19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÛL 2001 CUMARTE! HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİSİRMEN Hacı Rşfış Örneği Doğrusu, ülkemizde, yargı yılının açılış tören- lerini, Sami Selçuk'un renkli kıldığını söyle- mek, sığ bellekli olmakla eş anlamlıdır. Daha önce, nice Yargrtay Başkanı, açık, tok, sözlerle yargının ve toplumun içinde bulundu- ğu durumu eleştirmişlerdir. Imran Öktem ölümünden sonra bile yobaz takımının hedefi olmuştu. Ama kabul etmemiz gerekir kı, Sami Selçuk yargı yılının açılış konuşmalarında analiz ve eleştiri sınırlannı biraz daha genişletmiştir. Bu davranıştan tedirgin olanlann bulunduğu kesin. Oysa tok, sözlü bir yargıya çok ihtiyacı- mız olduğu da tartışma götürmez bir gerçek. Yargının içinde bulunduğu koşullan unutma- yaJım. Sami Selçuk'un konuşmasının TVekran- lannda yayımlandığı gün, çevre tutukevlerinde bulunup da ödeneksizlik yüzünden Diyarbakır DGM'deki duaışmalanna götürülemeyen sa- nıklann haberi vardı. Bu arada, Sami Selçuk'un, zaman zaman bir yargı yılı açış konuşması için yadırgatıcı ölçü- de dipnotlanyla dolu olan konuşmasını, özel- likle, pek fazla kişisel olmakla eleştiren seçkin hukuk hocalanmız da yok değil. Gerçekten de teamül, Yargıtay Başkanı'nın konuşmasının salt kişisel görüşlerinin ötesin- de, yüksek yargı üyelerinin ortak görüşlerinin bir bileşkesi olması yönündedir. • • • Ne olursa olsun, Türkiye'de yasama, yürüt- me, yargı ve dördüncü güç basının içinde ol- duğu durum eleştirilere daha da dikkatle kulak vermemizi gerektiriyor. Sami Selçuk'u da bu şekilde dinlemekte ya- rar var. Bilmem ki, Sayın Selçuk'un eleştirileri içinde, katılabileceği yön bulmayan kimseye rastlamak mümkün mü? Tabii burada, "eleştiri olsun da ne olursa ol- sun!" demek istemiyoruz. Olgu gibi eleştiri de tartışmaya ve eleştiriye açık olmalıdır. örneğin Sayın Selçuk'un Türkiye'deki parti kapatma davalan ile ilgili görüşlerine tümüyle katılmak mümkün görünmüyor. Türkiye'de 33 yılda 23 partinin kapatılmış ol- ması, Sayın Selçuk'un da dediği gibi üzücüdür. Hemen belirtelim, partilerin kapanması, de- mokrasinin tam işleyişinde kimi bozukluklarol- duğunu göstermektedir. Ancak burada bozuk- luğun kapatandan mı, kapanandan mı geldiği- ne iyi bakmak gerekmektedir. Sanıyorum ki, Sayın Selçuk da bütün de- mokrasilerde parti kapatma ile ilgili hüküm ol- duğunu yadsımıyor, yalnızca bunun bizde sık olmasını eleştiriyor. • • • Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Bumin, Selçuk'u "Türkiye'nin gerçeklerini göreme- mekle" suçlamış. Doğrusu ilke olarak, hikmet-i hükümet (ra- ison d'Etat) düşüncesine ne kadar karşı isem "Türidye'nin gerçekleri" formülüne de o kadar soğuğum. Ama ne yazık ki, bunlar gün gibi ortada du- ruyorlar. Nitekim, Yargıtay Başkanı'nın, konuş- masının yayımlandığı 7 Eylül 2001 tarinli gaze- telerde, bu gerçekler elle tutulur biçimde kar- şımızdaydı. Bunlardan birincisi, öncüsü artçılı hepsi bir- birinin aynı olan Erbakan familyasının son ürü- nü Saadet Partisi'nin Tabzon ll Yönetimi'nin Kadın Kollan örgütlenme sorumlusu, 72 yaşın- daki AN Topçu idi. "Kadınlann tekbaşlanna bir yere gidemediğini ve onları yönlendirecek bir erkeğe ihtiyaç duyduklannı" söyleyen, onlaria bir araya gelmeden yeğenleri ve gelini aracılı- ğıyia temas kurduğunu belirten Ali Topçu, 21. yüzyılda hangi evrensel örgütlenme modelinin ve değerin temsilcisi ki, bu kavramlardan yarar- lanabilsin? Yine aynı günkü gazetelerde çıkan ve başını örtmeyen ebe Demet Polat, eşi Zafer Polat, kardeşi Emin Kurt ve annesi Gülsen Kurt'un uğradıklan saldın ve linç girişimi ile bu zihniyetin ve partilerin hiçbir ilişkisi yok mu acaba? Uzülerek belirtmeliyim ki, hiç de sevmediğim Türkiye'nin koşulları def'i ne yazık ki, geçerii bir sav olmayı sürdürüyor. Zaten, uluslararası hukuk kuruluşlan (AİHM) da son parti kapatma kararının uluslararası kriteriere uygun olduğunu söylüyordu. Bütün bunlardan dolayı üzgün olmamız da bir şeyi değiştirmiyor. Avukatın ölümü görüşülecek Boro boşkonları Samsun1da toplaniyor SAMSUN (Cumhu- riyet) - Bir haciz işlemi sırasında, Samsun Ba- rosu avukatlanndan Yusuf Altayh'nın öldü- rûlmesi, Çarşamba Icra Müdürü Emrah Ko- ca'nın da ağır yaralan- ması nedeniyle Türki- ye Barolar Birliği Baş- kanı Avukat Özdemir Ozak. Karadeniz Böl- gesi'ndeki baro baş- kanlanyla salı günü Samsun'da biraraya ge- lecek. 5 Eylül günü Çar- şamba ilçesinde, Avu- kat Yusuf Altaylı ile Ic- ra Müdürü Emrah Ko- ca bir haciz işlemi ya- garken borçlu Ragıp Ozköroğlu tarafından tabanca ile vuruldu. Avukat Altaylı yaşamı- nı yitirirken. Icra Mü- dürü Koca da ağır yara- lı olarak hastaneye kal- dınldı.Yeni adli yılm başlaması nedeniyle Samsun'da önceki gün yapılan tören de buruk geçti. Samsun Barosu Avukat Arif Yılmaz Üney'i telefonla arayan Özdemir Özak, Altay- lı'nın öldürülmesi ve Koca'nın da ağır yara- lanması olayı ile ilgili olarak bir değerlendir- me toplantısı yapacak- lannı söyledi. Öte yandan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de Samsun Cum- huriyet Başsavcısı Ke- mal Karacan'a gönder- diğı mesajında saldınyı şiddet ve nefretle kına- dığını açıkladı. Siyaset-ticaret ilişkisi tartışması büyüyor. Koalisyon ortaklan yasa tasansı hazırlığında ANAP ahlak komisyonu istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan BüJent Ecevit, millerve- killerinin ticari işlerini kayyuma devretmesi önerisini gündeme geti- rirken; ANAP Grup Başkanvekili Beyhan Aslan daha önce komisyon- da reddedilen Siyasi Ahlak Komis- yonu kurulması önerilerini yineledi. DSP'li Adalet Komisyonu Başkanı Emin Karaa ile Bursa Milletvekili AH Arabacı'nın mayıs ayında ver- dikleri bir yasa önensinde milletve- killerinin ricaretle uğraşmayacağı ve iş takibi yapamayacağı konusunda düzenlemeler öngörüldüğüne dik- kat çekildi. Koray Aydın'ı bakanlıktan istifa noktasına getiren gelişmeJerden sonra, milletvekillerinin iş ilişkileri • MHP'li Koray Aydın'ın istifasıyla başlayan siyasi etik tartışması koalisyonun gündeminde. Başbakan Ecevit, milletvekillerinin ticari işlerini kayyuma devretmesi önerisini gündeme getirirken ANAP daha önce gündeme getirdiği Siyasi Ahlak Komisyonu'nda ısrarlı. hükümet gündemine de girdi. Baş- bakan Ecevit, milletvekillerinin ay- nı zamanda ticaret yapmalannı kı- sıtlayıcı düzenlemeler yapılması ge- reğine dikkat çekerken, kayyumluk kurumunun yeniden düzenlenmesi için bir yasa tasansı hazırlanacağı- nı bildirdi. ANAP Grup Başkanvekili Bey- han Aslan dün düzenlediği basın toplantısında, komisyonda reddedi- len Siyasi Ahlak Komisyonu kurul- masına ilişkin önerilerini anımsattı. Aslan, öneri sahibi ANAP Istanbul Milletvekili BülentAkarcah'nın ko- nu üzerinde çaiıştığını, bu konuyu yeniden gündeme getirecekierini söyledi. Komlsyon reddetmlşti Belınt Akarcah'nın Anayasa Ko- misyonu'nda reddedilen önerisin- de, f BMM'de Siyasi Ahlak Komis- yonu kurulması ve bu komisyonun "milletvekilleri Ue dışardan atanan bakanlann tacirveya esnafsayılma- lannıgerektirecekfaaliyettebiüuna- mamalan, sanayi ve ticaret müesse- selerinde görev alamamalan, ortak olamamalan,bakanlann kâr amaç- h tüm işlerini kayyuma devretmele- ri" konulannın takibinı yapması ön- görülüyor. Komisyonun uyan ve kmama ce- zalan vermesı ve bunlan kamuya açıklaması da öngörülüyor. Öneri, Anayasa Komisyonu'nda "TB- MM'nin manevi şahsiyetinidaha da yıpratacağı, kanunla kimsenin ab lakb kıhnamayacağı ve anayasaya ay- lan olduğu" gerekçesiyle reddedil- mişti. DSP'li Karaa ile Arabacı'nın ma- yıs ayında verdıkleri yasa önerisin- de de, milletvekillerinin "tefif hak- ları hariç, ücret, gündeük veya kese- nek gibi ödemeler karşılığında gö- rûlen hiçbir hizmet ve görevi yükte- nemeyeceğj,esnaîlık,taciriik, serbet meslek faatiyetinde bufunamayaca- ğı" hükme bağlanıyordu. Öneride aynca milletvekillerinin iş takipçiliği yapamaması da öngö- rülüyordu. DSP Bursa Milletvekili Ali Arabacı, genel kurul açıldığın- dabu önerilerinin de yasalaştınlabi- leceğini söyledi. Prof. Soyaslati: Siyasetçiye kamıüeiş yasaklansın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milletvekillerinin ayncahkh emekliliğine karşı verdiği mücadele ile tanınan Prof. Dr. Doğan Soyaslan bakan ve milletvekillerinin kamu ile iş yapmalannın yasaklanması gerektiğini vurguladı. Soyaslan. böyle bir önlem alınmaması durumunda siyasilerin flımalannı ve işlerini kayyuma devretmelerinin anlam taşımayacağma dikkat çekti. Prof. Dr. Soyaslan, yolsuzluk operasyonlannın bakanlara kadar uzanmasının ardından koalisyon ortaklannın yapmayı planladığı düzenlemeyı değerlendirdi. Soyaslan, Batılı devletlerde bu tür önlemlerin alındığını anlatarak bu ülkelerde ihale yasalarının da tamamen saydam olduğuna dikkat çekti. Devletle alışveriş yasağı getlrllsln Milletvekili ve bakan olan siyasilerin firma ve iş yönetimlerini kayyuma devredebileceklerini, bu yönteme ek önlem gerektiğini vurgulayan Soyaslan, kamu kesimiyle iş yapma yasağının da getiribnesi gerektiğini kaydetti. Soyaslan, "Devkde ahşvenş yasağı getirilebflir. Başkasına devretmiş oisa da bu yasak getirihr. Anlaşmah, danışmah olarak bu yasak definir ise meseia bir şirket devietten ahr onlara devrederse bunlara bfle yasak getirirsiniz. Kayyuma da yasak getirmezseniz fazla bir anlamı kahnaz zaten" diye konuştu. Soyaslan, bu yasaklara uymayanlara karşı tazminat yaptınmın zaten kendiliğinden doğacağını belirterek ceza yaptınmının da getirilebileceğini söyledi. Soyaslan, suurlamalann sıyasetçinin birinci dereceden yakınlannı da ilgilendirmesi gerektiğini söyledi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Adalet Bakanı Türk: Savcüar, delilleri MecUs'egöndersin ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Ba- kanı HikmetSami Türk, Başbakan ve bakanlar hakkındaki suçlamalarda cumhuriyet savcılannı devredışı bırakan anaya- sal hükümlerin değiştiril- mesini istedi. Adalet Bakanı Türk, siyasi etik yasasına iliş- kin tartışmalar kapsa- mında, Meclis soruştur- masındaki siyasi ağırlı- ğın azaltılmasını da gün- deme getirdi. Bakan Türk, "Cumhuriyet sav- cılan,herhangibir soruş- turmada bakanlar hak- kmda ellerinde delil bu- lunması halinde nasü bir yol izfcraeBdirler?" soru- suna şu yanıtı verdi: "Bakanlarhakkındaki iddialar,en az55milletve- kfli tarafindan Meclis So- nısturması olarak Mec- lis'te gündeme getirüir. (Anayasa madde 100) Başbakan ve bakanlar hakkında gerektiğinde Meclis soruşturma ko- misyonu kurulduğunda bagflerdeğerlendirüır.Bu konu, savcılann görev alanı dışındadır. Soruş- turma komisyonu açıi- madanellerindeböyle bir yetki yok. Ben de bakan- lar hakkında trin vermek durumunda değüim, be- nim böylebir yetkim yok. Bize bö\Ie bir bilgi iletfle- cek olsa geri göndermek durumundayız. Bundan önceki uygulamalar da bö\1e." Türk, cumhuriyet sav- cılannın, bakanlar hak- kında ellerinde bulunan delilleri TBMM'ye gön- dermelerini istedi. 26 Ağustos'ta Afyon'dan başlayan bağımsızlık ve eşitlik adımlan yola devam ediyor 68Tiler yarııı Izmir'e ulaşacak TURGUTLU/AHMETLİ (Cumhu- riyet) - 68'liler Birliği Vakfi üyeleri, Afyon'dan başladıklan u Bağunsızhk Yürüyüşü''nde bugün Manisa, yarın da Izmir'e ulaşıyorlar. Türkiye'nin ya- şadığı emperyalist dayatmalara dikkat çekmek ve Kuvay-ı Milliye ruhunu ak- tif tutmak için çeşitli etkinlikler düzen- leyen vakıf üyeleri, yıllar önce atmaya başladıklan bağımsızlık ve eşitlik adunlannda bir soluk da Izmir'de ve- recekler. 68'lilerin oluşturduğu bağım- sızlık zincirine Izmir'in kurtuluşu olan 9 Eylül'de yeni halkalar eklenecek. 26 Ağustos'ta Af- yon'dan Izrnir'e doğru yo- la çıkan 68'liler, önceki gün Bergama köylüleriyle buluştular. Çevre mücade- lesi olarakbaşlayan, ardın- dan emperyalist bir karşı duruşa dönüşen Bergama köylülerinin savaşunının, 68 ruhunu yansıtan en net örneklerden birisi olduğu- nu söyleyen yaşayan Ku- vay-ı Milliyecıler, Berga- ma çizgisinin uzadığı öl- çüde, yitipgiden cumhuri- yet kazanımlannın geri alınacağını vurguluyorlar. Bergama'da Çamköyve Pınarköy'de köylülerle bir arayagelen 68'liler, Ulu- sal Bağımsızlık Yürüyüşü'nün Berga- ma'da bulduğu yankının daha anlamlı olduğunu kaydettiler. 68'liler Birliği Vakfı Başkanı GökalpEren. Bergama köylüsü gibi geçtikleri tüm yerlerdekı köyJünün, emperyalist dayatmalara net bir şekilde başkaldırdığının görüldü- ğünü belirtti. Bağımsızlık yürüyüşçü- leri dünkü soluklannı da Turgutlu ve Ahmetli'de verdiler. Afyon'dan başla- yan Ulusal Bağımsızlık Yürüyüşü'nün bugünkü durağı Manisa. Kent merke- zinden yürüyerek Atatürk anıünageçe- cek 68'liler burada saygı duruşunda bulunacaklar. Ardından saat 14.00'da Eğitim-Sen Lokali 'nde Ulusal Bağım- sızlıkkonulutoplantılannı yapacaklar. Toplantıya konuşmacı olarak Prof. Dr. Hüseyin Karakayah. emekli Tümge- neral Ali Rıza Sehnanpakoğlu ve Sön- mez Targan katılacak. Koray Aydın'a sahip çıkılmadı iddiası MHP tabanı kanştı AHMETŞEFtK TRABZON - Baymdırlık ve Iskân Bakanlığı bünyesinde yürütülen "Vurgun" operasyonu nede- niyle görevinden ve mılletvekiüiğınden istifa eden KorayAydın, memlekeri Trabzon'da milletvekille- ri ile il ve ilçe örgütlerini brrbirine düşürdü. MHP Trabzon Milletvekili Orhan Btçakçıoğlu, Aydın'a yönelen baskılara karşı tepki göstermedikleriniid- dia ederek Trabzon örgütlerinin istifasını istedi. Aydın'ın siyasi bir linç operasyonuna kurban edil- diğini öne sürenBıçakçıoğlu, "Ancakbeniasd kab- reden Trabzonll Örgütü'nünsessizkahnasıdır.Ba- kanma sahip çıkmamasıdır. Bunun hesabuu vere- cekler. Onları istifaya çağınyoranı'' dedi. Bıçakçı- oğlu'nun sözleri ortalığı kanştırdı. MHP Trabzon ll Başkanı Zekeriya V^rdaloğJu, bu sözlerin asıl söylenmesi gereken yerin parti organlan olduğu- nu belirtti ve partinin kamuoyu önünde güç duru- ma dûşürüldüğünü savundu. Vardaloğlu şunlan söyledi: "TeşkilatrffayŞninihiçe sayan bn ifedekr, taranmızdanfigflimakamlara iletikcekthf 68'lilerin yarın Izmır'e girişi için kapsamh bir karşılama programı ha- zırlanıyor. Saat 10.30'da Belkahve'de Atatürk arutı önünde olacak grup bu- rada yapılacak basın açıklamasının ar- dından öğle saatlerinde Izmir'e giriş yapacak. Saat 13.00'da Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk anıtına çelenk bırakılacak. Ardından saat 14.00'da Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlü- ğü'ndeki 75. Yıl Amfısi'nde geçtikle- n tüm yerlerdekı düzenledikleri ÛJusal Bağımsızlık konulu top- lantılannı yineleyecekler. Buradaki toplantı gazete- miz Yayın Kurulu Başka- nı İlhan Selçuk'un açış ko- nuşmasıyla başlayacak. 68'liler Birliği Vakfi adına Mustafa îlker Gürkan'ın konuşmasının ardından ana tebliğ Prof. Dr. Oğuz Oyan tarafından sunula- cak. Sol partiler ve kitle örgütleri temsilcilerinin katılımıyla yapılacak fo- rumun ardından saat 19.00'dal5günlükUlusal Bağımsızlık Yürüşü- yü'nün sonuç bildirgesi yayımlanacak. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Pınar Konuşkan, baba evine dönmek istemıyor. Babasına soru- yorlar, "Özürdiler veyola gelirse ka- buledehm" rüründen bir şeylersöy- lüyor. Pınar, babasından sürekli da- yak yediğini, eziyet ve baskıdan yıl- dığı için evden kaçtığını söylüyor. Ev- den kaçtıktan sonra ise seks paza- nnın bir unsuru haline dönüşüyor. Pınar'ın evden kaçtıktan sonra da bir çıkış yolu bulamadığı anlaşılıyor. Otoparklarda günlerini, gecelerini geçirip kann tokluğuna kendisini pa- zarlıyor. Çünkü başka bir yol bulamı- yor. Evden kaçtıktan sonra çektiği onca eziyete rağmen babaevine dönmek istemiyor. Belli ki, baba evinde yaşadıklan, dışardakilerden daha acı verici. • • • Pınar'ın öyküsü yüz binlerce genç kızımızın öyküsü. Töre cinayetleri ve töre intiharlan işte bu türden öyküle- rin bir devamı, kaçınılmaz sonu. Pı- Pınar'ın Dönmek îstemediği Ev nar'ın öyküsünde yoksulluk var. Bu- nu zaten biliyoruz. Bilip de kabul et- mediğimiz bir başka gerçek ise "er- kek" kültürü. O herzaman övünülen erkeklik var ya, işte bu öykülerde "erkeklik" çe- şitli alanlarda devreye giriyor. Pınar, yetiştirme yurdunda iken bu yurdun görevlilerinden birinin evine temizli- ğe gidiyor. 10 yaşında iken "birer- kek"'m tecavüzüne uğruyor. O çok sözü edilen "erkek"\\k önce tecavüzfe devreye giriyor. Sonra evi- ne dönüyor, "erkek" olan babası o- nun "bozul"duğuna, yani kızlığının yok olduğuna karar veriyor. Sonra ona bir "erkek" olarak dayak atıyor. Bir "erkek" olarak da kızının "kirien- diğ/"ni düşünüyor. • • • Pınar bu kadar acı ve baskıya da- yanamayıp evden kaçıyor. Bu kez başka "erfce/c"lerle karşılaşıyor. Bir kısmı ona tecavüz etmeye devam ediyor, bir kısmı onu pazarfayarak para kazanıyor. Oralarda başına ne- lerin geldiğini, gelmiş olabileceğini hepimiz biliyoruz. O dünyanın acı- masızlığını ve vahşetini az çok kes- tirebiliyoruz. Pınar, kendisine benzeyen, aynı kaderi paylaştığı kadınlarla, dertleri- ni de kalacağı mekânlan da paylaşı- yor. Onlarla sırt sırta vererek ayakta kalmaya, yaşama tutunmaya çalışı- yor. Cinayet gününden bir gün önce birlikte kuaföre gittiklerini de gazete- lerden okuduk. • • • Pınar'ın kaderine Üzeyir Garih ci- nayeti denkgeliyor. O zaman polisin, polis sorgusunun ne demek olduğu- nu öğreniyor. Belki polisle daha ön- ce yüz yüze gelmişti; bu karşılaşma farklı oluyor. Tlgisi olmayan ifadeleri vermeye zorlanıyor. Eziyet görüyor. YenerYermez yakalanmasa başına daha neler gelirdi kimbilir. Yener Yermez yakalanıyor, Pınar serbest kalıyor. Pınar, bu kez med- yayla ve medyanın erkekleriyle kar- şılaşıyor. Bu "erfce/c"lerin de diğer "ertfe^"ler kadar haşin ve acımasız olduğunu öğreniyor. Bu arada kadın- lardan sorumlu "erkek" bakanı tanı- yor. Yaşadığı tecavüzü anlatıyor; ka- dınlardan sorumlu "erkek" bakan, tecavüzcüyü öğrenmek istiyor, Pı- nar'ı yardıma çağınyor. Sanki, o te- cavüzcü "erkek" yakalanırsa, sorun çözülecekmiş gibi ısrarediyor. Pınar, kendisine uzatılan "erkek" ellerine güvensizlikle bakıyor. Erkek televiz- yonculardan, erkek bakandan, erkek babasından kurtulmak istiyor. "Beni rahat bırakın" üiyor. • • • Pınar, yaşadığı bunca acı olaydan sonra bir dilekte bulunuyor. "Karde- şimin bulunmasını istiyorum. Tek ha- yalim kardeşimle biıiikte herkesten uzakbirevde, kimsenin benitanıma- yacağı biryerde yaşamak." • • • Pınar, dayak yediği, eziyet gördü- ğü baba evine dönmek istemiyor. Pı- nar, bu "erkek" dünyasının kendisi- ne çektirdiği acılardan kurtulmak is- tiyor. Sessiz, sakin bir yerde karde- şiyle yaşamayı özlüyor. Aslında Pınar'ın dönmek istemedi- ği, bir kocaev var. Bu ev, erkekleri de mutsuz eden, acımasız "en\ekler" dünyası. Bu dünya, şiddete, tecavü- ze dayalı; bu dünya tüm insanlığı mutsuz ediyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle