18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-|1 OCAK 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK KARAK7ERI KARAKTERSIZLK OLAN GÖZLÜKLÜ SAMİ'MN HARIKULÂDE KIVIRTiMALARI EIS1M IEKMİLİ Î, KİMSİN J3£NÎ , $fcV DA Dışişleri Bakanı, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin neden terör listesine alınmadığının açıklanmasını istedi Cem:ABaçıklamayapmalı El Cİhat Kalesinin yıkımı Sımdiyönetiım sözünütutmachANKAR.\(Cumhnri>«tBürosu)-Dışişreri Bakanı Ismail Cem. Suudi Arabistan yönetiminin yıktığı EI Cihat Kalesi için ellerinden geleni yaptıklannı, ancak istenen sonucu alamadıklannı söyledi. Cem, " Bu ayıbı, aym sahiplerinin üzerinde bırakacağız'" dedi. Türkiye, Suudi Arabistan'dan gelecek resmi yanıta göre izlenecek politikayı belirleyecek. Diyanet tşleri Başkanı MehmetNuri Yılmaz, hac ziyaretlerinin iptal edilmesinin sorun yaratabileceğini, ancak umre ziyaretlerinin iptal edilmesi için bir toplantı yapacaklannı söyledi. Suudi yönetiminin, Osmanlı kalesi El Cihat'ın yıkılmayacağı sözünü vermesine karşın geçen hafta sonunda yıkmasının yankılan sürüyor. Dışişleri Bakanı Cem, TBMM'de terorizmin fınansmanına ilişkin sözleşmenin görüşmeleri sırasında milletvekillerinin konuyla ilgili sorulan ûzerine bir açıklama yapn. Konu hakkında hem Dışişleri BakanlığYmn hem de diğer ilgili kurumlann ellerinden geleni yaptıklannı anlatan Cem, "Ancak bunun önûne geçemedik. Bir yerde sizin gücünüz, bir başka ülkenin içinde yeteıü olmayabüiyor. Mümkün olan her şey yapdmışür. Ancak istenen sonuç ahnmamıştır" dedi. Kalenin yıkılmasında yüz milyonlarca dolarhk bir otel yapımının etkili olduğunu belirten Cem, Türkiye'nin konunun peşini bırakmayacağını bildirdi. Cem şu göruşleri iletti: "Bunu teşhir etmeye devam edeceğiz. Bizim dışımızdaki ülke insanlannın da tarihinin bir parçası olan eserierin yıkılmasma karşı tutumumuza devam ettireceğiz. Her aşamada bunu anlatacağız. Bu oiaym ayıbmı, ayıp sahiplerinin üzerinde bir ayıp olarak bmıkmaya devam edeceğjz." ANKARA (CumhuriyetBüro- su) -Dışişleri Bakanı İsmail Cem, AB üyeliği konusunda Türki- ye'nin hedefının "Danimarka'mn dönem başkaniığı sırasında mü- zakerelerin başlaülabibnesi için tarih abnak" olduğunu belirtti. BM Güvenlik Konseyi'nin terör örgütü tanımına açıklık getirme- si gerektiğini söyleyen Cem, te- rör örgütleri listesi konusunda AB'den "izahat" beklediklerini kaydetti. Edinilen bilgiye göre, AB dö- nem başkanlığının Ispanya'ya geçmesi dolayısıyla dün düzen- lenen yemekte sunuş konuşma- sı yapan Cem, yeni dönem baş- kanı Ispanya'dan umutlu olduk- lanm ve önümüzdeki 6 ayın Tûr- kiye için çokönemli olduğunu ak- tardı. Cem, Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili hedefınin, "tspanya dö- nem başkanhğıgragnda azamige- Kşme göstererek Danimarka dö- nem başkanbğı sırasında müza- kerelerin başlatjlabilmesi için ta- rih almak" olduğunu kaydetti. AGSP Cem, Avrupa Güvenlik ve Sa- vunma Politikası (AGSP) konu- sunda vanlan uzlaşmanın ardın- dan, "uzlaşmanın daha geniş bir kabul görmesi konusunda topun artıkAB'de olduğunu" ifadeet- tı. Bakan Cem, sunuş konuşma- sının ardından bazı düşüncelen- ni AB'li diplomatlarla paylaş- mak istediğinı belirterek PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlennin AB terör örgütleri listesine dahil edilmemesi konusunu gündeme getirdı. BM Güvenlik Konse- yı'nın 1373 sayılı karannda terör örgütü tarumuun açık olduğuna atıfta bulunan Cem, AB'nın te- rör örgütü tanımına açıklık getir- mesı ve Türkiye'ye izahatta bu- lunması gerektiğini söyledi. Uluslararası güç Trabzon 'da mahsur kaldı*-* -* hava, Afganistan'da ku- rulan geçici yönetimin korunması için oluşturuian Uhıslararası Güvenlik Yardım Kuvvetfni (İSAF) de etküedi. Aktarma bölgesi olarak kullanılan Trabzon Havalimanı'na 2 gün önce HoOanda'dan gelen 102 İSAF askeri, olumsuz hava koşullan nedeniyle havaalanında mah- sur kaJdL 70 Abnan, 30 Hollandah, 2 Avusturyah askerden oluşan ve Trabzon'daki askeri yetkilUerin büyük ilgi gösterdiği İSAF ekibi- nin, hava koşuDanıun uygun olması halinde bugün Kâbil'e hareket efmesi bekleniyor. (Fotoğraf: AA) İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Anders Mellbourn: Kavram kargaşası başladı Terör tarumına açıkhk getirilıneli TEKtNSÖNMEZ Son birkaç ay boyunca Isveç Dışişle- n Bakanı Sayın Ann Lindh ile "terör" başlıklı bir konuda söyleşi yapmak is- temıştim. Buistek hemen hemen 11 Ey- lül sonrası daha da güncelleşti fakat yak- laşık iki haftalık bır uğraştan sonra ona ulaşamayacağım ortaya çıktı. Bu arada aynıkonuda temas kurduğum "The Swe- dbhhBtiörteoflnternationalAffairs" Di- rektörü Mr. Anders Mellbourn talebi- mize olumlu yanıt verdi ve Indepen- dentNewspapers SouthAfrikamuhabi- ri rneslektaşım ChristerBlomstrand ile birhkte bu görüşmeyı gerçekJeştirdik. The Swedish Institute of Interaati- onal Affairs" Direktörü Anders Mell- bourn ile söyleşi: Sorular: Tekin Sönmez, Christer Blomstrand Terör-tsveç-Afganistan- PKK-Pet- rol.. Meübourn - Soru şöyle ya da böyle, nasıJ olursa olsun önceden bana ulaşan konuda söyleşi yapacağımı biliyorum. Blomstrand - Şu iyı bir başlangıç sa- nıyorum: 11 Eylül'den sonra, bugün Is- veç te "terör" ve kavram olarak "tero- rizm* nasıl görülüyor? Mellbourn - Sanıyorum ki bunu söy- lemek zor. Genel bır karşıt mücadele yöntemi ve öte taraflan yapılan herhan- gi bır şeyin "terör, terörist* adlandınl- ması üe ve tabii olarak polıtik şiddet arasında bir farkın görülebilinmesi zo- runluluğu hâlâ daha önemını koruyor sa- nısındayım. "Terör-terörist" kelünelerinin hoşla- nıhnayan her şeye karşı kullanılması doğal olarak uygun düşmez. Her şeye "terör" tanımı yapılması türünde tehlı- keh eğilimler var şu sıralarda. Propaganda ereğiyle betimleme, işa- retleme anlamında bu kavram, bu keli- me değişikörgütlerve pohtikpartilerta- rafından kullanıknaktadır. Örneğin Rusya'da olanlar... Öte ta- raftan Türkiye'de olanlar.. aralannda bir fark var.. Bu tür büyoik farklar her za- man olur... Şöyle ki Kürt örgütü PKK için 11 Eylül'den sonra "terörist" denil- di. Bununla birükte her şeye "terör, te- rörist" demek çok tehlikeli bir eğüim ol- sa gerektir. Fakat Türkiye koşullan için uygun olan ile dış dünya arasındaki değerlen- dirmede bir aynm vardır; durum belki de farklıdır. Sanıyonım ki her şeye "te- rör" demek tehlikeli. Fakat şu önemlidir, (prima ch'ila) iyi yetişmiş insanlara; (slumpmessig ofta ci- vila) tesadüfı seçilmiş halkkitlelerinekar- şı denetımsiz, kapsamlı ve anlamsız sık- ça yapıbnış saldındır; "terör". Çok do- ğal olarak politik cinayetler de "tero- rizm"dir. F^cat önemli ve ürkütücü olan; kontrolü ele geçirmek üzere sistemı he- defleyen; srvil kitlelerde genel bir güven- sızlik.. ve endişe ve hoşnutsuzluk yarat- mayı isteyen, eskimış yöntemlerle mu- hanfleri kjşkırtmaya davet eden şiddet... Karşı görüşte olanlan, kapıtahst toplu- ma yöneltmeyi hedefleyen kışkırtı ve- ya faşist bir görünrüyle yapılan kışkır- tı... Ahnan (Hitier) ve Italyan (Musso- Kni) teronzmi; başlarda sola karşı olan terorizm falan... Blomstrand - Bu eskı görüşler, fikir- ler, bu tür usa vurmalar bugün için çok tuhaf görünüyor gerçekten. MeObourn - Sözgenmi bir ide olarak şu teonyı göstermek olası, herhalde ar- kasında bır anlam \; ardır kı genel kitle- yi şaşırtıcı bilgilerle yönlendirip Irak hakkında endişe, hoşnutsuzluk yarat- mak falan... Fakat bunun riski olduğu da söylenebüir. Sönmez - Siz, PKK'yi biraz önce ha- tırladıruz. Türkiye bu örgütü "terörist" olarak adlandırdı... Mellbourn-Bunu demek istiyorum ki 11 Eylül'den sonra büyük bir değişme oldu... Fakat dış dünyanın bu konuda görüş değıştırdığini sanmıyorum. Dış dünyanın PKK'ye karşı uyanan tered- dütlü, şüpheci görüşü sanıyorum 11 Ey- lül'den sonrası için var. 11 Eylül sonra- sı özellikle etkileyici bir durum var. Sönmez- Türkiye'nin "terör" konu- sunda tsveç'ten daha çok fazla deneyi- me sahip olduğu söylenebüir mi? Meflbourn-Busöylenebüir... Çokba- sit olarak şunu demek istiyorum, İs- veç'te büyük bir çoğunluk, hâlâ daha Türkiye'nin resmı politikasının. Kürt- lere karşı yanlış olduğu görüşüne sa- hıpler. Fakat bununla birîikte PKK'ye sempati duymuyorlar. Fakat 20 yıl ön- ce de Kürtlere karşı sempati vardı; fa- katPKK'yekarşı yıne sempati yoktu, bel- ki küçük bir grubun sempatısı vardı. Sönmez - Hazar Denizi, Kafkaslar, Rusya. Türkiye. Iran, Afganıstan.. bü- tün bu coğrafi bölgede petrol ve petrol yollan var. Suudi Usame bin Ladin Af- ganistan'da "dhat" ilan etti. Arka plan- da, petrolü paylaşma ve pazarlama kav- gası olduğu söylenebilir mi? Meflbourn-Afganıstan yıllar boyun- ca süren pek çok uyuşmazlığın kurba- nı oldu denilebilir. Sönmez-Petrol yollan üzerinde ve pet- rol rezervlen üzerinde eskive da) alı bir egemenlik kavgasının, "Müstiiman Kar- deşler-Yeşil Hflal" teorisinın Cezavir'den, Mısır, Iran: Türkıye'nin Afganistan'a ulaşıp bugünküAfganıstan trajedisini ya- ratuğı düşünülebiür mı? Mellbourn- Petrol değil de genel ola- rak Afganistan, Suudi-Mısır uyuşmaz- lığını davet etmiştir denilebilir ve Afga- nistan'dan bu uyuşmazlık yönetilmek ıstenmiş olabilir... Sönmez - Bu uyuşmazlık sadece Su- udi ile Mısır arasında mı? tran ve Irak yok mu? Petrol Avrupa'yı ılgilendirmı- yor mu? Blomstrand-îsveç 'i de ilgilendiriyor. Mellbourn-11 Eylül'den sonra orta- ya çıkan hacım çok farklı, çok büyük bir değişiklik; boyut değışikliği var; inti- har ederek öldürme hareketleri bir sa- vaş anlamı içeriyor, USA'ya karşı... Blomstrand-Ben biraz daha fazla İs- veç bağlantısına dönmek isteyeceğim. Neden ve nasıl oluyor da, petrol ve Af- ganistan konusunda böyle sınırlı bir yo- rum yapıyorsunuz... Mellbourn - (Yaklaşık birkaç dakıka hıçbır şey söylemeden, tümceleri yanm bıraka bıraka konuşmavı başardı ve so- nunda dedi kı): Bunlar.. şöyle ki.. apa- çıktır kı Suudi petrolüne bağımlılıktan ötürüdür. Egemen olan konu budur. Mer- kez Asya petrol konusu sonradan gün- deme geldı... Blomstrand - Isveç bu konuda neler yapabilecek? Mellbourn - Isveç'ın, Afganıstan da çok kapsamlı biryardım-destek çahşma- lan vardı ve çok hacimliydi, özellikle sı- ğınmacı bölgelerde. hayır. bununla bır- likte Taleban'ın bu ışlenn üstesinden geleceğı tahmin edılmıyordu. Blomstrand - Afganistan'a yardım- destek çalışmalaruıda rol alan gruplar kimlerden oluşuyor? Mellbourn - Afganistan Komitesi... Isveç'teh Afganistan'a angajman ya- pan tsveçli çekırdek gruplar daha önce- ki Maocular ve liberaller... Ilginç birbi- leşim.. kaynağını, kökünü Vietnam'a destek hareketınden alıyor... Bunlann içinde Maocular USA karşıtlandır. Vi- etnam olayında ise So\yet karşıtı bir ha- reket vardı ve o zaman Maocular ile li- beraller uyuşuyordu... Şimdi çokilginç bir durum var Afganistan olayında... Çok tuhaf bir alyans... DUZYAZI ORHAN BtRGtT GerekçeHemenYazrimab Anayasa Mahkemesi'nin, AKP Genel Başkanı Tay- yip Erdoğan'ın, partisinin kurucusu olamayacağını içeren karan adeta görmezlerin fili tanımlamasına ben- ziyor. Daha doğrusu, Yüksek Mahkeme'nin önceki gün akşam âaatlerinde aldığı bıldirilerek kamuoyuna açiklandığı kfedan ile bu karan herkes işine geldiği gi- bi yorumlayınca tam bir kavram kanşıklığı ortaya çıkı- yor. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cısı'nın, Adalet ve Kalkınma Partisı ile ilgili başvurusu- nu, herhalde gündeminin yoğunluğu nedeni ile bır sü- re sadece üyelerinin incelemesi aşamasında tutuyor. Sayın Başsavcı Kanadoğlu'nun geçen hafta kamu- oyu önünde bu konuda ve ayrıca bir başka parti için yaptığı başvurunun da sonuçlanmayışı ile ilgili serze- nışinden sonra da, hem havanın yetennce ısındığı an- laşılıyor. Ama hem de Yüksek Mahkeme üyelerinin, hiç değilse başvurulann bır bölümü üzerinde ellerini ça- buk tutmayı gerekli gördükleri ortaya çık/yor. Bu nedenle de, önceki gün sadece AKP ile ilgili de- ğil. aralanndaTürkiye Komünist Partisi, Türkiye Işçi Par- tisı'nın de bulunduğu ötekılerin çoğu sadece birer lev- ha partisi olan bır dizi sıyasal partı ile ilgili mekaniz- manın tamamlandığı ortaya çıkıyor. Anayasanın, milletvekili seçilme yeterfiğini belirieyen 76. maddesi bugünkü hali ile yürürlukte olduğu ve yi- ne Siyasi Partiler Yasası'nın 8 ve 11. maddeleri geçer- liğıni koruduğu sürece, Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesine göre hüküm giymış bir kişinın TBMM üye- lığine elbette Anayasa Mahkemesi bile yeşil ışık ya- kamazdı. "Elbette" diyoruz ama, hemen eklemek gerekiyor ki, Tayyıp Erdogan hakkındaki karan Yüksek Mahke- me 5'e karşı 6 oy ile almıştır. Böylece ortada başsav- cının başvurusunu haklı ve yerinde gören bir karar vardır; ama kimi hukukçular bu tek sayı farkla alınan hükmü zayrf çoğunluk nedeni ile eleştireceklerdir. Sade üye bile olamaz... Ustelık mahkemenın başkanvekili tarafından önce- ki akşam ustü basına açıklanan şekli ile, mahkeme- nin karan eski deyim ile "muğlak" yanı anlaşılmaz bır şekılde kaleme alınmıştır. Anayasa Mahkemesi, bir yandan Erdoğan'ın, TCY'nin 312/2. maddesi uyann- ca hüküm giydiğini dikkate alarak kendisinin milletve- kili secilemeyeceğini, dolayısıyla da bir partinin kuru- cusu ve aynı yoldan da genel başkanı olamayacağını hükme bağladığ4nı açıklıyor. Öteyandan Tayyıp Bey'ift, "Madem öyfe ben de kurvcu üyelikten aynlır, sade bir yurttaş olarakAKP'ye katılır, genel başkanlık ıçın aday- lığımı koyanm" şeklindeki sözlerine, oncekı akşam verdiğı karar da bıraktığı boşluk nedeni ile adeta ye- şil ışık yakmış gibi oluyor. Ya da en azından "Bu ko- nuda ben söyleyeceğımı söyledim. Gerisini isteyen tartışsın" diyor. Oysa bana göre, milletvekili seçilme yeterliğini yi- tirmiş bır yurttaşın başka hangi yollan denerse dene- sin, özellıkle TBMM'de grubu bulunan bir siyasi par- tıde değil yönetici, üye bile olması. hele hele genel baş- kanlık görevini üstlenmesı imkânsızdır. Çünkü Siyasi Partiler Yasası'na göre, pariamento- da temsil edilen bir partinin genel başkanı, şayet mil- letvekili değilse bile parti grubuna katılabilmekte. söz alarak gorüşmelere iştirak etmektedir Dahası TBMM'de kendisine özel makam odası verilmektedır. Dolayısıyla milletvekili seçilme ehliyetıni yitirmiş bır kımsenin, bir siyasal partiye genel başkan hatta sade üye bıie olması söz konusu değildır. Dunkü bazı ga- zetelere yaptığı açıklamalarda, Erdoğan'ın aksi görüş sahibi olduğu anlaşılıyor. Tayyip Bey kuruculuktan çı- kanlacak, ama kendisi AKP'ye başvurarak doğal üye- lik isteyecek. Daha sonra da genel başkanlığa aday- lığını koyacak, kurucular kurulunca yeniden bu göre- ve getırilecektir. Oyle sanınm ki, bu düşünce hukuka karşı bir hile arayışı olarak karşılanacağı için, Cumhu- riyet Başsavcısı'nı yeniden harekete geçirtir. Hatta başsavcıyı beklemeden bazı AKP yönetıcıleri. hukuk- la savaşı zaman yıtinnek olarak değeriendirerek Erdo- ğan'a, üç yıllık bekleme süresinin dolmasını, ondan son- rayasaklanmış haklarının geri verilmesıni istemesi ge- rekeceğini anımsatacaklardır. AKP bölünebilir... Tayyıp Erdoğan'ın ve onun gibi düşünenlerın dire- nişlerinin AKP'yi bir bölünme kavşağına getireceği söylenilebilir. Anayasa Mahkemesi'nin tüm üyelerine şimdi önemli bir görev düşuyor: Bir an önce AKP ile ilgili gerekçeli karan yazmak. Çoğunluktaki üyeler ge- rekçelerinde, Erdoğan'ın nıçin bır partiye kurucu hat- ta sade üye olamayacağını etraflıca anlatırken genel başkanlık durumunu da aydınlığa çıkanmalıdırlar. Oteki 5 üye ise, bu karara niçin katılmadıklannın dayanaklannı ortaya koymalıdırlar. Gerekçeli karar, bizim anayasa hukuk tarihimiz için olduğu kadar AKP'nin saflan altında toplanmış insan- lann gelecekJeri açısından da yaşamsal bir önem ta- şıdığı için bir^n önce hazırlanmalıdır. Yüksek Mahkeme üyeleri de elbette, "geciken ada- letin adalet olmayacağı" ilkesini, sade yurttaşlar gibi bilmektedir. Faks:0212-677 07 62 obirgrt(5 e-kolay.net Türkiye-Avrupa Vakfı Kıbrısh TüıMere destek mesajı tstanbul Haber Ser- visi - Türkiye-A\Tupa Vakfı. Kıbnsh Türkle- rin, Türk kimliğini du- yurmak üzere gerçek- leştırdiğı"nOcakMil- lennium Yürüyüşü"nü destekleme karan aldı. Türkiye-Avrupa Vak- fı Yönetim Kurulu Baş- kanı Ziya Müezdnoğtu, 11 Ocak Mıllennium Yürüyüşü Komitesi'ne destek mesajı gönder- di. Müezzinoglu'nun Girne American Uni- versity Rektörü Prof. Dr. 1. Kaya Özkın'a gönderdığı mesajda şu ifadeleryeraldı: "Kıb- nstaki Türk toplumu- nun kültürü, değerleri ve siyasi iradesiyle ayn bir varuk olduğunu dümada bir kez daha duyurmak üzere dü- zenlediğiniz 11 Ocak >lillennium Yürüvii- şü'nü vürekten destek- liyoruz. Girişimin ada- daki Türk kimüğinin yansıtılmasma önemli katkıda bulunacağma inamyoruz. Bu nıunase- betJe Kıbns sorununa çözûm ara\ışuun yeni- den gündemegeldiği bir dönemde, konunun baş- ka etkinliklerle de ele ahnarak değeriendiril- mesinin yararfa olaca- ğuu gördüğümüzü be- Brtryor ve Türki>r e-Av- rupa Vakfı olarak bu amaçla isbirliğinde bu- lunmayıdüşünüyoruzT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle