18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PAZAR CUMHURtYET SAYFA HABERLER atoancı: Alguç [*amvarttnk | TORBALJ(AA)- ıbancı Holdıng önetim Kurulu Başkanı akıp Sabancı, cezalann rtelenmesine ve lasmi ffa ilişkin yasanın uemasmdan sonra asayiş laylannın, özellikle inayetlenn arttığını elirterek "Affı ıkaranlara vicdanlan ahat mı diye sonnalı" ledi. Türkiye'de ^urgunlann onca >perasyona rağmen levam ettiğini öne süren Sabancı, talan ve .urgunlan yapanlann, /aptıklannın yanlanna «ialdığını belirtti. Sabancı, vergi affinı da gecekondu affını da getirmemek gerektiğini kaydederek "Vergiyi veren aptal, vermeyen açıkgöz mü oluyor? Özdemir'i öldûrenleri affedin, ama vergi kaçıranlan affetmeyin" şeklinde konuştu. Srvas Cezaevf raten 30 tahfye daha • SIVAS(AA)- Anayasa Mahkemesi'nin 23Nisanl999tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı Şartla Sahvenlmeye, Dava ve Cezalann Ertelenmesine Dair Kanun'un genişletilmesi yönündeki talepleri kısmen kabul etmesinin ardından Sıvas YanaçıkveKapah j \ , ^ cezaevlerinden tahliyeler başladı. Sıvas Yanaçık Cezaevi'nden 12'sikadın 20 mahkûm, infazlan durdurularak tahliye edildi. E Tipi Kapah Cezaevi'nde ise 2'si kadın 10 mahkûmun tahliye işlemleri tamamlanırken bazı dosyalann da incelemelerinin sürdüğü kaydedildi. ANAFta görev ANKARA(AA)- Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in Devlet Bakanlığı'na atanmasıyla boşalan TBMM Başkanvekilliği'ne ANAP Grup Başkanvekili Beyhan Aslan getirilecek. Aslan, başkanvekili olması durumunda Partilerarası Uzlaşma Komisyonu Başkanlığı görevini de yürütecek. Beyhan Aslan'ın aynlmasıyla boşalacak gnıp başkanvekilliğine ise tstanbul Milletvekili Ahat Andican'ın seçümesi bekleniyor. Özdenden açıMama • Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı YektaGûngör Ozden, gazetemizde dün "Genel başkaalığa hazınm" başhğıyla çıkan haberle ilgili şu açıklamayı yaptı: "Ben Türkiye'de Atatürkçülerin dağılmamasını, bir partice bırleşmelerini söyledim. Aslında CHP dahaçok 'Ben Atatirk'ün kurduğu partrim, ben Atatürkçü partı.'im, ben devleti kuraı partiyim' dese, gürü gürül oy alır. Ama kenam. yapılan ve yitıeenen tekliflere rağnen siyasal bir oluşımu düşinmediğimi, hele gexd başkanın nasü seçıdiğini bilen birisi olank böyle bir şeyi biç diişinmediğimi anlatım." Muhalefet, siyaset-ticaret ilişkisini önleyecek yasa tekliflerine sıcak bakıyor Ahlak Komisyomı'na destekANKARA(ANKA)-Muha- .efet partileri, siyaset-ticaret ıhşkisinin önlenmesi için, TB- MM'de Siyasi Ahlak Komis- yonu kunılması önerisine sı- cak bakıyor. DY? Grup Başkanvekili Turhan Güven, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirme- de, ANAP'ın, Siyasi Ahlak Komisyonu kurulmasıyla ilgi- li girişirnlerinin, hükümetin bu konuda büyük noksanlık, ah- laksızlık olduğunu kabul etti- ği anlamına geldiğini söyledi. Güven, "Hükümet böyle bir şeyikabul ediyorsa öncedönüp kendisine baksın" dedi. Siya- • Siyaset-ticaret ilişkisini önleyecek yasal düzenlemeler için geç kalındığını vurgulayan DYP, AKP ve SP yöneticileri bu konuda hükümeti suçladı. Muhalefet sözcüleri her şeye karşın temiz siyaset için önerilecek yasa tekliflerine destek olacaklannı bildirdiler. si ahlakuı sağlanması için ya- sal düzenlemeler bulunduğu- nu, ancak bu düzenlemelere uyuhnadığını belirten Güven, hazırlanacakbir yasateklifı ile milletvekillerinin Meclis'te görev yaptıklan süre içinde mesleklerini icra etmemeleri- nin sağlanması gerektiğini söyledi. Böyle bir yasateklifi- nin hükümet tarafından değil, Partüerarası Uzlaşma Komis- yonu'ncahazırianmasımn ge- rekliliğine değinen Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu hükümetdeğil, Mec- lis kendi bünyesinden çıkar- mah. Çünkü ben shasi ahlakı kurduracağım diyen adamın önce kendisine dönüp bakma- sı laarn. Durmadan bakanlar istifa etüriliyor. hükümet ewe- lakendiiç düzenktnesinde bu- nu engelkyici birtakım şeyler yapsın. hükümeti sayın başba- kan kontrol altına alsın. Sayın başbakan sorumlu değil mi? Onuniçin ilkolaraksayın baş- bakan kendisine düşen görevi yapsın, kanuni düzenlemeler ondan sonra gerek görülürse ortaya çıkarT Güven, prensıp olarak böy- le bir komisyon kurulmasına karşı olmadıklannı sözlerine ekledi. AKP Grup Başkanve- kili Mehmet Ali Şahin de ANAP Genel Başkan Yardım- cısı BülentAkarcah tarafından hazırlanan teklifin daha önce Anayasa Komisyonu'nda ka- bul edilmediğini anımsatarak reddedilmesine karşın teklifin Meclis'in gündeminde oldu- ğunu, istenirse bunun yeniden görüşülebileceğini söyledi. Yeni bir teklif verilmesinı gerektirecek bir durum olma- dığını anlatan Mehmet Ali Şa- hin, "ANAP'harkadaşlanmız eğer samimiLselergelsinkr,Sa- ym Akarcah'nın dahaönce ha- zniadığı teklifı görüşelim" dıye konuştu. "IMF'ye, Avrupa Birliği'ne ve Emperyaüzme Karşt Ulusal BağırnazhkYürüyüşü"nü sürdûren 68'üler Birliği Vakfi üyeleri dün Manisa'daydı. 68'liler Birliği Vakfı üyeleri, yurttaşlan Türk Lirası'na îtibar Kampanyası'na çağırdı MaııisaMa tanıııa destek isteğî • 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Gökalp Eren. "Birinci Kuntutuşî i», >> < Savaşı'nda zafere koşarken şehit düşenlerimize, bu yolu izleyenlere, Curnhuriyet'in kuruculanna, Cumhuriyet'in sahipsiz olmadığını göstermek istiyoruz" dedi. MANİSA (Cumhuriyet) - Afyon'dan başlattıklan "IMF'ye,AvrupaBirüğj'neve Emperyalizme Karş» Ulusal Bağunsızhk Yüruyüşü^riü surdüren 68Mîler Birliği Vakfı üyeleri, dün Manisa'daydı. Mani- sa'nın düşman işgalinden kurtuluş günü olan 8 Eylül'de kente giren 68'liler, yurt- taşlar tarafından ilgiyle karşılandılar. Vakıf üyeleri kent merkezinde bildiri dağıtarak basın açıklaması yaptılar. "Türk Lirası'na İtibar KampanyasTna her kesı- min sahıp çıkması gerektiğim belirten 68'liler, tanmın korunması ve desteklen- mesini istediler. 68'liler Birliği Vakfı üye- leri, kendilerini karşılayan ADD, Tabıp Odası, Eğıtim-Sen üyelen ye çok sayıda yurttaşla bırlikte Atatürk Bulvan üzenn- den Cumhuriyet Meydam'na geldiler. Bu- rada Milli Egemenlik Anıtı'na çelenk ko- yan 68'liler, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitlerine saygı sundular. ^Cumhuriyet sahipsiz degJT Vakıf Başkanı Gökalp Eren burada yap- tığı konuşmada. "Birind Kurtuluş Sava- şı'ndazafere koşarken şehitdüşenlerimize, bu yohıizteyenkre.Cumhuriyet'inkurucu- lanna, Cumhuriyet'in sahipsiz ounadığuu göstermek istiyoruz* dedi. Yürüyüşün 26 Ağustos'ta Kocatepe'de başladığını, Af- yon'un Kurtuluş törenlerine katıldıktan sonra Dumlupuıar'a geçtiklerini söyleyen Gökalp Eren, Dumlupınar'da törene katıl- malanna valiUk tarafından izin verilmedi- ğini ve Ulusal Bağunsızlık Yürüyüşü'ne katılan arkadaşlanyla birlikte gözaltına ahndüdannı söyledi. Yürüyüşün Manisabölümünü tamamla- yan 68'liler, bugün Izmir'de olacaklar. DSP VE MHP, ATASAGUN'U İSTEMİYOR Hiikümette MIT kıılisi TBMM DtVAN ÜYE SAYISI DÜŞÜRÜLECEK Makam tasarrııfıı ANKARA(CumhuriyetBürosu)- Hükümet ortaklanmn, MİT Müste- ı şan Şenkal Atasagun un görevden ; ahnmasıkonusunugündemlermeal- ; dıklan öğrenildi. Koalisyon ortakla- . rmdan,bugöreveatanacakîsimko- nusunda kulıslere bilgi sızmazken i uzlaşma sağlanması durumunda ye- ni atamamn kısa sürede yapüacağı . kaydedildi. MİT Müsteşan Atasagun'un, ko- ahsyonunküçükortağı ANAP'aya- kmlığının diğer ortaklar arasmda uzun süredir rahatsızlığa neden ol- duğubildirildi. Atasagun, Meaıt Yd- maz'm başkanı olduğu ANASOL-D hükümetinin görevde bulundugu 11 Şubat 1998 tanhinde Sönmez Kök- sal'ın ardından müsteşarhğa getinl- di. 57. hükümetin kuruhnasmdanbu yana 2 yılhk süreçteMİT Müsteşar- lığYnda değişiklik yapıhnadı. Atasagun'un göreve gehnesüıin ardından MtT yoğun bir çalışma dönemi geçirdi. Atasagun'un döne- mındekurum içindekiçekışmeler de basına yansıdı. Köksal'm Paris'ebü- yükelçi olarak atanmasıyla MİT Müsteşarhğı için adı geçen Mikdat Alpay önce ABD'ye atandı. Atama- mn basına sızmasının ardından Al- pay'm karamamesı Cumhurbaşka- m Ahmet Necdet Sezer'den döndü. Alpaydahasonraemekliliğini ıstedi. EMİNEKAPLAN ANKARA - Adalet ve Kalkınma Partisi'run (AKP) kuruhnasıyla gru- bu olan parti sayısının 6'ya yüksel- mesi, TBMM'de makam odası ve aracı sıkıntısuun artmasına neden ol- du. TBMM Başkanı Ömerjbgi, tasar- ruf önlemlen çerçevesmde TBMM Başkanhk Divanı'nda üye sayısının 20'den 15'e düşürülmesi, parti grup- lanndaki personel sayısının da yan yanya azaltılmasını önermeye hanr- lanıyor. Standart kadro çahşmalan kapsamında da fazlahk durumunda olan personelin, kurumlanna geri gönderümesi tasarlamyor. TBMM'de parti sayısının artma- sıyla oluşanmakamodası ve araba sı- kuıtısı, daha sıkı tasarruf önlemleri- nin ahnmasmı^ündeme getirdi. TB- MM Başkam Omer tzgi'nin tasarruf önlemlen çerçevesmde yeni bir çalış- ma yaptığı, Meclis'in açıhnasıyla bir dizi öneriyi gündeme getireceği be- lirtildi. Bu çalışma kapsamında, 20 üyeden oluşan Başkanhk Divaıu'nda sayımn 15'e indirilmesi planlanıyor. TBMM Içtüzüğü'ne göre Başkan- lıkDivam, l'ibaşkan,4'übaşkanve- kili, 7'si kâtip üye ve 3'ü de idare amiri ohnak üzere 15 üyeden oluş- ması gerekiyor. Ancak bugüne kadar Danışma Kurulu'nun önerisi ve TB- MM Genel Kurulu'nun karanyla bu sayı 21 'e kadar yükseltildi. KltSIRMIKI AYDIN ENGtN aengin©doruk.net.tr Siz de her gün birkaç gaze- te okuyanlardan, akşamlan ha- ber saatinde bir kanaldan öte- kine zaplaya zıplaya dolanan- lardansanız mutlaka farkında- sınız. Medya haberi ikinci pla- na itti, birbiriyie dövüşmekte. Bu yeni bir eğilim. Ustalanmız ne çok vurgular- lardı: "Gazetecinin kendisi, ga- zeteler arası çekişme haber ol- du mu, orada bir bozukluk var demektir..." Alın, Üzeyir Garih cinayeti- nin ardından tanık mı, sanık mı oiduklan bile belli olmayan "Eyûp mezaritğtnın genç ka- dınlan" üstüne kopan fırtınayı. Benyoldaydım, izleyemedim (Hoş yolda olmasam da haber diye izlemezdim ya). Ama o genç kızlardan birini ekrana çı- karmak için TV kanallannın, gö- revi habercilik olan emekçileri- nin birbiriyle didişmesi, çekiş- mesi, itişip kakışması, yumruk- laşması, öfke krizleri geçirme- si haberin ta kendisi olup çıktı. Şöyle bir hava doğuyor. Bir bölüm (görsel ya da yazılı) medya aslında ikinci ligde oy- nuyor. Haberi kan, seks, cina- yet eksenli olaylann üstüne ku- Iğne ve Çuvaldız ruyor, duygu sömürüsüne kuv- vet veriyor; eğrtimsiz kitlelerin sığ beğenilerini besleyecek pis bir magazinciliği Türkiye'nin gündemi, ülkenin seyirciye ya da okuyucuya iletilmesi gere- ken esas gerçeği olarak kulla- nıyor. Medyanın bir bölümü de bu "ikinci lig" takımlannı kınıyor, küçümsüyor, onlann ekranlan- na taşıdıklan, sayfalanna koy- duklan üstüne ince, alaycı yo- aımlar döktürüyor. Kınanacak kadar rezil, kü- çümsenecek kadar çapsız bir haberciliğin bazıTV kanallannın ve bazı gazetelerin artık kılcal damarlanna kadar işlediği; "N'apalım, halkbundan hoşla- nıyor, böyle haberleristiyor">- lışıklığının, sonunda eroin satı- cısı ile eroin bağımlısı arasın- daki ilişkiye dönüştüğü bir ger- çek. Sürekli daha çok kan, daha çok seks, daha çok pis maga- zin, daha çok ölüm, daha çok cinayetle beslenip neredeyse bağımlı kılınanlar, bir süre son- ra daha da çok kan, daha da çok seks, daha da çok pis ma- gaztn, daha da çok ölüm iste- meye başlryoriar ve bunun adı "Halk böyle istiyor abiii" olu- yor. Bu elbette küçümsenmeli, kı- nanmalı. Ama ikinci lig (medya) takım- lannı küçümseyen, kınayan bi- rinci lig (medya) takımlan pek mi matah? Onlar Türkiye'nin ve dünya- nın gündemini okurianna, din- leyicilerine pek mi başanlı ileti- yorlar? Birkaç örneğe izin verin: 68'liler Vakfı bir "u/usa/ ba- ğımsızlık yürüyüşü" düzenledi. Ege Bölgesi'nde eylülün ilk günlerinden itibaren kentlerin, kasabalann "kurtuluş günleri" kutlanır. Noktası bugün, 9 Ey- lül'de konacak. 9 Eylül Izmir'ın kurtuluş günüdür. 68'lilerden oluşan yürüyüş kollan Ege kentve kasabalann- da kurtuluş günü kutlamalanna katılıyor, söyleşiler düzenliyor- lar. 68'lilerVakfı'nın bugünkü çiz- gısini benimsersiniz ya da red- dedersiniz. Size yakındır ya da uzaktır. (Ben benimsemiyorum ve kendime uzak buluyorum) A- ma AB kapısının yumruklandı- ğı, IMF reçetelerine umut bağ- landığt, dolaria yatılıp dolarla kalkılan şu günlerde, 68'lilerin "ulusal bağımsızlık yürüyüşü" önemlidir ve haberdir. Onlann neler söylediği aynntılı aktanl- malıdır kiokurya daseyirci ken- di kişisel yargısını zengin veriler ve bilgiler (information) ışığında üretebilsin. Benimsesin ya da reddetsin, yandaş olsun ya da karşı çıksın. Ama bilsin... Bir iki göstermelik haber(cik) dışında okura, seyirciye bu ko- nuda iletilen kocaman bir hiç değil midir? Başka bir ömek: TBMM, önümüzdeki günler- de kapsamlı bir anayasa degi- şikliğini ele alacak. 37 madde- yi içeren bir paketolduğunu öğ- rendik. Haydi diyelim madde başlıklannı da öğrendik. Peki sonra? Bu değişiklikler nedir? Nasıl bir yönelimin yansısıdır? So- nuçlan ne olacaktır? Bu konuda doyurucu bir bıl- gi akışı, bir haber zenginliği anımsayan beri gelsin? Alın bir ömek daha: Yargıtay Başkanı Sami Sel- çuk, çok uzun bir konuşma yaptı. Tam metni bir gazetenin tümüne bile sığmayacak kadar uzun. Ama uzun olduğu kadar da önemli bir konuşmaydı. Bu ülkedeyurttaşlar (okurlar, seyir- ciler) Yargıtay Başkanı'nın ülke sorunlanna koyduğu "tam"yı bilmeli, önerdiği çözümleri öğ- renmelidirdeğil mi? Onu redde- debilmek ya da desteklemek için bu bilgilere gereksinim yok mu? Peki, yeni adli yılın açılışında Sami Selçuk'un konuşmasının dişe dokunur bir özetini kim, nereden öğrendi? ••• İkinci lig medyasını -büyük ölçüde haklı olarak- yerden ye- re vuran birinci lig medyası çu- valdızı değilse bile şu yorgan iğnesini bir yetierine batırsa iyi olmayacak mı? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Eylül Aşkları... Gökyuzünün gölgesınde otunjyorlardı. Hüzün gjt- mişyerini sevınç almıştı... Genç kadın, "Öyle özlemıştim ki seni," derken, er- keğın ellennden tutuyordu. Mavisi çoğalmiş deniz, gümüş rengi iç çekişleri anımsatiyordu. Tutkular ise adım başı büyüyordu... Olympos'un eteklerinde, bir eylül sabahı uyandık- lannda onlar uzak ve solgun çocuklukgünlerini anım- sayıp umutla biıieşen bir sese koşmaya hazırlanı- yorlardı... Zamansız bir sevda, 'ruhu üşüyen kadınlar so- kağında' kışı geçınp ılkyazın surgün verdiği günler- de 'eski sevgili sokagı'na doğru sürüklenmışti... Erkek, elınden tuttu kadının... Dedi ki: "Gözlerin gülümsüyor yine!" Her sabah yaşlı guneşje uyanan iki sevgili el ele tu- tuşup suyta hesaplaştılar, rüzgâra yüzlerini sürdüter... Bir gece önce ay denize vururken oynadıklan oyun, tenha iskelede gök tanrısı Zeus'u bile kıskan- dırmıştı... Zeus, Olympos Dağı'nın zirvesinde insan sorunla- nnı tartışanlara engel olurken onlann sevgiyi nasıl ör- düklerini görmüştu... Peki aşk neydi onlar için? Uzun süre bunu tartıştılari.. O sırada genç kadın mavi zamanlar içinde düş ku- ruyor, Philippe Chabanex ın dizeleriyle avunuyor- du... "Senden gelır her ne varsa dünyada Sensin acısı tatlısı gecelerimın. Değişmem saçlannı kıpkızıl yangmlara, Denizler kadar derin gözlerin. Güneşlerinde doğmuşum eylül akşamlannın, Hayatı sende bulunım ölümleri sende. < Salt isteklerine bağlı ey fat/ı kadın, Neylersın benden uzak kuzey ellerinde." • • • Bir mavi akşamın ortasında, iskelede ay ışığmın denize vurduğu saatlerde başlamıştt oyun!.. Kadın, "Siz butada mıydınız" dedi. Erkek, "Evet" diyeyanıtladı... Kadın: "Yalnız mı geldiniz buraya?" Erkek: "Evet yalnız geldim!" Kadın: "Ne büyük rastlantı. Ben, bir limana sığınmıştım. Ama o limanda ruhum üşûdü." Erkek: "Oysa ben sızi, ruhu üşüyen kadınlar sokağında dolaşırken görmüştüm!" Kadın: "Oralarda da dolaşttm..." Erkek: "Size oralarda dolaşmayı, ardından o limana sığın- mayi hiç yakıştıramadım..." Kadın: "O zaman ben farklı bir dünyadaydım ve size kar- şı hiç de dürüst değildim..." Erkek: "Hayır, kendinıze karşı dürüst değildiniz!" « --•'" -' Kadın üşümuştü!.. . l ^Z Bu kez ruhu değil, bedeni üşüyordu... - If * 1 " llr<a Tannlar o akşam Olympos Dağı'nda şölenyaptyor- du... Kadın ve erkek el ele tutuştular... Hüzün sona ermişti!.. Ay kaybolmuştu!.. Bir şarkı duyuldu: "Seninki huysuz biracı; oysa benim deyüzüm ka- ra; sevgın köklüydü, eksiksizdi senin; benimki güne- şe doğru büyuyen, tutkusuydu çiçeğin..." • • • Tepedentırnağatüm bedenin şarkısı söylenir ey- lül aşklannda... Olympos tannlan kıskançlıktan çıldınr!.. Mutluluk ve mutsuzluk bir noktada kesişir... Eylül aşklannda mutlaka Cemal Süreya hatırianır. "Şimdı bırgüvercinın uçusunu bölüşüyoruzJ Gök- yüzünün o meşhurmavıliğinde/ Uzun saçlı iri meme- likadınlanyla/ BirAkdenızşehri çıkabiliriçindenl Alıp yaracak olsak yureğını/ Şimdi bir güvercinin Şimdi sen tam çağındasın yanına vanlacak/ Önün- de durulacak tam elinden tutulacakl Hangi bir elin- den güzelim hangi bir/ Bir elinde kızlığm dunıyor ga- rip huysuz/ Öbür elinde yetişkin bir günışığı/ Daha öbür elinde de kilometrelerce hüriük Çalışan insanlar için akşamlara kadar/ Toz duman' içinde/ Bir elinle de boyuna ekmek kesiyorsun Biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen/ Bir bu- lutgeçiyorsa onu görurdükl Birminarenin keyfine di- yecek yoksa onu/ Bir adam boyuna yoksulluk edi- yorsa onu/ Ne zaman hürtüğün barışın sevginin aş- kına/ Bir cıgara atmışsak denize/ Sabaha kadaryan- dı durdu." , Olympos Dağı alev alevdi... Eylülde açan tomurcuk bir gül, kırmızı ışıklar saçı-' yordu... hikmet.cetinkaya« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA TROYA'dan İYONYA'ya Mitolojik Aşklar Cografyası *7üm G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle