25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK2002CUM>! V » EGITIM TBMM'de görüşülmesi beklenen YÖK Yasa Tasansı'na herkes karşı ÖÖÖğretimparamerkezliYUSUFOZKAN tZSJÎR- TBMM Plan ve Bütçe Ko- znisyonu'nda görüşülmesi beklenen YÖK Yasa Tasansı'nın üniversitele- ri "ticarethane''ye dönüşrüreceğini vuıgulayan öğrenciler ve öğretim gö- revliJen. ''Bu düşünceye göre eğjtim; öğrenti merkezli değfl, para merkez- li olacak, "hıçbir nedenJe hiçbır bire- yin eğitim süreci dışında bırakılma- ması' ilkesi ortadan kaldınlacakür" dediler. Öğrencıler, tasanya karşı top- ladıklan imzalan TBMM'ye gönde- riyor. 6 Şubat 2001 tarihinde Başbakan Bülent Eeevit'e sunulan raporda öğ- renci harçlannın arttınlmasının is- • YÖK Yasa Tasansı'nın üniversiteleri "ticarethane"ye dönüştüreceğini vurgulayan öğrenciler ve öğretim görevlileri, "Bu düşünceye göre eğitim; öğrenci merkezli değil, para merkezli olacak, 'hiçbir nedenle hiçbir bireyin eğitim süreci dışmda bırakılmaması' ilkesi ortadan kaldınlacaktır" dediler. Öğrenciler, tasanya karşı topladıklan imzalan TBMM'ye gönderiyor. tenmesinin ardından, hükümetin ha- ne getirilmesi ve rektörlerin mali ko- vurguJayan Mavioğlu şunlan söyle- zırladığı YÖK Yasa Tasansı, yoğun tepki çekiyor. Izmir Üniversiteleri Öğretim Ele- manlan Derneği (ÎZÜNpER) Baş- kanı Yardımcı Doç. Dr. Ömür Mavi- oğlu, rektörlerin hazırladığı raporda, yaklaşık 160 dolar olan öğrenci harç oranlannın ortalama 650 dolara yük- seltilmesi, kamu üniversitelerinde pa- ralı öğrencilere yer verilmesi, üniver- sitelere sağlanan kamu kaynaklan ye- rine, üniversitelerin ticarethane hali- nularda da tek yetkili olmasının isten- diğini anımsattı. Mavioğlu, bu rapo- run ülkedela oransız gelir dağılımı düşünülmeksizin yasama organlarına sunulmasını eleştirdi. Eğitinı bir haktır Tasannın yükseköğretime olan ta- lebin ekonomik gücü yüksek toplum kesimlerinden geldığını, bu nedenle yükseköğretimin paralı olması ge- rektiği öngörüsüyle hazırlandığım di: "Bu düşünceye göre eğitim; öğ- renci merkezli degiL para merkezli olacak, "hiçbir nedenle hiçbir bireyin eğitim süreci dışında bırakılmaması' ilkesi ortadan kaldınlacakör. Tasan- da var olan burs, kısmi burs gibi kav- ramlaraçık değüdir. Eğrtibniş, nfteük- ü bireyler arasında işsidiğin korkunç boyutlarda arttığj bu dönemde, ölüm ya da nıaluhyet dışında kurtuluşu ol- mayan bursgeri ödemeleri tarüşılma- hdır. Eğitim bir hakür, bu hakkı kıü- lanarak cumhuriyet üniversitelerin- de makam ve yetfci sahibi otmuş olan Idşilerin köle ve asiller sınıfi yaratma çabalannıkınıyor,anayasamızaaykı- n olan bu tasannın geri çekilmesi ve 12 Eylül yasası oJan YÖK Vasasj'nın bir an önce değjştirflmesi gerektigini düsünüyoruz.'' Bu arada Dokuz Eylül Üniversite- sı (DEÜ) Eğitim Fakültesi'ndeki bir grup öğrenci de tasannın geri çekil- mesi amacıyla imza kampanyası baş- lattı. Toplanan imzalann TBMM'ye göndenieceğini belirten öğrenciler, "Üniveratelerve üniversiteeğfömi bir ülkenin ayduuhğı, geieceği ve varfak koşuludur. Paralıeğitimistemiyoruz" dediler. Alternatif yaklaşım: Koçluk ALPERİZBUL Alternatif bir öğrenme sistemi olan, bir çeşit danışmanlık diye tanımlanan "koç- hık" sektörii, Türkiye'de de yaygınlaşma- ya başladı. ABD ve Avrupa'da 1988'den ben hızla gelişen. hatta 'en hızn getişen sekförter' arasında gösterilen "koçluk", 'klasik eğitim aniayışma stykm ve karşı* oJarak nıteleniyor. ABD'de veA\Tupa'da yaygm olarakhiz- met veren danışmanlık sistemi 'koçluk', uz- man bir eğitimci olan MeBh Ykkanetj ta- rafından Türkiye'de de başlatıldı. 'Aile Koçluğu' başlığı altında hizmet vereceği- ni anlatan Yalçıneli, "Koçluk bir danış- manlık hizmeddir. Yeme-içme ahşkanhk- lanndan kariyer danısmarüığuıa dek be- men her alanda verüebilir" dedi. Koçlu- ğun kJasik bir eğitim olmadığını, dayatma- lariçermedığini ıfade eden YâJçıneli, "Ama- amızbireyteresorunlannı tanımlayıp bun- lara çözüm bulmak değil, keodi sorunla- ruu. ihtiyaçlannı kendilerinin tanunlayıp çözümlerikendilerininbulmasına yardnn- a otaıak" diye konuştu. ABD 'de ve Avru- pa'da söz konusu hizmetin telefonla bile verildiğini kaydeden Yalçıne- li, söz konusu sek- töriin eğitim veda- nışmanlık alanın- da bir devrim ola- rak algılanması ge- rektiğini söyledi. Hedeflerinin aile- lerdeki çocuklarile gençler olduğunu düşündüğünü be- lirten Yalçıneli şöyle devam etti: "Haftada bir gün çocuklar(a,a>dabrrgiindeebevBvnleriegö- ntşmevapacağız. Bu süredegençleresorun- larnu,gereksinimierini veyaşanu tanımla- malan konusunda varduncı olacağız. An- cak bizûn yapoğunız iş psikologlukla ya da özel dersle kanşbnlmamab. Çünkü as- la bir boca ya da bir doktor değil sadece arkadaş olacağız." Birçok sektörde olduğu gibi koçluk sek- törânün de kolay para kazanmak isteyen- lenn dikkatini çekeceğini belirten Yalçı- adı, "Önemli olan bu işin egitimini alnuş insaniaria çalışmaknr" dedi. Dünyada bu işi\apanlann "HuslararasıKoçFederas- yoou* çatısı altında örgütlendiklerini an- latan Yalçıneli, federasyonla ilgili bilgile- rir •k www.coachfederation.org" adresin- deı alınabileceğini söyledi. P-ABD'deve Avmpa'dayaygm olarak hizmet veren dantşmanhk sistemi'koçluk', uzmanbireğitimd ohnMdih Yalçıneli tarafindan Türkiye'dede başlatüdi. yalçmeli 'Aüe Koçluğu'başhğı alanda hizmet vereceğinisöyledi IşçiPartisVnden cezaya tepki Işçi Partisi Öncü Cençfik üyeleri fstanbul Ünhersitesi'nin (tÜ) açüış törenin- de ABD'deki saktınnm kurbanlan için yapılan saygı duruşunu protesto eden öğrenciJere disipün cezası \erilmesine tepki gösterdL Açüış töreninde Marma- ra Üniversitesi (MÜ) Hukuk FaküJtesi öğrencileri. .4BD'>e yapılan saidınvı kı- namak için İstiklal Marşı okunmasma katılmadı. MÜ Rektörlüğüdebuöğren- cilere "tstiklal Marşı'na sa>gısızlık" suçundan "okuldan uzaklaştınna n cezası verdi. Dün, Sultanahmeftcki rektörlük binası öniinde toplanan Oncü Gençlik üyeleri adına açıkJama yapan İstanhul İl Başkanı Mehmet Perinçek, ABD'nin TnrJdye için tehdit oluşturduğunu befirterek "Dayaıuşma gösterüerini doğru bulmmoruz. Dümanın en büyük terörist de\ leti. ÂBD'dir. Öğrencilerin ama- cı tstikjal Marşı'na sajgjsızlık'değüdir" dedi. (Fotoğraf: HlLAL KÖSE) 8 Şubat'ta başlayacak yanyıl tatili Kurban Bayramı'nın da eklenmesiyle 17 güne çıkıyor Tatil çocuklan okuldan soğuttu FİGENATALAY Okullannhavakoşuüan yüzünden sık sık tatil edilmesine alışan ço- cuklar, okuldan soğudu. Öğrenci- ler, öğretim yılı başmdan bu yana hafta sonlarının yam sıra toplam 12 gün tatil yaptılar. 8 Şubat tarihinde başlayacak yanyıl tatili ise Kurban Bayramı'nın da eklenmesiyle 17 güne çıkıyor. Aksayan eğitim prog- ramının bir biçimde telafi edilebi- leceğini belirten eğitimciler, bu du- rumun psikolojik yanının daha önemli olduğunu vurguladılar. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaat- tin Knçer, çocuklann sürekli tatil beklentısi içine girdiklerine dikkat çekerek yanyıl tatilinin ocak ayı- nın sonuna alınmasuii önerdi. Son günlerde çocuklann evde de okul- da da sürekli tatil beklentisi içinde olduklannı belirten Dinçer, şunlan söyledi: "Ocak,çocuklann tamders- lere konsanrre olduğu bir ay. Ancak bu ayın bu denli karmaşa içindegeç- mesi, çocuklann da velilerin ve öğ- retmenlerin de planlannı altüst et- ti. Sağüklı bir eğitim-öğretim orta- nıı oluşmadığı gibi verimü bir çabş- mayısürdürmek deçokolanakb de- ğü. Türkiye'deki bölgesel iklim ko- şuflan, toplumsal vesos>oekonomik yapüar değerlendirilerek bölgesel eğitim takAİminegeçilmesi gerekiyor. EğMm-öğretimyıb takviminin dog- rudan karnetatili olarak değil bir yv lm üç ya da dört zaman düınıi içer- Öğrencilerin uyumunu etkiliyor Uzman pedagog Belgin Temur, günlûk düzenin ve ders çalışma programırun değişmesinin, ders motivasyonunu ve başanyı doğrudan etkilediğini söyledi. Önceden bilinmeyen, aniden ortaya çıkan bir *tatil"in, öğrencilerin okula, derse, sınavlara uyumunu etkilediğini voırgulayan Temur şunlan söyledi: "lk anda keyiffi bir ödül gibi değerlendiriJen tatil, ashnda yürütütanekte olan bir programın ertelenmesi anlamma gelmektedir. Öğretmenler kendilerine verilen progranu yetiştirmek ka\gısıyla konulan daha yoğun bir şekilde işleyebibnekte, çocuklar da ruhsal sıkmûlar yaşayabibnekteduier.n sine bo^ünereksüıthu-ülmesinin doğ- ru olduğunu düşünöyorunL'" Özel Kültür Lisesi Müdürü Erdo- ğan Yıbnaz ise tatillerin, hem eği- tim ve öğretimi sık sık kesintiye uğ- ratması hem de öğrencinin yeniden motive edilmesi açısından sorunlar yarattığını söyledi. Birinci dönemin kalan süresinde hızlandınlmış bir program uygulanmasını mümkün ve yeterli gördüğünü belirten Yıl- maz, ikinci dönemin sonuna bir haf- ta eklenmesini, özellikle yaz döne- mi ve ÖSS nedeniyle uygun ve ya- rarh bulmadığmı kaydetti. Bu arada, veüler okullann kapa- h olduğu günler için servis ücretle- rinin kendilerine geri ödenmesini istiyor. Servis ücretlerinin zaten çok yüksek olduğundan yakınan veli- ler, boşa para vermek istemedikle- rini vurguladılar. Bir Demokrasi(î) Belgesinin Düşündürdükleri (i) Pr»f.Dr.NurSERTER tC 'Reklör Yardımcısı û Aralık 2001 'de yapılan Istanbul Üınersitesi Rektörlük seçünlerinin üze- rinJen yaklaşık bir ay geçmesine rağ- meı seçime ilişkin yorumlann ısrarla güıdemde tutulma ga)Tetlen son dere- ce fi^indürücüdür. Seçım sonuçlannın aklm ve bilimin gereklerini dışlayarak çarpık birdemok- T&S artışmasına dönüştürülme çabala- n larşısında suskun kalmak. Istanbul Ün\srsitesi öğretim üyelerini her ge- çeTdin biryenisi sergilenen hakaret- lerr karşı karşıya bırakmak anlamına gekeâi için. seçimle ilgili gerçekleri biıvz daha gündeme getirmek gerek- li grülmüştür. lanbul Cniversitesi'nde oy kulla- naibcek öğretim üyesi sayısı 2350"dir. İO i.-alık 2001 günü, öğretim üyeleri- ninT61 'i özgür iradeleri ile oy kullan- mısr Oykullananlaryardımcı doçent, <k>eM ve profesörlerdir. Seçim, hangi ö^rtm üyesının hangı adaya oy verdi- ğinı saptamanın kesinlikle mümkün ola- mayacağı "gizli oy"la yapılmıştır. Is- tanbul Ünhersitesı'nde bugüne kadarya- pılan seçımler içinde en yüksek katılım (viizde 96.1) bu seçimde sağlanmıştır. Yaklaşık 3.5 saat süren oy tasnifi, öğ- retim üyelerinin. televızvon kamerala- nnm ve kura ile tesadüfi biçimde seçi- len sandık kurulu başkanlannın önün- de. "açık tasnif" biçiminde gerçekleş- miştir. Sonuçta Prof. Dr. Kemal Alem- daroğlu 1268 oy alarak. yaklaşık yüz- de 60 lık bir oranla, Istanbul Üniversi- tesi'nin tercih ettiği rektör adayı oluş- tur. Önceki yıllarda yapılan rektörlük se- çimleri dikkate almdığında. bu kadar yüksek oy oranına sahip bir rektör ada- yının bulunmadığı da açıkça göriile- cektir. 15 Aralık 1997 tarihinde gerçek- leşen rektörlük seçıminde en fazlaoyalan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun oy oranı yüzde 31.6 iken. 17 Aralık 1993 seçimlerinde en fazla oy alan Prof. Dr. Büient Berkarda'nın oy oranı vüzde 21.6,14 Temmuz 1992 "de yapılan rek- törlük seçimlennde Prof Cenıi Demi- roğlu"nun oyoranı ise yüzde 30.9olmuş- tur. 1992 'de oylamaya 1307 kişi katılarak yüzde 72.6'lık bir katrlım sağlanırken, 1993"te 1731 öğretim üyesıninkatılımı ile oran vüzde 90.6'ya. 1997'de 1978 öğ- retim üyesinin katılımı ile yüzde 91.4'e. son seçimlerde 2261 öğretim üyesinin katılımı ile yüzde 96.1 'e yükselmiş, ya- ni en yüksek katılım sağlanmıştır. 1992"de rektör seçilen Prof Dr. Ce- mi Demiroğlu 404 oy. 1993'te Prof. Dr. BülentBerkarda375oyalırken, I997'de 625 oyalarak rektörlüğe alanan Prof Dr. Kemal Alemdaroğlu. 10 .Aralık 2001 "de kendısıne yönelik sürekli yıpratma kam- panyalanna karşın 1268 oy alarak, ön- ceki seçimde aldığı o>aı ikıden fazlaya katladığı gibi. Istanbul C'niversitesrnde bugüne kadar en yüksek oyu alan rek- tör olmuştur. Istanbul Üniversitesi. tarihı boyunca öğretim elemanlan ve öğrencileri ile demokrasi mücadelesi veren ve demok- rasınin gelenekleştiği bir üniversitedir. Ülkemizin bu en köklü ve güçlü bilim kurumunun öğretim üyelerini korku, baskı ve tehditle yıldırmak ve isteme- dikleri bir adaya o>- vermeye zorlamak mümkün olmadığı gibi. böyle bir iddi- ada bulunmak da akıl ve mantık dışı- dır. Bu son derece açık tablo karşısında. seçim yenilgisini içlerine sindireme- venler. demokrasiyi içselleştirmemiş olmalan nedeniyle ürettikleri çarpık de- mokrasi tanımlanyla. gerçekte demok- rasiden ne denli uzak olduklannı her geçen gün bir kez daha kamuoyuna ka- nıtlamaktadırlar. Demokrasi; demos-halkve kratos-ik- tidarsö/cükJerinin büeşuni olan ve hal- kuı egemenliğine dayanan bir yönetim biçimidir.Demokrasilerde yöneten - yö- netilen ilişkisıni belirleme yetkisi hal- ka verildığı gibi. yöneticiyi degiştirme yetkısı de halka aıttir. Demokrasilerde "'Egemenlik sahibi olan millet. bu hakkmı seçimler yoluy- \a ifadeeder. Zaten demokrarik teoride meşru iktidar halk kabulünden gelen- J_ dir.Bu da serbest veözgürseçimlerie be- lirlenir. İktidarzora değil, oya dav amr." (Büient Tanör; Osmanlı-Türk Anayasal Gehşmeleri, Istanbul. 1999, s. 385) Demokrasinin temelleri açısından du- rum incelendiğınde. "Millet egemenli- ği. siyasal otoritenin belli süreli. serbest. yanşmalı. çok partili, yargı denetünine bağb seçtmierden çıkması ve iktidann eJ değjstirebilmesi, genel ve eşit oy hak- kı, devJetorganlannın yetkilerini huku- ka ve anayasaya uvgun kullanmalan şarû" (Büient Tanör. ] 982 Anayasası- na Göre Türk .Anayasa Hukuku, Istan- bul. Şubat 2001, s. 82) kuşkusuz demok- rasinin vazgeçilmez temel ilkeleridir. Bu esaslar ışığında; halkın yönetici- lerini seçme hakkı kadar önemli olan bir diğer husus, bu seçimde aralannda ter- cih yapabilecekleri çeşitlı seçeneklere sahip bulunmalandır. SeçenekJerin bu- lunmadığı bir sistemde salt seçme yet- kisinin kullanılması fazla biranlam ifa- de etmez. SÜRECEK BIRBAKIMA SERVER TANtLLİ Işıklı Kitaplar.••• Yılın ilk kitap paketini aldım. Muzaffer llhan Erdost'tan geliyordu; göndersin diye kendisine emanet bırakı/mış krtaplan sannala- yan bir paket; içine, yeni yıl dilekierini de koymuş. Nasıl da sevindim! İlk göze çarpan da, Mülkiyelilerin Cevat Geray'a Armağan'\. Mülkiye'nin bu anlı şanlı hocasına, öğ- rertcilerinden ve dostlanndan bir 50 kişinin yazılann- dan oluşan dev bir eser. Zaman zaman gazetemizde yazılannı zevkle oku- duğumuz Prof. Cevat Geray'ı, okurtara uzun uza- dıyatanıtmanın anlamı yok. Siyasal Bilgiler Fakülte- si'nde şehircilik kürsüsünde -yıllarca süren- hocalı- ğma; kentleşme, kent ve bölge planlaması, çevre- bilim ve çevre politikalan uzmanlığını, kooperatıfçi- liğini, halk egitimciliğini, sosyal siyasetçiliğini ekle- melisiniz. Ama belki hepsinin üstünde yükselen bir yanını asla unutmayınız: Demokratlığını! Bu insan, bir yanm yüzyıla yakın yazdı, çızdi, eğit- ti, yöneticilik yaptı; bu arada ülke politikasındaki dü- şüş ve alçalışlan da gördü. Ama kendisi düşmedi; dimdik ayakta kaldı. Ne mutlu ona! Cevat Geray Hoca'ya uzun yıllardiliyorum... • Paketteki öteki iki kitap da, yine Mülkiyeli bir ho- canın, Prof.Alpaslan Işıklı'nın: Bıri, "işhukuku"üs- tone, öteki Sosyalizm, Kemalizm ve Din adını taşı- yor. Işıklı'nın bütün kitaplan gibi pınltılı eserler. Içerikleriyle, anlatımı ve sunuşuyla. İş hukuku, -malum- "bağımlı çalışanlar"ın huku- ku. Başta da işçilerin. Ama siz, kapitalizmin, ıdealde de kalsa, sermaye ile emek arasında bir denge rejimi olduğuna inanmı- yorsanız; esas olarak sermayeye yontuyor ve eme- ğe de saygınız yoksa, bilim yapıyorum da deseniz, doğru dürüst bir "iş hukuku" kitabı yazamazsınız. Mutlaka sırrtır söyledikleriniz bir yerde. Ülkemizde böyle nice kitaplar yazılmıştır. Alpaslan Işıklı'nınki onlardan farklı. Çünkü emek-sermaye mücadelesinin tarihini bi- liyor. Böytece, "bireyselışhukuku'ndan "topluiş hu- kuku" konulanna, sendikalara, toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt konulanna geçtiğinde, son yılların - "Neo-liberalakımı'um içyüzünü bildıği için, herşey yerii yerine oturuyor. 1961 Anayasası'nda farklı ola- rak 12 Eylül hukuku ile ne, ne için olmuş hemen fark ediyorsunuz. Her zaman söylemişimdir: Tarin felsefesi kültürü olmadan bilim yapamazsınız; iş hukukunu ise hiç ya- zamazsınız. Prof. Işıklı, bu kültürü içine sindirdiğin- den, ciddi, ama aynı zamanda namuslu bir "iş hu- kuku" yazmış. Kutlanacak bir iştir yaptığı. Imaj Yayınevi'nden çıkan kitabı, aynı zamanda yurttaş bilgileri arasında görüyor ve okurlanma tav- siye ediyorum. • Prof. Işıklı'nın, 3. baskısı Imge Yayınlan'ndan çı- kan Sosyalizm, Kemalizm ve Din adlı kitabı, ayn bir önemde ve uzun uzun tartışılmalı. Din, ne denli eski ve yaygm olursa olsun, özünde bir metafizik; sosyalizm, tarihsel zorunluluklann gö- türdüğü -kapitalizmin zıddı- bir toplum yapısı; Ke- malizm de, gücünü yine tarihten alan bir uygarlık ta- sansı. Ama onunla sosyalizmin, din söz konusu ol- duğunda bir ortak yanlan şu: Din, vicdanlara aıt bir sorundur; ve her ikisi de laik düzenler. Sosyalizmin fazladan yaptığı, dinin altındaki maddi desteği çe- kip alması. Ne var ki kapitalizm, hele son yıllar "ideolojilerin sonu"nun geldiği pek söylense de, dinin desteğini hep hesapta tutar; çünkü sömüren bir sistemın, di- ne, yani bilinçleri saptıran bir ideolojiye ihtiyacı var- dır. Türkiye söz konusu oldukta, sosyalizm, Kema- lizm ve din, anlamlı bir sacayağı halinde, apayn ve yaşamsal bir önem taşıyor. Bizim için de, "yeniliberalizm" için de. Hele 11 Eylül'den sonra siyasal Islamın tutulurya- nı kalmamışt/r; ama emperya/izmin, bu kez "ılımlı Is- lam" deyip, Türk halkını arkasına takacak birdinsel otoriteyi, bu arada bir "Hocaefendi"yi imal etmekte gösterdiği çaba boşuna değildir. Başanya ulaşacak mıdır bu gayretler? Bunu zaman gösterecek. Prof. Alpaslan Işıklı, bu türçabalara karşı gösteri- len titizliği haklı kılacakşeylersöylüyor. Kitabını, dö- ne döne okumakta yarar var... Başarısıdık intiharettirdi ESKtŞEHtR (Cumhuriyet) - Eskişehir'de, derslennde başanlı olamadığı için bunalıma giren üniversite öğrencisi Canan Ozkan (23) önce ilaç içti, sonra boynunu ve bileklerini keserek intihar girişiminde bulundu. Hastaneye kaldınlan genç kız tedavi altına ahndı.Yenikent Mahallesi'nde oturan Anadolu Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi Canan Özkan, üniversiteyi 2 yıldır bitiremediği ve derslennde başanlı olamadığı gerekçesiyle psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. Evde bulunan haplardan ıçerek yaşamına son vermeye çalışan Özkan, daha sonrajiletle boynunu ve bileklerini kesti. Kanlar içinde yakınlanm arayan Özkan, eve gelen bir arkadaşı tarafindan Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı. Ameh'yata aünan genç kızın durumunun iyi olduğu belirtildi. Krediiçin son gün ANKARA (AA) - Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan kredi aünaya hak kazanan öğrencilerin belgelerini teslim etmeleri için tanınan ek baş^ııru süresi bugün sona eriyor. Kredi ahnaya hak kazanan tüm öğrenciler, öğrenci başan durum belgesi ile nüfus kayıt örneği verecek. Öğrenciler aynca başvuru formunda beyan ettikleri bilgilere göre, "Yetiştirme \nrdu, vakıfvıırdu, şehit çocuğu, gâzi çocuğu, okuyan kardeşine ait belge, maa^ücret veya vergi levnası, meslek belgesi, emeklilik belgesi, isteğe bağb sigorta veya Bağ-Kur belgesi ile çiftçilik belgesi'" hazırlayacak. Öğrenciler, söz konusu belgeleri, bulunduklan yerdeki bölge müdürlükleri veya yurt müdürlüklerine, bugün mesai saati bitimine kadar teslim edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle