Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-|1 OCAK 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK
KARAK7ERI
KARAKTERSIZLK
OLAN
GÖZLÜKLÜ
SAMİ'MN
HARIKULÂDE
KIVIRTiMALARI
EIS1M
IEKMİLİ
Î, KİMSİN
J3£NÎ
, $fcV DA
Dışişleri Bakanı, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin neden terör listesine alınmadığının açıklanmasını istedi
Cem:ABaçıklamayapmalı
El Cİhat Kalesinin yıkımı
Sımdiyönetiım
sözünütutmachANKAR.\(Cumhnri>«tBürosu)-Dışişreri
Bakanı Ismail Cem. Suudi Arabistan
yönetiminin yıktığı EI Cihat Kalesi için
ellerinden geleni yaptıklannı, ancak istenen
sonucu alamadıklannı söyledi. Cem, " Bu ayıbı,
aym sahiplerinin üzerinde bırakacağız'" dedi.
Türkiye, Suudi Arabistan'dan gelecek resmi
yanıta göre izlenecek politikayı belirleyecek.
Diyanet tşleri Başkanı MehmetNuri Yılmaz,
hac ziyaretlerinin iptal edilmesinin sorun
yaratabileceğini, ancak umre ziyaretlerinin iptal
edilmesi için bir toplantı yapacaklannı söyledi.
Suudi yönetiminin, Osmanlı kalesi El Cihat'ın
yıkılmayacağı sözünü vermesine karşın geçen
hafta sonunda yıkmasının yankılan sürüyor.
Dışişleri Bakanı Cem, TBMM'de terorizmin
fınansmanına ilişkin sözleşmenin görüşmeleri
sırasında milletvekillerinin konuyla ilgili
sorulan ûzerine bir açıklama yapn. Konu
hakkında hem Dışişleri BakanlığYmn hem de
diğer ilgili kurumlann ellerinden geleni
yaptıklannı anlatan Cem, "Ancak bunun önûne
geçemedik. Bir yerde sizin gücünüz, bir başka
ülkenin içinde yeteıü olmayabüiyor. Mümkün
olan her şey yapdmışür. Ancak istenen sonuç
ahnmamıştır" dedi. Kalenin yıkılmasında yüz
milyonlarca dolarhk bir otel yapımının etkili
olduğunu belirten Cem, Türkiye'nin konunun
peşini bırakmayacağını bildirdi. Cem şu
göruşleri iletti: "Bunu teşhir etmeye devam
edeceğiz. Bizim dışımızdaki ülke insanlannın da
tarihinin bir parçası olan eserierin yıkılmasma
karşı tutumumuza devam ettireceğiz. Her
aşamada bunu anlatacağız. Bu oiaym ayıbmı,
ayıp sahiplerinin üzerinde bir ayıp olarak
bmıkmaya devam edeceğjz."
ANKARA (CumhuriyetBüro-
su) -Dışişleri Bakanı İsmail Cem,
AB üyeliği konusunda Türki-
ye'nin hedefının "Danimarka'mn
dönem başkaniığı sırasında mü-
zakerelerin başlaülabibnesi için
tarih abnak" olduğunu belirtti.
BM Güvenlik Konseyi'nin terör
örgütü tanımına açıklık getirme-
si gerektiğini söyleyen Cem, te-
rör örgütleri listesi konusunda
AB'den "izahat" beklediklerini
kaydetti.
Edinilen bilgiye göre, AB dö-
nem başkanlığının Ispanya'ya
geçmesi dolayısıyla dün düzen-
lenen yemekte sunuş konuşma-
sı yapan Cem, yeni dönem baş-
kanı Ispanya'dan umutlu olduk-
lanm ve önümüzdeki 6 ayın Tûr-
kiye için çokönemli olduğunu ak-
tardı.
Cem, Türkiye'nin AB üyeliği
ile ilgili hedefınin, "tspanya dö-
nem başkanhğıgragnda azamige-
Kşme göstererek Danimarka dö-
nem başkanbğı sırasında müza-
kerelerin başlatjlabilmesi için ta-
rih almak" olduğunu kaydetti.
AGSP
Cem, Avrupa Güvenlik ve Sa-
vunma Politikası (AGSP) konu-
sunda vanlan uzlaşmanın ardın-
dan, "uzlaşmanın daha geniş bir
kabul görmesi konusunda topun
artıkAB'de olduğunu" ifadeet-
tı.
Bakan Cem, sunuş konuşma-
sının ardından bazı düşüncelen-
ni AB'li diplomatlarla paylaş-
mak istediğinı belirterek PKK ve
DHKP-C gibi terör örgütlennin
AB terör örgütleri listesine dahil
edilmemesi konusunu gündeme
getirdı. BM Güvenlik Konse-
yı'nın 1373 sayılı karannda terör
örgütü tarumuun açık olduğuna
atıfta bulunan Cem, AB'nın te-
rör örgütü tanımına açıklık getir-
mesı ve Türkiye'ye izahatta bu-
lunması gerektiğini söyledi.
Uluslararası güç Trabzon 'da mahsur kaldı*-* -* hava, Afganistan'da ku-
rulan geçici yönetimin korunması için oluşturuian Uhıslararası Güvenlik Yardım Kuvvetfni (İSAF) de etküedi. Aktarma bölgesi olarak
kullanılan Trabzon Havalimanı'na 2 gün önce HoOanda'dan gelen 102 İSAF askeri, olumsuz hava koşullan nedeniyle havaalanında mah-
sur kaJdL 70 Abnan, 30 Hollandah, 2 Avusturyah askerden oluşan ve Trabzon'daki askeri yetkilUerin büyük ilgi gösterdiği İSAF ekibi-
nin, hava koşuDanıun uygun olması halinde bugün Kâbil'e hareket efmesi bekleniyor. (Fotoğraf: AA)
İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Anders Mellbourn: Kavram kargaşası başladı
Terör tarumına açıkhk getirilıneli
TEKtNSÖNMEZ
Son birkaç ay boyunca Isveç Dışişle-
n Bakanı Sayın Ann Lindh ile "terör"
başlıklı bir konuda söyleşi yapmak is-
temıştim. Buistek hemen hemen 11 Ey-
lül sonrası daha da güncelleşti fakat yak-
laşık iki haftalık bır uğraştan sonra ona
ulaşamayacağım ortaya çıktı. Bu arada
aynıkonuda temas kurduğum "The Swe-
dbhhBtiörteoflnternationalAffairs" Di-
rektörü Mr. Anders Mellbourn talebi-
mize olumlu yanıt verdi ve Indepen-
dentNewspapers SouthAfrikamuhabi-
ri rneslektaşım ChristerBlomstrand ile
birhkte bu görüşmeyı gerçekJeştirdik.
The Swedish Institute of Interaati-
onal Affairs" Direktörü Anders Mell-
bourn ile söyleşi:
Sorular: Tekin Sönmez, Christer
Blomstrand
Terör-tsveç-Afganistan- PKK-Pet-
rol..
Meübourn - Soru şöyle ya da böyle,
nasıJ olursa olsun önceden bana ulaşan
konuda söyleşi yapacağımı biliyorum.
Blomstrand - Şu iyı bir başlangıç sa-
nıyorum: 11 Eylül'den sonra, bugün Is-
veç te "terör" ve kavram olarak "tero-
rizm* nasıl görülüyor?
Mellbourn - Sanıyorum ki bunu söy-
lemek zor. Genel bır karşıt mücadele
yöntemi ve öte taraflan yapılan herhan-
gi bır şeyin "terör, terörist* adlandınl-
ması üe ve tabii olarak polıtik şiddet
arasında bir farkın görülebilinmesi zo-
runluluğu hâlâ daha önemını koruyor sa-
nısındayım.
"Terör-terörist" kelünelerinin hoşla-
nıhnayan her şeye karşı kullanılması
doğal olarak uygun düşmez. Her şeye
"terör" tanımı yapılması türünde tehlı-
keh eğilimler var şu sıralarda.
Propaganda ereğiyle betimleme, işa-
retleme anlamında bu kavram, bu keli-
me değişikörgütlerve pohtikpartilerta-
rafından kullanıknaktadır.
Örneğin Rusya'da olanlar... Öte ta-
raftan Türkiye'de olanlar.. aralannda bir
fark var.. Bu tür büyoik farklar her za-
man olur... Şöyle ki Kürt örgütü PKK
için 11 Eylül'den sonra "terörist" denil-
di. Bununla birükte her şeye "terör, te-
rörist" demek çok tehlikeli bir eğüim ol-
sa gerektir.
Fakat Türkiye koşullan için uygun
olan ile dış dünya arasındaki değerlen-
dirmede bir aynm vardır; durum belki
de farklıdır. Sanıyonım ki her şeye "te-
rör" demek tehlikeli.
Fakat şu önemlidir, (prima ch'ila) iyi
yetişmiş insanlara; (slumpmessig ofta ci-
vila) tesadüfı seçilmiş halkkitlelerinekar-
şı denetımsiz, kapsamlı ve anlamsız sık-
ça yapıbnış saldındır; "terör". Çok do-
ğal olarak politik cinayetler de "tero-
rizm"dir. F^cat önemli ve ürkütücü olan;
kontrolü ele geçirmek üzere sistemı he-
defleyen; srvil kitlelerde genel bir güven-
sızlik.. ve endişe ve hoşnutsuzluk yarat-
mayı isteyen, eskimış yöntemlerle mu-
hanfleri kjşkırtmaya davet eden şiddet...
Karşı görüşte olanlan, kapıtahst toplu-
ma yöneltmeyi hedefleyen kışkırtı ve-
ya faşist bir görünrüyle yapılan kışkır-
tı... Ahnan (Hitier) ve Italyan (Musso-
Kni) teronzmi; başlarda sola karşı olan
terorizm falan...
Blomstrand - Bu eskı görüşler, fikir-
ler, bu tür usa vurmalar bugün için çok
tuhaf görünüyor gerçekten.
MeObourn - Sözgenmi bir ide olarak
şu teonyı göstermek olası, herhalde ar-
kasında bır anlam \;
ardır kı genel kitle-
yi şaşırtıcı bilgilerle yönlendirip Irak
hakkında endişe, hoşnutsuzluk yarat-
mak falan... Fakat bunun riski olduğu da
söylenebüir.
Sönmez - Siz, PKK'yi biraz önce ha-
tırladıruz. Türkiye bu örgütü "terörist"
olarak adlandırdı...
Mellbourn-Bunu demek istiyorum ki
11 Eylül'den sonra büyük bir değişme
oldu... Fakat dış dünyanın bu konuda
görüş değıştırdığini sanmıyorum. Dış
dünyanın PKK'ye karşı uyanan tered-
dütlü, şüpheci görüşü sanıyorum 11 Ey-
lül'den sonrası için var. 11 Eylül sonra-
sı özellikle etkileyici bir durum var.
Sönmez- Türkiye'nin "terör" konu-
sunda tsveç'ten daha çok fazla deneyi-
me sahip olduğu söylenebüir mi?
Meflbourn-Busöylenebüir... Çokba-
sit olarak şunu demek istiyorum, İs-
veç'te büyük bir çoğunluk, hâlâ daha
Türkiye'nin resmı politikasının. Kürt-
lere karşı yanlış olduğu görüşüne sa-
hıpler. Fakat bununla birîikte PKK'ye
sempati duymuyorlar. Fakat 20 yıl ön-
ce de Kürtlere karşı sempati vardı; fa-
katPKK'yekarşı yıne sempati yoktu, bel-
ki küçük bir grubun sempatısı vardı.
Sönmez - Hazar Denizi, Kafkaslar,
Rusya. Türkiye. Iran, Afganıstan.. bü-
tün bu coğrafi bölgede petrol ve petrol
yollan var. Suudi Usame bin Ladin Af-
ganistan'da "dhat" ilan etti. Arka plan-
da, petrolü paylaşma ve pazarlama kav-
gası olduğu söylenebilir mi?
Meflbourn-Afganıstan yıllar boyun-
ca süren pek çok uyuşmazlığın kurba-
nı oldu denilebilir.
Sönmez-Petrol yollan üzerinde ve pet-
rol rezervlen üzerinde eskive da) alı bir
egemenlik kavgasının, "Müstiiman Kar-
deşler-Yeşil Hflal" teorisinın Cezavir'den,
Mısır, Iran: Türkıye'nin Afganistan'a
ulaşıp bugünküAfganıstan trajedisini ya-
ratuğı düşünülebiür mı?
Mellbourn- Petrol değil de genel ola-
rak Afganistan, Suudi-Mısır uyuşmaz-
lığını davet etmiştir denilebilir ve Afga-
nistan'dan bu uyuşmazlık yönetilmek
ıstenmiş olabilir...
Sönmez - Bu uyuşmazlık sadece Su-
udi ile Mısır arasında mı? tran ve Irak
yok mu? Petrol Avrupa'yı ılgilendirmı-
yor mu?
Blomstrand-îsveç 'i de ilgilendiriyor.
Mellbourn-11 Eylül'den sonra orta-
ya çıkan hacım çok farklı, çok büyük bir
değişiklik; boyut değışikliği var; inti-
har ederek öldürme hareketleri bir sa-
vaş anlamı içeriyor, USA'ya karşı...
Blomstrand-Ben biraz daha fazla İs-
veç bağlantısına dönmek isteyeceğim.
Neden ve nasıl oluyor da, petrol ve Af-
ganistan konusunda böyle sınırlı bir yo-
rum yapıyorsunuz...
Mellbourn - (Yaklaşık birkaç dakıka
hıçbır şey söylemeden, tümceleri yanm
bıraka bıraka konuşmavı başardı ve so-
nunda dedi kı): Bunlar.. şöyle ki.. apa-
çıktır kı Suudi petrolüne bağımlılıktan
ötürüdür. Egemen olan konu budur. Mer-
kez Asya petrol konusu sonradan gün-
deme geldı...
Blomstrand - Isveç bu konuda neler
yapabilecek?
Mellbourn - Isveç'ın, Afganıstan da
çok kapsamlı biryardım-destek çahşma-
lan vardı ve çok hacimliydi, özellikle sı-
ğınmacı bölgelerde. hayır. bununla bır-
likte Taleban'ın bu ışlenn üstesinden
geleceğı tahmin edılmıyordu.
Blomstrand - Afganistan'a yardım-
destek çalışmalaruıda rol alan gruplar
kimlerden oluşuyor?
Mellbourn - Afganistan Komitesi...
Isveç'teh Afganistan'a angajman ya-
pan tsveçli çekırdek gruplar daha önce-
ki Maocular ve liberaller... Ilginç birbi-
leşim.. kaynağını, kökünü Vietnam'a
destek hareketınden alıyor... Bunlann
içinde Maocular USA karşıtlandır. Vi-
etnam olayında ise So\yet karşıtı bir ha-
reket vardı ve o zaman Maocular ile li-
beraller uyuşuyordu... Şimdi çokilginç
bir durum var Afganistan olayında...
Çok tuhaf bir alyans...
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
GerekçeHemenYazrimab
Anayasa Mahkemesi'nin, AKP Genel Başkanı Tay-
yip Erdoğan'ın, partisinin kurucusu olamayacağını
içeren karan adeta görmezlerin fili tanımlamasına ben-
ziyor. Daha doğrusu, Yüksek Mahkeme'nin önceki
gün akşam âaatlerinde aldığı bıldirilerek kamuoyuna
açiklandığı kfedan ile bu karan herkes işine geldiği gi-
bi yorumlayınca tam bir kavram kanşıklığı ortaya çıkı-
yor.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cısı'nın, Adalet ve Kalkınma Partisı ile ilgili başvurusu-
nu, herhalde gündeminin yoğunluğu nedeni ile bır sü-
re sadece üyelerinin incelemesi aşamasında tutuyor.
Sayın Başsavcı Kanadoğlu'nun geçen hafta kamu-
oyu önünde bu konuda ve ayrıca bir başka parti için
yaptığı başvurunun da sonuçlanmayışı ile ilgili serze-
nışinden sonra da, hem havanın yetennce ısındığı an-
laşılıyor. Ama hem de Yüksek Mahkeme üyelerinin, hiç
değilse başvurulann bır bölümü üzerinde ellerini ça-
buk tutmayı gerekli gördükleri ortaya çık/yor.
Bu nedenle de, önceki gün sadece AKP ile ilgili de-
ğil. aralanndaTürkiye Komünist Partisi, Türkiye Işçi Par-
tisı'nın de bulunduğu ötekılerin çoğu sadece birer lev-
ha partisi olan bır dizi sıyasal partı ile ilgili mekaniz-
manın tamamlandığı ortaya çıkıyor.
Anayasanın, milletvekili seçilme yeterfiğini belirieyen
76. maddesi bugünkü hali ile yürürlukte olduğu ve yi-
ne Siyasi Partiler Yasası'nın 8 ve 11. maddeleri geçer-
liğıni koruduğu sürece, Türk Ceza Yasası'nın 312.
maddesine göre hüküm giymış bir kişinın TBMM üye-
lığine elbette Anayasa Mahkemesi bile yeşil ışık ya-
kamazdı.
"Elbette" diyoruz ama, hemen eklemek gerekiyor
ki, Tayyıp Erdogan hakkındaki karan Yüksek Mahke-
me 5'e karşı 6 oy ile almıştır. Böylece ortada başsav-
cının başvurusunu haklı ve yerinde gören bir karar
vardır; ama kimi hukukçular bu tek sayı farkla alınan
hükmü zayrf çoğunluk nedeni ile eleştireceklerdir.
Sade üye bile olamaz...
Ustelık mahkemenın başkanvekili tarafından önce-
ki akşam ustü basına açıklanan şekli ile, mahkeme-
nin karan eski deyim ile "muğlak" yanı anlaşılmaz bır
şekılde kaleme alınmıştır. Anayasa Mahkemesi, bir
yandan Erdoğan'ın, TCY'nin 312/2. maddesi uyann-
ca hüküm giydiğini dikkate alarak kendisinin milletve-
kili secilemeyeceğini, dolayısıyla da bir partinin kuru-
cusu ve aynı yoldan da genel başkanı olamayacağını
hükme bağladığ4nı açıklıyor. Öteyandan Tayyıp Bey'ift,
"Madem öyfe ben de kurvcu üyelikten aynlır, sade bir
yurttaş olarakAKP'ye katılır, genel başkanlık ıçın aday-
lığımı koyanm" şeklindeki sözlerine, oncekı akşam
verdiğı karar da bıraktığı boşluk nedeni ile adeta ye-
şil ışık yakmış gibi oluyor. Ya da en azından "Bu ko-
nuda ben söyleyeceğımı söyledim. Gerisini isteyen
tartışsın" diyor.
Oysa bana göre, milletvekili seçilme yeterliğini yi-
tirmiş bır yurttaşın başka hangi yollan denerse dene-
sin, özellıkle TBMM'de grubu bulunan bir siyasi par-
tıde değil yönetici, üye bile olması. hele hele genel baş-
kanlık görevini üstlenmesı imkânsızdır.
Çünkü Siyasi Partiler Yasası'na göre, pariamento-
da temsil edilen bir partinin genel başkanı, şayet mil-
letvekili değilse bile parti grubuna katılabilmekte. söz
alarak gorüşmelere iştirak etmektedir Dahası TBMM'de
kendisine özel makam odası verilmektedır.
Dolayısıyla milletvekili seçilme ehliyetıni yitirmiş bır
kımsenin, bir siyasal partiye genel başkan hatta sade
üye bıie olması söz konusu değildır. Dunkü bazı ga-
zetelere yaptığı açıklamalarda, Erdoğan'ın aksi görüş
sahibi olduğu anlaşılıyor. Tayyip Bey kuruculuktan çı-
kanlacak, ama kendisi AKP'ye başvurarak doğal üye-
lik isteyecek. Daha sonra da genel başkanlığa aday-
lığını koyacak, kurucular kurulunca yeniden bu göre-
ve getırilecektir. Oyle sanınm ki, bu düşünce hukuka
karşı bir hile arayışı olarak karşılanacağı için, Cumhu-
riyet Başsavcısı'nı yeniden harekete geçirtir. Hatta
başsavcıyı beklemeden bazı AKP yönetıcıleri. hukuk-
la savaşı zaman yıtinnek olarak değeriendirerek Erdo-
ğan'a, üç yıllık bekleme süresinin dolmasını, ondan son-
rayasaklanmış haklarının geri verilmesıni istemesi ge-
rekeceğini anımsatacaklardır.
AKP bölünebilir...
Tayyıp Erdoğan'ın ve onun gibi düşünenlerın dire-
nişlerinin AKP'yi bir bölünme kavşağına getireceği
söylenilebilir. Anayasa Mahkemesi'nin tüm üyelerine
şimdi önemli bir görev düşuyor: Bir an önce AKP ile
ilgili gerekçeli karan yazmak. Çoğunluktaki üyeler ge-
rekçelerinde, Erdoğan'ın nıçin bır partiye kurucu hat-
ta sade üye olamayacağını etraflıca anlatırken genel
başkanlık durumunu da aydınlığa çıkanmalıdırlar.
Oteki 5 üye ise, bu karara niçin katılmadıklannın
dayanaklannı ortaya koymalıdırlar.
Gerekçeli karar, bizim anayasa hukuk tarihimiz için
olduğu kadar AKP'nin saflan altında toplanmış insan-
lann gelecekJeri açısından da yaşamsal bir önem ta-
şıdığı için bir^n önce hazırlanmalıdır.
Yüksek Mahkeme üyeleri de elbette, "geciken ada-
letin adalet olmayacağı" ilkesini, sade yurttaşlar gibi
bilmektedir.
Faks:0212-677 07 62
obirgrt(5 e-kolay.net
Türkiye-Avrupa Vakfı
Kıbrısh TüıMere
destek mesajı
tstanbul Haber Ser-
visi - Türkiye-A\Tupa
Vakfı. Kıbnsh Türkle-
rin, Türk kimliğini du-
yurmak üzere gerçek-
leştırdiğı"nOcakMil-
lennium Yürüyüşü"nü
destekleme karan aldı.
Türkiye-Avrupa Vak-
fı Yönetim Kurulu Baş-
kanı Ziya Müezdnoğtu,
11 Ocak Mıllennium
Yürüyüşü Komitesi'ne
destek mesajı gönder-
di. Müezzinoglu'nun
Girne American Uni-
versity Rektörü Prof.
Dr. 1. Kaya Özkın'a
gönderdığı mesajda şu
ifadeleryeraldı: "Kıb-
nstaki Türk toplumu-
nun kültürü, değerleri
ve siyasi iradesiyle ayn
bir varuk olduğunu
dümada bir kez daha
duyurmak üzere dü-
zenlediğiniz 11 Ocak
>lillennium Yürüvii-
şü'nü vürekten destek-
liyoruz. Girişimin ada-
daki Türk kimüğinin
yansıtılmasma önemli
katkıda bulunacağma
inamyoruz. Bu nıunase-
betJe Kıbns sorununa
çözûm ara\ışuun yeni-
den gündemegeldiği bir
dönemde, konunun baş-
ka etkinliklerle de ele
ahnarak değeriendiril-
mesinin yararfa olaca-
ğuu gördüğümüzü be-
Brtryor ve Türki>r
e-Av-
rupa Vakfı olarak bu
amaçla isbirliğinde bu-
lunmayıdüşünüyoruzT