Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÛL 2001 CUMARTE!
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Hacı Rşfış Örneği
Doğrusu, ülkemizde, yargı yılının açılış tören-
lerini, Sami Selçuk'un renkli kıldığını söyle-
mek, sığ bellekli olmakla eş anlamlıdır.
Daha önce, nice Yargrtay Başkanı, açık, tok,
sözlerle yargının ve toplumun içinde bulundu-
ğu durumu eleştirmişlerdir.
Imran Öktem ölümünden sonra bile yobaz
takımının hedefi olmuştu.
Ama kabul etmemiz gerekir kı, Sami Selçuk
yargı yılının açılış konuşmalarında analiz ve
eleştiri sınırlannı biraz daha genişletmiştir.
Bu davranıştan tedirgin olanlann bulunduğu
kesin. Oysa tok, sözlü bir yargıya çok ihtiyacı-
mız olduğu da tartışma götürmez bir gerçek.
Yargının içinde bulunduğu koşullan unutma-
yaJım. Sami Selçuk'un konuşmasının TVekran-
lannda yayımlandığı gün, çevre tutukevlerinde
bulunup da ödeneksizlik yüzünden Diyarbakır
DGM'deki duaışmalanna götürülemeyen sa-
nıklann haberi vardı.
Bu arada, Sami Selçuk'un, zaman zaman bir
yargı yılı açış konuşması için yadırgatıcı ölçü-
de dipnotlanyla dolu olan konuşmasını, özel-
likle, pek fazla kişisel olmakla eleştiren seçkin
hukuk hocalanmız da yok değil.
Gerçekten de teamül, Yargıtay Başkanı'nın
konuşmasının salt kişisel görüşlerinin ötesin-
de, yüksek yargı üyelerinin ortak görüşlerinin
bir bileşkesi olması yönündedir.
• • •
Ne olursa olsun, Türkiye'de yasama, yürüt-
me, yargı ve dördüncü güç basının içinde ol-
duğu durum eleştirilere daha da dikkatle kulak
vermemizi gerektiriyor.
Sami Selçuk'u da bu şekilde dinlemekte ya-
rar var. Bilmem ki, Sayın Selçuk'un eleştirileri
içinde, katılabileceği yön bulmayan kimseye
rastlamak mümkün mü?
Tabii burada, "eleştiri olsun da ne olursa ol-
sun!" demek istemiyoruz. Olgu gibi eleştiri de
tartışmaya ve eleştiriye açık olmalıdır.
örneğin Sayın Selçuk'un Türkiye'deki parti
kapatma davalan ile ilgili görüşlerine tümüyle
katılmak mümkün görünmüyor.
Türkiye'de 33 yılda 23 partinin kapatılmış ol-
ması, Sayın Selçuk'un da dediği gibi üzücüdür.
Hemen belirtelim, partilerin kapanması, de-
mokrasinin tam işleyişinde kimi bozukluklarol-
duğunu göstermektedir. Ancak burada bozuk-
luğun kapatandan mı, kapanandan mı geldiği-
ne iyi bakmak gerekmektedir.
Sanıyorum ki, Sayın Selçuk da bütün de-
mokrasilerde parti kapatma ile ilgili hüküm ol-
duğunu yadsımıyor, yalnızca bunun bizde sık
olmasını eleştiriyor.
• • •
Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Bumin,
Selçuk'u "Türkiye'nin gerçeklerini göreme-
mekle" suçlamış.
Doğrusu ilke olarak, hikmet-i hükümet (ra-
ison d'Etat) düşüncesine ne kadar karşı isem
"Türidye'nin gerçekleri" formülüne de o kadar
soğuğum.
Ama ne yazık ki, bunlar gün gibi ortada du-
ruyorlar. Nitekim, Yargıtay Başkanı'nın, konuş-
masının yayımlandığı 7 Eylül 2001 tarinli gaze-
telerde, bu gerçekler elle tutulur biçimde kar-
şımızdaydı.
Bunlardan birincisi, öncüsü artçılı hepsi bir-
birinin aynı olan Erbakan familyasının son ürü-
nü Saadet Partisi'nin Tabzon ll Yönetimi'nin
Kadın Kollan örgütlenme sorumlusu, 72 yaşın-
daki AN Topçu idi. "Kadınlann tekbaşlanna bir
yere gidemediğini ve onları yönlendirecek bir
erkeğe ihtiyaç duyduklannı" söyleyen, onlaria
bir araya gelmeden yeğenleri ve gelini aracılı-
ğıyia temas kurduğunu belirten Ali Topçu, 21.
yüzyılda hangi evrensel örgütlenme modelinin
ve değerin temsilcisi ki, bu kavramlardan yarar-
lanabilsin?
Yine aynı günkü gazetelerde çıkan ve başını
örtmeyen ebe Demet Polat, eşi Zafer Polat,
kardeşi Emin Kurt ve annesi Gülsen Kurt'un
uğradıklan saldın ve linç girişimi ile bu zihniyetin
ve partilerin hiçbir ilişkisi yok mu acaba?
Uzülerek belirtmeliyim ki, hiç de sevmediğim
Türkiye'nin koşulları def'i ne yazık ki, geçerii bir
sav olmayı sürdürüyor.
Zaten, uluslararası hukuk kuruluşlan (AİHM)
da son parti kapatma kararının uluslararası
kriteriere uygun olduğunu söylüyordu.
Bütün bunlardan dolayı üzgün olmamız da
bir şeyi değiştirmiyor.
Avukatın ölümü görüşülecek
Boro boşkonları
Samsun1da toplaniyor
SAMSUN (Cumhu-
riyet) - Bir haciz işlemi
sırasında, Samsun Ba-
rosu avukatlanndan
Yusuf Altayh'nın öldü-
rûlmesi, Çarşamba Icra
Müdürü Emrah Ko-
ca'nın da ağır yaralan-
ması nedeniyle Türki-
ye Barolar Birliği Baş-
kanı Avukat Özdemir
Ozak. Karadeniz Böl-
gesi'ndeki baro baş-
kanlanyla salı günü
Samsun'da biraraya ge-
lecek.
5 Eylül günü Çar-
şamba ilçesinde, Avu-
kat Yusuf Altaylı ile Ic-
ra Müdürü Emrah Ko-
ca bir haciz işlemi ya-
garken borçlu Ragıp
Ozköroğlu tarafından
tabanca ile vuruldu.
Avukat Altaylı yaşamı-
nı yitirirken. Icra Mü-
dürü Koca da ağır yara-
lı olarak hastaneye kal-
dınldı.Yeni adli yılm
başlaması nedeniyle
Samsun'da önceki gün
yapılan tören de buruk
geçti. Samsun Barosu
Avukat Arif Yılmaz
Üney'i telefonla arayan
Özdemir Özak, Altay-
lı'nın öldürülmesi ve
Koca'nın da ağır yara-
lanması olayı ile ilgili
olarak bir değerlendir-
me toplantısı yapacak-
lannı söyledi.
Öte yandan Adalet
Bakanı Hikmet Sami
Türk de Samsun Cum-
huriyet Başsavcısı Ke-
mal Karacan'a gönder-
diğı mesajında saldınyı
şiddet ve nefretle kına-
dığını açıkladı.
Siyaset-ticaret ilişkisi tartışması büyüyor. Koalisyon ortaklan yasa tasansı hazırlığında
ANAP ahlak komisyonu istiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan BüJent Ecevit, millerve-
killerinin ticari işlerini kayyuma
devretmesi önerisini gündeme geti-
rirken; ANAP Grup Başkanvekili
Beyhan Aslan daha önce komisyon-
da reddedilen Siyasi Ahlak Komis-
yonu kurulması önerilerini yineledi.
DSP'li Adalet Komisyonu Başkanı
Emin Karaa ile Bursa Milletvekili
AH Arabacı'nın mayıs ayında ver-
dikleri bir yasa önensinde milletve-
killerinin ricaretle uğraşmayacağı ve
iş takibi yapamayacağı konusunda
düzenlemeler öngörüldüğüne dik-
kat çekildi.
Koray Aydın'ı bakanlıktan istifa
noktasına getiren gelişmeJerden
sonra, milletvekillerinin iş ilişkileri
• MHP'li Koray Aydın'ın istifasıyla başlayan siyasi etik tartışması koalisyonun
gündeminde. Başbakan Ecevit, milletvekillerinin ticari işlerini kayyuma
devretmesi önerisini gündeme getirirken ANAP daha önce gündeme getirdiği
Siyasi Ahlak Komisyonu'nda ısrarlı.
hükümet gündemine de girdi. Baş-
bakan Ecevit, milletvekillerinin ay-
nı zamanda ticaret yapmalannı kı-
sıtlayıcı düzenlemeler yapılması ge-
reğine dikkat çekerken, kayyumluk
kurumunun yeniden düzenlenmesi
için bir yasa tasansı hazırlanacağı-
nı bildirdi.
ANAP Grup Başkanvekili Bey-
han Aslan dün düzenlediği basın
toplantısında, komisyonda reddedi-
len Siyasi Ahlak Komisyonu kurul-
masına ilişkin önerilerini anımsattı.
Aslan, öneri sahibi ANAP Istanbul
Milletvekili BülentAkarcah'nın ko-
nu üzerinde çaiıştığını, bu konuyu
yeniden gündeme getirecekierini
söyledi.
Komlsyon reddetmlşti
Belınt Akarcah'nın Anayasa Ko-
misyonu'nda reddedilen önerisin-
de, f BMM'de Siyasi Ahlak Komis-
yonu kurulması ve bu komisyonun
"milletvekilleri Ue dışardan atanan
bakanlann tacirveya esnafsayılma-
lannıgerektirecekfaaliyettebiüuna-
mamalan, sanayi ve ticaret müesse-
selerinde görev alamamalan, ortak
olamamalan,bakanlann kâr amaç-
h tüm işlerini kayyuma devretmele-
ri" konulannın takibinı yapması ön-
görülüyor.
Komisyonun uyan ve kmama ce-
zalan vermesı ve bunlan kamuya
açıklaması da öngörülüyor. Öneri,
Anayasa Komisyonu'nda "TB-
MM'nin manevi şahsiyetinidaha da
yıpratacağı, kanunla kimsenin ab
lakb kıhnamayacağı ve anayasaya ay-
lan olduğu" gerekçesiyle reddedil-
mişti.
DSP'li Karaa ile Arabacı'nın ma-
yıs ayında verdıkleri yasa önerisin-
de de, milletvekillerinin "tefif hak-
ları hariç, ücret, gündeük veya kese-
nek gibi ödemeler karşılığında gö-
rûlen hiçbir hizmet ve görevi yükte-
nemeyeceğj,esnaîlık,taciriik, serbet
meslek faatiyetinde bufunamayaca-
ğı" hükme bağlanıyordu.
Öneride aynca milletvekillerinin
iş takipçiliği yapamaması da öngö-
rülüyordu. DSP Bursa Milletvekili
Ali Arabacı, genel kurul açıldığın-
dabu önerilerinin de yasalaştınlabi-
leceğini söyledi.
Prof. Soyaslati:
Siyasetçiye
kamıüeiş
yasaklansın
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milletvekillerinin
ayncahkh emekliliğine
karşı verdiği mücadele ile
tanınan Prof. Dr. Doğan
Soyaslan bakan ve
milletvekillerinin kamu ile
iş yapmalannın
yasaklanması gerektiğini
vurguladı. Soyaslan. böyle
bir önlem alınmaması
durumunda siyasilerin
flımalannı ve işlerini
kayyuma devretmelerinin
anlam taşımayacağma
dikkat çekti.
Prof. Dr. Soyaslan,
yolsuzluk operasyonlannın
bakanlara kadar
uzanmasının ardından
koalisyon ortaklannın
yapmayı planladığı
düzenlemeyı değerlendirdi.
Soyaslan, Batılı devletlerde
bu tür önlemlerin alındığını
anlatarak bu ülkelerde ihale
yasalarının da tamamen
saydam olduğuna dikkat
çekti.
Devletle alışveriş
yasağı getlrllsln
Milletvekili ve bakan olan
siyasilerin firma ve iş
yönetimlerini kayyuma
devredebileceklerini, bu
yönteme ek önlem
gerektiğini vurgulayan
Soyaslan, kamu kesimiyle iş
yapma yasağının da
getiribnesi gerektiğini
kaydetti. Soyaslan,
"Devkde ahşvenş yasağı
getirilebflir. Başkasına
devretmiş oisa da bu yasak
getirihr. Anlaşmah,
danışmah olarak bu yasak
definir ise meseia bir şirket
devietten ahr onlara
devrederse bunlara bfle
yasak getirirsiniz. Kayyuma
da yasak getirmezseniz fazla
bir anlamı kahnaz zaten"
diye konuştu. Soyaslan, bu
yasaklara uymayanlara karşı
tazminat yaptınmın zaten
kendiliğinden doğacağını
belirterek ceza yaptınmının
da getirilebileceğini söyledi.
Soyaslan, suurlamalann
sıyasetçinin birinci
dereceden yakınlannı da
ilgilendirmesi
gerektiğini söyledi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Adalet Bakanı Türk:
Savcüar, delilleri
MecUs'egöndersin
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Ba-
kanı HikmetSami Türk,
Başbakan ve bakanlar
hakkındaki suçlamalarda
cumhuriyet savcılannı
devredışı bırakan anaya-
sal hükümlerin değiştiril-
mesini istedi.
Adalet Bakanı Türk,
siyasi etik yasasına iliş-
kin tartışmalar kapsa-
mında, Meclis soruştur-
masındaki siyasi ağırlı-
ğın azaltılmasını da gün-
deme getirdi. Bakan
Türk, "Cumhuriyet sav-
cılan,herhangibir soruş-
turmada bakanlar hak-
kmda ellerinde delil bu-
lunması halinde nasü bir
yol izfcraeBdirler?" soru-
suna şu yanıtı verdi:
"Bakanlarhakkındaki
iddialar,en az55milletve-
kfli tarafindan Meclis So-
nısturması olarak Mec-
lis'te gündeme getirüir.
(Anayasa madde 100)
Başbakan ve bakanlar
hakkında gerektiğinde
Meclis soruşturma ko-
misyonu kurulduğunda
bagflerdeğerlendirüır.Bu
konu, savcılann görev
alanı dışındadır. Soruş-
turma komisyonu açıi-
madanellerindeböyle bir
yetki yok. Ben de bakan-
lar hakkında trin vermek
durumunda değüim, be-
nim böylebir yetkim yok.
Bize bö\Ie bir bilgi iletfle-
cek olsa geri göndermek
durumundayız. Bundan
önceki uygulamalar da
bö\1e."
Türk, cumhuriyet sav-
cılannın, bakanlar hak-
kında ellerinde bulunan
delilleri TBMM'ye gön-
dermelerini istedi.
26 Ağustos'ta Afyon'dan başlayan bağımsızlık ve eşitlik adımlan yola devam ediyor
68Tiler yarııı Izmir'e ulaşacak
TURGUTLU/AHMETLİ (Cumhu-
riyet) - 68'liler Birliği Vakfi üyeleri,
Afyon'dan başladıklan u
Bağunsızhk
Yürüyüşü''nde bugün Manisa, yarın
da Izmir'e ulaşıyorlar. Türkiye'nin ya-
şadığı emperyalist dayatmalara dikkat
çekmek ve Kuvay-ı Milliye ruhunu ak-
tif tutmak için çeşitli etkinlikler düzen-
leyen vakıf üyeleri, yıllar önce atmaya
başladıklan bağımsızlık ve eşitlik
adunlannda bir soluk da Izmir'de ve-
recekler. 68'lilerin oluşturduğu bağım-
sızlık zincirine Izmir'in
kurtuluşu olan 9 Eylül'de
yeni halkalar eklenecek.
26 Ağustos'ta Af-
yon'dan Izrnir'e doğru yo-
la çıkan 68'liler, önceki
gün Bergama köylüleriyle
buluştular. Çevre mücade-
lesi olarakbaşlayan, ardın-
dan emperyalist bir karşı
duruşa dönüşen Bergama
köylülerinin savaşunının,
68 ruhunu yansıtan en net
örneklerden birisi olduğu-
nu söyleyen yaşayan Ku-
vay-ı Milliyecıler, Berga-
ma çizgisinin uzadığı öl-
çüde, yitipgiden cumhuri-
yet kazanımlannın geri
alınacağını vurguluyorlar.
Bergama'da Çamköyve Pınarköy'de
köylülerle bir arayagelen 68'liler, Ulu-
sal Bağımsızlık Yürüyüşü'nün Berga-
ma'da bulduğu yankının daha anlamlı
olduğunu kaydettiler. 68'liler Birliği
Vakfı Başkanı GökalpEren. Bergama
köylüsü gibi geçtikleri tüm yerlerdekı
köyJünün, emperyalist dayatmalara net
bir şekilde başkaldırdığının görüldü-
ğünü belirtti. Bağımsızlık yürüyüşçü-
leri dünkü soluklannı da Turgutlu ve
Ahmetli'de verdiler. Afyon'dan başla-
yan Ulusal Bağımsızlık Yürüyüşü'nün
bugünkü durağı Manisa. Kent merke-
zinden yürüyerek Atatürk anıünageçe-
cek 68'liler burada saygı duruşunda
bulunacaklar. Ardından saat 14.00'da
Eğitim-Sen Lokali 'nde Ulusal Bağım-
sızlıkkonulutoplantılannı yapacaklar.
Toplantıya konuşmacı olarak Prof. Dr.
Hüseyin Karakayah. emekli Tümge-
neral Ali Rıza Sehnanpakoğlu ve Sön-
mez Targan katılacak.
Koray Aydın'a sahip çıkılmadı iddiası
MHP tabanı kanştı
AHMETŞEFtK
TRABZON - Baymdırlık ve Iskân Bakanlığı
bünyesinde yürütülen "Vurgun" operasyonu nede-
niyle görevinden ve mılletvekiüiğınden istifa eden
KorayAydın, memlekeri Trabzon'da milletvekille-
ri ile il ve ilçe örgütlerini brrbirine düşürdü. MHP
Trabzon Milletvekili Orhan Btçakçıoğlu, Aydın'a
yönelen baskılara karşı tepki göstermedikleriniid-
dia ederek Trabzon örgütlerinin istifasını istedi.
Aydın'ın siyasi bir linç operasyonuna kurban edil-
diğini öne sürenBıçakçıoğlu, "Ancakbeniasd kab-
reden Trabzonll Örgütü'nünsessizkahnasıdır.Ba-
kanma sahip çıkmamasıdır. Bunun hesabuu vere-
cekler. Onları istifaya çağınyoranı'' dedi. Bıçakçı-
oğlu'nun sözleri ortalığı kanştırdı. MHP Trabzon
ll Başkanı Zekeriya V^rdaloğJu, bu sözlerin asıl
söylenmesi gereken yerin parti organlan olduğu-
nu belirtti ve partinin kamuoyu önünde güç duru-
ma dûşürüldüğünü savundu. Vardaloğlu şunlan
söyledi: "TeşkilatrffayŞninihiçe sayan bn ifedekr,
taranmızdanfigflimakamlara iletikcekthf
68'lilerin yarın Izmır'e girişi için
kapsamh bir karşılama programı ha-
zırlanıyor. Saat 10.30'da Belkahve'de
Atatürk arutı önünde olacak grup bu-
rada yapılacak basın açıklamasının ar-
dından öğle saatlerinde Izmir'e giriş
yapacak. Saat 13.00'da Cumhuriyet
Meydanı'ndaki Atatürk anıtına çelenk
bırakılacak. Ardından saat 14.00'da
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlü-
ğü'ndeki 75. Yıl Amfısi'nde geçtikle-
n tüm yerlerdekı düzenledikleri ÛJusal
Bağımsızlık konulu top-
lantılannı yineleyecekler.
Buradaki toplantı gazete-
miz Yayın Kurulu Başka-
nı İlhan Selçuk'un açış ko-
nuşmasıyla başlayacak.
68'liler Birliği Vakfi adına
Mustafa îlker Gürkan'ın
konuşmasının ardından
ana tebliğ Prof. Dr. Oğuz
Oyan tarafından sunula-
cak. Sol partiler ve kitle
örgütleri temsilcilerinin
katılımıyla yapılacak fo-
rumun ardından saat
19.00'dal5günlükUlusal
Bağımsızlık Yürüşü-
yü'nün sonuç bildirgesi
yayımlanacak.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Pınar Konuşkan, baba evine
dönmek istemıyor. Babasına soru-
yorlar, "Özürdiler veyola gelirse ka-
buledehm" rüründen bir şeylersöy-
lüyor. Pınar, babasından sürekli da-
yak yediğini, eziyet ve baskıdan yıl-
dığı için evden kaçtığını söylüyor. Ev-
den kaçtıktan sonra ise seks paza-
nnın bir unsuru haline dönüşüyor.
Pınar'ın evden kaçtıktan sonra da
bir çıkış yolu bulamadığı anlaşılıyor.
Otoparklarda günlerini, gecelerini
geçirip kann tokluğuna kendisini pa-
zarlıyor. Çünkü başka bir yol bulamı-
yor. Evden kaçtıktan sonra çektiği
onca eziyete rağmen babaevine
dönmek istemiyor. Belli ki, baba
evinde yaşadıklan, dışardakilerden
daha acı verici.
• • •
Pınar'ın öyküsü yüz binlerce genç
kızımızın öyküsü. Töre cinayetleri ve
töre intiharlan işte bu türden öyküle-
rin bir devamı, kaçınılmaz sonu. Pı-
Pınar'ın Dönmek îstemediği Ev
nar'ın öyküsünde yoksulluk var. Bu-
nu zaten biliyoruz. Bilip de kabul et-
mediğimiz bir başka gerçek ise "er-
kek" kültürü.
O herzaman övünülen erkeklik var
ya, işte bu öykülerde "erkeklik" çe-
şitli alanlarda devreye giriyor. Pınar,
yetiştirme yurdunda iken bu yurdun
görevlilerinden birinin evine temizli-
ğe gidiyor. 10 yaşında iken "birer-
kek"'m tecavüzüne uğruyor.
O çok sözü edilen "erkek"\\k önce
tecavüzfe devreye giriyor. Sonra evi-
ne dönüyor, "erkek" olan babası o-
nun "bozul"duğuna, yani kızlığının
yok olduğuna karar veriyor. Sonra
ona bir "erkek" olarak dayak atıyor.
Bir "erkek" olarak da kızının "kirien-
diğ/"ni düşünüyor.
• • •
Pınar bu kadar acı ve baskıya da-
yanamayıp evden kaçıyor. Bu kez
başka "erfce/c"lerle karşılaşıyor. Bir
kısmı ona tecavüz etmeye devam
ediyor, bir kısmı onu pazarfayarak
para kazanıyor. Oralarda başına ne-
lerin geldiğini, gelmiş olabileceğini
hepimiz biliyoruz. O dünyanın acı-
masızlığını ve vahşetini az çok kes-
tirebiliyoruz.
Pınar, kendisine benzeyen, aynı
kaderi paylaştığı kadınlarla, dertleri-
ni de kalacağı mekânlan da paylaşı-
yor. Onlarla sırt sırta vererek ayakta
kalmaya, yaşama tutunmaya çalışı-
yor. Cinayet gününden bir gün önce
birlikte kuaföre gittiklerini de gazete-
lerden okuduk.
• • •
Pınar'ın kaderine Üzeyir Garih ci-
nayeti denkgeliyor. O zaman polisin,
polis sorgusunun ne demek olduğu-
nu öğreniyor. Belki polisle daha ön-
ce yüz yüze gelmişti; bu karşılaşma
farklı oluyor. Tlgisi olmayan ifadeleri
vermeye zorlanıyor. Eziyet görüyor.
YenerYermez yakalanmasa başına
daha neler gelirdi kimbilir.
Yener Yermez yakalanıyor, Pınar
serbest kalıyor. Pınar, bu kez med-
yayla ve medyanın erkekleriyle kar-
şılaşıyor. Bu "erfce/c"lerin de diğer
"ertfe^"ler kadar haşin ve acımasız
olduğunu öğreniyor. Bu arada kadın-
lardan sorumlu "erkek" bakanı tanı-
yor.
Yaşadığı tecavüzü anlatıyor; ka-
dınlardan sorumlu "erkek" bakan,
tecavüzcüyü öğrenmek istiyor, Pı-
nar'ı yardıma çağınyor. Sanki, o te-
cavüzcü "erkek" yakalanırsa, sorun
çözülecekmiş gibi ısrarediyor. Pınar,
kendisine uzatılan "erkek" ellerine
güvensizlikle bakıyor. Erkek televiz-
yonculardan, erkek bakandan, erkek
babasından kurtulmak istiyor. "Beni
rahat bırakın" üiyor.
• • •
Pınar, yaşadığı bunca acı olaydan
sonra bir dilekte bulunuyor. "Karde-
şimin bulunmasını istiyorum. Tek ha-
yalim kardeşimle biıiikte herkesten
uzakbirevde, kimsenin benitanıma-
yacağı biryerde yaşamak."
• • •
Pınar, dayak yediği, eziyet gördü-
ğü baba evine dönmek istemiyor. Pı-
nar, bu "erkek" dünyasının kendisi-
ne çektirdiği acılardan kurtulmak is-
tiyor. Sessiz, sakin bir yerde karde-
şiyle yaşamayı özlüyor.
Aslında Pınar'ın dönmek istemedi-
ği, bir kocaev var. Bu ev, erkekleri de
mutsuz eden, acımasız "en\ekler"
dünyası. Bu dünya, şiddete, tecavü-
ze dayalı; bu dünya tüm insanlığı
mutsuz ediyor...