Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK2002CUM>!
V »
EGITIM
TBMM'de görüşülmesi beklenen YÖK Yasa Tasansı'na herkes karşı
ÖÖÖğretimparamerkezliYUSUFOZKAN
tZSJÎR- TBMM Plan ve Bütçe Ko-
znisyonu'nda görüşülmesi beklenen
YÖK Yasa Tasansı'nın üniversitele-
ri "ticarethane''ye dönüşrüreceğini
vuıgulayan öğrenciler ve öğretim gö-
revliJen. ''Bu düşünceye göre eğjtim;
öğrenti merkezli değfl, para merkez-
li olacak, "hıçbir nedenJe hiçbır bire-
yin eğitim süreci dışında bırakılma-
ması' ilkesi ortadan kaldınlacakür"
dediler. Öğrencıler, tasanya karşı top-
ladıklan imzalan TBMM'ye gönde-
riyor.
6 Şubat 2001 tarihinde Başbakan
Bülent Eeevit'e sunulan raporda öğ-
renci harçlannın arttınlmasının is-
• YÖK Yasa Tasansı'nın üniversiteleri "ticarethane"ye dönüştüreceğini vurgulayan öğrenciler
ve öğretim görevlileri, "Bu düşünceye göre eğitim; öğrenci merkezli değil, para merkezli olacak,
'hiçbir nedenle hiçbir bireyin eğitim süreci dışmda bırakılmaması' ilkesi ortadan kaldınlacaktır"
dediler. Öğrenciler, tasanya karşı topladıklan imzalan TBMM'ye gönderiyor.
tenmesinin ardından, hükümetin ha- ne getirilmesi ve rektörlerin mali ko- vurguJayan Mavioğlu şunlan söyle-
zırladığı YÖK Yasa Tasansı, yoğun
tepki çekiyor.
Izmir Üniversiteleri Öğretim Ele-
manlan Derneği (ÎZÜNpER) Baş-
kanı Yardımcı Doç. Dr. Ömür Mavi-
oğlu, rektörlerin hazırladığı raporda,
yaklaşık 160 dolar olan öğrenci harç
oranlannın ortalama 650 dolara yük-
seltilmesi, kamu üniversitelerinde pa-
ralı öğrencilere yer verilmesi, üniver-
sitelere sağlanan kamu kaynaklan ye-
rine, üniversitelerin ticarethane hali-
nularda da tek yetkili olmasının isten-
diğini anımsattı. Mavioğlu, bu rapo-
run ülkedela oransız gelir dağılımı
düşünülmeksizin yasama organlarına
sunulmasını eleştirdi.
Eğitinı bir haktır
Tasannın yükseköğretime olan ta-
lebin ekonomik gücü yüksek toplum
kesimlerinden geldığını, bu nedenle
yükseköğretimin paralı olması ge-
rektiği öngörüsüyle hazırlandığım
di: "Bu düşünceye göre eğitim; öğ-
renci merkezli degiL para merkezli
olacak, "hiçbir nedenle hiçbir bireyin
eğitim süreci dışında bırakılmaması'
ilkesi ortadan kaldınlacakör. Tasan-
da var olan burs, kısmi burs gibi kav-
ramlaraçık değüdir. Eğrtibniş, nfteük-
ü bireyler arasında işsidiğin korkunç
boyutlarda arttığj bu dönemde, ölüm
ya da nıaluhyet dışında kurtuluşu ol-
mayan bursgeri ödemeleri tarüşılma-
hdır. Eğitim bir hakür, bu hakkı kıü-
lanarak cumhuriyet üniversitelerin-
de makam ve yetfci sahibi otmuş olan
Idşilerin köle ve asiller sınıfi yaratma
çabalannıkınıyor,anayasamızaaykı-
n olan bu tasannın geri çekilmesi ve
12 Eylül yasası oJan YÖK Vasasj'nın
bir an önce değjştirflmesi gerektigini
düsünüyoruz.''
Bu arada Dokuz Eylül Üniversite-
sı (DEÜ) Eğitim Fakültesi'ndeki bir
grup öğrenci de tasannın geri çekil-
mesi amacıyla imza kampanyası baş-
lattı. Toplanan imzalann TBMM'ye
göndenieceğini belirten öğrenciler,
"Üniveratelerve üniversiteeğfömi bir
ülkenin ayduuhğı, geieceği ve varfak
koşuludur. Paralıeğitimistemiyoruz"
dediler.
Alternatif
yaklaşım:
Koçluk
ALPERİZBUL
Alternatif bir öğrenme sistemi olan, bir
çeşit danışmanlık diye tanımlanan "koç-
hık" sektörii, Türkiye'de de yaygınlaşma-
ya başladı. ABD ve Avrupa'da 1988'den
ben hızla gelişen. hatta 'en hızn getişen
sekförter' arasında gösterilen "koçluk",
'klasik eğitim aniayışma stykm ve karşı*
oJarak nıteleniyor.
ABD'de veA\Tupa'da yaygm olarakhiz-
met veren danışmanlık sistemi 'koçluk', uz-
man bir eğitimci olan MeBh Ykkanetj ta-
rafından Türkiye'de de başlatıldı. 'Aile
Koçluğu' başlığı altında hizmet vereceği-
ni anlatan Yalçıneli, "Koçluk bir danış-
manlık hizmeddir. Yeme-içme ahşkanhk-
lanndan kariyer danısmarüığuıa dek be-
men her alanda verüebilir" dedi. Koçlu-
ğun kJasik bir eğitim olmadığını, dayatma-
lariçermedığini ıfade eden YâJçıneli, "Ama-
amızbireyteresorunlannı tanımlayıp bun-
lara çözüm bulmak değil, keodi sorunla-
ruu. ihtiyaçlannı kendilerinin tanunlayıp
çözümlerikendilerininbulmasına yardnn-
a otaıak" diye konuştu. ABD 'de ve Avru-
pa'da söz konusu
hizmetin telefonla
bile verildiğini
kaydeden Yalçıne-
li, söz konusu sek-
töriin eğitim veda-
nışmanlık alanın-
da bir devrim ola-
rak algılanması ge-
rektiğini söyledi.
Hedeflerinin aile-
lerdeki çocuklarile
gençler olduğunu
düşündüğünü be-
lirten Yalçıneli
şöyle devam etti:
"Haftada bir gün
çocuklar(a,a>dabrrgiindeebevBvnleriegö-
ntşmevapacağız. Bu süredegençleresorun-
larnu,gereksinimierini veyaşanu tanımla-
malan konusunda varduncı olacağız. An-
cak bizûn yapoğunız iş psikologlukla ya
da özel dersle kanşbnlmamab. Çünkü as-
la bir boca ya da bir doktor değil sadece
arkadaş olacağız."
Birçok sektörde olduğu gibi koçluk sek-
törânün de kolay para kazanmak isteyen-
lenn dikkatini çekeceğini belirten Yalçı-
adı, "Önemli olan bu işin egitimini alnuş
insaniaria çalışmaknr" dedi. Dünyada bu
işi\apanlann "HuslararasıKoçFederas-
yoou* çatısı altında örgütlendiklerini an-
latan Yalçıneli, federasyonla ilgili bilgile-
rir •k
www.coachfederation.org" adresin-
deı alınabileceğini söyledi.
P-ABD'deve
Avmpa'dayaygm
olarak hizmet
veren dantşmanhk
sistemi'koçluk',
uzmanbireğitimd
ohnMdih
Yalçıneli
tarafindan
Türkiye'dede
başlatüdi.
yalçmeli 'Aüe
Koçluğu'başhğı
alanda hizmet
vereceğinisöyledi
IşçiPartisVnden cezaya tepki
Işçi Partisi Öncü Cençfik üyeleri fstanbul Ünhersitesi'nin (tÜ) açüış törenin-
de ABD'deki saktınnm kurbanlan için yapılan saygı duruşunu protesto eden
öğrenciJere disipün cezası \erilmesine tepki gösterdL Açüış töreninde Marma-
ra Üniversitesi (MÜ) Hukuk FaküJtesi öğrencileri. .4BD'>e yapılan saidınvı kı-
namak için İstiklal Marşı okunmasma katılmadı. MÜ Rektörlüğüdebuöğren-
cilere "tstiklal Marşı'na sa>gısızlık" suçundan "okuldan uzaklaştınna
n
cezası
verdi. Dün, Sultanahmeftcki rektörlük binası öniinde toplanan Oncü Gençlik
üyeleri adına açıkJama yapan İstanhul İl Başkanı Mehmet Perinçek, ABD'nin
TnrJdye için tehdit oluşturduğunu befirterek "Dayaıuşma gösterüerini doğru
bulmmoruz. Dümanın en büyük terörist de\ leti. ÂBD'dir. Öğrencilerin ama-
cı tstikjal Marşı'na sajgjsızlık'değüdir" dedi. (Fotoğraf: HlLAL KÖSE)
8 Şubat'ta başlayacak yanyıl tatili Kurban Bayramı'nın da eklenmesiyle 17 güne çıkıyor
Tatil çocuklan okuldan soğuttu
FİGENATALAY
Okullannhavakoşuüan yüzünden
sık sık tatil edilmesine alışan ço-
cuklar, okuldan soğudu. Öğrenci-
ler, öğretim yılı başmdan bu yana
hafta sonlarının yam sıra toplam 12
gün tatil yaptılar. 8 Şubat tarihinde
başlayacak yanyıl tatili ise Kurban
Bayramı'nın da eklenmesiyle 17
güne çıkıyor. Aksayan eğitim prog-
ramının bir biçimde telafi edilebi-
leceğini belirten eğitimciler, bu du-
rumun psikolojik yanının daha
önemli olduğunu vurguladılar.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaat-
tin Knçer, çocuklann sürekli tatil
beklentısi içine girdiklerine dikkat
çekerek yanyıl tatilinin ocak ayı-
nın sonuna alınmasuii önerdi. Son
günlerde çocuklann evde de okul-
da da sürekli tatil beklentisi içinde
olduklannı belirten Dinçer, şunlan
söyledi: "Ocak,çocuklann tamders-
lere konsanrre olduğu bir ay. Ancak
bu ayın bu denli karmaşa içindegeç-
mesi, çocuklann da velilerin ve öğ-
retmenlerin de planlannı altüst et-
ti. Sağüklı bir eğitim-öğretim orta-
nıı oluşmadığı gibi verimü bir çabş-
mayısürdürmek deçokolanakb de-
ğü. Türkiye'deki bölgesel iklim ko-
şuflan, toplumsal vesos>oekonomik
yapüar değerlendirilerek bölgesel
eğitim takAİminegeçilmesi gerekiyor.
EğMm-öğretimyıb takviminin dog-
rudan karnetatili olarak değil bir yv
lm üç ya da dört zaman düınıi içer-
Öğrencilerin uyumunu etkiliyor
Uzman pedagog Belgin Temur, günlûk düzenin ve ders çalışma
programırun değişmesinin, ders motivasyonunu ve başanyı
doğrudan etkilediğini söyledi. Önceden bilinmeyen, aniden ortaya
çıkan bir *tatil"in, öğrencilerin okula, derse, sınavlara uyumunu
etkilediğini voırgulayan Temur şunlan söyledi: "lk anda keyiffi bir
ödül gibi değerlendiriJen tatil, ashnda yürütütanekte olan bir
programın ertelenmesi anlamma gelmektedir.
Öğretmenler kendilerine verilen progranu yetiştirmek ka\gısıyla
konulan daha yoğun bir şekilde işleyebibnekte, çocuklar da ruhsal
sıkmûlar yaşayabibnekteduier.n
sine bo^ünereksüıthu-ülmesinin doğ-
ru olduğunu düşünöyorunL'"
Özel Kültür Lisesi Müdürü Erdo-
ğan Yıbnaz ise tatillerin, hem eği-
tim ve öğretimi sık sık kesintiye uğ-
ratması hem de öğrencinin yeniden
motive edilmesi açısından sorunlar
yarattığını söyledi. Birinci dönemin
kalan süresinde hızlandınlmış bir
program uygulanmasını mümkün
ve yeterli gördüğünü belirten Yıl-
maz, ikinci dönemin sonuna bir haf-
ta eklenmesini, özellikle yaz döne-
mi ve ÖSS nedeniyle uygun ve ya-
rarh bulmadığmı kaydetti.
Bu arada, veüler okullann kapa-
h olduğu günler için servis ücretle-
rinin kendilerine geri ödenmesini
istiyor. Servis ücretlerinin zaten çok
yüksek olduğundan yakınan veli-
ler, boşa para vermek istemedikle-
rini vurguladılar.
Bir Demokrasi(î) Belgesinin Düşündürdükleri (i)
Pr»f.Dr.NurSERTER
tC 'Reklör Yardımcısı
û Aralık 2001 'de yapılan Istanbul
Üınersitesi Rektörlük seçünlerinin üze-
rinJen yaklaşık bir ay geçmesine rağ-
meı seçime ilişkin yorumlann ısrarla
güıdemde tutulma ga)Tetlen son dere-
ce fi^indürücüdür.
Seçım sonuçlannın aklm ve bilimin
gereklerini dışlayarak çarpık birdemok-
T&S artışmasına dönüştürülme çabala-
n larşısında suskun kalmak. Istanbul
Ün\srsitesi öğretim üyelerini her ge-
çeTdin biryenisi sergilenen hakaret-
lerr karşı karşıya bırakmak anlamına
gekeâi için. seçimle ilgili gerçekleri
biıvz daha gündeme getirmek gerek-
li grülmüştür.
lanbul Cniversitesi'nde oy kulla-
naibcek öğretim üyesi sayısı 2350"dir.
İO i.-alık 2001 günü, öğretim üyeleri-
ninT61 'i özgür iradeleri ile oy kullan-
mısr Oykullananlaryardımcı doçent,
<k>eM ve profesörlerdir. Seçim, hangi
ö^rtm üyesının hangı adaya oy verdi-
ğinı saptamanın kesinlikle mümkün ola-
mayacağı "gizli oy"la yapılmıştır. Is-
tanbul Ünhersitesı'nde bugüne kadarya-
pılan seçımler içinde en yüksek katılım
(viizde 96.1) bu seçimde sağlanmıştır.
Yaklaşık 3.5 saat süren oy tasnifi, öğ-
retim üyelerinin. televızvon kamerala-
nnm ve kura ile tesadüfi biçimde seçi-
len sandık kurulu başkanlannın önün-
de. "açık tasnif" biçiminde gerçekleş-
miştir. Sonuçta Prof. Dr. Kemal Alem-
daroğlu 1268 oy alarak. yaklaşık yüz-
de 60 lık bir oranla, Istanbul Üniversi-
tesi'nin tercih ettiği rektör adayı oluş-
tur.
Önceki yıllarda yapılan rektörlük se-
çimleri dikkate almdığında. bu kadar
yüksek oy oranına sahip bir rektör ada-
yının bulunmadığı da açıkça göriile-
cektir. 15 Aralık 1997 tarihinde gerçek-
leşen rektörlük seçıminde en fazlaoyalan
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun oy
oranı yüzde 31.6 iken. 17 Aralık 1993
seçimlerinde en fazla oy alan Prof. Dr.
Büient Berkarda'nın oy oranı vüzde
21.6,14 Temmuz 1992 "de yapılan rek-
törlük seçimlennde Prof Cenıi Demi-
roğlu"nun oyoranı ise yüzde 30.9olmuş-
tur.
1992 'de oylamaya 1307 kişi katılarak
yüzde 72.6'lık bir katrlım sağlanırken,
1993"te 1731 öğretim üyesıninkatılımı
ile oran vüzde 90.6'ya. 1997'de 1978 öğ-
retim üyesinin katılımı ile yüzde 91.4'e.
son seçimlerde 2261 öğretim üyesinin
katılımı ile yüzde 96.1 'e yükselmiş, ya-
ni en yüksek katılım sağlanmıştır.
1992"de rektör seçilen Prof Dr. Ce-
mi Demiroğlu 404 oy. 1993'te Prof. Dr.
BülentBerkarda375oyalırken, I997'de
625 oyalarak rektörlüğe alanan Prof Dr.
Kemal Alemdaroğlu. 10 .Aralık 2001 "de
kendısıne yönelik sürekli yıpratma kam-
panyalanna karşın 1268 oy alarak, ön-
ceki seçimde aldığı o>aı ikıden fazlaya
katladığı gibi. Istanbul C'niversitesrnde
bugüne kadar en yüksek oyu alan rek-
tör olmuştur.
Istanbul Üniversitesi. tarihı boyunca
öğretim elemanlan ve öğrencileri ile
demokrasi mücadelesi veren ve demok-
rasınin gelenekleştiği bir üniversitedir.
Ülkemizin bu en köklü ve güçlü bilim
kurumunun öğretim üyelerini korku,
baskı ve tehditle yıldırmak ve isteme-
dikleri bir adaya o>- vermeye zorlamak
mümkün olmadığı gibi. böyle bir iddi-
ada bulunmak da akıl ve mantık dışı-
dır.
Bu son derece açık tablo karşısında.
seçim yenilgisini içlerine sindireme-
venler. demokrasiyi içselleştirmemiş
olmalan nedeniyle ürettikleri çarpık de-
mokrasi tanımlanyla. gerçekte demok-
rasiden ne denli uzak olduklannı her
geçen gün bir kez daha kamuoyuna ka-
nıtlamaktadırlar.
Demokrasi; demos-halkve kratos-ik-
tidarsö/cükJerinin büeşuni olan ve hal-
kuı egemenliğine dayanan bir yönetim
biçimidir.Demokrasilerde yöneten - yö-
netilen ilişkisıni belirleme yetkisi hal-
ka verildığı gibi. yöneticiyi degiştirme
yetkısı de halka aıttir.
Demokrasilerde "'Egemenlik sahibi
olan millet. bu hakkmı seçimler yoluy-
\a ifadeeder. Zaten demokrarik teoride
meşru iktidar halk kabulünden gelen-
J_
dir.Bu da serbest veözgürseçimlerie be-
lirlenir. İktidarzora değil, oya dav amr."
(Büient Tanör; Osmanlı-Türk Anayasal
Gehşmeleri, Istanbul. 1999, s. 385)
Demokrasinin temelleri açısından du-
rum incelendiğınde. "Millet egemenli-
ği. siyasal otoritenin belli süreli. serbest.
yanşmalı. çok partili, yargı denetünine
bağb seçtmierden çıkması ve iktidann
eJ değjstirebilmesi, genel ve eşit oy hak-
kı, devJetorganlannın yetkilerini huku-
ka ve anayasaya uvgun kullanmalan
şarû" (Büient Tanör. ] 982 Anayasası-
na Göre Türk .Anayasa Hukuku, Istan-
bul. Şubat 2001, s. 82) kuşkusuz demok-
rasinin vazgeçilmez temel ilkeleridir.
Bu esaslar ışığında; halkın yönetici-
lerini seçme hakkı kadar önemli olan bir
diğer husus, bu seçimde aralannda ter-
cih yapabilecekleri çeşitlı seçeneklere
sahip bulunmalandır. SeçenekJerin bu-
lunmadığı bir sistemde salt seçme yet-
kisinin kullanılması fazla biranlam ifa-
de etmez.
SÜRECEK
BIRBAKIMA
SERVER TANtLLİ
Işıklı Kitaplar.•••
Yılın ilk kitap paketini aldım.
Muzaffer llhan Erdost'tan geliyordu; göndersin
diye kendisine emanet bırakı/mış krtaplan sannala-
yan bir paket; içine, yeni yıl dilekierini de koymuş.
Nasıl da sevindim!
İlk göze çarpan da, Mülkiyelilerin Cevat Geray'a
Armağan'\. Mülkiye'nin bu anlı şanlı hocasına, öğ-
rertcilerinden ve dostlanndan bir 50 kişinin yazılann-
dan oluşan dev bir eser.
Zaman zaman gazetemizde yazılannı zevkle oku-
duğumuz Prof. Cevat Geray'ı, okurtara uzun uza-
dıyatanıtmanın anlamı yok. Siyasal Bilgiler Fakülte-
si'nde şehircilik kürsüsünde -yıllarca süren- hocalı-
ğma; kentleşme, kent ve bölge planlaması, çevre-
bilim ve çevre politikalan uzmanlığını, kooperatıfçi-
liğini, halk egitimciliğini, sosyal siyasetçiliğini ekle-
melisiniz. Ama belki hepsinin üstünde yükselen bir
yanını asla unutmayınız: Demokratlığını!
Bu insan, bir yanm yüzyıla yakın yazdı, çızdi, eğit-
ti, yöneticilik yaptı; bu arada ülke politikasındaki dü-
şüş ve alçalışlan da gördü.
Ama kendisi düşmedi; dimdik ayakta kaldı.
Ne mutlu ona!
Cevat Geray Hoca'ya uzun yıllardiliyorum...
•
Paketteki öteki iki kitap da, yine Mülkiyeli bir ho-
canın, Prof.Alpaslan Işıklı'nın: Bıri, "işhukuku"üs-
tone, öteki Sosyalizm, Kemalizm ve Din adını taşı-
yor.
Işıklı'nın bütün kitaplan gibi pınltılı eserler.
Içerikleriyle, anlatımı ve sunuşuyla.
İş hukuku, -malum- "bağımlı çalışanlar"ın huku-
ku.
Başta da işçilerin.
Ama siz, kapitalizmin, ıdealde de kalsa, sermaye
ile emek arasında bir denge rejimi olduğuna inanmı-
yorsanız; esas olarak sermayeye yontuyor ve eme-
ğe de saygınız yoksa, bilim yapıyorum da deseniz,
doğru dürüst bir "iş hukuku" kitabı yazamazsınız.
Mutlaka sırrtır söyledikleriniz bir yerde.
Ülkemizde böyle nice kitaplar yazılmıştır.
Alpaslan Işıklı'nınki onlardan farklı.
Çünkü emek-sermaye mücadelesinin tarihini bi-
liyor. Böytece, "bireyselışhukuku'ndan "topluiş hu-
kuku" konulanna, sendikalara, toplu iş sözleşmesi,
grev ve lokavt konulanna geçtiğinde, son yılların -
"Neo-liberalakımı'um içyüzünü bildıği için, herşey
yerii yerine oturuyor. 1961 Anayasası'nda farklı ola-
rak 12 Eylül hukuku ile ne, ne için olmuş hemen fark
ediyorsunuz.
Her zaman söylemişimdir: Tarin felsefesi kültürü
olmadan bilim yapamazsınız; iş hukukunu ise hiç ya-
zamazsınız. Prof. Işıklı, bu kültürü içine sindirdiğin-
den, ciddi, ama aynı zamanda namuslu bir "iş hu-
kuku" yazmış.
Kutlanacak bir iştir yaptığı.
Imaj Yayınevi'nden çıkan kitabı, aynı zamanda
yurttaş bilgileri arasında görüyor ve okurlanma tav-
siye ediyorum.
•
Prof. Işıklı'nın, 3. baskısı Imge Yayınlan'ndan çı-
kan Sosyalizm, Kemalizm ve Din adlı kitabı, ayn bir
önemde ve uzun uzun tartışılmalı.
Din, ne denli eski ve yaygm olursa olsun, özünde
bir metafizik; sosyalizm, tarihsel zorunluluklann gö-
türdüğü -kapitalizmin zıddı- bir toplum yapısı; Ke-
malizm de, gücünü yine tarihten alan bir uygarlık ta-
sansı. Ama onunla sosyalizmin, din söz konusu ol-
duğunda bir ortak yanlan şu: Din, vicdanlara aıt bir
sorundur; ve her ikisi de laik düzenler. Sosyalizmin
fazladan yaptığı, dinin altındaki maddi desteği çe-
kip alması.
Ne var ki kapitalizm, hele son yıllar "ideolojilerin
sonu"nun geldiği pek söylense de, dinin desteğini
hep hesapta tutar; çünkü sömüren bir sistemın, di-
ne, yani bilinçleri saptıran bir ideolojiye ihtiyacı var-
dır.
Türkiye söz konusu oldukta, sosyalizm, Kema-
lizm ve din, anlamlı bir sacayağı halinde, apayn ve
yaşamsal bir önem taşıyor.
Bizim için de, "yeniliberalizm" için de.
Hele 11 Eylül'den sonra siyasal Islamın tutulurya-
nı kalmamışt/r; ama emperya/izmin, bu kez "ılımlı Is-
lam" deyip, Türk halkını arkasına takacak birdinsel
otoriteyi, bu arada bir "Hocaefendi"yi imal etmekte
gösterdiği çaba boşuna değildir.
Başanya ulaşacak mıdır bu gayretler?
Bunu zaman gösterecek.
Prof. Alpaslan Işıklı, bu türçabalara karşı gösteri-
len titizliği haklı kılacakşeylersöylüyor. Kitabını, dö-
ne döne okumakta yarar var...
Başarısıdık
intiharettirdi
ESKtŞEHtR (Cumhuriyet) - Eskişehir'de,
derslennde başanlı olamadığı için bunalıma giren
üniversite öğrencisi Canan Ozkan (23) önce ilaç
içti, sonra boynunu ve bileklerini keserek intihar
girişiminde bulundu. Hastaneye kaldınlan genç
kız tedavi altına ahndı.Yenikent Mahallesi'nde
oturan Anadolu Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi
Canan Özkan, üniversiteyi 2 yıldır bitiremediği ve
derslennde başanlı olamadığı gerekçesiyle
psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. Evde
bulunan haplardan ıçerek yaşamına son vermeye
çalışan Özkan, daha sonrajiletle boynunu ve
bileklerini kesti. Kanlar içinde yakınlanm arayan
Özkan, eve gelen bir arkadaşı tarafindan Tıp
Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı. Ameh'yata aünan
genç kızın durumunun iyi olduğu belirtildi.
Krediiçin son gün
ANKARA (AA) - Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu'ndan kredi aünaya hak kazanan
öğrencilerin belgelerini teslim etmeleri için tanınan
ek baş^ııru süresi bugün sona eriyor. Kredi ahnaya
hak kazanan tüm öğrenciler, öğrenci başan durum
belgesi ile nüfus kayıt örneği verecek. Öğrenciler
aynca başvuru formunda beyan ettikleri bilgilere
göre, "Yetiştirme \nrdu, vakıfvıırdu, şehit çocuğu,
gâzi çocuğu, okuyan kardeşine ait belge, maa^ücret
veya vergi levnası, meslek belgesi, emeklilik belgesi,
isteğe bağb sigorta veya Bağ-Kur belgesi ile çiftçilik
belgesi'" hazırlayacak. Öğrenciler, söz konusu
belgeleri, bulunduklan yerdeki bölge müdürlükleri
veya yurt müdürlüklerine, bugün mesai saati
bitimine kadar teslim edecek.