25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11OCAK2002CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Onat Kutlar amlıyor • İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazan, şair ve sinema adamı Onat Kutlar 30 Aralıkl 994'te The Marmara Oteli'ndeki Opera Pastanesi'nde bombalı saldın sonucu katledilişınin 8. yılında anılıyor. Kutlar. evlilik yıldönümünü kutlamak üzere gittiği The Marmara Otelı'nin altındakı Opera Pastanesi'nde, bombalı saldında ağır yaralanmış, 37 yaşındaki arkeolog Yasemın Cebenoyan ise ölmüştü. Kaldınldığı hastanede 11 Ocak'ta yaşamını yitıren Kutlar, dostlan tarafından bugün saat 12.00'de Aşiyan'daki kabn başında anılacak. TÜPk'ten Erdoğan yorumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Hıkmet Sami Türk, Anayasa Mahkemesi'nin, AKP Genel Başkaru Recep Tayyip Erdoğan hakkında, yürürlükteki kanunlar çerçe\'esinde bir karar verdiğini belirtti. Türk, Erdoğan hakkındaki karann temelinde bulunan TCK'nin 312. maddesinin değiştirilmesi konusunda anayasaya uyum kanunlan çerçevesinde bir düzenleme hazırladıklannı söyledi. 'Cinsiyetinıizi de değiştirelim' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB'ye uyum süreci çerçevesinde hazırlanan BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Ilişkın Yasa Tasansı, dün TBMM Sağlık. Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda alt komisyona de\Tedıldı. MHP'h Mesut Türker komisyonda, 'AvTupa kompleksi' nedeniyle halkın ruh sağlığının bozulduğunu belirterek "Milli devlet yapımızı bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Nedir bu teslımıyet? Ben plastik cerrahım, istiyorlarsa boyumuzu, saçımızı, cinsiyetımizi de değiştirelim" dedi. % kapt-üç killTe destek • Kültür Servisi - Uluslararası Yazarlar Bırliği'nin (PEN) Türkiye Birimi Başkaru Üstün Akmen, barolann ortaklaşa hazırladıklan 'üç kapı, üç kilit' önerisini, bu konudaki belki de son şansolarak değerlendirdiklerini açıkladı. Akmen, "'Adalet Bakanlığı sağduyulu davranırsa, neredeyse bir buçuk yıldır sürdürülen ölüm oruçlan sona erebilir" dedi. Uluslararası Hukuk Kurultayı • ANKARA (Cumhuriyet) - Ankara Barosu'nca düzenlenen '"Uluslararası Hukuk Kurultayı 2002" Dedeman Oteli'nde sürüyor. Ankara Barosu Başkaru Sadık Erdoğan ıle Kültür Bakanı îstemihan Talay'ın açış konuşmasını yapacağı bugünkü oturumda, fikir ve sanat eserlerinin yaratıcı, aracı ve kullanıcılan bir araya gelerek sorunlannı ve haklannı tartışacak. Erdoğan'm sade üye olarakgenel başkanlık formülü AKP'yi kanştırdı: Hukuka hileye karşıyızBULENT SARIOGLU ANKARA - Anayasa Mahkeme- si'nin milletvekili ve Başbakanlık yo- lunu kaparması, AKP Genel Başkaru Recep Tayyip Erdoğan'a, parti içinde- ki güç dengeleri açısından da darbe vur- du. Erdoğan'ın sade üye olarak ken- disini yeniden genel başkanlığa seç- tirme formülüne, "hukuka karşı hik oJacağLsistemlezıtiaşnıakanlamınage- leceği" gerekçesiyle bazı yöneticiler tepki gösteriyor. AKP içinde, Tayyip Erdoğan'ın ya- • AKP yönetimi, gelecek döneme ilişkin politikasında tüm enerjisini, 312. maddeyi değiştirmek için hükümetle pazarlığa ayıracak. Lider adaylan arasında adı geçen Grup Başkanı Bülent Annç, "AKP'de herkes en az bir Tayyip Erdoğan'dır" dedi. nı sıra, Genel Başkan Yardımcısı Ab- cek dönemde enerjilerinin büyük bö- duflahGüL Grup Başkaru BülentAnnç lümünü bu konuda hükümetle yapa- ve parti dışındaki Melih Gökçek ohnak üzere 3 ayn kanatta Iiderlik iddiası gündeme getiriliyor. Tayyip Erdoğan'a milletvekilliği yolunu açabilecek en so- mut seçeneğin Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesindeki değişiklik oldu- ğunu belirten AKP yöneticileri, gele- caklan pazarlığa ayırmaya hazırlanı- yor. Tayyip Erdoğan, kuruculuktan ay- nlıp üye olarak yeniden dönme yön- temini uygulamak için Anayasa Mah- kemesi'nin gerekçeli karannı bekliyor. Parti tüzüğü hazırlanırken, bu engel dikkate aluıarak. geçici madde- ye, "genel başkanm kurucu üye- ler arasmdan olma> abileceğine" ilişkin esnek bir hükmün yerleş- tirildiği ortaya çıktı. AKP Grup Başkanı Bülent Annç, dün satır aralannda, temkinli şekilde yü- Bumin: Kafalann kanşması doğal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesi Başkanı Mustafa Bu- min,RecepTfyyip Erdoğan'ın AKP Genel Başkanlığı'nın, ihtar karannın gerekçesinin partiye tebliğinden itibaren başlayacak olan 5. ayın sonu- na kadar süreceğini bildirdi. Bumin'in, Erdoğan'ın önce- ki günkü sözlerini kastede- rek "Bir tek cümle. parti ge- nd başkanıtarafindan da fark- taMçirndeyorumlanıyor" de- mesı dikkat çekti. Erdoğan'ın kurucu üyeliğî nedeniyle AKP'nın uyanl- masına, Yüksek Mahkeme Başkaru Mustafa Bumin, baş- kanvekili Haşim Kıbç, üyeler YakanAcargün.SacitAdahve Rüştü Sönmezin karşı çıkh- ğı öğrenildi. Mahkeme üyesi Fulya Kantaraoğlu. Enis fun- ga, Tülay Tuğcu, Ahmet Ak- yalçın, Ertuğrul Ersoy ve AB Hüner, Erdoğan'ın AKP'den ihraç edilmesi yönünde oy kullandılar. Bumin, dün gazetecilerle sohbetinde, önceki günkü AKP karanyla ilgili sorular üzerine gerekçeli karann bek- lenmesi gerektiğini söyleye- rek "Gerekçeü karann yaa- muun, ne kadar zamanda ÇH kacağını kesin söylemem mümkündeğfl" dedi. "MiDet- vekih' seçihne yeterliliğiile ku- rucu üyetiği birlikte değerien- dirmemiz mi gerekryor" soru- suna Bumin, "Ashnda kamu- oyunun duraksaması çok do- ğal. Hukukçular bile, farkh düşünüp değeriendirebUiyor. Yani konu, öyte herkesin üze- rindeanlaşıpittifakedebüece- ği bir konu değiL Esasen, 6'ya 5 gibi bir oyçoğunhığu ik ka- rar verilmiş olnıası da farkh biçünde değerlendirilmesinin olanakholduğunu gösteriyor" karşıhğını verdi. Gazetecilenn yanlış değer- lendirmeler yapıldığına iliş- kin sözleri üzerine Bumin, "Bir tek cümle, parti genel başkanı tarafindan da farkh biçimde değeıiendirih'yor. Onun için bir tek sözcük bile farkh düşünülebflhor. Kakhki bu konuyu, bir tek sözcük ile birkaç cümle ile anlatmak mümkün değildir" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART KAPIKİLAR. VE Ç0CUKL.A1Z PEĞÎL ,. rütülen Iiderlik mücadelesinin işaret- lerini verdi. "Bu karan hukuka uygun bulmuyoruz, ama biz hukuk düzeniyle çaüşmak niyetinde de değüiz" diyen Annç. "Tayyip Erdoğan en az 6 ay ge- nel başkanhğa devam edebiUr. Kurucu üye olamryorsa. nüDetveküi de olamaz. Evet, bu da bir gerçektir" dedi. Bülent Annç, Tay- yip Erdoğan'ın yeniden genel başkanlığa getiril- mesi ve milletvekili ye- terliliği konusunda şu yo- rumu yaptı: "Eğerseçikbflirse gend başkan da olabilecektir. Eğer ADah isterse ve mil- let de destek verirse bir kimsenin başbakan ol- ması engellenemez. Bov - nunda bir mahkümiyet hükmü taşıyan Tayyip Erdoğan'ın memnu hak- kmm iadesüıi istemekiçin çok fazla zamam kalma- nuşür" 'Herkes en az bir Erdoğan'dır' m.kart@superonline.com.tr AKP Grup Başkanı, li- deri Başbakan olamayan bir partiyle seçime git- mek konusunda "Bu önü- müzdeki bir engel. Ama bu partide herkes en az bir Tayyip Erdoğan'dır. Herkes en az Tayyip Er- doğan kadar güce, irade- ye ve kararhuğa sahiptir. Bu ülke ikinci adamlaruı Başbakan'dan daha güç- lü olduğunu gördü. Tür- kiye neler gördü, neler görecek. Başbakan ola- mayanlann sonunda ne olacağnu hep beraber gö- receğiz" diye konuşru. Karar 'oybirliğiyle' alındı. Budak savunmasında Ecevit'i suçladı Budak, DSP'den ihraç edildi Rıdvan Budak, hakkında \erilen kara- nn önyargıh olduğunu belirtti ve 'Par- ti kimsenin tapulu mah degüdir' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Merkez Di- siplin Kurulu, Başbakan Bü- lent Ecevit'ın ıstemi doğrul- tusunda İstanbul Milletveki- li Rıdvan Budak hakkında oybirliğiyle "kesin ihraç" karan aldı. Budak, ihraç ka- rannın önyargıh olduğunu vurgulayarak "Mücadefemi hukuksürecinin imkân ver- diği son noktaya kadar sür- düreceğhn'' dedi. Rıdvan Budak, dün sabah genel merkeze giderek söz- lü saMmma yaptı; bu savun- madan birkaç saat sonra ise ihraç karan açıklandı. Sa- vunmasına, Başbakan Ece- vıt'in 1981 'de BBC'de söy- ledıği, "Bedelini ödemeyi göze alanlar için özgüriük herkoşuldavardır'' sözleriy- le başlayan Budak, ihraç is- temine bazı gazete haberle- rinin gerekçe gösterildiği- ni, asıl gerekçenin bunlar olamayacağını söyledi. Par- tiye girerken "Geldiğim ye- ri unutmam, eleştiri \% öne- rilerhni yapanm, kabul gö- rürse mutlu olurum, gör- mezse kızmam, küsmem, terketmem" dediğini anım- satan Budak, hükümet uy- gulamalanm eleştirdiğinı, ancak hiçbir zaman hüküme- ti yıkmaya çalışmadığını, tüm gensorularda hükümet lehine oy kullandığını söy- ledi. Budak, hükümeti eleş- tirirken "DSP programı \« seçim büdirgesinde \er alan görüşleri savunduğunu" söyledi ve programdan bö- lüinler okuyarak bu sözleri- ni açtı. Savunmasında, "Parti programına. seçim bildirge- sme sahipçıknıam suç mu?" diye soran Budak, hükümet politikalanna muhalefet et- tiği olaylan ve gerekçeleri- ni özetledi. Budak, "Disip- Kn kuruhına v^rihnesi gere- ken ben miyim? Yoksa par- ti programına ay km davra- nanlar mı? Kaldı ki bütün bunlarsuçsa, bu suçu işleyen yalnızca ben degilim. Her gün kamuoyu önünde birbi- ri> te tarüşan. mensubu oktu- ğu hükümetin karariannı eleştiren bakanlar da bu su- çu işfiyor" dedi. İhraç iste- miyle ilgili asıl gerekçenin gözdağı vermek olduğunu savunan Budak, ihraç edil- mesi durumunda hukuk yol- lanna başvuracağını söz- lerine ekledi. Merkez Disiplin Kurulu, Budak'ın savunmasının ar- dmdan Başbakan Ecevit'in yazılı istemi doğrultusunda oybirliğiyle "kesüı ihraç" karan aldı. Bu çerçevede karar dünden itibaren yürür- lüğe girdi. Budak'ın ihracıy- la DSP'nin parlamentodaki sandalye sayısı 130'adüştü. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin'a doruk.net.tr Dün yürüdük. Kendimizyürüdük; kendimiz izledik: kendimiz haber yapıp gazeteye, ekrana taşıyacağız. Kırk (aslında kırk bir) yıl ön- ce ağabeylerimiz, meslek us- talarımız yürümüştü. Bugün biz yürüdük. Yürüyenlerınçoğu 1961 yü- rüyüşü sırasında henüz doğ- mamışt. 1961 'de yürüyen ağa- beylerimizden bugün artık ara- mızda olmayanlar var. 0 gün de 212 sayılı Basın Ya- sası'nı savunmak ıçın yürün- muştü. Bugün de öyle. O gün de medya patronları 212 sayılı yasanın kendilerini batıracağını ileri sürmüşler: bu- nun "basın özgürlüğüne dar- be vuracağı" gibisinden de- magojik gerekçelere sarılmış- lar, bu yasanın "basını emsali görülmemiş bir tehlike içine atacağı "nı söylemecesine en- dazeyi kaçırmışlar ve yasayı protesto etmek üzere üç gün süreyle gazetelerini yayımla- mamaya karar vermişlerdi. Medya patronları üç gün sü- reyle gazetelerini yayımlama- dılar. Kırk Yıl Once - Kırk Yıl Sonra Ama gazeteciler üç gün sü- reyle halkı gazetesiz bırakma- dı ve kendı gazetelerini ya- yımladılar. Gazetenin adı Basın'dı. Sa- hibi (Türkiye Gazeteciler Sen- dıkası adına) Selçuk Çandar- lı'ydı. Umumı Neşriyat Müdü- rü (Bugünkü Türkçeye çeviri- si: Genel Yayın Müdürü) Abdi Ipekçi'ydi. Sorumlu Yazıişleri Müdürü Semih Tuğrul'du. Fi- yatı 25 kuruştu. 40 yıl önce, 10 Ocak günü gazeteciler İstanbul Valiliği'ne yürüdüler. Yürüyüşün röpor- tajını, röportajın ustası yaptı. Adı Yaşar Kemal'di. Yaşar Ke- mal'dir, ne dese yeridir. Tuttu röportajında 10 Ocak gününü "Çalışan Gazetecilenn Bayra- mı" ilan etti. Kırk yıl sonra gahba, "Çoğu Çalışamayan Gazeteciler Bay- ramı" demek gerekiyor. ••• Kırk yıl sonrasındayız. Yine yürüdük. Yine İstanbul Valiliği'nın kapısına dayandık. öyle yaptık.. çünkü medya patronları (yakında korkanm "medya patronu" dememiz daha doğru olacak) ile başı- mız yine belada ve konumuz yine aynı: 212 sayılı Basın Ya- sası. Kırk yıl önce 212 sayılı yasa- nın iptali için kolları sıvayan medya patronları, kırk yıl son- ra kendiliklerınden 212 sayılı yasayı ortadan kaldırdılar. Bu- gün sayıları binlerle ölçülen medya emekçıleri gazetecile- rin yasal haklannı ve en önem- lisi patron baskısından koruna- rak habercilik mesleğinin ah- laki ilkelerini savunabilmeleri- ni sağlayan bu yasanın kapsa- mına alınmadan çalıştınlıyorlar. Akşamları televizyonlarda görüp tanıdığınız, gazetelerde haberlerını okuduğunuz ha- berciler, hele hele genç haber- ciler gazeteci kadrosunda de- ğil; ahçı, bahçıvan, koruma gö- revlisi, kantin garsonu kadro- sundan çalıştınlıyorlar. Kırk yıl sonra bir kez daha ga- zeteciler kollan sıvadı, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın ön- derliğinde, Türkiye Gazeteci- ler Cemiyeti'nin, Çağdaş Ga- zeteciler Derneği'nin somut desteğinde yürüdüler... ••• Ve elbette yürümekle yollar aşınmadı. Medya baronlarının kılı bile kıpırdamadı. Zaten yürüyüş kolunda medya prenslerine, bulduğu ışi, oturduğu iskem- leyi yitirmek istemeyen gaze- teci takımına da rastlamadık. Çoğu işsiz ve çoğu genç bir avuç gazeteci yürüdü. Bir de sol memesinin altındaki ceva- hir kırk yıldır sönmemiş yaşlı ga- zeteciler... Yürüyüş kolunda gencecik bir meslektaşım, buruk bir gü- lucükle, saflanmıza katılmaya yanaşmamış "öteki" meslek- taşlarımızı ığneledi. O bildik öyküyü anlattı. Hani Naziler döneminde, mahallesinde ko- münistler, NAZİ gizli polisince götürüldüğünde susan, sos- yal demokrat götürüldüğünde yine susan, liberal demokrat götürülürken yine susan, Na- zizme karşı çıkan papazlar gö- türülürken yine susan ve sıra kendısine gelınce sesini duyu- rabileceği kimselerkalmadığı- nı gören Alman'ın öyküsünü anlattı. Gülüştük. ••• Sendikası bütün plazalardan kazınmış, TGC'ye, ÇGD'ye üye olanlara kuşkulu gözle bakı- lan, örgütsüz, yasal korunak- lardan yoksun ve binlercesi iş- sız gazetecılerden bir grup yü- rüdü. Mesleğimiz habercilik. Ha- bercilik; olup biteni yansız, ek- siksiz, nesnel aktarmak de- mek. Dün sayıları 6 bine ulaştığı söylenen "işsiz" gazeteciler- den ve sayılan binlerle ölçü- len "işlı" gazetecilerden bir avucu yürüdü. Sadece bir avucu... Atalar sözüdür: Terzı sökü- ğünü dikemezmiş... Ve mum dibine ışık vermez- miş... POLİTtKA GU1VLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Gazeteciler Yürüdü... 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü... 212 sayılı yasa 40 yıl önce yürürlüğe girmiş... Gazeteciler 40 yıl önce sendikal örgütlenme öz- güıiüğüne sahiptiler!.. 40 yıl sonra ise işveren karşısında haklannı ko- ruyamaz duruma geldiler!.. Bugün gazetecinin ne ekonomik ne de sosyal güvencesi var! Çünkü sendikal örgütlenme büyük yara aldı!.. Sabahın ilk ışıkları sisli bir İstanbul sabahın- da boğazın lacivert sulanna inerken ben bunlan dü- şünüyorum... Gazeteleri okuyorum... Cumhuriyet'm dışında hiçbir gazetede 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'ne ilişkin bir köşe ya- zısı yok... Salt Cumhuriyet'te var haber ve yazılar... Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Fıkret llkiz ve Şük- ran Soner konuya değinmişler... Önce Fikret llkiz'in, sonra Şükran Soner'in ya- zısını okuyorum... Medyanın bugünkü yapılanması sendikal ör- gütlenmeye ağır bir darbe vurdu... Medya bu yapılanmasıyla siyasetin üzerine çık- tı, özgür basının dördüncü güç olarak bilinen olum- lu işlevi geçersiz kılındı... Artık kamu yaranna olan haberter bir kenara iti- liyor, toplumsal ve sosyal sorunlar göz ardı edi- liyordu... Sadece son on yıllık sürece bakıldığında nitelik- siz gazetecilerin sayısının arttığını görüyoruz... TGS Başkanı Şükran Soner dıyor ki: "Çalışan gazeteciler holding çatısı altında taşe- ron şirketlerde kuralsız çalıştınlıyorlar. Bu neden- le medyada dilendiği anda, dilenen sayılarda ga- zeteci, hiçbir yasal yükümlülük olmadan, kıdem tazminatı ödenmeden, hatta hak edilmiş ücret ve sosyal haklan verilmeden işten atılabiliyorlar..." Bunlar doğru!.. Ama Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın hiç mi hatası yoktu? Örgütlenmeyi terk eden TGS, bugün Cumhuri- yet, ANKA, Anadolu Ajansı dışında hiçbir gaze- tede örgütlü değil!.. 2002 yılında, 196O'lı yıllann sendikacılığı yapıl- maz!.. Cumhuriyet gazetesı bunun acısını çok çekmiş- üTİ • •• 1961 yılında 212 sayılı yasa yürürlüğe girince, ga- zete patronları üç gün gazetelerini yayımlamadı- lar... Dokuz büyük gazete 11-13 Ocak 1961 tarihlerin- deçıkmadı... Gazeteciler sendikalannda örgütlendiler, üç gün süreyle kendi sesleri olan 'Basın' gazetesini çıkar- dılar... Kırk yıl önce 'Babıâli Yürûyüşü' yapılmıştı... Aziz Nesin'den Yaşar Kemal'e, Turtıan Sel- çuk'tan Ali Ulvi'ye dek tüm gazeteciler oradaydı... 10 Ocak 2002... Cağaloğlu'nda gazeteciler toplanmaya başladı... Ne yazık ki sayıları 200'ü geçmemişti... Katılanlann büyük bölümünü Cumhuriyet ve Ana- dolu Ajansı çalışanları oluşturuyordu... Aydın Engin'le kol kola girip yürüyüşe katıldık... Gözlerim TGS Genel Başkanı Şükran Soner'i ara- dı... Aydın'a sordum: "Şükran nerede?" Aydın: "Şükran, Ankara-lstanbul treninde tutsak kal- dı..." Aslında gazetede öğrenmiştim, Şükran'ın yürüyü- şe yetişemeyeceğini... Aydın Engin devam etti: "Ama Şükran akıllı kadındır. Adapazan'nda tren- den inip yürümeye başlamıştır bile(!)" Elbet yürüyüş kısa sürdü!.. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Genel Sekreter Turgay Olcayto, eski Baş- kan Nail Güreli. TGS'de bir dönem birlikte çalıştı- ğımız eski Genel Başkan Sadullah Usumi, Eren Gü- vener en önde yürüyorlardı... Oral Çalışlar. Yaşar Kemal'in koluna girmiş, ka- meralara gülümsüyordu... Aydın durumu fark etti: "Oral, nerede, ne zaman, ne yapacağını çok iyi bilir!" Fikret llkiz'i ise yan yolda kaybetmiştim... • • • Kimse alınmasın, ama dünkü yürüyüş, öyle gör- kemlı filan değildi... Aydın Engin ve Fikret llkiz'le bunu tartıştık... Aydın sordu: "Hani beş bin işsiz gazeteci vardı?" Aydın'ın sorusuna yanıt veremedim... Gazeteciler ne zaman sendikalarına sahip çıka- caklar, işte o gün kendi kimliklerini bulacaklar! Kırk yıl önce, kırk yıl sonra!.. Çok şey değişmiş!.. Ben dün bunlara tanık oldum ve gerçekten çok hüzünlendim!.. hikmet.cetinkayaacumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 BAŞSAGUGI Gazetemiz eski çalışanlanndan merhum foto muhabiri ALİ ALAKUŞ'un babası EMIN ALAKUŞ yaşamını yitirmiştir. Ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. Cumhuriyet Çalışanları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle