-
rumsuz kişiler tanımına girerter mi?
Olaya bu açıdan bakın! Ve çıkın yeryüzünün çeşit-
li bölgelerine! Yani Asya'ya, Ortadoğu'ya, Avrupa'ya,
Afrika'ya ve de Latin Amerika'ya gidip sorun, "elin-
deki ax silahı ile rastgele ateş eden Bay X ile 380
milyar dolariık savunma bütçesinin olanaklanyla,
Irak'a gerekçesı uysa da uymasa da saldırmaya ha-
zırianan Bay George W. Bush arasında ne fark var?"
diye.
Dilerseniz önce kendi vicdanınızdan ve ülkenizden
başlayın!
Çok merak ediyorum, acaba ne cevap alırsınız?
Düzeltme: 10 Ekim 2002 Perşembe günkü Poja-
dıst Cem Uzan yazısının üçüncü bölümünde, "Kim-
se çıkıp da şimdi balkı tan eylediğimi (yani hakkın-
da kötü söylediğimi) söylemeye kalkmasın" tümce-
sindeki tan sözcüğü taam olarak çıkmış. Düzeltir,
özür dilerim. A.S.
HAKPAR Genel Baskanı
Fırat, DGM'de
ifade verdi
DİYARBAKIR
(Cıunhuriyet Bürosu) -
Partisinindanışmakuru-
lu toplantısında "Diyar-
bakîr Kürtierin kalbt-
dir" dediği gerekçesiy-
le HAKPAR Genel Baş-
kanı ve Diyarbakır ba-
ğımsız milletvekili ada-
yıAbdnimdDiFırathak-
kında, Ehyanbakır DGM
Savcılığı'nca soruştur-
ma başlatıldı.
"Bölücülükyapbğıid-
djasıylaw
dün Diyarba-
kır DGM'de savcıya ifa-
de veren Fırat, adliye çı-
kışında basın mensup-
lanna açıklamalarda bu-
lundu. Soruşturmanın
içeriğini, ifade verene
kadar kendisinin de bil-
mediğıni anlatan Fırat,
daha önce de aynı söz-
leri Berlin'deki bir top-
lanüda kullandığı gerek-
çesiyle adliyelik oldu-
ğunu söyledi. Fırat."As-
bnda ben bu kelimeyi
pek fada kullanmama-
yadikkatediyorum. An-
cak 9 Eylûl'de partimi-
zm damşma kuruhında
bu sözleri bölücülukta-
biriyle kullanmadım.
Ama konuşmalanmız-
da bazen taşmalar da
olabfliyor" dedi.
Halk, parti liderlerinin yerine getirilmeyen vaatlerine tepkili. İktidar değil, sistem değişikliği istiyor
Seçmen yalanlardanbıktıSERDARK3ZIK
İZMİR- Siyasette gûven bunalımı,
seçim tarihinin yaklaşmasıyla birlik-
te daha da öne çıkıyor. Yalan vaatler-
le yıllardır kandınlan halkın bazı si-
yasi parti liderlerine yönelik öfkeleri
ilk planda göze çarpıyor. En hafif ta-
vır ise vurdumduymazlık...
Yıllardır halkı kandıran iktidarlar,
yalan söyleyen siyasetçüer, yolsuzlu-
ğa bulaşan parti ve politikacılar, lider
sultası, dokunulmazhk zırhına bürü-
nen iş ve ihale takıpçiliği yapan mil-
letvekilleri, kırli ilişkıler, olmayacak
vaatlerin sıralandığı parti programla-
n toplumda büyük bir güven bulanı-
mı yararü. Partilerin seçim çalışma-
lanna da yansıyan budurum,başta ge-
nel başkanlar olmak üzere siyasetçi-
leri köşeye sıkıştınyor. Sonuç olarak
kararsızlar ve tepki oylan bu denli
yüksek çıkıyor.
Tansiyon yükseldi
• Genel başkanlar, milletvekili adaylan seçim çalışmalannda yer yer halkın tepkisiyle
karşılaşıyor. Toplumbilimciler halkın siyasal sisteme tepkisinden kaynaklanan bu durumu
3 Kasım seçimlerinin de değiştiremeyeceği görüşünde.
Adlan çeşitli yargılamalara ve yol-
suzluklara kanşan partiler, seçim ça-
hşmalannda çeşitli güçlüklerle karşı-
laşıyorlar. Bazılan, oy istemeye gıtti-
ği pamuk tarlasında "Sizi de gördük,
yapüklannızı unutmadûV tepkıleny-
le duralıyor. Bazılan seçim otobüsün-
den inip, halkın arasına kanşmaktan
ürküyor.
Çarşı pazara gjremiyoriar
Geçen seçimlerde daha bağımsız
çahşma yürüten bazı milletvekUi aday-
lan, en azından sataşmalan dikkate ala-
rak çarşı pazan ancak kalabalık grup-
larla gezebiliyorlar. Buna rağmen ba-
zı yurttaşlann yüksek sesle dile getir-
dikleri tepkilerden kaçamıyorlar. Bu
arada bazı yurttaşlar siyasılere duyar-
sız kalarak, ilgisiz görünerek, onlan
yok sayarak tepkilenni sergiliyorlar.
Yolsuziuk kanıksandı
Seçim çalışmalannda gözlediği-
miz bu durum, kimi zaman paradok-
sal sonuçlara da yol açıyor. Örneğin
bazı yurttaşlar hırsızlığı, yolsuzluğu
kanıksamışçasına kabullenilemeye-
cek değerlendırmelerde bulunuyorlar.
Işte bazılan:
"Yalansız politika olur mu, hem
hangisi söyiemiyor ki? YaJanlan ayık-
layacaksm, geri kalanına bakacak-
smJ"
"Adam ABD'yi dotaiKhrmış, işi bi-
Byor, bizi ezdû-mez»"
"Ne yapahm babalannuzdan ka-
lan parti. Yediler yediler, doymuşlar-
chr arnk diye düşünüyoruz...''
Sosyalbılimcilerin de araşurma ala-
nma giren bu tablo, ilginç değerlen-
dirmelere yol açıyor. Toplumbilimci
Prof. Dr. tbrahim Armağan'ın yak-
laşık 2 bin denek üzerinde yaptığı an-
ket de yukanda anlattıklanmızı doğ-
ruluyor. Anketi değerlendiren Prof. Ar-
mağan'ın çıkardığı sonuçlar şöyle:
• Seçmen ekonomik ve siyasal knz-
den derin biçimde etkilenmiş ve dav-
ranış değişikliği içine girmiştir.
• Seçmen siyasal sistemın köklü
olarak değişmesinden yana, sisteme
ve sistem partilerine tepkili.
• Sınırlı kemik oylan olan CHP,
Meydanlarda
kıran kurana
rekabet var
• Seçimlerin yapılmasına çok az bir
süre kala miting meydanlanndaki
gerilim de artıyor. Liderlerin meydan
hesaplaşmasında hedefteki isimlerin
başında Tayyip Erdoğan, Deniz
Baykal ve Cem Uzan var.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Seçim
yaklaşırken liderler de meydanlardakı söylem-
lenni sertleştirmeye başladı. Mitinglerde,
AKP lideri Tayyip Erdoğan'ın yani sıra an-
ketlere göre "dflckatçekkd" bir gelişme gös-
teren Genç Parti'nın lideri Cem Uzan da he-
def alınmaya başladı.
Lıderierin meydan hesaplaşması sürerken en
çok hedef alınanlar anketlerin önde gösterdi-
ği CHP, AKP ile Genç Parti'nin hderleri ol-
maya başladı. Son günlerde, liderlerin birbir-
lerim hedef alan bazı açıklamalan şöyle:
Ecevitten Erdoğan'a: AB, seçim sonunda
nasıl bir hükümetin ortaya çıkacağını görme-
den size kapılanmızı açamayız, diyor. Bu ne
demektir, yani eğer önümüzdeki seçimlerde la-
ikliği reddeden bir parti iktidara gelecek olur-
sa Avrupa'run kapılan ona açılmayacaktır.
BaykaTdan Erdoğan'a: Dokunulmazhkla-
n kalduacağun diyor mu? Bu ne biçim de-
mokrasi? CHP'nin arkasında yolsuziuk dos-
yalan yok. Milletvekîli listelerinde Inter-
pol'ün aradığı sanıklar yok.
Erdoğan'dan Baykal'a: Benden önce sos-
yal demokrat belediye başkanı vardı. ISKİ
skandalini biliyorsunuz. Şimdi aynı zihniyet
çıkmış, biz temiziz, diyor.
Yümaz'dan Baykal ve Erdoğan'a: Onlar
çürük merdivendi. Çürük merdivenle dama
çüalmaz. Şimdi birileri çıknlar, bu çürükle-
ri size yeni diye yutturmaya çalışıyor. Ama
bakıyorsunuz bunlann her tarafı şimdiden
dökülüyor.
Çifler'den Baykal'a: Yüzünde çıfte maske
var. Maskesini kaldınnca alnndan Derviş çı-
kıyor.
Çiller'den Bahçei'ye: Kuzey Irak'ta olup bi-
tenlerden haberdar olmayan ve başbakan yar-
dımcı koltuğunda oturan BabçeJi gidip Çın'de
konuşuyor. Ama bu konuda hâlâ suskun.
Erbakan'dan Erdoğan'a: IMF'ci, taklitçi
çocuklann hiçbiri ülkeyi idare edemez. Ara-
ba uçuruma yuvarlanırken deneme olmaz.
Siz deli misiniz? MiUi Görüş'ü bırakıp tak-
litçilerin peşine düşersen tutuşursun.
tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
DEHAP, MHP, AKP (yüzde 5-7'lik)
dışında seçmenin yüzde 80'i, gönül
rahatlığıyla oy verecek parti bulama-
maktadır.
• Seçmen kararlı ohnadığından oy-
lar kaypak bir zeminde dolaşmakta-
dır. Seçmen her an tavır değiştirebi-
lir. CHP'den AKP'ye, AKP'den
CHP'ye oy kayması bile görülebüir.
• Seçmen sisteme ve sistem parti-
lerine sadece tepkili değil, aynı zaman-
da kızgın. Öfkeli seçmenin son bir haf-
ta, hatta son üç günde nasıl davrana-
cağı kestirilemez. Bu nedenle çok
sürpriz sonuçlar çıkabılir.
Bu durumda yüzde 10'luk yüksek
barajla TBMM'de temsil edilmeyecek
oylan da dikkate alarak 3 Kasım se-
çimlennin de sonuç vermeyeceği,
gündeme gelecek erken bir seçimle
kartlann yeniden dağıtılması sürpriz
olmasa gerek.
Kız isteme davası
DSPadayı
Gaû Çatak
öldürüldü
TOKAT (Cumhuriyet) - DSP'nın
Tokat 5. sıra milletvekih adayı
Gazi Çatak ile annesi, silahlı
saldın sonucu öldürüldü. Kız
isteme tartışmasıyla cinayetleri
işledıği saptanan saldırgan
olaydan sonra başına dayadığı
silahla intihar ertı. Aü Rıza
Sadegöl (23), dün sabah
saatlerinde, DSP'den 5. sıra
milletvekili adayı Gazi Çatak'ın
Yeşilırmak Mahallesı'ndeki evine
geldi. Sadegül, kısa süreli bir
tartışmanın ardından üzerinde
taşıdığı silahla Gazi Çatak ile
annesi Nuriye Çatak'a ateş ederek
öldürdü. Daha sonra. silahı başına
dayayarak ateşleyen Sadegül, olay
yerinde yaşamım yitirdı. Olayla
ilgili soruşturma sürerken
saldırganın, Gazi Çatak'tan
ağabeyı Hamza'run kızı Serap'ı
istedıği, olumsuz yamt alınca
saldınyı gerçekleştirdiği ortaya
çıktı. îşsiz olduğu saptanan
Ali Rıza Sadegül'ün genç kıza
âşık olduğu, ancak karşıhk
alamadığı belirtildi.
Cep telefonlan, internet, hatta ithal TIR'lar propaganda araçlan arasına girdi
Partilerin 'sanal âlem' yarışıFIRAT KOZOK
ANKARA - lletişim alanındaki
hızlı teknolojık gelişme, 3 Kasım
seçimlerine hazırlanan siyasi parti-
lerin işlerini de kolaylaştırdı. 1999
seçimlerinde henüz "keşiT' aşama-
suıda olan internet teknolojisınin
olanaklan, 3 Kasım seçimleri için se-
ferber edildi. Geçen seçimlerde, kit-
lelere ulaşmak için meydanlan bez
afışlerle süsleyen partiler, eski mo-
del otobüsleri kürsü edinen liderler,
günümüzde propagandalannı 'sa-
nal âleme' taşıdılar.
Yaklaşan seçimler partilerin sa-
• Geniş kitlelere ulaşmak için miting ve afiş yönteminin
yetmediğini düşünen siyasi partiler artık cep telefonlanna
mesaj göndererek, yurttaşlara telefon kaydı dinleterek ve
internette reklam vererek propaganda yapıyorlar.
nal yanşına sahne oluyor. Teknolo- lığıyla yurttaşlann cep telefonlan-
jinin olanaklannı sonuna kadar kul-
lanmaya çalışan partilerin başlıca
propaganda yöntemleri arasında, te-
lefonla propaganda (sabit, GSM),
interaetten reklam, "ultra lüks"
TIR'larla yapılan seçim gezilen ge-
liyor.
Elindeki olanaklan diğer partile-
re göre daha iyi kullanan Genç Par-
ti, sahip olduğu GSM şirketi aracı-
na "seçim vaatieri"ni gönderirken
Gençlık Marşı da partinin resmi in-
ternet sitesinde isteyenlere telefon
melodisi olarak gönderiliyor. Parti
"HotmaiT ve "Yahoo"ya da rek-
lam \eriyor.
DYP, yurttaşlann sabit telefonla-
nnı arayarak 3 dakıkalık ses kaydı
dinletirken internet sitelerine de üan
veriyor.
Gazete ılanlanyla halka ulaşma
yöntemini kullanan ilk parti olan
ANAP, parti şarkılannı da internet
sitesinden yurttaşlara dinletiyor.
Son dönemde yaygınlaşan bir pro-
paganda aracı da "ithal TIR'lar.''
Önce CHP tarafından getirilen da-
ha sonra AKP'nin de kullanmaya
başladığı TIR'lar, hem liderlerin
kürsüsü olarak kullanıhyor hem de
sanatçılann miting konserlerine sah-
ne oluyorlar.
TIR'lan îngiltere'den Türkiye'ye
getifen CHP'nin kullandığı yöntem-
lerden biri de intemet sitelerine ilan
vermek.
DEHAP LlDERl ABBASOGLU:
Türkiye'de demokrasi
sorunu yaşanıyor
YUCELSEZER
KARS-DEHAP Ge-
nel Başkanı Mehmet
Abbasoğta, Türkiye'de
demokrasi sorunu ya-
şandığını belirterek,
"Bu sorun ortadan
kaDanadıkça halk çok
acı çeker" dedi. Eski
EMEP Genel Başkanı
Levent Tüzel ise DE-
HAP'm tüm yurtta ör-
gütlü olduğunu vurgu-
layarak"Bubirlikteliği
halldgnmi7in riiişman-
hğmı isteyenler istemi-
yor" diye konuştu.
KarsHalitPaşaCad-
desi'nde düzenlenen
mitingde konuşan Ab-
basoğlu, demokrasinin
ve insan haklaruun ol-
madığı bir ülkenin hiç-
bir alanda gelişemeye-
ceğini vurguladı. Etnik
bir milliyetçiliğe karşı
olduğunu da anlatan
Abbasoğlu, "Biz bütün
Türldye'yi selamlayan
bir partiyiz" dedi. Ab-
basoğlu, DEHAP'm hs-
telerinde 107 kadın aday
bulundugunu, bu raka-
mın, seçimlere katıla-
cak 17 partinin kadın
aday sayısından fazla
olduğuna dikkat çekti.
Siyasette ve sosyal ya-
şamda kadının önemi-
ne de değinen Abba-
soğlu, şöyle konuştu:
"Kadının olmadığı
bir alanda özgürlük ol-
maz.Kadmm evden çık-
madığı bir ülke, özgür
bir ülke ohnaz. Kadı-
nm üretime kaülmadı-
ğı bir ülkede üretim de
olamaz. Onun için ka-
dınlan bu alanlara da-
vetedryorum."
ÎNCELEME SÜRÜYOR
YSK9 DEHAP
karannda zorlamyor
Onların derdi geçimseçimlerine
yakJaşırken. miting alanlannda
ayakkabı boyayan. simit satan çocuklar
da adeta bayram sevinci yaşryor. Miting
alanlannda siyasi parti h'derierini
simit satrp
ayakkabı boyayan çocuklar seçimin
yaratöğı canhbktan kendilerine düşen
ekonomik payı kapnıa telaşmda.
(Fotoğraf. AÂ)
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Yargıtay
Cumhunyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğhı'nun,
DEHAP'm örgütlenme
durumuna ilişkin gön-
derdiği belgeleri ince-
leyen Yüksek Seçim
Kurulu (YSK) kararver-
mekte zorlanıyor. YSK
Başkanı Tufan Algan
karan çarşamba günü
açıklayabileceklerini
söyledi.
Seçimlerin yapdması-
na 19 gün kalmasına
karşın DEHAP'm du-
rumu hâlâ netleşmedi.
YSK, Yargıtay Cumhu-
riyet Başsavcısı Kana-
doğlu'nun partinin ör-
gütlenme durumuna iliş-
kin gönderdiği bilgile-
ri inceliyor.
YSK Başkanı Tufan
Algan, konunun siyasi
ve hukuki boyutu oldu-
ğuna dikkat çekerek
"Bu bakımdan gerekü
inceleme,araşurma,hu-
kokvesryasetaçısından
değerlendiriliyor. Hem
hukuka hem demokra-
sivvmgun bir karar ver-
me aşamasına geldiği-
mizdekaranaçddayaca-
ğız" diye konuştu. Al-
gan, konunun oldukça
yeni ve değişik olduğu-
nu belirterek "Bu ka-
rarlar, hukuki baknn-
dan ağniık taşır. Aslo-
lan, hukuka u\ gun bir
karar vermektir" dedi.
Algan, DEHAP'm se-
çime gıremeyeceği yö-
nünde bir karar çıkrna-
sı durumunda bir kan-
şıklık olmayacağını,
böyle bir durumda ge-
rekli önlemlerm alınaca-
ğını ifade etti.