01 Ocak 2025 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 5 OCAK 2002 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istenbul Edrne Kocaelı Çanakkale Izmr Manısa Ayan Derizli S S S S B B Y B 7 2 5 6 11 8 12 8 Zonguldak PB 5 Antalya Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas PB Y Y Y S S S S / 6 7 7 -3 -4 -4 -7 Adana PB 13 S 14 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB S S S s s s 13 8 10 5 4 -5 1 S -10 ^f Yurdun guneybaö kesımlen ıle Karadenız bölgesı parçalı çok bu- Oslo lutlu. guney Ege ve ba- r-r—, r— tı AkderızkıyJanıleor- M e l s ı n K I DIS MERKEZLER K 4 Berlin B -1 ta ve doğu Karadenız Stockholm K 5 Madrıd Y 10 kryılan yağmuriu diğer Londra Y 9 Viyana PB -1 yerteraz bulutlu geçe- Amsterdam ceK. Marmara fie ıç ve doğu kestmterde yer y- er yoğun ofmak uzere s.sgorulecek havast- Bonn K 0 Atina 2 Belgrad PB 1 _Y 9 Sofya PB -4 Y 11 caklıgı değışmeyecek. Münih K 0 Zürih B 1 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire K K K B Y K PB PB 2 3 -2 5 7 -1 6 17 PB 12 ParçaJı bulutlu k Çok bulutlu . Yağmjriu . 3ök gürultiılü G r U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK • Eaştarafi 1. Sayfada Dervişaracılığıyla IMF'nin tarım alanına vurduğu dar- be/er söz konusu olacak mı? Kuşkulu. Zira bu ve benzeri dayatılan konulann ele alınacağına işaret e- den küçücük bır belirti yok. Dûnyadaki tanmsal durumu irdeleyen Woridwatcb Enstıtüsü'nün raporundan şu satırlar okunmaya de- ğer: "Ağır borç yükü altında olan birçok hükümet, ço- ğun/ukla Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi para ve- ren kuruluşlann baskısıyla, kamu harcamalannı kısıt- lam/ş, gıda yardımını kesmiş, ülkenin başlıca tanm ürünlerine verdiği teşviklenkaldırmıştır. Bütün bu uy- gulamalarbüyükbirolasılıkla, yoksullann saflannı da- ha da kalabalıklaştıracaktır." Rapor, IMF'nin acımasız pençesine düşen Türki- ye'yi tanımlryor. Bay Derviş'in teşviklere karşı dayat- malanna ışık tutuyor: Rapordaki bize örnek olacak değerde çarpıcı de- ğerlendirmelerden bir başkası: "Tanm Anlaşması gibi yürürtükte bulunan ticaret anlaşmalan, Avrupa ve KuzeyAmerika 'nın sanayileş- miş tanmının ürettiği teşvikli tahıllann, yağlann ve gı- da fazlasının gelişmekte olan ülkelere ucuza satılma- sına olanak sağlamaktadır. Bu durum, yerel çiftçileh zor durumda bırakmakta ve çoğu çiftçiyibesingüven- cesi olan toprağından vazgeçmeye zoriamaktadır." Oysa ABD'de ve Avrupa'da tanmsal alanda üreti- ciye destek süregefmekte. TEMA Vakfı'nın rakamsal açıklamalarına göre; örneğin ABD'de 1999 yılında tarıma 46.687 milyar dolar destek sağlandı. Avru- pa'da destek 18.5 milyon kişiye aktanldı. Kişi başı- na 2450 dolar destek verildi. Bizde tarıma destek 2000 yılında net 1.437 milyar dolar. Ülkemizde 22 milyon tanm üreticisi olduğu dü- şünülürse destek yılda kişi başına ancak 65 dolar! Başbakan Ecevrt'in programında öylesine böyyük konular var ki; ABD yetkilileriyle, IMF'yle veya Dün- ya Bankası ile tanmsal alandaki sıkıntılann ele alın- ması olanak dışı. Zorunlu katkı Zaten Irak'tan başlayıp Avrupa Ordusu'na, askeri kredilerin taksitlendirilmesi veya silinmesinden baş- layıp Kıbns'a değin pek çok sorunlu ve zorunlu ko- nunun ele alınacağı iki günlük bir ziyarette tarımsal alandaki sıkıntılann yeri mi olur? Ecevit, işadamlarıyla yaptığı toplantıda gezinin si- yasal boyutunun olumlu olacağını söyledi. Ekonomik açıdan da görüşmelerde umutlu oldu- ğuna değinen Ecevit; ne çare. "kısa sürede (ekono- mikalanda) mucize beklemeyelim. ABD Kongresi'nin büyük yetkileri var. Başkanhk ya da hükümet istese bile lobilerin ve Kongre'nin engellemesiyle hemen sonuç alınamayabilir" dedi. Turkiye'nin Beyaz Saray'daki güçlü kozuna gelin- ce; yazılıp çiziliyor. TBMM'den IMF'nin istediği yasa- lann (reformların) geçmesi ve IMF programına (AB- D'nin terörle savaş/na) tam bir sadakatle harfiyen uy- mamız! ABD gezisinin açıklanmasından sonra başta Baş- bakan hemen bütün yetkililerin gözleri ve sözleri, I- rak'a ABD'nin olası askeri harekâtına çevrildi. Za- man içinde gündem öyle genişletildi ki, ne aransa bu- lunuyor. Sonradan yetkililerimizin birçoğu, Irak konusuna, • şayetAmerikalılarsorvnu açarlarsa" diye değinme- ye, Amerikalılar da "tek konu tabii ki Irak değil" de- meye başladılar. Son haberlere göre VVashington, Bush'un Ecevit'i Irak konusunda "ikna etmek için" çağ\rd\ğ\ izlenimi- nin Türk medyasına egemen olmasını istemiyor. VVashington'un değişmez yargısı yine söz konusu: Irak'a yönelik yeni siyasi, ekonomik ve askeri adımın başansı için, "Turkiye'nin katkısını zorunlu" sayıyor. Irak sorununda Türkiye'de iyi anlaşılrnadıklanndan yakınıyorlar(mış). Ecevıt'ten öncelikle bekledikleri neymiş: "Kesin çözümden önce ara dönemde Saddam'a karşı karar- lı bir müttefik tavn!" Yoksa stratejik işbirliğimiz, "Verdiğinkadaral... Al- mak ıçin ver"e mi dayanacak? Kıvrıkoğlu ile Kavshnin imzaladı Rusya ile askeri işbirliği anlaşması ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye ile Rusya Federasyonu ara- sında askeri işbirliği an- laşması imzalandı. Genel- kurmay Başkanı Orgene- ral Hüseyin Kıvrıkoğlu, iki komşu ülke arasında gelişen bu işbirliğinin, bölge ve dünya banşına da olumlu katkılar yapa- cagına inandığını kaydet- i. Türkiye, yıllarca en bü- yük tehdit olarak gördü- fü Rusya ile soğuk savaş sonrasında başlattığı ya- kınlaşmayı dün en ileri noktaya taşıdı. Rusya Fe- derasyonu Genelkurmay Başkaru OrgeneraJ Ana- toByKavshnin'in Genel- kurmay Başkanı Orgene- ral Kıvnkoğlu'nu ziyare- r. sırasında iki ülke ara- audaAskeriAlanda Işbir- kgi Çerçeve ve Askeri Persone] Eğitim işbirliği \nlaşması imzalandı. Lrvnkoğlu, ünza törenin- ie yaptığı konuşmada, arşıhklıçıkarve iyiniyet saslanna dayanan bu iş- diğınin, iki ülke arasın- lalri üşkilere iyi birivme azandıracağına inandığı- nı söyledi. Karadeniz'i bir banş gölü yapmayı hedef alan bu inisiyatiflerin, Rusya Federasyonu ve Türkiye ile Karadeniz'de kıyısı olan diğerülkelerin silahlıkuvvetlerininbaşa- nlı çalışmalannuı ortak ürünü olduğunu anlatan Kıvrıkoğlu, "Ülkeleri- miz arasında tesisi ön- görülen bu işbirliği, bu anlaşmalarla hukuki bir zemine oturtulacak, bu- nu. imzalanacak diğer anlaşma ve protokoller takip edecektir" diyeko- nuştu. Konuk Genelkur- may Başkanı Orgeneral Kavshnindekonuşmasın- da, Türkiye ve Rusya'ya büyük sorumluluk düştü- ğünü vurgulayarak, "Asya'da yaşıyoruz. Avrasya probletnlerimiz bize çok yakın geliyor. Bizim Uişkilerimiz da- ima komşuluk Uişkileri- ne dayanıyordu. Bilhas- s» Atarürk zamanmda bu ilişkiler daha ileri ol- du.Anlaşma, hem aske- ri eğitim, hem de askeri teknik işbiıiiğimizin ge- liştirilmesine katkıda bulunacak" dedi. Nâzını Hîknıet'e saloıı yokHaber Merkezi - UNESCO tarafından ilan edilen '2002 l luslararası Nâzım Hikmet Yı- h', Türkiye'de ve yurtdışında çe- şitli etkinliklerle kutlaıuyor. Fark- lı kurum ve kuruluşların düzen- lediği etkinlikler sürerken Istan- bul Şehir Tiyatrolan ise ünlü şa- iri anmak isteyen Türkiye Yazar- lar Sendikası'na bir Başbakanlık genelgesini gerekçe göstererek salonlannı vermedi. Cengiz Bektaş yönetiminde, llhan Selçuk, Şükran Kurda- kul, Sener Tanilli,AydınAyde- mir'in konuşmacı olarak katıla- cağı bir panelle açılışının yapıl- masıplanlanan etkinliklerkapsa- mında Çağdaş Bale Topluluğu da 'Nâzım'bale göstensini sunacak ve bunlan başka etkinlikler ızle- yecekti. Fakat bunun için sahne- si olan bir salon ya da salonlar gerekiyordu. TYS Genel Sekreteri Gûlsüm Cengiz, TYS olarak Nâzım Hik- met'i anma amaçlı düzenleye- cekleri bir dizi etkinliği gerçek- leştirmek üzere Istanbul ŞehirTi- yatrolan'na, riyatro salonlannın tahsisi için baş%Tirduklannı, ama ısrarlı telefonlanna karşın, uzun süre yanıt alamadıklannı, daha sonra ise aynntıh program isten- digini söyledi. Cengiz, tarih. saat, yer ve ko- nuşmacı adlannı içeren aynntılı programı tiyarro müdürlüğüne gönderdiklerini, 2 OcakÇarşam- ba günü Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni Şükrü Tü- ren'in, PEN Başkarn Üstûn Ak- men 'le birlikteTYS'yegörüşme- ye geldiğini beürtti. Görüşmede K U L T U I • SANAT kendilerine, 14 Ocak'ta Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin, o tarihte birgala yapılacağı için ve- rilemeyecegini, fakat 21 Ocak'ta tahsis edilebileceğini söyledikle- rini anlatan Cengiz; birkaç gün sonraysa telefonla, birBaşbakan- lık genelgesini gerekçe göstere- rek, herhangi bir salonu kesinlik- le veremeyeceklerini bildirdikle- rini sözlerine ekledi. Söz konu- su 2001/52 sayılı Başbakanlık genelgesinde "uygulanmakfa olan ekonomik programın te- mel hedeflerinden olan makro- ekonomik istikrarın tesis edil- mesi ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi ama- cıyla, kamu tarafından toplu- ma sağlanan mal ve hizmetle- rin adil ve ayncalıksız bir şekil- de sunulması ve fiyatlandınl- ması gerekmektedir" açıklama- sının ardından, "Sosyal ve tica- ri amaçlı olmayan ücretsiz ve tarife aJtı uygulamalara son ve- rilecektir" deniyor. Genelgede, "Çeşitli zamanlarda veri- len/yavımlanan Başbakanlık talımatlan, ilgili bakanuk tali- matları ve genelgeleri ile yapı- lan tüm ücretsiz veya tarife al- tı uygulamaları kaldınlmıştır" maddesi yer alıyor. Izmir'de anıldı Nâzım, doğumunun 100. yılm- da Ismet Inönü Kültür Merke- zi'ni dolduran Izmirliler tarafın- dan çeşitli etkinliklerle anıldı. "Nâzım Hikmet 100 Yaşında" adıyla düzenlenen etkinlikte ko- nuşan Karşıyaka Ağır Ceza Hâ- kirni v e şair Veysel Gültaş, şiir- lerinde sadece insanlığı ve şiın yurt edinen büyük ozanın bir dünya vatandaşı olmasına karşın hâlâ çoksevdiği ülkesinin yurtta- şı olamadığun söyledi. Almanya'da etkinlik Frankfurt Şehir Kütüphane- si'nde 25 Ocak'ta düzenlenecek olan toplantıya ozanın şiırlerini Almancaya kazandıran Anne- marie Bostroem ve şiirleri ses- lendirecek olan Erich Schaffner dekatılacak.. AyncaAlmanya'da- ki Kybele Müzikevi bir Nâzım Hikmet CD'si çıkardı. Nâzım Hikmet'in şiirlerini ilk kez 1959 yılında Almancaya kazandu"an Annemarie Bostroem ile Step- han Hermün'in çe\ irdikleri şiir- ler, Sümeyra'nın türküleri eşli- ğinde tiyatro sanatçısı Erich Schaffner tarafından seslendiril- dı. Nâzım yürûyüşü bugün Nâzım Kültürevi'nin 'Bu Memleket Bizim, Nâzım Bu Memleketin' düşüncesiyle baş- lattığı etkinlikler ise 'Nâzım Hikmet'in 100. Doğum Günü' çerçevesinde devam ediyor. Nâ- zım Külfürevi 'nin Istanbul'da dü- zenlediği etkinlikler, bugün saat 12.00'de kültürevinin önünden başlayacak olan sanatçılann ve aydınlann katılırmyla gerçekle- şecek, 'Nâzım Aramızda Yürü- yüşii' ile başlıyor.Bugün aynca 19.00-23.00 saatlen arasında Atatürk Kültür Merkezi Sine- ma Salonu nda Gülsüm Gö- kalp'in sunacağı 'Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar' adlı etkin- (02121 293 89 78 3O-14 OO-t« 3O-19 OO-3 3O-1B 00-81 3O 00-13^0-1fl 0O-1B3O 21 16 OO-210O-13 5O-1« 15-16 ÎO-'3 1S-H1O-i» 15-13 46-14 4S-16 3O-19 0O-21 30 0O-1« 90-17 15-ZOOO 3O-1fl 0O-1V90-Z1 OO AO-14 AHKARA ANKARA ANKARA ANKARA AMKAflA ANKARA ANKARA ANKARA AO-14 OO-19 »O-1B OO-2J 4S-1S 15-17 40-20 3O C^ 0 90-1400-1«»0-1»00-21 3O 1O-13 •*-1S 3O-1S 1O-21 44 C'CTES(24 OO 46-1* iS-itOO-i« 45-21 JC C C T E S N J J ig 3O-14-0O-1B 30-1* OO-21 3O3O-1 OO-1S i5-1«OO-21 00 &CTE8I 23 4« 0O-14 30-17 OO-19 18 21 SO 00-1*30-17 19-13. OO-iS 46-1K 3C 2 5 20 OO oo-'aoo 2* oo c 2O 30 s fiiM 23 30 MOO H 3 O U O C 2 1 3OCA3TE»IJ* OO -is i&-ir«s-ao 15 ccTHSıjaa^e iS-'#«ft-i90">21 3O 3O-f 0O-1S 3O-1B0O-21 M CVCTK8I 24 OO 4S-T8 1J-1T4S-M 18 00-1630 1900 21 3O O M K D U 1ı OO-13 3C-16 OO 18 3O-31 15 10-14 OO-1S 40 19 3O 22 OO 3OO '5 3O-'B OO 2OSO ÎOO 1S 3O-1B 00 2 0 ) 0 OO-14 T0-19 45-19 OO-21 1S 3O-T4 00-10 30 ' 9 OO-21 90 30 14 CO-10 3O-19OO-21 »O lik yer alacak. Kültürevinden Menmet Kuzuiugil'in yapacağı açılış konu$masından sonra, ti- yatro sanatçılan Orban Aydın, Erdoğan Ersever, Tuncer Nec- mioğlu ve Mümtaz Sevinç Nâ- zım'dan şiirler sunacaklar. Emin îgüs, Sema, Muammer Keten- coğlu, Nejat Yavaşoğullan ve Sadık Gürbüz de geceye seslen- direcekleri şarkıJarla katılacak- lar. Etkinlikte saat 21.00'de, öz- gûn fıkir vesenaryosu şaire ait olan, Lütfî Ömer.Akad tarafın- dan ikinci kez fılme çekilen, YU- maz Güney'in rol aldığı 'Kızı- lırmak-Karakoyun' adlı film gösterilecek. Ocak ayı bojouıcaAFM fuaye- sinde 'Güzel Ğünler Göreceğiz Çocuklar' başlığı altında göste- rilecek fümlerin yanı sıra 'Fotoğ- raflaria Nâzım Hikmet' sergisi yer alacak. Diğer bazı etkinlikler ise kısaca şöyle: İstanbul • 19 Ocak: 'Nâam'ın Şiiri' başlıklı, NihatAteş'inyönettiği, Orban Alkaya, Konur Ertop, Bedrertin Aykın'ın katıldığı pa- nel. Panelden önce Nâzım Kül- türevi Tiyatro Topluluğu nun şiir dinlerisi. Ankara • 15 Ocak : Çağdaş Sanatlar Merkezi A Galerisi'nde saat 18.30'da açılış töreni ve 'Nâzım Hikmet 100 Yaşında / Yaşama- ya Hâlâ Devam Ediyor' başlık- lı karma fotoğraf sergisi. • 16 Ocak : Çağdaş Sanatlar Merkezi B Galerisi'nde saat 18.30'da açılış töreni ve 'Memleketimden tn- san Manzaralan' baş- lıklı karma resim sergisi. Çağdaş SanatlarMerkezi Konferans Salonu'nda saat 19.30'da 'Nâzım Fo- toğraflan' diagösterimi, Alegrio Oda Orkestrası konseri, 'Hayatın ve Aş- kın Adamı Nâzun Hik- met' başlıklı panel, Nâ- zım Kültürevi Edebiyat Topluluğu şiir dinletisi. Şiir ödûlü Alova'nın EskişehirTepebaş» Be- lediyesi tarafindan şair Nâzım Hikmet'in 100. doğum yıldönümü nede- niyle bir defaya mahsus düzenlediği şiir ödülü, şairErdalAlova'nın 'Di- zeler' adlı kitabına veril- di. Alova'ya, ödülü Eski- şehir'de 19 Ocak Cumar- tesi günü düzenlenecek bir törenle verilecek. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Boştarafi 1. Sayfada nun üzenne kimi Rum aileler, kayıp listesinde yer alan yakınlarının öldüğünü bildiklerini söyleyip yö- netimi uyardılar. Rum yönetimi de listeyi küçülrme- mek için bu istemlere kulak asmadı. Gelinen noktada iki tarafın kayıp iddialarına ilişkin görüşmeler, genel görüşmelerin dıştnda yapılıyor. Bir başka deyimle, çözüm süreci uzasa bile, kayıplar ko- nusu bundan ayrı olarak karara bağlanabilecek. Olumlu bir adım. 2- Adada sadece savaş kayıplan değil, başka ka- yıplar da var! KKTC yurttaşlan için şu tanımı kullanmak uygun dü- şer: Umut yorgunlan! 1974'ten bu yana her sürece "acaba bu kez" diye yaklaştılar, ama olmadı. Yarınki Denktaş-Klerides görüşmesi ıçin ise şunu söylüyorlar: Hiç bu kadar umutlu olmamıştık! 3- Adadaki mevcut durumun da, bir başka deyim- le "karşılıklı çözümsüzlüğün" de çözüm olacağı de- ğerfendirmeleri var. Elbette olabilir. Rum yönetimi ile yeni bir ortaklık ku- rulmazsa dünyanın sonu değil, ama KKTC yurttaşla- rının bu durumu yürekten benimseyebilmesi için eko- nomi savaşının kazanılmış olması gerekirdi. Hemen hemen bütün rakamlarda Rum kesimi, KK- TC'yi 4 ile 10 kat aşmış durumda. 1974 öncesi ada- nın genel zenginliğinin yüzde 7O'inin KKTC tarafında kaldığını dikkate alınca, gelinen nokta daha net orta- ya çıkıyor. Bunda elbette en büyük etken, tüm dün- yanın uyguladığı acımasız, vahşı ambargo. Acaba tek etken bu mu? 4- önümüzdeki günlerde somut ömeklerini vererek aktaracağımız ekonomik durumdaki bozukluk, insan- ları "Daha iyi nasıl olabilirdi" sorusuna yanıt aramaya itmiş. Devletin tepesinden sıradan yurttaşa kadar her kesimle konuştum, Turkiye'nin garantörlüğüne hayır diyen bir tek sağduyulu kesim yok. Bu temelin üzeri- ne oturabilecek pek çok değerlendirme olabilir. Bun- lan gündeme getirme aşamasında ise en çok kulla- nılan sözcük "vatanhainliği". Herfarklı düşüncenin bu kadar acımasız yargılanmaması gerekiyor. Denktaş'a destek 5- Denktaş, yaklaşık 1.5 saatlik görüşmemizde ar- tık çözüm zamanının geldiğini söyledi. Denktaş, son günlerde panel, konferans türü konuşmalarda önce dinleyicilere soruyormuş: - Siz ne istiyorsunuz, onu söyleyin? Istemleri sıralamış, çogunu okudu. Kıbnslılann ana- fikrişu: llkeli, tarafların birbirine üstünlük sağlamaya giriş- meyeceği, yeni bir ortaklık kurulsun... Denktaş'a, "Görüşmeden bir şey çıkmaz, zaman kaybetme, bugünkü durum da çözümdür" diyen pek olmamış. Görünen o ki, Denktaş yeni bir adım atmanın art- yapısını olgunlaştınyor. 6- Denktaş'a sormadan edemedim: - Kıbns'ta çok parçalı bir siyasi yapı var. Bu yapıda sizinle ilgili duyguların da ortası yok. Yeni ortaklıga gi- derken KKTC içinde de güven arttıncı öntemler mi ge- rekiyor? Gülümseyip karşılık verdi: - Artık muhalefet de benimle görünüyor. Tabii on- lar doğrudan çözüme giden yolda benimle, ama ol- sun. Bu durum da olumludur. 16 Ocak'taki görüşme sonrasında da tüm siyasi partileri bilgilendireceğim. 7- Başbakan Bülent Ecevit'le ABD Başkanı Geor- ge Bush, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la Gü- ney Kıbns Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides yann çok uzak coğrafyalarda art arda bir araya geliyoriar. Denktaş-Klerides, 4 Aralık 2001 'de bir araya geldi- ğinde temel dilek, kimsenin masadan kalkmamasıy- dı. Bu oldu, arkası geliyor... Ecevit-Bush görüşmesinin halkalarından biri de Kıbns... Bu hafta atılacak adımlar sadece ufku değil, onun ötesini de görmeyi gerektiriyor. Dileğimiz, umut yor- gunluğunun son bulması... ankcum@ttnet.net.tr El Bassam, Ecyad Kalesi ni yıkma kararını savundu Suudiler hedef saptınyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Suudi Arabistan'm Ankara Bü- yükelçisi Muhammed El Bassam, ülkesininEc- yad Kalesi'ni yıkma ka- rannı savunarak, "Bu Suudi Arabistan Kralb- ğı'nı ilgilendiren bir meseledir. Türk medya- sının anlamsız saldınla- n benim için de sürpriz oldu" dedi. Zeugma va- disindeki eserlerinEcyad Kalesi'nden çok daha "tarihi" olduğu değer- lendirmesini yapan Bü- yükelçi, "Türk hükü- meti burada kendi baj- kının menfaatini düşü- nerek baraj inşaatım sürdürmedi mi?" diye konuşru. El Bassam, Türk med- yasından yalnızca Milli Gazete,Vakit,Kanal 7te- levizyonu ile Anadolu Ajansı'nı davet etriği ba- sın toplanhsmda, Ecyad Kalesi'nin yıkunı ile il- gili sorulan yanıtladı. Kale konusunun Suudi Arabistan Kralhğı'nı il- gilendiren bir iç mesele olduğunu öne süren Bü- yükelçi, "Kaleyi aslına uygun olarak başka bir yerde inşa edeceğ^z" sö- zü verdi. Hükümetlerinin "uzun ve sağJam" bır etütyaptıktan sonrakale- yi uygun bir yere taşıma karan aldığını söyleyen El Bassam, "Suudi Ara- bistan hükümeri kaleyi koruma konusunda çok ririz davrandı. Onu aslı- na uygun şekilde yeni- den inşa etmeyi karar- laşürdık" dedi. Medya- yı kale konusunda acele- ci davranmakla suçlayan El Bassam, "Medyayı kişisel çıkarlar için kul- lanmak fayda etmez" dedi. El Bassam, "kişisel çıkarlardan neyi kaste- diyorsunuz?" sorusuna, "Bunu yazanlara sor- mausınız. Ben bile- mem'' yanınnı verdi. Ecyad Kalesi'nin yak- laşık 200 yıllık bir kale olduğunu, çamur ve taş- tan yapılan kalenın o dö- nemde hırsızlara ve çete- lere karşı inşa edildiğini kaydeden El Bassam, "Bu kale sadece 200 yü- lık bir kale. Zeugma va- disindeki eserler çok daha tarihi eserlerdi. Türk hükümeri burada kendi halkının menfa- atini düşünerek baraj inşaatım sürdürdü" de- di. El Bassam, daha son- ra gazetecilere dönerek, "Kişisel merakımdan soruyorum, Sinop Ka- lesi ne durumda? Bir de tznik'teki tarihi eserler ne durumda?" diye sor- dU; Ihale açıldı Bu arada AA'mn ha- berine göre, Londra'da yayunlanan haftalık Middle East Economic Digest (MEED) dergisi- nin haberinde, Suudi Di- yanetîşleri Bakanlığı'nın 530 milyon dolar mu- hammenbedelli uluslara- rası ihaleyle ilgilenen fir- malardan teklif almaya başladığı belirtildi. Suudi gazetesi neler yazmıştı? Ecyad Kalesi'ninyıkıl- masıyla ilgili tartışmalar büyürken, yönetime ya- kın Okaz gazetesindeya- yımlanan başmakalede, "Askeri bir kararla, devTİm adına geçmişini bir gecede silen Türki- ye, Islam mirasını koru- maktan söz edecek son ülke" denilmişti. Maka- lede Atatürk'e de dil uzatılarak, "Atarürk, la- ik Türkiye adına, Tur- kiye'nin miras ve kimü- gini silmeye çalıştı" di- ye yazıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle